![]() |
Mehmet Çakırtaş Şiirleri Beter Ol Bana gam kasavet veren sevdiğim Yaprağını döken gülden beter ol Derdi bana reva gören sevdiğim Sazlarda inleyen telden beter ol Senin de olmasın halini soran Beni insafsızca derdiyle yoran Kış günü başını taşlara vuran Boz bulanık akan selden beter ol Bu gönül bağını perişan eden Ele uydun kıymetimi bilmeden Her saat hüsnüyle ateşi giden Zamanla eriyen külden beter ol Boyun büktüm vardım senin destine Merak etme göz koymazlar postuna Şehit düşen bu gönlümün üstüne Aşkınla titreyen tülden beter ol Benden kaçıp ara sıra görünen Yüzüme bakmağa her an erinen Çile çekip diyar diyar sürünen Bulanık çaydaki milden beter ol Yüzün hiç gülmesin eller içinde Bülbülsüz kalasın güller içinde Baharın çiçekli dallar içinde Kuruyup incelen daldan beter ol Bilemedim Nemrut mu var soyunda Vefakarsın sebat ettin huyunda Bir orman içinde dere boyunda Kovanı yarılan baldan beter ol Gurbet elde sevdasıyle yatıran Dert gölüne beni atıp batıran Çok günahkar cenazeler götüren Yerinden kalkmayan saldan beter ol Bu engin aşkımın bulunmaz dibi Kış geçip gitmedi dinmedi tipi Sahibi çıkmayan bir mektup gibi Üstündeki kara puldan beter ol Kanlı gözlerimi kapladı buğu Ateşim sönmedi bulamadım su Tanrıdan dileğim kara gözlüm bu Aşkınla tutuşan kuldan beter ol... Mehmet Çakırtaş |
Olmasaydı Olmasaydı Çiçekler açmazdı bahar gelince Her ağaç üstünde dal olmasaydı Bilmem ne çekerdi garip aşıklar Yar iline giden yol olmasaydı Mecnun yardan ayrı çölleri gezdi Ferhad Şirin için dağları ezdi Bülbülün kadrini kimse bilmezdi Onu ağlatan gül olmasaydı Gerçek aşık olan düşermiş dile Ömrünü harcamış yaş sile sile Rağbet mi olurdu her gonca güle Bülbülde o eşsiz dil olmasaydı Aşkınla ağladım aşkınla gezdim Derdinle bu tatlı canımdan bezdim Seni tanımazdım zalim bilmezdim Elinde mühürle pul olmasaydı Bekleme bir daha düşmem izine Hayalimi sürme çeksen gözüne Kimseler bakmazdı senin yüzüne Aşıkın Çakırtaş kul olmasaydı... Mehmet Çakırtaş |
Pul Hasta Pul Hasta Bulamadım şu halimden anlayan Gönül hasta, dudak hasta, dil hasta Yağmur yağar dağı taşı ıslatır Yaylalardan uzak kalan sel hasta Eksik olmaz yüce dağın bulutu Vefalı yar seven kesmez umudu Güz erişti menekşeler kurudu Bülbülünden ayrı düşen gül hasta Ateş söner: kıvrım kıvrım sis kalır Çeşme kurur: suya hasret tas kalır Sevda çeken gönüllerde yas kalır Yeller vurup ırgalanan dal hasta Bin cefayla geçiyor bu devranım Dağ misali eksilmiyor dumanım Petek petek ağu tuttu kovanım Çiçek hasta arı hasta bal hasta Aşıklara gam kasavet er gelir Aşk yolunda yürüyenden ter gelir Bazısına beklemeden yar gelir Benden yana ıssız kalan yol hasta İnsafsızım hiç bakmıyor yüzüme Ne söylesem kulak vermez sözüme Teller taktım düzen verdim sazıma Parmak hasta mızrap hasta tel hasta Bahar vakti kızlar varırlar çaya Çare yokmuş aşktan yatan hastaya Kalb mektubum gidip attım postaya Yad eliyle mühürlenen pul hasta... Mehmet Çakırtaş |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:30 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2