![]() |
Uğur Arslan Şarkı ( Türkü ) Sözleri Adı Mehmet Adı Mehmet Kara kıtanın kara gözlü, zayıf yüzlü çocugu Göz kapaklarında güneş ve çapakları çöl sarısı Çaresizligin girdabında Kelebek renkli yüzünün yorgun yarısı Adı Mehmet Bir halkın hikayesi yani Yeni günün soldugu beldeye, Asırlar öncesinin bir yolculuk efsanesi Bir halkın ismi yani Kaderden ötesi olmayan Adı Mehmet Kimseden medet ummayan Aç karınlı, hasta yüzlü ama tok gözlü Öylece duran ve sabreden Uzaktan gelen yolcuları agırladıgı günkü gibi Necasi gibi, habesi gibi Dogru, dürüst, iyi, insan yani Adı Mehmet Bir umudun ismi Çöle yagmur yagdıgı günün Karnının doydugu günün Öldügü günün Ve üstünde çiçekler açabilen Bir mezara gömüldügü günün ismi yani Adı Mehmet Kimse tanımaz, kimse bilmez Kara gözleri gülmez Dünyanın gözü kör olmuş sanki Kimse onları görmez Adı Mehmet Kim duyar ki; Dudagında bir feryat! Savaşmak dururken yani, Mehmet'i kim dinler ki? Açlıgı kim dinler ki? Adı mehmet Hastalıgın gözlerindeki bugusu Açlıgın kokusu Ve ölümün korkusu Bir kum firtınası ugultusu Aglayan bir bebek sesi Ve zayıf dizlerin yagmursuz çöllerdeki izi. Söyle dünya insanların kaç kişi? Kaçı sagır, kaçı kör, kaçı arsız, kaçı erkek, kaçı dişi? Açlıktan ölmek kaldımı be şimdi? Söyle dünya insanlık kimin işi? Uğur Arslan |
Altın Hızma Altın Hızma Altın hızma mulayim Seni haktan dileyim Yaz günü temmuzda Sen terle ben sileyim Yıldız bir gökte güzel birde ayrılıkta Ay bir yıldızla güzel birde bayrakta Düşman pusuda güzel dost yanımda Kan damarda güzel intikam yakında Aşk yürekte güzel dua dudakta Kavga ayakta güzel ölüm yatakta Çay bardakta su ırmakta sevda ırakta Testi ürgüpte güzel gönül kerkükde Her yol bagdata çıkar her dert fizana Yaglı kurşun azdır gülom haddi aşıp azana İhanet yalan ötede güzel dogru beride Yigit gider birgün ismi kalır geride Yıldız bir gökte güzel birde ayrılıkta Ay bir yıldızla güzel birde bayrakta Düşman pusuda güzel dost yanımda Kan damarda güzel intikam yakında Altın hızma incidir Gömlegi nar incidir Benim lal olmuş dilim Ne dedim yar incidin Altın hızma incidir Gömlegi nar incidir Benim lal olmuş dilim Ne dedim yar incidin... Uğur Arslan |
Aziz Yarim Aziz Yarim Aziz diyar El aziz Madenin gülü kokmuyor sensiz Hala haritanın sağ köşesindeyiz Her defasında sensiz her defasında sana dertliyiz Aziz yarim sanki ben hala 25 sen hala 18 Değişen hiçbir şey yok bak bizde Telvelerin kabardığı diplerde Eşrefin oturduğu mahalledeyiz Öyle bir özlemişiz ki seni Artık dönsen de olur dönmesen de Biz her daim yine sana sitemli yine sana hasret gideriz Aziz yar sen bir sabah bu şehri başıma yıkıp gittin Dağları deviriverdin üstüme hiç çekinmedin Ben bu şehirde bir daha da sabah görmedim Günaydınlar olmadı günler aymadı sensiz Karalar çekildi gözümün ferine Son soluğumun dibine çöktüm öylece Gidişin gibi durdum şuracıkta Her gün şu köşe başında kaç yıllar saydım Hiç yaşamadım sensiz ama hep yaşlandım inadına Her hazan hep hüzünle geçti bu şehirde Ben bir El azize birde sana kıyamadım işte Her hazan hep hüzünle geçti bu şehirde Ben bir El azize birde sana kıyamadım işte Daha geçmedi benim sana ağrılarım Salındığın sokaklar hala sızım sızım Yıktığın duvarlarda durur yine gül adın Hiç dayanmadım hiç dayanamadım Bu enkazın altında seni düşünmeden yaşamadım yaşayamadım Ben sana nerde yanlış yaptım aziz yar Bir sabah gidiverdin aklımı kaçırdım Anlamadım hatalarımı hiç söylemedin Kafamın içinde bu sorularla ölmedim bile bak ölemedim Ben kafamın içinde bu sorularla ölmedim ölemedim Bana bir özlemin kaldı yadigar bu