![]() |
Kenan Erzurum Şiirleri Al Götür Beni Ben olayım yüzünde parlayan ışık, Sevdasın arayan divane aşık, Hayal alemi hep karmakarışık, Deniz kollarına al yatır beni, Ninni söyleyerek al götür beni. Bırak bir tenhada mavi koyuna, Uzanayım şöyle boylu boyuna, Gündüz güneşine, gece ayına, Deniz kollarına al yatır beni, Beni benden kurtar, al götür beni. Evlerle dopdolu bu ıssızlıktan, Ruhumda duyduğum yalınızlıktan, Kalbimden yükselen sessiz çığlıktan, Deniz kollarına al yatır beni, Beni benden kurtar al götür beni. Rüzgar ile dans et şarkılar söyle, Muhtaçtır huzura gönlümü eyle, Aylar yıllar geçsin seninle böyle, Deniz kollarına al yatır beni, Ninni söyleyerek, al götür beni, Huzur istiyorum orada huzur, Sana açacağım gizli sır budur, Kalbimi deşerek bulmağa hazır, Deniz kollarına al yatır beni, Beni benden kurtar al götür beni. Beni kurtar benden beni istemem, Budur işte derdim, başka şey demem, Böyle kalacaksam boşa gidemem, Deniz kollarından geri at beni, Yalnız bırak kıyında ağlat beni. Gebze - 1998 Kenan Erzurum |
Al Senin Olsun Al Senin Olsun Aşkımı istersen al senin olsun. Yıllarca sevdamla kal senin olsun. Baharı istersen gel senin olsun. Haber gönderirsen tel senin olsun. Sevgini fısılda dil senin olsun. Geleyim istersen yol senin olsun. Hepsini istersen koş da bana gel Kalbimi vereyim al senin olsun. Aylar senin olsun, yıl senin olsun. Bahçeşehir - Mart 2000 Kenan Erzurum |
Aldırma Bana Aldırma Bana Aldırma yüzümdeki kedere.... İçimden gelen duygu o benim, Saplanıp kalbime belki bin kere, Böler yüreğimi dilim, dilim!!! Ben de gülsem diyorum, şen şakrak... Ne gerek var şimdi bu hüzüne. Bak bak oradaki garibe bak, Ben değil o yansıyor yüzüme. Darıca - 1986 Kenan Erzurum |
Bahar Bahar Dallarda oynaşır yeşil yapraklar, Ağaca taç olur rengarenk çiçek, Çimenler cömertçe her yeri kaplar, Arılar çiçeği öperler tek, tek. Rüzgarlar taşırlar bahar kokusun, Ağaçlar çırpınır bir nağme diye, İsterler ki bülbül şarkı okusun, Yankılansın sesi bütün vadiye. Akarsular sanki bir şeffaf gümüş, İçinde balıklar rakseden dilber, Bu mevsimde başlayıp süren cümbüş, Suların sesiyle dopdolu her yer. Çimenler bir halı olur toprağa, Güneşin sevinci yüzünde parlar, O sevinçle tekrar canlanır doğa, Yerde kuzu sesi, göklerde kuşlar. İstanbul - 1985 Kenan Erzurum |
Bebek Bebek Duramazsın böyle günün önünde, Gölgeler yok olup gün döndüğünde Kirpiklerin üstüste indiğinde Uyu bebek uyu, sessizce uyu. Boşuna direnme tükenir gücün, Yüzünde büyüsü son öpücüğün, Uyurken rüyanda en son gördüğün Masaldaki çiçekler gibi büyü. Sana anlatılan masallara kan, Ninni ile uyu, aguyla uyan Bir peri misali yanında anan En güzel meleğe benziyor huyu. Uyu bebek uyu ninniyle uyu, Uyku gözlerini saklayan büyü, Rüyalara taşı şimdi her şeyi, Uyu bebek uyu, ninniyle uyu. Bahçeşehir - 2001 Kenan Erzurum |
