tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri (http://www.tualimforum.com/cocuk-masallari-cocuk-hikayeleri/)
-   -   Ezop Masalları(Ezop Fabl Hikayeleri) (http://www.tualimforum.com/cocuk-masallari-cocuk-hikayeleri/18685-ezop-masallariezop-fabl-hikayeleri.html)

Okyanus 13.11.08 21:32

Ezop Masalları(Ezop Fabl Hikayeleri)
 
Rüzgâr Ile Güneş
Güneş ve rüzgâr kimin daha güçlü olduğunu tartışıyorlarmış. Rüzgâr
-Ben daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım. Şu karşıdaki paltolu yaşlı adamı görüyor musun ? Paltosunu senden daha hızlı çıkaracağıma bahse girerim
Demiş. Güneş bir bulutun arkasına çekilmiş ve rüzgâr kasırga şiddetinde esmeye başlamış. O kuvvetle estikçe ihtiyar adam paltosuna daha sıkı sarılıyormuş.
Sonunda . rüzgâr pes edip durmuş. Güneş bulutların arkasından çıkıp yaşlı adama nazikçe gülümsemiş. Çok geçmeden adam alnındaki teri silip paltosunu çıkarmış.
Sonra , rüzgâra dönmüş nazik ve dostça davranışın, şiddet ve güç gösterisinden daha etkili olduğunu söylemiş.
Ezop Masalları Fabl Hikayeleri...

Okyanus 13.11.08 21:35

Yengeç İle Yavrusu
 
Yengeç İle Yavrusu

Yengeç ana, kızı yengece kancayı takmış, durmadan konuşurmuş, bıktırırmış canından:
-Öyle eğri büğrü yürüme! Şunu şöyle yapma, bunu böyle yapma! Doğru dürüst yürü! ..
Yengeç kızın canına tak demiş, patlamış
-Peki, sen doğru dürüst yürü önüm sıra da yürümek neymiş ben de öğreneyim. Yapmadım mı, o zaman vır . vır et! demiş anasına:
Kendindeki kusurları görmeden başkasında kusur bulmak kötü bir şeydir.

Okyanus 13.11.08 22:25

Kurbağa İle Aslan
 
Kurbağa İle Aslan

Bir gün, Aslan kırda dolaşırken bir ses duymuş. İrkilmiş:
- Nedir acaba? demiş. Kimbilir, belki de çok yaman bir hayvandır. Sesine baksana, ne gürültülü! Benden baskın çıkar da şuracıkta paralayıverir beni! Neme gerek, sineyim,bekleyeyim, Canımı kurtarırım hiç olmazsa.
Beklemiş. Bir de ne görsün? Bir kurbağa!
- Vay . kerata vay! demiş. Boyuna bakmazsın, posuna bakmazsın dünya kadar gürültü edersin. Duyan da seni bir şey sanıp korkar, ürker. öl bakayım!
Ayağını bastığı gibi, kurbağayı ezerek öldürmüş.
Yalnız diline, bağınş çağışına güvenenler, bir gün gelir, ürküttüm, korkuttum sandıklarının kaba gücüyle ezilip ölürler.


Okyanus 13.11.08 22:26

Kurbağa Doktor Olmuş
 
Kurbağa Doktor Olmuş

Batak kurbağası gururla:
- Ben doktor oldum, kimin ne hastalığı varsa ben iyileştiririm.
Yakından geçen bir tilki, bunu duymuş, gülmüş:
- Sen daha kendi derdine derman olamamışsın.
Baksana hop hop zıplıyorsun da bir türlü doğru dürüst yürüyemiyorsun. Önce o derdine çare bul da, başkalarınınkine Allah kerimdir, . demiş.
Bilim öğrenmeyle olur. Öğrenmemiş kişiden öğretici olur mu? Cehalet başınıza büyük belalar açar.


