![]() |
İngilizce ve Türkçe Cümleler İngilizce ve Türkçe Cümleler A double the room, please? Çift kişilik bir oda lütfen? A room with a bath, please Banyolu bir oda lütfen Agreed Anlaştık All Right Pekâlâ Allow Me Bana Izin Ver Are You Sure? Emin Misin? Are You Mister Green? Siz Bay Green Misiniz? Are You Life? Yaşıyormusun? Are you all right? İyi misin? All Day Bütün Gün All Night Bütün Gece All Year Bütün Yıl All For One, One For All Hepimiz Birimiz Birimiz Hepimiz Için. Are You England İngilizmisiniz Always Her Zaman. Daima A Long Tıme Uzun Zaman A Week Ago Bir Hafta Önce A Month Ago Bir Ay Önce Are You A Student? Öğrencimisiniz? A Lovely Day, Isn’t It? Hoş Bir Gün, (Öyle) Değil Mi? Any Day Will Do Herhangi Bir Gün Bana Uğra Any Messages For Me? Benim için Mesaj Var Mı? Any Thing Else? Başka Bir Şey Var Mı? Are You Kidding? Kafamı Buluyor (Tam Türkçe) As Soon As Possible! Mümkün Olan En Kısa Sürede Are You Out Of Your Mind? Aklını Mı Kaçırdın, Kafayı Mı Yedin? A Barking Dog Doesn't Bite! Havlayan Köpek Isırmaz! Are You Free This Saturday? Bu Cumartesi Boş Musun? A Lost Chance Never Returns Kaybolan Şans Dönmez Are You Comıng On You Sende Geliyormusun Are You Comıng Sen Geliyormusun Are You Ill Hastamısın After Crossing The Bridge Turn Right Köprüden Geçince Sağa Dönünüz Am I On The Right Way? Doğru Yolda Mıyım? Ahmet Saw Me The Other Day O Beni Birkaç Gün Önce Gördü At The End Of July Temmuz Sonunda Are You Working On Any Special Projects? Özel Bir Proje Üzerinde Çalışıyor Musun? Ahmet Studied English For Five Years Ahmet Beş Yıl Ingilizce Çalıştı. Are You A Painter? Siz Bir Ressam Mısınız? An Hour Ago Bir Saat Önce A Week Ago Bir Hafta Önce A Month Ago Bir Ay Önce A Few Days Ago Birkaç Gün Önce And I Am Still Waiting For The Rain To Fall Ve Ben Hala Yağmurun Yağmasını Bekliyorum A Hungry Bear Won' T Dance Aç Ayı Oynamaz A Debt Cannot Be Paid By Talk Lafla Borç Ödenmez. As You Make Your Bed, So You Must Lie Kendi Düşen Ağlamaz. Atatürk, The Founder Of Turkish Republic, Was Also A Supporter Of Fenerbahçe Football Team Türkiye Cumhuriyeti' Nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk De Fenerbahçe Taraftarıydı Are You Working On Any Special Projects? Özel Bir Proje Üzerinde Çalışıyor Musun? Are You Alone? Yalnız Mısınız? Are You Married? Evli Misiniz? A Matter Of Life An Death Ölüm Kalım Meselesi An Hour Of Pain Is As Long As A Day Of Pleasure Bir Saatlik Acı Bir Günlük Zevke Bedeldir. A Rolling Stone Gathers No Most İşleyen Demir Işıldar A Word To The Wise Is Enough Anlayana Sivrisinek Saz Anlamayana Davul Zurna Az At The End Of The Next Month Gelecek Ayın Sonunda Are You Being Helped? Size Yardım Ediliyor Mu? Are You All Right.? İyi Misin? A Double, Please? Çift Kişilik Bir Oda Lütfen? A Room With A Bath, Please Banyolu Bir Oda Lütfen Are Pets Allowed? Evcil Hayvanlar Kabul Ediliyor Mu? Are You Bringing Anything Into The Country With You? Yanınızda Ülkeye Birşey Sokuyor Musunuz? Are There Seats Available? Boş Yer Var Mı? Ahmet Is One Of A Kind Ahmet Türünün Tek Örneğidir. Are You Going My Way? Yolumuz Aynı Mı? Are You Ready To Order? Sipariş Için Hazırmısınız? A Table For Two, Please İki Kişilik Bir Masa Lütfen All Together Hepsini Birlikte Alın Are You Doing Ok? İyi Misin? After You Senden Sonra All For One, One For All Hepimiz Birimiz Birimiz Hepimiz Için. Ali Studied German For Two Years Ali Iki Yıl Almanca Çalıştı. Am I On The Right Way? Doğru Yolda Mıyım? After Crossing The Bridge Turn Right Köprüden Geçince Sağa Dönünüz. A Matter Of Life An Death Ölüm Kalım Meselesi Are There Two Tables In This Room? Bu Odada Iki Masa Var Mı? Are There Ten Workers In This Factory? Bu Fabrikada On Işçi Var Mı? At What Age Could You Speak? Kaç Yaşında Konuşabildin? As Always Get Perfect Her Zamanki Gibi Mükemmelsin Are you looking for something in particular? Belirli birşey mi arıyorsunuz? Are you being helped? Size bakan var mı? |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Bye Bye Allah Ismarladık Bless you Çok yaşa Behind Arkasında,Gerisinde Behind Mr. Green Bay Green'in Arkasında Between Arasında Between Two Policeman İki Polis Arasında Be Quiet! Sessiz Ol Bless You! Çok Yasa! Be Careful! Dikkatli Ol! Bottoms Up! Şerefe! İçkiyi Bir Yudumda Bitirmek. Brooks Was Here Brooks Buradaydı Bridge To Terabıthıa Terabıthıa Köprüsü But He Is Not Real Fakat, O Gerçek Değil Believe It Or Not! İnan Veya Inanma Be Careful Not To Fall Ill Dikkatli Ol, Hasta Düşme (Olma). Being A Mother Is Not Easy Anne Olmak Kolay Değil. Buy A File! Dosya Al! Beforehand Önceden Beşiktaş Footbal Team Became Champion Firstly In 1920 Beşiktaş Futbol Takımı Ilk Kez 1920 Yılında Şampiyon Olmuştur. In 1920, Beşiktaş Won Its First Championships Against Darüşşafaka 1920' De Beşiktaş, Darüşşafaka' Ya Karşı Ilk Şampiyonluklarını Kazandı. Beşiktaş Inönü Stadium Stands At The Opposite Of Dolmabahçe Palace Beşiktaş Inönü Stadı, Dolmabahçe Sarayı' Nın Karşısındadır. Beşiktaş - Beşiktaş Has 13 Championships At Istanbul Football League Beşiktaş - Beşiktaş' In Istanbul Futbol Liginde 13 Şampiyonluğu Bulunmaktadır Between The Devil And Deep Sea Aşağı Tükürsen Sakal Yukarı Tükürsen Bıyık Being Criticized Is Awful! Eleştirilmek Berbat Bir Şey. |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Can I Make Friends With You Sizinle Arkadaş Olabilirmiyim Can you hold it for me? Bunu benim için saklayabilir misiniz? Can I get it gift-wrapped? Hediye paketi yapabilir misiniz? Come Here Buraya Gel Come In İçeri Gel Come Out Dışarıya Gel Can I Help You? Size Yardım Edebilirmiyim? Cream or sugar? Krema, şeker? Come On Yapma, Hadi Cheer Up! Neşelen Cıty Centre Şehir Merkezi Can We Smoke? Sigara Içebilirmiyim? Can I See The Room? Odayı Görebilirmiyim? Call A Taxi,Please Bir Taksi Çağırın ,Lütfen Come Here,Please Lütfen Buraya Geliniz Control Yourself! Kendini Kontrol Et Congratulations! Tebrikler! Clothes Make The Man Giysiler Insanı Farklı Gösterir. Cancer Is A Deadly Disease Kanser Öldürücü Bir Hastalıktır Check Your Answers With Mine Cevaplarını Benimkiyle Kontrol Et. Close Your Eyes! Gözlerini Kapat! Certainly More Money Must Be Given To Education Kesinlikle Eğitime Daha Fazla Para Verilmeli. Can You Show Me The Way On The Map? Lütfen Bana Haritada Yolu Gösterirmisiniz? Can I Go? Gidebilirmiyim Could you explain that again? Bunu tekrar açıklayabilir misiniz? Can You Repeat It? Tekrar Eder Misin? Can you tell me what grade I'm getting? Kaç aldığımı söyleyebilir misiniz? Can I talk to you about my grade? Sizinle notum hakkında konuşabilir miyim? Can I help you find something? Birşey bulmanıza yardım edebilir miyim? Can I show you with something? Size birşey gösterebilir miyim? Can I suggest this? Size bunu önerebilir miyim? Can you measure me? Bedenimi ölçebilir misiniz? Could You Spell It ? Heceler Misiniz ? Can You Translate This For Me ? Bunu Bana Tercüme Edebilir Misiniz ? Coming Today Bugün Geliyor Can You Run Fast? Hızlı Koşabilir Misin? Can They Speak English? Onlar Ingilizce Konuşabilirler Mi? Can She Understand Me? O Beni Anlayabilir Mi? Could You Spell It ? Heceler Misiniz ? Come Near. Yakına Gel. Cant Come Down Aşağı Inemiyorum Could I Take A Message? Not Alabilir Miyim? Can I Call You Back? Seni Daha Sonra Arayabilir Miyim? Can We Continue This Later? Konuşmaya Daha Sonra Devam Edebilir Miyiz? Can I Reserve A Room? Bir Oda Ayırabilir Miyim? Can I Book A Room? Bir Oda Ayırabilir Miyim? Can I Suggest This? Size Bunu Önerebilir Miyim? Can You Measure Me? Bedenimi Ölçebilir Misiniz? Care To Join Us? Bize Katılmak Ister Misin? Could I Buy You A Drink? Size Bir Içki Alıyım Mı? Could I Have The Next Dance? Bir Sonraki Dansı Bana Lütfeder Misiniz? Can I Get You Something To Drink With That? Yanında Içecek Birşey Istermiydiniz? Can You Get Me A Glass Of Water? Bir Bardak Su Getirebilir Misiniz? Can I Get It Rare? Az Pişmiş Olabilir Mi? Could I Have Some More Bread, Please? Biraz Daha Ekmek Alabilir Miyim Lütfen? Could I Speak To The Manager, Please? Yöneticiyle Görüşebilir Miyim? Check, Please? Hesap, Lütfen Could You Pass Me The Salt Please? Tuzu Uzatabilir Misin, Lütfen? Could I Have Seconds, Please? Biraz Daha Alabilir Miyim? Cool! Bomba Gibiyim Could Be Better Daha Iyi Olabilirdi Can U Open The Door, Please? Kapıyı Açabilir Misin? Can I Study In This Room? Bu Odada Çalışabilir Miyim? Could I Borrow Your Dictionary? Sözlüğünü Ödünç Alabilir Miyim? Can you get me a glass of water? Bir bardak su getirebilir misiniz? Can I get it rare? Az pişmiş olabilir mi? Could I have some more bread, please? Biraz daha ekmek alabilir miyim lütfen? Could I have the bill, please? Hesabı alabilir miyim? Check, please? Hesap, lütfen Could I speak to the manager, please? Yöneticiyle görüşebilir miyim? Could you pass me the salt please? Tuzu uzatabilir misin, lütfen? Could I have seconds, please? Biraz daha alabilir miyim? |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Do You Speak English? Ingilizce Konuşabiliyormusunuz? Don't Forget To Call Aramayı Unutma Do You Know Eachother? Birbirinizi Tanıyor Musunuz? Dinner Is Ready