tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Efsaneler ve Yöresel Halk Hikayeleri (http://www.tualimforum.com/efsaneler-ve-yoresel-halk-hikayeleri/)
-   -   Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri (http://www.tualimforum.com/efsaneler-ve-yoresel-halk-hikayeleri/133382-canakkale-savasi-kahramanlik-hikayeleri-canakkale-savasi-hikayeleri.html)

SERDEM 04.03.14 16:18

Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri
 
Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri




İNSANLIK DERSİ

Çanakkale Savaşlar'ında savaşıp, bir kolu ile bir ayağını kaybeden Fransız Generali Bridges, yurduna döndükten sonra anlattığı bir savaş hatırasında şöyle diyor:Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirsiniz.

Hiç unutmam.Savaş sahasında döğüş bitmişti.Yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır zaliyat vermişlerdi.Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutamayacağım.Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeride kendi göleğini yırtmış onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu.Tercüma n vasıtası ile şöyle bir konuşma yaptık:
- Niçin öldürmek istediğin askere yardım ediyorsun? Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi:
"Bu Fransız yaralanınca cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı.Birşeyler söyledi, anlamadım ama herhalde annesi olacaktı.Benim ise kimsem yok.İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün". Bu asil ve alicenap duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya başladım.Bu sırada, emir subayım Türk askerinin yakasını açtı.O anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşlarımı dondurduğunu hissettim.Çünkü, Türk askerinin göğsünde bizim askerinkinden çok ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı.Az sonra ikisi de öldüler...

SEYİT ONBAŞI

Onbaşı seyit 18 mart muharebeleri sırasında Rumeli mecidiye bataryasında görevliydi.Burada bulunan Alman topları oldukça güçlüydü ve boğazı savunmak için çok gerekliydiler.seyit onbaşı 3 nolu topun başındayı ve savaş sırasında batarya isabet aldı.Mermileri kaldıran mekanizma hasar görmüş ve diğer arkadaşları yaralanmıştı.

Seyit onbaşı etraftakilerin şaşkın bakışları arasında topu sırtladı(275kg).Ve topu namluya sürdü artık sadece topu ateşlemek gerekiyordu.Seyit onbaşının ocean zırhlısını vurduğu söylenir.Bu savaşın kaderini değiştiren atıştır.

Çünkü ünlü fransız zırhlısı bouvet Ocean vurulduğunu görünce manevra yapmak isterken.Nusrad mayın gemisinin mayınlarına çarpar ve arkasından başka bir ingiliz irreziztable da mayına çarpar.Boğazdaki 3 önemli gemisinin hasar aldığını duyan ingiliz fransız amiraller boğazdan çekilirler.

SERDEM 04.03.14 16:18

--->: Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri
 
KINALI HASAN :

Yüzbaşi Sirri Bey, ikindi vakti yeni gelen erati teftiş ederken, içlerinde bir tanesinin saçinin bir tarafi kinalanmiş oldugunu görür ve takilir: “Hiç erkek kinalanir mi? Mehmetçik: Buraya gelmeden evvel, anam kinalamişti komutanim” der ve sebebini bilmedigini ilave eder.Komutanin istegi üzerine anasina haber salar, “Niye benim saçimi kinaladin?” Gelen cevabi mektupta şunlar yazar:

Ey gözümün nuru Hasan'ım,

Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor.Sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın... Ben, senin anan isem.Beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü.Allah, bu vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor...
Sen bu ailenin seçilmiş kurbanisin...
Hasan'ım, söyle zabit efendiye... Bizim köyde kurbanlık ayrılan koyunlar kınalanır... Ben de seni evlatlarımın arasından vatana kurban adadım.Onun için saçını kınalamıştım...
El-hükmü billah. Allah, seni İsmail Peygamber'in yolundan ayırmasın.
Seni melekler şimdiden rahmetle anacaktir. Gözlerinden öperim...
Anan - Hatice

