Ferhat Tunç Şarkı Sözleri Akşam Olanda Giydigim aldır aldudak baldır Yar bu ne haldır akşam olanda Akşam olanda bede dolanda Akşam olanda mumlar yananda Sevdigin güldür yar beni güldür Gel beni öldür akşam olanda Akşam olanda bede dolanda Akşam olanda mumlar yananda Sevdigin sazı çalaram bazı Gel etme nazı akşam olanda Akşam olanda bede dolanda Akşam olanda mumlar yananda... Ferhat Tunç |
Alev Alev Alev Alev Alev alev yanıyorum Buzlarım çözülüyor aşka Gardım düşüyor, tutamıyorum Korkuyorum bakışların çarpınca bana Birbirimize birkaç aşk kadar geç kalmış olmasaydık Hep yanlış gidenlerin ardından yorulmasaydık Sen ışığını arayan güzel günebakan Ben tozuna dumanına hasret bir enkaz Alev alev yandığım doğru Küllerinden doğar mıyım sana doğru Kendimi arıyorken olmaktan korktuğum Yerdeyim Sendeyim al beni ne yaparsan yap... Ferhat Tunç |
Avşar Elleri Avşar Elleri Kalktı göç eyledi avşar elleri Agır agır giden eller bizimdir Arap atlar yakın eyler ıragı Yüce dagdan aşan yollar bizimdir Belimizde kılıcımız kirmani Taşı deler mızragımın temreni Hakkımızda devlet etmiş fermanı Ferman padişahın daglar bizimdir Dadaloglum yarın kavga kurulur Öter tüfek davlumbazlar vurulur Nice koç yigitler yere serilir Ölen ölür kalan saglar bizimdir... Ferhat Tunç |
Aynı Aynı Ya yağmur yağıyordu Ya da güneşin dansı vardı Ayrılanlar olmuştur Ya da ilk kez sevişenler vardır Düşler geceyi sever Şimdi uyuyorlardır Ay doluna girerken Yolundan çıkanlar vardır Kaybolup yitenler Yeniden doğanlar vardır Aşk için ağlayan Aşka gülenler vardır Gördüklerim bildiklerim aynı Sustuklarım söylediklerim aynı Kaçışlarım tutulmalar aynı Gizli gizli sevmelerim Gün gelir de bir gün durulur muyum Sorular sormaktan yorulur muyum Eski yalanlarla avunur muyum Değişir miyim döne döne Gün gelir de bir gün yenilir miyim Oyun bitti diye sevinir miyim Gün gelir de bir gün ölüverir miyim Ne olduğunu anlamadan Dahalarım bitmemişken... Ferhat Tunç |
Aşkın E Hali Aşkın E Hali Hiçbir şeyi senin kadar istemedim Ama yetmiyor ne kadar istesem de Gözlerimdeki resmin gitmiyor Yağmurlar içime içime içime yağıyor İçimdeki kuraklık bitmiyor Bitmez sandığım yollar aynı çıkmazda tükeniyor Çünkü yoksun gelmiyorsun Bir çığ gibi büyüyorsun Aşk bu mu, aşk acı mı, acıtır mı incitir mi Aşk bunu bana yapmaya mecbur mu ? Ferhat Tunç |
Beni Rahatta Dinleyin Beni Rahatta Dinleyin Yağmurda tanıdım seni yamurda sevdim seni de Seni yağmurdan çok Bak denizin ortasındayız rüzgarlar altında yağmurumuz artık yok Ölüm ayrılıktan da zor senin gibi ölünce Gözlerin dolacak mı beni görünce Bir gün ölürsem ki ölürüm Yüzünü gecelerde görürüm Ellerimi uzatsam sana değmez bilirim Adı var kendi yoklardan bıktım Adı var kendi yoksa bende yokum Yarım kalsa sevgimiz Farketmez dostum Bir gün bitecek türkümüz Bitecek dostum söylenecek... Ferhat Tunç |
Beni Vur Beni Vur Bir ince pusudayım, Yolumun üstü engerek Bir yolun sonundayım Sessizce tükenerek Ben senin sokağına ulaşamam dardayım, O masum gözlerine bakamam firardayım Oysa ben bu gece yüreğim elimde Sana bir sırrımı söylecektim Şu mermi içimi delmeseydi eğer Seni allıp götürecektim Beni vur Beni onlara verme Külüm al uzak yollara savur Dağılsın dağlara dağılsın vur Öykümüz ama sen ağlama dur Bir ince pusudayım Bu gece zehir zemberek Bir yolun sonundayım Sessizce tükenerek Ben senin ellerine ulaşamam dardayım O masum hayallere dalamam ölmekteyim Oysa ben bu gece yüreğim elimde Sana bir sırrımı söylecektim Şu mermi içimi delmeseydi eğer Seni allıp götürecektim Beni vur Beni onlara verme Külüm al uzak yollara savur Dağılsın dağlara dağılsın vur Öykümüz ama sen ağlama dur... Ferhat Tunç |