Akşam Yemeği Hazır Does This Include The Tip? Bunun Içinde Bahşiş Dahil Mi? Do I Pay You Or The Cashier? Size Mi Ödeyeceğiz, Kasaya Mı? Do You Want That To Go? Paket Mi Istiyorsunuz? Do You Have A Reservation? Rezevasyon Yapmışmıydınız? Do You Come Here Often? Buraya Sık Sık Gelir Misiniz? Do You Understand? Anlıyormusunuz? Do You Understand Me? Beni Anlıyormusunuz? Do You Have A Light? Ateşiniz Var Mı? Do You Have Your Visa? Vizeniz Var Mı? Do You Have Anything To Declare? Gümrüğe Tabi Birşeyiniz Var Mı? Do You Have A Pool? Havuzunuz Var Mı? Do I Have To Change Planes? Aktarma Yapmam Gerekecek Mi? Double Occupancy, Please Iki Kişilik Bir Oda Lütfen. Do You Feel All Right? Kendini Iyi Hissediyor Musun? Do You Have Any Singles? Tek Kişilik Odanız Var Mı? Do You Have Any Vacancies? Boş Yeriniz Var Mı? Do You Provide Balloon Loans Balon Kredileriniz Var Mı? Don't Look At The Fault Kusura Bakma Do You Study Okuyor Musun? Don't Be Rude Küfür Etme Don't Do That Yapma! Do You Make Good Money? İyi Para Kazanıyor Musun? Don't Worry Endişelenme Do you have bank by mail? Posta yoluyla işlem yapabilir miyim? Do Me A Favor Bana Bir iyilik Yap Does She Like Ice-Cream? Dondurmayı Sever Mi? Don't Count On Me Beni Hesaba Katma, Bana Güvenme O Konuda. Dear George Sevgili George Does She Like Ice-Cream? Dondurmayı Sever Mi? Don't Move! Kımıldama! Do Not Go Gitmeyin Do Not Come Gelmeyin Do I Know You? Sizi Tanıyor Muyum? Day By Day Günden Güne Do You Have Anything In Your Hand? Elinizde Herhangi Birşey Var Mıdır? Did I Visit My Uncle Yesterday Dün Amcamı Ziyaret Ettim Mi? Did There Use To Be A Building Here? Burada Bina Var Mıydı? Do You Want Coca Cola Or Fanta? Coca Cola Mı Fanta Mı Istersin? Do You Have A Map Of This Area? Bu Bölgenin Yol Haritası Var Mı? |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Don't Fall For It! (Argo) Aldatılma Don't Let Me Down Beni Hayal Kırıklığına Uğratma. Don't Be So Modest Çok Alçakgönüllü Olma Don't Give Me That! Atmaaa! Did You Miss The Bus? Otobüsü Mü Kaçırdın, Otobüse Yetişemedin Mi? Don't Lose Your Head Kafanı Karıştırma Don't Be So Childish Çocuk Gibi Davranma (Çocukluk Yapma). Don't Trust To Chance! Şansa Güvenme. Did You Enter The Contest? Yarışmaya Girdin Mi? Do You Accept Credit Cards? Kredi Kartlarını Kabul Eder Misiniz? Don't Cry Over Spilt Milk Sütü Yere Döktün Diye Ağlama. Don't Let Chances Pass By Gelen Fırsatları Kaçırma. Did You Fight With Others? Diğerleriyle Kavga Ettin Mi? Don't Dream Away Your Time Sürekli Hayal Kurarak Zaman Harcama. Don't Keep Me Waiting Long Beni Uzun Süre Bekletme. Don't Let This Get You Down Bu Olay Seni Üzmesin. Don't Keep The Truth From Me Gerçekleri Benden Saklama Do You Like Your Job? İşinden Hoşlanıyor Musun? Do You Earn A Lot Of Money? Çok Para Kazanıyor Musun? Dıd You Close The Shop Sen Dükkanı Kapattınmı? Dıd You Wash My Bag Benim Çantamı Yıkadınızmı? Do You Have Any Friends In Izmir? İzmir De Hiç Arkadaşın Var Mı? Dulce Et Decorum Est Pro Patria Mori Vatan Için Ölmek Tatlı Ve Güzeldir Do You Have Change For Twenty? Yirmi Dolar Bozuğun Var Mı? Do You Have Something Specific In Mind? Aklınızda Özel Birşey Var Mı? Do You Know What Size You Are? Bedeninizi Biliyor Musunuz? Do You Need Anything To Go With That? Bununla Gidecek Birşey Ister Misiniz? Do You Have This Shirt In Yellow? Bu Tişörtün Sarısı Var Mı? Do You Have These Shoes In Suede? Bu Ayakkabının Süeti Var Mı? Do You Have A T-Shirt To Match This? Buna Uyacak Bir Tişörtünüz Var Mı? Day And Night Gece Gündüz Do You Have A Map Of This Area? Bu Bölgenin Yol Haritası Var Mı? Don't Ever Leave Me Asla Beni Bırakma. Do you provide balloon loans Balon kredileriniz var mı? Do you give me the money Bana para verir misin? Do you protect me Beni korur musun? Do you take me to the party Partiye alır mısın? Don't me the nerve Beni sinir etme Do you banish from the party Partiden atarmısın? Do some discount Biraz indirim yap Don't look at the fault Kusura bakma Don't be rude Küfür etme Do you feel all right? Kendini iyi hissediyor musun? Do you have your visa? Vizeniz var mı? Do you have change for twenty? Yirmi dolar bozuğun var mı? Do you need anything to go with that? Bununla gidecek birşey ister misiniz? Do you know what size you are? Bedeninizi biliyor musunuz? Do you have something specific in mind? Aklınızda özel birşey var mı? Do you have this shirt in yellow? Bu tişörtün sarısı var mı? Do you have these shoes in suede? Bu ayakkabının süeti var mı? Do you have a reservation? Rezevasyon yapmışmıydınız? Do you want that to go? Paket mi istiyorsunuz? Do you need any napkins? Peçete ister misiniz? Do you have a non-smoking section? Sigara içilmeyen bölümünüz var mı? Do you have vegetariam dishes? Vejeteryan yemekleriniz var mı? Do I pay you or the cashier? Size mi ödeyeceğiz, kasaya mı? Does this include the tip? Bunun içinde bahşiş dahil mi? Dinner is ready Akşam yemeği hazır Do you know eachother? Birbirinizi tanıyor musunuz? Don't forget to call Aramayı unutma Do you have a t-shirt to match this? Buna uyacak bir tişörtünüz var mı? Do you have anything to declare? Gümrüğe tabi birşeyiniz var mı? Does it hurt when I touch? Dokunduğumda acıyor mu? Do you have any singles? Tek kişilik odanız var mı? Do you have any vacancies? Boş yeriniz var mı? Double occupancy, please. İki kişilik bir oda lütfen. Do I have to change planes? Aktarma yapmam gerekecek mi? |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Excuse me Affet edersiniz Excuse me Müsade edermisiniz (otobüste vb. ) Excuse me, can you help me? Affetedersiniz, bana yardım edermisiniz? Excuse me, is this the way to Ayasofya? Afedersiniz, Ayasofya'ya gi-den yol bu mu? Excuse me sir Affedersiniz efendim Excuse me, is this the way to ayasofya? Afedersiniz, ayasofya'ya gi-den yol bu mu? Enjoy your meal Afiyet olsun Every night Her gece Every week Her hafta Every day Her gün East, west, home is best Ne doğu ne batı evim en iyisi. (türkçesi “evcazım evcazım sen bilirsin halcazım Easy come easy go Kolay gelen kolay gider Everything has its beginning Her şey onun başındadır. Everybody is excited before the concert Konserden önce herkes heyecanlıydı. Excuse me, is this the way to ayasofya? Afedersiniz, ayasofya'ya gi-den yol bu mu? Everybody is excited before the concert Konserden önce herkes heyecanlıydı. Enter the desk Sıraya gir Enter your personal identification numbe Kişisel kimlik numaranızı girin. Every now and then Zaman zaman Enjoy yourself! Eylenmene bak! |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Follow me Beni takip et Forget it! Unut onu, unut gitsin For sale Satılık Feel better Daha iyi hissetmek, daha iyi olmak First come first served İlk gelene ilk önce hizmet edilir Fasten your seat belt Emniyet kemerini bağla. Formerly Daha önce From morning till evening Sabahtan akşama kadar Flawless human is impossible Hatasız kul olmaz. Fenerbahçe jersey with stripes Çubuklu fenerbahçe forması Fener conquers the world Fener dünyayı yener. Fenerbahçe has 17 championships at first super league Fenerbahçe, birinci süper lig' de 17 kez şampiyonluk elde etmiştir. Fenerbahçe sports club was founded in 1899 unofficially Fenerbahçe spor kulübü gayri resmi olarak 1899 yılında kurulmuştur. For whom are you holding? Kiminle konuşmayı bekliyordunuz? From where are you comıng Sen nereden geliyorsun From three to four o’clock Saat üçten dörtde kadar From now on Bundan böyle |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Good Morning Günaydın Good Afternoon Tünaydın Good Evening İyi Akşamlar Good Night İyi Geceler Good Bye Güle Güle Good Days İyi Günler Going Today Bugün Gidiyor Glad To Meet You Sizinle Tanıştığıma Sevindim Good Luck! İyi Şanslar Go Here Buraya Git Go İn İçeri Git Go Out Dışarı Çık Good Job! İyi İş Guess What? Tahmin Et Ne (Oldu)? Gentlemen Beyler İçin Good İdea! İyi Fikir! Goal! Gol! Guess What? Tahmin Et Ne (Oldu)? Give Me A Hand! Bana Yardımcı Ol, Bana Yardım Et (Şu İşe Bi El At). Great Minds Think Alike Harika Zekâlar Birbirine Benzer Go Straight Ahead Until Sakarya Sakarya'ya Kadar Dosdoğru Gidin. Galatasaray Will Get The Cup! Galatasaray Kupayı Alacak! Galatasaray İs My Favorite Football Club Galatasaray' I Tutuyorum. Galatasaray Was Founded By Students Of The Galatasaray Lycee Galatasaray, Galatasaray Lisesi Öğrencileri Tarafından Kurulmuştur. Galatasaray Sports Club İs A Turkish Sports Club Based İn Istanbul Galatasaray Spor Kulübü, İstanbul Merkezli Bir Türk Spor Kulübüdür. Good Food İs The Backbone Of Life Can Boğazdan Gelir. Go Straight Ahead Dosdoğru Git. Good For You! Aferin! Good Riddance. İyi Ki Gitti De Kurtulduk Going My Way? Yolumuz Aynı Mı? Go easy on the onions Soğanı fazla koymayın Great! Harika Go Straight Ahead Until Sakarya Sakarya'ya Kadar Dosdoğru Gidin. |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Have Fun! İyi Eğlenceler Veya Eğlen How Much? Ne Kadar Hold On Bekle Hello Merhaba Hi Selam How Are You? Nasılsınız? How Are You Wife/Husband? Eşiniz Nasıl? How Old Are You? Kaç Yaşındasınız? How Old Is He? O Kaç Yaşındadır? He Is From England O Ingiltereli