tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > CANLILAR DÜNYASI > Hayvanlar Dünyası > Balıklar
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Balıklar Balıklar hakkında aradığınız bütün konular...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Yunuslar
Konudaki Cevap Sayısı
1
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1415

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 07.04.08, 08:35   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Gamma Üye
 
Kedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 3.713
Konular: 3171
Puan Grafiği
Rep Puanı:3699
Rep Gücü:56
RD:Kedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 45
128 Mesajına 262 Kere Teşekkür Edlidi
:
Lightbulb Yunuslar







Belki de yunuslar kadar cana yakın, insanlarla dost olabilen güler yüzlü bir hayvan yoktur. Allah'ın onlara verdiği uysallığı ve insancıllığı, yüzlerinden anlayabilirsiniz.
Yavru yunus doğarken, önce kuyruğu, sonra gövdesi ve en son başı çıkar. Anne yunus onu beslemek için süt bezlerini sıkıp gevşeterek sütünü yavrusunun ağzına fışkırtır. Anne yunusun hareketini şuna benzetebilisiniz: Elinizde süt dolu plastik bir şişe olduğunu ve bunu elinizle sıktıkça süt fışkırdığını düşünün. İşte anne yunusun yaptığı, bunun benzeridir.
Su dışında yaşayan memelilerin yavrularını beslemeleri için sütlerini fışkırtma sistemine ihtiyaçları yoktur. Oysa suyun içinde böyle bir yönteme ihtiyaç vardır. Anne yunusun bunu düşünüp de böyle bir karar vermesine imkan var mıdır? Böyle bir durumun farkına varıp, daha sonra süt bezlerine kaslar eklemiş olabilir mi? Tahmin ettiğiniz gibi; kesinlikle hayır! Daha önce de belirttiğimiz gibi, Allah anne yunusun vücudunu onun yavrusunun ihtiyaçlarını karşılayabileceği en uygun biçimde yaratmıştır.
İnsan dostu olan yunusların, solunumları da insanlara benzer. Ancak onların burun delikleri insanda olduğu gibi yüzünün ortasında değil, başının üzerindedir. Yunuslar da insanlar gibi suya dalmadan önce dışarıdaki havayı içlerine çektikten sonra nefeslerini tutar ve öyle suya dalarlar. Tekrar su üstüne çıkarken, son birkaç metrede akciğerlerindeki havayı suyla dışarı püskürtürler.
Hepiniz yunusların denizde nasıl süzülürcesine yüzdüklerini, hatta gemilerle nasıl yarıştıklarını bilirsiniz. Hepsi mükemmel yüzücüdür. Onların mükemmel yüzmelerinin en önemli sebebi, derilerinin pürüzsüz ve kaygan olmasıdır. Bu özellikleri, onların suyun üzerinde kolayca kayıp gitmelerini ve çok hızlı yüzmelerini sağlar. Hızlı yüzmelerini sağlayan bir diğer özellik de burun yapılarıyla ilgilidir. Yunusların burunları suyun üzerinde hızla yol almak için en uygun yapıdadır. Bunu farkeden insanlar, gemilerin suyun içinde kalan ön kısımlarını, yunusların burunlarına benzeterek inşa etmişlerdir. Bugün gemiler, bu sayede hızlı gidebilmektedir.
Peki yunusların hiç koku almadıklarını ve kör olduklarını biliyor muydunuz? Ancak, buna karşın Allah yunuslara çok gelişmiş bir işitme duyusu vermiştir. Yunuslar, kilometrelerce uzaktaki sesleri dahi gelişmiş işitme duyuları sayesinde kolayca duyarlar. Ayrıca, vücutlarında bulunan ve denizaltılardaki "sonar" adlı cihaza benzeyen bir sistem sayesinde yollarını rahatlıkla bulur ve avlarının yerini kolaylıkla saptarlar. Bu olay şöyle gerçekleşir: Çıkardıkları, insan kulağının duyamayacağı sesler, suda dalgalar halinde yayılır. Bu ses dalgaları, önlerine bir engel çıkarsa ona çarpıp geri döner. Sesin gidip balık ya da kayaya çarpıp geri döndüğü süre, avın ya da engelin uzaklığını gösterir. Az önce bahsettiğimiz denizaltılardaki sonar sistemi de insanlar tarafından yunusların bu özellikleri taklit edilerek üretilmiştir.
Koku almayan ve görmeyen yunusların Allah'ın verdiği güçlü bir işitme duyusuna sahip olması, onları diğer balıklara yem olmaktan korur.





