tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Necdet Evliyagil Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/13047-necdet-evliyagil-siirleri.html)

Josephine 24.08.08 22:23

Necdet Evliyagil Şiirleri
 
Aşk'ın Mutluluğu

"Mutlu aşk yoktur" - Louis Aragon

Aşka evet
Ama sürekli olanına hayır mı?

"Mutlu aşk yoktur"
Diyen de kim?
Dünya'nın
En büyük aşığı
Elsa'nın gözlerine vurulan
En güzel aşk şiirlerini yazan
Ünlü Fransız şairi
Louis Aragon değil mi?
O bile böyle düşündükten;
Bir yerde aşka ezildikten
Ve aşkla silindikten
Sonra, kim savunacak
Aşkın mutluluğunu,
Sonsuzluğunu ve de susuzluğunu?

"Bırakıp gittin beni" diyerekten
Yaşantıyı çöle döndüren
Sevgiliye gözyaşı döktüren
Kendini bir dalga kırandan
Daha yalnız gören
Bu nedenlerden midir, nedir
Aşkın mutsuzluğunda direnir?

Elsa'nın gözlerinin derinliklerinde
Bütün güneşleri eriten
"Göklerin en mavisi"nde
Tüm güzellikleri seven
Louis Aragon'da mutlu aşkı
Mutsuzluğa dönüştüren
Giz nedir ki?

Her aşkın öyküsü
Mutsuzluğun kapılarında mı
Sona erer ya da yolunu yitirir?

Eğer aşklar
Başladıkları gibi
Aynı heyecanla sürüp gitseydi;
Hangi aşk mutsuzlukla anılırdı ki?
Ve de aşksız yaşanırdı ki?

Long-Island - Nisan 1991
Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:24

Boğaziçi'nde Sabah ve Akşam
 
Boğaziçi'nde Sabah ve Akşam

Işıl-ışıl
Aydınlıktır
Boğaziçi,
Sevinince sabahları
Pırıl-pırıl olur
Güzelliğince;
Doyumsuz esintiler
Şekillenir eteklerinde,
Yosun gölgeleri
Bakışlarında dinlenir,
Bir puslu bulutçuk uçuşur
Öpücüklerin doruğundan;
Çiçekler bile dağılır
Ve de kuşları kaçırır
Filizi dallarından...

Alaca-alaca
Karanlıktır
Boğaziçi
Kederlenince akşamları,
Bulutlar kavrulur
Tepelerinde;
Değişik mevsimler
Renklenir gökyüzü'nde,
Yeşilin en sessizleri
Gözlerinde düğümlenir,
Bir beyaz dalgacık olur
Gülücüklerin sahillerde;
Savrulan yaprakların hışırtılarıyla
Rüzgârlar doyasıya kucaklaşır
Ve de martıları kıskandırır,
Yaşantı artık tümüyle
Bu mavi çalkantıdadır.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:25

Boğaziçi'nde Sonbahar Düştü
 
Boğaziçi'nde Sonbahar Düştü

Sonbaharların
Sarı, ılık bulutlu güneşi
Ve nemli gülümseyişi,
Bahçelerde, sahillerde,
Puslu, sisli tepelerde,
Yakıcı olmayan ışınlarıyla
İçimizi ürpertirken;
Boğaziçi'nde dökülen
Savrulan yapraklar,
Yollar-kaldırımlar boyunca,
Hışırtılı kuruluğunca,
Birbirine kenetlenirken
Ve sessizce öpüşürken;
Yılların ötesinden
Seni anımsadım;
Vapurlar gözlerden uzaklaşırken,
Akşamları iskeleler tenhalaşırken
Geçmiş anıları kucakladım...

Sonbaharlarda
Bulduğum-yitirdiğim;
Çılgınca sevdiğim-sevildiğim,
Gözlerinin derinliklerindeki
Filiziliklerinde eridiğim,
En güzel renkli düşleri
Yakaladığım-paylaştığım
Sihirli Boğaziçi'ni,
Nasıl unutabilirim ki?

Ağaçlardan-dallardan
Etrafa saçılan,
Adımlarımızı kuşatan
Ezilmiş yaprakların eşliğinde,
Sabahların uykulu sessizliğinde
Yeniden dünya'ya gelmişçesine
Bu cennet kıyıları dolaştım;
Tüm üzüntülerden arındım.