He Is Five Years Old O Beş Yaşındadır Have Fun! İyi Eğlenceler Veya Eğlen How's Everything? Her Şey Nasıl How's It Going? Nasıl Gidiyor? Ne Var Ne Yok? Hi! Taxi! Hey! Taksi! He Is Drinking Milk Süt Içiyor Hurry Up! Çabuk Ol! Help! İmdat! He Has Brown Haır Onun Kahverengi Saçı Var Hıs Love Is Real Onun Sevgisi Gerçek He Weıghs 60 Pounds O 60 Pound Ağır Gelir How Can I Help Nasıl Yardım Edebilirim He Has A Large Income Onun Kazancı Çok, Iyi Para Kazanıyor He Looks Very Healthy O Çok Sağlıklı Gözüküyor He Paused For A Reply Cevap Vermek Için Durdu He Repaired His House O Onun Evini Tamir Etti He Suggested A Picnic Piknik Yapmayı Önerdi Here's A Gift For You Bu Senin Için Bir Hediye, Işte Hediyen! How Much Does It Cost? O Ne Kadar Tutuyor, Maliyeti Nedir? He Is Collecting (Saving) Money Para Biriktiriyor He Was Born In New York O New York Da Doğdu He That Travels Far Knows Much Çok Gezen Çok Bilir. He Is Ill In Bed O Yatakta Hasta He Lacks Courage O Cesaretten Yoksundur How's Everything? Her Şey Nasıl He Is My Age O Benim Yaşımda Here You Are Işte Buyurun (Alın), Işte Buradasın Help Yourself Kendine Yardım Et How's It Going? Nasıl Gidiyor? Ne Var Ne Yok? He Has A Sense Of Humor O Şakadan Anlar He Is Acting An Old Man O Yaşlı Bir Adammış Gibi Hareket Ediyor. He Is Looking For A Job Iş Arıyor. He Doesn't Care About Me O Beni Umursamıyor. He Grasped Both My Hands Ellerimi Yakaladı. He Is Physically Mature O Fiziksel Olarak Yetişkindir. He Is A Smart Boy O Zeki Bir Çocuk. He Is Just A Child O Sadece Bir Çocuk He Can Hardly Speak O Zorlukla Konuşabilir He Always Talks Big O Her Zaman Büyük Konuşur He Won An Election O Seçimi Kazandı He Can't Take A Joke O Şakadan Anlamaz He Owes My Uncle 0 O Amcama 100 Dolar Borçlu How Are Things Going? Işler Nasıl Gidiyor How Are You Recently? Son Zamanlarda Nasılsın? He Owned Himself Defeated Yenildiğini Kabul Etti. He Seems At Little Nervous O Biraz Heyecanlı Gibi. He Strolls About The Town Kasabada Gezer, Dolaşır. Her Tooth Ached All Night Bütün Gece Dişi Ağrıdı. How About A Drink Tonight? Bu Gece Içmeye Ne Dersin? He Is Proud Of His Son Oğlu ile Gurur Duyuyor He Has A Remarkable Memory Olağanüstü Bir Hafızası Var. He Has Completed The Task Görevini Tamamladı. He Has Quite A Few Friends Birçok Arkadaşı Var. He Is Capable Of Any Crime Suç Işlemeye Eğilimli Biridir. He Walks With A Quick Pace Hızlı Adımlarla Yürür. He Was Not A Little Tired Az Yorulmuyordu. His Looks Are Always Funny Bakışları Hep Komiktir. How About Going To A Movie? Sinemaya Gitmeye Ne Dersin? How Do I Look? Nasıl Görünüyorum? He Shot The Lion With A Gun Aslanı Silah ile Vurdu. He Came To The Point At Once Hemen Konuya Geldi. He Fell Behind With His Work İşini Sonraya Bıraktı. He Is The Happiest Man Alive Yaşayan En Mutlu Adamdır. He Neither Smokes Nor Drinks Ne Sigara içer Ne De içki. He Reminds Me Of His Brother Bana Kardeşini Hatırlatıyor. He Will Do Anything But Work Çalışmak Dışında Ne Olsa Yapar. His Father Runs A Restaurant Babası Bir Lokanta Çalıştırıyor. How Do You Spell It? Onu Nasıl Hecelersin? He Was Efficient In His Work İşinde Beceriklidir. How Many Hours Do You Work In A Day? Günde Kaç Saat Çalışıyorsun? How Do You Relax After Work? İşten Sonra Nasıl Dinleniyorsun? How Often Do You Go Abroad? Ne Kadar Sık Yurtdışına Çıkarsınız? He Slipped And Almost Fell O Kaydı Ve Neredeyse Düşüyordu. He Nearly Stopped And Asked The Way O Neredeyse Durdu Ve Yolu Sordu. How Can I Go To Sultanahmet? Sultanahmet'e Ne Taraftan Gidebiliriz? How Far Is Şile From Here? Şile Buraya Ne Kadar Uzakta? How Can I Get To The Road To Izmit? İzmit'e Giden Yola Nasıl Çıkabilirim? How Far Is It ? Buraya Ne Ka-Dar Uzaklıkta ? How Do I Get There? Oraya Nasıl Giderim ? How Many Cities Are There In Turkey? Türkiyede Kaç Şehir Vardır Here You Are Buyrun How Do You Say That In English ? İngilizcede Bunu Nasıl Söylüyorsunuz ? He Is Always Talking O Sürekli Konuşur. He Has No Cap On His Head Onun Başında Şapka Yok. He Does Not Have Any Friend Onun Hiç Arkadaşı Yok. He Can’t Understand Her O,Onu Anlayamaz. He Can Understand Her O,Onu Anlayabilir He Is Always Talking O Sürekli Konuşur. He’s Managing Extremely Well O Son Derece Iyi Yönetiyor. He Can Easily Earn Much More Money O Çok Daha Fazla Parayı Kolayca Kazanabilir. Her Friend Follows Her Wherever She Goes.” Arkadaşı Nereye Giderse Gitsin Onu Takip Eder. How Often Do You Go Abroad? Ne Kadar Sık Yurtdışına Çıkarsınız? How Do You Say That In English ? İngilizcede Bunu Nasıl Söylüyorsunuz ? He Loughs Best Who Loughs Last Son Gülen Iyi Güler He That Travels Knows Much Çok Gezen Çok Bilir. Health Is Better Tahn Wealth Olmaya Devlet Cihanda Bir Nefes Sihhat Gibi His House Is In Istanbul? Evi İstanbul dadır. How Far Is Ankara? Ankara Ne Kadar Uzaklıktadır? How Much Is This? Bunun Fiyatı Nedir? How Much Are They? Onların Fiyatı Nedir? How Much Does It Cost? Kaça Mal Olur? Tutarı Nedir? Have You Got Smaller One? Daha Küçüğü Sizde Var Mı? Have You Got Bigger One? Daha Büyüğü Sizde Var Mı? How Can I Go There? Oraya Nasıl Gidebilirim? Hurry Up Acele Et Hang On A Moment Bir Saniye Bekleyin. Hung On A Second Bir Saniye Bekleyin. He Isn't Available. Can I Take A Message? Burada Değil. Not Alabilir Miyim? He Is Not In, Would You Like To Call Back? Şu An Burada Değil, Tekrar Aramak İster Miydiniz? How beautiful, how are private Ne kadar güzelsin, ne kadar özelsin. He's a sight Pasaklı görünüyor |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler I Am Cool! Harikayım I love you! Seni seviyorum I missed you Seni özledim I kiss you Seni öpüyorum I have to study Ders çalışmam lazım I have got a midterm tomorrow Yarın ara sınavım var I have got a big test tomorrow Yarın büyük bir sınavım var I still don't understand Hala anlamıyorum I'll Have A Table Ready In Two Minutes İki Dakika içinde Masanızı Hazırlıyorum I Have Been Eagerly Preparing These Documents Bu Dökümanları Büyük Bir istekle Hazırlıyorum. It Started To Rain Suddenly Aniden Yağmur Yağmaya Başladı. I Don’t Know Where She Is Onun Nerede Olduğunu Bilmiyorum. Isn’t The Weather Bad Today Hava Bugün Kötü Değilmi? I Cannot Think Clearly Now Because I Am Tired Şu anda Açıkça Düşünemiyorum Çünkü Yorgunum. I Can Hardly Expect Her To Understand Onun Bunu Anlamasını Hiç Beklemem. I Know Him Fairly Well Onu Oldukça İyi Tanırım. Is This A One Way Street? Bu Yol Tek Yönlü Mü? I've Been Better Daha İyiydim I've Seen Better Days Daha İyi Günlerimiz De Oldu I'm Snowed Under Çok Yoğunum I've Running Around Koşturup Duruyoruz I Will Love You Till Death Do Us Part Bizi Ölüm Ayırana Dek Seni Seveceğim I Have To Be With You To Live To Breathe Seninle Olmak Zorundayım Yaşamak ,Nefes Almak İçin I Am Going To The School Ben Okula Gidiyorum. I Am Going To The School Now Ben Şimdi Okula Gidiyorum. I Can Ride A Bike Ben Bisiklet Sürebilirim. In Every Job There İs A No Her İşte Bir Hayır Vardır It İs Never Too Late To Mend Zararın Neresinden Dönersen Kardır. I Am Leaving Istanbul Next Week. Gelecek Hafta İstanbul’dan Ayrılacağım. Is The Road To İstanbul Available? İstanbul Yolu Açık Mı? I Am Turkish. I Am Coming From Istanbul Türküm, İstanbul’ dan Geliyorum If You Go To Ankara, We'll Miss You. Ankara' Ya Giderseniz, Sizi Özleyeceğiz. I Came From Ankara. Ankara' dan Geldim. I Am Staying At The Hotel Otelde Kalıyorum. I Am Coming From Istanbul İstanbul'dan Geliyorum I Am Also Well,Thank You Bende İyiyim Çok Teşekkürler. I Want To Go To This Address Bu Adrese Gitmek İstiyorum. I Want To Go To Bus Station Otogara Gitmek İstiyorum. I Want To Go To Train Station Tren Garına Gitmek İstiyorum. I Want To Go To Marmaris Marmaris'e Gitmek Istiyorum I Want To Go To The Train Station Tren İstasyonuna Gitmek Istiyorum I Can Write Ben Yazabilirim I Can Not Write Ben Yazamam I Am Writing Ben Yazıyorum I Am Not Writing Ben Yazmıyorum Is it far? Uzak mı? It İs Very Near Çok Yakın. It İs Very Far Çok Uzak. Impossible Olamaz I Wish I Could Start Over Keşke Yeni Baştan Başlayabilseydim. It İs Too Late Anymore Artık Çok Geç. I Want To Go To This Address Bu Adrese Git-Mek İstiyorum. I Want To Go To Marmaris Marmaris'e Git-Mek İstiyorum I Want To Go To The Train Station Tren İstasyonu-Na Gitmek İstiyorum It's Across The Street Karşıda. It's Very Near Çok Yakın It's A Little Far Biraz Uzak Is This A One Way Street? Bu Yol Tek Yönlü Mü? I Am Just Looking Sadece Bakıyorum. I Want A Blue Shirt Mavi Bir Gömlek İstiyorum. I Want A Different Color Farklı Bir Renk İstiyorum. It İs Very Expensive Çok Pahalı It İs Very Cheap Çok Ucuz. It İs Too Tight Çok Fazla Dar It İs Too Loose Çok Fazla Geniş I'm Hungry Acıktım I'm Thirsty Susadım I'm Coming From Germany Almanya 'Dan Geliyorum I Have Lived And I Died For You Ben Senin İçin Yaşadım Ve Öldüm I Swear Yemin Ederim Ki I’d Swear, He’s Watching Me Yemin Ederim, O Beni İzliyor I Promise Söz Veriyorum. Is İt Part Time Or Full Time? Tam Gün Mü Yoksa Yarım Gün Mü? I'd Like To File A Complaint Bir Şikayette Bulunmak İstiyorum. I Know The Work From A To Z İşle İlgili Herşeyi Biliyorum. It İs Not İn My Job Description Bu Benim İş