Okyanus 13.11.08 22:29

İyilğe Karşı Kötülük
 
İyilğe Karşı Kötülük

Avcılar peşinde, alageyik önlerinde bütün gücüyle kaçıyormuş. Alageyik bir bağa dalmış, asmalardan birinin altına saklanmış. Avcılar görmeyip geçip gitmişler.
Alageyik tehlike geçince doğrulmuş. Taze, yeşil asmaya dayanamamış, başlamış kemirmeye. Hatır hutur yerken, sesi avcıların kulağına erişmiş.
-Yakınlarda bir yerde bir av var galiba, demişler.
Oklarını çıkarıp yaylarına geçirmişler, gerip gerip atmışlar. Okun biri alageyiğin yüreğini saplanmış ve yere yıkılmış.
Ölürken:
- Bunu hak ettim, demiş alageyik. Asmaya sığınıp canımı korudum, sonra onun iyiliğine karşılık tuttum yapraklarını, filizlerini yedim. İyiliğe karşı kötülük ettim.
İyiliğe iyilikle karşılık vermeliyiz.


Okyanus 13.11.08 22:40

Tek Gözlü Alageyik
 
Tek Gözlü Alageyik
Avcıların attığı oklardan biri güzel bir alageyiğin gözüne gelmiş, çıkarmış. Alageyiğin tek göz kalmış. Bir gün deniz kıyısına varmış, otlanmaya başlamış. Bir yandan da can korkusu yüreğinde kıpır kıpırmış.
- En iyisi, demiş. Tek gözümü karadan yana çevireyim, dikkatli olayım. Avcılar mavcılar gelir de görmem sonra. Denizden adama bir . kötülük gelmez, kör gözümü de ondan yana veririm, olur biter ...
Dediğini bir güzel yapmış, başlamış otlamaya.
Derken denizde bir sandal belirmiş, içinde bir sürü adam. Geyiği görür görmez hemen okla yaylarına davranmışlar, tek gözlü alageyiği gafil avlayıp vurmuşlar. Alageyik oku yemiş, yıkılıvermiş.
- Ah, ah! demiş ölürken. Ne umdum ne buldum.
Kara tehlikeliydi; deniz güvenilirdi güya. Ölüm, denizden çıkageldi.
Her zaman beklenen olmaz. Bir şeyin tehlikeli olduğunu sanırız, oysa güvenilir çıkar. İyi sanırız, kötü çıkar.

Okyanus 13.11.08 22:43

Boğanın Boynuzundaki Sivrisinek
 
Boğanın Boynuzundaki Sivrisinek

Sivrisinek uçarak gidiyormuş. Bakmış boğa, kendisiyle aynı yönde yürüyor. Hemen boynuzlarından birine konmuş. Varacağı yere yaklaştığında boynuzdan kalkmış; giderayak boğaya:
-Ah, seni kimbilir ne yordum, ne ağırlıklar verdim? Kusura kalma e mi? İşte utandım, gidiyorum, demiş.
Boğa kahkahayı basmış:
-Ben senin geldiğini bile duymadım ki, a sivrisinek! demiş. Nerde kaldı gideceğini duyayım!
Bir şey olmadıkların kendilerini bir şey sanan insanlar, ne kendilerine yararları dokunur ne de başka kimselere. Bu masal kibirli davranan insanların boşunalığını örnekliyor.


Okyanus 13.11.08 22:45

Meşe Dalında Öten Bülbül İle Avcı Atmaca
 
Meşe Dalında Öten Bülbül İle Avcı Atmaca

Bülbül meşe dalına konmuş, şakır dururmuş. Atmaca duymuş sesini.
-Aman ne güzel, demiş. Açlıktan karnım iil çalıyor; şu bülbülü yiyeyim de açlığımı dindireyim.
Sektirmeden çullanmış bülbüle, kıskıvrak yakalamış. Bülbül:
-Bırak beni atmaca kardeş, demiş. Benden ne olur sana? Bir lokmacık bir kuşum ben. Etim ne budum ne? Dişinin kovuğuna bile gitmem. Beni bırak da sen daha büyük kuşlara git, onları avla, karnını doyur.
Atmaca, bıyık altından gülmüş: Beni kandıramazsın, demiş. Ben tutacağımı tutmuşum. Şimdi seni bırakayım da bilmediğim, görmediğim başka avın derdine mi düşeyim? Yağma yok bülbül!
Çoğu düşünüp azla yetinmeyenler, bir gün azı da bulamazlar. Üstelik ellerindekini kaçırırlar. Bunu böyle bilmeli, akıldan hiç çıkarmamalı.


