![]() |
İşte Geldik Gidiyoruz İşte Geldik Gidiyoruz Bir çiviyi çakar gibi Vura vura günlere Dört nala gidiyoruz Bizi bekleyen yere Halimize şükran mı isyan mı etmeli? Bütün ömür bir rüyaysa uyanıp kalkmamalımı İşte geldik gidiyoruz Bilinmez bir diyara Eskiden karpuz idik şimdi döndük biz hıyara Bir ayvayı dişler gibi Isır ısır ömrümüzü Bir girdapta dönüyoruz Yaşamadan günümüzü Deli gibi kutluyoruz yılbaşı doğum günümüzü Doğumada ölümede Çiçekler yolluyoruz... Cem Karaca |
Kahya Yahya Kahya Yahya Diskoteğin önünde kahya durmuş Araba plakasından fallar tutmuşum Şu İstanbul şehrinden neler ummuşum Ummuşumda sadece yutkunmuşum İçeri giren sarı kız bana baksaydı Baksaydı da bana bana benim olsaydı Dur be oğlum kahya yahya gel haddini bil Sen kahyasın kahya gibi kahyalığını bil İçeri giren sarı kız bana bakmaz ki Baksa bile bana bana benim olmaz ki Olmaz olmaz bilirim ben kahya yahya O kimbilir neyin nesi ben kahya yahya... Cem Karaca |
Kalender Kalender Soğuk demir gölgesi parmaklıkların Üşer Malta taşlarına Ağır demir acımasız kapanır Mapusane akşamlarına Aldırma be Kalender bu da geçer Geçer ama birader deler de geçer... Cem Karaca |
Karabağ Karabağ Karabağda talan var Ak gerdana saldıran var Genirsen durun gedim Gözü yolda kalan var Şeyh Ahmet Yesevi'nin yaktığı ateş Ateş değil sanki şerbet iç dolu Binbir nakış söyler yerde kilimler Ata yurttan balkana ille Anadolu Bu asla bir turan değil muhteşem bir tufandır Kavuşan elalem değil can ile canandır Şimdi türkü söylemenin işte tam zamanıdır İki gözüm bu işin yok sağı solu.. Cem Karaca |
Karadut Karadut Karadutum çatalkaram çingenem Nar tanem nur tanem bir tanem Ağaç isem dalımsın salkım saçak Petek isen balımsın ağulum Günahımsın vebalimsin Dili mercan dizi mercan dişi mercan Yoluna bir can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Karadutum çatalkaram çingenem Daha nem olacaktın be bidanem Gülen ayvam ağlayan narımsın Kadınım kısrağım karımsın... Cem Karaca |
Karam Karam Çarpmış Paramparça etmiş Kara sütü kara sevdayla seni Ve kara memelerinde dişleri asi Karadır upuzun yattığın gece. Felek ah çektirir (ettirir) boynun kıl ince Cihanlar çocuklar kuşlar içinde Sızlar bir yerlerin Adsız ve kayıp Sızlar usul usul dargın Ve kan tadında bir konca Damıtır kendi mısralarınca De be aslan karam De yiğit karam Hangi kalemin yazısı Zorlu yazısı Belanda Anadan doğma nişan mı Sütlü barut damgası mı Bir gece parçasımı kaburgandaki Kız kakülü ne hal eylermiş teni Ellerin deli hoyrat Ellerin susuz yangın Ellerin oooy alarga.... De be aslan karam De yiğit karam Hangi güzelin diş yeri Mavi diş yeri Sevdanda Vurmuş Demirlerin çapraz gölgesi Alnın galip ve serin Künyen çizeleli kaç yıldız uçtu Kaç ayva sarardı kaç kız sevişti Gelmemiş kimselerin De be aslan karam De yiğit karam Hangi zehirin meltemi Saran meltemi Hülyanda Hakikatli dostun muydu Can koyduğun ustanmıydı Bir uyumaz hasmınmıydı Ooof de bunlar olsun muydu De be aslan karam De yiğit karam Hangi kahpenin hançeri Saklı hançeri Yaranda... Cem Karaca |
Kendim Ettim Kendim Buldum Kendim Ettim Kendim Buldum Karadır şu bahtım kara sözüm kâr etmiyor yâra Karadır şu bahtım kara sözüm kâr etmiyor yâra Yaktın yüreğimi nare eyvah eyvah eyvah ey... Kendim ettim kendim buldum kendim ettim kendim buldum Gül gibi sarardım soldum eyvah eyvah eyvah ey... Kendim ettim kendim buldum kendim ettim kendim buldum Gül gibi sarardım soldum eyvah eyvah eyvah ey... Bilmez yar halımdan bilmez akar gözyaşlarım dinmez Bir kere yüzüme gülmez eyvah eyvah eyvah ey... Kendim ettim kendim buldum kendim ettim kendim buldum Gül gibi sarardım soldum eyvah eyvah eyvah ey Kendim ettim kendim buldum kendim ettim kendim buldum Gül gibi sarardım soldum eyvah eyvah eyvah... Cem Karaca |
