Gevheri Hayatı (Biyografisi) Gevheri Gevheri'nin yaşamı da birtakım söylentilere, olabilirliklere dayandırılarak aydınlatılmak isteniyor. Kırım Hanı 1. Selim Giray'ın İstanbul'a gelişinde yazdığı şiirdeki "saygılı tutum"undan onun Kırımlı olduğu sonucuna varan incelemeciler var. Önceleri asıl adının "Mustafa" olduğu sanılırken, sonradan bir şiirindeki "Bir kemter kulundur Garip Mehemmed" dizesinden adının "Mustafa" değil. "Mehmed" olduğu ileri sürülmüştür. Gene bulunan şiirlerinin incelenmesinden varılan sonuçlara göre Gevheri'nin uzun bir yaşamı olduğu anlaşılıyor. 1737 yılında yaşadığı, ancak çok yaşlı olduğu da ileri sürülen görüşler arasında. Bu duruma göre, Gevheri'nin 1737 yılından sonra öldüğü sonucu da çıkıyor. Gevheri'nin gençlik çağlarında, 1700 yılında ölen ozan ve hattat Bahri Paşa'nın "Divan Katipliği"ni yaptığı da biliniyor. Gene elde edilen bilgilere göre, Gevheri'nin iyi bir öğrenim gördüğü, hem aruzu, hem heceyi kullandığı saptanmaktadır. Aşık Ömer'le çağdaş olan Gevheri'de de Osmanlıca sözcükler, tamlamalar, "mazmun"lar görülmekte ise de, Aşık Ömer'e oranla daha yalın bir anlatımı, çok daha Türkçe sözcük kullandığı, geleneksel halk şiirine daha bağlı olduğu da görülüyor. Rumeli sınırlarından Şam'a, Arabistan'a dek birçok yerleri gezip dolaştığı, şiirlerinin verdiği sonuçlar arasında. Gevheri'nin beliren, belirlenen önemi, aruz şiirlerinden çok hece ölçüsüyle, geleneksel halk şiiri doğrultusunda yaptığı çalışmalarda ortaya çıkıyor. |
Gevheri Biyografisi,Gevheri Hayatı,Gevheri Yaşamı,Gevheri Kimdir?Şair Gevheri Hayatı Gevheri Biyografisi,Gevheri Hayatı,Gevheri Yaşamı,Gevheri Kimdir?Şair Gevheri Hayatı Gevherî’nin asıl adı Mustafa olup, XVII. yüzyıl sonlarında ün kazandığına ve öldüğü sıralarda yaşlı bir insan bulunduğuna göre XVII. asrın ortalarında doğduğunu söylemek pek yanlış olmaz. Sonradan gittiği yerler arasında onun Rumeli’de, Şam’da ve Arabistan’da bulunduğu anlaşılıyorsa da doğum yeri hususunda şimdilik bir şey söylenemez. 1100′de istanbul’u ziyaret ettiği bilinen Kırım hanı I. Selim Giray’a yazdığı manzumeden Gevherî’nin o sıralarda İstanbul’da bulunduğu anlaşılmaktadır. Bir koşmasında 1127 tarihini zikretmesinden ise onun hiç olmazsa bu tarihe kadar hayatta olduğu görülmektedir. Âşık Ömer gibi büyük bîr saz şâiri ile aynı asırda yaşamasına rağmen daha hayatında şöhret sahibi olan Gevherî’nin ünü gittikçe yayılmış böylece günümüze kadar gelmiştir. Eski yazarlardan Müstakimzâde, Vehbî, Süleyman Faik Efendi, Gevherî’den söz ettikleri gibi, meşhur Ziya Paşa da Harabat’nın mukaddimesinde Gevherî’yi okuduğunu yazmaktadır. Gevherî’ nin diğer birtakım saz şâirleri gibi ümmî olmayıp, hece vezniyle yazdığı koşma, türkü ve türk manîlerinin yanında aruz vezniyle de dîvanlar, müstezadlar ve semaîlerinin de bulunması kayda değer. Hece vezniyle yazılmış eserlerinde halk zevkine verdiği ehemmiyetle XVII. asrın ilk yarısında yetişen Kuloğlu’nun çok kuvvetli bir şekilde tesirinde kaldığı görülen Gevherî, aruz ile yazdığı taklide dayanan manzumelerinde ise Fuzuli ‘nin tesirinden kurtulamamıştır. Kendi şairliğine mağrur olan Gevherî şiirlerindeki güzelliği sevgilerinin sihrine atfedecek kadar da ince ve zariftir. Bazı Şiirleri Ala Gözlü Nazlı Dilber Bad-ı Saba Sevdiğime Gidersen Behey Dilber Sana Gonül Vereli Ben Güzelim Deyu Havadan Uçma Beyaz Göğsün Bana Karşı Bizden Selam Olsun Gül Yüzlü Yare Bugün Ben Bir Bağa Girdim Bugün Ben Bir Güzel Gördüm Bülbül Ne Yatarsın Yaz Bahar Oldu Dağlara Gel Dila Gör Bu Cihan İçre Ey Benim Nazlı Cananım Ey Peri Cihana Sen Gibi Dilber Garip Turna Bizi Senden Sorana Hey Ağalar Bir Sevdaya Uğradım Hey Ağalar Zaman Azdı Kurtulamam Üç Nesnenin Elinden Mecnun’a Dönmüşüm Bilmem Gezdiğim Sözün Bilmez Bazı Nadan Elinden Şunda Bir Dilbere Gönül Düşürdüm Koşma Ey gözet kapına dermana geldim, Derûnumda bir unulmaz yâre var Dertlerime derman ben seni buldum Senden gayri bana kimden çâre var Bed-asıldan vefa gelmez şöyle bil Yolunda eylesen ömrünü sebil Günde bir kez ölüm istiyor bu dil. Sencileyin bir hercai yâre var Kaçan bi-vefâdır sevgili dostun Yâr olmaz akibet ol gözü mestin Gerek Nesimi-veş yüzseler postun Gerek Mansur gibi zülfü dâre var Çün düştü araya zamanı firkat, Ol dilberde kaldı bu dil akıbet. Bir gül için hâre eylemem minnet Var da minnet eyle âh ü zâre var Sevdiğim adüv’den öğüt alırsa. Benden geçip bencileyin bulursa Çarh-ı felek eğer böyle kalırsa. Gevheri dermanı Hak’tan ara var |
Gevheri Biyografisi - Gevheri Hayatı - Gevheri Yaşamı - Gevheri Kimdir? Şair Gevheri Gevheri Biyografisi - Gevheri Hayatı - Gevheri Yaşamı - Gevheri Kimdir? Şair Gevheri Hayatı Teşekkürler. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:32 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2