tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri (http://www.tualimforum.com/cocuk-masallari-cocuk-hikayeleri/)
-   -   Kanije Destanı ve Tiryaki Hasan Paşa/Türk Tarihinden Hikayeler (http://www.tualimforum.com/cocuk-masallari-cocuk-hikayeleri/24874-kanije-destani-ve-tiryaki-hasan-pasa-turk-tarihinden-hikayeler.html)

Okyanus 12.01.09 16:31

Kanije Destanı ve Tiryaki Hasan Paşa/Türk Tarihinden Hikayeler
 
Kanije Destanı ve Tiryaki Hasan Paşa

Estergon gibi, Avrupa içlerindeki serhad kalelerimizden
biri de Kanije Kalesi idi. 1600 yılında ele geçirilen kale,
1601 yılında 100 bin kişilik bir düşman ordusu tarafından
kuşatıldı. İşte bu destan, kalede bulunan 9 bin Türk
gazisinin, ihtiyar mücahid Tiryaki Hasan Paşa komutasında bu
100 bin kişiye karşı verdiği şanlı mücadeleyi anlatır...

Yıllardan beri Osmanlı'nın karşısına hiç bir devlet yalnız
çıkamıyor, en az üç - beş devletin ordusu bir araya gelerek
hareket ediyordu. Yine öyle oldu. Avusturya, İtalyan,
İspanyol, Malta ve Papalık askerleri ile Macar ve Fransız
gönüllüleri geleceğin imparatoru Arşidük Ferdinand komutasında
Kanije Kalesi'ni kuşattılar.

Kanije Kalesi'nin etrafı bataklıkla ve kaleye ulaşmak için
köprüler kurmak gerekiyordu. Daha bir yıl önce Türkler
başarmıştı ama, şimdi onların yaptıklarını taklide kalkışan
düşman bunu beceremiyordu. Kurdukları köprülerin gece vakti
kale içine çekildiğini görüp neye uğradıklarını şaşırıyor, çok
sayıda kayıp veriyorlardı.

Bu arada iki düşman askeri esir alınmıştı. Tiryaki Hasan
Paşa onları sorguya çekince, düşman ordusu içinde bulunan
Macarlara pek güvenilmediğini anladı. Peygamber Efendimizin
"Harp hiledir" Hadis-i Şeriflerini hatırladı ve düşündüklerini
Kara Ömer Ağa'ya anlattı.

Kara Ömer Ağa iki esiri alıp götürdüğü ve onlara :

- "Aslında kendisinin de onlardan olduğunu, küçükken
devşirilip orduya alındığını" anlattı. "Her gece bin kadar
Macar fedaisinin kaleye geçip Türklere yardımcı olduğunu, bu
durumda işlerinin çok zor olduğunu" söyledi. Kalede bulunan
asker ve mühimmat hakkında da oldukça abartılı rakamlar verip
onları salıverdi.

Esirlerin götürdüğü haberler düşman ordusunun moralini
bozmaya yetmişti. Ferdinand bunu önlemek için askerlerine
büyük vaatlerde bulundu. Burçlara ilk çıkacak olanlara 10 köy,
Tiryaki Hasan Paşa'yı yakalayacak olana ise 40 köy vaad
ediyordu. Böyle dolduruşa getirilen düşman ordusu ertesi sabah
toplu bir hücuma giriştiyse de Tiryaki Hasan Paşa'nın ustaca
manevraları karşısında sonuç alamadılar ve üstelik 18 bin ölü
verdiler.

Artık karşılıklı toplar konuşuyor ama Türk ordusunun
stokları gittikçe azalıyordu. Bu savaş bir güç gösterisinden
çok Tiryaki Hasan Paşa'nın kurnazlıkları ve harp hileleriyle
ayrı bir havaya bürünmüştü. Türk ordusundan kaçan iki
devşirmenin, kaledeki gerçek durumu düşmana bildirmeleri
üzerine yeni bir oyun oynadı. Ellerinde bulunan esirlere,
onların kendi adamı olduğunu inandırıp salıverdi. Böylece
düşmanın yeni bir toplu hücuma kalkması önlenmiş oldu. Sahte
mektuplarla Avusturyalılarla Macarların arası iyice açıldı.
Avusturyalıların Macar beylerini idam etmeyi
kararlaştırdıkları bir sırada Macar askerleri durumu öğrenip
kaçtılar.