Okyanus 13.11.08 22:46

Ağlayan Domuz
 
Ağlayan Domuz
Çayırdaki koyunların arasına karışmış domuz.
Sessizce onlarla birlikte otluyormuş. Derken çoban yakalayıvermiş onu. Bacağından sürüyüp götürmeye başlamış. Domuzda bir feryat, bir figan! ..
Koyunlar çileden çıkmış sonunda:
-Niçin öyle etinden et koparılıyormuş gibi bağırıyorsun? demişler. Bizi de tutup tutup götürüyorlar, gıkımız bile çıkıyor mu?
Durmadan ağlayan . domuz:
-Doğru ama koyun kardeşler, sizi kırkmak için götürüyorlar, demiş. Beni ise kıtır kıtır kesmek için. Ben bağırmayayım da kim bağırsın bu durumda?
Malımı yitirdim diye ağlayıp sızlamanın yararı yoktur, bir gün geri kazanılabilir çünkü. Ama canından olacak kişi geri dönüşün olmadığını bilir, bu yüzden feryat figan eder. .

Okyanus 13.11.08 22:47

Sivrisineğin Aslan Karşısındaki Galibiyeti
 
Sivrisineğin Aslan Karşısındaki Galibiyeti


Sivrisinek vız vız uçarken, ,aslanı görmüş. Aslan da kurum kurum kurumlanıyormuş. Kolay mı bunca hayvanın kralı olmak? Kurumlanır elbette. Sivrisinek, aslanın bu kurumuna bozulmuş. Karşısına dikilmiş, elleri belinde meydan okumuş:
- Ne kurum kurum kurumlanıyorsun? demiş. Aslansan aslanlığını bil. Önüne geleni pençelemek, ona buna homurdanıp kükremek de ne oluyormuş? İşte; evlerde kanlar kocalarına da aynı şeyi yapıyorlar. Aslan mı onlar da şimdi? Senin bu ettiklerin canımıza tak dedi artık. Erkeksen çık karşıma da dövüşelim, bakalım kim kimden yavuzmuş?
Kanatlarını germiş, iğnesini sivriltmiş, vız vız diye saldırmış aslana. Aslanın en yumuşak yeri burnu ya, ordan sokmuş iğnesini, şişirtmiş. Aslan, . sivrisinekten kurtulayım derken pençeleriyle burnunu paralamış, kan içinde komuş.
Bakmış sivrisinek zorlu, bir şey yapamıyor ona.
-Tamam, sensin! demiş.
Sivrisinek, aslanı yendim diye bir gönenmiş, bir sevinmiş, sormayın. Başı dönmüş uçarken, örümceğin ağına düşmüş. Çabalayıp durmuş, canını kurtaramamış. İnim inim inlerken:
- Hey yüce Tanrım! demiş. Şu işe bak, koskoca aslanı pes ettirdim de, şimdi şuracıkta pis bir örümceğin ağında can veriyorum. Hak reva mı yani?
Güçlülerin de mutlaka bir zayıf yanı vardır. Onu bulup güçlüyü yenince insanın başı dönmemeli. Kendi gücünü bilmeli, ona göre davranmalı.

Okyanus 14.11.08 00:08

Paylaşılamayan Pınar
 
Paylaşılamayan Pınar

Bir engerek, pınar başını suyum bellemiş. Tanrının her günü su içmeye gelirmiş buraya. Pınarın yöresinde yuvalanmiş bir başka su yılanı fena bozulmuş buna:
- Ne bu be? demiş, çıkışmış. Her gün her gün gelip adamı tedirgin ediyorsun! Babanın tapulu pınarı mı bu? Değil. Var git, kendine başka pınar bul, bizim de başımız dinç olsun.
Gidersin, gitmezsin bir patırtı gürültü, bir kızılca kıyamet kopmuş ki, demeyin gitsin! Sonunda yılanlar bakmışlar, bu böyle ağız dalaşında çözümlenecek bir mesele değil. Falan gün, falan saatte buluşalım, kozumuzu payedelim. Kim kimi yenerse, çeksin gitsin burdan; suyu da, pınarı da kalana bıraksın, demişler, kesişmişler. .
Su yılanından hazetmeyen kurbağalar, olanı biteni uzaktan gözlerlermiş. Engereğe koşmuşlar:
- Üzülme sakın, demişler. O haine karşı biz senin yanındayız. Korkma senin arkanda biz varken onu yenersin.
Kararlaştırılan günde yılanlar karşı karşıya gelmişler. İş bir an önce bitsin diye sektirmeden birbirlerinin üzerine atılmışlar. Bir dövüş başlamış ki, evlere şenlik! Çevreden kurbağalar da vırak vırak ötüp ortalığı gürültüye boğarlarmış.
Engerek yılanı, su yılanını sonunda yenmiş. Soluk soluğa dövüşten çıkmış. Çevresini saran sözde kendi tayfası kurbağalara:
- Ayıp ayıp! demiş. Bir de benden yana olacaktınız güya! Anam kovalandı su yılanını, yenene kadar, biriniz olsun el vermediniz. Ötüp durdunuz boyuna. Nerde kaldı sizin benden yana oluşunuz? .
Kurbağalar, yiğitliğe toz kondurmadan:
- Biz gücümüzle değil, gırtlağımızla yardım ederiz. Yapacak başka bir şeyimiz yok! demişler.
Laf ebeliğinden öteye gitmeyen, zora geldi mi bahanelere sığınanlara güvenilmez.


