![]() |
M. Engin Karatay Şiirleri Bitecek Elbet... Neden böyle perişân, neden böyle nâ-çârsın? Sıkıntıyı görünce, hemen tüyüp kaçarsın... Biraz yürekli olsan, bil ki dehşet saçarsın Izdırâb dolu günler, bir gün bitecek elbet... Yapayalnız kalınca, bükülüverdi belin Çek önüne bendini, arsızca coşan selin Nedir bu pısırıklık, tutar ayağın elin Vîrân olmuş hânende, ocak tütecek elbet... Akbabalar üşüşmüş, ha canlısın, ha ceset Kartalca baksın gözün, sana kim dedi pes et? Kılavuzun kendin ol, kargaları ört-bas et! Bu bahçenin bağında, bülbül ötecek elbet... Tufayı görüp sindin, şu surata bak hele!.. Âfet yemiş gibisin, andırırsın zelzele Bu mu sendeki mertlik, dayanamazsın yele... Uluttuğun çakallar, ine girecek elbet... Âh vâh etme boşuna, bir şeye çâre değil... Dirâyetini göster, kim emir verdi eğil? Şecaatli tavırla, ürksün karşında cehil Borusu çalanların, hükmü geçecek elbet... Köroğluysan boynunu, Bolu Bey'i bükemez... İfrit dâhi uğraşsa, o sihrini ekemez... Ocağına inciri, kat'iyyetle dikemez... Seyreyle bak o zaman, himmet gelecek elbet... Sen'den meded bekleyen, kimler var şöyle düşün!... Sırası değil şimdi, gafletin ve cümbüşün Gâye âşikâr iken, ya senin nedir düşün? Kararan bu bahtının, özü gülecek elbet... Râm ol da buyruklara, bırak artık yalpayı Sözde hareketinle, sezdirirsin kolpayı Dürüst alır taksimde, dâimâ aslan payı Bu sâyede insanlar, Hakk'ı bilecek elbet... Landsberg - 21.07.2000 03:35 M. Engin Karatay |
Bizim Sevgimiz Bizim Sevgimiz Herkes barda pavyonda, eğlenip de coşarken Uçkurunun peşinde, doludizgin koşarken Kendini kaybedip de, hudutları aşarken Efendice dürüstçe, sevdik diye suç oldu... Densiz zübbeler gibi, zıplayıp oynamayız Her güzeli görüp de, salçalı kaynamayız Doksan-altmış-doksana, sırvanıp yaynamayız Biz helâl süt emmişiz, anlattığım kaç oldu? Çocukluktan almışız, bu köklü terbiyeyi Ölüm içre yaşayıp, kollarız telbiyeyi Azmak dâim getirir, mahvı ve tecziyeyi... Bilgeler nasihâtı, başımıza tâc oldu... Gönül eğlendirmeyi, nâ-hoş âdet belledik Allah Emrin tutup da, gelinleri telledik Besmeleyle hâtunun, zülüflerin elledik Gayra tevessül eden, nazarlarda aç oldu... Karac'oğlan âşıktı, ama Rabbin bilirdi, Mecnûn, Leylâ uğruna, aceb neden delirdi? Fuzûli şiir yazsa, dilber cehde gelirdi Şimdi aşklar sevgiler, bel altı ve kıç oldu... İstanbul - 12.07.2000 00:45 M. Engin Karatay |
Canım Mısın? Canım Mısın? Gözlerinde tebessüm, bana bir hâl ediyor Sevdâ dolu sözlerin, çok hoşuma gidiyor Yüreğimin ipini, tatlı dilin yediyor Ben senin mübtelânım, sen benim canım mısın? İşlemişsin içime, yakıp da kavurmuşsun Samyeli gibi esip, aşkınla savurmuşsun Etkili bakışınla, gözlerimden vurmuşsun Dolaşıp sıcak akan, damarda kanım mısın? Mehtâbda dolaşırken, seyrettiğim yıldızım Ummânlarda görünen, efsâne deniz-kızım Derde dü-çâr olup da, çektiğim tatlı sızım Hayâlimi süsleyen, özlenen