Bilmemek Bilmemek Bilmemek ne kötü, Bilmeden geldik dünyaya... Görmemek ne kötü, Göremedik geçen günü mevsimi. Sevmemek ne kötü, Sevdiysek nedir bu kavgalar ya!!! Güçsüzlük ne kötü, Başkaları çizdi kaderimizi. Bilmemek ne iyi, Bilemiyoruz ne zaman öleceğimizi. Gebze - 1987 Kenan Erzurum |
Bir Eski İstanbul Hayali (Ruya) Bir Eski İstanbul Hayali (Ruya) İstanbul ufuktaydı, güneş inmişti yere, Sanki görüyordum ben bu şehri ilk kere, Görüyordum apaçık yamaçtan inen yolu, Bu gün bütün denizler İstanbul'la dopdolu. Sulara dalmışlardı o görkemli saraylar, Denizde gidiyorduk kıyıdaki insanlar. Sarmıştı İstanbul'u Marmara'nın suları, Bir yaz akşamında sarmaş-dolaş aşkları. Evlere girmek için atlasaydım denize, Suda rastlardım belki, balkondaki o kıza. Balıklar geçiyordu, raksedip oynayarak, Biz seyire dalmıştık, sular temiz ve berrak... Uzanmıştı Haliç'e sadabat bahçeleri, Güzeller seyre çıkmış, dönüyorlardı geri... Nedim nerde? Diyordum ki suya düştü aksi, Yükselen şarkılardan gelen Itri'nin sesi. Duru idi her yerler; gök berrak, sular duru, Denizde örmüşlerdi Bizans'tan kalan suru. -Ne yazık gelecekti, biraz sonra karanlık, Gördüğümüz güzele gönlümüz esir artık. Ayrılmak mümkün değil böyle bir İstanbul'dan, Tarihle söyleşirken uyandım ben ruyadan. Gebze - 1987 Kenan Erzurum |
Dediler Ki Dediler Ki Dediler ki: "Seni arayan biri, Gezmiş bu şehirde bütün her yeri. O şimdi bir tutkun, sevda esiri Artık seni buldum diye sevinçli." Demiş ki: "Yitirdim sevdam bitmeden, Hiç bir şey demedi bana gitmeden, Neden terkeyledi bilmem ki neden? " Bu gün mutlu, ağlıyor içli içli. Beni soruyormuş, resmimde gözü O çoktan unutmuş nazı, niyazı Diyormuş ki: "Görsem arada bazı, O benim prensesim, başı taçlı." Eskilere aldı beni bu sözler, Benim de yüreğim bir sevda özler. Artık engel değil delice sözler, Bilirim o bana bir sevda borçlu. Salacak - 07.03.2000 Kenan Erzurum |
Deniz ve Akşam Deniz ve Akşam Deniz ne durulmaz halin var senin, Şarkılar söyleyen dilin var senin, Her yerde sevenin elin var senin, Yüreğin tutuşup, suların yansın. Sevinçten mi dalga dalga gözyaşın? Uzanır koylara yaslanır başın, Kıyılar sevgilin, rüzgar yoldaşın, Yarın sabah gene öp de uyansın. Nasıl bir yürektir deniz bu sende... Raksedersin her gün rüzgar önünde, Geceyle beraber sen de dinlen de, Kıyıların yarın mahmur uyansın. Birazdan gelecek karanlık gece, Aşıktır o sana, sarar delice, Soyunup koynuna girsem gönlümce, Akşam vakti batan güneş kıskansın. Gebze - 1988 Kenan Erzurum |