Okyanus 14.11.08 00:09

Fitneci Aslan
 
Fitneci Aslan Aç aslan bir çayırdaki üç ineği gözüne kesmiş:kesmiş ya,üçünden korkmuş.
``Ben birini parçalarken öbür ikisi bir olur,hakkımdan gelirler sonra``diye düşünmüş.``En iyisi,``demiş,``bunları ben birbirlerinden ayırayım.Daha kolay olur benim için``
Öyle yapmış aralarına girip fitneyi somuş,her birini öbüründen ayırmış.Sonra teker teker tenhada kıstırıp parçalamış,yemiş.
(BİRLİK GÜÇLÜK VERİR.BİR OLUNDU MU DÜŞMANLAR ÇENİKİR, SOKULMAZ. AKILLI KİŞİ DEDİĞİN,DOSTLARININ,AKIL YOLDAŞLARININ YANINDAN AYRILMAZ,KOPMAZ HİÇ.GÜVENLİ OLUR.)


Okyanus 14.11.08 00:10

Yaralı Aslanın Canı Geyik Çekiyor
 
Yaralı Aslanın Canı Geyik Çekiyor

Kral aslan zamanla iyice yaşlanmış. Hastalanmış da. Komşusu tilki sık sık onu ziyarete gelirmiş. Konuşur, dertleşirlermiş. Aslan, bir gün tilkiye yalvarmış:
-Canım. öylesine geyik yemek istiyor ki... demiş.
Anlatamam. Ne olur, git, ormandaki geyiği kandır getir bana, bir güzel yiyeyim.
Tilki düşünmüş; bir yandan kral, bir yandan . kapı komşusuymuş Aslan. Ormana gidip geyiği arayıp bulmuş.
- Aslan seni istiyor, hadi gel, demiş.
- Ya, geleyim de beni yesin, değil mi? Gelmem, demiş geyik.
Tilki:
- Yahu, sen gel, demiş. Sandığın gibi değil. Bizim de bir bildiğimiz var değil mi! Haydi, gel gidelim. Ne yani, ben senin düşmanın mıyım?
- Yok, değilsin ama demiş geyik, duraklamış.
Tilki çevresine bakınmış. Bir dinleyen, bir gören var mı diye .

