tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > KÜLTÜR VE SANAT > Biyografiler > Diger Ünlülerin Biyografileri
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Diger Ünlülerin Biyografileri Gazetecilerin biyografisi,Radyocuların biyografisi,Bestecilerin biyografisi,İllizyonistlerin biyografisi,Televizyoncuların biyografisi,Akademisyenlerin biyografisi,Tarihteki önemli kişiliklerin biyografisi.Mankenlerin biyografisi,Modellerin biyografisi,Dizi oyuncularının biyografisi,Kategorisi olmayan biyografiler...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Sümbül Efendi Biyografisi,Sümbül Efendi Hayatı,Sümbül Efendi Kimdir?Sumbul Efendi
Konudaki Cevap Sayısı
1
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
6181

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 28.06.09, 22:10   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Gamma Üye
 
İpek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2008
Nerden: Mersin
Mesajlar: 1.271
Konular: 1076
Puan Grafiği
Rep Puanı:3790
Rep Gücü:0
RD:İpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 71
210 Mesajına 272 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon1c Sümbül Efendi Biyografisi,Sümbül Efendi Hayatı,Sümbül Efendi Kimdir?Sumbul Efendi

Sümbül Efendi Biyografisi,Sümbül Efendi Hayatı,Sümbül Efendi Kimdir?Sumbul Efendi Yaşamı

Hazreti Peygamber’in (sas) “Hasan ve Hüseyin’i seven beni sevmiş, onlara kin tutan da bana kin tutmuş olur.” buyurduğu bu cennet gençlerinin efendilerine ait, hemen yanı başımızda iki kıymetli hatıra var. Hazreti Hüseyin’in iki kızı (bazı kaynaklara göre torunları), Kocamustafapaşa’da Sümbül Efendi Camii’nin avlusunda yatıyor. Eski lisana vâkıf olanların tabiriyle ‘Kerîmeteyn-i Muhteremeyn’, halkın ifadesiyle ‘Çifte Sultanlar’, senenin 365 günü, özellikle de aşûre günü, ziyaretçilerini ağırlıyor. Osmanlı zamanında çeşitli tarikat mensuplarının katılımıyla her yıl muharrem ayının onunda burada merasimler tertip edilirmiş. Günümüzde de bu gelenek devam ediyor. Sabahtan itibaren Kocamustafapaşa’ya gelen kalabalıklar ‘Kerîmeteyn-i Muhteremeyn’i ziyaret ediyor. ‘Şehîdân-ı deşt-i Kerbelâ’nın ruhlarını şâd etmek için Kur’an’lar, mevlitler, kasideler, ilahiler okunuyor. Aşûre dağıtılıyor.

Hayatı
Halvetiyye tarikatının ilk büyük şubelerinden Cemaliyyenin Sünbüliyye şubesinin kurucusudur.
Asıl adı Yusuf, lakabı ise Zeynüd-din dir. Şöhreti ise Sümbül Sinan dır. Babasının adı Ali, dedesinin adı Kaya Beydir. 880-885/1475-1480 yılları arasında Merzifon civarındaki Borlu kazasının Hamideli nahiyesinde doğdu. İlk tahsilini Borlu veya Uluborlu da yaparak İstanbul a geldi. Burada Efdal-zade Hamidüddin Efendiden zahiri ilimleri tahsil etti.Talebeliğinde tasavvufa karşı olan bu genç, bir gün talebelik arkadaşlarından şeyh Çelebi Halifenin sohbetlerine devam eden arkadaşının ısrarı ile Çelebi Efendinin sohbetinde bulundu. Sümbül Sinan , zaman zaman arkadaşına sen gönlünü sofilere bağlamakla onlardan ne umuyorsun?derdi. Bir gün güzel bir tesadüf eseri , arkadaşı ile Sümbül Sinan yolda Cemal Halife Efendi ile karşılaşırlar ve arkadaşı: İşte bizim Efendimiz geliyor deyince Sümbül Sinan arkadaşının kulağına eğilerek: pilav aşıkı sofiye benzer der. Buna aldırmayan arkadaşı: İnsan uzaktan görmekle ve kıyafetine bakmakla , şöyle böyle hüküm vermez. Gel beraber bir kere sohbetinde bulunalım. Sohbetini dinle sonra ne dersen de diyerek Sinanı ikna eder. Sohbete giderler ve sohbet esnasında Çelebi Efendi Sümbül Sinana dönerek: Dileyen ister, ister vasıl eyler. Bir nazarla maksudun hasıl eyler deyip bir nazar eyler. Bu bakış Sümbül Sinanı kendisinden geçirip bayıltır. Bundan sonra Çelebi Efendi, Sümbül Efendinin başını dizine alarak getirin benim sümbül-ü hat münekkidimin feracesini, kendi elimle giydireyim derken Sümbül Efendi ayılır ve şeyhin elini öperek tenkidinden pişmanlık duyar.