SERDEM 04.03.14 16:19

--->: Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri
 
BENİM GÖZLERİM GÖRECEĞİNİ GÖRDÜ

O gün Boğaz tabyaları arasında en çok iş gören ve en çok hasara uğrayan Rumeli Mecidiyesi Bataryası oldu. Sabahtan beri muharebenin en şiddetli anlarında dahi iki sahil arasında gidip gelmekten çekinmemiş olan Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, tabyanın feci durumunu haber aldığı zaman yine motora atlayıp Çimenlik İskelesi'nden karşı sahile hareket etti. Cephaneliği berhava olan tabyanın durumu hazindi. İstihkam yıkıntıları arasında dolaşmakta olduğu sırada bir ağacın altına uzanmış olan bir askerin hali dikkatini çekti ve yanına gidip
Ne var evlat ? diye sordu.
Nefer hemen yerinden fırlayıp esas duruş vaziyeti aldı. Çünkü sesi tanımıştı. Ama gözleri başka tarafa bakıyordu.

Gözlerine bir şey mi oldu oğlum?

O zaman nefer tok sesiyle Üzülmeyin efendim diye cevap verdi. " benim gözlerim göreceğini gördü ( Evet düşman gemilerine tam isabet kaydedilmiş ve "Ocean" destroyeri hareket edemez hale getirilmişti.)
Cevat Paşa sessiz sessiz ağlıyordu.

SERDEM 04.03.14 16:19

--->: Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri
 
EDİNCİKLİ MEHMET ER

"Edincikli Mehmet Er'in bir top mermisinin parçaladığı konumdan kanlar içerisinde bir et parçası sarkmaktadır.Yalvarırcasına:

"Komutanım ne olur şu kolumu kes!"
Sağ eliyle yakaladığı ve tuttuğu sarkık kola bakan Teğmen donmuştur.Edincikli Mehmet Er tek ve emin sesi ile tekrarlar:
"Allah Aşkına, Allah Rızası için kes şu kolumu!!!"
Bu ilahi cümleleri eimr gibi işiten Teğmen Saip, bıcağı kola kola vurur.Gık bile dememiştir, Edincikli Mehmet.Bir sağ elindeki kola, bir ileride Allah! Allah! nidaları arasında çarpışan erlere bakar ve kolu fırlatır: "Bu kol vatana feda olsun," der.Yerdeki et parçalrından başını kaldıran Teğmen'in karşısında kimse yoktur.Çünkü, Edincikli, Hakla alış verişe başlayınca herşeyi, acıyı, özlemleri unutuyor, rahmet deryalarında, tecelli dalgalarında yıkanıp arınırken, kolunun fani bedenden ayrılma işlemini duymuyordu.O ateş, o yangın fakat getirilmez feryatlar içinde, edincikli bu cehennemi ateş altında kendinden geçti.Bir avuç istek ve özlem halinde yandı, tüttü.
Edincikli Mehmet, çoktan kolunun öcünü almak için vatan için Allah için hücum saflarına katılmıştı.Alayların içine karışır, teke tek vuruşur.Onu durdurmak mümkün değil artık, yine harikalar gösterir, bire bir dövüşür, bire on dövüşür, bire yüz dövüşür... Allah'ın ıyla haklamadığı kafir kalmaz.Ama kaderden kaçılmaz ki! Kolunun kopmasıyla kaybettiği kan onu halsiz düşürmeye başlamış Edincikli'ye şimdi de şehitlik mertebesi ekleniyordu.Güzel yüzü soldu, sarardı, canı teninden süzüldü...Gözü dünyaya kapandı..."
Teğmen SAİP
Çanakkale Savaşlarından
12. Alay 1. Bölük Komutanı?

