tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Feyzi Halıcı Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/12387-feyzi-halici-siirleri.html)

Josephine 18.08.08 05:55

Feyzi Halıcı Şiirleri
 
İstanbul Caddesi

Bu cadde İstanbul Caddesi,
Aziziye minaresinde çifte ezan
Nal sesleri, motor gürültüleri
Arasında kaybolursunuz bazan.

Burası dellal pazarıdır
Eski eşyaların satıldığı
Cömert oturak alemlerinin
Kayıtsızca anlatıldığı...

Ağzına kadar dolu dükkanlarda.
Duyun ki ne ümitler eridi!
Oturup seyredin şöyle-leyin
Cadde değil, sinema şeridi!

Bir para sesidir duyulmasın
Tekmil kulaklar kirişte.
Teraziler, vitrinler, hanımlar
Alışverişte...

Günbatı tarafından bizim dükkan
Halı, kilim, çepeçevre yanları.
Karşımızda çitlem çitlem bir otel
Duvarında banka ilanları...

Yolunuz İstanbul caddesine
Düşmez mi bir zaman, ne dersiniz?
Pahalılıktan falan konuşur
Bir acı kahvemizi içersiniz...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 05:56

Aşktan Bahsedeceğim
 
Aşktan Bahsedeceğim

Sıyrılın gündelik düşüncelerden,
Şimdi size aşktan bahsedeceğim.
Bir arzu var içerimde hafiften,
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

İlk önce, bir bahar günü farzedin,
Ne haliniz varsa yare arzedin.
İster gülün, ister itiraz edin
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Ya bir dosttan, ya bir arkadaşımdan
Belki bir şey geçti kendi başımdan,
Farkettiniz elbette, telaşımdan
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Günler var, aşkla yüklü olduğumuz,
Sevda bahsinde haklı olduğumuz
Yetmez mi ağlamaklı olduğumuz?
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Yadını duyduğum şey, bütün bir yaz
Düşünceler, bulutlar kadar beyaz.
Gayri niyet ettim, vazgeçsem olmaz
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Küllenmiş bir ateş gibi eskiden
Bir beste bilirdim, hasretle biten.
Yollara bakınız, uzayıp giden,
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Kapanmış sükûta bütün perdeler,
O çocukluk günlerim nerdeler?
Aşktır, kurşun gibi bağrımı deler,
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 05:58

Ayrılık Üzerine Ağıt
 
Ayrılık Üzerine Ağıt

Sevdadır çevre yanımda
Bir nice nöbet tutmuştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur..

Hüznüm O, sevincim O'ydu
Doğan günüm, gecem O'ydu
Yıllardır düşüncem O'ydu
Hayatta güvencem O'ydu
Artık daldan uçan kuştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur..

O'ydu ufkumda altın iz
Kaldım yollarda çaresiz
Ne yapayım, ne dersiniz
Aşk gözümde tüten deniz
Ne çare ki buz tutmuştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur..

Gönlümde dert dilim dilim
Aşkım tanımıyor iklim
Dostlar kendimde değilim
Gitti hayatım, sevgilim
Gayri ne söylesem boştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 05:59

Destan Şehri Konya
 
Destan Şehri Konya

Yoluna kurban olduğum
Aziz bildiğim, evlattan!
Şanın, şöhretin dörtnala
Koşa gelmede milattan...

Dört ufkundan mühür mühür
Hayaller fışkıran şehir.
Bağrında koca bir nehir
akar durur hububattan.

Sen ney dilinde uhrevi
Mevlana'nın aşk alevi.
Dile getir Keyhüsrev'i
Nağmeler sun, Keykubat'tan!

Toprak görünüşün hiçe
Verdiğin şevk yeter içe
Ey yeşil taşa, kerpiçe
Destanlar söyleten vatan...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:00

Gül, Sonbahar, Sonra
 
Gül, Sonbahar, Sonra

Bir alev-gül baygın dudaklarında
Düş düş...
Yalnızlık ormanları kuytu
Bütün masallar büyümüş...

Oltalarda mercan balıklar
Yalnızlık denizleri, derin...
Düşünüyorum, kuytu odalarda
Bir güle uzanıyor ellerin...

Bir damla yaş gibi sıcacık
Bakışlarında eylül bahçeleri...
Bir gül gibi topluyorum usulca
Uykusuz geceleri...

Bir gül yaprağısın uzakta
Hayal gibi yok musun, var mısın?
Yalnızım, dertliyim, çaresizim
Duyar mısın?

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:01

Günaydınım
 
Günaydınım

Şavkıması sana doğru yolların
Sana doğru, denizlerin çağrısı
Çiril çiril ötelerde bir güzel
Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...

Çıkmaz sokaklarda bu minyatür kim
Bu göğüs kim, ya bu gözler, bu saçlar
Uzak bir özlemde ayak seslerin
Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...

Kırk odanın kırkında da kırk güzel
Kırk aynada çengi çengi bir güzel
Çağlar ötesinde bir avuç nota
Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...