Samimi bir şey söyleyeceğim, demiş yavaşça. Aslan son anlarını yaşıyor. Öldü ölecek. Tek düşüncesi; öldükten sonra yerine kimi geçireceğini, kimi kral yapacağıdır. Kurdu tutmuyor, salağın biri diye. Deve desen, neresi doğru ki, kral olsun diyor. Kuşları sevmiyor. Fili gebeşten sayıyor, ne desen, kimi söylesen bir kulp takıyor hepsine. Sonunda ağzındaki baklayı çıkardı: Geyik olsun, dedi. Bacakları yamandır,koşup haksızlıkları kovalar; boynuzları sağlamdır, haklıyı haksıza karşı savunur. En iyisi, en hası geyiktir. Yerime o geçmelidir, dedi. Ben de . kalktım, sana söylemeye geldim. Şimdi kralın yanına gideriz konuşursunuz, kendi ağzından da duyarsın.
Geyikte etekler tutuşmuş, sevinçten uçmaya başlamış. Hemen tilkinin yanına katılıp aslanın inine gitmişler. Aslan, gelenleri duyunca, bir köşeye sinmiş, beklemiş. Tilki, önden buyur etmiş geyiği; geyik içeri girer girmez, aslan bir kükremeyle saldırmış, fakat geyik çabuk toparlanmış. Aslanda kocamış bir aslan ya, eli ermemiş, ayağı varmamış; ancak bir pençe atabilmiş, o da geyiğin kulağını sıyırıp geçmiş. Geyik; korkudan dörtnala kaçmış, hemen ormana gizlenmiş, izini de yok etmiş. .
Tilki, olanlara çok bozulmuş. Aslana çıkışmış: .
-Amma beceriksizsin! Demiş. Bir çuval inciri berbat ettin. Ben . onca dil döktüm, dilimde tüy bitti, geyiği sana getirene kadar, sen bir işi beceremedin!
Aslan utancından yerin dibine göçmüş. Burnunu çeke çeke:
-Bağışla beni, ne yapalım, bir iştir oldu işte, demiş. Ama bir daha böyle. aptallık yapmam. Hadi sen git, ,yine geyiği kandır, bana getir. Bir güzel yiyeyim şunu.
Tilki önce kabul etmemiş. Olmaz molmaz demişse de, bakmış aslan yaşından sıkılımadan ağlayıp sızlıyor:
- Peki, peki, demiş. Gidiyorum ya, bu son, gözünü dört aç ve bu işi bitir.
- Merak etme sen, hele bir gelsin, işi bitiktir demiş aslan.
Tilki yine ormana gitmiş, aramış taramış güç bela bulmuş geyiği. Geyik, tilkiyi görünce irkilmiş:
- Yine mi sen? demiş. Beni kandırdın. Kralsın, kral oluyorsun dedin aklımı çeldin, aslana götürdün.
Az daha canımdan oluyordum. Şimdi hangi yüzle geliyorsun? Çabuk defol git, gözüm görmesin seni seni!
Tilki, adı üstünde tilki. Kurnaz, hinoğlu hin.Geyiğin bu dediklerini bir başka yalanla şıppadak karşılamış:
, -Aaa! Bu senin yaptığına ne derler biliyor musun? demiş. Tam tamına hainlik! Anladın mı, hainlik! Ben sana kral olacaksın derken yalan mı söyledim? Hayır. Ama sen, korkudan nerdeyse canından olacaktın. Söyle bakalım, niçin korktun aslandan?
- Niçin korkmayacak mışım? Aslan az . daha beni yiyecekti. Görmedin mi nasıl saldırdı üstüme?
- Gördüm ama, aslan sana saldırmadı ki. Kulağına krallıkla ilgili iki çift gizli laf edecekti, onu diyeyim derken sen korkudan hoplayıp zıpladın, kaçtın yüz gerı.
- Yani?
- Aslan yine seni istiyor. Benim gözümde geyikten başka kral yoktur. Olamaz da diyor. Varalım gidelim şuna yine, iyice dinle ne diyorsa öğren; krallığını da al. Bu iş olsun bitsin!
Şapşal geyik, umutla korkusunu yenmiş, yine yola düşmüşler, aslanın inine gelmişler. Aslan bu kez bütün gücünü toplamış, bir saldırıda geyiği yıkmış, parçalayıp yemeye başlamış.
Tilki, bir kıyıya çekilmiş ve olanı biteni izlemiş.
Bakmış, aslan hiç oralı değil, kendisine bir lokma bir şey bile vermiyor. Bir yolunu bulmuş, geyiğin yüreğini kapmış yutuvermiş. Aslan, sıra yüreğe gelince aramış, taramış bulamamış. Tilkiye dönüp:
-Nerde bu geyiğin yüreği? diye sormuş. Kıs kıs gülen tilki bozuntuya vermeden:
- Ne yüreğin söz ediyorsun? demiş. Düşüm bir, bu kadar aptal bir hayvanın yüreği olur mu? Yüreği olsaydı, bu kadar aptalca davranıp aslana yem olmak için tıpış tıpış iki kez ayağına kadar gelir miydi? Onun yüreği müreği yok, demiş.

İnsanoğlu da öyledir. Pohpohlandınız mı, olmadık şeylerle yücelttiniz mi, bir kabarırlar, bir şişinirler; gözleri hiçbir şeyi görmez. Kör, kör tehlikeye atılıp canlarını kolaycacık harcarlar.