Destan Destan Çanakkale'de doğduk biz bu yurdun insanı, Göğsümüz siper ettik bırakmadık düşmanı, Hürriyet için verdik binlerce şehit canı, Ölmeyip yaşadılar Mustafa Kemal ile, Kurtardık biz vatanı hep beraber elele. Düşmanlar dize geldi, eğildi karşımızda. Yazdık bu kurtuluşu istiklal marşımızda... Önderimiz Atatürk yürüdü başımızda, Bizi ayıramazlar ölsek bile bu yoldan, Sarı saç, mavi gözden ve ayyıldızlı aldan. Cumhuriyeti koyduk hedeflerin önüne, Nice savaştan sonra erdik o mutlu güne, Bu gün 29 Ekim yetmişbeşinci sene, Cumhuriyeti kurduk Mustafa Kemal ile, Bizim önderimiz O, bize ışık meşale. Hedef seçtik en yüksek medeniyet ufkunu, Hiç kimse unutturamaz bu yolda bize O'nu, Bilimle aydınlanan bu çağdaşlık yolunu, Aydınlattı bu yolu mavi gözleri ile, Yeter bize bu ışık, daha nice bin sene. O getirdi bilimi, "En doğru yol bu," dedi, Başladık bu savaşa, en önde O yürüdü, Okul, baraj, fabrika bilim ile büyüdü, Kabul ettik bilimi Mustafa Kemal ile, Sönmedi, sönmeyecek bu yakılan meşale. Bize o yol gösterdi, yarattık devrimleri... Hep peşinden yürüdük, sivili ve askeri. O'dur Cumhuriyet'in aydınlığın önderi, O'nunla yürüyoruz bu çağdaşlık yolunda, Bu yol hep yürünecek, bu yurt Anadolu'mda. Gebze - 1998 Kenan Erzurum |
Esirgeme Esirgeme Malın mülkün senin olsun, Selamını esirgeme. Gördüğünde günaydın de Kelamını esirgeme. Görmezlikten gelip mahsus, Gezmemek gerekir kos kos, Büyüklük Allah'a mahsus, Olanını esirgeme. Gurur kibir kötü maldır, İnsanda onulmaz haldır, Gönlünü sevgiye daldır, Kalanını esirgeme. Mevki makam sende kalsın, Sen de bir Allah'a kulsun, Taze çiçek senin olsun Solanını esirgeme. Alçak gönül, yüce gönül, Severek sevgiye gömül, Yüzünle gül, sözünle gül, Gülenini esirgeme. Bahçeşehir - Kasım 1999 Kenan Erzurum |
Eza Eza Nasıl da giyinmiş gavurun kızı, Açık, saçık hani sere serpe... Muradın eritip yakmak mı bizi? Kirazlar kırmızı, turunçlar körpe. Belli ki takmışsın sevdadan kanat, Umurunda değil koskoca dünya, Senin cömertliğin sevgime inat, Beni deleden de güzelim bu ya... Sevdalım amacın nisbet mi bana! Ne giysen yakışır inan ki sana, Bu kadarı da biraz fazla ama, İşte sergiledim, bak da doy gibi. Açılma be canım böyle fütursuz, Bizdeki de yürek, can taşıyoruz. Belli ki güzelliğin kusursuz, Hayalinleyim hep, aç ve uykusuz. İstanbul - 1998 Kenan Erzurum |
Gece Gece Yine rüzgar vuruyor bak pencereme, Geceler korkulu, karanlık, sessiz... Biliyorum beni sorup her yere, "Söyleyin hiç gördünüz mü?" diyor "siz" Dinliyorum çevremi tek nefesim, Başka bir hareket yok şimdi evde, Bağırsam çıkmayacak gibi sesim, Sanki ben esirim, gece bir dev de... Zaman durmuş şimdi, bekliyor beni, Ne gece bitiyor, ne bir ışık var... "Biz bir kabusa teslim ettik seni, Çok uzağa gittik," diyor uykular. Kendi hallerinde çocuklar karım, Mışıl mışıl uyuyorlar, ne güzel, Bilinki bu evdeyim, ben de varım, Ama uykumu alıp gitti bir el. Gebze - 1986 Kenan Erzurum |