Kerkük Zindanı Kerkük Zindanı Kerküğün zindanına attılar beni Mazlumlar sürüsüne kattılar beni Bir yanım dağladılar ateşle annem Ne suçum ne günahım yaktılar beni Türkmen obalarından göçen anneler Ne yuvaları kalmış ne de haneler Gökkubbeyi sarsar mazlum feryadım Elbette birgün güler bize seneler... Cem Karaca |
Lümüne Lümüne Odam kireç tutmuyor Kumunu karmayınca Sevda baştan gitmiyor Soyunup yatmayınca Oy Lümüne Oy Lümüne Can Lümüne Odam kireçtir benim Yüzüm güleçtir benim Soyunda gir yanıma Terim ilaçtır benim Oy Lümüne Oy Lümüne Can Lümüne Odamı kireç eyle Gel bana ilaç eyle Yandım aşkın elinden Yüzüme güleç eyle Oy Lümüne Can Lümüne... Cem Karaca |
Mehmet'e Ağıt Mehmet'e Ağıt Hem okudum hem de yazdım Yalan dünya senden bezdim oy Dağlar otağını gezdim Yitem yavrum bulunur mu Bak şu kaşa bak şu göze Mehmetimi bir top beze Saran dünya değil misin El veriyor el veriyor Ortadirek bel veriyor Döndüm baktım sağ yanıma Mehmetim can veriyor... Cem Karaca |
Money Money Money Money Mani mani din kitap Allah kelam Bitir işi dön köşeyi vesselam Doğum mani ebe mani ölünce imam mani Ana mani baba mani ölünce miras mani Mani mani din Bitir işi Mani mani gül mani ağla mani Hem ğla hem dumanı bağla mani Ahlak mani haya mani keyifte keder mani Irz mani namus mani herkese peder mani Mani mani din Bitir işi Mani mani seni sevmeyen ölsün Ölmez ise sürüm sürüm sürünsün Sürünmekte ders olmazsa şaşkına Zor iş ama uzun uzun düşünsün... Cem Karaca |
Muhtar Muhtar Dostluğun adını saklı koymuşlar Yazın beni yoğa gayrı Kendim vazgeçtim ben kendimden Yazın beni yoğa gayrı Yalanmış yarimin yeminleri Dul çıktı şu şehir gelinleri Kararmış dostlarımın elleri Yazın beni yoğa gayrı Ne malın var ne de mülkün babadan Seni bulduk mutluluğu biz yaradan Kara yazmış yazımızı yaradan Yazın beni yoğa gayrı Ne zor imiş be ey muhtar ah unutmak Dost elinden yaralanıp vurulmak Bundan sonra haram bize yaşamak Yazın beni yoğa gayrı... Cem Karaca |
Mutlaka Yavrum Mutlaka Yavrum Biz görmedik sen görürsün, Yavrum yavrum yavrum yavrum, Didişmeden geçen bir gün mutlaka, Yalansız dolansız bir dünyayı, Yavrum yavrum, Kuramadık kurarsınız mutlaka, Boşa harcandı beni yıllarım, Boşa geçen yıllarıma yanarım, Affet beni ne olur yalvarırım, Yavrum yavrum yavrum yavrum, Yarın senin ellerinde güzel bu... Biz görmedik sen görürsün, Yavrum,yavrum,yavrum,yavrum Daha mutlu türkiyemi mutlaka, Kulun kula kul olmadı, Bir yarık, Yavrum yavrum yavrum yavrum, Kuramadık kurarsınız mutlaka, İliminle,kitabınla,aklınla, Ellerinle,dişinle,tırnağınla İnsan olmanın verdiği onurla, Yavrum yavrum yavrum yavrum Yüreğinle vur yarını güzel bu... Cem Karaca |
Namus Belası Namus Belası Düştüm mapus damlarına öğüt veren bol olur Toplasam o öğütleri burdan köye yol olur Ana baba bacı kardaş dar günümde el olur Namus belasına kardaş döktüğümüz kan bizim Hep bir halli Turhalliyiz biz bize benzeriz Yüz bin kere tövbe eder gene şarap içeriz At bizim avrat bizim silah bizim şan bizim Namus belasına kardaş yatarız zindan bizim Kız gelinim şuna boylum doyamadan biz bize Besmeleyle yüzün açıp oturmadan diz dize Almış götürmüşler seni çökertmişler ıssıza Namus belasına kardaş kıydığimız can bizim Ağam kurban beyim kurban hallarimi eyledim Ne bir eksik ne bir fazla hepsi tamam söyledim Kır kalemi kes cezamı yaşamayı neyleyim Namus belasına kardaş verdiğimiz can bizim... Cem Karaca |
Niksar Niksar Kalenin bedenleri yar yar yandım Koyverin gidenleri oy oy İpek bürük bürünmüş yar yar yandım Niksarın gelinleri canım Kalede biri yol yar yar yandım Çağırsan dönüyorum canım benim oy Kuruduk kibrit oldum yar yar yandım Üflesem sönüyorum canım canım benim canım Entarisi aktandır yar yar yandım Ne gelirse haktandır vay vay gardaş vay Benzimin sarılığı hergün ağlamaktandır Hem de ağlamaktandır yar yar... Cem Karaca |