Bu hadiseden sonra geceleyin Sümbül Efendi rüyasında bir kuyunun başında toplanmış ve kuyudan kovalarla, tulumbalarla su çekmek isteyen insanlar görür. Kendisi de bu kimselerin yanına yaklaşınca içinde su içmek arzusu belirir ve kuyunun başına varınca derinlerdeki su kuyudan taşarak akmaya başlar. Susuzluğunu gidererek uyanır ve sabahleyin hemen şeyhinin yanına koşar. Rüyasını anlattığında Şeyh Çelebi A benim Sümbülüm, ilahi feyizleri başkaları güçlükle elde ediyorlar, sen ise kolaylıkla elde edeceksin. O halde ne durursun , rüyanın hakikat olmasını istemez misin deyince hemen Şeyh hazretlerine intisab eder, tarikata girer.

Dört yıl halvet hücresine girerek çilesini dolduran Sümbül Efendi, çileden sonra halifelik verilerek irşad için Mısıra gönderilir. Şeyh Çelebi müridlerine: Dervişler Sümbülü görün. Başkalarının kırk yılda elde edeceğini, o dört yılda bulup hakikat sırrına kavuştu. Derviş dediğin böyle olmalı diyerek hem Sümbül Efendiyi öğer, hem de dervişlere onu örnek gösterir.
899-900/1493-1494 yılları arasında Mısıra giden Sümbül Efendinin burada üç yıl kaldığı tahmin edilmektedir. Mısırda Eyyubi Sultanı Emin Kaçmazın saygısına mahzar olan Sümbül Efendi, onun ricası ile sultanın camiinde irşadda bulunur.

II. Bayezid devrinde İstanbulda zuhur eden veba hastalığına karşı padişahın Şeyh Çelebi ile kırk müridini dua etsinler diye hacca gitmelerini istemesi üzerine Şeyh Çelebi, Sümbül Efendiye de haber göndererek hacca gelmesini ister. Sümbül Efendi Harem-i Şerife geldiğinde Şeyh Çelebinin Şamda Tebük Korusu denilen yerde vefat ettiğini ve vefatından önce Sümbül Efendinin İstanbula dönerek tekkesine şeyh olmasını ve kızı Safiye hanımla evlenmesini vasiyet ettiğini öğrenerek hac dönüşünde İstanbula gelir. Şeyhinin vasiyetine uyarak Safiye hanımla evlenen ve Koca Mustafa Paşa Tekkesine şeyh olan Sümbül Efendi vefatına kadar 33 sene bu tekkede şeyhlik yapar.

Bir taraftan tekkedeki vazifelerini yürüten ve diğer taraftan Fatih ve Ayasofya camilerinde vaaz veren Sümbül Efendi vaazlarında hep Kuran tefsiri ile meşgul olur. Bu arada Şehzade Ahmet ile gizli münasebeti bulunduğu anlaşılan ve Cem Sultanın öldürttürülmesinde parmağı olan Koca Mustafa Paşayı katlettirerek Koca Mustafa Paşaya kızan Yavuz Sultan Selim, paşanın camiini yıktırmak üzere emir verir. Camiyi yıkmaya gelenler Sümbül Efendinin heybetinden korkarak geri döner ve Yavuz Selime gelirler. Bu işe sinirlenen Yavuz Sultan Selim kendim varayım onu yerle bir edeyim devre yola çıkar. Yavuz Sultan Selim oraya vardığında Sümbül Efendi Hazretlerini karşısında görür ve niyetinden vazgeçerek şeyhin hal ve hatırını sorar. Sohbeti sırasında da sizleri ziyarete geldik diyerek maksadını gizlemeye çalışırsa da Sümbül Efendi Hazretleri padişahların fermanlarını yerine getirmek lazımdır, hiç olmazsa medreselerin bacalarını yıkın diye müridlerine emir verir. Bunu üzerine Yavuz Sultan Selim, sırtında beyaz sofa kaplı samur kürkü Sümbül Efendi Hazretlerine hediye ederek saraya döner. Sarayında padişaha nazı geçen nedimlerinden biri padişahım niyet ne idi sonuç ne oldu deyince Yavuz Sultan Selim: Siz ne söylersiniz, şeyhin yanında iki aslan ve iki aslana binmiş iki de süvari vardı. Aslanlar kükreyip duruyorlardı. Hem onlardan heybet ettim hem de şeyh hazretlerinden utandığım için fikrimden vazgeçtim demiştir.