Maviliklerin-griliklerin
Derinliğinde-esintisinde,
Beylerbeyi'nin rıhtımında yakaladım
Çatanaların-motorların,
Çığlık çığlığa balıkçıların
Ruhumda yankılanan
Özlem duyduğum gürültüsünü;
Güneş batarken kıskandım
Rengârenk bulutların
Karşı kıyıları uyandıran,
Ve yüreğimi dağlayan öpüşünü.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:26

Boğaziçi'nde Suların Kahkahası
 
Boğaziçi'nde Suların Kahkahası

Cennet Boğaziçi'nde
Mavi'den gri'ye çalan,
Rüzgârların ürperten esintisinde
Filizi'den nefti'ye kaçan,
Ve bu sihirli sessizliklerde
Bozbulanık akan dalgaları,
Cıvıl-cıvıl akıntıları hışırtıları,
Güneş doğarken ve batarken
Gözlerinle kucaklayabildin mi?
Ohh be, dünya varmış diyebildin mi?

Sular ışıl-ışıl yanarken
Eflatun'la kırmızı'yla,
Ve de binbir çeşit
Mavi'nin - lâciverdin
Arasına serpilirken,
Pembeliklerle tutuşurken,
Alev-alev sularla konuşurken,
Avuç-avuç renklerin
Sedef beyazıyla yoğrulduğunu,
Boğaziçi'nde tüm güzelliklerin
Bulutların gölgeleriyle
Sarmaş-dolaş olduğunu;
Sevimli minik köpüklerin,
Elele vererek, devrilerek,
Üstüste dürülerek-süzülerek,
Sağanak-sağanak ışınlarla da öpüşerek
Doyumsuz kahkahalar attığını,
Çılgınca çalkandığını;
Kulaklarını çınlattığını,
Kıyılarda düğümlenip güldüğünü,
Uzaklaştıkça dağılıp çözüldüğünü,
Yaşantın boyu görebildin mi hiç?
Bu renkli tablo'da doğayı doyasıya iç
Ki, hatırlama karanlıkları ve ölümü.

Yüreğindeki paslı kördüğümü,
Boğaziçi'ndeki görkemli
Gülen, ağlayan, yakaran
Ve konuşan dalgalardaki
İç çekişmeleri inlemeleri,
Balıkların oltalara takılan
Gözyaşlarında tutabildin mi?
Yaşantının o koskocaman
Bilmecesini çözebildin mi?
Sularla oynaşan ışıkların
Savurdukları renkli kahkahalarla
Beraber olabilsen de
Bu cennet yörede;
Bir akşamüzeri,
Yitirilmiş Boğaziçi'ni
Gözlerinle değil
Sevgilerinle okşayabilsen de,
Bir martının kanatlarında
Eski anıların da uzantılarında
"Altınkum Vapuru"na ulaşabildin mi?
Kaptan Köşkü'ne konabildin mi?

Anadolu Hisarı'ndaki
Gıcırdayan ahşap iskeledeki
Tuzlu, yıpranmış eski halatları
Çocukluk günlerindeki gibi
Küçük avuçlurınla tutabildin mi?
Ve de maviliklerin sevimli
Gülücükler dağıttığı ürpertileri,
Yürekten doyasıya sarabildin mi?
Çözülen gül bahçelerinin
Genzini-yakan kavuran
O iç açan, yaprak yaprak savrulan
Kokularını duyabildin mi?
Yıllar öncesinde olduğu gibi
Ohh be, cânım Boğaziçi'm diyebildin mi?
O halde niçin kederlenirsin ki?

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:26

Duyabildiğine
 
Duyabildiğine

Kuşun
Kanadında arzu
Alabildiğine..

Tohumun
Toprağında sızı
Derinliğine..

Denizin
Mavisinde dâvet
Görebildiğine..

Gözyaşının
İçinde sevinç-keder
Duyabildiğine..

İnsanın
Alnında yazı
Çözebildiğine.

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:27

Eski Yalı
 
Eski Yalı

Boğaziçi'nin Emektar Balıkçısı Sadık Reis'e

Kayıkhane'nin
Üstündeki cumbada,
Her şey değişmiş zamanla..
Sedir,
Uzaklaşmış yerinden;
Renkler,
Çözülmüş kilimden;
Zaman,
Duvarları dolduran
Resim çerçevelerinde kalmış.
Boğaziçi'nin
Pul pul aydınlığını,
Odalara aksettiren,
Üç katlı billûr âvize'nin
Asıldığı aynalı tavan,
Yerini,
Yağlı boya çizgilere bırakmış..