Tanımımın İçinde Yer Almıyor. I Really Have To Go Now Kapatmam Lazım I Can't Get Through This Number Bu Numaraya Bağlanamıyorum. I'd Like To Apply For A Loan Kredi İçin Başvurmak İstiyorum. I'd Like To Mortgage My Home. Evimi İpotek Ettirmek İstiyorum. I'd Like A Variable İnterest Rate Mortgage Değişken Faiz Oranlı İpotek İstiyorum. I'd Like To Open A Savings Account Tasarruf Hesabı Açtırmak İstiyorum. I'd Like Close Out My Savings Account Tasarruf Hesabı Kapatmak İstiyorum. I'd Like To Purchase A Certificate Of Deposit Yatırım Belgesi Almak İstiyorum. I'd Like To Cash A Check Bir Çek Bozdurmak İstiyordum. I'd Like To Make A Deposit Mevduat Yaptırmak İstiyorum. I Feel Like A Million Dollars Kendimi Çok İyi Hissediyorum. I'm Fresh As Daisy Kendimi Çok Zinde Hissediyorum. I Am Allergic To Dogs Köpeklere Alerjim Var. I Am Allergic To Polen Çiçektozlarına Alerjim Var. I Have Hayfever Saman Nezlem Var. I Can't Breathe Nefes Alamıyorum. I Am Sick Hastayım I Am Sick As A Dog Çok Fena Hastayım I Feel Terrible Kendimi Çok Berbat Bir Halde Hissediyorum. I Feel Sick To My Stomach Midem Bulanıyor. I Feel Nauseous Midem Bulanıyor I Have A Headache Başım Ağrıyor I Have A Migraine Migrenim Var I Am So Dizzy Başım Çok Fena Dönüyor I Need A Nap Biraz Şekerleme Yapmam Lazım I Am Bleeding Kan Kaybediyorum I Feel Weak Kendimi Güçsüz Hissediyorum It Hurst After I Eat Yemekten Sonra Ağrıyor I Have Been Throwing Up Kusuyorum I Lose My Dinner Kusuyorum I Am Really Sleepy Çok Uykusuzum I Need A Room Please? Bir Oda Rica Edecektim? I Need A Room With A Single Bed Tek Yataklı Bir Oda Istiyorum I Need A Room With A Double Bed Çift Kişilik Bir Oda Istiyorum I'd Like A Room At The Front Ön Tarafa Bakan Bir Oda Istiyorum I'd Like A Room At The Rear Arka Tarafta Bir Oda Istiyorum I'd Like A Room With A View Of The Sea Deniz Manzaralı Bir Oda Istiyorum I'd Like A Room For The Week Haftalık Bir Oda Istiyorum I'd Like A Wake-Up Call, Please Uyandırma Servisi Istiyorum Is There A Restaurant? Lokanta Var Mı? I Need To Check Out Ayrılmak Istiyorum. I'd Like A Receipt Makbuz Rica Edebilir Miyim? Is It Direct? Direk Uçuş Mu? Is There A Layover? İki Sefer Arasında Bekleme Var Mı? I Have To Cancel My Flight Uçuşumu Iptal Etmek Zorundayım I Lost My Luggage Bagajımı Kaybettim I Want A Receipt Fiş Istiyorum Is Smoking Allowed? Sigara Içiliyor Mu? I'm Allergic To Smoke Sigaraya Karşı Alerjim Var Is It Direct? Direk Mi? Is There A Layover? Mola Var Mı? Is There A Dining Car? Yemekli Vagon Var Mı? Is The Train On Time? Tren Zamanında Hareket Edecek Mi? I Am Not On Duty Şu An Çalışmıyorum? I've Got Just Your Size Tam Sizin Bedeninize Uygun Birşeyimiz Var I'm Looking For Something For My Father Babam Için Birşey Bakıyordum It's A Gift Hediye Olacak I Don't Know His Size Bedenimi Bilmiyorum I'm Just Browsing Sadece Bir Göz Gezdiriyorum I Can't Make Up My Mind Kafamı Toparlayamıyorum It It On Sale? Bu indirimde Mi? I'd Like To Try This On Bunu Denemek Istiyorum It's Too Tight Bu Çok Dar It's Too Loose Bu Çok Geniş It's A Little Bit Expensive Bu Biraz Pahalı It's A Little Pricey Bu Biraz Tuzlu Is This Seat Taken? Bu Sandalye Boş Mu? I'll Eat It Here Burada Yiyeceğim I'd Like An Espresso Bir Espresso Istiyorum I'd Like A Mineral Water Bir Maden Suyu Istiyorum I'd Like My Steak Well Done Bifteğimi Çok Pişmiş Istiyorum I'd Like My Steak Rare Biftek Az Pişmiş Olsun I'd Like My Steak Medium Biftek Orta Pişsin I'll See You Real Soon Çok Yakında Görüşürüz I'll Catch You Later Seninle Sonra Görüşürüz I'll Be In Tocuh Temas Halinde Olacağım It Was Good To See You Seni Görmek Güzeldi I'm Hungry Ben Açım I'm Starving Açlıktan Ölüyorum I'm So Hungry That I Could Eat A Horse Öyle Açım Ki Bir Atı Yiyebilirim I'm Dying Of Hunger Açlıktan Ölüyorum I'm Famished Karnım Zil Çalıyor I Have A Reservation Rezervasyon Yaptırmıştım. I Need A Room With Two Single Beds İki Ayrı Yataklı Bir Oda Istiyorum. I Need A Room With A Double Bed İki Kişilik Yataklı Bir Oda Istiyorum I Can't Waste My Time With You Seninle Uğraşamam I Have Quest Görevim Var I Will Ring Back Later Sonra Arayacağım I Am Short Kısa(Boylu)Yım I Am Fat Şişmanım I Am Thin Zayıfım I Am Dark Esmerim I Am Fair Kumralım I Am Blonde Sarışınım I Am Handsome Yakışıklıyım I Am Beautiful Güzelim I Am Short And Beautiful Kısa Boylu Ve Güzelim I Am Tall And Handsome Uzun Boylu Ve Yakışıklıyım I Have Long Curly Hair Uzun Dalgalı Saçlarım Var If You Can’t Jump Down, Walk Around Eğer Aşağıya Atlayamazsan, Etrafından Yürü. I Have Been Looking You Everywhere Her Yerde Seni Arıyorum. I Am Not Going Anywhere Hiçbir Yere Gitmiyorum Is There A Phone Box Nearby? Yakında Telefon Kulübesi Var Mı? It Is Going To Rain Soon Yakında Yağmur Yağacak. I Haven’t Completed My Studies Yet Henüz Çalışmalarımı Tamamlamadım. I’m Busy Today Bugün Meşgulüm. I Am Still Hungry Hala Açım. I Couldn’t Find Her. She Was Nowhere Yesterday Dün Hiçbir Yerde Değildi. I Cannot Understand You. Please Don’t Speak Fast Sizi Anlayamıyorum. Lütfen Hızlı Konuşmayın I Don't Like Them Because They Are Always Complaining Onları Sevmem Çünkü Hep Şikayet Ederler. I Am Sitting Oturuyorum I Am Studying To Become A Doctor Doktor Olmak Için Çalışıyorum. I Am Reading A Book Bir Kitap Okuyorum I Am Not Going To The Party Tonight Bu Gece Partiye Gitmiyorum I Am Meeting Some Friends After Work Işten Sonra Arkadaşlarla Buluşuyoruz Isn't He Coming With Us Tonight? O Bu Gece Bizimle Gelmiyor Mu? I Sent The Mail Yesterday Maili Dün Gönderdim I Always Call My Friends Ben Her Zaman Arkadaşlarımı Ararım I Can Run Fast Hızlı Koşabilirim I Know You Do Not Ben Sizi Tanımıyorum I'd Like To Meet You Sizinle Tanışmak Isterim I Would Like To Try My Luck Şansımı Denemek Istiyorum I Would Like To Try My Luck Şansımı Denemek Istiyorum It Doesn’t Matter Fark Etmez I Think So, Too Bende Öyle Düşünüyorum I Didn’t Mean To Hurt You Sizi Kırmak Istememiştim I Can’t Run Fast Hızlı Koşamam In Football, Fenerbahçe Has More Championships Than Other Teams In Turkey Futbolda, Türkiye' Nin En Çok Şampiyonluk Kazanan Kulübü Fenerbahçe' Dir I Am Waiting Bekliyorum I Am Waiting For Her To Come Gelmesini Bekliyorum I Am Waiting For This Christmas Bu Noel' I Bekliyorum I'm Waiting In The Dark Karanlıkta Bekliyorum I Am Waiting For A Miracle Bir Mucize Bekliyorum I've Been Waiting For Somebody To Pick Up My Stroll Beni Dolaştırmak Için Alacak Birini Bekliyorum It Is Too Dark To Read Okunmayacak Kadar Karanlık It Is Too Late To Go Gidilmeyecek Kadar Geç I Am Not Rich Enough To Buy It Onu Alacak Kadar Zengin Değilim I Stand By The Well Of Water Pınarın Başında Bekliyorum I Have Been Waiting Here For Two Hours İki Saattir Burada Bekliyorum I Am Looking Forward To Seeing You Among Us Seni Aramızda Görmeyi Dört Gözle Bekliyorum I Saw Nobody Yesterday Dün Hiç Kimseyi Görmedim I Bought Nothing Hiç Birşey Satın Almadım Is There Anything In This Room? Bu Odada Herhangi Birşey Var Mı? Is There Anything On The Table? Masada Herhangi Birşey Var Mıdır? I Have Some Pencils In My Hand Elimde Bazı Kalemler Var I Have A Lot Of Paper In My Hand Elimde Birçok Kağıtlar Var I Do Not Drink Red Wine Ben Kırmızı Şarap Içmem I lost my ring Yüzüğümü kaybettim I Am Not Hungry Not Yet Ben Aç Değilim Henüz Değil I Have Some Money Benim Biraz Param Var I Have Some Friends Benim Birkaç Arkadaşım Var I Have No Money Benim Hiç Param Yok I Don’t Have Any Money Benim Hiç Param Yok I Fall In Love With You Sana Aşığım I Have None Bende Hiç Biri Yok I Lived In Turkey For Two Years Iki Yıl Türkiye'de Yaşadım I Don't Like Them Because They Are Always Complaining Onları Sevmem Çünkü Hep Şikayet Ederler I Visited My Uncle Amcamı Ziyaret Ettim I Didn't Visit My Uncle Yesterday Dün Amcamı Ziyaret Etmedim I Don’t Know Why Yiğit Went Away Yiğit’ In Neden Oraya Gittiğini Bilmiyorum I Need An Umbrella Şemsiyeye Ihtiyacım Var Is There A Uniform? Üniforma Var Mı? I Am Studying To Become A Doctor Doktor Olmak Için Çalışıyorum I Am Reading A Book Bir Kitap Okuyorum I Am Not Reading Any Newspapers Right Now Şu Anda Hiç Bir Gazete Okumuyorum I Am Meeting Some Friends After Work Işten Sonra Arkadaşlarla Buluşuyoruz I Am Not Going To The Party Tonight Bu Gece Partiye Gitmiyorum Isn't He Coming With Us Tonight O Bu Gece Bizimle Gelmiyor Mu? I Am Not Standing Ayakta Durmuyorum It's Across The Street Karşıda I Sometimes Feel Depressed Ben Bazen Keyifsiz Hissederim They Are In Bursa Occasionally Onlar Arada Sırada Bursa’ Da Olurlar I Seldom Go To The Cinema Nadiren Sinemaya Giderim I Rarely Eat Outside Ben Çok Nadiren Dışarıda Yemek Yerim I Never Get Up Late In The Morning Sabahleyin Hiç Geç Kalkmam Have You Ever Been To Paris? Hiç Paris’te Bulundunuz Mu? I Haven’t Ever Seen Such A Beatiful House Hiç Bu Kadar Güzel Bir Ev Görmedim I Asked Him Twice But Got No Reply Ona Iki Kere Sordum Ama Cevap Almadım I Mentioned Him About You Of Course Şüphesiz Ona Senden Bahsettim It Is Going To Rain Soon Yakında Yağmur Yağacak I Haven’t Completed My Studies Yet Henüz Çalışmalarımı Tamamlamadım I’m Busy Today Bugün Meşgulüm I’m An Engineer Ben Bir Mühendisim