viranede Derdimi sığdıramıyorum bedene Yıkılıyorum her geçen gün yokluğunun üstüne Sıkılıyorum bazen Sakınıyorum yinede seni gönlümün her köşesinde Yine duruyor mu toyluğunun kabri gamzelerinde İşvenin alası savrulurdu tellerinde Ne senden geçilirdi ne bu diyardan gidilirdi Bir tutam saçın uğruna yaktıydım ben bu şehri Sonra bende yandıydım içinde Hiç gitmedim buralardan senelerce Sensizlikten gidemedim bir adım öteye Bir derin yara bir derinlikli sevda bıraktın ya sen bana Paylaşamadığım tek acı hatıra en anlamlı dua yine sendin bana sendin Aziz yarim El aziz Madenin gülü kokmuyor sensiz Biz hala haritanın sağ köşesindeyiz Her defasında sensiz her defasında sana demiz Aziz yarim ben sanki hala 25 sen sanki 18 Değişen hiçbir şey yok bak bizde Telvelerin kabardığı diplerde Eşrefin oturduğu mahalledeyiz Öyle bir özlemişiz ki seni Artık dönsen de olur dönmesen de Biz her daim yine sana sitemli yine sana hasret gideriz... Uğur Arslan |
Beni Şimdi Vurun Beni Şimdi Vurun Beni vurun Onun yeşil gözlerinden ölmek olsun sonum Beni vurun Bu sevdayı ansızın durdurun Beni vurun Bitsin bu tek kişilik oyun Yoksa ölmekten beter olurum Bu yıkık adam ben değilim Asırlardan beri ben böyle değildim Şimdi ne yediğim ne içtiğim Fayda vermiyor sadece bakar oldu gözlerim Ben eskiden böyle değildim Düşünce anlıyor insan Deliler gibi seviyorum diyenlere gülerdim Ben eskiden böyle değildim Şimdi beni sabahsız geceler paklar Nerede akşam orada sabahlar Düşünce anlıyor insan Meğer kara sevda adamı ummadığı anda haklar Şimdi beni isimsiz sokaklarda bulun Tarifsiz adreslerde Adımı sorun Beni şimdi vurun Belki bu aşka başka bir dünyada karşılık bulurum Şimdi beni vurun bitsin bu tek kişilik oyun Bu aşkı bitirecek kadar güçlü değilim Ve ona tekrar gidemeyecek kadar yorgun Beni vurun bu aşka bir nokta koyun Beni vurun yoksa ölmekten beter olurum Beni vurun onun yeşil gözlerinde ölmek olsun sonum Sahipsiz bir aşk benimkisi Bir yere gitmeyen bir yol, isimsiz bir sokak Bir sokak kedisi biraz ıslak, biraz da korkak Ansız bir aşk, çaresiz bir hastalık Ve zamansız duran bir kalp Bütün demirleri atıyorum Ve gemileri bu limanda yakıyorum Artık yolculuk yok günbatımında başka limanlara Ve sabahları başka kokularda uyanmak Bütün demirleri atıyorum Ve gemileri bu limanda yakıyorum Artık yolculuk yok günbatımında başka limanlara Ve sabahları başka kokularda uyanmak Gemileri yakıyorum Ve onun okyanus yeşili gözlerinde batıyorum... Uğur Arslan |
Biz Barışmayız Artık Biz Barışmayız Artık Kapı ağzı boş bavul yığınlarıyız Sarı fotoğraflar yolculuğundayız şimdi Ayrılıklara acemi aşıklarmışız Ne barıştan anlarız Ne mütareke biliriz şimdi Daha çok sevmek isterdik belki Daha çok tanımak Bu yabancı iki sevgiliyi Biz seninle susmayı başaramadık Yalancıyız Biz barışmayız artık Ağlarım, ağlar açılır denizlere Her şeyi bıraktım gidiyorum bende Yağmurun derman değil kurak gönlüme Biz bu şehirde karşılaşmayız bile Kırık parça olmuş hatırın bende Sustuğun sözler kanar içimde Ne güven kalmış, ne sevda bizde Biz bu şehirde bir daha Karşılaşmayız bile Ağlarım, ağlar açılır denizlere Her mevsim biraz daha ayrıldık Acemi aşıklarmışız, çabuk dağıldık Yazık sevdiğim Biz barışmayız artık Acemi aşıklarmışız, ne çok kırıldık Ne çok üzüldük, ne çok darıldık Yazık sevdiğim Biz barışmayız artık Hiç bitmeyecek gibi gelmişti önce Her şeye tüketmek için başlamışız oysa Bu sevda için doğru isimler değilmişiz meğer Ne çok yandık böyle, ne çok yanıldık Yeteneksiziz sevdiğim Biz barışmayız artık Aynı yatağın iki uzak ucunda uyuduk Her gece