tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Mustafa İslamoğlu Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/13036-mustafa-islamoglu-siirleri.html)

Josephine 24.08.08 12:25

Mustafa İslamoğlu Şiirleri
 
Ağıt ve Raks

Ben oyumu felakete veriyorum seyda
Sana dönük yanımda çengiler mat oluyor
Saadet-zedelerin morga çevirdiği bir dünyada
Bana alevden kostümlerle dans etmek düşüyor
Ve seyda ben oyumu felakete veriyorum

Yolum uzadıkça kabaran direncimi
Her düştüğüm yeri öperek bileyliyorum
Kolay gele demek de nerden çıktı seydam
Gürbüz doğumlarda bir nice ananın harcandığını
İmbatla gelenin kabayelle gittiğini biliyorum

Senin aldanmak dediğin bana merhem oluyor
Gördüm kışı zorlu geçmeyen yılın baharını da
Saksıya dikme gülleri ilk güneşle soluyor
İşte bu kısrak yokuşta çatladı demen için seyda
Dünyanın tüm düzlüklerine kin besliyorum.

Geç bi yol, nazlı güleryüzlü şiirler yazamam ben
Esenlik şölenleri bitti vakt-i cerağanda
Vakt-i kahırda hüzün fasılları demidir bu dem
Gör ki raksederek ağlamak da varmış hesapta
Ama ne Raks'ı ne Ağıt'ı ben Endülüs'ü evetliyorum

Artık bol kahkahalı çok şükürleri bıraktım
Esenlik bildirilerini harcıalem mutlulukları
Denizi uslu gösteren kartpostalları yaktım
Fakat seydam bir avuç külü yakamadığım için
Ben oyumu felakete veriyorum...

Mustafa İslamoğlu

Josephine 24.08.08 12:27

Çile ve Umut
 
Çile ve Umut

Kader yükünün göçünde
Derviş sabrıdır içimde
Çok gece erir saçımda
Sıksam bahtım renkli akar

Çağır gelsin bengisuyu
Yıkasın hû ile hûyu
Açın gökteki kuyuyu
Dua yüklü eller çıkar

Bir uslanmaz mor denizim
Suya vurdum ayak izim
Ötelerde yakup gözüm
Yusuf bana çile kokar

Av kışında süreğimin
Dibi gökte direğimin
Gizeminde yüreğimin
Özlem muştu şimşek çakar...

1980

Mustafa İslamoğlu

Josephine 24.08.08 12:29

Hümeyrâ
 
Hümeyrâ

Hümeyrâ
Kına yakmasaydı annen
Saçını yolarak taramasaydı
Dağı kızdıran sen değilsin, biliyorum
Şimdi kül olan saçların
Dağınık kalsaydı

Koş Hümeyrâ koş
Suyu seyret şöyle uzaktan
Son bir kez daha bak şöyle uzaktan
Minnacık ellerini aç, gerdir bileklerini
Serçe kuş yüreğini bir an sıkıca tut
Sonra, savur göğe kocaman dileklerini

Ölürken gözlerini görmemeliydim Hümeyrâ
Yalvaran, suçlayan vuran
Ben her saniye öldüm
Sense ateşin koynunda, yaşıyorsun hâlâ
Şu iki azap meleği gibi duran
Gözlerini çek üstümden

Yaşayacaktın, hayatı görecektin
Görecektin denizi görecektin gemiyi
Binecektin hüzne el sallayacaktın
Soluk soluğa
Savuşturmağa gelen seni

Başkalarının işlediği günahın
Cezasını çekiyorsun Hümeyrâ
Madem sefihlerle aynı gemiyi paylaşıyorsun
Dur, deli çocuk, çırpınma boşuna
Yere geçiyorsun
Yalvarışın o yüzden çarpıp geri dönüyor
Göğün duvarına
O yüzden gelmiyor
Melekler yanına...

Mustafa İslamoğlu

Josephine 24.08.08 12:30

İntizar
 
İntizar

El açûben esiğinde durduğum râh aşkına
Perdeni çâk eyle de gel çektiğim âh aşkına
İftirakın rûz u seb bendeni dilhûn eyliyor
Baş kademin bağrım üzre sâdet Allah aşkına...

1984

Mustafa İslamoğlu

Josephine 24.08.08 12:32

Nerdesin?
 