Bir Kanar Dağ Öyküsü Bir Kanar Dağ Öyküsü Kış basmadan yine dağlar Geçit verin gideyim İt yokuşundan öteye Varıp yüzüm süreyim Varsında vursunlar beni Gamsızım ben kedersiz Ölüm benim can yoldaşım Halkım yorgun çaresiz Olaydım ah ben olaydım Elinizde saz ben olaydım Türküler söyleyip dostlar Sizin gibi öleydim Ateş saldın yüregime Yanar yanar ağlarım Şu munzurun dağlarında Gezer gezer çağlarım Bende dolandım günlerce Evel zaman içinde Vurulup düşenler oldu Kucaklaştığım gece Olaydım ah ben olaydım Elinizde saz ben olaydım Türküler söyleyip dostlar Sizin gibi öleydim... Ferhat Tunç |
Bu Nasıl İstanbul Bu Nasıl İstanbul Bu nasıl İstanbul zindan içinde Kayboluverdi gecem gündüzüm Bu nasıl İstanbul zindan içinde Yattığımız yerde güller bitecek Gün ışıyıp gelir sabret, bu bizim Yattığımız yerde güller bitecek... Ferhat Tunç |
Bugün Değil Yarınsın Sen Bugün Değil Yarınsın Sen Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif Edemeyeceğimi biliyorum. ulaşılmaz oldun hep; dokunmak Hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, kocaman bir Yalnızlıktı payımıza düşen Payıma düşen her şeyi erteledim. ama erteleyemediğim bir Şey vardı, sana benziyordu. su olsan dokunduğumda Bozulurdun, bozulmayan bir ''şey''din... gidilecek bir yer Olsa sonu olurdu, sonu olmayan bir ''şey''din... uykuda Görülecek bir rüya olsa uyanırdım, beni rüyamdan Uyandırmayacak bir ''şey''din... simsiyah saçların olsun İstiyorum, ama bahtın değil O gün seni gözlerinden, anafatma''dan, üç ırmağın Birleştiği yerinden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir Düşün ki yılan dağından aşağı iniyoruz ve dünyada sadece İki kişilik türkü kalmış, onu söylüyoruz. öyle Bir ''şey''sin sen... seni düşündükçe yoruluyorum desem Dünyanın en büyük yalanı olur. yalanım yok Bu günden yarına ne kalır bilmem, ama sen kalırsın tıpkı Yatağı değişmeyen bir ırmak gibi Yaşadıklarımız azdı, zamana sığmadık yaşamak isterken her Şeyi. bu gün şarkı söylüyorsam, o gün şarkı değil, şarkı Gibi seni yaşamak isterim Halkıma benziyordun, bir yanın göç, bir yanın toprak Kokuyordu hep. gezmediğim yerin kalmadı, bazen yasaklandın Bana, bazen suç gibi boynumda taşıdım seni. yedi telli Sazımla bile tam anlatamadım. sen bir uçurum gülüydün Ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm Yasaların bile tanımlayamadığı bir ''şey''din sen Haritalara sığmazdın, her ülkede bir başka gülüyordun Uzundun, inceydin, dokunduğumda nereli olduğumu seninle Hatırlardım. bana hep kendimi hatırlatan bir ''şey''sin Sen Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama bugün değil, yarın gibi Bir ''şey''sin sen Bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken, sen değişmeyen Olarak duruyorsun karşımda. kabul ediyorum. dünyaya bu Kalsın, ama sen bilme Dünyada kaç iklim, kaç zulüm, kaç ölüm var? bir seni Bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin. bilme! Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata Dönüyorum yeniden Gecenin en karanlık yerindeyim, bir sigara ateşinin Aydınlattığı kadar ışık bile olsan, yine de istiyorum Seni. sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için Defterine not düşmediği, ama hayatımda hep bir dipnot Olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni Dağları delmiyorum, inmek istiyorum oralardan. hepiniz Gibi aynada saçlarımı taramak, ''''günaydın'''' der gibi Sokağa fırlamak ve şarkı söylemek istiyorum sana Adına aşk diyorlar, gelecek diyorlar... bana yetmiyor. her Şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum. bir başka Dilden seviyorum, kırmızıdan daha uzundur Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok, bir kentin Ortasında çığlık çığlığa bağırarak tek başına kalsam da Yine seviyorum seni Bu bir suç duyurusudur, kendimi ihbar ediyorum... Ferhat Tunç |
Can Dostum Can Dostum Dün gece düşümde can dostu gördüm Ulu bir çınardan dal verdi bana Uzandım yüzüne yüzümü sürdüm Ben zehir istedim bal verdi bana Candostum dostum bal verdi bana Dağ yanarsa yağmur çiser mi dedim Ten yanarsa rüzgar eser mi dedim Can yanarsa canan küser mi dedim Can dostum dostum elverdi bana Can dostum gül dostum El verdi bana el verdi bana Ben aşkı sırtıma vurdum da geldim Hasretin acısı çöl verdi bana Can dostu görünce eridim bittim Yüreğime ateş kül verdi bana Can dostum dostum kül verdi bana Aşk olmazsa kalem yazar mı dedim Dost olmazsa gönül tozar mı dedim Hayaloğlu sana kızar mı dedim Yanağımdan öptü gül verdi bana Can dostum dostum gül verdi bana... Ferhat Tunç |
Canım Kardeşim Canım Kardeşim Dişlerinde sagır yumruk, yumrukların izi İnadına, öfkesinin yanan ateşi Benim kurnaz, susta durmaz, canım kardeşim Ne çabuk ögrenmişsin ustaca söylemeyi Ölümü hiçe sayıp gülmeyi Sana baktıkça hüzünleniyorum Bir çift gam çiçegidir sanki gözlerin Öyle içli öyle yumuşak, öyle derin... Ferhat Tunç |
Firari Sevdalım Firari Sevdalım Bakışını unuturken bende Kavuşmak demiştin hasretlere inat, Ateşe ve suya söz geçmez artık Yel taşımaz sesimi Ugultular cehennem kasvetidir Her sokak kör bir karanlık Ogul ogul neyleyim ben böyle günü Har savurur yüregimi volkanlar gibi Şimdi yoklugunu düşünmek öldürür beni Şimdi seni özlemek öldürür Seni özlemek öldürür... Munzurun kayaları, Acılarla örülüymüş Evvel zaman kahır zaman, Hep yigitce ölünürmüş Bu kaçıncı ölümler Bu kaçıncı kayıplar Hangi kör kuytularda, Şahanımı vurmuşlar Şahanım şah damarım Firari sevdalım Özlemin yangın yeri, Ben yanıp tutuşanım Gün degdi vurulup düştügün yere, Gün degdi, Kanatlandı gögsümdeki tomurcuk, Kırmızının yüzlerce tonunu gördüm, Munzurum seyrime düştü Sohbetimi çıglıklar boldu Agladım, Rüzgarın serinlıgine bıraktım saçlarımı Hüzünlü bir şarkıya içlendim O saklı mekanları yaz bürüdü Gül biraz diyemedim Ben hatıralara küstüm ben her şeye Ve zaman acıdan yana çıktı Şimdi sensizligin ölümündeyim ogul Şimdi sensizligin ölümünde... Hem içtendi hem güzel Dolu dizgin coşardı Çogu zaman düş dalgını Hep esmerce bakardı Duydum ki vurulunca Kapamış gözlerini Al maviye dönmüş Kilitlemiş ellerini Şahanım şah damarım Firari sevdalım Özlemin yangın yeri Ben yanıp tutuşanım... Ferhat Tunç |