Okyanus 14.11.08 00:12

Yaralı Aslanın Canı Geyik Çekiyor
 
Yaralı Aslanın Canı Geyik Çekiyor

Kral aslan zamanla iyice yaşlanmış. Hastalanmış da. Komşusu tilki sık sık onu ziyarete gelirmiş. Konuşur, dertleşirlermiş. Aslan, bir gün tilkiye yalvarmış:
-Canım. öylesine geyik yemek istiyor ki... demiş.
Anlatamam. Ne olur, git, ormandaki geyiği kandır getir bana, bir güzel yiyeyim.
Tilki düşünmüş; bir yandan kral, bir yandan kapı komşusuymuş Aslan. Ormana gidip geyiği arayıp bulmuş.
- Aslan seni istiyor, hadi gel, demiş.
- Ya, geleyim de beni yesin, değil mi? Gelmem, demiş geyik.
Tilki:
- Yahu, sen gel, demiş. Sandığın gibi değil. Bizim de bir bildiğimiz var değil mi! Haydi, gel gidelim. Ne . yani, ben senin düşmanın mıyım?
- Yok, değilsin ama demiş geyik, duraklamış.
Tilki çevresine bakınmış. Bir dinleyen, bir gören var mı diye .

Samimi bir şey söyleyeceğim, demiş yavaşça. Aslan son anlarını yaşıyor. Öldü ölecek. Tek düşüncesi; öldükten sonra yerine kimi geçireceğini, kimi kral yapacağıdır. Kurdu tutmuyor, salağın biri . diye. Deve desen, neresi doğru ki, kral olsun diyor. Kuşları sevmiyor. Fili gebeşten sayıyor, ne desen, kimi söylesen bir kulp takıyor hepsine. Sonunda ağzındaki baklayı çıkardı: Geyik olsun, dedi. Bacakları yamandır,koşup haksızlıkları kovalar; boynuzları sağlamdır, haklıyı haksıza karşı savunur. En iyisi, en hası geyiktir. Yerime o geçmelidir, dedi. Ben de kalktım, sana söylemeye geldim. Şimdi kralın yanına gideriz konuşursunuz, kendi ağzından da duyarsın.
Geyikte etekler tutuşmuş, sevinçten uçmaya başlamış. Hemen tilkinin yanına katılıp aslanın inine gitmişler. Aslan, gelenleri duyunca, bir köşeye sinmiş, beklemiş. Tilki, önden buyur etmiş geyiği; geyik içeri girer girmez, aslan bir kükremeyle saldırmış, fakat geyik çabuk . toparlanmış. Aslanda kocamış bir aslan ya, eli ermemiş, ayağı varmamış; ancak bir pençe atabilmiş, o da geyiğin kulağını sıyırıp geçmiş. Geyik; korkudan dörtnala kaçmış, hemen ormana gizlenmiş, izini de yok etmiş. .
Tilki, olanlara çok bozulmuş. Aslana çıkışmış: .
-Amma beceriksizsin! Demiş. Bir çuval inciri berbat ettin. Ben onca dil döktüm, dilimde tüy bitti, geyiği sana getirene kadar, sen bir işi beceremedin!
Aslan utancından yerin dibine göçmüş. Burnunu çeke çeke:
-Bağışla beni, ne yapalım, bir iştir oldu işte, demiş. Ama bir daha böyle. aptallık yapmam. Hadi sen git, ,yine geyiği kandır, bana getir. Bir güzel yiyeyim şunu.
Tilki önce kabul etmemiş. Olmaz molmaz demişse de, bakmış aslan yaşından sıkılımadan ağlayıp sızlıyor:
- Peki, peki, demiş. Gidiyorum ya, bu son, gözünü dört aç ve bu işi bitir.
- Merak etme sen, hele bir gelsin, işi bitiktir demiş aslan.
Tilki yine ormana gitmiş, aramış taramış güç bela bulmuş geyiği. Geyik, tilkiyi görünce irkilmiş:
- Yine mi sen? demiş. Beni kandırdın. Kralsın, kral oluyorsun dedin aklımı çeldin, aslana götürdün.
Az daha canımdan oluyordum. Şimdi hangi yüzle geliyorsun? Çabuk defol git, gözüm görmesin seni seni!
Tilki, adı üstünde tilki. Kurnaz, hinoğlu hin.Geyiğin bu dediklerini bir başka yalanla şıppadak karşılamış:
, -Aaa! Bu senin yaptığına ne derler biliyor musun? demiş. Tam tamına hainlik! Anladın mı, hainlik! Ben sana kral olacaksın derken yalan mı söyledim? Hayır. Ama sen, korkudan nerdeyse canından olacaktın. Söyle bakalım, niçin korktun aslandan?
- Niçin korkmayacak mışım? Aslan az daha beni yiyecekti. Görmedin mi nasıl saldırdı üstüme?
- Gördüm ama, aslan sana saldırmadı ki. Kulağına krallıkla ilgili iki çift gizli laf edecekti, onu diyeyim derken sen korkudan hoplayıp zıpladın, kaçtın yüz gerı.
- Yani?
- Aslan yine seni istiyor. Benim gözümde geyikten başka kral yoktur. Olamaz da diyor. Varalım gidelim şuna yine, iyice dinle ne diyorsa öğren; krallığını da al. Bu iş olsun bitsin!
Şapşal geyik, umutla korkusunu yenmiş, yine yola düşmüşler, aslanın inine gelmişler. Aslan bu kez bütün gücünü toplamış, bir saldırıda geyiği yıkmış, parçalayıp yemeye başlamış.
Tilki, bir kıyıya çekilmiş ve olanı biteni izlemiş.
Bakmış, aslan hiç oralı değil, kendisine bir lokma bir şey bile vermiyor. Bir yolunu bulmuş, geyiğin yüreğini kapmış yutuvermiş. Aslan, sıra yüreğe gelince aramış, taramış bulamamış. Tilkiye dönüp:
-Nerde bu geyiğin yüreği? diye sormuş. Kıs kıs gülen tilki bozuntuya vermeden:
- Ne yüreğin söz ediyorsun? demiş. Düşüm bir, bu kadar aptal bir hayvanın yüreği olur mu? Yüreği olsaydı, bu kadar aptalca davranıp aslana yem olmak için tıpış tıpış iki kez ayağına kadar gelir miydi? Onun yüreği müreği yok, demiş.