ALINTIDIR.
--------------Tualimforum İmzam--------------
Boşverdim

Konu Kedi tarafından (07.04.08 Saat 08:38 ) değiştirilmiştir..
Kedi isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07.04.08, 08:40   #2 (permalink)
Kullanıcı Profili
Gamma Üye
 
Kedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 3.713
Konular: 3171
Puan Grafiği
Rep Puanı:3699
Rep Gücü:56
RD:Kedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 45
128 Mesajına 262 Kere Teşekkür Edlidi
:
Smile Yunuslar

Yunuslar ve balinalar diğer tüm memeliler gibi ciğerleri ile solunum yaparlar. Bu, onların su içinde iken balıklar gibi nefes alıp veremeyecekleri anlamına gelir. Bu nedenle nefes almak için düzenli olarak su yüzeyine çıkarlar. Başlarının üstünde hava alıp vermelerini sağlayan bir delik bulunur. Burası öyle tasarlanmıştır ki hayvan suya daldığında delik bir kapak tarafından otomatik olarak örtülür ve içeri su kaçması önlenir. Su yüzeyine çıkıldığında ise, kapak yine otomatik olarak açılır.
Boğulmadan
Uyumayı Sağlayan Sistem

Yunuslar her nefes alışlarında ciğerlerinin % 80- 90'ını havayla doldururlar. Oysa çoğu insan için bu oran ancak % 15'i bulur.Yunuslar için nefes almak insanlarda veya diğer kara memelilerinde olduğu gibi bir refleks değildir, iradeli bir harekettir. Yani biz nasıl yürümeye karar veriyorsak, yunuslar da nefes almaya karar verir. Bu, hayvanın suda uyurken boğularak ölmemesi için alınmış bir tedbirdir. Yunus uykusu sırasında beyninin sağ ve sol yarım kürelerini yaklaşık on beş dakika arayla nöbetleşe kullanır. Bir yarım küre uyurken, diğer yarım küre yüzeye çıkarak hayvanın nefes almasını kontrol eder. Yunusların ağızlarındaki gagaya benzer çıkıntı ise sudaki hareketlerini kolaylaştıran bir başka tasarımdır. Hayvan bu yapı sayesinde suyu daha iyi yarmakta ve daha az enerji harcayarak, daha hızlı yüzebilmektedir. Modern gemilerin burunlarında da yunus ağzına benzer bir çıkıntı vardır. Bu hidrodinamik tasarım, gemilerin hızını da aynen yunuslarınki gibi artırmaktadır.


Yunusların Sosyal Yaşamı

Yunuslar çok büyük gruplar halinde yaşar. Güvenli bir koruma için dişiler ve yavrular böyle bir grubun ortasında yer alır. Grubun hasta üyesi yalnız bırakılmaz, ölene kadar grubun içinde tutulur. Bu güçlü dayanışma bağı, yeni bir yavru gruba katıldığı ilk günden itibaren başlar. Yunus yavruları önce kuyrukları dışarı çıkacak biçimde doğarlar. Bu sayede doğum tamamlanana kadar yavrunun havasızlıktan ölmesi önlenmiş olur. En son yunusun başı doğum kanalından çıkar çıkmaz, ilk nefesini alması için hızla su yüzeyine çıkarılır. Genellikle, yardım amacıyla anne yunusa bir başka dişi yunusda eşlik eder.

Anne yunus doğumdan sonra hemen yavrusunu emzirir. Süt emmek için dudağı olmayan yavru, annesinin karnındaki bir yarıktan çıkan iki süt kaynağından beslenir. Bu bölgeye ufak ağız darbeleriyle dokunduğunda süt fışkırır. Yavru her gün onlarca litre süt içer. Bu sütün % 50'si yağdan meydana gelir (ineklerde ise sütün sadece % 15'i yağdır). Bu yoğun kıvam sayesinde, yavrunun vücut ısısını dengelemek için ihtiyaç duyduğu yağlı deri tabakası hızla oluşur. Hızlı dalışlar esnasında diğer dişiler yavruyu aşağı doğru iterek yardımcı olurlar. Ayrıca, yavruya avlanmayı ve sonarını kullanmayı da öğretirler. Bu yıllarca süren bir eğitim safhasıdır. Bazıları yıllarca sevdikleri bir aile üyesinin peşinden ayrılmazlar. 30 sene boyunca bu böyle devam edebilir.

