|
Fazıl İbaokurgil Şiirleri Adın Bahar Olsun Senin adın bahar olsun. İlk bahar... Varlığın kardelenlere can olsun Solsun onsuzluk Hasretlik kalmasın Bulutlar seni müjdelesin Yağmurların yıkasın Unutmayı unutalım artık... Fazıl İbaokurgil |
Ana Ana Seherde bir yıldız doğar ya Sırılsıklam olursun ona. Dökülen çiğ tanesi var ya An gelir sana benzer ana. Ceylan gibi koşmak isterim Seyredem hiç doymam simana Sıra dağları aşam derim, Bulutlar hayal çizer ana Karada kalmış balık gibi, Çırpınırım hasretim sana. Kalp penceren aralık gibi Tan yeli koku süzer ana. Gönlümde taht, başımda taçsın Yetiş sen ey panzehir bana Dua et yıldızlar el açsın Bana tabip ne yazar ana. Hicranım çok büyük sen yoksun Gül yıldız onu getir bana. Gönlümde kaybolmuş çocuksun, Yollar hep uzar gider ana. Fazıl İbaokurgil |
Aşk Nişanesi Aşk Nişanesi Hani bir yar var bilir misin Hani bir söz, bir söz var Harfleri inci katrelerinden oluşur Yare ait yare dair, Üryan bir namahrem gibi Hani kaybolur yıldızlar, Güneşin doğuşundan utanır ya Dudağından düşen incileri kapışmak için Huriler toplanır ya Hani der ya Ey gönlümü serdiğim ayaklarına, Ben seninleyim ya sen kiminle... Sembolik birer misal oldu aşkın bende Göz yaşı oldu, Yüreğim acı doldu hasret doldu Her gebe kalışımda kendime, düşük yaptım Yaprakların dökülüşünü seyrettim Hazan sarısında lohusa yatağımda Bülbül'ün gül'e bir ayrılık busesi gibi; Son bir soru sana Son bir ünlem işareti!.. Hani bir yar var, Yar diye bir söz var bilir misin? O sözü benim için ta... yürekten, Ciğerimden vururcasına söyleyebilir misin Bilir misin? Hani bir söz var Harfleri inci katrelerinden oluşur Yare ait yare dair Üryan bir namahrem gibi kaybolur yıldızlar, Yar sözünü işitir gibi Güneşin doğuşundan utanırya Ey gönlümü ayaklarına serdiğim Ben seninleyim ya sen kiminle!.. Gecenin üçte ikisinde Düştüğüm mezarlık sokağından Titrek adımlarla geçtim Dudağım büzüldü Korkuma alternatif özverilerim boğazıma düğümlendi Em olsun için gölgene iz sürdüm sessizce Ürkek bakışların belki kurutur müjganımdaki nemi, Yüreğimdeki sensizliğin hıçkırığını Türkü ye çevirir... Ömrümün tünelleri, lambasız gecelerle kesişti youlum Hep dağ kuytularında kısıldı gözlerim Kiprit gibi cesaretimi, tutsak aldı tünel yarasaları... Başım avuçlarımda bir ana kucağı özlemekteyim şimdi Eylem bazında yaşamayı dikte ediyorum kendime İllegal boyutlarda kiprit çalmadan, Gaz dökmeden yanayım istiyorum İdeallerimi realize edip, Sökeyim dağları, tünelleri kaldırayım istiyorum Bulut adetine boyun eğmeden Kanatsız serpileyim yeryüzüne Ve dahi yıldızları doldurup ceplerime Kerem'in yandığı yerden küllerini devşirsemde Aslı'nın sersem kabrinin üstüne Ve kendime nispet Yıldız taksam göğüslerine birer aşk nişanesi Ve toplasam sevenleri sınırsız bir özgürlük meydanında, Toplasam bir ışık hüzmesi gibi Sevmesini bilenleri, sevgiye erenleri, yarenleri Her birine yıldızdan birer nişane taksam En son yıldız'ı ikimize saklasam Kendi aşkıma dair kuramadığım bütün cümleleri O yıldız'a mı anlatsam... Fazıl İbaokurgil |
Aşkın Evleri 2 Aşkın Evleri 2 Zülfünü tarıyorum Kainat bahçesinde. Nurunu arıyorum Aşkların lehçesinde. Sevgili tadında bir Hayat sürmek isterim. Eteğinden tut da gir Sineme otur derim. Açtım gönül babını Gel de cevv'i kıskandır. Şelalenden abını Sahrama Sal da kandır. Başımı ağuşuna Koyup da asırlarla Dalıp bitmez huşuna Uyusam ne sırlarla. Bir kandil ol bende yan Eriteyim dağları. Ruhumda ruhun her an Ukde olsun bağları. Fazıl İbaokurgil |