SERDEM 04.03.14 16:20

--->: Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri
 
SAKA HÜSEYİN

"İkinci Anafartalar taarruzundan sonra, Türk birlikleri Anafarta Ovası'na ve tepelere yerleşmişti 35. Piyade Alayı 2.Bölük erlerinden Hayrabolu'lu Hüseyin alayın su ihtiyacını gidermekle görevli idi sabahın alaca karanlığında katırı ile yola çıktı.Bigalı Köyüne gidip, kuyulardan tahta, damacanalara su doldurup geriye dönüşünü akşamın karanlığına denk getirmeye çalışırdı.
Katır önde, bizim Saka Hüseyin arkada ama, yola çıkmadan evvel katırının kulağına eğilir, her defasında söylediği sözleri tekrarlardı: "Haydi, Büyük Anafarta Köyünün üstünden 35. Piyade alayının bulunduğu siperlere" katır gide-gele bu yollara alışmıştır.
Fakat yolda, Hüseyi'nin çenesi durur mu? Savaş var imiş! Yığınla yaralı taşırlar imiş, umurunda mı? O bir türkü tutturmuş gidiyordu:


"Pınar baştan bulanır
İner dağı dolanır
Al başımdan sevdayı
Buna can mı dayanır.

Rinna, rinna yarim
Rinna, rinna."

Saka Hüseyin damacanlarına suyu doldurarak "deh" deyip akşam karanlığında yola koyulur.Siperlerde 2. Bölük su bekliyor.Yaralılar daha da çok su bekliyorlar.Birden bire, yanı başında iki karaltı beliriyor.Gavurca haykırıyorlar!
"Dur! kımıldama!"
Hayrabolulu Hüseyin'in yapacak hiç birşeyi yok akıl almaz, gene de eşi görülmemiş büyük bir zeka kıvraklığı ile; düşman erlerine gevrek gevrek gülümsemeye başlar ve eliyle, koluyla katırının sırtında sallanan su damacanalarını gösterir, "Kumandan, kumandan?..." diye geveleniyor ve büyük bir saygı ile anzak kumandanını selamlayarak "Emret gavur kumandan!" der.Derhal bir tercüman bulunur. Saka Hüseyin anlatmaya devam eder.
"Bu su damacanalarını kendi kumandanım gönderdi. Sizin yaralılarınıza hediyemizdir.Düşmanımız susamıştır, susuz kalmasınlar dedi Mülazım Efendi!" ve arkasından ilave etti.Bu sudan verinde bir bardak ben içeyim der!"
Anzak Teğmeni kıpkırmızı kesilir... Gözleri dolar.İlk iş Hüseyin'i kucaklayıp iki yanağından öpmek.İkinci iş, Hüseyin'i tartaklayan devriyeleri bir güzel fırçalamak, üçüncü iş, Hüseyin'i siperin dibine oturtup soluklandırmak, o " comed bell" kutularından, Oxo et suyu özündeni sarma tütünden, cigara kağıtlarından, Topler çikolata paketlerinden bol bol yağdırmak...Bu aldıkları hediyeleri katırın sırtına vurur, kurnaz bir tilki gibi, siperden sipere zıplayıp kapağı ikinci bölük hattına atınca, bu sefer gözleri fal taşı gibi açılma sırası Mehmetçik' tedir."
Baki Vandemir Paşa
Çanakkale Savaşları Komutanlarından?