I Am Afraid That L Have To Go Korkarım Gitmem Gerekiyor I Don't Have Any Cash With Me Yanımda Hiç Param Yok I Have Been Putting On Weight Kilo Alıyorum I Have Just Finished The Book Kitabı Şimdi Bitirdim I Was Late For Work Yesterday Dün Işe Geç Kaldım I Have Something To Tell You Sana Söyleyeceğim Bir Şey Var I Smelled A Smell Of Cooking Bir Yemek Kokusu Aldım I Want To See The Film Again Filmi Tekrar Seyretmek Istiyorum I've Got Too Much Work To Do Yapacak Çok Işim Var I Don't Think You Are Right Hakli Olduğunu Düşünmüyorum I Have Never Seen The Movie Bu Filmi Hiç Görmedim I Haven't Seen You For Ages Seni Çok Uzun Zamandır Görmedim I Was Alone,But Not Lonely Tek Başımayım Ama Yalnız Değilim I Went There Three Days Ago Oraya Üç Gün Önce Gittim It's A Friendly Competition Dostça Bir Rekabet It's Very Thoughtful Of You Çok Düşüncelisin I Know What I Said Ben Ne Dediğimi Biliyorum I Am Going To A Very İmportant Job İnterview Çok Önemli Bir İş Görüşmesine Gidiyorum I Think I've Caught A Cold Sanırım Soğuk Algınlığına Yakalandım I Was Taking Care Of Myself Kendime Dikkat Ediyordum I Need To Do This Bunu Yapmaya İhtiyacım Var, Bunu Yapmam Lazım It İs Not Good İdea Bu İyi Bir Fikir Değil I Wish I Lived İn Istanbul Keşke İstanbul’da Yaşasaydım I Can Do Nothing But That Onun Dışında Yapabileceğim Bir Şey Yok I Get Hold Of You At Last Sonunda Seni Yakaladım I Have A Surprise For You Senin İçin Bir Sürprizim Var I Like All Kinds Of Fruit Meyvelerin Bütün Çeşitlerini Severim I Saw İt With My Own Eyes Onu Kendi Gözlerimle Gördüm I Will Arrange Everything Herşeyi Ayarlayacağım I Wish I Knew My Neighbor Keşke Komsularımı Tanısaydım I Would Like To Check Out Seçerek Almayı İsterim It Has Become Much Cooler Havalar İyice Soğudu It's Time You Went To Bed Haydi Yatağa, Yatma Vakti I Am A Football Fan Ben Bir Futbol Hayranıyım If Only I Could Fly Keşke Uçabilseydim I'll Be Right There Hemen Geliyorum I'll See You At Six Seni 6 Da Göreceğim Is İt True Or False? Doğru Mu Yanlış Mı? I Can't Follow You Seni Takip Edemem I Felt Sort Of İll Kendimi Hasta Gibi Hissettim I Have A Good İdea! İyi Bir Fikrim Var It İs Growing Cool Hava Soğuyor It Seems All Right Tamam Gibi Gözüküyor It's Going Too Far Çok İleriye Gitti I Beg Your Pardon Müsaade Eder Misiniz? I Beg Your Pardon? Affedersiniz Anlayamadım? I'll Be Back Soon Çok Yakın Zamanda Geri Geleceğim I'll Check İt Out Onu Araştıracağım It’s A Long Story Uzun Hikâye It’s Sunday Today Bugün Pazar I Am So Sorry About This Bunun İçin Çok Üzgünüm I Can't Afford A New Car Yeni Bir Araba Almaya Gücüm Yetmiyor I Do Want To See Him Now Onu Şimdi Görmek İstiyorum I Have The Right To Know Bilmeye Hakkim Var I Heard Some One Laughing Birinin Gülmesini Duydum I Suppose You Dance Much Sanırım Sen Çok Dans Ediyorsun I Walked Across The Park Parkı Boydan Boya Geçtim I'll Just Play İt By Ear Koşullar Neyi Gerektirirse Öyle Hareket Ederim I'm Not Sure I Can Do İt Onu Yapabilmeğime Emin Değilim I'm Not Used To Drinking İçmeye Alışkın Değilim Is The Cut Still Painful? Yara Hala Acıyor Mu? It's Too Good To Be True! Gerçek Olamayacak Kadar İyi I Develop Films Myself Filmleri Kendim Banyo Ediyorum I Felt No Regret For İt Onun İçin Pişmanlık Duymadım I Get Up At Six O'clock Saat 6 Da Kalkarım I Meet The Boss Himself Patronun Kendisiyle Tanışırım I Owe You For My Dinner Sana Akşam Yemeği Borçluyum I Really Enjoyed Myself Gerçekten Beğendim I'm Fed Up With My Work! İşimden Usandım It's No Use Complaining Şikâyet Etmenin Bir Anlamı Yok I Will Never Forget İt Onu Hiçbir Zaman Unutmıyacağım It İs Just What I Need Bu Tam Da İhtiyacım Olan Şey It Rather Surprised Me Bu Beni Oldukça Şaşırttı, Şaşırdım I Can't Help İt Benim Elimde Olan Bir Şey Değil I Don't Mean İt Onu Demek İstemedim, Onu Kasdetmedim I'll Fix You Up Sizinle İlgileneceğim He Was Not A Bit Tired Hiç Yorgun Değildi I Will Be More Careful Çok Daha Dikkatli Olacağım, Daha Dikkatli Olurum I Have No İdea Hiçbir Fikrim Yok I Just Made İt! Şimdi Yaptım I'll See To İt O İşi Hallederim Ben I'm İn A Hurry! Acelem Var It's Her Field En İyi O Bilir, Onun Alanı It's Up To You Bu Sana Bağlı I'm On A Diet Diyetteyim I'm His Fan Onun Hayranıyım Is İt Yours? Bu Senin Mi? I Have No Choice Seçeneğim Yok I Like İce-Cream Dondurmayı Severim I Love This Game Bu Oyuna Bayılırım I'll Try My Best Elimden Gelenin En İyisini Yapmaya Çalışacağım I'm On Your Side Ben Senin Tarafındayım I Caught The Last Bus Son Otobüse Yetiştim I Could Hardly Speak Zorlukla Konuşabildim I'll Have To Try That Bunu Denemek Zorundayım I'm Very Proud Of You Seninle Gurur Duyuyorum It Doesn't Make Sense Bunun Bir Anlamı Yok I Doubt İt Ondan Şüpheliyim, Ondan Şüphe Ederim I Think So Sanırım Öyle I'm Single Bekârım I Am Sorry Özür Dilerim I Understand Everything Herşeyi Anlıyorum I Am Busy Meşgulüm I Am Not Busy Meşgul Değilim I’m A Muslim Ben Müslümanım I Live In İstanbul İstanbulda Oturuyorum I’m Not Sure Emin Değilim Is She Drinking Milk? Süt İçiyormu? I’m Drinking Milk Süt İçiyorum I’m Late Geciktim I’m A Tourist Ben Turistim I’m Sure Eminim I Can Speak Turkısh Ben Türkçe Konuşabilirim I’m An Engineer Ben Bir Mühendisim I Love This Game Bu Oyuna Bayılırım Is İt Yours? Bu Senin Mi? I Think So Sanırım Öyle I Don’t Think So Sanmıyorum I'm Single Bekârım I Like İce-Cream Dondurmayı Severim I Decline! Reddediyorum I Promise Söz Veririm I'm Full Tokum I'm Home Evdeyim I'm Lost Kayboldum I See Görüyorum I Quit! İstifa Ediyorum, Bırakıyorum, Vazgeçiyorum I Agree Aynı Fikirdeyim In The East Doğuda In The West Batıda In The North Kuzeyde In The South Güneyde İzmir İs İn The West İzmir Batıdadır In Front Of Önünde, Ön Tarafında In Front Of The Bus Otobüsün Önünde Is İt Correct? Doğru Mu? Is İt Wrong? Yanlış Mı? I Know Biliyorum I Don’t Know Bilmiyorum I Understand Anlıyorum I Don’t Understand Anlamıyorum I Understand You Sizi Anlıyorum I Want İstiyorum I Can’t Want İstemiyorum I Hope So Umarım I Don’t Understand You Sizi Anlamıyorum It’s Open Today Bugün Açık It’s Closed Today Bugün Kapalı I Come Ben Geldim I’am Going To Ben Gidiyorum I Speak English A Little Biraz İngilizce Konuşabilirim I Can’t Want To Speak Konuşmak İstemiyorum I Don’t Know More English Fazla İngilizce Bilmiyorum I’am Sorry Üzgünüm I’am David Ben David I’am Turkish Ben Türküm I’am From Turkey Ben Türkiyeliyim I’m From Ankara Ankaralıyım I’am Seven Years Old Ben Yedi Yaşındayım It’s A Bird O Bir Kuş |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler I Wish Your Father Had Lived To See This Keşke Baban Bunu Görecek Kadar Yaşasaydı I Have To Do This Bunu Yapmak Zorundayım, Bunu Yapmam Lazım I'm Very Glad To Hear That Bunu Duyduğum İçin Çok Mutluyum, Bunu Duyduğuma Çok Sevindim It's None Of Your Business! Seni İlgilendirmez I'm Your Lucky Fellow Then Demek Ki Aradığın Adam Benim Is There Any Bread At Home? Evde Ekmek Varmı? I Haven't Got Many Friends Çok Arkadaşım Yok I Will Love You Forever Seni Sonsuza Kadar Seveceğim I Will Take Good Care Of You Forever Sana Sonsuza Kadar İyi Bakacağım I Want To Spend The Rest Of My Life By Your Side Hayatımın Kalanını Senin Yanında Geçirmek İstiyorum I Lived İn Adana For Five Years Beş Yıl Süreyle Adana’da Yaşadım I Studied German When I Was A Child Çocukken Almanca Çalışırdım I Was Watching TV When He Came Back Home Eve Döndüğünde Ben TV Seyrediyordum I Was Reading A Newspaper When My Father Came İn Gazete Okurken Babam İçeri Girdi It Was Raining This Morning When She Got Up Bu Sabah Uyandığında Yağmur Yağıyordu I Saw A Woman İn The Park Parkta Bir Kadın Görüyordum I Was Seeing A Woman Yanlış Bir İfadedir I Was Looking Out Of The Window Pencereden Bakıyordum I Heard Him Singing Şarkı Söylerken Onu Duyuyordum I Listened To The Teacher Carefully Hocayı Dikkatle Dinliyordum I Paid Him A Dollar, When He Answered My Question Sorumu Cevapladığında Ona Bir Dolar Verdim I Was Happy When I Was Young Gençken Çok Mutluydum I May Not Go Gitmeyebilirim Is There A Table İn This Room? Bu Odada Bir Masa Var Mı? Is There An Officer İn This Office? Bu Büroda Bir Memur Var Mı? I Feel So Empty İnside Without You By My Side Sen Yanımda Yoksan Herşey Bana Bomboş Geliyor I Can't Live Without You Sensiz Yaşayamam I Wish You Were Here Keşke Şu An Burada Olsaydın I Am Head Over Heels İn Love With You Sana Sırılsıklam Aşığım I'll Never Forget You Seni Hiç Unutmayacağım I Will Always Remember You Seni Herzaman Hatırlayacağım I Think Of You All The Time Herzaman Seni Düşünüyorum I Love You With All My Heart Seni Bütün Kalbimle Seviyorum I Am So Happy That I Want To Cry All The Time Öyle Mutluyum Ki İçimden Hep Ağlamak Geliyor I Have Never Been So Happy Before I Have Never Known Such Happiness Hayatımda Hiç Bu Derece Mutlu Olmamıştım; Böylesi Mutluluk Yaşamamıştım I Feel So Empty İnside Without You Bana Sensiz Her Şey Bomboş Geliyor I Am Getting Out We See Later Ben Çıkıyorum Sonra Görüşürüz I'd Like To Apply For A Loan Kredi İçin Başvurmak İstiyorum I'd Like To Mortgage My Home Evimi İpotek Ettirmek İstiyorum I'd Like A Variable İnterest Rate Mortgage Değişken Faiz Oranlı İpotek İstiyorum I'd