biraz daha ayrıldık Daha çok sevmek isterdik belki birbirimizi Daha çok tanımak Bu iki yabancı sevgiliyi Sevmek biraz da bağışlamakmış Biz seninle susmayı başaramadık Dokunuşsuz sevişler gömdük yastıklara Hiç konuşmadan kaçak yaşadık odalarda Aynı çatı altında iki yabancı İki dilsiz aynı yatağın iki ucunda Ağlarım ağlar açılır denizlere Her şeyi bıraktım, gidiyorum bende Hiç olmazsa son kez mutluluk dile Bir yatağın iki uzak ucunda Her geçen gün Biraz daha darıldık Dokunuşsuz sevişler gömdük yastıklara Dönüşü yok Biz barışmayız artık Günler artık günlere kanmaz Sanma bensiz güneşler doğmaz Hep unuttun sevmeyi beni Bende artık sabahlar olmaz Kırk parça olmuş hatırın bende Sustuğun sözler kanar içimde Ne güven kalmış, ne sevda içimizde Biz bu şehirde karşılaşmayız bile Ağlarım, ağlar açılır denizlere Her geçen mevsim nasıl biraz daha ayrıldık Acemi aşıklarmışız, çabuk dağıldık Korkma sevgilim inan Biz bu şehirde karşılaşmayız Biz barışmayız artık... Uğur Arslan |
Er Mektubu Er Mektubu O elinde tuttuğun zarf Bir ihanet anında örülmüştür Ve zarfın içindeki kağıt Er mektubudur görülmüştür Doğum günüm bu gün 3 Aralık Ve şafak karanlık Bu mektubu sana yazıyorum anne Dün sevdiğimle ayrıldık Son mektubuymuş bana yazdığı Bir daha yazmayacakmış Demek sevda ayrılığa bir ay dayanırmış Ve asker ocağında terkedilmek de varmış Bu mektubu sana yazıyorum anne Bu gün doğum günüm 3 Aralık Ve şafak karanlık 3-5 nöbetindeydim dün gece Bir şarjörün boşluğunda içtim son sigaramı Ve yorgan gibi üstümü örttü kar siperde Sabaha karşı biraz içim geçmiş Hayalin gözümün önüne geldi anne Kız kardeşimi de verdiğinden beri sevdiğine Bir ben bir de sen kaldın geriye Üzülme anne üşümüyorum Bekliyorum elim tetikte Bekliyorum memleketi ve seni Ve artık beklemiyorum beni beklemeyen sevdiğimi Beklemiyorum yüreğimi ve aşkımı Soğuk siperde yalnız bırakan sevgiyi Ve bekliyorum anne elim tetikte Eğer girerse menzile vurup öldüreceğim Hem aşkı hem sevgiyi Geçen gece karakolu bastılar Kurşunlar yağmur gibi yağdı üzerimize Garip gelecek belki sana ama Ortalık bayram yeri gibi oldu anne Biliyor musun o an hiç korkmuyorsun Herkes kendini bir sipere atıyor Ve gecenin karanlığında kurşun yerine Işıl ışıl yıldızlar yağıyor sanki üzerimize Ve ölüm aklımıza bile gelmiyor anne Yıldızlar yagıyor üzerimize Ve kurşundan yagmurlar Ama sadece şehitler ıslanıyor anne Canlar canlar gidiyor Canlar kimbilir ne zaman bahar Doğum günüm 3 aralık Hiç saymadım kaç günüm kaldı ana Daha şafak karanlık Yeni yeni bitmeye başladı dede torun muhabbetleri Ve yeni yeni öğrendim tokat yememeyi Biliyor musun anne zamanla her şeye alışıyor insan Akşam postalları boyayıp yatmaya Sabah iştimaya kalkmaya Barut kokusuna,tüfege,havai fişege,nohuta ve kara şimşeğe İnsan herşeye alışıyor anne Hele birde olmasa şu çarşı izni Doyasıya yemek yemek ve eşe dosta telefon etmek bir de olmasa Herşeye alıştımda bir Alışamadım sevdiğimin başkasına gitmesine Benden saklama anne Sende biliyorsun 1 haftaya kadar Nikah masasına oturacağını Kızma ama anne Bu terk ediliş ya firara gebe yada bir daha hiç dönmemeye Sitemim sana değil anne Ama bu terk ediliş ya firara gebe yada bir daha hiç dönmemeye Geçen gece gene karakolu bastılar Kurşunlar yine yagmur gibi yagdı üzerimize Belki garip gelecek sana ama Ortalık bayram yeri gibi oldu anne Biliyor musun o an hiç korkmuyosun Herkes kendini bir ispere atıyor Ve gecenin karanlığında Kurşun yerine ışıl ışıl yıldızlar yapıyor sanki üzerimize Ve ölüm aklına bile gelmiyor anne Yıldızlar yağıyor üzerimize Ve kurşundan yağmurlar Ama sadece şehitler ıslanıyor anne Canlar canlar ne zaman bahar Canlar canlar ne zaman bahar... Uğur Arslan |