yanım mısın? Mecnûn'dan çok yanmışım, belki olurum verem İbret olur bu sevgi, gölgede kalır Kerem Ferhât dağları delmiş, ya benim eksik nerem? Kamber'i imrendiren, övülen şânım mısın? Nerde beste yaptıysam, hâlâ hâtırân yaşar İlhâmım'ın boyutu, değme aşkları aşar Kalemim elimdeyken, kalbim coşup da taşar İsmin söylenen yerde, canlanan anım mısın? Bu iksîr-i kevn ile, bulalım derde devâ Muhabbet Rızâ için, olamaz bunda hevâ Yâr ol bana Ukbâ'da, bendeki gâm-ı cevâ Uçmağım'da Sultânım, sâlihâ hanım mısın? Landsberg - 19.03.2000 07:45 M. Engin Karatay |
Dostum Dostum Dostum, şöyle karşıma geç! Sana içimi dökmek istiyorum... Bu güne kadar, hiç duymadığın şeyler anlatmak istiyorum... Bilmem ki, beni dinleme zahmetinde bulunur musun? Yoksa, Yoksa kaşlarını büzüp, suratını mı asarsın? Hani insana dar günde, Sıkıntılı anlarda dost lâzım olur derler ya; İşte öyle bir günün gecesindeyim... Sabah olmuyor bir türlü Geçmiyor şu vakit... Dakikalar içine, Asırlar sığmış sanki Geçmiyor, geçmiyor... Derdim çok be dostum, Nereden başlasam ki? Hangi birini anlatayım? Hangisine öncelik vereyim? Ooff, ooff, yanmışım ben yaa... Bir zamanlar, gözbebekleri parlayan Onlar'a baktığımda Dünyâ'yı unutturan Hayâtımın akışı içerisindeki her Sâniye'yi, Rûhumun taa derinliklerine işleyen Geçen günlerde tat dersen tat, Haz dersen haz, Lezzet dersen lezzet, Aşk dersen aşk, yaşatan Duygulu şiirlerimde, kâğıdımın nakşı, süsü olan İçimdeki yangınları, Her gün eskisinden daha fazla alevlendiren O hoş tebessümünde, Ilık bûsesinde, Sıcacık nefesinde, yüreğimi âdetâ eriten Beni sevmenin doruğuna eriştiren Dünyâ, âlem birleşse, kopmama sözü veren Vefâsızlık örneği sergilemeyeceğine dâir yeminler eden Bundan büyük aşk olmaz diyen Beni, şimdiki ben yapan O sevgilim var ya; O, beni terketti, gitti dostum... Gitti... Ardına bakma zahmetinde bile bulunmadan gitti... Gitti, hoşçakal dâhi demeden Gitti, gözleri yaşarmadan Gitti, hiç eziklik duymadan Gitti, güzel günleri hatırlamadan Gitti diyorum dostum, gitti... Aahh vefâsız, aahh insafsız... Yıkılmışım be dostum Gayrı, bu kadar acıyla yaşanmaz Bu derde tahammül olmaz Bu yük kaldırılmaz... İşte dostum, anlıyor musun şimdi? Gecelerin niye geçmediğini? Niye sabah olmadığını? Niye gündüzlerin dâhi, kapkara zindan olduğunu? Niye Dakîkalar içerisinde, Asırlar yaşadığımı? Haa bu günlerde, bir de Cânân var dostum; Sevmemeye yemîn ederken, Sanki inadına beni sev dercesine Parmaklarıyla kalbimi kavrayıp, yerinden sökercesine Yaralıyım, yanmışım, duymaz... Dinlemez... İçime umulmadık kıpırtılar veren sesini hançer yapıp Artık delinmedik yer kalmayan bağrıma Defâlarca saplarcasına Ve, artık ben varım hayâtında dercesine Bir Cânân var... Gel gör kim, anlamaz hâlimden dostum Ben ne yapayım dostum, ne yapayım? Bunca Yıldır, sırlarımı paylaşan Ekmeği bir, aşı bir arkadaşım değil misin? Söylesene şimdi bana bir çâre!.. Susma öyle, konuş! Hani nerde aşk? Nerede sevmek? Kim anlıyor sevildiğini? Kim anlıyor, ölümüne sevdiğimi? O zaman, Ya sevmek, aşk yalan Ya da suç... Ama bunun adı ne olursa olsun Ben yine seviyorum, ölene dek seveceğim dostum... Landsberg - 12.12.2000 04:50 M. Engin Karatay |