Bu yıldızlar doğan günü çağrışır
Bu gündüzler gözlerini çağrışır
Ya kimlere verdin avuçlarını
Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...

Vurdum tellerine seni sazımın
Sende anahtarı, alın yazımın
Yağmur yağmur serpti, yalnızlığıma
Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:02

Her Şey
 
Her Şey

Yaşamak uğruna bir tanem ne varsa
Her şey yüzün suyun hürmetinedir.
Şu tablo, şu nehir, şu vişne dalı
Her şey yüzün suyu hürmetinedir.
Boş yere mi kumruların ötüştüğü,
Yıldızların gece yarısı düştüğü.
Şu yeşil kubbeleri süsleyen büyü
Her şey yüzün suyu hürmetinedir.

Şu dağ, beyaz beyaz, su mavi mavi,
Aşkın şu bitmek bilmeyen alevi.
Yolların sonunda ne varsa uhrevi
Her şey yüzün suyu hürmetinedir.

Bilinmez, ne sabırsa, işlenen taşa,
Yanmak, kanarcasına dolun-ateşe;
Hasret, vuslat dedikleri endişe,
Her şey yüzün suyu hürmetinedir.

Rüzgar gibi, dalgalar gibi, mesela;
Bir içli türküyü söyler gibi hala,
Şu taptaze sitem,şu tatlı bela,
Her şey yüzün suyu hürmetinedir.

Muhabbet bahsinde ey en büyük gerçek,
Yorgun kanatlara kim yol gösterecek?
Konuşan dil, büyüyen renk, açan çiçek
Her şey yüzün suyu hürmetinedir.

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:03

Kulluk Kahvesi
 
Kulluk Kahvesi

Beyazitte tütüncü dükkanları
Tramvayda dizi dizi kadınlar
Günlük endişeler, aşklar, günahlar
Tanıyorum hepinizi kadınlar

Bir yaşama gücüdür, sabahleyin
Ala-canlı fabrika işçileri
Dillerinde sırılsıklam türküler
Bir demli semaver gibi içleri

Yalnızlık, bembeyaz sandalyalarda
(Beyim emriniz ne, kahve mi, çay mı?)
Kulluk hahvesinde bir deli rüzgar
Yeni baştan yola düşmek kolay mı?

Günü birliğine açar yapraklar
Konar bengi bengi omzuna bir kuş
Aşk bu, şeker gibi erimez suda
(Haydi Topkapı'ya bir kişi, dolmuş)

Tütmek bunca olur burcu burcu hey
Avucumda bir güzel iğde dalıydın
Giderdim bir ışık gibi ardından
Şu mavi takside sen olmalıydın...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:04

Misis Miniver
 
Misis Miniver

O ki yollar yeşildi, geçtiğimiz
Turunç turunçtu dağların ardı.
Aşikar, gün gibi güzelliği
Bir Misis Miniver vardı.

Akşam saatleri bahçeler ıssız
Güllü evi nasıl hatırlamazsınız
Pancur önünde yarı baygın, yarı kız
Bir Misis Miniver vardı

Efkar basar düşünürüm de bazı
İçerimde bir gül açar, kırmızı
Kaldı yalnız alevden hatırası
Bir Misis Miniver vardı

O'ydu dinlediğim masal, satır satır
Aynalardan salkım salkım tüten ıtır
Hâlâ o gül yadımda, o minyatür
Bir Misis Miniver vardı

Yıllar yılı değişmez kederim benim
Bir sınırsız sevgiyle perçin perçinim
Orda canım, Miniverim, güvercinim
Bir Misis Miniver vardı...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:04

Nereye
 
Nereye

Ey aşk, mağrur yılların arkasından
Gidiyorsun durul durul nereye?
İşte, en güzelin alın yazısı
Ey gerçeği arayan kul, nereye?

Bin tekbirle doğar, gün pencereden
Bir sonsuz duada bu can,bu beden.
Gelir uğrak uğrak bu yol nereden
Gider burcu burcu bu yol, nereye?

Bilinmez özlemin ay aydın demi,
Vuslat bu bembeyaz dönüşlerde mi?
Kaldı arzun yemyeşil düşlerde mi?
Ey, sonsuzu çağrışan dil, nereye?

Boşanır bir yağmur gibi oluktan,
Bu kesilen şey nicedir, soluktan.
Bir sevimli, bir yüce yolculuktan
Yeni döndün, söyle gönül nereye?

En uzağa yakın olmak duygusu,
Dökülür kalbe, kubbeler dolusu.
Çağıl çağıl ey canda tutuşan su
Ey teselli ey tahammül, nereye?

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:05

Öz Duygu
 
Öz Duygu

Hasretin gönlümde artık bir ateşten perdedir,
Görmüyor pek gözlerim ney'ler,kudümler,

nerdedir?
Çok değil, aşkınla mahzun hem perişan
olduğum
Aşikar, gönlüm senin varolduğun her yerdedir.