Gemiler Gemiler Ahırkapı önlerinden gemiler, Bazan gelir geçer, bazan demirler. Fırtınada, siste durmaz iniler, Ahırkapı önlerinde gemiler. Orda sular sessiz sakin kucaklar, Okşar, sever, yıkar, temizler, paklar, Sevgililer arzu dolu yol bekler, Denizlerde gelip geçen ömürler. Geceleri pırıl pırıl bir dünya, Bırakırlar kendilerini suya, Hulyalarla tam dalarken uykuya, Yüreklere sevgililer demirler. Kimi funda eder, kimi yol alır, Miller bazan biter, bazan çoğalır, Ekmek alır, erzak alır, yük alır, Açık olsun yolunuz ey gemiler. Gebze - 1986 Kenan Erzurum |
Gülüm Sana Gülüm Sana Sevda aldım, sevda verdim, Aşık oldum gülüm sana. Taze goncaların derdim, Kokladım hep kana kana Girdiğim o gül bahçesi, Dinlediğim gönül sesi. Yanakların öpülesi, İlaç gibi geldi bana. Sevdim seni ta gönülden, Kokladım gonca gülünden, Belli değil mi halimden Sana geldim yana yana. Sevdayı ben sende gördüm, Aşkın alıp, aşkım verdim Seni deli gibi sevdim, Ölürüm o bakışına. 02.05.2000 Kenan Erzurum |
Hoşçakal Mabed Hoşçakal Mabed Soğuk kış rüzgarı aldı götürdü, Sandım ki savrulup gittim buradan Bakanlar yüzümde hep seni gördü Mesafeler yok oldu çıktı aradan. Yeni bir kimlikle giderim sandım, Beraberlik bitti şimdi yokluğun... Ama gördüm ki ben hepden aldandım, Başıma ilk günden geldi korktuğum. Aydınlığı attım gececi oldum, Aklım benim ile gönlüm senin. Tuvali bıraktım hececi oldum Rüyalarla geliyor resimlerin. Diyorlar ki bana o senin aşkın, Senin günahın bu büyük ihanet İnan kalbim sana herkesten yakın, Hoşçakal Tübitak, hoşçakal Mabed. Bahçeşehir - 02.03.2000 Kenan Erzurum |
Hüzün Hüzün Kalplere sadece aşkımız koyduk, Zaman avucumuzdan uçup gitti, İşte tam sevgiyi bulduk diyorduk, Ne ettiyse bize o zaman etti. Yüzlerde yorgunluk, saçlarda aklar... Bizim gençliğimizi çalan tuzaklar, Durulan sevgimiz, küllenen aşklar.. Yeni başlamıştı, ne çabuk bitti. Bilseydim o yıllar solacağını, Zamanın bir hırsız olacağını, Bizi bizden böyle çalacağını, Bilmezdi şu gönlüm yeni farketti. Geçti yıllar artık eskidi yürek, Bizi de beraber sürükleyerek, Resimlere bakıp gülümseyerek, Gönüller mevsini tamam etti. Not: Güfte olarak düşünülmüştür. İstanbul - 1998 Kenan Erzurum |
İçimdeki Benler İçimdeki Benler Sanılır ki herkes kendi evindedir, Akşamları cüsseler evde olunca. Bilmezler ki kendim içimde esir, Gezdiremem onu kendi gönlünce. Aklıma sorarsan onu dışladım, Ben gönlüme esir, aşkıma köle.. Bu yanlışa çok eskiden başladım, İşte hayat bende bu yüzden çile. Gönlüme sorarsan ondan uzağım, Ben sadece aklımın erdiğin, Boşuna çabalar geçti o çağım, Ne bir sevenim var, ne de sevdiğim. Bir barış olsa da bitse şu savaş, Bu hayata artık sukunet gerek... Ben yalnızım onlarsa iki kardeş, Ancak kurtulurum burdan göçerek! Aklımı alsalar versem yabana Gönlümü ansızın bir güzel çalsa, Kurtulsam onlardan ne hacet gama, Yüzümde her zaman gülücük olsa. Deseler ki "Nasıl oldu kurtuldun?, Nerede sendeki eski benlerin?, Bu iksiri kimden, nasıl buldun?, Hep gülerek geçer olmuş günlerin." Beni bıraksalar artık benlerim, Ben sadece kendi kendimle kalsam, Kaygılardan uzak geçse günlerim, Birazcık hayatın kamını alsam. Artık bir tek yaşamak olsa işim, Ne aklı düşünsem, ne de gönlümü, Ben bir iğne olsam, hayat ibrişim İlmik ilmik örsem kalan ömrümü. Bahçeşehir Kenan Erzurum |