Gözlerin Gözlerin Ve gözlerin gelir aklıma Ve sözlerin Gidişin gitmiyor gözümün önünden Ve izleri derin İlk değilsin bu seninde bildiğin Ve yine biliyorsun Sen son sevdiğim Şimdi uzaklardasın Ben çamlar arasında bir hastane odasında Ciğerimde ince bir hastalık İçimde kapanmak bilmeyen bir yara Ve sanki elimde inadına bir sigara Biliyorum dönmeyeceksin Hatta arkana bile bakmazsın Gün gelir belki bir yuva kurarsın Oğlun olsa benim adımı koyarmısın Gittin Dağ gibi devirip sevdamı ardında Gittin Allaha ısmarladık bile demedin Sazlar çalınır çamlıcanın bahçelerinde O şarkıyı bi daha hiç söylemedim Şimdi elimde bir bardak çay Ve dudağımda buruk bir tebessüm Kendi kendimi üzmemeye söz verdim Ve ben seni hayatımın musalla taşına en yakın yerinde sevdim Israr etmedin kendine beni sev diye Beyaz bulutlar gibi sırtını rüzgarlara verip gittin Bense durdum ve bekledim Ve ben seni hayatımın musalla taşına en yakın yerinde sevdim... Uğur Arslan |
Günahsız Aşk Günahsız Aşk Zamansız gözlerini ufka dikişin var ya Beni benden edişin Hesap vermeden Sormadan Söylemeden sevişin Buğulu gözlerinde Bakışların beni bırakır gider ya Sadece Sadece sen yokken kendime gelişim Umulmadık bir yerinde hayatın Ciğerlerini söküp atarcasına Kalbindekileri haykıracakmış gibi Karşımda duruşun Ve bir kelime bile etmeden Çekip gidişin Ve susuşun var ya Şakağıma dayanmış bir namlunun Tetiğini çekmeyişin Oluk oluk cana hayat veren kanı Şahdamarda kesişin Ve beni benden edişin En yaşanacak zamanında yaşanmamışlıkların Çekip gidişin Ve aşktan ölürken dahi Sevmiyorum deyişin Ve günahsız gidişin Beni günaha sokar ya... Uğur Arslan |
Karagümrük Yanıyor Karagümrük Yanıyor Aslında işin aslı şöyle hakim bey Aslı'yı ilk gördüğüm gün başlıyor işin aslı Aslı birgün benim nacizane kaptan şoförlüğünü yaptığım 56 Chevrolet taksiye biniyor ve "Karagümrük'e" diyor bana Karagümrük o dakika gönlümün başkenti, başımın tacı, ruhumun ilacı oluyor. Delikanlıya yakışmaz, yolculuk esnasında en ufak bir rahatsızlık ya da edepsizlik etmiyorum. Yalnız indiği evi, yolu, sokağı, kapıyı mıh gibi aklıma çakıyorum "Oğlum" diyorum bizim chevrolete "Bu kapıyı unutma Birgün ilk bu kapıda gelin arabası olacaksın" Sorup soruşturup, bulup buluşturup en nihayetinde Aslı'yı istetiyorum. Ama gel gelelim kızın üvey anası kızı bir türlü vermeye yanaşmıyor. İkinci kez istetiyorum. Bu kez üvey abi "bizde taksici esnafına kız yok" diyor Allah'ın hakkı üçtür. "Anam seni de yorduk ama hadi bir kez daha iste" diyorum Kapı anamın yüzüne bir kez daha kapanıyor "Oğlum bu işin aslı yok" diyor. Bakkalın çırağı Osman'ın eline bir mektup sıkıştırıp Aslı'ya gönderiyorum "Kaçar mısın benimle" diyorum "kaçarım" diye cevap yazıyor Mübarek Cuma gününe anlaşıyoruz Hani yalnız gitmeyeyim bizim Rıdvan'ı da çağarayım diyorum Rıdvan beline babadan kalma altıpakları takıp gelmiş "Oğlum Rıdvan bu ne" diyorum."Ne olur ne olmaz abi sen sür" diyor. Sürüyorum Açıl ey Karagümrük ben geliyorum... Karagümrük yanıyor polis beni arıyor Karagümrük yanıyor herkes benden biliyor Ben suçsuzum diyorum kimse beni duymuyor Bunu bir tek sevdiğim bir de allah biliyor Aslı diyorum Aslı ne oluyor Ne oluyor demeye kalmadan polis kapıyı çalıyor Polis kapıyı çalıyor Polis içeri giriyor Memur bey diyorum kız reşit kendi isteğiyle geldi Memur bey "tamam" diyor "kıza bişey dediğimiz yok Ama Karagümrük yanıyor Kızı kaçırmasına kaçırıyorsun da Karagümrük'ü niye yakıyorsun be