Öğretmenler Günü ile İlgili Tiyatro Metni Öğretmenler Günü ile İlgili Tiyatro Metni OYNAYANLAR: Öğretmen, Giray, Cemre, İlknur, Cem, İlkay DEKOR: Derslik. Atatürk Köşesi. Öğretmen masası. Üzerinde dünya küre. Sıralar. Duvarda harita. Yazı tahtası. Tebeşir. Silgi. Ödev kağıtları. BİRİNCİ BÖLÜM ( Derslik... Öğrenciler sıralarında otururlar.) ÖĞRETMEN (İçeri girer.) – Günaydın çocuklar! ÖĞRENCİLER ( Ayağa kalkar.) – Günaydın öğretmenim! ÖĞRETMEN – Oturun çocuklar. ( Öğrenciler otururlar.) ÖĞRETMEN – Çocuklar! Ödevleriniz hazır mı? ÖĞRENCİLER – Hazıır! GİRAY ( Parmak kaldırır.) – Öğretmenim, size bir şey sorabilir miyim? ÖĞRETMEN ( Ödev kağıtlarını toplarken) – Sor bakalım, Giray. GİRAY ( Kurnaz kurnaz) – Öğretmenim, insan yapmadığı şeyden ötürü ceza görür mü? ÖĞRETMEN – Görmez, oğlum. GİRAY ( Sevinçle el çırparak havalara zıplar.) – Yaşasın! Ben ödevimi yapmadan okula gelmiştim. ( Öğrenciler güler.) ÖĞRETMEN ( Gülümseyerek Giray’ın kulağına yapışır.) – Seni gidi, şeytan çekici seniii! Bu kurnazlığını ödevlerini yaparak göstersene... ÖĞRETMEN ( Masa başına gider, oturur. Ödevleri inceler. Masa üzerinde duran küreyi döndürerek) – Çocuklar! Karma ödev kağıdında, her birinizin birçok eksiğini gördüm. Fakat çoğunuz Dünya’nın uydusunun adını yazmamış. Neden? Bilmeniz gerekirdi? ( Bu sırada Cemre ayağa fırlar.) CEMRE – Ayy! ÖĞRETMEN – Aferin Cemre! Bildin, otur. ( Öğrenciler gülüşür.) ÖĞRETMEN – Çocuklar, neden gülüyorsunuz? CEM ( Ayağa kalkarak) – Öğretmenim! Bildiğinden söylemedi. İlknur, Cemre’ye çimdik attı. O da acıdan “Ay!”diye bağırdı. (Öğretmen de, öğrenciler de gülerler.) ÖĞRETMEN – Çocuklar! Çimdik şakası, Dünya’mızın uydusunun Ay olduğunu Cemre’ye söyletti. Artık kimse unutmaz. Öyle değil mi? ÖĞRENCİLER – Eveet! ( Gülerler) ÖĞRETMEN (Ödev kağıtlarından birini göstererek) – İlkay “gelmek fiilini” şimdiki zamana göre çekim yapmasını unutmuşsun. Kalk, çekimini yap. İLKAY ( Ayağa kalkar.) – Celeyrum, celeysun, celey... ( Öğrenciler güler.) GİRAY – ( Ayağa fırlar.) – Öyle mi söylenir babo? ÖĞRETMEN ( Gülümseyerek ) – Öyleyse, sen söyle. GİRAY - Gelirem, gelirsen, geliir.. ( Öğrenciler güler.) İLKNUR – Öğretmenim, ben söyleyeyim mi? ÖĞRETMEN – Söyle kızım. İLKNUR – Geliyorum, geliyorsun, geliyor. Geliyoruz, geliyorsunuz, geliyorlar. (sınıf alkışlar.) ÖĞRETMEN – Aferin, İlknur! Çocuklar, iki arkadaşınız kendi yörelerinin şiveleri ile çekim yapmaya kalkınca komik oldular. Onlar da zamanla dillerini düzeltecek, güzel Türkçe’mizi düzgün söyleyeceklerdir. Öyle değil mi? ÖĞRENCİLER – Eveet! ÖĞRETMEN – Giray, ödevini yapmadan geldin. Şimdi tahta başına geç. Sözlü sınav olacaksın. GİRAY (Tahta başına geçer.) – Öğretmenim, bir daha ödevimi yapmadan okula gelmeyeceğim. ÖĞRETMEN – Peki, Giray, aferin! Söyle bakalım. Fırından beş tane ekmek aldın. Fırıncıya bir buçuk milyon lira verdin. Geri kaç lira alacaksın? GİRAY ( Düşünür gibi yapar.) – Hiiç! ÖĞRETMEN – Nasıl hiç? GİRAY – Öğretmenim, benim babam fırıncıdır. Biz ekmeğe para