SERDEM 04.03.14 16:20

--->: Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri
 
KAYBOLAN İNGİLİZ ALAYI


"21 Ağustos 1915 günü savaşın en şiddetli ve son anlarında Anzak Suula Koyu 60. tepede gün ağrırken gök berraktı.Görünürde altı veya sekiz tane, hepsi birbirinin eşi olan ekmek somunu biçimindeki bulut, 60. Tepe'nin üzerinde yayılmış duruyordu. O sırada saatte 6 veya 8 kilometrelik bir hızla güneyden esen meltem olmasına rağmen, bu bulutların ne biçimleri ne de yerleri değişmiyordu.
Meltemin etkisiyle kayıp gitmediler. Bunlar bulunduğumuz yere göre 60 derecelik bir yükseklikte asılı duruyorlardı. Bulut kümesinin tam altına gelen yerde toprağın üstünde duran aynı biçimde bir bulut daha vardı. Yaklaşık 250 metre uzunluğunda, 65 metre yüksekliğinde ve 60 metre genişliğindeydi. Bu bulut oldukça yoğundu. Yapısı katı maddeymiş gibiydi. İngilizlerin bulunduğu bölge savaş yerine 1000 metre kadar uzaklıktaydı. Bütün bunları Yeni Zeland kıtasının birinci sahra birliğine bağlı 3. bölükteki 22 asker öldü. Aralarında biz de vardık.İçinde bulunduğumuz siperden güneybatı doğrultusunda yere inmiş bulut duruyordu.
Bulunduğumuz yer 60. Tepe'ye göre 90 metre daha yukarıda olduğundan üstten görebiliyorduk.Bu bulut daha sonra Kayaçık Dere denilen kuru bir derenin yatağına doğru ilerlediğinde onun daha önce durduğu zemine bütünüyle görebildik. Bu bulut diğerleri gibi açık gri renkteydi. Daha sonra 4. Norfolk Taburu'nun bu kuru dere yatağında harekete geçerek 60. Tepe'ye doğru uygun adım yürüyüşe geçtiğini fark ettik. Buluta vardıklarında hiç çekinmeden dosdoğru içine girdiler. Ama tekrar içinden çıkıp 60. Tepe'de savaşa katılan hiç bir kimse olmadı.
Bir süre sonra askerlerin sonuncusu da görünmez olunca , bulut sanki yükünü almışcasına yerden yükseldi.Herhangi bir bulut gibi yukarıda duran diğerlerine ulaşıncaya kadar yavaş yavaş havalandı.Bu ana kadar yukarıdaki bulutlar yerlerinde duruyorlardı Yerdeki bulut yükselip aynı hizaya gelir gelmez birden kuzeye doğru uzaklaşmaya başladılar.Trakya istikametine doğru gittiler. Bir saat içinde de gözden kayboldular. Savaş sonunda bu tabur kayıp veya yok edilmiş sayıldı.Anzak çıkarmasının 50. Yılında geç de olsa aşağıda imzası olan bizler anlattığımız bu olayın kelimesi kelimesine doğru olduğunu beyan ederiz.


İstihkam eri 4/165 künyeli, F. Reichardt. Malata Bay Of Plenty

İstihkam eri 13/416 künyeli , D.Nevnes . 157 King Street Cambridge.

J.L. Newman, 75 Freyberg Street Octumoctai Tauranga.


21.08.1965 / AVUSTRALYA


NOT : 1- İngiliz baş komutanı General Hamilton, bu olayın vuku bulduğu günü korkunç itirafı, yine bir gün sonra günlüğüne şöyle geçirir: "22 Ağustos 1915 günü Çalılık arazi içinde cereyan eden karşılıklı düello korkunç bir şekilde hükmünü sürdürdü. Sis ve topçu ateşi yönünden, Allah dün Türklerden yana idi..." der.
2- Savaştan sonra 1918 yılında İngiltere hükümeti, Türkiye'ye resmi bir yazı gönderir.v Ve kaybolan alayın akibetini sorar.Ve Türkiye şöyle bir cevap verir: "Türkiye ne onları esir etmiştir, ne de ölüm kayıtları vardır.Hiçbir şekilde, bu askerlerle ilgili bir bilgiye sahip değildir."
3- Bu olayın görgü tanıkları olan yukarıdaki üç Yeni Zelandalı asker savaştan tam 50 yıl sonra basın önünde bu itirafta bulunmuşlardır.

Kartal 03.10.15 12:20

Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri
 
Çanakkale Savaşı Kahramanlık Hikayeleri - Çanakkale Savaşı Hikayeleri

Teşekkürler.


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:05 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2