İnsanoğlu da öyledir. Pohpohlandınız mı, olmadık şeylerle yücelttiniz mi, bir kabarırlar, bir şişinirler; gözleri hiçbir şeyi görmez. Kör, kör tehlikeye atılıp canlarını kolaycacık harcarlar.


Okyanus 14.11.08 00:16

Akıllı Kurbağa İle Akılsız Kurbağa
 
Akıllı Kurbağa İle Akılsız Kurbağa

Gölde yaşayan iki dost kurbağa, gölleri kuruyunca başlarının çaresine düşmüşler:
-Gidelim de sulak bir yer bulalım kendimize, orayı yuvalayalım, demişler.
Aramışlar taramışlar, bir kuyu bulmuşlar. Biri ötekine:
-Hah! demiş. İşte bir su bulduk sonunda: Hadi hemen dalalım.
Öbürü, bir kuyuya bir arkadaşına bakmış:
- Ya . bu kuyu da kurursa? O zaman halimiz ne olur? demiş.
Bunu söyleyen kurbağa akıllıymış. İşin önünü de, sonunu düşünmüş.


Okyanus 14.11.08 00:29

Aferin Sansar Sana
 
Aferin Sansar Sana

Sansar, bula bula girecek yer diye bir demirci dükkanını bulmuş. Karnı da açmış. Orda gördüğü bir törpüyü yiyecek sanıp başlamış yalamaya. Törpünün dişleri sansarın dilini perişan etmiş, kan içinde komuş. Sansar hiç aldırmamış:
-Bak hele, dermiş. Koca demirin kanını ne güzel akıtıyorum. Aferin sansar sana!
Böyle diye diye dilini paramparça edip tüketmıiş. Başkalarına yaptığınız sandığınız kötülüğü kendinize de yapmış olursunuz.


