![]() |
İsmail Aykanat Şiirleri Aliya Bu akşam Bukağılı kiliseleri Ve akvaryumlu kızlarıyla Hüzne teğet geçen ömrüme Kasvet ekiyor pera Ki tarih hayattır orda Bir ucunu geçmiş tutar Bir ucunu ferda Bir bilinenle bilendik Kinle öfkeyle tırmanışla İçimizin eblehiyle kirlendik Sanma ki aldatıldık aliya Biz Uçsuz bucaksız bozkırların Mohaç’ta unutulmuş dor’atı -Hüzün sahilinin dualarıydık- Drina’nın Koş dedik koştur dedik Yardımına fırat’ı Sen ölümün kızıyla aktın drina’ya Biz utanmaz halaylara kapandık Senin türkün umuttur onların barut Bilgeler ağlamaz ki aliya İsmine Kafiye olsun diye Yaratıldı dünya Ya Muhammed Mustafa Gök balkıdı balkıdı Senin gül yüreğinden Uçtu Bir Kuş Dünyaya Aliya Aliya Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Çıkmaz Çıkmaz Mükemmel dayanmaz bana Aşk Rûzigârdır devranda Bütün yükünü döküp geceye Med ve cezir o da dindi Sonsuzluk saatinde yağmura kilitlendim Düştü son kez gökyüzünden Ah beni kilitledi Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Dua Dua Suç gözlerinin Dahlim yok derinliğinde uçmaya Boşaltılmış bir deniz Ve sonsuz bir kıyısın önümde Mahrem ve mahrum bir aşk için Yürürüm dağlara Adını çekiyorum Kalbimin tartımından Canhıraştır seherim Kaçak soruların ay kanadıyım Aklın gergefinde gidebilirim Yine de sahipsiz günahlar saltanatıyım “Sana zorsa bırak yanayım Kolaysa esirgeme” Rabbim Bu tuzaklar evinde tenha bırakma Ya gel anlat beni Ya al yanına Bilirsin kaç kez yıkandım tevbelerle Daha kaç sonbahar sonrasın Yoruldum yürümekten leyla gölgelerinde Yüreğin ilmini öğret Rabbim bir de Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Duruşma Duruşma Buralara Sürünerek mi geldin zalim Dokunulmazlığına İlintili mi masken Evlerinizde saz caz Mahkemede sehpalar Bizim de cenderemiz Elbet mahşerimiz var... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Ey Şair Ey Şair Kim anlar anlatsan seni reâya katından Şâir-i mâderzâd olsan bilmez kütebâ ey şair Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Gazel Gazel Arılar mesnevisi bahar çiçekleri Yüreğimin binbir renkli leylasından geçtiler Aşıklar doğmak için yeniden aşkın seherine İçimin gök betiği gecesinden geçtiler Kuyularda sahipsizdim beni kardeşlerim yaktı Ve Yakub’un gözlerinden semenderler geçtiler Demirciler çarşısında geçilmez celalillerden Denenmişin denendigi çarşılardan celaliler geçtiler Kervanbaşı ölçü alır ölçü satar hanlarda Can kırıldı meyden neşveyi züleyha’dan içtiler O diyarın kurbanı ibrahim berzahın mesihi Evlileri söğüt altı ve dahi rindleri seçtiler Bütün derman ustalar bir elden terk ettiler Nev truva atının terkisinde sürçtüler Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Gecenin Gazeli Gecenin Gazeli Ötelerden örtülerden geçerek gelenekten güz Elim düşle gelirim Susmalar susmalar susmalar cehennemi Çiçeklenir boğumun gider gider gelirim Şairim kuru sıkı cesetle ruhuma kan ekerler Gecelerin havarisi suhûletle giderim Geceleri titreten yoksa kızıl bir düş mü Cenneti sende bilip döner döner gelirim Durup yol çatımında onurlu ölümler ustasının Gök rengi kadehinden baldıranlar içerim Şahidim olur toprağın darçiçeği En gizil ölümlerle ben bedelim öderim Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Her Dilde İnsanım Her Dilde İnsanım Beni dile çevirin Darbe yedim aşklardan Şiirliyse meftunum Bir çift göze Kabulüme takıldım kaldım Böyle sınandım Baktıkça arttı ilmim Beni aslıma çevirin Her dilde insanım Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