Niyazi Köfteler Niyazi Köfteler Üzgünüm dedi I am sorry Duck Donald'ın hambur işi köftesi Oh Yeah Pazar payı Bundan sonra If you cat yersen yani Oh Yeah Fift fift okey mi İnegöl işi Ve sultanahmet Ve Rumeli yani yerli malı köfteler Vah vah İşler kesat Örgütlenmeli Yola düşüp Ankara'lara gitmeli eyvah Ekonomi liberal hay Allah Hamburger go home Yaşasın köfteler Bütün köftecileri Türkiye'nin Birleşsin Yallah İyi olur inşallah Netice hatice Köfteler niyazi Yani ne şehit ne de gazi Eyvah Burger oldu köfteler Maşallah Cem Karaca |
Nöbetçinin Türküsü Nöbetçinin Türküsü Bana yazdığın son mektubun Ucunu bu sefer bilerek yakmamışsın Şehre gitmeye karar verdiğini söylüyorsun Sen bilirsin Verdiğin bu kararın sen farkına varmamışsın Nöbette geceleyin Ses geliyor dağlardan Artık bir dönüşün Yok düştüğün o yollardan Yar beni o yar beni İlle de yar o yar beni Dağdan gelen ses değil Mezara yar koyar beni Şehirler güler ama Kurt gibi kapar seni Hayat güzeldir ama Sermaye yapar seni Nöbette geceleyin Ses geliyor dağlardan Artık bir dönüşün yok Düştüğün o yollardan Yar beni o yar beni İlle de yar o yar beni Dağdan gelen ses değil Mezara yar koyar beni Seni affedemem ki Çektin gittin Yoz ldun Seni yar diyemem ki Dile düştün söz oldu Nöbette geceleyin Ses geliyor dağlardan Artık bir dönüşün yok Düştüğün o yollardan Yar beni o yar beni İlle de yar o yar beni Dağdan gelen ses değil Mezara yar koyar beni... Cem Karaca |
O Leyli O Leyli Dinleyelim dağ başında figanı Güzelim ne demiş o leyli leyli İkimizde oturalım dizbe diz Bir de hu çekelim hu leyli leyli Felek çakmağımı üstüme çaktı Beni bir onulmaz derde bıraktı Vücudum kendini ateşe attı Yandım ateşine su leyli leyli Felek çakmağını eyledi çengel Yare varam diyom komuyor engel Ölürsem sevgilim üstüme sen gel Gözün yaşın ile yu leyli leyli Daim dilimizde hakkın kelamı Uğra dost yanına eyle selamı İsmimi sorarsa da Emrah adı Daim aklınızda o leyli leyli... Cem Karaca |
Obur Dünya Obur Dünya Tatlıdır içilir suyu Kimseye benzemez huyu Nice muhlis akarsuyu Yedin yine doymadın mı? Seni okuyup yazanı Yunus gibi bir ozanı Koskocaman pir sultan'ı Yedin yine doymadın mı? Hacı bektaş-ı veli'yi İmam hasan hüseyin'i O mübarek mevlana'yı Yedin yine doymadın mı? Fani kurmuşsun temeli Bilmem sana ne demeli Koca mustafa kemal'i Yedin yine doymadın mı? Dünya dünya yalan dünya Karnı büyük obur dünya Yedin yine doymadın mı? Cem Karaca |
Oğlum'a Oğlum'a Gam keder elem tasa gurbet hasret dertler geçer gider elbet Bir merhaba acı kahve hatır sorma ve dostluklar yaşar elbet Sımsıkı sev sen sevmeyi Bazen almadan da vermeyi İstanbul şehri malın olsa Ölümden öteye köy yok ya Gün olur devran döner akar seller kalır kumlar kavuşuruz Eser yeller yağar karlar gelir bahar açar güller koklaşırız Sultan Süleyman'a kalmamış Ha babam dönen şu dünya Babanın tapulu malı olsa Kefenin cebinde yer yok ya Papazın eşşeğini kovala dur Ali'nin külahını Veliye uydur Aldat dur aldan dur Oğlum hayat bu mudur İşte ağaç işte deniz işte toprak işte hayat bu dur oğlum İşte eller işte gayret işte ekmek işte hayat budur oğlum Başını dik tut hiç eğme sen Aklına ve yüreğine güven Çağını bil çağına yakış Güzelliklerle yarış... Cem Karaca |
Oh Be! Oh Be! Şu adadan şu bodruma yüzesim gelir Yüzsem de çıkamam ki of be Kuş olup ta o yakaya uçasım gelir Uçsamda konamam ki of be Geceleri ben adadan Bodruma bakardım Işıkları ben görürdüm of be Türküleri ben koklardım gökyüzünü ben dinlerdim Ve de nasıl özlerdim of be Ben döneksem döndüm diye memleketime Döndüm baba döndüm işte oh be... Cem Karaca |