Aşkın Lehçesi 1 Aşkın Lehçesi 1 Zülfünü tarıyorum Uzaklardan ruhumla. İçimde arıyorum Münzevi güruhumla. Hedefim yüce mana Deruni varlık gibi Sığmaz asr'a zamana Sonsuz uygarlık gibi Deryada bir katreyim Umman göz bebeğinde. Beni sana vereyim. Büyütsen ellerinde. Yıllardır sinem çarpar Diz dizeyiz hayalen Gönlüm suzanda naçar Firakındayım halen. Gençliğim bir ah ile Gitti buse tadında Hasretim eyvah ile Gelmeyen muradında. Fazıl İbaokurgil |
Babanız Geldi Çocuklar!.. Babanız Geldi Çocuklar!.. Bakmayın bana öyle!.. Hamalsam ne çıkar, Onurluyumya öyle değilmi? Yüzüm gülüyor ağlasada içim Hoş kolay olmadı alışmak acılara Ne ucu görünmez dağlar yükselir içimde Etekleri yüreğime basar Dorukları duman, kar... Hüznün yamaçlarında kaybolsamda Soylu bir sevda patikalara çeker beni Çocukluğumu bulurum acılarda Masum bir hülyaya dalar giderim Yüzüm gülüyor ağlasada içim Bir tebessümden ne çıkar demeyin... Her ne kadar Mecnun'u oynasamda çöllerde İçin için Leyla'ya imrenirim Üzülmeyin çocuklar ağlamayın söz; bir gün erken gelirim!.. Fazıl İbaokurgil |
Beni Hatırladınız mı? Beni Hatırladınız mı? Beni hatırladınız mı? Bir otobüste karşılaşmıştık Yolculuk nereye demiştiniz Ben tecavüze uğramış yanlarım, Yorgunluğum ve uslanmazlığımla Hayata, yine hayata demiştim Bunu siz duymamıştınız Bende farkında değildim o zamanlar; Henüz kırkında değildim... Hatırlamadınız mı? Çivi gibi çakılmıştı ayaklarımız Bağlarıyla bağlamıştı hayat bizi... Dişlerimiz keman çalmıştı da Diğer azalarımız tempo tutmuştu Hatırlamadınız mı? Sonra, bir alış verişte karşılaşmıştık sizinle, Tunçtan bir heykel gibi Donup kalmıştım karşınızda Çok şaşırmıştınız, kızmıştınız, Keskin bakışlarınızla Tren olmadığınızın altını çizmiştiniz... Hala, hatırlamadınız mı? Fazıl İbaokurgil |
Bir Nefes Bir Nefes Bir gün sen çıktın yoluma Gözlerine baktığım anı Anımsadıkça Bir titreme sardı beni Yine bir akşam üstü Terk edişinde şehri Dağlar kucaklıyordu inen güneşi Sanki onca günahkarın Yükü vardı sırtımda Hiç hatırlamadığım Yüzüne rağmen Gözlerin hep gözlerimde Sana gitme diye bilmek için Ardından koştuğumda Hızlı geçti kara tren Önümdeki raylardan Göremedim seni Yüzüne bakamadım Oysa bir çift sözü vardı Gözlerimin gözlerine Bir heleallik olsun alabilirdin Sigarada bir nefeslik seninle kalabilirdim... Fazıl İbaokurgil |
Can Şarabı Can Şarabı Can şarabın içti gönül Ak teninden geçti gönül. Çiçek çiçek açtı gönül Rindce daldı da deryaya. Bildik aşkı, ben'i attık Tüm canları cana kattık. Tarifsiz duygular tattık Bülbülce gel bu sevdaya. Arar ise Şems'i bulur Mürid iken mürşid olur Yoksa inan cüce kalır Yüz çevirince ummana. Damarların ya Hak derken Hep bir olduk bir bak derken Nefsi çözen ahmak derken Şu kilidi tak imana. O kilit ki güldür bağda Nefis gezer taşta dağda Zaman gelmiş tam bu çağda Su istiyor bak imana.. Hallaç idi o pirimiz Kaside-i Su pirimiz Celalettin bu pirimiz Şems ateşin yak imana. O Muhyiddin sultan idi Yunus da cana can idi. Bu yol aşkı umman idi, Ona girmek hak imana. Dervişlere sultan olsan Sufilere bir can olsan Gariplere mihman olsan Hepsi birdir ak imana. Günahkârız biliyoruz Temizlenmek diliyoruz Dostum bekle, geliyoruz Ayrılık bir ok imana. Ol server-i hak Mustafa Tüm halleri pâk Mustafa Naçar olduk çok Mustafa Aşktan taviz yok imana. Fazıl İbaokurgil |