Halvetiyye tarikatının sümbüliyye şubesini kurucusu Sümbülü Sinan Efendi Hazretleri, tarikatında halvetiyyenin adab ve esaslarını aynen yerine getirirdi. Onun sema hakkındaki görüşleine karşı olan zamanın İstanbul kadısı Mevlana Sarı Körez Muslihiddin Efendi, devrin şeyhul islamı İbn Kemale de jurnalde bulunur, Sümbül Efendi Hazretlerinin idamı hususunda fetva teminine çalışır. Bundan haberdar olan Sümbül Efendi, bir müddet murakabeden sonra Müjdeler olsun Resulullah Efendimiz ricamızı kabul buyurdular. Buyurdular ki müftinin yakını ve güvendiği bir kimseyi aracı eylesin. İnşallah bunun neticesi kısa zamanda gözükür. Fetvanın müftü efendinin sarığı arasında olduğunu sanırım buyurur. Şeyh Mahmud Efendiyi şeyhul islama gönderir ve fetvanın müfti efendinin sarığı arasında olduğunu sanırım der. Sabah namazında Mahmud efendinin geldiğini gören müfti efendi: Hacı Halife niye geldiniz derler. Şeyh Mahmud Efendi de : Tarikat ehli ile şeriat alimleri arasında ikilik ve anlaşmazlık çıkmıştır. Bozgunculara güvenmemek gerekir. Ulemaya yakışan bir tarafı tutmak değil, aradan ikiliği kaldırmaktır der ve inandırıcı delil olarak da şeyhul islamdan başka kimsenin yerini bilmediği fetvanın şeyhul islamın sarığı arasında olduğunu bildirmesi üzerine şeyhul İslam : Madem ki yerini keşfeylediniz alıp imha ediniz der ve kavuğu uzatır.
Daha önce devranla ilgili olarak Şeyhul İslam Zenbilli Ali Efendiye işbu mesele beyanında ne buyururlar ki bir bölük taife eda-i feraiz ve sünen ettiklerinden sonra mescidlerde ve Hak içün ziyafet ve icray-i Kelime-i Tevhid ve kendilerin öldürür gibi hareket etseler. Bir kimse ne onların gibi taifenin hareketine tan eylese yahut onların cemiyetin bozmak dilese hükm-i şeri nedir? Beyan buyurulur musab olana diye sorulduğunda şu üç cevabı vermişti:

1-Bir kimse o zikredenlerin hareketine tan eylese kafir olur. Delil : Kim, gazinin hareketine tan ederse o kafirdir. Pezdevide de bildirildiği gibi bu, nefisle yapılan bir mücadeledir ki cihad-ı ekberdir.

2-Bir kimse o zikredenlerin hareketine batıl dese kafir olur. Delil: Ölünün şiddetinden bacak bacağa dolaşmıştır. (Kıyane suresi,ayet 29) . Bu hareket de dünyadan çıkışı yani ahiret işidir.

3-Bir kimse bu zikredenlerin yere durdukların tan eylese kafir olur. Delil:Ey müminler , Allah yolunda cihada çıktığınız zaman , mümini kafirden ayırt etmek için iyice araştırın (En-nisa, ayet 94) ayet-i kerimesidir. Bunlar da nefisleriyle cihad ve Kelime-i tevhidi icra yolunda ayaklarına vuruyorlar.

Bu fetvanın sureti Sümbül Efendinin Risaletüt-tahkikıyye adlı eserinde bulunmaktadır.