evladım" Aslı bu ne diyor diyorum Aslı hiçbi şey demiyor Meğer bizim Aslı kaçarken telaşlala yemeği ocakta unutmuş Yemek yanmış tutuşmuş Sonra perdeler tutuşmuş Sonra ev tutuşmuş Sonra karagümrük tutuşmuş Veryansın etmiş bizim üvey kaynana sokaklarda Taksici ramazan kızı kaçırdı mahalleyi de ateşe verdi diye Nihayetinde attılar beni nezarete Tez vakit sonra mahkeme günü geldi Hakim aslıya sordu "Kızım seni bu adamı kaçırdı" "Evet hakim bey" "Mahalleyide bu adamı yaktı" "Ee evet hakim bey" Ne eveti Aslı Nikah kıymıyoruz Aslı Ne eveti Meğer üvey anayla üvey abi baskı yapmışlar evde kıza Evide mahalleyide Ramazan yaktı diyeceksin diye 7 Yıl Bayrampaşa'da geçer geçmesine de Yalandan 7 yıl yatmak 70 yıl gibi delir kanı deliye Birkaç güne kalmadı Koptu kafamın belkayışı Dedim ki kendi kendime Ben buradan kaçarım Gider bu kez harbiden Karagümrük'ü yakarım Şimdi hepiniz merak ediyorsunuz dimi hakim bey Yaptım mı yapmadım mı diye Yaptım Bayrampaşadan kaçtım Önce gidip üvey abisinin Balat'taki kahvesini Daha sonra da üvey annesinin yeni aldığı evi benzin döküp Yaktım Şimdi hakim bey cezam neyse çekerim İçerde de iyi hali bozmam sizi temin ederim 7 Yıl değil 70 yıl bile olsa Paşa paşa yatarım Karagümrük'ü yakarım Sonra girer paşa paşa yatarım hakim bey Paşa paşa yatarım Karagümrük yanıyor polis beni arıyor Karagümrük yanıyor herkes benden biliyor Ben suçsuzum diyorum kimse beni duymuyor Bunu bir tek sevdiğim birde Allah biliyor... Uğur Arslan |
Kavuşursak Biteriz Biz Kavuşursak Biteriz Biz Kavuşursak biteriz biz, Biz mutlu sonlar katiliyiz. Kavuşursak biteriz biz. Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz. Herkesin bildiği bir aşk, Herkesin attığı bir imza Herkes gibi değiliz biz. Belki biraz serseri, Belki biraz deliyiz, Ama kavuşursak biteriz biz. Pervane böceğinin mum alevine sevdası Ateş böceğinin susuzluğuyuz biz Yanar ama su içmeyiz Etrafında döner, ateşle dansederiz. Bize kimseden zarar gelmez, Biz zararı ancak kendi kendimize veririz. Severiz, özleriz, aşktan ölsek kimseye söylemeyiz. Biz artık biz değiliz. Ruhlar kavuşur ve konuşur gökyüzünde bir yerde Ama bedenen kavuşursak biteriz biz. Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz. Onu bilir, onu söyleriz, Kavuşursak biteriz biz. İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz, Dokunursak kanar ellerimiz. Kimselere söylemez gizli gizli severiz Ama kavuşursak biteriz biz. Bir kor var içimizde yanan, Onu küllendiremeyiz. Görüşemeyiz, konuşamayız ve sevişemeyiz. Bir aşk var bizi biz yapan, Kavuşursak biteriz biz. Biz herkes gibi değiliz. İstedeğimiz zaman gelip, İstediğimizde gidemeyiz. Kahve içip, gülüp, konuşup, başbaşa yemek yiyemeyiz. Ne bir filmdeki mutlu son, Ne de göz yumulacak bir kaçamak değiliz biz. Sadece özlemle severiz, Ve kavuşursak biteriz biz. Sevda iki kişinin birbirine aşkı değil artık. Artık her aşk her ağızda sakız. Biz birbirimize aslında her aşıktan daha yakınız. Belki ayrı şehirlerdeyiz, Ama her gece aynı mehtapta buluşur, Yağmur yağarsa, çıkar, Aynı yağmurun altında ıslanırız. Bu aşkı ancak biz biliriz. Şiirleri güvercinlerin kulağına fısıldar, Mektupları suya yazarız. Biz belki ayrıyız, Ama her gün aynı geceyi sabahlarız. Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz. Onu bilir onu söyleriz. Kavuşursak biteriz biz... Uğur Arslan |