Okyanus 14.11.08 00:30

Aslanın Yöneticiliği
 
Aslanın Yöneticiliği

Aslanı hayvanların başına yönetici yapmışlar.ı Aslan da aslanmış hani; iyiliksever, adaletten yana, eşitlik dedin mi, kimselere ayrıcalık tanımayan, eşi bulunmaz bir aslanmış.
Hayvanları toplamış:
- Benim liderliğimde kimse kimseye üstünlük taslamayacak. Kimse kimseye ilişmeyecek. Geçti artık o günler! Artık yağma yok. Vurgun da geçti, çalıp çırpma da. Onun için düşmanlar barışsın, küsler birbirleriyle sarmaş dolaş olsun! Birinizi birinize yan bakarken göreyim, yandınız, demiş.
Kurtla kuzuyu, sansarla horozu, keçiyle benekli parsı, kediyle sıçanı, sinekle örümceği, kaplanla ceylanı barıştırmış.
Buna en çok sevinen tavşanmış. İki gözü iki çeşme:
- Ah, işte ben hep bu günü bekledim. Hep bu günü, demiş. Sonunda beklediğim gün geldi. Bundan böyle güçlüler kasınarak dolaşamayacak. Bundan böyle güçlüler de güçsüzlerden korkacak. Güçlüler kadar güçsüzler de adamdan sayılacaklar. Yaşasın!
Bir yönetimde adalet oldu mu, düzen tıkır tıkır işler, insanlar huzur içinde yaşar. Varlıklı yoksulu, yumruğuna kuvetli zavallıyı ezmez, ezemez. Millet mutlu yaşar.


Okyanus 14.11.08 00:31

Kavgacı Aslanla Yabandomuzu
 
Kavgacı Aslanla Yabandomuzu

Bir yaz günüymüş. Aslan serinlemek ve su içmek için bir su başına gelmiş. Tam o sırada yabandomuzu da suya eğiliyormuş. Aslan:
- Çekil bakalım, suyumuzdan içelim, demiş.
- Çekilde ne demek? demiş Yabandomuzu. Biz hayvan değil miyiz, biz de su içmez miyiz? Amma laf, asıl sen çekil!
Sen çekil, hayır sen çekil... diye itişip kakışma, sonunda kavgaya çevrilmiş. Nasıl bir kavga? Kıyasıya, kırasıya, öldürüp ölmecesine! Kan ter içinde kalmışlar. Ayrılmışlar sonunda. Bir soluk alırlarken, bir de ne görsünler? Tepelerindeki ağaçlara akbabalarla, kara kargalar konmuş: Aman birbirlerini hemen öldürseler de leşleri bize kalsa... diye bekleşmişler.
Hem aslan, . hem yabandomuzu anlaşmış:
-Aman, kavgayı dövüşü boş verelim! Yine eskisi gibi dost olalım. Bu akbabalarla kara kargalara yem olmayalım, iyisi budur ... demişler, yollarına gitmişler.
Dövüşüp sövüşmek iyi mi? Barış içinde yaşamak varken ... Kavganın sonu her iki taraf için de kötü sonuç verir, bir kazanç getirmez.



Okyanus 14.11.08 00:33

Bacaklar Mı ? Buynuzlar Mı ?
 
Bacaklar Mı ? Buynuzlar Mı ?

Susuzluktan dili damağı kuruyan bir geyik, suya inmiş. Kana kana içmiş. Tam gidecek, sudaki yansımasını görünce durmuş. Aman Tanrım, o ne güzel boynuzlar, çatal çatal, ay ay. Geyikçik vurulmuş boynuzlarının güzelliğine, varsa yoksa boynuzlarım demiş, başka dememiş.
Ama gözleri kalem bacaklarına erişince coşkunluğu duman olup uçuvermiş. Nerde ay çatalı . boynuzlar, nerde o kalem gibi çırpı bacaklar ... Kahırlanmış, kararmış. Kös kös durmuş. O, öyle dururken köşelerden bir yerden bir aslan harr diye bir fırlamış üzerine: geyikçik, tez toparlanmış ok gibi ileri atılmış. Ağır vücutlu aslan ne yapsa, geyik kısmının koşmasına yetişemez.
Geyik, göz açıp kapayıncaya kadar şu başından ormanı buldurmuş. O korkuyla kaçarken ay çatalı boynuzları ağaç dallarına takılmış, yolunu engellemiş.
Aslan da bir koşu yetişip geyiği oracıkta paralamış.
Geyikçik son soluğunda:
- Ah, ah! demiş. Bir de kalem gibi diye bacaklarımı karalıyordum, boynuzlarım gibi var mı diyordum. Karaladığımdan iyilik gördüm de, övdüğüm bana edeceğini etti işte!
Ne demişler: Ummadığın taş, baş yarar.



Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:28 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2