Oy Babo Oy Babo Elim kolum kelepçeli Ay babo oy babo Koltuk yumuşak ağa deli Vay babo vay babo İnsan olda ilme eğil İnsan gibi her şeyi bil Vezir olan şehir değil Köy babo köy Cehalet aklım uçurdu Beni yerlere geçirdi Muhtar anamı kaçındı Ihıy babo ıhıy gayrı Bu böyle gide gide Yerimiz yoktur dünyada Kimi hoca kimi dede Say say say Yıkılacak yanlış giden Bu işin bedeli neden İnsanı insan eden huy babo huy Huy babo huy Gel mahsuni ağlayalım Yönü dosta bağlayalım Dövdün bari ağlayayım Oy babo oy Vay babo vay... Cem Karaca |
Ölüm Ölüm Ölüm bana sırıtarak gel Ölümü öp n’olur Yüzünde,o tanıdık riyakarlık Çünkü nice dost dediklerim, Sarılıp öptüklerim, Suratlarında aynı eda Ve sahtekarlık... Elbette haksın, haktan gelirsin Kimi gördük ki, Dünyaya kazık kakmış da kalmış Heykelin bile dikilse Sen öldükten sonra Bakarsın tepene kuşlar kakalmış... Cahar atıp şeş oynasam Gene yenersin beni Ölüm bana gülerek gel Ölümü öp n’olur Sırtımdan vurdurma beni Alnıma sık kurşunu Karşıma geç,yüzüme bak ve Öttür baykuşunu... Beni sordun mu ölüm İkiz kardeşin doğuma Bağlayan ne çözen ne Bu hayat denen düğümü Kimi havyar yerken Kimi soğan cücüğünü Üç beş arşın beze sarar Öyle gidersin... Cem Karaca |
Ömrüm Ömrüm Sendelesen bile bazı yürümük var ya Oh ne rahat deyi verip yayılmak varken Kim demiş köşe başında tezgah kurmuşlar Düşmüş işportalara sevdan gibi sevdalar Doğuştaki o dehşetli güzellik bile Nereden gözlersen gözle Dolu dolu gözyaşı ile kan ile terle Değil mi ömrüm Elalemdir neler derler yaşamak var ya Öküz altında buzağı aranırlarken O ki bir an için tuz basılır yaralara Hasretlerden süzülünür sevda gibi sevdalar... Cem Karaca |
Peynir Gemisi Peynir Gemisi Laf ile peynir gemisi Yürür mü a canım yürür mü Öküz altında buzağı Büyür mü a canım büyür mü Eşme eşeleme toz olur Deşme deşeleme söz olur Gelen ağam giden paşam Ver şu ineği bende sağam Alan razı satan razı Yok mu eden doğru kelam Ne sihirdir ne keramet El çabukluğu marifet Sabrın sonuda selamet Doğdun sabret ölürsün sabret Bağdattan geri dönmez mi Yapılırsa yanlış hesap Bağdat'ı bilmem çarşıya Uymuyor evdeki hesap Suya gider susuz gelir Bankalardan faiz gelir Bu değirmenin suyu nerden Nerden akar nerden gelir Karacam olma avanak Çuvala sığıyor mızrak Dön önüne haline bak Bir mum alda derdine yak... Cem Karaca |
Raptiye Rap Rap Raptiye Rap Rap Hanimini hüppen denzigi banna rap rap Kefeşle tayyüş illede kıtmir rap rap Alavere dalavere kim ala da kim vere rap rap Köşeleri möşeleri dön baba dönelim rap rap Raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap N'aber nitekim gene geldi şapka rap rap Ben sana hayran Sen cama tırman Yok içmeye bir şişe bile ayran Nene gerek senin taht-ı revan Maaşla gırtlak gırtlak gırtlağa rap rap Bir de kitap okuyor bakın şu çatlağa rap rap Liberal, miberal malı kap,götür al rap rap Eriyor liralar mark al dolar al rap rap Bul bir kaşalot toriğini işlet rap rap Üç koy beş al üçünüde beşlet rap rap Raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap N'aber nitekim gene geldi şapka rap rap Üf baba bu ne be fotoğraf makinesi U, a, u, a, u, a Lambada markası Ben sana hayran Sen cama tırman Şarkıyı burda yasaklasak da mı saklasak Oh george Şarkıyı yoksa yasaklamasak da mı saklasak Oh george... Cem Karaca |
Resimdeki Gözyaşları Resimdeki Gözyaşları Birgün belki hayattan Geçmişteki günlerden Bir teselli ararsın Bak o zaman resmime Gör akan o yaşları Benden sana son kalan Bir küçük resim şimdi Cevap veremez ama Ağlar yalnızlığına Ve işte arda kalan Bir avuç anı şimdi Koyup da bir başına Bırakıp gittin beni Sen yalnız değilsin Biliyorum neredesin Bu üzerdi beni Yaşasaydın ve görseydin Birgün belki hayattan Geçmişteki günlerden Bir teselli arasın Bak o zaman resmime Gör akan o yaşları Cem Karaca |