Like To Open A Savings Account Tasarruf Hesabı Açtırmak İstiyorum I'd Like Close Out My Savings Account Tasarruf Hesabı Kapatmak İstiyorum I'd Like To Purchase A Certificate Of Deposit Yatırım Belgesi Almak İstiyorum I'd Like To Cash A Check Bir Çek Bozdurmak İstiyordum I'd Like To Make A Deposit Mevduat Yaptırmak İstiyorum I'd Like To Transfer Money İnto My Savings Account Tasarruf Hesabıma Para Havale Etmek İstiyorum I'd Like To Make Withdrawal Para Çekmek İstiyorum I'd Like To Buy Some Foreign Currency Biraz Döviz Almak İstiyorum I Need Some Change Biraz Bozuk Paraya İhtiyacım Var I Need A Roll Of Quarters 25 Centlik Bozuk Para İstiyorum I World's Most Beautiful One I Wonder Choose Seni Dünyanın En Güzel 1 Harikası Seçiyorum I'd like to file a complaint Bir şikayette bulunmak istiyorum It is not in my job description Bu benim iş tanımımın içinde yer almıyor Is it part time or full time? Tam gün mü yoksa yarım gün mü? Is it direct? Direk mi? Is there a layover? Mola var mı? Is there a dining car? Yemekli vagon var mı? Is the train on time? Tren zamanında hareket edecek mi? Is this seat occupied? Bu koltuk boş mu acaba? I am not on duty Şu an çalışmıyorum? It's rush hour. I can't go to the airport now. Şu an trafik çok kötü. Havaalanına gidemem Is smoking allowed? Sigara içiliyor mu? I'm allergic to smoke Sigaraya karşı alerjim var Is there anything I can help you with? Yardımcı olabileceğim bir konu var mı? If you need me, I'll be around Bana ihtiyacınız olursa, ben civardayım If I can help you, just let me know Eğer yardım gerekirse haberim olsun I've seen better days Daha iyi günlerimiz de oldu I'm snowed under Çok yoğunum I'll see you real soon Çok yakında görüşürüz I'll catch you later Seninle sonra görüşürüz |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Lets Go Gidelim Last Night, I Went To A Cinema Dün Gece Sinemaya Gittim Last Month, I Didn’t Go To School Geçen Ay Olkula Gitmedim Later Ask Again Sonra Bir Daha Sorunuz Let Us Speak Konuşalım Look Down Aşaği Bak Lets Go Out Dışarı Çıkalım Ladies Bayanlar Için Last Week Geçen Hafta Last Year Geçen Yıl Let Me See Bir Bakayım Long Time No See! Uzun Zamandır Görüşmedik Let Bygones Be Bygones Eski Eskide Kalsın (Barıştık, Eskiyi Irdelemeye Gerek Yok) Let's Not Waste Our Time Zamanımızı Boşa Harcamayalım Let Me Show You The Dessert Tray? Size Tatlı Tepsisini Göstereyim Let Me Tell You Our Specials Today Bugünkü Spesiyallerimizi Söyleyeyim Look Out! Dikkatli Ol! Let Me Page Her Onu Çağırayım Let me introduce you myself Size kendimi tanıtıyım |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler May I Take Your Order, Please? Sipariş Alabilir Miyim? My Mother Took Me To A Cinema Every Saturday Annem Her Cumartesi Beni Sinemaya Götürürdü My God! Aman Tanrım! My Brother's Erkek Kardeşimin Me Too Ben De My Treat Bu Benden Make Yourself At Home Kendini Evdeymiş Gibi Hisset My Car Needs Washing Arabamın Yıkamaya Ihtiyacı Var Mother Doesn't Make Up Annem Makyaj Yapmıyor May I Ask Some Questions? Sana Birkaç Soru Sorabilir Miyim? Money Is Not Everything Para Her Şey Değildir May I Have A Receipt, Please? Fiş Alabilir Miyim Lütfen? May I Join You? Size Katılabilir Miyim? Mind If I Join You? Size Katılmamda Bir Sakınca Var Mı? My Luggage Is Missing Bagajım Kayıp May I See Your Boarding Pass? Biniş Kartınızı Görebilir Miyim? May I See Your Passport? Pasaportunuzu Görebilir Miyim? My Nose Is Stuffed Up Burnum Tıkalı My Eyes Are Puffy Gözlerim Şişmiş Michael Residence Michael'in Evi My Heart Is Yours Kalbim Senin My Head Is Pounding Başım Zonkluyor |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Nonsens! Saçma! No Problem! Sorun Yok! Nice To Meet You Sizinle Tanışmak Güzel No, I Don’t Speak English Hayır, Ingilizce Konuşamiyorum Not All Right Bir Şey Değil Near The Door Kapinin Yaninda Near Mr Tom Bay Tom'un Yaninda Not Bad Kötü Değil Not bad Fena değil Not so great O kadar da iyi değil Not so hot Pek iyi sayılmaz No Way! Olamaz! Hiçbir Şekilde, Hiçbir Yol, Not Yet Henüz Değil Never Asla, Hiçbir Zaman No, She Isn’t Drinking Milk Hayir, Süt Içmiyor No Parking Park Yapilmaz No Smoking! Sigara Içmek Yasaktir None Of Your Business! Seni Ilgilendirmez Not A Sound Was Heard Sessizlik Hâkimdi, Çit Yoktu No Pain No Gain Acı Yoksa Kazanmak Yok Never Mind Boş Ver, Zararı Yok No Problem! Sorun Yok! No One Knows Kimse Bilemez Neither Of The Men Spoke Her Ikisi De Konuşmadı No Ketchup Ketçap Olmasın Not a moment to spare Boşa harcayacak bir dakikam yok No time to breathe Nefes almaya vaktim yok No Onions Soğan Koymayın Need A Lift? Sizi Arabayla Bırakayım Mı? Not Always Her Zaman Değil |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Pleased To Meet You Sizinle Tanıştğıma Memnun Oldum Please Lütfen Pardon! Pardon! Press Your PIN Number Here PIN Numaranızı Buraya Girin Please place your suitcases on the table Lütfen çantalarınızı masanın üstüne koyun Please move away from the doors Lütfen kapıların yanından uzaklaşın Please have your tickets ready for the conductor Lütfen kondüktör gelmeden biletlerinizi hazırlayın Please drive safely Lütfen aracı emniyetli bir şekilde sür Robert's Mother Robert'in Annesi Really? Sahi Mi? |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler To be continued Devam edecek Thank you Sağolun Thank you, I'm just looking Teşekkürler, sadece bakıyorum The flight has been delayed Uçuş iptal edildi The flight is overbooked Uçakta koltuk sayısından fazla yolcu var There is a one-hour layover in Ankara Ankara'da aktarma bir saat sürecek This telephone is out of order Bu telefon çalışmıyor There is a probelem with the lines Hatlarda bir problem var The number is busy Numara meşgul The number can't be reached at the moment Numaraya şu an ulaşılamıyor This is John Black Bu John Black The child's Çocuğun Tıme to talk Konuşma zamanı They sat knee to knee all day long Bütün gün boyunca, diz dize oturdular They never went to school, they always skipped Hiçbir zaman okula gitmediler, her zaman kaytardılar They were going to the mosque Onlar camiye gidiyordu They were shouting and screaming when the teacher came in Öğretmen sınıfa girdiğinde, (onlar) bağırıp çağırıyorlardı The engineers were working all day yesterday Mühendisler dün bütün gün çalışıyorlardı The man jumped off the bus while it was moving Adam hareket halindeyken, otobüsten atladı The sun was shining when I got out Dışarı çıktığımda, güneş parlıyordu This is my hotel address Hotel adresim budur Turn left Sola dönünüz This is the shortcut En kestirme yol burası Turn left at the third street Üçüncü caddeden sola dönünüz The third street Üçüncü sokak The first street İlk sokak The third building Üçüncü bina Turn left after 100 meters Yüz metre ilerden sola dönün That’s all, thank you Hepsi bu kadar, teşekkürler That's always the case Her zaman öyledir The road divides here Yol burada ayriliyor Those are watermelons Bunlar karpuz That's all! Hepsi bu, bu kadar Time is up Zaman doldu, süre bitti That's neat İlginç bir şey Take it easy Rahatına bak, kafana takma, boşver To be careful! Dikkatli olmak Time is money Zaman paradır That's a terrific idea! Bu çok güzel bir fikir, müthiş bir fikir The child sobbed sadly Çocuk üzüntüyle hiçkira hiçkira ağladı The rumor had no basis O söylentinin asli yok They praised him highly Ona çok dua ettiler That makes no difference Bu ayirim (fark) yapmaz The price is reasonable Fiyat uygundur They crowned him king Kral ilan edildi, yüceltildi They're in red and white Onlar kirmizi ve beyaz giysi giyiyorlar That's all I need İhtiyacim olan şey bu The view is great Manzara harika The wall has ears Yerin kulaği vardir There seems to be a mistake Bir yanlışlık var gibi gözüküyor This meat is too fatty Bu et çok yağlı The meat is too tough Et çok sert This meal isn't fresh Bu yemek taze değil This soup is cold Bu çorba soğuk Take it easy on the ketchup Ketçapı fazla olmasın To go please Paket olsun, lütfen Thank you, I'm just looking Sağolun, sadece bakıyorum That's on sale this week? O bu hafta indirimde That looks nice on you Üzerinizde güzel durdu That looks great on you Üzerinizde harika durdu That's your colour Tam sizin renginiz There is a table in this room Bu odada bir masa var There are two tables in this room Bu odada iki masa var There is an officer in this office Bu büroda bir memur var There are ten workers in this factory Bu fabrikada on işçi var There is not a table in this room Bu odada bir masa yok There are not two tables in this room Bu odada iki masa yok There is not an officer in this office Bu büroda bir memur yok There are not ten workers in this factory Bu fabrikada on işçi yok There is a one-hour layover in Ankara Ankara'da aktarma bir saat sürecek The flight has been moved to gate M2 Uçuş M2 kapısına yönlendirildi The flight is overbooked Uçakta koltuk sayısından fazla yolcu var That's on sale this week? O bu hafta indirimde That looks nice on you Üzerinizde güzel durdu That looks great on you Üzerinizde harika durdu That's your colour Tam sizin renginiz To the airport and please be quick! Havaalanına