Her Mevsim Bahardır Her Mevsim Bahardır Her mevsim bahardır yine de Ay doğar, gece uçurum gibi gelir Doludizgin tayların yeridir yerim Orada hüsran terli toprağım Susarsam düşerim ıslatır toprağı terim Her mevsim bahardır yine de Siz boğdunuz hayatı Savruldu aşkların külleri kalplerimizden O sevinçlar Göz kırparak geöçtiler düşlerimizden Çekin artık Çekin artık gölgelerinizi günlerimizden Ey Munzurum, rüzgarım, aşkım, şarkım Gel beni kurtar Her yağmura savrulan Islak kanatlı kuşları kurtar Bilinir dışarıda zemheri vardır Ama barış için, kardeşlik için, aşk için Her mevsim bahardır yine de Hallaci mansur’un küllerinden geliyoruz Şeyh bedrettin kederinden Kawa’nın ateşinden Pir Sultan’ın cüretinden geliyoruz Geliyoruz kalplerimizde bahar avuçlarımızda dünya Geliyoruz yorulmuş yorgunluklarla Büyüyen ağıtlarla Çoğalan çocuklarla Ağrıyan anılarla Geliyoruz kalplerimizde bahar Avuçlarımızda dünya Her türküyü çalmaz bizim parmaklarımız Her halaya çırpınmaz bizim mendilimiz Geliyoruz her mevsim bahardır yine de Her türküyü çalmaz bizim parmaklarımız Her halaya çırpınmaz bizim mendilimiz Kalan telli kırık bir saz Telli şeytan dilimiz Pir Sultanlar bizim pirimiz... Ferhat Tunç |
Işığın Olam Işığın Olam Sen derya olasın ben gemim salam Sen destur diyesin ben elim tutam Sen umman olasın ben gehfer alam Sen maşuk olki ben aşığın olam Sen beni yakki ben ışığın olam Sal beni deryaya umman olayım Nur cemalin hasret kalmış dostuna Kaşlar cellat olmuş konmuş mestine Yalın kılıç almış benim kastıma Kılıç beni kesmez taşa ne çare Sen beni yakki ben ışığın olam Sal beni deryaya umman olayım Artık güveni yok canın canana Yar odurki aşkın narına yana Sadık yar getirki can canı bula Ummana dalmışım naza ne çare Sen beni yakki ben ışığın olam Sal beni deryaya umman olayım... Ferhat Tunç |
Kavgamın Çiçeği Kavgamın Çiçeği Seni düşünüyorum seni Sen ey kavgamın çiçeği Toprağa su yürürken Dağlar yeşerirken Şafağın kızıl okları Gecenin kalbine dalarken Seni düşünüyorum seni Sen ey kavgamın çiçeği Bana sen öğrettin kavgayı Seni özlüyorum seni Sen ey kavgamın çiçeği Sulara ay düşerken Dalgalar öpüşürken Sokağın titrek lambası Islanan yüzüme düşerken Seni özlüyorum seni Sen ey kavgamın çiçeği Bana sen öğrettin gülmeyi Seni seviyorum seni Sen ey kavgamın çiçeği Seni düşünüyorum seni Sen ey kavgamın çiçeği Bana sen öğrettin gerçeği... Söz - Müzik : Yusuf Hayaloğlu Ferhat Tunç |
Mahsuni Mahsuni Berçenekten yaya düştün yollara Umut oldun sevda Oldun Mahsuni Türkülerin Çağrı oldu dünyaya uzun ince bir yol oldun Mahsuni Vay benim babam. Küçük bir çocuktum uyandım sesine Gönül bahçemde gül oldun mahsuni Nefer oldun diyar diyar dolaştın Sesine ses oldun halkın Mahsuni Vay benim babam Yalana dolana çattın yılmadın Zalimin zulmünü seyre dalmadın Hünkar hacı bektaş dedin çağladın Yolumuzu yol eyledin Mahsuni Vay benim babam... Ferhat Tunç |
Merhaba Merhaba Söz dönüşür körpe Diller seslenir Ses üşüşür Düşen damla göllenir Gün döllenir karaların bağrında Gelir zaman al şafaklar güllenir Merhaba merhaba Merhaba de şahdamarım bul benim Merhaba de hayat kanım ol benim İklim döner Güneş taşır alınlar Emeklenir tezcanlanır Yarınlar Bir sevdadır sabahlara sunulan Çağrı duyar parçalanır sınırlar Merhaba merhaba Merhaba de şahdamarım bul benim Merhaba de hayat kanım ol benim... Ferhat Tunç |