Safinaz Safinaz Gün doğmadan uyandı kapıcı Kasım Arandıda yaktı ilk Bafrasını Sonra kalktı yaktı kaloriferi Dışarda yaman bir ayaz vardı Asiye karısı kızı Safinaz Uyuyorlardı sessiz upuzun Dün bütün gün on numarada çamaşırdaydılar Ellerin kirini yuğmaktan yorgun Yeni bir gün diye düşünmedi ki Değişik ne olacaktı ki Onca daire onca merdiven Bakkala git ekmek al çöp dök çöp Yaktı ocağı çayı demledi Sonrada kaldırdı Asiyesini Ben çıkıyorum dedi siparişlere Gecikmesin kızı uyandır dedi Asiye kadın zorla yekindi Of dedi bir of anam anam Kızım Safinaz kalk okul vakti Daha çok uykum var uykum var anam Güz günü dökülen yapraklar gibi Öyle farksızca geçerken yıllar Asiye temizlikte Kasım ın çıkta Safinaz orta ikiye başlar. Okusun tek taş çekerim sırtımda Okusun kul olmasın ellere diyen Kasım Geçikçe sınıfları Safinaz yıl sonunda Kasılıyordu kapıcı Kasım kasım kasım Herşeyin fiaı artıyordu ancak Et, süt, bez, tuz vede yakacak Ve kitap ve defter ve kalem ve açacak Artmayan tek şey aylığıydı Kasımın Artmayan tek şey aylığıydı ancak Fiyatlar artıyordu Kasımın ücreti sabit Fiyatlar artıyordu Safinaz okuyordu Safinazın okuduğu kitaplar yazıyordu Bir doktorun işçiden şerefli olduğunu Fiatlar artıyordu Kasımın ücreti sabit Kasımın ücreti fiatlara yetmiyordu Birkaç ay daha dişini sıktı kapıcı Kasım Safinaz artık okula gidemiyordu Mecburdu artık Safinazda çalışmaya Aile bütçesine katkıda bulunmaya Okul önlüklerini ağlayarak çıkardı Daha ondördünde fabrikaya başladı Safinaz Gine erken kalkıyordu Safinaz sabahları Her sabah geçerek o aynı sokakları Kendi gibi insanlarla doldurup fabrikaları Kendi gibilerine satıyorlardı yaptıkları malları Safinaz ondördünde at gibi çalışıyor Sendika yok sigorta yok iş güvenliğide yok Safinaz haftasonları sinemaya gidiyor Bekliyor o filmlerdeki o zengin bey çocuğunu Kendinden büyük kızlar kuaföre gidiyor Hafta sonları boyalar sürüyorlar yüzlerine Pazartesileri localardan söz ediyorlar Safinaz anlamadan bakıyor yüzlerine Safinaz fotoroman okuyor Safinaz kupon kesiyor Babası kader diyor piyango bileti alıyor Günden güne yaşlanıyor dertleniyor anası Safinaz eve erken gelmekten sıkılıyor O aybaşı aylığından pudra aldı kendine Bir çift uzun çorap topuklu ayakkabı Pudrayı sürüp sürüp aynadan baktı yüzüne Ve o hafta sonu eve biraz daha geç geldi 'Bir emeklinin oğluyum adım Niyazi Jön Niyazi de derler dostlar sağolsun Lise sondan terk okul durumum Fabrikada muhasebeye takılıyorum Peder sağolsun levazımcıydı Çok dostları vardı o zamanlardan Eskiden yağ tüccarıymış şimdiki patron Babamın dostuymuş o zamanlardan Okulda çok çaktım matematikten Şimdi matematikten buluyorum yolumu Ne biçim dünya bu dinine yandığım Aç bir ufak daha kafamızı bulalım Ha onu diyordum abiler adım Niyazi, Jön Niyazide derler dostlar sağolsun Geçenlerde bir yavru düştü fabrikaya mmm fıstık gibi ama adı biraz fazla Aysel değil Canan değil ya. Safinaz. Hoş hepsi naz olsa ne yazar Geçenlerde karşılaştık iş çıkışında çaktım beykozu dedim. Haftasonu ha anlarsınya.....' Bir kutu pudra sürmüş çıktıda geldi. Keh Keh Keh Keh. Aylardan Ramazan Teravih sonrası Namazdan dönene dek bekledi karısı Gelince Kasım usul usul dokandı Bu kızda bir haller var dedi Asiye Kasım irkildi 'Nola dedi' nolabilirki? Asiye sustu başını öne eğdi Sonrada fısıldar gibi konuştu Asiye Dün gece sayıklıyordu 'Yapma Niyazi Kasım dellendi fırladı yerinden Tutup dövdü kızı Allah yarattı demeden Hiç ağlamadı Safinaz öylece baktı babasına O akşam çıktı gitti ve bir daha eve hiç dönmedi Baba evinden çıkıp gitmek kurtuluş mu kurtuluş mu? Düşündün mü bu yolun sonu düzlük mü ya yokuş mu? Varacağın en son nokta doğru mu yanlış mı? Nereye Safinaz? Niyazi'den hayır umma ilaçsız bir kele benzer Fabrikadaki yömiyen söylesene neye yeter Bak duruyor hususiler el ediyor cici beyler Nereye Safinaz? Genelevde sermayesin patron alır kazancını Dostun kumarda kaybeder senden çıkarır hıncını Yıllar geçer sen çökersin dilenirsin aç avcunu nereye Nereye Safinaz? Bazen şansın yaver gider biri çıkar evlenirsin Bazen açarsın gözünü bir genelev işletirsin Söylesenize Safinazlar bütün bunlar kurtuluş mu? Kurtuluş nerede Nerede safinaz Onbinlerce safinaz Kurtuluş nerede? Cem Karaca |