Eşref Saatim Eşref Saatim Eşref saatim geldi, dokunmayın hiç bana!.. Özümde öz belirdi, bunda tılsımlı mânâ Yine efkâr gemisi, demir attı limana Akrep'le Yelkovan'ın, arasındaki âna Bu öyle bir ukde ki, mârifet ister çözmek Deryâ içre olup da, deryâ dışında yüzmek Kaç kişinin kaçına, nasibdir bunu sezmek? Enginlerde rehbersiz, o yolu bulup gezmek... Benzersiz kalınınca, keşifde keşif artar Ne arşınla ölçülür, ne de terâzi tartar Her atılan adımda, kâşif bir perde yırtar Vukûfun te'siriyle, o bir nidâdır; kurtar!.. Cesâret gerektirir, böyle yükü yüklenmek Bu yükün hamalına, yakışmaz büyüklenmek Vezîri rezîl eyler, gururlanıp diklenmek Bundaki asıl murâd, seleflere eklenmek... Landsberg - 07.10.2000 03:20 M. Engin Karatay |
Gönül Yarası Gönül Yarası Uzakta erişilmeze, yanıp sevdâlanmışım Mükemmelin peşinde, tutuşup gâmlanmışım Gâye-i maksûduma, kalben evhâmlanmışım Belli ki kapanmıyor, bende gönül yarası Ararım uzaklarda, yitirdiğim dermânı İletmek mümkün değil, bu buyruğu fermânı Sözün tesiri için, yeğleyemem nermânı Böyle izhâr eyliyor, bende gönül yarası Tâ yürekten vurgunum, hayâlimi süslerim Vuslat adlı kelâma, ümîdimi beslerim Uzaklara daldıkça, alevlenir hislerim Bir fâsıla vermiyor, bende gönül yarası Aşk oduyla yanmışım, olacak mı söndüren? Levh-i Mahfûz'da yazgı, var mı bahtı döndüren? Bir tek "O" olacaktır, bu sancıyı dindiren Neden hafiflemiyor, bende gönül yarası? Bir suyken rahme geçtim, sonra Dünyâ'ya geldim Bülûğa erip sevdim, nice güzeller bildim Lâkin O'nun uğruna, hepsini birden sildim Şimdi illâ "O" diyor, bende gönül yarası Haftalar aylar böyle, kovalar birbirini Görmüş müdür geceler, bu sevdâ'dan pîrini? Müsâvî kılar ismim, dertlerin en mîrini Rasûl bile kullanmış, "Hümeyrâ" tâbirini Kuvvetli bir rüzgâr da, esip demez yerini... Bu hasret bitsin diyor, bende gönül yarası... Landsberg - 19.07.2000 22:55 M. Engin Karatay |
Gülüm Seni Arıyorum Gülüm Seni Arıyorum Seherlerde esen yelde Karlı dağdan gelen selde Hasret kokan yaban elde Gülüm seni arıyorum Güneş'in her batışında Ay'ın ışık katışında Sabah şafak atışında Gülüm seni arıyorum Masallarda, şiirlerde Mısrâlarda, dizelerde Adın'ın yazdığı yerde Gülüm seni arıyorum Zambak, menekşe, sümbülde Gülistânda açan gülde Hüzünle öten bülbülde Gülüm seni arıyorum... Landsberg - 19.05.2000 21:30 M. Engin Karatay |