İsyan İsyan Ağaçlar cüce şimdi, binalar yüksek, Ne bahçe var artık, ne bülbül sesi... Yok ettik hepsini tek tek keserek, Özlediğim bir yeşil ağaç gölgesi. Binalar; yığın yığın, dizi dizi, Evler; kat kat, üstüste, yan yana, Sanki gizli bir el hepimizi, Çekiyor sessizce o taş bağrına. Atlar yavaş şimdi, arabalar hızlı, Sanki yaşam sade bir koşturmaca... Farkındayım içimde bir özlem gizli, Cevabını aradığım bulmaca. Uçaklar kovdular gökten kuşları, Sanki ağlar gibi yağmurun sesi, Çoktan tükettik de ağaçları, Bari yok olmasa Gök-su mavisi. Ama biz ona da hasretiz şimdi, Sağımız, solumuz yüksek yapılar, Ne sabah güneşi, ne de ikindi, Kirlendi mavi gök, kirlendi sular. Şehir denen korkunç garip yaratık, Mahşerin kurulup bitmedigi yer, Bıktık, bıktık senden ağaçsız bıktık! Ama ne çare ki hepimiz esir... Çevre yeşilliği, bahçe çiçekler... Akarsuyun sesi sanki bir masal, Ama bir gün mutlaka çocuklar, Uzanır pencereme çiçekli bir dal. Darıca - 1990 Kenan Erzurum |
Kalbim Kalbim Açıl, açıl, açıl bir çiçek gibi, Dağlarda açılan kır çiçek gibi, Eğil, kıvrıl, oyna bir köçek gibi, Yor kendini şimdi haşarı kalbim. Kanına gir kandır birilerini, Aşkını ver yandır birilerini, Aç kalbini söndür birilerini, Ver kendini şimdi uçarı kalbim. Saklanma içimde, seni görsünler, Kan kırmızı bir gül diye dersinler, Götürsünler sevgiliye versinler, Vur kendini şimdi dışarı kalbim. Beni bırak, yeter, kendince yaşa, Usandım vallahi ben koşa koşa, Gene benziyorsun bir göçmen kuşa Der kendini şimdi göçeri kalbim. Bahçeşehir Kenan Erzurum |
Kırdılar Saatimi Kırdılar Saatimi Hani düşlerim vardı, Büyümek ve yükselmek... Durmadan çağıldardı, Yoktu bana yenilmek... Ben de büyürdüm bir gün, Büyük adam olurdum... Böyle geçti doğan gün, Bir gün anlayıp sordum: Hani nerede şimdi, Umut nerede hani? Beni kandıran kimdi? Kimdi aldatan beni? Meğer yalan demişler, Büyümek diye bana. Yok oldu çocuk düşler, Ağladım kana, kana... Yeleleri savrulan, Uçan umut atımı, İçimde tık, tık vuran Kırdılar saatimi. Gebze - 1990 Kenan Erzurum |
Küllenen Aşklar Küllenen Aşklar Tomurcuk çiçekken bildiğim halin, Kalbime doldurup aldığım halin, Rüya imiş seni bulduğum halin, O yıllar oyalar kandırır beni. Yüzünde yorgunluk, saçında aklar, Bizim gençliğimiz çalan tuzaklar, Durulan sevgimiz küllenen aşklar, Benden uzaklara alıyor seni. Bilseydim o yıllar solacağını, Zamanın bir hırsız olacağını, Seni benden böyle çalacağını, O yıllar bilmezdim, öğrendim yeni. Mevsimler geçermiş, çiçekler solar, Şimdi hatıralar beni oyalar, Seviyorum seni ilk günkü kadar, Yalınız bırakma gönlümü emi? Sıkıca sıkıca tut ellerimi. Gebze - 1988 Kenan Erzurum |