Sahibi Geldi Sahibi Geldi O gözlüklerinin arkasından bakıp niçin ağlıyorsun Nerde o eski İstanbul diye hayıflanıyorsun Vallahi zor iş doğup büyüdüğün bu şehirde Dımdızlak bir yabancı gibi kalmak Bir tabureye tüneyip akşamları kadehlerde boğulmak Lakerda kokmuyor artık İstanbul şehri Paskalya yumurtası bile yok şart mı ki O eski bostanlar ağzına kadar blok apartman şimdi Seninse dikili bir ağacın bile yok Kaçırılan bir trenin ardından koşup Yetişmeye takatin yok Bir yeni sahibi var artık bu şehrin anlasana Kimselerden korkusu yok Duvara astığın o çorapların sahibi geldi Altına aldığın o kilimlerin sahibi geldi Kıro keko hırbo zonta maganda Kıro keko hırbo zonta maganda -Ah ah nerede o eski İstanbul -O eski Kalamış o boğaz o güzelim sahiller -Vallahi haklısın azizim Halk sahilleri doldurdu vatandaş denize giremiyor -Kültürsüzlük canım nolacak bir sürü köylü işte -Kızım koş sular geldi sular gözünüz aydın ayol Kes lan Sen ülkedeki halkım savaştaki askerim Ekinim ve ekmeğimsin. Sen üretenimsin Birisi söylemişti hatta bir zamanlar sen efendimsin Ve bu bizans eskisi şehir Ve bu bizans eskisi utansın kendi kimliksizliklerinden Siz uğruna neler çektiklerimiz Bana göre vallahi hoşgeldiniz... Cem Karaca |
Sakın Dönme Sakın Dönme Sakın Dönme Madem ki gittin, Dönmesen de olur Hatta hiç dönmesen, Çok daha iyi olur Madem ki çektin gittin, Gelmesen de olur Giderken,beynindeki o gri hücreler Neyi emretti bilemem ki Şimdi,ince pişmanlıklar artık Fayda getirmez Dedim ya,hiç dönmesen daha iyi olur... Sakın dönme,sakın dönme Kalbimdeki bıraktığın yeri yıkma Gitmek çok kolay,lakin dönmek acıdır Hatta utanç verici... Yakıştıramam sana ben utançları Olsa olsa usançtır yaşadığın Usanmasan benden,gidermiydin Gidermiydin söyle Ama çektin gittin,sakın dönme Bağışlamak allah'ın işi Seni ben nasıl bağışlayabilirim ki Yaşım geldi vurdu geçti artık Çoktan elliyi Sakın ha sakın ha... Cem Karaca |
Sen Duymadın Sen Duymadın Şeker ezdim sana Bal süzdüm Yüreğimden mısra çektim Şiir düzdüm Bir fısıltıya hapsettim Bütün çığlıklarımı Gel dedim. Bir yer duydu Bir gök duydu Su duydu Sen duymadın Vazoya çiçek koydum Mum yaktım Işıkları söndürüp Resmine baktım Gözlerine esir ettim Tepeden tırnağımı Al dedim... Cem Karaca |
Sen Seni Bil Sen Seni Bil Değişmeyen tek şey var Değişmenin kendisi Sen seni bil sen seni Sen seni bil sen seni bil Sen seni bilmezsen patlatırlar enseni Ne canım demek ayıp ne aşık olmak Ayıp olan korkupta sevmeden saymak Ne erkek olmak hüner ne de kadın olmak Vallahi çok zor değil sırf insan olmak İnsan olda sor kendini ara kendini Sen seni bil sen seni bil canım sen sen seni... Cem Karaca |
Sende Başını Alıp Gitme Sende Başını Alıp Gitme Ben suyumu kazandım da içtim. Ekmeğimi böldüm de yedim. Alkışı duydum, ihaneti gördüm. Sesim de oldu, sessizliğimde. Seviştiğimde oldu benim. Sende başını alıp gitme ne olur. ne olur tut ellerimi. Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar, Hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar. Sende başını alıp gitme ne olur. ne olur tut ellerimi. Ne olur... Cem Karaca |