İnfaz İnfaz Ocakta küllen ateş yüz perde perde Gergefim aşka düşen tarihi naşkedince Bir ummansın gözlerimde barınan Vaha ben serap bende çöl süslenince Kadim savaşlarına gireriz aşkın Tahammül mülkü harap lâl çözülünce Bir hicabî erguvansın göğümde ey’nur Sabahlar infaz vakti sevda gidince Yıldızın mihnetin çekmez ay gören nur’ey Hüznü ilmek yaparım mehtap sönünce Ve uzar beklediğim el tetiğe uzanır Mahur sabahlarıma veda düşünce Çöl süslenince mehtap sönünce veda düşünce Kuşatır beni yağmur her dem sevince... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Kanat Çırpan Saatler Kanat Çırpan Saatler Musallada gülümser Gökkuşağı altından şemsiyesiz geçeriz Kendi uçurumuna açılan pencerede Kanat çırpan saatler Yalnızlıktan yontulmuş kutsalız belki Besmelesi çalınmış çiçekleriz Çeviri bir dilde yaşlanıyoruz Sonra en anlamsız yerinden Bu ömrü öpüyor öpüyoruz Şair miyiz nedir Sevişiyor üşüyor gölgemizden geçiyoruz... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Kimliğim İsyanımdır Kimliğim İsyanımdır A Yağmurda ıslanmayan beni anlamasın Sokak değiştirmesin adımı anmayanlar Kelepçeyi öpmeyen benden yana olmasın Doğmasın pencereme isterse güneşiniz Elleriniz yeter ki ruhuma uzanmasın 1. Suskunduk... Destanımı çağın yüzüne yazdım Ertelenen mutluluk koydum adını Beklenen haysiyetin Suskunduk... Kollarım bir ütopyayla sarıldı anneme Kelepçeler vefalıydı bileğimden öptüler Son defa öldürüldüm eflatun nefeslerde İlk perdede gerçeği zen valsiyle örttüler Anlaşılamayanların hesabını benden sordular Adresten döndü tüm arzuhaller Suskunduk... Tevekküle doluyduk Bir damla su niyetine Gözyaşlarımızı yutkunduk Kelepçeler vefalıydı bileğimden öptüler İlk perdede gerçeği zen valsiyle örttüler Suskunduk ve yorgunduk Bir çığ direnişiyle B Öldüren bekleyiştir doğum sancıları Sokaklardan isterik gölgelere Yayılır Ya Erkekler İnsan kanı sürüyorlar sürekli sarnıçlara Gözler şafak vaktidir sürgünlerime anne Öldüren bekleyiştir Doğum sancıları 2. Bir hülyanın yansısı var yüzümde Sen ey kokusu çalınmış toprak Var git kehkeşanlarla dertleş Bugün uzak dursun benden Asansör Yolcuları Saati söylemesin katedral baykuşları Rahmet ılıklığında sabah doğmada Şimal ağlıyor seni bak gözlerime Ey kokusu çalınmış toprak Önümde güneş sayfaları Tevekkül yalnızlığına âşina olmuş Bir avuç kor ateş bastım da bağrıma Öğrendim anne Hangi bakışın sorusudur gözlerim Kimliğim İsyanımdır 3. İtirafım bu anne Üleşimle sulanan toprakları öpmedim Başaklara bel bağladığımız günlerden aldım Hızımı... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Kuşlar Acıyı Uçar Kuşlar Acıyı Uçar 1. Yüzyıla gebe yalnızlıklardan geçiyorum Kaç yıldır yanık bir yanı var gönlümün İlkyaz penceresinin pervazına Konuyor kar’a sevdalı hüzün Al bu gönlü hicretine susa zamanın Namlular ki eritre’si yeryüzünün Dört bir yanı efgân Mağaralara doğuyorum En soysuz zevklerim sizde kalsın İçimde -şimdi- hasretlerin cengi var Örümcek ağları Çöle çakılı at masalı Ey bende tortulanan Kararan ve çoğalan Sağalmaz bir yara olan insanlık Alın lanetini ebabil kuşlarının Alın ey Soyun soyun karanlıkları Büyük güneşleri dünyanın Umudum Sa çiğ düşmüş yaprağın gölgesi Nerede bulut bulut soluduğum gökyüzü Yorgun gibi örttü Üstüme karanlığını bu şehir Gitmek ve dönmek Miraç gibi Kurgu değil sözlerim Malihulya değil Sevgilim inadına hasret Evet aczimle malûlüm Bağışlar bırakarak çocuklara La ilahe illallah 2. Sen de Muştu uçur halepçe’ye Semalarına aminler işleyen dualarla Sana bir tutsaklıktan söz ediyorum Kırılacak prangası hülyamızın Figana teşnedir mavna yürek Neşterleyen üveyiktir kanayan bir yarayı Kan ayaklı kadının ferman-ı hümayunu Gözleri akşamın kıyısında Dumrul arayan çocuk Bendim şafakta Kuşanan isa yalnızlığını Sende mezarlar kapanır Bende ırmaklar kalır Kumdan halat bükmeden Yürümeden dallarıma tefrika Kuşlar uçun acılarımı Al bu gönlü hicretine susa zamanın Namlular ki eritre’si yeryüzünün Dört bir yanı efgân Duyulan kanat sesleridir simurg’un... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Mısra-ı Âzade Mısra-ı Âzade İşe yarar ne kaldı aşık olmaktan başka... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Mısralar, Anlam Serazat Mısralar, Anlam Serazat Hüznüm kelebek Serazat bahçesinde bu fecrin Bu fecrin bu ölümsüz sevdanın Dökülürken serin sulara Ellerim Dalgınım Yüzüm Van gogh’un yaşlı tablosu Düşünü kuruyor gülşenin Bir genç kız resmi İnadina şark’ı kuşanmıştı Geceye giden yoldan Geri döndüm Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Nadas Çiçekleri Karşılaması Nadas Çiçekleri Karşılaması Arayıp bulamamanın öncelikli adıyla Çıktım yola bismillah bir yakarış balatı Sevgilinin duragı yolcu indirmektedir Eksilmiyor yüzlerden gülüş sanatı Şimdi hep ilk sayfada hayatı anlatıyor Noktalandıgı halde terk ediliş lugatı Esirgemez bagışlamaz karanlıklar adına Geçir boynuma geçir bir şahlanış halatı Geliyor peşinsıra eylül ekim demeden Bu gurbet ikindisi unutuluş şubatı Gözlerini toplasam kaç istanbul ederdi İstanbul düş avlumda bir canlanış salâtı Nehrin umut tahvilleri satışı gibi Yu şairi ve defnet düş saltanatı... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Nil, Fırat ve Hazan Nil, Fırat ve Hazan Arif Ay’a Doku ve dağıt beni ve sonra geçsin kuşlar Şu saatleri durdur zamanına kur beni Sulara yürüyelim gün ardından aksın Güneşi kaldır üstten ayınla doldur beni Ben kırılmış dalları bahçelerin Talanına düşmüşüm dokun ve buldur beni Tılsımdır söyleyemem biraz îma biraz yoksul nil çocuk Ben fırat’ım hem yorgunum haydi sen durdur beni... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Onun Şiiri Onun Şiiri Bütün kadınlar iğri Kirli bütün çiçekler Nerdesin ey sevgili Nerdesiniz öteler... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Sayhadra Sayhadra Gece olur gün doğar Güne atılınca derler biter gibi olur Sesler iter gibidir sayhadra Anlamak zor Çekiyor Uzaklara Öyle uzak ufku bile göremiyor Gözlerim suskusunu öremiyor Sözlerim öyle yakın uyanıyorum derindir Hangi kızın sorusudur gözlerindeki uyku Birazdan buradaydı dönüyor biraz önce ...Biraz -Dan Buradaydı Dön! -Üyor Bir: -Az Önce... Dökül sayhadra Dökül Böyle yağar rüyasında şairin endülüsü Alt yazılı ve siyah beyaz Senin rüyalarında hep pazarlar kurulur Bir ramazan davulu say ki harran Benimse ermişliğim ellerimden sorulur Melâl uzatmalı sevgilim Gözler çeker / sesler iter “Zafer Biraz da hasar ister” sayhadra Güne atılınca dertler biter gibi:dur... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Sesi Kısık Bir Kent Kalır Ardımda Sesi Kısık Bir Kent Kalır Ardımda Bir adam gözlerinde Enlem boylam büyütür Bebekler susar ve ben giderim İncelir de ünleminden söz orda kopar Ben şairim giderim elbet Sesi kısık bir kent kalır ardımda Yontulara can sunulur taş devrinden Taş devrinden yağmurlara kaçarım Yaşamak şiiri damarlarda Dudaklarıma giden yolun taşları Ilık heceler gibi dökülsem yanağına Hüma’nın kanadından Seyrederken Dünyayı Bir adam gözlerinde Enlem boylam büyüttü Ben mısramı dâr’a karşi çok çektim Koçaklama yaşadım sürgünleri bütün Bebekler sustu... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Sır Sır Sen mi bende kaybolsan Ben mi yatsam ölüme Tutup gözyaşlarımı Güllerle bezeyerek Ben mi gelsem yanına Ve ellerin elerimde gibi İntizarın deler gibi yüreğimi Anlatsam seni Anlatabilsem... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Tali Bir Akşamın Tılsımı Tali Bir Akşamın Tılsımı Tali bir akşamın tılsımı Biçti çıkışlarımı Aldım ardına serdim hayata zamanlarımı Yer ve gök geri verdi nihayetsiz andımı Şimdi kehribar günler yıkılıyor üstüme Yürürdü duruşları ıslatırdı güneşi Her şey canım kadar yakındı bize Ve Leylanın ayakları değince denize Yoksa yalancı mıydı kum saati Kör bir fener gibi yanıp sönen Tali bir akşamın tılsımı... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Taygalarda Yetim Bir Gül Büyüdü Taygalarda Yetim Bir Gül Büyüdü Nurullah genç’e perde aralanırken yumru yumru düğüml 1. Seranat öldü Kahrımı çiziyorum buz kesmiş dünyaya Her çatlaga mevsimlerden ses vererek Bitkinim Bu kez senin kollarınlayım asmalarda Kar Yagdı arzularıma Hengâme - Sonra firak ve ukdesi suskunlugun Bir tren ölümün kapısını aralar İpek şallar artık ne anlar beni Günbegün yinelenen derya sancılar Sonlara açılan kucak kaybolur Susturulan gülüşlerimi toplarım kıyılarda Sahraya dökülmüş susamışlıgım Düşlerimde morötesi acılarım gizlidir Bekleyişim bir gül üşür yüregim 2. Bir ihtilal türküsüdür yaşamak Bir ihtilal türküsüdür yaşamak Taun günlerinden kalma hüznü eriten Kahrımı çiziyorum buz kesmiş dünyaya Taygalarda Yetim bir gül büyüdü Agrıyan yerleri kangren oluyor Cellatların Gezinir dilleri yerenligimiz Bir molla tevekkülü yüregimde sel olur Parmaklarım parçalar ihanet kalkanını Agıt gönüllüm elveda... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Tenasüp Tenasüp Neden sen gurbetlerde bu kadar mükemmelsin Niçin hoş-sılada ben nankörüm körüm onca... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Tesbih Tıkırtısında Kelimeler Tesbih Tıkırtısında Kelimeler 1 Önüne kelimeler yığılmış Çocuk gördüm Sözler üretiyordu Ayın alnacında 2 Dal budak salmış ağacın Sabırdır meyvesi Ayla yürüyen gece Boyun eğer tıkırtıya Acemi kalp baygın düşer Kelimelere Çocuğun kalbi yanıktır 3 Daldım derinliğine düşlerinin Bulut bulut gözlerinin göğünden Şeker verdim afacan bir çocuğa... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Tüfekler Yüregi Boşaltıyor Tüfekler Yüregi Boşaltıyor Durun sürüngenler yazlar istilada Tüfekler yüregi boşalıyor Macera ülkesinin perileri uykuda Açıldı cümle kapı serde yasak barınmaz Döktü taç yapragını şuleler Her gün biraz daha gizem sürüyor hayat Dokundukça kükrüyor matemde nazeninler Aman ne de zor Rüzgârda şala sarılmak,öyle Kule sesleri karışır hışırtısına yapragın Ustam makasla biçer gölgesini kuşların Saçlarım agarsa da öksesinde yılların İrem bahçelerinde dolaşır çocuklugum... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Uçurtmalar Terk Ediyor Akşamlarımı Uçurtmalar Terk Ediyor Akşamlarımı Bulut sokulur gözbebeğime Yeşil konaklar mevsim çıkmazlarımda Uçurtmalar terk ederken kentin akşamlarını Öfke sus Koca bir yalnızlık takılır eylemime Kalemim boyun büker Aklımda sevda kırıntıları Yarı donuk imgeler Özlem özlem dökülür kahır şafaklarına Ağır ağır çıkarım kırık basamakları Ben köy öğretmeni olmasam da Yüreğimde ah işte orada Hünkar bir hüznün Sonyaz hıçkırıkları Çağlayanımdan dökülür Özgürlük çığlıkları Umutların alını taşır dudaklarım Sevdiğim Toprağı söyleyen türküm ey Sen ve ben ağır aksak bir şarkıdan geçiyoruz Değil mi ki hâleyiz Değil mi ki boşluklar can verir elimizde Oysa ne çok şeydaydık Ne çok yılgınız böyle Lambalara aldanan öksüz kelebekleriz Ben köy öğretmeni olmasam da İçimin bir yerinde durmaz ağlar Irmakların bestesi Sensizlik Ve sessizlik büyüyor civarımda Ben köy öğretmeni olmasam da Benim de hüzün vardır Sonbahar yüreğimde İşte orda bir serçe Her gün kanamaktadır Parlayan gözlerinle Şöyle bir bak yüzüme Kent derinliğinde Sokaklara düşüyor akşam yalnızlıkları Kent derinliğinde Sonsuzluğa salınıyor kuzey kuşları Kent gecedir Uçurumdır Yalnızdır kent Maverada geziniyor gün uykuları Toprağı söyleyen türküm benim Toprağı süsleyen türküm benim Toprağı söyleşen türküm benim Bak Uçurtmalar terk ediyor akşamlarımı... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Uzak Yaşamaların Şiiri Uzak Yaşamaların Şiiri Nehirleri yüklesen saçlarıma Ölümü de önüme katarım bir gün Şu üç beş kelime için Kaç kez atıldım bilsen sokaklarına Uzak yaşamaların şiirine dök beni Yüzünün yalımında otağ kurduran neyi Çağır içimdeki şiiri dirilten çağı Evinden döner gibi eve giden gelini Mercan susuşlarından geçir Çün sana verdim bütün dolunayları Saçlarında aradım kaybettiğim yolları Geceye yorumladım zülüflerini senin Eski ustalardan kalma bir âh ile gel... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Uzlet Uzlet Burada Sûzinak ağlar Döner devran Şahdamarında kentin sefalet Cüzdanımda bir eski benlik Nicedir biraz uzlet taşırım yedeğimde Suyu giyinemedim üşüdüğümden değil Uzat kulaçlarını bana ey sevgili dert Tomurcukların defnedildiği yerde Sûzinak ağlar Döner devran Öfkem gürler sevdalar içre... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Vuslat Vuslat Gözlerini Kalbime attığım gün Başladı hikayemiz Yollar vardı içimizde Yolculuklar Solgunluğumuz büyüdü Güvertelerde Vuslatı fısıldadı martılar Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Yalnızlığın Sert Adımları Yalnızlığın Sert Adımları Sevgi de yük aldı hicrete Artık bunu anlıyorum Doğuyor bak yepyeni bir hayat Bir mavzer menzilindeyim Adımlarımda kaçışın son anları Mahfel mi -Çün bu bir aşkın adıdır- Giyotin mi Çıkrıksız kuyulara mı bekleniyorum Suya Toprağa Hayata mı Günah çiçekleriyle bir kadın Mı bekliyor beni Sarp duygular taşıyorum Mitralyözünde kalbimin Geçtiğim kan ırmağı Gecede yankılanır yalnızlığın sert adımları Düşer Düşer de saçıma kahrın şafak saatleri -Sen bunu duymalıydın mozart- Saatim acıyı henüz beş geçiyordur Hazan dalına astım Gençliğimin ıslak gömleklerini Hatırlar Ölürüm yaptığımız son valsi Gömün gömün beni Kanat kırık kol kelepçe gecede Ay bastı korkularımı Aman bulmaz dertlerin kordonundayım Yüreğimde taşığıdım bir avuç umut Karanlığı sürgünleyen kolorduları Kulağım bekçinin düdük sesinde Islıklar yolumu kent soluklu kırağı Öyle zemheri Öyle muhanettir bu sokak başı Sonra yıldızlar ölür Hakaretlerde büyür bir gerilla yüreğim Beni Kemikleri sızlayan umutların Gömün sıra sıra taşına Ay bastı korkularımı ay , yar Öyle yaşamak ölümü sereserpe Ki iki vadi yaban gülü kelebek Şehri inkâr ettiğim bir anda gideceğim Islıklarımı sunarak Gideceğim Orda Batarya ve gül ölümcül iki sevda Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Yorgun Insanlar Mahşerinde Yorgun Insanlar Mahşerinde Ey yalnızlıgımın sonsuz işaretleri Rüzgâra emanet tüm ırgat caddeleri Gözlerimde yıllardır büyür gider bir hüzün Şahika kanadında üşür yıldırım bekçileri Yanlış anlatıldı gülde kaybolan resimlerim Avareligim yasak afişlerin mahşeri Anlasana yıllardır hep sana yagıyorum Çıldırıyor bahar küheylanları şimdi Bir kalem ucunun silip silip bıraktıgı iz Gibi ben bir güleç köleyim her yerde yeni Siz benim degişmeyen giysilerimsiniz Rüzgâra emanet ey ırgat caddeleri... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Yürüyelim Biraz Daha Yürüyelim Biraz Daha Geç geç bitmiyorsun Söyle nigârım Neresindeyim ismailî kö p rülerin Israrımdır bir sen dökül kuytularıma Billursu bir kederle içiyorsun ayrılığı Öylece sun bana sâgarını âhım Yalvaç gülüşleriyle geçiyorsun yoksulluğumdan Ateşine karşı prometheus’un Yüreğinin keşfine izin veren Ben o okyanus kıblesi Şairlerin yalnızlığı emanet ettiği yegâne zat Bunca yankı içinde başka söze ne hacet Duymak istediğimiz Ölümü haberleştirmesi değil midir Lotus çiçeklerinin Ağlamıyor gibi ağlayan Selâma muhtaç cümle çiçeğin Yalnızlığına katılmadan varolmak nedir öyleyse Birlikte aranacak şeyler adına Haydi arayalım üçünü de Akasya yeşilini / altındaki toprağı ve insanı Yoksa bahtımız mı bilmeliydik Bu kentte ağaç ya da şair olmayı... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Zamanın Dar Uçları Zamanın Dar Uçları 1. Çatının kirini üzerime yagıyor Bulutları gökyüzünden indirip eskitmeli Hicran yoksa Hangi valsin gürültüsü Guo vadis aç yolumu İstanbul’a hüküm giydim Salgın sürek avları güzellerin ürktüğü Zamanı görüyorum İskeletlerle intihar talimleri kelimeler pus Öptüyse güz öpmüştür alnını yaz benim Tutunarak hiçliğe Boşluğa Çaresizliğe Sonu yok bir gönül defteridir okur Günceler de kaybolur savaşın ortasında Ütopya ne kelime çağa özgü endişe Kuklalar peşreve doğruluyor kelimeler pus Bütün seherler silindi takvimden Sen bir aldatmacıyla koparıldın benden İçte pusamış sevgi Uzayınca sessizlik duvarlar arasında Gözbebekleri olur bir zaman atlısında Hoyratça bakışların istilası kaleyim Sarsıntılarla gelir gelir şarampol Günceler de kaybolur savaşın ortasında Ötede yüksekçeler gezegeni kovalar Ne kaldı sormadığım sevda elçilerinden Eleğimsağmadan düşen En kızıl ince tırmık olmaya- Bilirdi ritmin onulmaz kâgir döşeme Guo vadis nerde aynalara düştüğün akis 2. Tankla çekilen fotoğrafta güneş batıyor 3. Karanfiller evlerde ölüm koklarken Anneler balkonlarda cinnet örerken Asaletimi tasdike memur Bir maymun Belâ çerağı mıdır başımda yanıp sönen Işıklara ne oldu huzmeler neden mahmur Vebalini taşıyor gövdem okyanusların Karanfiller evlerin ölümünü kokuyor Hasretin gül ettiği çarşılarda Endişenin hakanını arıyor şair Ve anlamak denen meyvemiz Çürüyüp kalıyor zamanın dudağında Devrik bir cümleyim anılarda Saçlarımı alıyor bir kadın Asya gibi bir kadın 4. Gece bir tavernadır utancın Egzotik bahçelerinde Her şey yarım kaldı ayinler bile Atıyorum bremen mızıkacılarını Payına sus düşmüş şafaklardan Beni fecr üzre anka kuşattı Zamana öten anka uzaklara söylence Gece bir tavernadır utancın Egzotik bahçelerinde 5. Sıra servilerin arasında Hercaî menevşe Eylül ağacında segâh gülüşün Nisan dallarının şehnazı İşte bak Bir geçmişte ıslanmanın Bağbozumu hatırası Kar yağıyor mahrem akşamlarıma Masal zülfünde şehrâyin fırtınası Çevirip sitemkâr yüzünü Bir deniz kadar engin Derde âşina olmuş bir ihtiyar diye Gelir miydin soyunup yalnızlığından Kuştüyü sessizliğinde dudaklarını Uzatır mıydın gençliğime Aykırı bakma yüzüme Ben ki yedeğinde uzlet taşıyan kulum Bir deniz eyleyip yüzümü sevda kadar engin Sana taşınacağım İşte bak Göverdi en verimsiz toprakta bile hicabım 6. Zamanın dar uçları şarapnel sağanağında Karanlık kollarını uzatır Masamda can çekişir peymane Bu vals burada biter Çığlıklar da yetmez umutlarına İnce bir nef’îdir hicvim Sergüzeşt akşamlara kaldiysa yazim Büyük güneşlerin ülkesindeyim artık Öptüyse göz öpmüştür alnını Tutunarak hiçlige Zamanı görüyorum İntihar talimleri kelimeler Boşluga Çaresizlige Sonu yok bir gönül defteridir okur... Kaynak: Tali Bir Akşam İsmail Aykanat |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:14 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2