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:06

Sen Söyle
 
Sen Söyle

Dünya nasıl dönerse, güneş etrafında
Dönüyorum burcunda bir tanem, öyle.
Neyse, salkım salkım ışık, neyse söz
Örttüm cümle kapıları, tek sen söyle...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:07

Sevda Üzerine Ağıt
 
Sevda Üzerine Ağıt

Sevdadır, çevre yanımda
Bir nice nöbet tutmuştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur.

Hüznüm o, sevincim o'ydu
Doğan günüm, gecem o'ydu
Yıllardır düşüncem o'ydu
Hayatta güvencem o'ydu
Artık daldan uçan kuştur
Kar yağmıştır dağlara
Nilgün beni unutmuştur.

O'ydu ufkumda altın iz
Kaldım yollarda çaresiz
Ne yapayım, ne dersiniz
Aşk gözümde tüten deniz
Ne çare ki buz tutmuştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur.

Gönlümde dert dilim dilim
Aşkım tanımıyor iklim
Dostlar kendimde değilim
Gitti hayatım, sevgilim
Gayri ne söylesem boştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:08

Takkeli Dağ Ve Ötesi
 
Takkeli Dağ Ve Ötesi

Dizivermişler keyfince
Şöyle, dört ufka dağları.
Kudüm oldum ince ince
Getirdim şevke dağları...

Işıl ışıl gün doğarken.
Tepeler dinlemez erkan.
Adımlar bir ulu kervan
Göklerden yukarı dağları...

Aşkın bir başka havası,
Aman, o ne gök mavisi.
Şaha kalkmış kadın göğsü
Serapa, takke dağları...

Yol bu yoldur diye gitsem
Varıp yıldızları tutsam
Hangi denizlere atsam
Avucumdaki dağları...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:09

Yol
 
Yol

Aşk bahsinde bu muhabbet
Yardan gelir, yare gider.
Parça parça gelir sevda
Gidince yekpare gider.

Ateştir, çoğaltan külü,
Dalında seyreyle gülü,
Has aşığın tevekkülü
Yar katına çare gider.

Başladı bağın talanı,
Seyreyle, elde kalanı.
Bu gerçek yolda yalanı
Huy edinen nare gider.

Hak gerçeği ayan beyan
Ey dost, aydınlığa uyan!
Varlığı pekçe görmeyen
Yokluğa avare gider.

Yol gider,adımlar bitmez,
Bu hasrete sabır yetmez.
Şemsi -mana sır iletmez
Ciğer pare pare gider.

Güç ister, yanıp pişmeye,
Meyve dalından düşmeye..
Aşk seline karışmaya
Bir nice biçare gider...

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:09

Zamana Vurulan Kerkit
 
Zamana Vurulan Kerkit

Bir ıslak masal, ebem-kuşağından
Dudaklarda ak-pak okunmaktır.
Boyanmış ipleri gün ışığından
Ufukta bir halı dokunmaktadır.

Büyümüş yaprağın, açmış çiçeğin
Halıcı kız türküsünde gerçeğin.
Altın tezgahında geleceğin
Taptaze bir halı dokunmaktadır.

Kopan meyve düşedurur dalında
Ayrılamam düşlerin en güzelinden.
Buğday başağından, Raman petrolünden
Bembeyaz bir halı dokunmaktadır.

Bir umuttur tuttu tutar bacaları
İlmek ilmek boşa verdik acıları.
Gündüz al al, yıldız yıldız geceleri
Ufukta bir halı dokunmaktadır.

Bakmayın biraz rüzgar gibi estiğine
İçimde büklüm büklüm duygular yine
Toprak toprak, destan destan, iğne iğne
Ufukta bir halı dokunmaktadır.

Feyzi Halıcı

Josephine 18.08.08 06:10

Zamanı Çağrışan Güzel
 
Zamanı Çağrışan Güzel

Zamanı çağrışan güzel
Sular bıkmaz akmağınan
Güzelliğin mi eksilir
Bir göz ile bakmağınan...

Sevgidir bedene düşer
Ataşsız yemek mi pişer
Gönül ziyade mi yaşar
Gam yükünü çekmeğinen...

Dostlar durmaz gel ederler
Bir kapıya kul ederler
Mutluluğu bal ederler
Acı soğan, ekmeğinen...

Dumanlı olur yüceler
Geçer bu yoldan niceler
Güne erişir geceler
Bir çırayı yakmağınan...

Donatır gönül burcunu
Akça sevda güvercini
Sevenler vurur harcını
Zaman adlı tokmağınan...

Göğe ersen bir başına
Değmez damla gözyaşına
Dönersin mezar taşına
Gönül evi yıkmağınan...

Düş mü, yalan mı, sahi mi
Gönül bir boş sürahi mi
Uğru olmaz can tohumu
Bir bedene ekmeğinen...

Yedi dağın bürümceği
Şekle durur bir çiçeği
Giyinirsin bin gerçeği
Gözün yaşı dökmeğinen...

Feyzi Halıcı


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:20 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2