Sevda Kuşun Kanadında Sevda Kuşun Kanadında Dağbaşında rastladım aksakallı birisine Bin yıllık bir halıya bin yıldan beri Bağdaş kurmuş bir çınar gibiydi Sordum ona "Aşk ne ustam hayatın sırrı ne, Tepeden tırnağa aşığım ben Ve koskoca bir hayat var önümde?" Sevda kuşun kanadında Ürkütürsen tutamazsın Ökse ile sapanla vurursun da saramazsın Hayat sırrının suyunu Çeşmelerden bulamazsın Ansızın bir deli çaydan içersin de kanamazsın... Cem Karaca |
Suskunluk Suskunluk Susmuştuk Susamıştık Suya gitmiştik suya Suyu aradık Suyu bulduk Suyu tutmak istedik Suyun başı tutulmuştu Oy ninem oy Suyun başındaydık Susuyorduk Susmuştuk, susamıştık Suyun başı tutulmuştu Oy ninem oy Suyu gittik Susuz geldik Susuyoruz hala... Cem Karaca |
Şah Mat mı Padişah mı ? Şah Mat mı Padişah mı ? Şah mat mı Padişah mı ? Şirler bile pence-i kahrımda Olurken lerzan Beni bir gözleri ahuya zebun ettin felek Kırklar meydanına vardım Gel beri ey can dediler İzzet ile selam verdim Gir işte meydan dediler Kırklar bir yerde durdular Otur deyi yer verdiler Meydana sofra kurdular Lokmamıza ban dediler Düşme dünya minnetine Talip ol hak hazretine Ab-ı kevser şerbetine Parmağını ban dediler Gördüğünü gözün ile Beyan etme sözün ile Neden sonra bizim ile Olursun mihman dediler Şah hatıyı konmuş burda Tazece uğramış derde Mürşitten açılır perde ... Cem Karaca |
Şeyh Bedreddin Destanı Şeyh Bedreddin Destanı Sıcaktı, Sıcak. Sapı kanlı, demiri kör bir bıçaktı Sıcak Sıcaktı. Bulutlar doluydular, Bulutlar boşanacak Boşanacaktı. O kımıldanmadan baktı, Kayalardan İki gözü iki kartal gibi indi ovaya. Orda en yumuşak, en sert En tutumlu, en cömert, En seven, En büyük, en güzel kadın; Toprak nerdeyse doğuracak doğuracaktı. Sıcaktı. Baktı Karaburun Dağlarından O Baktı bu toprağın sonundaki ufka çatarak kaşlarını; Kırlarda çocuk başlarını kanlı gelincikler gibi koparıp, Çırılçıplak çığlıkları sürükleyip peşinde, Bes tuğlu bir yangın geliyordu karşıdan ufku sarıp. Bu gelen Şehzade Murat'tı Hükmü Humayun sadır olmuştu ki Şehzade Murat'ın ismine Aydın eline varıp Bedreddin halifesi mühid Mustafa'nın başına ine. Sıcaktı. Bedreddin halifesi mühid Mustafa baktı, Baktı köylü Mustafa Baktı korkmadan, kızmadan, gülmeden. Baktı dimdik dosdoğru. Baktı O. En yumuşak, en sert, En tutumlu, en cömert, En seven, En büyük, en güzel kadın; Toprak nerdeyse doğuracak doğuracaktı. Baktı Bedreddin yiğitleri kayalardan ufka baktılar. Gitgide yaklaşıyordu bu toprağın sonu fermanlı bir ölüm kuşunun kanatlarıyla. Bu kayalardan bakanlar,onu Üzümü, inciri, narı; Tüyleri baldan sarı, Sütleri baldan koyu davarlan, İnce belli aslan yeleli atlarıyla, Duvarsız ve sınırsız bir kardeş sofrası gibi açmıştılar. Sıcaktı. Baktı. Bedreddin yiğitleri baktılar ufka... En yumuşak, en sert, En tutumlu, en cömert, En seven, En büyük, en güzel kadın; Toprak nerdeyse doğuracak, doğuracaktı. Sıcaktı. Bulutlar doluydular. Nerdeyse tatlı bir söz gibi ilk damla düşecekti yere Birdenbire Kayalardan dökülür, gökten yağar, yerden biter gibi, Bu toprağın verdiği en son eser gibi Bedreddin yiğitleri şehzade ordusunun karşısına çıktılar. Dikişsiz ak tibaslı baş açık, yalnayak ve yalınkılıçlılar. Mübalağa cenkolundu. Aydının Türk köylüleri, Sakızlı Rum gemiciler, Yahudi esnaflan, Onbin mühim yoldaşı Börklüce Mustafanın Düşman ormanına onbin balta gibi daldı. Bayrakları al, yeşil, Kalkanları kakma, tolgası tunç saflar pare pare edildi ama, Boşanan yağmur içinde gün inerken akşama Onbinler ikibin kaldı, Hep bir ağızdan türkü söyleyip, Hep beraber sulardan çekmek ağı, Demiri oya gibi işleyip hep beraber, Hep beraber sürebilmek toprağı, Ballı incirleri hep beraber yiyebilmek, Yarin yanağından gayri her şeyde,her yerde hep beraber diyebilmek için Onbinler verdi sekizbinini... Yenildiler