Hümesrâ'sız Olur Mu? Hümesrâ'sız Olur Mu? Bağışlayıp Dünyâ'yı, verseniz de her şeyi O'nunla öğrenmişim, adam gibi sevmeyi Unuturum mecbûren, yokluğunda gülmeyi Tüm dilberleri alsam, Hümeyrâ'sız olur mu? Yâr bellemişim O'nu, hem de kavilleşmişiz Bir istikâmet için, bu yolda birleşmişiz Yekten atar damarlar, kalben bütünleşmişiz Alıp verdiğim nefes, Hümeyrâ'sız olur mu? Çok hâtunlar tanıdım, en ince detayıyla Hasletleri sınırlı, parmaktaki sayıyla İdrâkimi arttırdı, az veyâ çok payıyla Hûriler imrendiren, Hümeyrâ'sız olur mu? Var mı O'nun benzeri, biraz etrâfa bakın!.. Bulamazsınız derim, aramayı bırakın!... Tâ içimdedir yeri, canımdan daha yakın Bedenimde ki rûhum, Hümeyrâ'sız olur mu? O'nu bana yâr eden, Rabb'e şükür vazîfem... Nasıl sevmişim nasıl, tertemizdir nazîfem Gözlerinin bebeği, ilhâmıma taz'îfem Eğer mahrûm kalırsam, o gün olur âzifem Böyle derin hissiyât, Hümeyrâ'sız olur mu? Landsberg - 13.08.2000 05:25 M. Engin Karatay |
İstiyor İstiyor Yalnızlık istiyor yüreğim Sessizlik, suskunluk istiyor... Başını bilmediği ve sonunu kestiremediği bir duyguda... Ve, etkisinden kurtulmak istiyor... Uçsuz - bucaksız enginlerde Sessiz - sedâsız ummânlarda Muhteşem bir tayfunla, Te'sirli anaforla Alabora olmak istiyor... Çatlamış, yarılmış, susuz kalmış topraklarda Güneş'ten aldığı alevleri bağrına basan Tek damla yağmur düşmemiş çöllerde Kavrulmak istiyor... Zifiri karanlıklarda Sabahı olmayan gecelerde Ve sır tutan, kuşatan gecelerde Bulutlar ardına gizlenmiş Zühre'yi istiyor... Muhteşem barajların direncinde Çağlayanların, şelâlelerin coşkusunda Vâdilerin, ovaların uzantısında Başı dumanlı dağların zirvesinde O'nu istiyor... Sâdece O'nu istiyor... Landsberg - 10.10.2000 02:35 M. Engin Karatay |
Müslüman Evladı Müslüman Evladı Ey Müslümân evlâdı, senin bir kimliğin var Yırtma hayâ perdeni, koru zînetindir ar Düşün şöyle güzelce, neyi taklid edersin? Koşturup dolu dizgin, hangi yöne gidersin? Allı pullu bu zevkler, boyamasın gözünü Hepsi bir gün bitici, belle işin özünü!... Tatlı görünür sana, bir kaç günlük eğlence Sonucunda bir kârın, oluşacak mı sence? Benzeme gâfillere, bu zümreden sayılma! Her gördüğün güzele, iç çekip de bayılma! Sev dürüstçe birini, buna engel olan yok Aç gözlülük yaparsan, bulacağın zarar çok Huzûr vardır helâlde, meyletme hiç harâma! Kaçırırsın keyfini, mâcerâ da arama! Sokaklarda sürtenin, neş'esi çok mu fazla? Belâyı buluyorlar, gittikleri bu gazla Yosmalar, fırlamalar, ahlâkını bozmasın!... Mîsâl ol etrâfına, millet hepten azmasın!... Unutma her hatânın, ceremesi çekilir Yârın evlâdın azıp, tam karşına dikilir İster misin onlar da, kurda kuşa yem olsun? Hayâtın baharında, tüm ümidleri solsun? Nasıl Anan-bacına, istemiyorsan kem söz, Kimsenin nâmusuna, dikme sakın sen de göz!... Efendice olursan, bil ki dâim faydana... Emînlikte hep yazdır, nasîbini paydana!... Bilir misin Rehberin, Muhammed-ül Emîn'di... Herkes güveniyordu, sadâkati yemîndi... Sen O'nun Ümmeti'ysen, bağlılığını göster! Sana can veren Allah, en başta bunu ister... O Peygamber Kılavuz, Gönüllere Şifâ'dır... Sünneti'ne uyman da, vazîfeyi îfâdır... Boşver hayât geçici, sınırsız lezzeti seç! Doyumsuzlar uğruna, tadımlık olandan geç! Hûri-Gılmânlar hazır, hakedeni bekliyor... İşlenen her sevâba, Mevlâ yeni ekliyor... Orda bir düğün var ki, görülmemiş mîsâli Kim arzulamaz ki, böyle tatlı vîsâli? Hayâli bile güzel, anlatmaya söz yetmez... Şeb-i Ârûz esrârı, kimin hoşuna gitmez? Landsberg - 15.08.2000 23:50 M. Engin Karatay |