Çiğ Damlası Çiğ Damlası Yokluğun, Terör estirirken gönlümde Dans ediyor içimde kırlangıçlar Birden gizlice kalbime sızıyorsun Bilmiyorum kimsin, nerden geliyorsun Acın yüreğimde sekiyor Okyanus gözlerinle beni vuruyorsun Masmavi bakışlarınla köpürüyorsun Güneşle eritiyorsun Bulutla gölgeliyorum seni Zülfüne kar yağıyorum Çiğ tanesi düşüyoruz toprağa. Fazıl İbaokurgil |
Eylül Eylül Kara bulutlarla yüklendi gönül Yar ile böyle kaç zaman Geçmişti eylül velhasıl Yağmurdan ıslandık aşk babında... Fazıl İbaokurgil |
Eyvallah Eyvallah Gizli gizli ''gel'' diyorsun sevdiğim ''Eski çamlar bardak oldu'' eyvallah ''İşte sana yol'' diyorsun sevdiğim İnadına diken doldu eyvallah... Fazıl İbaokurgil |
Gizli Hıçkırık Gizli Hıçkırık Hayalim seni hayal etmekten de aciz kaldı Bir ateş yüreğimde ruhumu alevler sardı. Çığ düştü benliğime buz gibi dağılıverdim Tüm parçalarımı toprağına sermek isterdim. Gül yaprağında bir çiğ tanesi gibi seherde Bir damla düşsem de ayaklarına, ama nerde? Sıcağınla buharlaşıp bulutlara yücelsem Bir kuş gibi ellerinde can vermeye mi gelsem. Aynıyla görünse her şey perdeleri sıyırsam Seni gizli hıçkırık gibi içime haykırsam. Topal karınca misali sürünerek yaklaşsam Sevr'deki yılanda kalan kokunla kucaklaşsam... Fazıl İbaokurgil |
Gölgemdeki İz Gölgemdeki İz Çilesin yumak yumak Gönlümün derinliğinde Gün misali doğarken Denizin kaybolduğu yerden Bir kurşun sıyırır göz kapaklarımı İki damla yaş yürür... Vahim düş kırıklıklarının darbına uğrarım Titrek bir ses olur fikrime çöreklenirsin... Hürriyete, aşk'a, vuslata!.. Düğümleyip sevgimi boynuma Gözlerindeki dara çekip kendimi Kirpiklerini vurdum sehpaya Gölgemdeki iz dudakların İdamıma onay mührüdür!.. Fazıl İbaokurgil |
Gülüm Gülüm Bu gece de seni düşüneceğim Sabaha kadar. Yine içimde umudun hüzünlü ışığı parlayacak. Rüzgar geleceğin yerden esecek Yıldızlar seni kollayacak Bilirim, sensiz olmayacak, Olmayacak gülüm!.. Bu gece de içimde izini süreceğim Kim bilir, nerede, nasıl?.. Sana geleceğim... Her gördüğümde senden bir şey bulacağım Bilirim, seninle bu can ölmeyecek, Ölmeyecek gülüm!.. Filizin toprağa baş kaldırışında, Tomurcuğun gül'e yürüyüşünde, O gizemli bağla Yüreğimden yüreğine baharı müjdeleyeceğim. Her çiğ damlası düştüğünde, Seher vakti toprağa Yar yüreğinden sevgiyi sabaha müjdeleyeceğim. Bilirim, sevgisiz güneş doğmayacak, Doğmayacak gülüm!.. Sensiz sabah olmayacak!.. Fazıl İbaokurgil |
Hesapsızca Hesapsızca Değer verdiğim her şeyi götürdü yıllar Hesapsızca harcadığım zamana kızıyorum Bazan kendime de, sana da kızıyorum Batıya, gittiğin yöne doğru; Her gün iniminde gözlerim buğulu Dişlerimi sıkıyorum Bütün isyankar duygularımla birlik Köpürsede içimde dalgalar Yok edici yanım alevlenip kabarsada, Hüznüme gem vurdum Ağlamıyorum artık!.. Fazıl İbaokurgil |
Kandil Kandil O yapayalnız karanlık ve hoyrat geceler Alemi hayalimi zulme duçar eylerken Ellerim fezada boşluğu tarayıp Geçmiş hatıralardan aşina çehreler ararken Neredesin ey sevgili Çöllerde katrelere vurgun bir yürek gibi Bir ışık hüzmesi gibi Kıymetli bir yakuta Hissedilen sahiplik duygusu Toprak gibi kan değer Bayrak kadar kutsal Paha biçilmez sevgili Güneş yüzlü yar Parıltı, bir parıltı gibi Yüreğime yansı tek Serap olsun Bitmeyen gönlün sönmeyen kandiline Sonsuz mesafeler kat edip Eksilmez bir şehvetle arzularken Neredesin ey sevgili Ben Eskimeyene, Sönmeyene, Batmayana Ve gitmeyene Vurgun iken Yalnızlığım doruktayken kalabalıklarda Sesin yok, Kokun yok Yok tesellim sen yoksun Gece kara çarşafa bürünüpte yüz çevirince Yükselir yıldızların hıçkırık sesi Uçsuz tepelerden Ve kendimi kaybettiğim uzak mesafelerden Bir ses duyarım gel der Yorgunum Ya sen nerdesin ey sevgili... Fazıl İbaokurgil |