Nerdesin?

Göğe baktım gözü yaşlı
Yer baktım yer yaşlı
Sular bugün kan tadında
Eski yeni, büyük küçük, kara kızıl
Tüm dertlerim burdalar
Sen neredesin?

Sen ve kuşlar
Gözyaşının gözyaşına
Benzediği kadar benziyorsunuz
Vurulan bir ceylanın yavrusuna söylediği
Şarkıyı söylüyor onlar
Bu sabah yine kondular tel örgüye
Beni acımla başbaşa bırakmadılar
Sen nerdesin?

Hava soğuk, dışarda kar yağıyor
Her zaman ellerim üşürdü
Bugün içim üşüyor
Hasretin geldi, hayalin geldi
Bak, kokun da geliyor
Bugün Yakub oldum bre hey
Ey acıların kadını
Sen nerdesin?

Mustafa İslamoğlu

Josephine 24.08.08 12:34

Nuveyba
 
Nuveyba

Öfkemin hançerine su ver sen
Kalkalım bir seher vakti Nuveyba
İşgal edilmiş topraklarımız üstüne
Güneş doğmadan önce

Her taşın dibine bir yıldız gömmüşler
Şu denizden hala kırbaç sesi gelir
Atlıları en son ne zaman görmüştün Nuveyba
Ne zaman öpmüştün ayağını Selahaddin'in

Kol kırılır yen içinde kalır
Ya baş koparsa Nuveyba
Bu gövde bir düşerse yere ya
Kan tutar dağları, atom santrallerini
Yeryüzünü ve umutları sel alır

Geriye andın, aşkın ve adın kaldı
Andını çocuklar içti Nuveyba
Aşkın yüreklere düştü
Adın cellatların kirli elinde
Filistin askısına dönüştü

Kan akacak bu topraklarda kan
Kendileri benimkini
Demirden atları seninkini içecek
Bir can düşecek toprağa
Sabra
Bin can kalkacak.

Ramallah'ta tarlalara çocuk ektik Nuveyba
Taşlarıyla ebabiller dönüştü tomurcuğa
Güz ekinidir bilirsin verirse Mevlâ
Yüreklerin buz kestiği bir mevsimin ardından
Her bir çiçek kesebilir çocuğa

Sihirbazın çırağını hatırlarsın Nuveyba
O hendekte hâlâ tüter annelerin şarkısı
O gün bu gün hâlâ utanır güneş
Adın ateş, andın ateş, aşkın ateş...

Mustafa İslamoğlu

Josephine 24.08.08 12:35

Şiir Pürşiir
 
Şiir Pürşiir

Dikenini can yerimden
Ne olursun çekme gülüm
Yakub'unum gözet beni
Iraklardan kokma gülüm

Kutsadıklarım senindir
Beni varlığınla sindir
Mevsim senin mevsimindir
Yaprağını dökme gülüm

Yeldirme beni peşine
Erdir biyol gelişine
Şimden geri ateşine
Kerem et de yakma gülüm...

Mustafa İslamoğlu

Josephine 24.08.08 12:36

Takdim
 
Takdim

Özlemekten yorulmuşum, kapında durdur beni
Ucu sana dek ulaşan bir zincire vur beni

Beni çöllerden sorma, ki sonra Mecnûn yerinir
Aşksızlıktan taş kesilmiş şehirlere sor beni

Karanlık yerlerimi bir bir soyundum asfaltlara
Şimdi yüreğim üşüyor, giyindir ey nûr beni

Ben Leyla'ma gidiyorum, çekil önümden Leyla
Gayri, cennet olsan durmam, bak çağırıyor beni

Toprağımın gözlerinden çöllerin yanağına
Süzülen bir damlayım yâr, kabul buyur beni

Hangi denize attımsa tutuştu saçlarından
Bir kez bak, yoksa bu yürek yarı yolda kor beni...