Ölüm Gelirse Ölüm Gelirse Hey gidi mağrûr Engin, çok mu fazla sevâbın? Bu gün kabre koysalar, hazır mıdır cevâbın? Nasıl kalmıyor ise, dalında bâkî yaprak Senin de âkibetin, dönüşün yine toprak Günâhın oluk oluk, akarken oldu nehir Hiç aklına gelmez mi, Azrâil etmez tehir Ömrün sonu ne zaman, değilsin bunda âgâh Bir bakmışsın âniden, can çıkıvermiş nâgâh Şimdi canını versen, hayır amelin var mı? Yoksa işlediklerin, sana utanç ve ar mı? Mazlûmların âhını, yüklenme sen sırtına Hesâbı çetin olur, koparırlar fırtına Orada gülmez olur, büzülür kemân kaşlar Nedâmet hissi ile, eğilir öne başlar Kibirlenme boşuna, sıfatın yoktur ismet Kat'iyyetle mükâfat, olmaz umduğun kısmet Dünyâ'da yolun eğer, uğrar ise harâma, Helâkın için artık, başka sebeb arama!.. Biraz hoş amelinle, bu kadar çok avunma! Günâh-ı Kebâir'e, bulamazsın savunma Uygunsuz işler ile, dolarsa ömr-ü zamân Rûhu teslîm edince, fayda vermez ki amân Sefâda cülüs etme, kaybedersin tahtını Kendin hazırlayıp da, karartırsın bahtını Dünyâ'da gidişâtın, sâde eğlenip coşmak Nerde isyân mevcûdsa, ondan tarafa koşmak Dinlediğin terennüm, şarkı, türkü ve sazdır Hak'tan belâ gelirse, bil ki bu sana azdır!.. Yaşarken olmadıysan, ağır başlı ve uslu Sekerât-ı mevtinde, sonun olur kâbuslu Terâzi kurulup da, Büyük Cezâ Günü'nde Korkarım geleceksin, başın eğik önünde Hesâba gelir iken, sakın ola sürünme!.. Feryâd fîgân edip de, halden hâle bürünme!.. Fânîyi çok sevmişsin, sanmışsın taht-ı sedîr Aklını başına al, söyle yaptığın nedir? Sanma seven dostların, ardından çeker sancı Giden yolcu olursun, Onlar da kalır hancı Henüz her şey bitmedi, bak halâ yaşıyorsun En büyük nîmet olan, Îmân'ı taşıyorsun... Landsberg - 14.11.1999 04:45 M. Engin Karatay |
Sen Sen Sen, hayat verdin bana buhrânlı günlerimde... Yeşerttin bir anda gönül bahçemi Köhne mekânlarda ki sünepe gibiydim Birden bire getirdin kendime beni... Heyecânım sönmüştü âdetâ, hayâta küsmüştüm Burâm burâm, ilmek ilmek, sevdâ dokudun Kıpraşmaz melül bakışlarım gâyesiz idi Çimen görmüş tay gibi parladı gözlerim... Aldığım darbelerle, bir daha asla, der iken... Pek bir şey kaybetmediğimi anladım Meğer aradığım çok yakınımda imiş Sadece tehîr olunmuş, bir müddet mutluluk Ona da uzanmak artık çok yakın... Her şeyi içime atmaya başladığım bir anda Bir bilsen ihyâ ettin, bir çift söz ile... Şimdi kenetlenmişim artık sana Seni düşünmek, en büyük lezzetim Kâğıdıma sıra oldun, kalemime mürekkeb Seni sevdiğimi yazabiliyorum çekinmeden Haykırabiliyorum sevdâmı herkese Bestelere konu oldun hep dilimdesin Hayır, aslında sen taa kalbimdesin Belki o da hayır, sen benimlesin... Landsberg - 23.12.1999 02:25 M. Engin Karatay |