Metin'e Ağıt Metin'e Ağıt Gün döndü geceye yavrum Gelmedin sen ah gelmedin Yolunu gözledim durdum Dönmedin sen ah dönmedin Uyy uyy uyy uyy Uyy ben ölim lo Metin'im sen ölme ne olur Dur ben ölim lo Yiğidim sen ölme Dur ben ölim lo Vurma zalim vurma ne olur Körpeciktir kıyma ne olur Benim yavrum gazeteci Onu benden alma ne olur Ben anayım dayanamam Yokluguna alışamam Gözpınarlarım kurudu Ey insanlar aglayamam Uyy uyy uyy uyy Uyy ben ölim lo Metin'im sen ölme ne olur Dur ben ölim lo Yigidim sen ölme Dur ben ölim lo... Ferhat Tunç |
Munzurun Kızı Munzurun Kızı Uzaklar da mı kaldın Kış gibi hasatsız derin Ve düş gibi delice serin Peki kim söyleyebilir şimdi kim Bu vurgunca yanmak bu uğultuca kanamak kime Hani Munzurun Kızı hani rüzgarlarımız vardı bizim Doğruca esen yürekler büyütenmevsimlerimiz Sözümüze ne oldu kurban olduğum neler oldu yeminlerimize Hadi yine saçlarını yellere ver Fırtına olsun getirsin seni Tenimi ver kokumu ver ne olursun Artık bu özlem bu ateş bu zulüm Ama sensizlik yok mu sensizlik cehennemde ölüm Biliyorum şimdi haykırsam bütün sesleri Hiçbir söz seni bana getirmez belki Belki yaşadıklarımız da bilinmez Işığında ağlaştığımız ay'lı gecelerde Vay Munzurun Kızı vay çilelim kırçiçeğim hasretim vay Sen dur Munzur aşkına dur Hızırın aşkına dur ne olursun dur Dur da birlikte ölelim Öyle bir yara ki bu Çığ değil çığlık değil Damladıkça yakıyor İçimde kan deryası... Ferhat Tunç |
Sen Ağlama Yar Sen Ağlama Yar Dağlar beni koy ver gidim yar ağlamasın Dizin vurmasın Doymadım ömrüme nasıl ölem yar ağlamasın Gülüm solmasın Yollar tuzak ben ne edim yar ağlamasın Yürek yanmasın Ağlama yar sen ağlama yar Gadan belan bana gelsin Sen ağlama yar Gül kırılmasın Gönül kırılmasın Kar fırtına boran olsun Gülüme yağmasın Ben öleyim oy ben öleyim Bu canıma kurşun değsin Dur ben öleyim Ağlama yar gel ağlama yar Sana gelen bana gelsin Sen ağlama yar Gülüm darıldı Gönlüm yoruldu Kar fırtına boran vurdu Gülüm kırıldı Ben öleyim oy ben öleyim Bu canıma kurşun değsin Dur ben öleyim... Söz - Müzik : Yusuf Hayaloğlu Ferhat Tunç |
Sen Ateş Ol Ben Yanayım Sen Ateş Ol Ben Yanayım Tenim tenimde ben sana haldaş olayım Bir yaprak gibi dalına sarılayım Ahını ahıma kat sevdan olayım Sesime bir düğüm at Sesine tutunayım Sen ateş ol ben olayım Sen yaz ol ben ayaz kalayım Uzasın gölgeleri şu ışıkların Sen tutukla ben hükümlü kalayım Gözlerin gözlerimde Ben sana kurban olayım Uğruna yorulayım Uğruna yanılayım İçimde fırtınalar Rüzgarın olayım Sesini sesime kat Sesinde boğulayım Sen ateş ol ben yanayım Sen yaz ol ben ayaz kalayım Uzasın gölgeleri şu ışıkların Sen tutukla ben hükümlü kalayım... Ferhat Tunç |
Sen Yoksun Sen Yoksun Gazetelerin kurumamış akşam baskılarında en çok Arıyorum seni ah yoksun Gazetelerin kurumamış akşam baskılarında en çok Arıyorum seni ah yoksun ne bir yazı ne bir resim yok Kavga siperlerinde yoksun jandarma sirenlerinde yok Düzmece bir intiharmısın arama bültenlerinde yok Kavga siperlerinde yoksun jandarma sirenlerinde yok Düzmece bir intiharmısın arama bültenlerinde yok Yanımda yoksun canımda yok ne çok özledim bilsen ne çok Sen yoksun faydası yok ben yokum yokum ah ben yok