Medine - 1990

Mustafa İslamoğlu

Josephine 24.08.08 12:37

Yâ-sin
 
Yâ-sin

İnsanlık Güzeli'ne adanmıştır

ey insan
ey yüz akı gönül aydınlığı
kabul olmuş sadaka kadar güzel
bir duygu sarıyor seni anan yüreğimi
bastığın toprakla yıkadığın gözüme
şimdi güneş bile siyah görünüyor
ey yüz akı gönül aydınlığı

ben kendime ağlarken Uhud'da ağlar mıymış
Hira'yı mahzun gördüm soramadım sevgili
hasretinin dışında başka derdi var mıymış?

ey insan
içimde büyüttüğüm tüm çiçekleri
sana adıyorum
ıtırları, yaseminleri, menekşeleri
lâle bana kalsın
kapına çiçeklerin karalısını sunmaktan
utanıyorum

dua çıkmayan göğe sevdalar çıkar mıymış?
bülbülünü kaybetmiş bu evrensel bahçede
dikenler bile bir hoş, gayri gül kokar mıymış?

ey insan
göklerin öğrencisi, yerlerin öğretmeni ey
sen öğrettin taşa konuşmayı
ağaca selam vermeyi
aya yarılmayı, toprağa dürülmeyi
göklere kurulmayı, durmayı zamanı
yılana ve deveye sevmeyi
ölmeyi, öldürmeyi
yaşamayı sen öğrettin insana

o bengisu gözünden fışkıran pınar mıymış?
baharların kaynağı ve yolunu gözleyen
bir ben sevda şehidi, bir de şu çınar mıymış?

ey insan
ey tebessümünden cennetler yaratılan
gül bahar geliyor, ağla gök seviniyor
gözyaşını karanfil diye göğüslerine takan melekler
kapında divan durup ağlamanı bekliyor
hüzün kuruluyor ekmekten önce sofrana
bunun için bir bir uçuyor sevdiklerin
bu yüzden öksüz, bu yüzden yetim kalıyor
efendisi yetimlerin.

niçin döndü bu rüzgar yol vermez dağlar mıymış?
yine Ferhat kesildin bu ne canhıraş gönlüm
bağrını deldin diye dağlar da ağlar mıymış?

ey insan
sen olmasaydın
insanlar ölmeyi öğrenmeden öleceklerdi
yaşamanın özgül ağırlığını
keşfetmeden yaşayacaklardı
hayat fahişe erkeklerin elinde
bir yosma gibi hırpalanacak
hangi mevsime el atsak
elimizde yapış yapış bir şeyler kalacaktı

acımı tartamayan aşkımı tartar mıymış?
gönlüme yol vermeyen şu zifiri perdeyi
o cennet elleriyle lûtfedip yırtar mıymış?

ey insan
sen olmasaydın
Yusufçuk kuşunun ne dediğini
yılanların niçin toprak yediğini bilmeyecektim
herşey çift yaratılırken niçin birşey tek?
bilmeyecektim bir gövdede mücevhere dönüşen taşı
hem yol, hem yolcu, hem hedef olanın
içinde kopan amansız savaşı
olmasaydın sen

çekilen dizde derman gözümdeki fer miymiş?
kendimi bir kum diye atıversem çölüne
ona vurgun bulutlar üstümde gezer miymiş?

ey insan
senin sırrın
gözyaşının terkibinde saklıymış
bu gerçeği bir denizin dudağından öğrendim
gecenin bir vaktinde bir sevgili ağlarken
bir dişi varlığını varlığına adarken
bir erkeğin ellerinde
ölüm havlu atarken
haklıymış

söyle gönlüm bu sevda mahşere kalır mıymış?
alışılmış sözcükler yükleyip kanadına
ona doğru uçursam katına alır mıymış?

ey insan
ey güneş hamilesi
bir kere doğarmışsın
bin kez doğururmuşsun
parmakların sevdanın kesilmeyen çeşmesi
onun için ağlıyor yeni doğan bebekler
doğur, doğur ki dünya kaybetti gözlerini
doğur ey İsrafil'in nefesi
ey güneş hamilesi

sen olmazsan gemide bu tufan diner miymiş?
gemilerin de yandı sil aklından dönüşü
vakt indi yüreğim gidenler döner miymiş?

ey
ey ins
ey insan
hıncını hıncıma kat
sancını sancıma kat
pamuktan ellerini geçir yürek halkama
ister ayağın katına çek
istersen yerlere at.

Medine-Kahire - 1991

Mustafa İslamoğlu

tualim 24.08.08 14:27

Emeğine Sağlık Josephin Sayende Şiir Arşivimiz çok güzel oldu rep'lerin benden:)) :klp


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:28 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2