Nerde şimdi
O cânım divan?
Hasır,
Bilmem kaç parçaya ayrılmış:
Yıllar geçmiş durmadan,
Yıllar, renkleri alıp götüren,
Sesleri hâfızadan silen,
Yıllar konaklamış
Eski cumbada...

Bu iki katlı
Ahşap yalıda
Hatıralar vardır, görülen;
Dalgalar vardır, sahili döven,
Yollar vardır, dönülmeyen...

Masalların,
En sâdesine
Terkedilmiş kayıkhâne
Yeşil,
Renk olmaktan çıkmış;
Avuç avuç serpilmiş
Suyun dibine..
Küçük çakıl taşları,
Suyun koyu maviliğinde,
Elele vermiş yeşille...

Cumbayı
Kayıkhaneye bağlayan,
İki büyük kalas parçası,
Bürünmüş yeşile;
Yeşilin en güzeline,
Birkaç çeşidine..

Rüzgar,
Hırçındır, hırçın olmasına Boğaz içinde.
Ama; bir def'a düşmeye görsün
Yalıların, rüya bahçelerine açılan büyüsüne;
Dâvetsiz bir misafir gibi asılır
Kayıkhâne'nin mandalına,
Ve bırakır kendini,
Bu sükûn diyarındaki loşluğa..

Yorgun, bitap düşmüştür artık;
Hatıraları rüzgarla beraber,
Bu güzel diyarda bıraktık..

Zaman:
Bu sihirli tabloda,
Mıhlanmıştır günün sessizliğine,
Her şey düğümlenmiştir
Sanki kayıkhânede..
Deniz,
Gümüşi bir boşlukta
Maviliğine, yeşilliğine..

Sandal,
Tuzlu bir halat parçasiyle,
Kayıkçı Sadık Reis'in

Küflü duvara çaktığı
Paslı bir çiviye...
Çakıl taşları suyun dibine,
Cumba kayıkhânenin üstüne;
Gözler,
Boğazın insanı hayata bağlıyan şiirine...

Düğümlenmiş hâtıralar vardır
Boğaziçi'nde,
Sahile inci gibi serpilen,
Eski yalıların pencerelerinde.

1955
Kaynak: Eski Yalı

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:28

Eski Yalıdan Sesleniş
 
Eski Yalıdan Sesleniş

Boğaziçi'nin
Sahillerinde bıraktık
En güzelini ömrün;
Çocukluk günlerimizde,
Yıpranmış hatıralardan uzaktık..
Bilmiyorduk,
Bu masal âleminin
Bütün varlığımızı,
Kökünden saracağını..
Bilmiyorduk,
Mavilikler içerisinde
Bir boşluk,
Gözün alabildiğine
Bir loşluk,
Arasında kaybolacağımızı..

Boğaziçi'nde
Aynı sahil,
Aynı yalı,
Aynı mavi su;
Yıllar yılı
Bu güzelliğe doymayan
Aynı tepeler,
Birer birer
Secdeye gelseler,
Böyle bir huzurla
Baş başa olmanın,
Karşılığını ödeyemezler..

"Göksu"dan, her tekneden
Yükselen sesler,
Sahillerden pencerelerden
Boğazı kucaklayan gözler,
Acaba nereye
Nereye gittiler?

Giden gidiyor işte,
Sahiller,
Yalılar,
Mavi su
Ve tepeler,
Gene oldukları yerdeler..
Boğaz sevgisiyle kaynaşan
Kalpler
Gözler
Ve sesler,
Bir avuç toprak
İçerisindeler..
Boğaziçi'nin
Üzerinden süzülüp geçecek,
Bir bulutun getireceği
Yağmuru beklemekteler.

Ankara - 1960

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:28

Gelenler
 
Gelenler

Rüzgârın getirdiği
Bir bulut parçası,
Birkaç damla yağmur..

Günlerin getirdiği
Sonu gelmeyen düşünceler,
Yarınlarla dolup-taşan ümitler..

Yılların getirdiği
Ağır ağır solan renkler,
Saçlarda biriken beyaz teller..