Yunuslar insanlarla kıyaslanamayacak kadar derin sulara dalabilirler. Bu konudaki rekor Balinagillerden amber balığına aittir. Amber balığı bir nefes alışla 3000 metre derine dalış yapabilir. Gerek yunuslar gerekse balinalar bu tip dalışlara uygun bir tasarımda yaratılmışlardır. Palet şeklindeki kuyruklar suya dalmayı ve yüzeye çıkmayı oldukça kolaylaştırır.

Dalış için yaratılmış bir başka tasarım da hayvanın ciğerlerinde gizlidir: Hayvan derine daldıkça üzerindeki suyun ağırlığı, yani basıncı artar. Bu basıncı dengelemek için, ciğerlerinin içindeki hava basıncını da giderek artırır. Ancak bu hava basıncı giderek çok yüksek derecelere çıkar. Aynı basınç bir insan ciğerine uygulansa, ciğer yırtılıp parçalanacaktır. İşte bu tehliaaae karşı yunusun vücudunda çok özel bir koruma yaratılmıştır: Yunusların akciğerlerindeki bronşlar ve hava kesecikleri, basınca karşı son derece dayanıklı kıkırdak halkalarla korunmuştur.


Yunusların vücutlarındaki bir diğer yaratılış örneği ise, vurgun tehlikesine karşı alınan tedbirdir. Dalgıçlar su yüzeyine hızlı çıkışlarda basınç farkından kaynaklanan bu tehliaaale karşılaşırlar. Vurgunun nedeni, akciğerlere çekilmiş olan havanın ani bir biçimde kana karışarak damarların içinde hava kabarcıkları oluşturmasıdır. Bu baloncuklar kan dolaşımındaki düzeni bozarak ölüm tehlikesi meydana getirir. Balinalar ve yunuslar ise bizler gibi akciğerleriyle solumalarına karşın böyle bir problemle asla karşılaşmazlar. Bunun nedeni, derinlere dalarken insanlar gibi dolu ciğerle değil, boş ciğerle hareket etmeleridir. Ciğerleri hava ile dolu olmadığı için, bu havanın basınç değişikliği nedeniyle kana karışması ve dolayısıyla "vurgun yeme" tehlikesi ile karşı karşıya kalmazlar.

Ama asıl soru burada ortaya çıkar: Eğer ciğerlerini hava ile doldurmuyorlarsa, oksijensiz kalıp boğulmaktan nasıl kurtulurlar?

Bu sorunun cevabı, bu canlıların kaslarındaki yüksek orandaki "miyoglobin" proteinidir. Bu miyoglobin proteinleri, çok yüksek miktarda oksijen molekülünü kendi üzerlerine bağlar ve muhafaza ederler. Yani canlı için gereken oksijen, ciğerdeki havada değil, doğrudan kasların içinde saklanır. Yunuslar ve balinalar bu sayede uzun süre nefes almadan yüzer ve diledikleri kadar da derine dalabilirler. İnsanlarda da miyoglobin proteini vardır, ama çok daha az oranda olduğu için, aynı yüzme serbestliğini sağlamamaktadır. Yunus ve balinalara özel olan bu biyokimyasal ayarlama, elbette bilinçli bir tasarımın açık delilidir. Allah, her canlı gibi deniz memelilerini de içinde bulundukları şartlara en uygun vücut yapılarıyla yaratmıştır.


Alıntıdır.
--------------Tualimforum İmzam--------------
Boşverdim
Kedi isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
yunuslar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Yunuslar İlköğretim Okulu Gediz Kütahya - Kütahya Gediz Yunuslar İlköğretim Okulu Pelince Anaokulu - İlköğretim 0 09.05.13 17:21
Gökdoğan Yunuslar Mezrası İlköğretim Okulu Kurtalan Siirt - Siirt Kurtalan Gökdoğan Pelince Anaokulu - İlköğretim 0 28.07.11 23:36
Yunuslar Tatil Köyü Kedi Tatil/Gezi Rehberi 0 21.06.10 18:36


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:07 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2