Yanımda yoksun canımda yok ne çok özledim bilsen ne çok Sen yoksun faydası yok ben yokum yokum ah ben yok Vurulan kuşun kan damlayan körpe kanatlarında en çok Soruyorum seni ah yoksun Vurulan kuşun kan damlayan körpe kanatlarında en çok Soruyorum seni ah yoksun Son bir ümit son bir çare yok sıcaklığın var ah sen yoksun Şarkın çıldırıyor sesin yok toprağın emdiği kanmısın Yeraltındasın adresin yok sıcaklığın var ah sen yoksun Şarkın çıldırıyor sesin yok toprağın emdiği kanmısın Yeraltındasın adresin yok yanımda yoksun canımda yok Ne çok özledim bilsen ne çok sen yoksun faydası yok Ben yokum yokum ah ben yok Yanımda yoksun canımda yok ne çok özledim bilsen ne çok Sen yoksun faydası yok ben yokum ah ben yok... Ferhat Tunç |
Seni Düşünürüm Seni Düşünürüm Ben bir kaçağım dağlarda Dolanırım orda burda Seni düşünürüm yavrum Her takatsız kaldığımda Kış olur karlar yağınca Hüzün birden bastırınca Başım darda kalınca Düşünürüm düşünürüm Düşünürüm seni yavrum Bir mevsim daha girdi hayatıma Kar ve tipilerle kanıyorum yavrum Çığlıklara çığ düşen Karların altında derin iniltilerle Berf tutmaz demişti Bir zaman bir düşümün hevali İçimde kanayan ülkenin Bombalarla küle dönmüş dağları Ey gölgebine sığındığım Ulu ulu çınarlar Ey türkülerime soluk veren Nazlı nazlı pınarlar Ey en büyük işkenceler tanığı Alınlardaki kabartma haritalar Ey soframdaki küçük kara katığım Akdenizde kundaklanan ağaçları El verin bana el verin Kış olur karlar yağınca Hüzün birden bastırınca Başım darda kalınca Düşünürüm düşünürüm Düşünürüm seni yavrum Bekle baban gelir bir gün Gelir de görürsün yavrum Duvarda resmim asılır Bakarsın ağlarsın yavrum Ben artık duramam buralarda Gördükleri yerde vurur Vurdukları yere gömerler beni Alev alev yükselen isyan ateşlerini Kızıl küllere çevirir kanın şiddeti Dinleyin, dinleyin İşte bu gelen uğultular Sürekli zelzeleler kuşağının Yıkım öncesi fırtınasıdır Ve yükselen bu dalgalar Sırtında kanlı tarihin ağır hesaplarıyla Toprağın yekine yekine kalkmasıdır Bu altında yol alınan Gözlerden kaymayan yıldızlar Artık yakarmak yerine Zafer işaretleriyle yükselen ellerin Kurduğu dost sofralarında Kenetlenircesine tutuşmasıdır... Ferhat Tunç |
Uçurum Şarkısı Uçurum Şarkısı Şimdi bir dünya sığıyor yalnızlığıma Kirletilmiş gecelerde yitirdik yolumuzu Yok artık o zühre yıldızı, Şaşkınlığım ondan İnsanın aşksız, doğanın yarınsız, Yaşamın güçsüz bırakıldığı yürekte İnce bir sızıdır uçurumda yaşam tutkusu Yoksulluğum menekşe koktuysa ömrümce Ondandır üstüme başıma bulaşmış bu ay, Bu kenger, bu ışkın kokusu ondan Kar sularının aktığı derelerde Kırmızı benekli balıklarla yüzdüm ben Sevgilinin iki dudağı arasından çıkan söz gibi Dağlar arasında akan o suların rüyasında büyüdüm ben Anafatma suyu dedim içtim ben, Munzur dedim o aşkta arındım ben Duruldum ay gibi kalbimin ferahlığı ondandır Destan gibi yaaşayan yaşlılar gördüm Çınarlar, meşeler, ak kavaklar yaktılar, alıçlar vardı Şilanlar Yaban ördekleri inerdi dağ gölümüze, Turnalar semah tutardı gönlümüzde, Leylekler gelip yuva kurardı başımızın üstüne Bildiğimiz yek acılı kuş bepuk'tu o zaman Ürperir derinden burkulurdu kalbimiz O çığlığı duyduğumuz an Yanlışlıkla kardeş katili olan birinin Acısından kuş olup dağa çıkmasını Bepo, keko