Küçüğüm Küçüğüm Aynı sokakta oturuyorduk, adı esrarengiz Herkes onun hakkında farklı şeyler söylerdi Hepsi nedensiz, hepsi sebepsiz Kirli sakalları vardı, kahverengi gözlüğü, kumraldı Ben nefret ederdim ama mahallenin bütün kızları ona hayrandı Bir gün onunla yolda karşılaştık, çok güzel bir yüzü vardı O an kalbimi söküp atasım geldi, çünkü deli gönlüm o an onun aşkıyla alevlendi Artık uyumak yerine sürekli onun evini izliyordum Onunla karşılaşabilmek için akşam saatlerce kapılarda duruyordum Bir akşam onu yolda gördüm, bi dakika bakar mısın dedim Acelem var küçüğüm dedi. Sanki bana aramızdaki yaş farkını hatırlattı Eve gidip ağladım. Ertesi gün eve girdiğini gördüm Hemen gittim ve kapıyı çaldım Açtı, ne var küçüğüm dedi Adımı bile söyleyemedim, sadece seni seviyorum dedim Gülümsedi cevap bile vermedi, evet dedim Ne evet dedi, konuşmadım ve koşarak dışarı çıktım Daha sonrada bir ay boyunca evden çıkmadım Bir gün arkadaşlarla evde otururken, mahalleye sirenler içinde bir ambulans geldi O günü hiç unutmam, ambulanstan alel acele inenler hızla onun evine girdi Bütün mahalle aşağı indik ve seyre daldık Bir kaç dakika sonra onu sedyeyle dışarı çıkardılar Önümden geçerken ben de seni küçüğüm dedi ve gözleini yumdu. Donup kaldım çünkü herkes bana bakıyordu Eve doğru koşmaya başladım, göz yaşlarım durmadan akıyordu Eve vardım, annemler ondan bahsediyordu. Ailesi yokmus, kendi gayretiyle bu yaşa gelmis, okumuş Sevdiği bir kız varmış, ailesi vermeyince kız kaçmış Ama kaçtığı gün ölmüş Bir süre sonra yine sevmiş, ama ne yazık o da ölmüş Kimi sevdiyse ölüm ayırmış, sanki onun sevgisi azrailin ölüm fermanıymış Bazan hiç nedensiz, durup dururken ağlıyormuş Uyurken baş ucunda bir kağıt, bir kalem, birde fotoğraf duruyormuş Bir an önce ölebilmek için sanki dua ediyormuş İntihar edip hastaneyi aramış Polisler evinin duvarında küçüğüm yazısını bulmuşlar Küçüğüm sende ölme, küçüğüm sende ölme yazıyormuş... Uğur Arslan |
Nasihat Nasihat Oğul! İnsanlar vardır; şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Avun oğlum, avun! Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın. Amma; bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgârında savrulur gidersin! Öfken ve nefsin bir olup, aklını yener. Dâimâ sabırlı, sebatlı ve irâdene sâhip olasın. Dünyâ senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler; ancak senin fazîlet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle berâberdir. Bu dünyâda inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Dâimâ açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin, bilme! Sevildiğin yere sık sık gidip gelme ki, itibârın zedelenmesin. Şu üç kişiye acı; câhiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken itibârını kaybedene. Unutma ki, yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücâdeleden korkma. Bilesin ki; atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler! Uğur Arslan |
Satılık Aşk Satılık Aşk Deniz gözleri Ebrulu bakışlı Sevdayı kendine esir eden Omuzu şallı kız. Söyle! Aşkını kaça sattın? Kaç kere görücüye çıktı Uzun saçların Kaç pazarlığa teslim oldun Söyle Kaç kere gerçekten aşık oldun Zaten her şey para olmuş Ve para pul Bir de sen aşkı satsan ne yazar. Çünkü para En kral delikanlıyı bile bozar... Uğur Arslan |