Böylece zaman kazanılmış ve kış günleri gelip çatmıştı.
Düşman ne yapacağını düşünürken Kara Ömer Ağa yanına 300 kişi
alıp dışarı çıktı ve baskın hareketlerinde bulundu. 900 kişiyi
öldürüp 150 esir aldı ve ele geçirdiği 12 topla geri döndü.
Düşman panik halindeydi. Bu durumu değerlendiren Tiryaki Hasan
Paşa kalede yalnızca 600 kişi bırakarak dışarı çıktı ve hücum
emrini verdi. Artık düşman dağılmış, kaçıyordu. Akşama kadar
30 bin ölü verdiler ve kalenin çevresi tamamen boşaldı. Geriye
düşmandan 47 büyük kuşatma topu, 24 bin tüfek, 60 bin çadır,
14 bin kazma - kürek, binlerce araba dolusu yiyecek - giyecek,
barut ve ilaç erzak ve mühimmat kaldı.

Bu, dünya tarihinde eşi görülmemiş bir gerçek destandı. 9
bin Türk askeri, kendisinden en az 10 kat fazla bir orduya
karşı arslanlar gibi dövüşmüş ve düşmanı adeta topyekun imha
etmişti. İşte, "Bir Türk on düşmana bedeldir" sözünün isbatı
ve işte bu destanın gerçek kahramanı 70 yaşındaki bir Türk
büyüğünün bizlere verdiği ders...

Bu akıl almaz derecedeki büyük başarı üzerine Cihan
Padişahı Üçüncü Mehmed Tiryaki Hasan Paşa'ya vezirlik rütbesi
veriyor ve alışılmışın aksine bizzat kendi eliyle hazırladığı
"Hatt-ı Hümayun"u gönderip şöyle diyor:

"Yerin ve ğöğün sahibi olan Yüce Allah'a hamdolsun ki,
Osmanlı Devleti'ne senin gibi paşalar ve askerlerin sayesinde
nice zaferler nasib eyledi.

Sevgili Peygamberimize salât ve selâm olsun ki, seni ve
Devlet-i Aliyye askerlerini kendi yolunda cihad eylerken
görürüz.

Ettiğin hizmetler yüce dergâha arzedilip adın iyi adlılar
defterine yazılır olmuştur. Berhudar olasın; sana Vezirlik
verdim. Seninle birlikte bulunan askerlerim dahi manevi
oğullarımdır, yüzleri ak ola... Bu mektubumu al kahraman
askerlerime okuyup, 'Allah'a, Peygamber'e ve sizden olan
devlet reisine itaat ediniz' mealindeki ayet-i kerimenin yüce
manasını onlara bildiresin. Seninle orada bulunanlara
dilediklerini ver. Hepinizi Cenab-ı Hakk'a emanet ederim."

Ve işte, iltifat karşısında mahçup olan, gözyaşlarını
tutamayıp ağlayan ve sevinecek yerde üzülen o büyük insanın
yine gözyaşları içinde söylediği sözler:

"Kanije'de ettiğimiz küçük bir hizmet karşılığı bize
vezirlik vermişler ve 'Hatt-ı Hümayun' göndermişler. Halbuki,
Kanuni Sultan Süleyman Makbul İbrahim Paşa'yı tam bir
selahiyetle kendi yerine vekil tayin ettiği zaman bile O'nun
eline böyle bir yazı vermemişti. Rahmetli Piyale Paşa Yavuz
Sultan Selim Hazretlerinin damadı olduğu ve Sakız Adası'nın
fethi gibi nice zaferler kazandığı halde kendisine vezirlik
çok görülmüştü. İslam Halifesi'nin Hatt-ı Hümayun'u Kanije
savunması gibi küçük bir hizmete mükafaat olmaya başladı.
Devletin vezirliği benim gibi kocamış kimselere kaldı. Buna
üzülmeyeyim de neye üzüleyim?"

Tiryaki Hasan Paşa'nın, o eli öpülesi pir ü fani'nin altın
harflerle yazılıp günümüzde her evin, her makamın baş köşesine
çerçeveletilip asılması gereken bu sözleri üzerine söz
söyleyip yorum getirmeye bilmem lüzum var mı?

Ne dersiniz?


Kaynak: Dr. Bahattin ERGEZEN


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:42 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2