Seni Arıyorum Seni Arıyorum Aldım elime kalem, yazıyorum bir şeyler Bakalım bu duygular, bu hâller bana neyler? Kalbe hüzün katıp da, derdim çekilmez eyler Özlediğim sevdâmı, ben seni arıyorum Gazete-mecmuâda, şiir köşelerinde Bir çift gözün okuyup, coşup neş'elerinde Sonra çatık kaşların, tüm endîşelerinde Hasretle bekleyip de, ben seni arıyorum Hüzünlü bestelerde, uzaklara dalıp da Hicrânlı yüreğimi, gâm kedere salıp da Tebessümün ardından, öyle baka kalıp da Büküp boynumu birden, ben seni arıyorum Bir umut benimkisi, belki gelirsin diye Muhtâcım güller gibi, bir damlacık sevgiye Karşıma çıkar isen, al benliğim hediye Göster o dîdarını, ben seni arıyorum Bilirim sen de beni, arıyorsun yıllardır Elbet senin de bir çift, diyecek sözün vardır Sanma benden başkası, sana vefâlı yârdır Bak işte buradayım, ben seni arıyorum Ümidlerin tükenip, bir bir düştüyse suya Sal o zaman kendini, bende ki bu duyguya Gerçekleşir inan ki, görüp durduğun rüyâ Yeter gizlenme artık, ben seni arıyorum... Augsburg - 27.05.2000 03:10 M. Engin Karatay |
Seni Düşündüm Seni Düşündüm Bu gün seni düşünüp, daldım yine derine Hüzün tahtını kurdu, mutluluğun yerine Yıllar geçti peşpeşe, senden hâlâ haber yok Beyhûde, rastlanmıyor, nedense benzerine... Unutmak kolay olsa, bunu herkes yapardı Avunmak çâre ise, gönül bir pay kapardı Silinmez izler mevcûd, yüreğime nakşolmuş Öyle olmamış olsa, belki çoktan kopardı... Raftan aldım usulca, albümü karıştırdım Hayâlinin ardından, düşümü yarıştırdım Çatmışsın kaşlarını, içli, küskün, bakışlar Yine senden habersiz, kalpleri barıştırdım... Mor menekşe elinde, ilk sayfada ki resmin O'nun hemen üstünde, yaldızlı yazan ismin Hâtırâlar vuruyor, çekemiyorum artık Kim bilir nerelerde, özlettirdiğin cismin?.. Son yazdığın mektubu, tuttum, aldım elime Okumayı istedim, ondan bir kaç kelime Olmadı, yapamadım, yutkundum da yutkundum Prangalar vuruldu, sanki bir an dilime... Orta sayfada bir gül, kurumuş Yıllar önce Dayanamıyor artık, sızlatan bu dirence Hâlinden memnûn değil, mahzûn, boynu da bükük Besbelli ki acıyor, bana, benden çok, bence... Ellerimin içine, koydum şöyle başımı Tutamadım, koyverdim, gözlerimden yaşımı Daha ne kadar sürer, yokluğunla dostluğum? Kendimi unutturdun, adım sabır taşı mı? Veremediğim yüksük, son sayfada duruyor Sanki o da kederli, sâhibini soruyor Hıçkırıklarım artıp, yığılıyorum yere Taşan göz pınarlarım, zannetme ki kuruyor!.. Kanepeye yaslanıp, hüngür-hüngür ağladım Erkekler ağlamazmış, seller gibi çağladım Verem olurcasına, ciğerimi dağladım Yokluğunda varlığın, zâten tek avunduğum Bir gün dönersin diye, yine ümid bağladım... Landsberg - 02.10.2000 03:50 M. Engin Karatay |