Mahallede Bir Ev Mahallede Bir Ev Yılları nakşedip yüzüne almış, Şu eski evin taş duvarları. Halinden belli ki sahipsiz kalmış, Bekliyor sessizce boş sokakları. Bilinmez kaç yıldır yüzünde hüzün, Yıllardır kapısı hiç çalınmamış, Rüzgarla konuşmuş derdini her gün Bu derdin çaresi yok, bulunmamış. Bacası devrilmiş, çökmüş çatısı, Duvarları beklemekten yorulmuş, Sessizce sürerken hayat kavgası, Yüreciği yanmış, yüzü kavrulmuş. Ne bir gelen olmuş... ne de bir soran, Bu yüzden üzgünmüş, yüreği kırık Sarmaşıklar sarmış onu dört koldan, Bu dertleşme bana oldu hıçkırık. Bahçeşehir - 2001 Kenan Erzurum |
Nerdesin? Nerdesin? Korudum sevgimi bir çiçek diye, Büyüttüm ümidi gelecek diye, Bir gün beni mutlak bulacak diye, Yıllar yılı bekliyorum nerdesin? Yürüyorum deli gibi yollarda, Savrularak yaprak gibi dallarda, Şarkılar hep melul mahzun dillerde, Yıllar yılı bekliyorum nerdesin? Sinemalar, pastaneler, çay evleri, Karşılaşsam diye gezdim her yeri, Yavaş yavaş tükettim ümitleri Yıllar yılı bekliyorum nerdesin? Ben seni ararken tükendi yıllar, Dolandım tüm şehri bitmedi yollar.. Beyazlar içinde açılmış kollar, Yıllar yılı bekliyorum nerdesin? Karşıma çık ansızın bir yerde görün. Uçarım sevinçten inan ki o gün. Gel artık bekletme yeter sevdiğim Yıllar yılı bekliyorum nerdesin? Çal kapımı artık, "işte geldim," de "Hep aradım ama, şimdi buldum," de "Senin için ben de çok yoruldum," de Yıllar yılı bekliyorum nerdesin? Kimsin, neredesin bilsem ismini, Kimlere benzetsem bilmem resmini. Seni arıyorum sevdiğim seni... Yıllar yılı bekliyorum nerdesin? Bahçeşehir Kenan Erzurum |
Olmadı Olmadı Sevgilim dön bana nolur, zordayım Sensizlik çekilmez oldu dardayım, Anladım ki sensin benim her şeyim, Seni bekliyorum sensiz olmadı. Bir başıma geçirdiğim bu süre, Yeniden düşündüm belki bin kere, Büyüdü içimde açılan yara, Ayrılık üç günmüş, sonsuz olmadı. Aklımdan atayım sileyim dedim, Ben de sonbaharla solayım dedim, Bu sevgiye hasret öleyim dedim, Gördüm ki kavuşmak cansız olmadı. Çoktan tükendiler dargınlıklarım, Şimdi özlem oldu kırgınlıklarım, Anladım, ben ancak seninle varım, Yaşama bağlanmak sensiz olmadı. Bende tükendiler kırgınlık, nefret, Bunu sana söylemeye ne hacet Dön artık bu sesim yürekten davet, Dayanmaya artık sabrım kalmadı, Çekilmiyor hayat, sensiz olmadı. Bahçeşehir - Nisan 2000 Kenan Erzurum |
Ölüm Ölüm Bir anda birden bire, Ansızın düşüp yere, Nefes alıp son kere, Bir daha verememek... O her şeyin bitmesi, Özün tenden gitmesi, Vererek son nefesi, Bir daha alamamak... İçimizdeki korku, Nefessiz süren uyku, Ölüm denen işte bu, Tatmadan bilememek... Gebze - 1987 Kenan Erzurum |