vermeyiz. ( Öğrenciler güler.) ÖĞRETMEN ( Gülümseyerek ) – Öyle olsun... Peki, şu soruyu yanıtla. Beş tane iki kaç eder. GİRAY ( Düşünür.) ÖĞRETMEN – Oğlum, siz her hafta çarşıya yumurta götürüp satmıyor musunuz? GİRAY – Satıyoruz, öğretmenim. ÖĞRETMEN – İyi düşün! Yumurtaları ikişer ikişer sepete beş sıra dizdiniz. GİRAY – Öğretmenim, biz yumurtaları sepete ikişer dizmiyoruz ki... ÖĞRETMEN – Ya, kaçar diziyorsunuz? GİRAY – Üçer üçer diziyoruz. ÖĞRETMEN – Öyle olsun! ... Yumurtaları sepete üçer üçer, beş sıra dizdiniz. Hepsi kaç yumurta eder? Çarp bakalım. GİRAY ( Kurnaz kurnaz) – Çarpamam öğretmenim. ÖĞRETMEN – Neden çarpamazmışsın? GİRAY – Çarparsam, yumurtalar kırılır da ondan... (Öğrenciler güler.) ÖĞRETMEN (Gülerek ) – Peki... Sekizin yarısı kaç eder. GİRAY - ( Kurnaz kurnaz) – Enine mi, boyuna mı öğretmenim? ( Tahtaya büyükçe sekiz çizer!) Sekizi enine bölersek... (Çizgiyle böler.) Üst üste iki sıfır eder. Boyuna bölersek... ( Sekizi çizgiyle boydan boya ayırır.) Yarısı üç olur. ( Öğretmen de, sınıfta kahkahayla güler.) ÖĞRETMEN – Bir soru daha! Bakalım, bunu nasıl yanıt vereceksin? On parmaktan on çıktı, kaç kalır? GİRAY – On parmaktan on çıktı, yine on kalır, öğretmenim! ÖĞRETMEN ( Şaşarak) – Nasıl, yani? GİRAY ( Koşarak oturduğu sıraya gider. Çantasından bir çift eldiven çıkarır. Parmaklarına geçirir. Sonra eldivenleri parmaklarından çıkararak.) – İşte böyle öğretmenim... On parmaktan on çıktı, yine on kalır... ( Öğrenciler güler.) ÖĞRETMEN ( Gülerek Giray’a yaklaşır. Tombul yanaklarından okşayarak) – Çocuklar, Arkadaşınız ne güzel buluşlar yaptı, değil mi? ÇOCUKLAR – Eveet, öğretmenim! ÖĞRETMEN – Giray, ilerde iyi bir mizah yazarı olur. Bu söyleyişimizi Okul Gazetesi’ne yazın. Öteki sınıflarda okuyup gülsünler. ( Öğrenciler, Giray’ı alkışlarlar.) ÖĞRETMEN – Çocuklar! Sosyal Bilgiler’den sözlü sınav yapacağım. Sınava gönüllü kim kalkacak? ( Hiçbir öğrenciden parmak kalkmaz.) ÖĞRETMEN – Öyleyse ben de not defterini açar, oradan kaldırırım. ( Sayfaları rast gele çevirir. Cem’in adını okur. Cem iki büklüm tahta başına geçer.) ÖĞRETMEN – Cem! Duvarda asılı duran haritanın yanına git. Mısır’ı soracağım. Dünyada Mısır’ın nesi meşhurdur? CEM ( Bir haritaya, bir sınıfa bakar.) – Şey... Öğretmenim! Mısır’ın nesi mi meşhurdur? ÖĞRETMEN – Evet, çocuğum! Mısır’ın nesi meşhurdur? CEM – Şey... Patlamışı öğretmenim! ÖĞRETMEN ( Şaşkın) – Patlamışı mı? Sen neler söylüyorsun? CEM ( Kurnaz kurnaz) - Evet, öğretmenim. Mısırın patlamışı meşhurdur. Dedem kış geceleri ocakbaşında mısır patlatır. Ateşte çıtır pıtır patlayan mısır mis gibi kokar. Pamuk gibi açar. Yemesi ne hoştur. ( Öğrenciler kahkahayla güler.) ÖĞRETMEN (Gülerek) – Bugün bizim sınıf, Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı’na döndü. Sen de mi komiklik yapacaksın? ( Cem utanır, başını öne eğer.) ÖĞRETMEN – Mısır denilince, Nil nehri ile piramitler akla gelir. Biri Mısır’a hayat verir. Öbürü turist çeker. ÖĞRETNCİLER – Eveet! ÖĞRETMEN – Türkiye’nin