Seni Seviyorum Seni Seviyorum Sen benim aşkım olduğun günden beri Ben hayatımı sana endekslemişim Sen vazgeçilmez tutkum olduğun günden beri Yaşam gâyesini sana bağlamışım Kaptırdım kendimi fenâ bir şekilde İçimdeki coşkuların, duyguların esiri olmuşum Seni düşünmek mi diyorsun? Güldürme!.. Acaba aklımdan çıkarıyor muyum? Dalıyorum öyle derinlere Şaşkınlık denilen kelimeyle arkadaş olmuşum Sükûnet, yaa işte o sükûnet Varlığınla erişebileceğim bir hal olsa gerek... Kalbe önlenemez çarpıntı veren, hasret ve özlem Bir de yüzümdeki acı tebessüm Mırıldanıyorum sessizce İki dudağımdan dökülen iki kelime Seni seviyorum... Çoğu zaman haykırmak istiyorum bunu Lâkin olmuyor... Duyuramıyorum kimselere Gülüm, nâzenin yârim... Çünki sen yoksun yanımda Ama olsun En azından içimde kopan fırtınalara Fâsıla bulmayan şiddetli kasırgalara Kucak açıp, yüklenen kâğıdım var önümde Bir de sırdaşım, özümün tercümânı kalemim Âh bir bilsen; Sensiz geçen dakikalarda, saatlerde, günlerde Neler yazıyoruz kalemimle... Ne hayaller kuruyoruz kavuşmak uğruna Tabi sen bunların hepsinden habersizsin Yalnız şu var ki; Bence kalemimi dâhi kıskanır dereceye getiriyor bu duygu yükü Bazen de üzüyor kanaatimce Ve her şeye rağmen, o şaşmaz gerçek çıkıyor ortaya Gönlümün sultânı, biliyor musun? Ben var ya ben, Seni çok seviyorum be gülüm... Landsberg - 22.10.2000 00:45 M. Engin Karatay |
Sevmemişçesine Sevmemişçesine Gözlerime bakıp da ağlama artık n'olur Takdîr-i Îlâhî böyleymiş Yazımız yazıldığında bizim Ayrılık da varmış Kaderimiz'de Bunun suçlusu ne benim, ne de sen Çok gördüler bize bir yudum mutluluğu Yâr etmediler bizi birbirimize Ağlama!.. Sus ne olursun!.. Parçalama yüreğimi!.. Göm kalbinin derinliklerine tüm hâtırâları!.. Bir varmış, bir yokmuş say!.. Hem sen değil miydin, aşk kavuşamayanlar içindir diyen? Sen değil miydin, hasret sevgiyi arttırır diyen? Bizi bu hâle düşürenler, murâdına erdi sonunda Şimdi kına yaksınlar artık!.. Öldürdüler zâhirde aşkımızı Helvalar dağıtsınlar!.. Kavlimiz bu Dünyâ için değildi sâdece biliyorsun Her şeyden ziyâde, sonsuz mutluluk için sevdik birbirimizi Ve, mutlu olacağımız tek yer orası Üzülme!.. Ayrılık değil aslında bu Belki bedenlerimizin sâhibi başkaları olacak Ama kalplerimiz birbirine âit... Şimdi o sonsuz mutluluk ânına kadar sus! Ağlama sakın!.. Gözlerime bakıp da ağlama artık n'olur... Gidiyorum şimdi; Sen hayâtımda hiç yokmuşçasına Seni hiç tanımamışçasına Gözlerine hiç bakmamışçasına Gülücüklerini keyifle seyretmemişçesine Seni sevmemişçesine gidiyorum... Ağlama artık ne olur... Landsberg - 21.11.2000 02:15 M. Engin Karatay |