gidiyoruz, lütfen çok acele edin! The train station and make it quick! Tren istasyonuna çek ve acele et! There is no need to hurry Acele etmemize gerek yok Thank you and come again Teşekkürler, tekrar bekleriz There aren't enough hours in a day Yirmidört saat yetmiyor The meat is too tough Et çok sert This meal isn't fresh Bu yemek taze değil This soup is cold Bu çorba soğuk |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Slow down! Yavaşla! So so Eh, şöyle böyle So Do I Bence De So Long Hoşça Kal, Oldukça Uzun Smoke-Free Air Zone Dumansız Hava Sahası Shut Up! Kapa Çeneni Slow Down! Yavaşla So Far So Good Şimdiye Kadar Çok İyi She Didn’t Come To Work Yesterday Dün İşe Gelmedi. She Worked At The Cinema After School Okuldan Sonra Sinemada Çalışırdı. She Came İn, When Her Husband Was Flirting With A Young Girl Kocası Genç Bir Kızla Flört Ederken, İçeri Girdi. She Cut Her Finger, While She Was Cutting Bread Ekmek Keserken, Parmağını Kesti. She Has Been To School O Okulda Olmak Zorundaydı Skating İs İnteresting Patenle Kaymak İlgi Çekicidir Supper İs Ready At Six Akşam Yemeği 6’dadır, Akşam Yemeği Saat 6’da Hazır. She's Under The Weather O Grip / Hasta Oldu. Stop Making Such A Noise Gürültü Yapmayı Kes. Seperate Checks, Please? Hesabı Ayrı Alın She's My Best Friend O Benim En İyi Arkadaşım She's Like A Sister To Me O Benim Bacım Gibidir Stand Clear Of The Doors Kapılardan Uzak Durun! So Help Me God Allah Yardımcın Olsun Stay With Me Benimle Kal Say You Love Me Beni Sevdiğini Söyle Say You Love Me Bana Aşkını Söyle Stand clear of the doors Kapılardan uzak durun! Same as usual Her zamanki gibi See you tomorrow Yarın görüşürüz See you next time Bir dahaki sefere görüşürüz |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Yesterday, she washed her car Dün otomobilini yıkadı You were always behaving badly Daima terbiyesizce davranıyordun You can go there by bus Oraya otobüsle gidebilirsiniz You are on the wrong way, go back for 8 km Yanlış yolda-sınız, sekiz kilometre kadar geri gidin You look like you've been to hell and back Çok paspal görünüyorsun You look flushed Heyecanlı görünüyorsun You look pale Solgun görünüyorsun You are white as a ghost Hayalet gibi görünüyorsun You look like a hell Berbat görünüyorsun You're always in my heart Herzaman kalbimdesin You are my first and last love İlk ve son aşkımsın You're my guardian angel Koruyucu Meleğimsin You are the angel of my dreams Rüyalarımdaki meleksin You're always on my mind Herzaman aklımdasın You are always in my heart Her zaman kalbimdesin |
--->: İngilizce ve Türkçe Cümleler Where are you? Nerdesin? Where are you from? Nerelisiniz? Watch out! Dikkat et! Who is this? Bu kim? Where is david from? David nerelidir? Where is she from? O nerelidir? What a nice day (it is)! Ne güzel bir gün! What's wrong with you? Neyin var? What time is it? Saat kaç? Well it depends Şeye göre değişir, şeye bağlı We're all for it Hepimiz onun için varız, buradayız What a good deal! Ne iyi bir anlaşma What should ı do? Ne yapmalıyım We all desire happiness Hepimiz mutluluğu isteriz We just caught the plane Uçağa şimdi yetiştik Who do you want to talk to? Kiminle konuşmak isterdiniz? Who do you want to speak with? Kiminle konuşmak istiyorsunuz? Where is teh automatic teller machine? Bankamatik nerede? We will need a crib for the baby Bebek için bir karyola istiyoruz. Would you like a room with a view of the swimming pool? Yüzme havuzu manzaralı bir oda istermiydiniz? Would you prefer a non-smoking room? Sigara içilmeyen bir oda ister miydiniz? Where is the ice-machine? Buz makinesi nerede? What are the rates? Ücretler nasıl? When's the check-out? Odayı ne zaman boşaltırsınız? When does the next flight leave? Bir sonraki uçuş ne zaman? What's the departure time? Hareket saati ne zaman? When does the plane get here? Uçak buraya ne zaman varır? What's the arrvial time? Varış ne zaman? When will I make my connection? Ne zaman aktarma yapacağım? Was he going? Gidiyor muydu? When the phone rang, I was having a shower Telefon çaldığında duş yapıyordum When the policemen came, they were firing at each other Polisler geldiğinde, birbirlerine ateş ediyordu When he was a student, he was always getting bad grades Öğrenciyken her zamam kötü notlar alırdı When he worked for my company, he was never doing anything useful Şirketimde çalışırken, hiç yararlı bir iş yapmıyordu When the earthquake happened, we moved to another city Zelzele olduğunda, biz başka bir şehre taşındık When he swore at me, l punched him Bana küfrettiğinde onu dövdüm What nationality are you? Siz hangi milliyettensiniz? What nationality is tom? Tom’un milliyeti nedir? What is your name? İsminiz nedir? What is this? Bu nedir? What is that? Şu nedir? What are these? Bunlar nedir? What shall we do tonight? Bu akşam ne yapacağız? What's your goal in life? hayatki amacın ne? When was the house built? Ev ne zaman inşa edildi? Why did you stay at home? Neden evde kaldın? Would you like some help? Biraz yardım ister misin? Would you marry me? Benimle evlenir misin? Where's the train station? Tren istasyonu nerede? We walk on the garden path Biz bahçe yolunda yürürüz What you need is just rest Senin ihtiyacın tek şey dinlenmektir What's your favorite steps? Nedir senin favori adımların? We have to prepare a detailed report once a month Ayda bir kere detaylı rapor hazırlamalıyız We can meet him three times a week Onunla haftada üç kere buluşabiliyoruz What is “student” in turkish? Türkçede “student” nedir? What is tea meaning of the “student” in turkish? Türkçede “student” ın anlamı nedir? What does “student” mean in turkish? Türkçede “student” ne demektir? Where do you work? Nerede çalışıyorsun? What does he do? O ne iş yapıyor? What do you do? Ne iş yapıyorsun? Where is turkey Türkiye nerede Wıll you go on you Sende gidecekmisin Wıll You Sleep Sen Uyuyacakmısın Why Dıdn’t You Wash Neden Yıkamadın Why Dıdn’t You Wash The Head Neden Başını Yıkamadın What Are You Doıng Today Bugün Ne Yapıyorsun What Are You Doıng Ne Yapıyorsun What Wıll You Do Tomorrow Yarın Ne Yapacaksın Was The Meeting Boring? Toplantı Sıkıcıydı. Where's The Toilet? Tuvalet Nerede? Where's The Bus Stop? Otobüs Durağı Nerede? Who Is Going Kim Gidiyor Who Is Coming Kim Geliyor What Have You Done This For? Bunu Ne Için Yaptın? What Time Did You Meet John? Ne Zaman John’la Buluştunuz? Will You Answer Your Phone? Telefana Cevap Verecekmisin? Where Are You Staying? Nerede Kalıyorsunuz? What Is Your Son's Name? Oğlunuzun Adı Nedir? Where Am I? Neredeyim? Where Is The Bus Station? Otogar Nerede? Where Is The Bus Stop? Otobüs Durağı Nerede Who Is This In The Picture? Bu Resimdeki Kim? Whose Daughter Are You? Sen Kimin Kızısın? Welcome To My Life Hayatıma Hoş Geldin Welcome To This Place Buraya Hoşgeldin Welcome To My Messy Room Dağınık Odama Hoş Geldiniz What Is The Salary Maaş Ne Kadar What Are The Benefits? Yan Ödemeler Nasıl? What Are The Hours? Çalışma Saatleri Nelerdir? What Are Your Qualification? Ne Gibi Özellikleriniz Var? What Is Your Degree In? Dereceniz Nedir? Why Did You Leave Your Last Job? Son Işinizden Niye Ayrıldınız? Whom Shall I Say Is Calling? Kim Arıyor Diyeyim? Who Do You Want To Talk To? Kiminle Konuşmak Isterdiniz? Who Do You Want To Speak With? Kiminle Konuşmak Istiyorsunuz? We Will Need A Crib For The Baby Bebek Için Bir Karyola Istiyoruz Would You Like A Room With A View Of The Swimming Pool? Yüzme Havuzu Manzaralı Bir Oda Istermiydiniz? Would You Prefer A Non-Smoking Room? Sigara Içilmeyen Bir Oda Ister Miydiniz? Where Is The Ice-Machine? Buz Makinesi Nerede? What Are The Rates? Ücretler Nasıl? When's The Check-Out? Odayı Ne Zaman Boşaltırsınız? When Does The Next Flight Leave? Bir Sonraki Uçuş Ne Zaman? What's The Departure Time? Hareket Saati Ne Zaman? When Does The Plane Get Here? Uçak Buraya Ne Zaman Varır? What's The Arrvial Time? Varış Ne Zaman? When Will I Make My Connection? Ne Zaman Aktarma Yapacağım? We Should Examine Your Purse Cüzdanınızı Incelememiz Gerekiyor What's The Nature Of Your Trip? Seyahatinizin Içeriği Nedir? What's The Purpose Of Your Visit? Ziyaretinizin Amacı Nedir? What's The Arrival Time? Varış Ne Zaman? Where To? Nereye? Where To, Buddy? Nereye Abi? Where To, Lady? Nereye Bayan? We've Missed The Exit Çıkışı Kaçırdık We're Lost Kaybolduk What Size Do You Need? Kaç Beden Istiyorsunuz? We're The Closest Friend En Yakın Arkadaşlarız We're Pretty Tight Oldukça Yakınız What A Character! Ne Tip Ama! Will That Be Cash Or Credit? Nakit Mi, Kredi Kartı Mı? We Don't Have That In Your Size Bunun Size Göre Olan Bedeni Yok Whe Don't Have It In That Colour Bu Renkte Yok When Are You Open? Ne Zaman Açıksınız? When Do You Open? Ne Zaman Açıyorsunuz? What Are Your Hours? Çalışma Saatleriniz Nelerdir? Where Is The Fitting Room? Elbise Değiştirme Kabini Nerede? Would You Please Gift-Wrap That? Lütfen Hediye Paketi Yapabilir Misiniz? We're Like Brothers Kardeş Gibiyiz What Are You Drinking? Ne Içersiniz? Would You Like To Dance? Dans Edermisiniz? What's Your Sign? Burcunuz Nedir? Where Have You