Sen ve Ben Sen ve Ben Herkes dört gözle tatili beklerdi Bense okulların açılmasını, Çünkü seni görmek vardı koridorlarda Ve bana güleceğin günü beklemek. Ben okul bahçesindeki ağaca başharflerimizi Sen gönlüme sevdanın adını yazmıştın, Ben sırama isimlerimizi Sen kalbime ilk aşkı yazmıştın. Senden sonra sana yazdıgım şiirlerden Haberin bile yok Ve yağmur yüzüme vuruyor Ve soğuk Okuldan sonra Her dolma kalem,her lacivert kravat Her beyaz gömlek ve yakalık Ve her 12 Aralık Sen gelirsin aklıma Çocukluk işte,belki de ilk aşk Belki de ilk delilik. Seversin demiştin ya hani bundan sonra da İnan ki o kadar kimseyi sevemedim, Ve o iki kelimeyi senden sonra kimseye Ama kimseye söyleyemedim. Belki hiç olmadın benim için Belki de azdın Ama olsun Ben hep sana şiirler yazdım. Ceketimi ve kravatımı saklıyorum hala Birinin üzerinde tebeşir Birinin üzerinde ayran lekesi Ve sen seviyorum hala Elmayı da, havayı da, suyu da Ve bilmeni istemiyorum hala Sana şiirler yazdığımı, Ve bilmeni istemiyorum bütün bunları Çünkü her şey böyleyken güzel En dokunulmamış,en yaşanmamış Ve en tadılmamış haliyle Bir sahilde elele dolaşılmamış Ve bir kafede çay içilmemiş haliyle, Her şey Böyleyken güzel belki de Ama sen gönlüme sevadanın adını yazmıştın Ben aşkına tutulmuş bir deli candım Sen gönlüme sevdanın adını yazdın Ben aşkına tutulmuş seni ararım... Uğur Arslan |
Seni Yağmurdan Sonra Seveceğim Seni Yağmurdan Sonra Seveceğim Şimdi git Say ki seninle içinden sevda geçen bir türkü söylemedik Say ki gece mektuplarının en güzel aşk şiirlerini Beraber ezberlemedik Say ki sevda trenini kaçırdığım durakta bir süre beraber Bekledik Sen git Ben gelemem bu yürekle Ya da kal Eylül yağmurlarını bekle Seni yağmurdan sonra sevicem Saçlarıma ak düşmemiş halimle Sen yaşlardayken 18'inde, 20'nde Seni yağmurdan sonra sevicem Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle Seni yağmurdan sonra sevicem Aşksız geçen onca yılı yakacağım Sevda aleminde kendi ellerimle Şimdi git Say ki seninle sahildeki çardakta hiç dondurma yemedik Say ki oturup konuştuğun yaşlı ve yabancı bir adamdı Ve sevdadan hiç söz etmedik Say ki hiç gülmedik Aynı şeyleri sevmedik Ve yağmurdan sonra beraber yürümedik Seni, yağmurdan sonra sevicem Kimse bilmiycek, herkesden gizliycem Yağmurdan sonraki toprak kokusu olacak havada Seninle gök kuşağının altından geçicem Seni yağmurdan sonra sevicem Ve seni sevdiğimi kimseye söylemicem Belki bu dünya gözlüyle gördüğüm son yağmur olacak Islak kaldırımlarda sırılsıklam yürüycem Ben seni yağmurdan sonra sevicem Ve bir gün ölürsem, yeşil gözlerinde ölicem... Uğur Arslan |
Son Hıçkırık Son Hıçkırık İlk mektup tadında yazılmalı bir aşkın son satırları sana ilk mektubum saydım belki seni çok özleyeceğim ama bil ki seni hep çok sevdim ve her zaman sevecegim Seni çok seviyorum her zaman sevecegim bin kalbim olsa sana hepsini verecegim bir gün kaparsak gözlerimizi son hıçkırık göklerde buluşturacak bizi Sana bu kez okeyden çaldıgımız taşları degil yüzünün kıblesine okuyamadıgım duaları yazdım ne ezberleyip unuttuğumuz hicaz şarkıları nede zulada söndürdügümüz sigaraları beyaz yalanlarımızın ince hesaplarınıda degil yıllardır içimden sayıkladıklarımı yazdım sana idamimi son dilegine taşıyamadıgım itiraflarımı çaldıgın yıllarımı yazdım bu kez sana içimin en iç yanıgı sakın aglama sen yoklugumuda at pencereden şimdi ve okudugun her satırda yırt beni duvarlara astıgın her asi sitemini tak peşimede gönder hadi içimin acıyan yüzü sakın aglama sen agzımdan her kaçanı ezberle sadece ve söyleyemedigim diğer yalanları bu mektup Allahın emriyle bu mektup sana tüm hasretimi Seni çok seviyorum her zaman sevecegim bir kalbim olsa sana hepsini verecegim bir gün kaparsak gözlerimizi son hıçkırık göklerde buluşturacak bizi Tıpkı gözlerinin renginde mürekkebim satırların bahtımın karalıgında kaybedilmiş bütün savaşlarım adına yenilmişligimin mahçup cesaretine sıgınıpta sensizlige ve hep sezsizlige biriktirdiklerimi içimde dagları deviren izleri yazdım sana bir gün bu hikayeninde bitecegi aslında hep aklımda sana veremedigim bütün sözler artık son satırlarımda içimin en iç yanıgı bendeki bir enkaz yıgını senin terk etmenin bile başkaydı tadı sana hasretlenmek zaten bana bir baht baksana bu ayrılık ikimizede çok yakıştı içimin acıyan yüzü sakın aglama sen bende ki bir ayrılıgın hüznü sende kaybetmişligin acı telaşı inan senin ki çabuk geçer ama benim ayrılıgım kim bilir kim bilir kaç ömür sürer Bir gün kaparsak gözlerimizi son hıçkırık göklerde buluşturacak bizi... Uğur Arslan |