demesini dağ rüzgarı ile Kardeşlik özlemiyle uçurum şarkısı olmasını Bepo, keko, kam kışt mı kışt, kam şüt mı şüt Ömrümüz bu kadarmış menekşe kokusu Kederim ondandır biraz bu şarkım ondan Her annenin çığlığı her yaranın inleyişi Ezilmiş her çiçeğin sesi bepuk sesi ise En acıyan yeri kalbi ise insanın Bepuk kuşudur o artık kendi dalında Ne tuhaf şey savaşların dünyasında Menekşe tarlasının çocuğu kalmak Ay kararmadan küçük yıldız Dünyanın ötesine kovulmuş yıldız Sular kabarmadan ay kararmadan Savaşların külünden kurtar beni Katillerin de barış dediği bu yalandan, Bu vahşet dünyasından kurtar beni Bepuk kuşunun sesini duyan yoksa artık, Gören olmuyorsa bu acıyla çıldıranı Artık geçmiş zamandır Bu çöl yangınından kurtar beni Anlat dedi eski bir anı Anlat uçurum kıyısı solgun dünyayı Ordan başlasın artık barışmaya insanlık Dönsün herkes kendi menekşe tarlasına Umudum ondandır sevincim ondan Bepo, keko, kam kışt mı kışt, kam şüt mı şüt Kam şüt mı şüt, bepo keko, bepo keko... Ferhat Tunç |
Uslanmaz Yüreğim Uslanmaz Yüreğim Bir sevdanın elinden Çok çektim ah yorgunum Deli başım yüzünden Belalandım vurgunum Hüznüme ilişmeyin Efkarım deli benim Kem dilinden yarimin Vurgun yedi yüreğim Ah laf anlamaz yüreğim Ah ah uslanmaz yüreğim Günleri yakıp geldim Hevesim yarım kaldı Ateşler var koynumda Gönlümde sevdan kaldı Hüznüme ilişmeyin Efkarım deli benim... Ferhat Tunç |
Vay Aslanım Vay Aslanım Ağıt destan yazılır Ağlanır özleminle Sözler saza darılır Vay aslanım aslanım Vay aslanım aslanım Endamı ay yaralım Seni dağlarmı saklar Rüzgarı tay kanatlım Aslanım yine gelir Yüregi elde gelir Kirpiginden yaş düşse Bulutlar kana gelir Vay aslanım aslanım Endamı ay yaralım Seni dağlarmı saklar Rüzgarı tay kanatlım Şenlik diller dağılır Kararır mavi düşler Ne ses kalır ne heves Vay aslanım aslanım... Ferhat Tunç |
Vay Beni Vaylar Beni Vay Beni Vaylar Beni Vay beni vaylar beni Dag taş aradım seni Gel kardeşim gel beri Açam sana künyemi Kin kusturdun insana Dipçiginle türküleri Süngünle mazlum dilleri Kültürleri susturdun Alın çatlarına durdum Karanfil şafaklarda Magrur ve muzaffer duran Ve pürüzsüz haykıran ustalarımı vurdum Ve dikenli teller ardında Kurşunum yaglı tetigim yaglı Bekledim zindan kapılarını Ayaklara falaka boyundurugu Cellat buyrugu oldum Neleri tanadım ben bu gece saltanatında Hain gözleri tanıdım Nişangahımda İnançsız yürekleri, titreyen elleri Ve daha neleri neleri Haramı sofralarında haraç mezat Keskin tezat Yagma pazarlarını Ve nihayet inanır mısın İnsanları dinledim mahkemelerde Sokaklarda tulumlu kadınları Kor ipek marşları dinledim Ve zulüm kışlalarında Dayanamadım sıla türkülerine Agladım... Artık kurtar beni Kurtar beni Bu tutsaklıktan Isıtan ter Şaşmaz nefer olmak istiyorum Senin emrinde Saraylara dalmak Bu günün utancı ve lanetiyle Hesaplaşmak istiyorum Kurtar beni Vay beni vaylar beni Dag taş aradım seni Gel kardeşim gel beri Açam sana künyemi... Ferhat Tunç |
Vur Ben Ölem Vur Ben Ölem Duydum ki ben, Yavrum varmış ölüme Ateş saldı gülsenime tenime Kahpe felek nasıl kıydın gülüme Gün doganda gün Batanda aglarım Aglarım, aglarım, anam aglar Ara yerde ara yerde Kalmışam bir ara yerde Gül açarken mor daglarda Ölüm bekler ara yerde Vur ben ölem vur ben ölem Kavuşmadık vur ben ölem Azrail dağlara çökmüş Sen ölme yavrum dur ben ölem Cana değer cana deger Gül koklarsın cana deger Karlı daglar duman olmuş Ölüm gelir cana deger Vur ben ölem vur ben ölem Kavuşmadık vur ben ölem Azrail daglara çökmüş Sen ölme yavrum dur ben ölem... Ferhat Tunç |