böyle meşhur yerleri vardır. Örneğin Pamukkale, Bodrum. ÖĞRETNCİLER – Eveet! ÖĞRETMEN – Cem, Bodrum nerededir? Yararları nelerdir? CEM – Şey..: ( Yine kafadan atar.) Bodrum evlerimizin alt katındadır. Odun, kömür koymaya yarar. ( Öğrenciler güler.) CEMRE – Öğretmenim! Bodrum. Ege Denizi’nde yat limanıdır. Bol bol turist çeker. ÖĞRETMEN (Ciddileşir.) – Cem, Giray’a özenmeyi bırak. Alırsın zayıfı, ha! İyi düşün, doğru cevap ver. CEM – Peki, öğretmenim! ÖĞRETMEN – 1514 yılında yapılan savaşın adı nedir? CEM ( Sınıfta imdât ister gibi bakar. İlkay “ Çaldıran!” diye fısıldar. Fakat Cem heyecandan pek iyi anlayamaz.) – Çıldıran, öğretmenim! ( Öğrenciler kikir kikir gülüşür.) ÖĞRETMEN ( Kaşlarını çatar.) – Ne, çıldıran mı? CEM (Yaptığı yanlışı anlar. Fakat bozuntuya vermez.) – Evet, öğretmenim, çıldıran! Şah yenilince ordusunu kaybetti. Tahtını kaybetti. Hazinesini kaybetti. O nedenle üzüntüsünden çıldırmış olabilir. O savaşa çıldıran savaşı da denir... ( Öğretmen ve sınıf kahkahayla güler.) ÖĞRETMEN – Anlaşıldı, çocuklar! Bugün sınıfın neşesi yerinde... Madem öyle, benim de size komik sorulu bilmecelerim var. bilin bakalım; borcu olmayan ilçemizin adı nedir? ÖĞRENCİLER – Ödemiş! Ödemiş! ÖĞRETMEN- En yumuşak yöremiz neresidir? ÖĞRENCİLER – Pamukkale! Pamukkale! ÖĞRETMEN – Denizin ortasında ne vardır? ÖĞRENCİLER – Ada! ÖĞRETMEN – Bilemediniz! Sorunun yanıtı böyle olmayacak... ÖĞRENCİLER – Vapur! ÖĞRETMEN – Hayır! Hayır! İLKAY – Öğretmenim, sen söyle! ÖĞRETMEN – Olmaaz! Siz bulacaksınız. Değişik düşünün... Aslında bilmeceyle birlikte yanıtı da içinde... Denizin ortasında NE vardır. İLKAY – Öğretmenim, ben bildim! Deniz bir sözcük; ortasında “N” harfi vardır. ÖĞRETMEN – Aferin, İlkay! (Sınıf İlkay’ı alkışlar.) CEMRE – Öğretmenim! Bir bilmece daha sor. ÖĞRETMEN – Soracağım. Aklınızdan kolayca toplama, çıkarma, bölme yapabileceğiniz sayılar tutun. Ben de sayınızı bilip söyleyeceğim. Fakat nasıl bildiğimi kim bulacak? ÖĞRENCİLER – Sor! Sor! ÖĞRETMEN – Aklınızdan bir sayı tutun! ÖĞRENCİLER – Tuttuk, öğretmenim! ÖĞRETMEN – Tuttuğunuz sayı kadar arkadaşından alın! ÖĞRENCİLER – Aldık, öğretmenim! ÖĞRETMEN – Benden de 10 alınız! ÖĞRENCİLER – Aldık, öğretmenim! ÖĞRETMEN – Hepsini toplayın! ÖĞRENCİLER – Topladık, öğretmenim! ÖĞRETMEN – İkiye bölün! ÖĞRENCİLER – Böldük, öğretmenim! ÖĞRETMEN – Arkadaşınızdan aldığınız sayıyı geri verin! ÖĞRENCİLER – Verdik, öğretmenim! ÖĞRETMEN – Geriye 5 kalır. Bildim mi? ÖĞRENCİLER – A a a! Bildiniz, öğretmenim. ÖĞRETMEN – Peki, nasıl bildim? ÖĞRENCİLER – Nasıl bildiniz, öğretmenim? ( Zil çalar.) ÖĞRETMEN- Zil çaldı. Eve gidince anne ve babalarınızla birlikte düşünün! Siz bulun! İyi günler. ÖĞRENCİLER – Sağool, öğretmenim! |
--->: Öğretmenler Günü ile İlgili Tiyatro Metni Öğretmenler Günü ile İlgili Tiyatro Metni Teşekkürler. |
--->: Öğretmenler Günü ile İlgili Tiyatro Metni Teşekkürler. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:39 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2