Kurşun Sıkmalı Kurşun Sıkmalı Sensiz geçen güne kurşun sıkmalı Yokluğuna çöküp ağlanmalı yar Gel diyende seven yola çıkmalı Gelmeyende ciğer dağlanmalı yar Hasretin elinde dara düşende Tenim çölde ruhum senin peşinde Ferhat misli karlı dağlar aşanda Sana çıkmayan yol bağlanmalı yar Kavuşmak yoksa eğer kaderde Gözümüzden kalksın hele şu perde Gücün tükenip can verdiğin yerde Bana da bir urgan yağlanmalı yar Ölünce seninle kanat açmalı Yıldızdan yıldıza ışık saçmalı Yakut saray elmas taştan geçmeli Hurilerden uzak eğlenmeli yar Dünyadaki ayrılıklara inat Sonsuz bahçemizde koşturalım at Takılıp peşimize Dicle Fırat Kevser ırmağında çağlanmalı yar... Fazıl İbaokurgil |
Mektup Mektup Kaç yıl oldu bilmem ayrı düşeli Bir günüm olmadı sensiz neşeli Şu karlı dağlar başımdan aşalı Kavuşmak yok düştü sensiz burada Divane oldum hasretten toprağım Sılaya varsam gurbetten toprağım İçine alsan minnetle toprağım Gönlüme ok düştü sensiz burada Çektiğim acı üst üste katlandı Bayram geldi emmi dayı yoklandı Sevgi benden köşe bucak saklandı Çileni çek düştü sensiz burada Yıllarca ne çok çalışıp didindim Bu sayede bir çok kazanç edindim Sonunda maddenin atına bindim Manadan çık düştü sensiz burada Ömrümü çürüttüm yaban ellerde Kara varmış bende gördüm güllerde Coşkun akan şu kıpkızıl sellerde Durmadan ak düştü sensiz burada Evladı iyalim hayır vermedi Bir dostum yokmuş halimi sormadı İyiler güzeller beni bulmadı Kötüler çok düştü sensiz burada Ana, bacı, gardaşımı özledim Can yurdumu doya doya gezmedim Bir gün olsun güzel mektup yazmadım Gam ve yük yek düştü sensiz burada Yetmedimi çekilseniz aradan Yalvarırım çıkarsanız sıradan Tabutta gitmek istemem yaradan Canıma tak düştü sensiz burada... Fazıl İbaokurgil |
Perde Perde Perde Perde Yine gözlerim dalgın ve yanmakta Perde perde sevgiliyi anmakta. Üç günlük firkatin yaktığı ateş Bir asırda vuslatın hazzına eş. Yıldızların sübyan bakışlarında Seni ararım gür nakışlarında. Özlemim bulutlara selam verir. Şimşek ateşli buseler gönderir. Sonra yüreğim erir avucunda Hayalin filizlenir baş ucumda... Fazıl İbaokurgil |
Türkmen Güzeli Türkmen Güzeli Kara gözlerini ezik bağrıma Ok misali saldın Türkmen güzeli Neden cevap vermez oldun çağrıma Şu gönlümü çaldın Türkmen güzeli Kerem gibi yakma sende yanarsın Kim ne söylediyse ona kanarsın Belki, gün gelirde beni anarsın Yad ellere kaldın Türkmen güzeli Sen yoksun ya hayalinle yaşarım Esen yelden kokun alır coşarım Nere gitsem sanki sana koşarım Derde derman baldın Türkmen güzeli Kuşlar gibi gök yüzünde uçarken İpek saçlarınla ışık saçarken Yollarımı aydınlatıp açarken Deryalara daldın Türkmen güzeli Bu son dizelerim şu yarım nazım Şimdiki mecnunu çalıyor sazım Tutmuyor dizlerim kesildi hızım Ruhu tenden aldın Türkmen güzeli... Fazıl İbaokurgil |
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:24 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2