Seni Düşünürüm Seni Düşünürüm Seni düşünürüm vakit buldukca, Hatıralar beni esir aldıkca, Her gece rüyamda bana geldikce, Seni düşünürüm vakit buldukca. İlk gülümsemeni, ilk gördüğümü, Beni sana bağlayan o kör düğümü, Seni; ilk aşkımı, ilk sevdiğimi, Seni düşünürüm vakit buldukca. Mevsim mevsim, saat saat yanımda, Kurtuluş yok esir oldum sonunda, Günahın var bu sevgide senin de Seni düşünürüm vakit buldukca. Sensin beni böyle benden alan, Unutulmayıp hep yürekde kalan, Senden başka bütün sevgiler yalan, Seni düşünürüm vakit buldukca. Ben her anımı seninle yaşarım, Aşk denen şey bu mu imiş? Şaşarım, Senden vakit buldukca sana koşarım, Seni düşünürüm vakit buldukca. Yıllardır özlemim bitmiyor sana, Unutmak ihanet diyorum, bana, Ne günüme sığarsın, ne de rüyama Seni düşünürüm vakit buldukca. Gecelerim efkarlı, gündüz dumanlı, Bu konuda boş kadehler gümanlı, Diyorlar ki O'nunlasın devamlı, Seni düşünürüm vakit buldukca. Kışda beraberiz, yazda yanımda. Ben seninleyim hep yalnız anımda, Biz böyle ayrıyız eni sonunda, Seni düşünürüm vakit buldukca. Salacak - Şubat 2000 Kenan Erzurum |
Sevgili Sevgili Sultanım versen fermanın, "Yok," desen "derde dermanım" "Faydası yok yalvarmanın!!!" Gene de sana gelirdim. Acılar çeksem aşkına, Dönsem divane şaşkına, Bilsem ki fermanın cana, Yine de sana gelirdim. Varmak için emellere, Yol gerekmez hayallere, Düşseydim gurbet ellere, Gene de sana gelirdim. İstanbul - 1988 Kenan Erzurum |
Sokak Sokak Siyah yorganıyla uzanan sokak, Hadi, uyan artık; bak sabah oldu! Yatma öyle her gün sessiz ve korkak, Durma, uyan artık; kalk sabah oldu. Üstünde duydugun ses ayak sesim, Bu gece sen de yorgun musun, nesin? Ugrayip evlere bak isim isim, Vur kapıyı; tık tık sabah oldu. Saatler ses verdi, hadi kalk uyan Aydınlık dolacak birazdan her yan, Üstüne süzülen ışık lambadan, Sönecektir; tek tek, sabah oldu. Uyan uyan şimdi, kendince yürü, Tut ayaklarımdan beni de sürü İkimiz beraber şu koca şehri, Yürüyelim; tak, tak sabah oldu. Bahçeşehir - 20.01.2000 Kenan Erzurum |
Tilda Tilda Tilda; sevenlerin tacıydı Tilda, Bu nasıl tükenmez acıydı Tilda! Ayrı düştün diye gittiğin elde, Ardından bir ozan Kemal ağladı. Dostların hasretle yanarken gördüm, Yaşlı gözler ile anarken gördüm, Eşine taziye sunarken gördüm, Sevenler ardından yaslar bağladı. Anladım ki; Tilda bir yürek kuştu, Yuvasından uçup toprağa düştü, Ardından dostları yandı tutuştu, Kemal için, için, yürek dağladı. Dediler: "Boş kaldı kalplerde yeri, Nolur ertelese bu son seferi," Tilda’sın arıyor yaşlı gözleri, Kemal’in gözünden yaşlar çagladı. Bıraksan orayı gelsen olmaz mı? Yeniden Kemali bulsan olmaz mı? Dostlarla konuşsan, gülsen olmaz mı? Ölüm hüküm verdi, sözü bagladı. Tilda; bir sevgiydi, yürekti Tilda, Bir solmaz çiçekti açtıgı dalda, Ölüm ummanına giderken salda, Ardından koskoca Kemal agladı. Bahçeşehir - Şubat 2001 Kenan Erzurum |