Yenenler, yenilenlerin dikişsiz akgömleğinde sildiler Ve hep beraber söylenen bir türkü gibi, kılıçlarının kanını. Hep beraber kardeş elleriyle işlenen toprak Edirne sarayında damızlanmış atların eşildi nallarıyla. Tarihsel, sosyal, ekonomik şartların zaruri neticesi bu. Deme... Bilirim O dediğin nesnenin önünde kafamla eğilirim. Ama bu yürek O bu dilden anlamaz pek. O "Hey gidi kanbur felek, hey gidi kahpe devran hey", der. Ve teker teker, Bir an içinde, Omuzlarında dilim dilim kırbaç izleri, yüzleri kan içinde. Geçer çıplak ayaklarıyla yüreğime basarak, geçer Aydın ellerinden Karaburun mağlupları. Dostlar biliyorum Dostlar Biliyorum nerde, ne haldedir O. Biliyorum gitti gelmez bir daha. Biliyorum bir deve hörgücünde, kanayan bir çarmıha, çırılçıplak bedeni mıhlıdır kollarından. Dostlar bırakın beni, bırakın beni Dostlar bir varayım göreyim Bedreddin kullarından Börklüce Mustafayı Mustafayı. Boynu vurulacak ikibin adam, Mustafa ve çarmıhı. Cellat kütük ve satır herşey hazır herşey tamam. Kızıl sırma işlemeli bir başa, altın üzengiler, kır bir at. Atın üstünde kalın kaşlı bir çocuk, Amasya padişahı şehzade Sultan Murat. Ve yanında onun bilmem kaçıncı tuğuna ettiğim Bayezid paşa Satırı çaldı cellat Çıplak boyunlar yandı nar gibi, yeşil bir daldan düşen elmalar gibi birbiri ardına düştü başlar. Ve her baş düşerken yere. Çarmıhından Mustafa Baktı son defa. Ve her yere düşen başın kılı depremedi; İriş dede sultanım iriş dedi bir, Başka bir söz demedi. Cem Karaca |
Tamirci Çırağı Tamirci Çırağı Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar Ümit gönlümün ekmeği kumar ha kumar kumar Elleri ak yumuk yumuk ojeli tırnakları Nerelere gizlesin şu avucun nasırları... Otomobili tamire geldi dun bizim tamirhaneye Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye Ayağında uzun etek dalga dalga saçları Ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları... Bir romanda okumuştum buna benzer bir şeyi Killi parlak kağıt kaplı pahalı bır kitaptı Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız Yine böyle bir durumda tamirci çırağına... Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları Arkası puslu aynamda taradım saçlarımı Gelecekti bugün geri arabayı almaya O romandaki hayali belki gerçek yapmaya... Durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan Arabanın kapısını açtım açtım girsin içeri Kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri... Çekti gitti arabayla eksozuna boguldum Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır dogruldum Ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları... Cem Karaca |
Tatlı Dillim Tatlı Dillim Şu garip halimden bile işveli nazlı Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen? Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen? Ben ağlarsam ağlayan gülersem gülen Bütün dertlerim anlayıp gönlümü bilen Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen? Sinemde gizli yare var kimse bilmiyor Hiçbir tabip bu yarama melhem olmuyor Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen? Cem Karaca |
Töre Töre Alkanlara boyalıyım Yüreğimden yaralıyım Yazan ben değilim ama Törelerin kurbanıyım Bala bu ne biçim yazı Oy töre töre göz göre göre Kıydılar beni doymadan yare Babamı vuranı vurmak Kanını yerde komamak Bir tabanca kanlı gömlek İntikam diye büyümek Bala bu ne biçim yazı Oy töre töre ille de töre Bir cana kıymak göz göre göre Öldürmek işin yarısı Yarısı ölümü beklemek Sıçrayıp geceyarısı Ölüp ölüp de dirilmek Bala bu ne biçim yazı Oy töre töre batası töre Beni de yedin göz göre göre Bala bu ne biçim yazı... Cem Karaca |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:01 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2