Şiir-Şair Şiir-Şair Şiir denilen terim, îcâd olmuş bir vakit İlhâm adlı meleke, buna sermâye, nakit Sözler birer bilmece, mânâlar sened, akit... Şâirin mârifeti, mısrâları dizdirmek... Sırlar, evet o sırlar, gizli hazînesinde Ne fırtınalar kopar, muhteşem sînesinde Görünülenden öte, görür âinesinde... Erbâbının işidir, bu tılsımı çözdürmek... Varılmaz uç noktalar, âniden olur yakın Emir alan duygular, topluca eder akın Önüne de geçilmez, dinlemez aman, sakın... Bilenin vazîfesi, bilmeyene sezdirmek... Öyle bir heyecân ki, vecdi nefesler keser Yedi İklim birleşse, itirâz yeli eser Dışta gülüş bahâne, iç bünyesinde küser... Maksâdı tebessümde, kemân kaşı büzdürmek Lodos Rüzgârları'yla, akıl karaya vurur Çıkıp azgın dalganın, nasıl önünde durur? Beklenmedik ateşle, muazzam deryâ kurur... İşte o an gemiyi, tek katrede yüzdürmek... Landsberg - 08.10.2000 05:05 M. Engin Karatay |
Şiirlerde Aradım Seni Şiirlerde Aradım Seni Bu gece yine karıştırdım Şiir Kitabım'ı Sana yazdığım şiirleri tek-tek okudum Şiirlerde aradım seni... Andım, hatırladım, şiirlerde kalan günleri... Kimi zaman gözlerin ilhâm olmuş Kimi zaman sözlerin Kimi geceler geçmemiş Kimi zaman heyecânın doruğuna ermişim Ve resmin, evet resmin yine aynı yerinde Nasıl da gülücükler dağıtıyorsun Nasıl da ışık saçıyorsun kararan bahtıma Aslında sen, hâlâ benimlesin... Damarlarımda dolaşıyorsun... Sonra düşündüm birden; Sana olan aşkımı, Yüzbinler okuyor Kitap'tan Aşkımsın... Herkesin dilindesin... Ama, yanımda yoksun... Okumaya devâm ediyorum Şiirler neler anlatıyor, bir bilsen... Seni çok sevmişim ben yaa... Çok sevmişim çook... Derken gözüme ilişen iki sıra; "Gülüm, Nâzenîn Yârim, vurgunum yaa ben sana..." "Sana mısrâlar dizmek, can katıyor bu cana..." Evet, can katıyorsun... Canımdan da içeri, canım oluyorsun... Şimdi bütün bunlardan habersizsin Unuttun belki de seni ne kadar sevdiğimi Sildin belki de tüm hâtırâları Belki de başka birini buldun... Ama yok; Unutamazsın beni sen yaa Unutmamalısın... Benim tanıdığım sen, bu kadar vefâsız olamazsın!.. Hani sen benim gülümdün?.. Mahşer'e dek sürecek tutkumdun?.. Ne yapayım? Böyle avutuyorum işte kendimi... İstesen de, istemesen de... Unutamıyorum, unutulmuyorsun... Unutulmayacaksın!.. Yüzbinler, bir gün Milyonlar olacak!.. Okunacaksın satır-satır!.. İçileceksin yudum-yudum!.. İstesen de, istemesen de, seviliyorsun... Sevileceksin!... Landsberg - 14.12.2000 04:10 M. Engin Karatay |
Yeter Ki Gel Yeter Ki Gel Eğer ki unutmadıysan Adım'ı; Duyduğun zaman âniden, İsmim sende hâlâ bir heyecân uyandırıyorsa Düşlerinde o güzel günler yoğunlaşıyorsa İçindeki kıpırtılar, çarpıntılar hızlanıyorsa Hani, ya da belki kaabilinden ümid beliriyorsa Kalbinin derinliklerinde, Bir şeylerin eksikliğini, burukluğunu hissediyorsan Pişmânlık duygusu sarıyorsa büsbütün Gözlerindeki o parlaklığın yerini, İki damla gözyaşı alıyorsa Kahroluyorsan, utanıyorsan, Üzülme sakın! Şafakla birlikte koş gel!.. Ben yine oradayım Aynı yerde... Sen yeter ki gel... Landsberg - 11.01.2001 03:00 M. Engin Karatay |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:55 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2