![]() |
La Fontaine Masalları Hırsızlar Ve Eşek İki hırsız, çaldıkları bir eşek yüzünden kavga etmeye başlamışlar. Hırsızlardan biri satalım, diyormuş; öteki ise satmamakta direniyormuş. Sonunda kavgaya tutuşmuşlar, Başlamışlar yumruk yumruğa kavga etmeye... Onlar sille tokat kavga ededursun, bir üçüncü hırsız gelmiş eşeği çekip götürmüş. Eşek, bazen bir ülkedir. Hırsızlar ise krallar.O kadar savaşırlar, uğraş verirler; fakat aldıkları . hiçbir ülke kendilerine kalmaz.Onlar savaşadursun, hatta üçü de savaşsın; bir dördüncü hırsız çıkar, üçünün de canına okur. Yapılacak en güzel şey uzlaşmaktır. İnsanlığa faydalı olan en güzel şey ne ise onu yapmaktır. Ne diyelim,anlayana... Lafonten Hikayeleri La Fonten |
Öküz Olmak İsteyen Kurbağa Öküz Olmak İsteyen Kurbağa Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde öküz olmak isteyen bir kurbağa çıkmıs karşımıza: Kurbaga bir öküz görmüs çayirda, o kadar hoslanmis ki, bayilmis boyuna posuna. Kendisine baksaniz, boyu yumurta kadar ama kurbaga bu anlamaz ki , ille de öküze benzeyecek. Öküze bakmis kabarmis, kabardikça sismis., ikinmis, sikinmis , gerilmis. Bir görseniz gerginlikten nefes alamayacak hale gelmis. Eşine sormus: - Nasil hanim öküz kadar oldum mu ? Hanimi şöyle bir sağdan bakmis, birde soldan: - Nerdeee ? demis . Kurbaga daha bir hırslanmış. - Al öyleyse demis. Simdi nasilim. Bunu söylemis ya, iyice sismis.Hanim gülmüş : - Vazgeç bu sevdadan demis. Bizimki iyice hiddetlenmis. -Sen dur hele bakalim demis.Sismis, birdaha, biraz daha. Biraz daha sismis. Derken çat diye çatlamis. Iste böyle çocuklar, dünya böyle sersemlerle dolu: Her bakkal illa han hamam yaptiracak, her küçük çobanin usaklari olacak, herkes kendinde olmayana böyle hayran hayran bakacak. Ondan sonrada çat diye çatlayacak. Lafonten Hikayeleri La Fonten Hikayeleri Fabl Hikayeleri Jean de La Fontaine |
Karga İle Tilki Karga İle Tilki Bir dala konmuştu karga cenapları; Ağzında bir parça peynir vardı. Sayın tilki kokuyu almış olmalı, Ona nağme yapmaya başladı: “-Ooo! Karga cenapları,merhaba! Ne kadar güzelsiniz,ne kadar şirinsiniz! Gözüm kör olsun yalanım varsa. Tüyleriniz gibiyse sesiniz, Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.” Keyfinden aklı başından gitti bay karganın. Göstermek için güzel sesini Açınca ağzını,düşürdü nevalesini. Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim, Size güzel bir ders vereceğim: Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir, Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.” Karga şaşkın,mahcup,biraz da geç ama, Yemin etti gayrı faka basmayacağına. Lafonten Hikayeleri La Fonten Hikayeleri Fabl Hikayeleri Jean de La Fontaine |