Toprak Toprak Ne ben toprakdan ayrı, Ne toprak benden uzak, Geçsin yılın her ayı, Ayaklarımda toprak. Toprak haz verir bana, Toprak, çimen ve çiçek, Toprak başka bir ana, Sevgisi kucak kucak. Topraktan gelir yeşil, Topraktan fışkırır su, Ruhumu okşayan dil, Bir ilahi beste bu. Yeni sulanmış bahçe, Toprak ve gül kokusu, İnsan onu sevince, Ayrılamaz toprak bu... Çevrem yemyeşil çimen, Ağaçlar yaprak, yaprak... Orda dinlenirim ben, Ayaklarımda toprak. Ana ağaca güle, Ana bütün insana, Öldüğümde bile, Alır beni koynuna. Darıca - 1990 Kenan Erzurum |
Yitirdiklerimize (Ağıt) Yitirdiklerimize (Ağıt) Faylar ayrılıp dallandı, Şehirler köyler sallandı, Enkaz kan ile allandı Yaralılar can veriyor. Gece vaktinde uykuda, Hiç olacak şey mi bu da, Salon salon, oda oda Toprak altı ün veriyor! Aman Tanrım bu da neci, Görülmedi böyle acı, Ana baba kardeş bacı, Enkazlarda can veriyor. Sanki bize değdi nazar, Evlerimiz oldu mezar, Karanlık da yüzbinler var, Gök ağlıyor tan veriyor. Koşun dostlar, çabuk yetin, Eliniz uzatın tutun, Enkazı kaldırın atın, Ölüm bizden gül deriyor. Toprak ana, toprak ana, Nasıl kıydın bunca cana, Sitemim Allah'a sana, Saatler hazan veriyor. Bolu İstanbul arası, Sarılmaz derin yarası, Yok mudur bunun çaresi, Bilim nerde, ne duruyor? 1999 Kenan Erzurum |
Yoksul Yoksul İsteğin bir giysi, bir parça ekmek, Bitmez hayalini süsleyen yoksul.. Her gün senin için üzüntü demek, Herkesler Allah'a, sen herkese kul. Ne hatırın vardır, ne dostun senin, Herkesler yüksektir, yok astın senin, Nasihati sana büyüklerinin, Tevekküle sığın orda huzur bul. Izgara bilmezsin, salam bilmezsin, Eğlence bilmezsin, alem bilmezsin, Senin yaşamın o, elem bilmezsin, Yediğin kuru ekmek, açlık da kabul. Gebze - 1990 Kenan Erzurum |
Yolculuk Yolculuk Tükenen gözyaşları, yüzlerde kuruyan nem, Kime isyan edilir, kime söylenir bilmem, "Yeter duyulan hüzün, yeter çekilen elem" Ama bunlar boşuna, hiç böyle olmadı ki! Çaresiz beklenirken yüzlerde o endişe, Bu ayrılık gününde, nereden olsun neşe, Şarkılarda isyan var böyle sessiz gidişe, Hiç kimse o diyara neşeyle gelmedi ki! Ne mevsimi belli, ne ayı, ne günü var, Bunlar yetmezmiş gibi ne de gidilen diyar, Kimi hıçkırıklarla kimi sessizce ağlar, Bu çaresiz gidişte hiç kimse gülmedi ki! Belli ki bu yolculuk yepyeni alemlere, Nasıl denir üzülme, geride kalanlara, Sorsam diye düşünmek boşuna gidenlere Oraya gidenlerden hiç kimse gelmedi ki! Kalanlar üzüntülü, yürekler acı dolu, Kimseler dönemiyor bu uzun ince yolu, Orda yürekler atmaz, orada herkes ölü, Bu yolculuktan sonra kimse dirilmedi ki! Bahçeşehir - Ekim 1999 Kenan Erzurum |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:16 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2