Yine bir defasında Sümbül Efendi Hazretleri Fatih camiinde vaaz veriyordu. Cemaat arasında İstanbul kadısı ve arkadaşları da bulunmaktaydı. Vaazdan şevke gelen cemaat devrana (sema) kalktığında Sarı Körez ve arkadaşları kalkmadılar. Bu hali gören Sarı Körez ve arkadaşları, başka bir günde Sümbülü Sinan Hazretlerini açık oturuma davet ettiler. Kürsiye çıkan Sümbül Efendi Hazretleri: Bu ne güzel topluluk , bu ne güzel safalı bir sohbet meclisidir ki bütün Salihler ve bilginler bir araya gelmişler. Himmet ve kerem sahipleri bu arada da hususi olarak bizi davet buyurmuşlar. Bunun sebebi ne ola ki deyince Sarı Körez: Ey Sümbül Halife , senin sofilerine devran ettirmen kimse tarafından hoş karşılanmıyor ve bu hareketler şeriata aykırı görülüyor, bu sualimize cevap nedir? diye sorar. Sümbül Efendi Hazretleri : Bakın Mevlana, medresede sizinle birlikte ilme çalıştığımız zamanlar , bu Sümbülü Sinanın hücresinin önünden korkarak geçerdiniz. Allaha minnetler olsun ki bugün o çalışmalarımızın sefasını ve faydasını görüyoruz. Hele onlar dursun. Sizler Mustafa Paşa zaman toplantılara gelir bu fakirle birlikte devran ve sema edersiniz. O zaman bu işi paşa hatırı için mi yapardınız? Yoksa saygınız dolayısıyla mı bir şey demezdiniz? Bunun her ikisi de kusurdur. Bizim yaptığımız devranın akli ve nakli delilleri vardır. Zikrin verdiği vecdin ve heyecanın bir gereğidir bu. İnşallah ileride bunu bir kitap halinde yazarız buyurur. Körez Efendi: Hele bunlar dursun. Sen bize sema esnasında sofilerin akılları başlarından gider mi, yoksa idrakleri yerinde kalır mı onu söyle. Eğer akılları başta değil dersen nasıl hareket ederler? Yok idrak ve akılları yerinde duruyor dersen niçin şeriata aykırı olan bu hareketi yaparlar? diye sorunca, Sümbül Efendi Hazretleri: Mevlana siz hiç sıtma hastalığı çektiniz mi? der. O da: Evet deyince : O halde sıtma nöbeti gelince niçin titriyorsunuz? O nöbet esnasında aklınız başınızdan gidiyor da onun için mi titremenize mani olamıyorsunuz? Yoksa aklınız başınızda olduğu halde titremeniz bu hastalığınıza engel olunmaz bir tesir midir? deyince Sarı Körez Muslihiddin cevap veremeyerek önüne baktı. Bunun üzerine Sümbül-ü Sinan Hazretleri: Bu haller , ilahi vecd ve heyecanın iktizasıdır, şeriata muhalif olamaz diyerek sözünü tamamladı. Sümbül Efendi bu hadiseden kısa zaman sonra Risale-i Tahkikiyye adlı eserini hazırladı ve bu konuyu açıkladı.

Sümbül Efendi , müridliği sırasında hücrede bulunurken, küçük bir kapı aralığının önüne perde çekerek ibadet ederdi. Sebebi sorulunca da Nebilerin ve velilerin ruhları kendi suretlerine bürünmüş oldukları halde odayı dolduruyorlar. Utandığımdan dolayı oraya giriyorum derdi. Yine rivayet edilir ki Yavuz Sultan Selim, Şamı fethettiğinde Emeviyye Camiinde, minberin altında itikafa çekilmiş birine rastladı. Kendisiyle konuştuğunda Selimin Mısırı da fethedeceğini müjdeledi.

Selim, Ona veda ederken acaba bizim diyarımızda da böyle keramet sahibi bir kimse var mıdır, diye düşündü. O büyük Zat hemen: İstanbulda Sümbül Sinandan gaflet olunmasın dedi. Yavuz Sultan Selim İstanbula döndüğünde karşılayanlar arasında bulunan Sümbül Sinan: Şamdaki şeyhin size bildirdiği Sümbül Sinan duacıları bu acizdir diye kerametini açıkladı.

Sümbül Efendi Hazretleri , elli-ellibeş yaşlarında olduğu halde Muharrem 936/Eylül 1529 tarihinde vefat ederek Fatih Camiinde cenaze namazı kılındı ve tekrar Koca Mustafa Paşa Hankahına getirilerek hankahın haremine defnedildi ve üzerine türbe yapıldı. Vefatına başta İbn Kemal olmak üzere devrinin birçok şairleri tarih düşürdüler.