Been All My Life? Şimdiye Kadar Nerelerdeydiniz? Would You Like Smoking Or Nonsmoking? Sigaralı Bölüm Mü Sigarasız Bölüm Mü? Would You Like To See The Menu? Menüyü Görmek Istermiydiniz? What Kind Of Dressings Do You Have? Ne Tür Soslarınız Var? When Do We Eat? Ne Zaman Yiyoruz? What's For Supper? Yemekte Neler Var? What Are We Having? Ne Yiyoruz? Where Have You Been Hiding Yourself? Nerelerde Gizleniyordun? What's Happening? Hayatında Ne Olup Bitiyor? We're Cut From The Same Cloth Aynı Hamurdan Yoğrulmuşuz We're Like Two Peas In A Pod Tıpatıp Birbirimize Benzeriz What Will It Be? Ne Alırdınız? Would You Care For A Dessert? Tatlı Istermisiniz? What Are You Doing? Ne Yapıyorsun? Why Aren't You Doing Your Homework? Niye Ödevini Yapmıyorsun? Walk Straight Ahead Dümdüz Yürüyün What Does That Mean In English ? İngilizcede Bunun Anlamı Nedir ? We Talked On The Phone For Thirty Minutes Yarım Saat Telefonda Konuştuk We Have No Pencil Bizim Kalemimiz Yok We Went Nowhere Biz Hiç Bir Yere Gitmedik Will You Go Anywhere Tomorrow? Yarın Herhangi Bir Yere Gidecek Misiniz? Waiting For The Day To End Günün Bitmesini Bekliyorum Waiting For The Storm, My Face Against The Wall Fırtına Için Bekliyorum, Yüzüm Duvara Karşı. We Have Lived Here Since June Haziranda Beri Burada Yaşıyoruz Where Are You Going Siz Nereye Gidiyorsunuz Will You Repeat It Tekrarlarmısınız Why Not? Neden Olmasın Where Can I Find ? Nerede Bulabilirim? Where's The Toilet? Tuvalet Nerede? Where's The Bus Stop? Otobüs Durağı Nerede? Walk A Little, Then Turn Right Biraz Ilerleyiniz, Sağa Dönünüz Was Here Red Red Burada Who Are You? Kimsiniz? We Are Drinking Coffee Kahve Içiyoruz Where Is ? Nerededir? What A Nice Day (It Is)! Ne Güzel Bir Gün! What's Wrong With You? Neyin Var? Winter Is A Cold Season Kış Soğuk Bir Mevsimdir We Are Good Friends Biz Iyi Arkadaşlarız What's Your Trouble? Senin Derdin Ne? What Have I Have Done To Deserve This? Bunu Hak Edecek Ne Yaptım? Will You Buton Me Up? Düğmelerimi Ilikler Misin? Why Did It Take So Long? Niye Bu Kadar Uzun Sürdü? What Is Going On Between You And Him? Senin Ve Onun Arasında Ne Var, Ikinizin Wake Up Me At Five Thirty Beni Beş Buçukta Uyandır We Are All Busy With Work Biz Tamamen Işle Meşgulüz Where Do You Want To Meet? Nerede Buluşmak Istersin? What Does It Mean? Ne Anlama Geliyor? We Walk On The Garden Path Biz Bahçe Yolunda Yürürüz What You Need Is Just Rest Senin Ihtiyacın Tek Şey Dinlenmektir What's Your Favorite Steps? Nedir Senin Favori Adımların? What Is “Student” In Turkish? Türkçede “Student” Nedir? What Is Tea Meaning Of The “Student” In Turkish? Türkçede “Student” In Anlamı Nedir? What Does “Student” Mean In Turkish? Türkçede “Student” Ne Demektir? Where Do You Work? Nerede Çalışıyorsun? What Does He Do? O Ne Iş Yapıyor? What Do You Do? Ne Iş Yapıyorsun? Where Is Turkey Türkiye Nerede Wıll You Go On You Sende Gidecekmisin Wıll You Sleep Sen Uyuyacakmısın Why Dıdn’t You Wash Neden Yıkamadın Why Dıdn’t You Wash The Head Neden Başını Yıkamadın What Are You Doıng Today Bugün Ne Yapıyorsun What Are You Doıng Ne Yapıyorsun What Wıll You Do Tomorrow Yarın Ne Yapacaksın We Arrived There Late Oraya Geç Vardık We Have To Prepare A Detailed Report Once A Month Ayda Bir Kere Detaylı Rapor Hazırlamalıyız We Can Meet Him Three Times A Week Onunla Haftada Üç Kere Buluşabiliyoruz We Probably Have To Wait Hours Biz Belki De Saatlerce Beklemeliyiz We Quite Enjoyed The Film Biz Filmden Epeyce Hoşlandık Why Should I Bother To Help You? Neden Sana Yardım Etmek Için Canımı Sıkayım? When Do You Want To Go? Ne Zaman Gitmek Istersin? Was The Meeting Boring? Toplantı Sıkıcıydı. Where's The Bus Stop? Otobüs Durağı Nerede? Walk A Little, Then Turn Right Biraz Ilerleyiniz, Sağa Dönünüz Where Can I Find ? Nerede Bulabilirim? Where's The Train Station? Tren Istasyonu Nerede Walk Straight Ahead Dümdüz Yürüyün What Does That Mean In English İngilizcede Bunun Anlamı Nedir ? What Are You Doing? Ne Yapıyorsun? Why Aren't You Doing Your Homework? Niye Ödevini Yapmıyorsun? We Talked On The Phone For Thirty Minutes Yarım Saat Telefonda Konuştuk Would You Marry Me? Benimle Evlenir Misin? We Have No Pencil Bizim Kalemimiz Yok We Went Nowhere Biz Hiç Bir Yere Gitmedik Will You Go Anywhere Tomorrow? Yarın Herhangi Bir Yere Gidecek Misiniz? Waiting For The Day To End Günün Bitmesini Bekliyorum Waiting For The Storm, My Face Against The Wall Fırtına Için Bekliyorum, Yüzüm Duvara Karşı We Have Lived Here Since June Haziranda Beri Burada Yaşıyoruz What Is Done By Night Appears By Day Yerin Kulağı Vardır Who Is Going Kim Gidiyor Who Is Coming Kim Geliyor What Have You Done This For? Bunu Ne Için Yaptın? What Time Did You Meet John? Ne Zaman John’la Buluştunuz? Will You Answer Your Phone? Telefana Cevap Verecekmisin? We Can’t Speak 4 Languages Biz 4 Dil Konuşamaz We Can Speak 4 Languages Biz 4 Dil Konuşabiliriz We Ara Going To Holiday Next Week Gelecek Hafta Tatile Gidiyoruz What Are You Doing Now? Şimdi Ne Yapıyorsun? When Were You Born? Ne Zaman Doğdun? We Should Act Wisely Akıllıca Hareket Etmemiz Gerekiyor We Waited Our Results Anxiously Sınav Sonuçlarımızı Tedirgin Bir Şekilde Bekledik We Stay Here. Biz Burada Kalıyoruz We Arrived There Late Oraya Geç Vardık What Shall We Do Şimdi Ne Yapalım? Would You Give Me Your Number? Bana Telefonunu(Zu) Verebilir Misin(Iz)? What Does That Mean In English ? Ingilizcede Bunun Anlamı Nedir ? What Do You Enjoy To Do Neler Yapmayı Seversin? Which School Are You Study Hangi Okulda Okuyorsun When Will You Get Out Ne Zaman Çıkacaksın We Are At The Cinema Biz Sinemadayız Walls Have Ears Yerin Kulağı Vardır Where Are You Staying? Nerede Kalıyorsunuz? What Is Your Son's Name? Oğlunuzun Adı Nedir? Where Am I? Neredeyim? Where Is The Bus Station? Otogar Nerede? Where Is The Bus Stop? Otobüs Durağı Nerede Welcome To This Place Buraya Hoşgeldin Welcome To My Messy Room Dağınık Odama Hoş Geldiniz Who Is This In The Picture? Bu Resimdeki Kim? Whose Daughter Are You? Sen Kimin Kızısın? What Is The Salary Maaş Ne Kadar What Are The Benefits? Yan Ödemeler Nasıl? What Are The Hours? Çalışma Saatleri Nelerdir? What Are Your Qualification? Ne Gibi Özellikleriniz Var? What Is Your Degree In? Dereceniz Nedir? Why Did You Leave Your Last Job? Son işinizden Niye Ayrıldınız? Whom Shall I Say Is Calling? Kim Arıyor Diyeyim? We Should Examine Your Purse Cüzdanınızı Incelememiz Gerekiyor What's The Nature Of Your Trip? Seyahatinizin Içeriği Nedir? What's The Purpose Of Your Visit? Ziyaretinizin Amacı Nedir? What Kind Of Dressings Do You Have? Ne Tür Soslarınız Var? When Do We Eat? Ne Zaman Yiyoruz? What's For Supper? Yemekte Neler Var? What Are We Having? Ne Yiyoruz? Would You Care For Some Cheese? Biraz Peynir İster Misin? Where Have You Been Hiding Yourself? Nerelerde Gizleniyordun? What's Happening? Hayatında Ne Olup Bitiyor? Will That Be Cash Or Credit? Nakit Mi, Kredi Kartı Mı? We Don't Have That In Your Sıze Bunun Size Göre Olan Bedeni Yok Whe Don't Have It In That Colour Bu Renkte Yok When Are You Open? Ne Zaman Açıksınız? When Do You Open? Ne Zaman Açıyorsunuz? What Are Your Hours? Çalışma Saatleriniz Nelerdir? What's The Arrival Time? Varış Ne Zaman? Where To? Nereye? Where To, Buddy? Nereye Abi? Where To, Lady? Nereye Bayan? We've Missed The Exit Çıkışı Kaçırdık We're Lost Kaybolduk What Size Do You Need? Kaç Beden Istiyorsunuz? Where Is The Fitting Room? Elbise Değiştirme Kabini Nerede? Would You Please Gift-Wrap That? Lütfen Hediye Paketi Yapabilir Misiniz? We're Like Brothers Kardeş Gibiyiz We're The Closest Friend En Yakın Arkadaşlarız We're Pretty Tight Oldukça Yakınız What A Character! Ne Tip Ama! We're Cut From The Same Cloth Aynı Hamurdan Yoğrulmuşuz We're Like Two Peas In A Pod Tıpatıp Birbirimize Benzeriz What Are You Drinking? Ne İçersiniz? Would You Like To Dance? Dans Edermisiniz? What's Your Sign? Burcunuz Nedir? Where Have You Been All My Life? Şimdiye Kadar Nerelerdeydiniz? Would You Like Smoking Or Nonsmoking? Sigaralı Bölüm Mü Sigarasız Bölüm Mü? Would You Like To See The Menu? Menüyü Görmek Istermiydiniz? What Will It Be? Ne Alırdınız? Would You Care For A Dessert? Tatlı Istermisiniz? What is the salary Maaş ne kadar What are the benefits? Yan ödemeler nasıl? What are the hours? Çalışma saatleri nelerdir? When's the final exam? Genel sınav ne zaman? When is the midterm? Ara sınav ne zaman? What will the test cover? Sınavda neler çıkacak? What's on the test? Testte neler sorulacak? What's the grading curve? Not ortalaması nasıl? When will we have to turn our homework? Ödevimizi ne zaman teslim etmemiz gerekiyor? Will there be a quiz? Yoklama olacak mı? What are you interested in? Ne bakmıştınız? What size do you need? Kaç beden istiyorsunuz? What's new? Ne haber? What's up? Ne var ne yok? What's going on? Neler yapıyorsun? Where have you been? Nerelerdesin? Where have you been hiding yourself? Nerelerde gizleniyordun? What do you enjoy to do Neler yapmayı seversin? |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:34 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2