Mehmet Müfit Şiirleri Son Kuşlar gecenin yargıç suları sorguluyor beni ama, kıyısından kaçırıyorum şiirlerimi sonra usulca yanaşıp yastığıma; yumruk alıyorum, diş veriyorum, papatya karşılığı senet imzalıyorum; yükseliyorum kalabalıklara al tut şu sesimi kardeşim -bırakma! Ferhat bile işaretlenmiş bu silindir kentte nokta kadar hain, virgül kadar muhbir bir gökdelenin gölgesinde. Şirin ise kayıp çoktan kayıp, eflatun mürekkeple kalın do kadar rüzgâr, ince do kadar yelken bir düşüncenin tepesinde al tut şu sesimi kardeşim -bırakma! sinir uçlarım telex ve peyk hattında kullanıldı saç kıllarım laboratuvarlarda incelendi, habis varmış renginde. gövdem lime lime elektrik artık gözlerim, oynanacak her gece maçının aydınlatıcısı olacak. ve tırnaklarım ve nasırlarım, antik bir ziynet gibi kadife vitrinlerde yutturulacak al tut şu sesimi kardeşim -bırakma! alyansım, saatim ve oğlumun iki aylık karımın dört yıllık resmi al tut şu sesimi kardeşim kardeşim kardeşim... Mehmet Müfit |
Yaprak Kasırgası Yaprak Kasırgası artık kalbim yürüyen bir yokuştur her şeyin bir sessiz karşılığı vardır annemi kaybetmenin sessiz karşılığı nedir - gül denizinde diken fırtınası - gök ağırlığında bir bulut hayır hayır. kokusu uçmamış yastığının, soluğu uçmamış elleri yumak olmuş, dağılmış saçları herşey koca bir evin yorgunluğundan kalmış. eşyanın yalnızlığında şimdi. sanki gözleri bir açılıp bir kapanıyor sanki temiz bir gömlek giymişim yakalarımı düzeltiyor annem annem sıkıca sarılıyorum yastığına annem annem yastık mı sarılıyor bana annem annem alıp yastığı koşturuyorum sulara annem annem çığlığım götürsün seni uzaklara yeşilcik bir çocuktum, tıngırtılı mıngırtılı güney kasabalarında. sınavlara ve sevdalara her an hazırdım. orta halli memur çocuklarının tarihlerinde yazılıdır bu. babam, şarkılarla karışık savaşlarını anlatırdı karıncalarla hamamböceklerinin. annem köşesine çekilmiş pirinçlere yasin okurdu sırtımı sıvazlamak için. omuzlarıma nal düşecek hayatı yoracaktım, yorulan kır çiçeklerinin karşılığında annem annem karanlık adamlar karanlık yüklerini karanlık ceplerime boşaltıyor annem annem ada vapurları, mastika'larla karşılanıp enbüyükfener'lerle uğurlanıyor annem annem o aptal arabesk var ya o aptal olduğu kadar egzos egzos olduğu kadar klakson kulaklarıma pamuk pamuk dayanmıyor annem annem suadiye gençliği esrara yatıyor bir sen misin oğul, bir sen misin bu cehennemin iplerinde oynayan kızgın harem gecesinin suskun çanlarını çalan bir sen misin oğul, bir sen misin mürdüm eriklerini ağacından dağıtan alnımızı nar yapıp çatlatan ki o an, elektrikli tren uçurum yanında yay gibi gerilmişti yıldız kayıyor, dolar kuşatıyordu on bin grostonluk tanker ise petrol boşaltıyordu. yumruk oldum indim aranıza, yani masanıza yanalım dedim pisipisine yanalım aşağısı uçurum uçurum aşağısı annemde ilk yer sarsıntısı yaprak kasırgası annem annem, n'olur kızma arkadaşların çoğu gitti azı kaldı annem annem, n'olur kızma kalanlar işsiz. kupon biriktiriyorlar yüzbinde bir de olsa, asgari ücretle iş bulacak çamaşır tozu annem annem, n'olur kızma kahvelerde oyun falan oynuyorlar ellerindeki son kozu sokaklarda alanlarda uygun adım uygun adım uygun annem annem tüm kapıları çivilemek geliyor içimden... Mehmet Müfit |
Yasak Şarkılar Düşlere mi Gizlenir? Yasak Şarkılar Düşlere mi Gizlenir? dün gece düşümde şebnem dağlardan köylere sızıyormuşum bakır bir tel gibi usulca. yorgunmuşum, uykusuz ve susuz ama şarkılarım varmış, şarkılarımız sonra seninle yumuşak bir çayıra uzanmışız geniş alnından koyu bir hayat pembesi uçup gidiyormuş, ellerin ellerimde işte böyle diyormuşum uçup gidecek-yanlışlıklar kötülükler çirkinlikler. dün gece düşümde şebnem kente yürüyormuşum, dalgaların çarptığı kıyı boyunca. dondurucu isli bir yağmur parkamı ıslatıyormuş. kentin fildişi kuleleri yağmurun peçesine gizlenmiş sanki. sonra bir yürek olmuşuz seninle /hani bir gün otobüste olmuştuk, yarım saat mi ne / kollarımdaymışsın ağlıyormuşsun ürkek sıcak soluğun - kendini koru e mi. dün gece düşümde şebnem kentin sokaklarında koşuyormuşum omuzlarımda bir ton yük. soğuğun getirdiği uyuşukluk, duygularıma düşüncelerime saldırıyormuş ama şarkılarım varmış, şarkılarımız. sonra seninle denizi sünger gibi emen bir balıkçı kahvesine gitmişiz. gözlerimiz gözlerimize kentin resmini çizmiş- renklerle bezenmiş bir resim değilmiş, çizdiklerimizi. dün gece düşümde şebnem birlikteymişiz - sen, ben ve şarkılarımız... Mehmet Müfit |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:42 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2