Sümbül Efendi, adil, dini bütün ve celadet sahibi bir veli idi. Koca Mustafa Paşa Camiindeki hücresinde önü perde ile kapalı bulunan pencerede yaşar, peygamber ve velilerin ruhlarıyla dolu olduğuna inandığı odasının içini boş tutardı.

Fatih ve Ayasofya camilerinde vaaz eden Sümbül-ü Sinan Hazretleri, Yavuz Sultan Selim Camiinin ibadete açılış gününde de ilk vaazı vermiştir.

Memduh Paşa, divanının Sümbül Sinan Hazretlerinden bahseden yerinde onun için şunları yazmaktadır: Kendi zamanının en seçkin velilerinden idi. Halkın ve devlet büyüklerinin saygısını kazanmış yüce bir kutubtu. Tefsir bilgisinde, tevhid ve hakikat ilimlerinde eşi ve benzeri görülmemiş bir kişi idi. Allah (C.C) aşkıyla daima ağlar, Rasulullah (S.A.V) sevgisiyle kalbini dağlardı. Türbesinin ruhaniyeti bütün İstanbulu kuşatmıştır. Kendisini ziyarete gidenlerin türbesine girdikleri vakit içlerine korku ve heyecan düşer. Şehrimizin kendisiyle övüneceği çok değerli ve büyük bir insandır.

Eserleri:
1-Risaletül-Etvaris-Seba. (Süleymaniye Kütüp. Hacı Mahmud Efendi Bölümü, Nr.2835/2.)
2-Risale-i Tahkıkiyye. (Süleymaniye Kütüp. Hacı Mahmud Efendi Bölümü, Nr.2835/1.)
3-Risale FizZikr (Süleymaniye Kütüp. H.Hacı Mahmud Efendi Bölümü. Nr.1761/2.)
4-Tezkire-i Halvetiyye . (Süleymaniye Kütüp. Esad Efendi Bölümü, Nr.1372/1.)
İpek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
İpek Kullanıcısına bu mesajı için teşekkür eden üyeler:
Alt 24.02.17, 16:44   #2 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator
 
Goeben - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: Aydın
Mesajlar: 6.757
Konular: 5996
Puan Grafiği
Rep Puanı:3100
Rep Gücü:54
RD:Goeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond reputeGoeben has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 379
172 Mesajına 210 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Sümbül Efendi Biyografisi - Sümbül Efendi Hayatı - Sümbül Efendi Kimdir? Sumbul Efend

Sümbül Efendi Biyografisi - Sümbül Efendi Hayatı - Sümbül Efendi Kimdir? Sumbul Efendi Yaşamı

Teşekkürler
--------------Tualimforum İmzam--------------
Anaokulu - İlköğretim


Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri










Goeben
Goeben isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
biyografisi, efendi, hayati, sumbul, sümbül efendi, sümbül efendi biyografisi, sümbül efendi hakkında, sümbül efendi hakkında bilgi, sümbül efendi hakkında genel bilgi, sümbül efendi hayatı, sümbül efendi özgeçmişi, sümbül efendi yaşamı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Mitolojide Sümbül Çiçeği - Mitolojik Çiçek Sümbül - Sümbül Çiçeğinin Mitolojik Öyküsü Kartal Genel Kültür 1 07.12.14 19:09
Elif Sümbül Sert Biyografisi - Elif Sümbül Sert Kimdir - Elif Sümbül Sert Hayatı - El Kartal Türk Sinema Sanatçılarının Hayatı ( Biyografileri ) 0 04.09.14 11:05
Rüyada Sümbül Görmek - Rüyada Sümbül Görmek Açıklaması ve Yorumu - Sümbül Rüya Tabiri Tarot N-O-Ö-P-R-S-Ş ile Başlayan Rüya Tabirleri 0 11.12.12 03:08
Rüyada Sümbül Kökü Görmek - Rüyada Sümbül Kökü Görmek Açıklaması ve Yorumu - Sümbül Tarot N-O-Ö-P-R-S-Ş ile Başlayan Rüya Tabirleri 0 11.12.12 03:05
Yahya Efendi Biyografisi,Yahya Efendi Hayatı,Yahya Efendi Yaşamı,Yahya Efendi Kimdir? İpek Diger Ünlülerin Biyografileri 0 29.06.09 17:59


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:32 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2