Urfanın Etrafı Dumanlı Dağlar Urfanın Etrafı Dumanlı Dağlar Urfanın etrafı dumanlı dağlar Yüreğim yanıyor aney İçerim ağlar Urfanın etrafı dumanlı dağlar O dumanlar içimi kaplar Gezme ceylan bu dağlarda Seni vururlar Seni vuran kurşun benim yüreğim dağlar Ve sevdam karalar bağlar Urfalı Ayağı kabaralı kunduralı Benim sevdiğim başkasının gelini Bu değildir sevdamın bedeli Ağa kızı paşa kızı Beni hor mu görürsün Kır atının üstünde gurbete mi yürürsün Yakışmadı ihanet edişin Yakışmadı ihanet edişin ve gidişin Bir yiğidi bırakıyorsun ardında giderken Yaralı bir yiğidi Can çekişen kır at gibi Bu yiğidi vurmalı Keremi aslı yaktı Beni de sen urfalı Göresim gelir kör olduğumu ve ölesim Dumanlı dağlarda vurasım gelir kendimi Yada mecnun olasım Ağa kızı paşa kızı Ele gelin giderken bu yiğidi vurmalı Ferhatı şirin yaktı Beni de sen urfalı Urfalı Ayağı kabaralı kunduralı Benim sevdiğim başkasının gelini Bu değildir sevdamın bedeli İbrahimi yakan ateşler var içimde Fıratın suyu az gelir Urfanın etrafı dumanlı dağlar O dumanlar içimi kaplar Durma ceylan bu dağlarda durma seni vururlar Seni vuran kurşun benim yüreğim dağlar Ve sevdam karalar bağlar Yakışmadı ihanet edişin Yakışmadı ihanet edişin ve gidişin Bir yiğidi bırakıyorsun ardında giderken Yaralı bir yiğidi Keremi aslı yaktı beni de sen urfalı Urfalı Başında al duvağı Ayağı kabaralı kunduralı Gel vur gitmeden Gitmeden bu yiğidi vurmalı Ferhatı şirin yaktı Beni de sen beni de sen urfalı... Uğur Arslan |
Yıldız Gözlüm Yıldız Gözlüm Bu kez anlından öpüyorum Gidiyorum iki gözüm Neden diye sormazsın biliyorum Seni bu yüzden seviyorum Gece uyurken açık olmasın üstün Ayaza meydan okuma kalın giyin Kendi gider hatırası kalır Evladiyelik değil aşk dediğin Kirli sakallarımı sevdiğin günden beri Hasat mevsimi gelmedi yüzüme Ayrılık ensemizden hiç inmedi Ellerimse başka ele değmedi Sana benden yalan yok bilirsin Anlım açık gül yüzlüm Hadi sil göz yaşlarını Ve hakkını helal et yıldız gözlüm (Yıldız Tilbe) Yar yar benim için ağlama Bana o koyar Gördüğümüz günler gezdiğimiz yollar Yakama yapışırda hesap sorar Yar yar benim için ağlama Bana o koyar Gezdiğimiz yerler gördüğümüz günler Yakama yapışırda hesap sorar... Ne bir ölüm ayırıyor bizi nede bir celse Sadece gidiyorum Onurum elimde gururum cebimde Ve seni şimdiden özlüyorum Sen şimdi bensiz akşamları sineye çekersin Gizli gizli ağlarsın biliyorum Kimseye yokluğumu hissettirmessin Seni bu yüzden seviyorum Paramız olacaktı ve boy boy çocuklarımız Şimdiyse gidiyorum Zenginlik hayallerimi fukaralara Baba olabilme özlemlerimi yetimlere bırakıyorum Bunlar hem vasiyetim hem son sözüm Anlım açık gül yüzlüm Hadi sende sil gözyaşlarını Ve hakkını helal et yıldız gözlüm (Yıldız Tilbe) Yar yar benim için ağlama Bana o koyar Gördüğümüz günler gezdiğimiz yollar Yakama yapışırda hesap sorar Yar yar benim için ağlama Bana o koyar Gezdiğimiz yerler gördüğümüz günler Yakama yapışırda hesap sorar... Uğur Arslan |
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:42 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2