Tilki İle Leylek Tilki İle Leylek Tilki hocanın iyiliği tutmuş bir gün Hacı leyleği yemeğe buyur etmiş - Ama, demiş tilki, bizde misafir Umduğunu değil bulduğunu yer. Meğer tilkinin cimrisi hepsinden betermiş Bir çorba çıkarmış topu topu O da sulu mu sulu Hem nerden getirse beğenirsiniz? Tabakta. Leylek gagasıyla uğraşadursun Tilki bitirmiş hepsini bir solukta. Leylek kızmış, ama çekmiş sineye. Bir zaman sonra O da tilkiyi buyur etmiş yemeğe. - Hay hay, demiş tilki, nasıl gelmem? Ben dostlara naz etmesini sevmem. Tam saatinde gelmiş. Leyleğe türlü diller dökmüş. Şu güzel bu güzel, Hele yemeğin kokusu Gel iştahım gel! Gerçi tilkilerin iştahı Pek nazlı değilmiş ama Et kokusu başka şeymiş. - Kuşbaşı galiba, demiş Bayılırmış etin böylesine Hele kıvamında pişmişine. Derken yemek sofraya gelmiş, Gelmiş ama nasıl? Kokusunu al, eti arada bul! Dar boğazlı upuzun bir çömlek içinde Tam leyleğin gagasına göre Tilki burnunu burgu etse nafile. Kısmış kuyruğunu evine dönmüş. Aç kaldığına mı yansın Bir kuşa rezil olduğuna mı? El alemi aldatanlar Bu masal size: Bir gün sizi de sokarlar Kurduğunuz kafese ... LA FONTAINE Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu |
İki Katır İki Katır İki katır yürüyormuş yan yana, Biri yulaf yüklüymüş, biri para: Köylülerden tuz vergisi toplamışlar, Koca bir heybe dolusu mangır. Para yüklü katırda bir çalım, bir çalım, Başı havalarda, Boynunda çıngırak şıngır mıngır: Zenginim zengin der . gibi, sağa sola. Derken eşkıyalar sökün etmiş; Doğru vergi katırının üstüne tabii... Yakalamış geminden, durdurmuşlar. Katır diretmiş, savunmaya kalkmış parayı. Eşkıyalar da veryansın etmiş sopayı. İşte o zaman ağlamış katır, Ve dert yanmış tanrılara: — Ben böyle mi olacaktım, demiş, Yulaf yüklü katıra Fiske bile vurulmasın da, Ben dayak yiyeyim ölesiye! — Ya, kardeş, demiş öteki; Yüksek işler iyilik getirmez her zaman; Yulaf taşımakla kalsaydın benim gibi, Başına bir belâ gelmezdi. Lafonten Hikayeleri La Fonten Hikayeleri Fabl Hikayeleri Jean de La Fontaine |
Aslanla Fare Aslanla Fare |
Güvercinle Karınca Güvercinle Karınca Cok susayan bir güvercin, su icmek icin bir dere kıyısına inmiş. Tam egilip icerken bir karıncanın suya düştügünü görmuş. Zavallı karınca, sudan cıkmak icin cırpınıp duruyormus. Güvercin, karıncaya cok acımış. Kıyıdan aldıgı bir çöpu suya bırakmış. Karınca da çöpe tutunarak kıyıya cıkmış. Bu sırada oradan gecen bir avcı, güvercini görünce sevinmiş. Ne güzel bir av." diye düşünmüş. Her şeyden habersiz güvercine silahını cevirip nişan almış. Karınca bunu görunce, avcının cıplak topuğundan ısırmış. Avcı da acı ile haykırmış. Avcının sesini duyan güvercinde havalanıp ucmuş. Böylelikle karınca da güvercinin yaptığı iyiligin altında kalmamış. |
Kurt İle Köpek Kurt İle Köpek |
Aslan Payı Aslan Payı Evvel zaman içinde bir gün, Kısrak, keçi ve kız kardeşleri koyun Bir aslanla birlik olmuşlar. Yaman bir aslanmış bu, çevrenin derebeyi. Kazançta da, kayıpta da ortağız demişler. Ertesi gün bir geyik düşmüş nasılsa Keçinin kurduğu ağlara. Hemen ortaklarına haber salmış keçi. Toplanmışlar hemen ve aslan Pençeleriyle sayıp ortakları tek tek -Dört kişiyiz, . demiş bu avı paylaşacak. Der demez de dörde bölüvermiş geyiği. Birinci parçayı kendine ayırmış, tabii Aslan payı olarak: -Bu parça benim, demiş, biliyorsunuz neden; Benim adım aslan da ondan. Buna karşı bir diyeceğiniz olamaz sanırım. Yasaya göre ikinci parça da benim hakkım. Dileyen kitapta yerini bulur: En güçlü kimse en haklı odur. Üçüncü parça en değerli ortağın olacak Ben değilim de kim o en değerli ortak Dördüncü parçaya gelince, ha, bak! O parçaya el uzatanın Kafasını koparırım, inanın! Jean de La Fontaine Lafonten Hikayeleri La Fonten Hikayeleri Fabl Hikayeleri... |