Vurgunum Hasretine Vurgunum Hasretine Akrep gömecine Bal işleyensin Ayva gibi ağlayıp Nar gibi gülensin Gelir günler gelir Gece seyrimdesin Gündüz gönlümde Unutamam vurgunum Vurgunum hasretine Öyle melul durma Öyle mahzun durma Uğruna yangın olup Sevdasına yeldigim Gelir günler gelir Gece seyrimdesin Gündüz gönlümde Unutamam vurgunum Vurgunum hasretine... Ferhat Tunç |
Vuruldu Vuruldu Vuruldu bir uçurum derinliğinde Yaylada bir seherin serinliğinde Avcıdan yarasını gizlercesine Çığlıgını gömerek devrildiginde Vuruldu ciger parem kanlar içinde Vuruldu yürek yarem kanar içimde Mavzeri baş ucunda dağ yamacında Parmağı donup kalmış tetik ucunda Sabahsız bir uykuya dalarcasına Beyaz bir çiğdem açmış kanlı saçında... Söz : Yusuf Hayaloğlu Ferhat Tunç |
Yaşamak Güzeldir Anne Yaşamak Güzeldir Anne Anne ben senin oğlunum Kanayan bir yurdum var Anne ben senin oğlunum Sönmeyen bir umudum var Ellerimi tutma ne olur Beni ağlatma ne olur Anne ben senin oğlunum Bu kavgaya inancım var Yaşamak güzeldir anne Yaşamak senin için Yaşamak güzeldir anne Yaşamak yarınlar için Ölmek yaşamaktır yine Halkının yüreğinde Ölmekte güzeldir anne Ölmek özgürlük için Anne seni seviyorum Sana ihtiyacım var Anne seni seviyorum Ciğer delen bir acım var... Söz : Yusuf Hayaloğlu Ferhat Tunç |
İnfaz İnfaz İnançtır bu tanı yavrum Sevdadır pırıl pırıl Demire tırnakla Duvara kanla yazılır. Acılardan süzülür Canı can zindanı zindan içinde Beton gülüdür bükülmez Bükülmez yavrum. Cellat suratlara tükürür Ve alnı şafağa dogru dar agacına yürür İnançtır bu tanı yavrum sevdadır pırıl pırıl Demire tırnakla duvara kanla yazılır... Ferhat Tunç |
Yıldızım Yıldızım Mor dagların yıldızı Hüzünlere saldın bizi Dersimin kınalı kızı Yüregimdeki sızı Yıldızım yıldızım Daglarda çalan sazım Bahar geldi güller açtı nerdesin gül nazım Mor dagları sardılar Canımdan can aldılar Gecenin karanlıgında Yıldızımı vurdular Yıldızım yıldızım Daglarda çalan sazım Bahar geldi güller açtı nerdesin nazım... Ferhat Tunç |
İzmir'in Kavakları İzmir'in Kavakları İzmirin kavakları Dökülür yaprakları Bize de derler çakıcı Yar fidan boylum Yıkarız konakları Selvim senden uzun yok Yaprağında üzüm yok Gamalıda zeybek vuruldu Yar fidan boylum Çakıcıya sözüm yok... Ferhat Tunç |
Özlemin Dili Olsaydı Özlemin Dili Olsaydı Günler gördüm gün içinde Geceler gündüz içinde Seni gördüm görmeseydim Düşerken kanlar içinde Özlemin dili olsaydı Yüregimiz söz olurdu En amansız fırtınalar Gelir bizi bulurdu Kimi zamanlar külhandık Kimi zamanlar şakacı Her şey öyle degiştiki Yitirdik biz bu havayı Özlemin dili olsaydı Yüregimiz söz olurdu En amansız fırtınalar Gelir bizi bulurdu Güzel günler düşlemiştik Sevmiştik hem sevilmiştik Yangınların arasında Yeminlere sarılmıştık Özlemin dili olsaydı Yüregimiz söz olurdu En amansız fırtınalar Gelir bizi bulurdu... Ferhat Tunç |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:45 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2