Kurt İle Köpek Kurt İle Köpek Bir köpek ormanda gezerken kurtla karşılaşmış. Hasta ve çok zayıflamış olan kurt, ayakta zor durabiliyormuş. Köpek kurdun bu haline çok üzülmüş. "Ne kadar kötü görünüyorsun böyle kurt kardeş?" demiş. "Herkes bizi düşman bilse de, biz uzaktan akrabayız. Doğrusu sana yardım etmek isterim." |
Tarla Kuşu İle Yavruları Tarla Kuşu İle Yavruları |
Horozla İnci Horozla İnci |
Tavşan İle Kaplımbağa Tavşan İle Kaplımbağa |
Agustosböceği İle Karınca Agustosböceği İle Karınca |
Şehir Faresi İle Tarla Faresi Şehir Faresi İle Tarla Faresi Çok eskiden tarla faresi ile şehir faresi arkadaş olmuş. İkisi birbirlerini çok severmiş. Aralarında güzel bir dostluk kurulmuş. Şehir faresi sık sık tarla faresini ziyaret edermiş. Birlikte kırlarda güle oynaya vakit geçirirlermiş. Diledikleri kadar koşar, zıplar, yuvarlanırlarmış... Bir gün şehir faresi arkadaşını yemeğe davet etmiş. -Bu . akşam bize gel. Sana güzel bir sofra hazırlayayım. Azıcık miden bayram etsin, demiş. Bu davete tarla faresi çok sevinmiş. Yiyeceği yemeklerin hayalini kurmaya başlamış. Bütün gece rüyasında peynirler, tatlılar, pastalar görmüş. Bu arada şehir faresinin evinde bir telaş bir telaş... Çeşit çeşit yiyecekler, pastalar hazırlanmış. Bütün gün koşturup durmuş. Akşam tarla faresi kalkıp gelmiş. Bakmış, masanın üzeri çeşit çeşit yiyeceklerle dolu. Masada hiçbir şey eksik değilmiş. Hemen sofraya oturmuşlar. Ziyafet neşeli başlamış. Tarla faresi önce pastadan bir lokma alacakmış. Tam çatalını uzatmış, dışarıdan sesler gelmiş. Şehir faresi hemen deliğine kaçmış. Ardından da tarla faresi . kendini zor atmış deliğe. Korkudan kalpleri küt küt atıyormuş. Tarla faresi sormuş: -Evin kedisi olabilir mi? Şehir faresi cevap vermiş: Yeniden sofraya oturmuşlar. Ama artık neşeleri kaçmış, tedirgin olmuşlar. Tarla faresi bu kez çatalını böreğe uzatmış. Tam lokmayı ağzına atacakmış, yine sesler işitmişler. Apar topar ikisi de kendilerini deliğe atmış. Yüzleri korkudan sapsarı olmuş. Korkudan tir tir titriyorlarmış. Tarla faresi sormuş: -Evin hanımı olabilir mi? Şehir faresi cevaplamış: -Belki odur bilemem. Sesler kesilince delikten çıkmışlar. Şehir faresi: -Kusura bakma. Bazen böyle şeyler oluyor. Haydi yemeğimize devam edelim, demiş. Tarla faresi: -Bu kadar yeter! Korku içinde yemek istemem, demiş. Yarın sen bana gel. Kuru ekmek yeriz belki ama kimse de bizi korkutamaz. |
İki Boğa İle Kurbaga İki Boğa İle Kurbaga |
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:13 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2