Sevgilinin getirdiği
En güzeli ömrün,
Eğer dönüşü olmazsa bir gün.

Ankara - 1960

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:29

Gözyaşı
 
Gözyaşı

Çölün ortasında
Birkaç damla suya
Hasret çekeriz..

Geminin bordasında
Gözlerimiz yatar pusuya
Sahil bekleriz.

Bulutsuz gök boşluğunda
Ellerimiz uzanır duaya,
Yağmur isteriz..

Sudan uzakta susuz,
Suyun içinde huzursuzuz;
Bütün bir ömür boyu
Gözyaşıyla doluyuz.

Ankara - 1960
Kaynak: Duyabildiğine

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:30

Günlerin Ötesi
 
Günlerin Ötesi

Sevinçler-kederler
Gözyaşının içindeler.

Ümitler-haberler
Sesin derinliğindeler.

Gündüzler-geceler
Sevgilinin tebessümündeler.

Ömürler-ölümler
Günlerin ötesindeler.

Ankara - 1960
Kaynak: Duyabildiğine

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:31

Huzur ve Hüzün
 
Huzur ve Hüzün

Yağmurun
Bereketinde huzur,
Bulutunda hüzün.

Yaprağın
Dalında huzur,
Dökülüşünde hüzün.

Günlerin
Sabahında huzur,
Gecesinde hüzün.

Mevsimlerin
Baharında huzur,
Kışında hüzün.

Sevgilinin
Gelişinde huzur,
Gidişinde hüzün.

Ankara - 1960
Kaynak: Duyabildiğine

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:31

İstanbul
 
İstanbul

Bu şehrin akşamını seyrettik,
Ufukta erirken güneş.
Sahillerinde gezindik,
Hayal ve baharla eş.

"Moda Koyu" yanmada,
Renklerin grubuyla,
Karşıyakanın minareleri aksetmede suya,
Bütün gururuyla.

Sabahın ilk aydınlığını
Yudumlarken deniz,
Balıkçı tekneleri
Yola çıkar sessiz ve kimsesiz.

Fâni* olmuş seneler
Evlerde beklenir,
"Üsküdar"ının servileri,
"Eyüp" sırtlarına
Ses verir.

Kulak kabartır
Allah da-kul da
Bir tarih dinlenmede
İstanbul'da.

* Ölümlü, gep geçici, kalımsız

1955
Kaynak: Eski Yalı

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:32

İstanbul Mavisi
 
İstanbul Mavisi

Sarp Evliyagil'e

Maviyi
Her yerde görürsün
Yalnız ve yalnız
Boğaziçi kıyılarında
Ve bulutlarında
İstanbul mavisi'yle öpülürsün.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:33

Kış Düşüncesi
 
Kış Düşüncesi

Terketsen de tüm aydınlık yolları,
Kilitli kapıların önünde kalsan da;
Kovalamak istediğin özlem dolu anları
Yitirdikçe hatırlasan ve sarılsan da...

Koklayabileceğini mi sanıyorsun?
Çiçeklerle dolu renkli bahçeleri,
Niçin okşayarak yaklaşamıyorsun?
Senden kopan canlı güzellikleri...

Işıkları kaybolmayan bir dünya'da
Ve de İstanbul'da mavi'yi tutmamak niçin?
Eski yalıların yosunlu kıyılarında
Üzülme gölgeni bulamadığın için.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:33

Mavi'yle Çoğalmak
 
Mavi'yle Çoğalmak

Gözlerine sığdırabilir misin
Mutluluğun aydınlıklarını?

Ellerine alabilir misin
Kaybolmuş yılların rüzgarlarını?

Maviliklerine saklayabilir misin
İstanbul'un tılsımlarını?

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:34

Mutluluk
 
Mutluluk

Üç beş günlük mutluluğa,
Bir güzel maviyi koklamak
Ulaşmak, yudumlamak için
Değmez mi bunca kahrı çekmek?
Acılarla bütünleşmek
Ve tükenmek.

Newyork - 1991
Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:35

Nerdesin?
 
Nerdesin?

Yalnızlıklar içerisinde
Kaldığımız zaman;
Düşlerimin derinliklerinde,
Hiç tanımadığım;
Fakat yabancısı olmadığım
Bir sevgiliyi arıyorum..

Uzaklarda olmak
İsteğini duyduğum an;
Anılarımın sonsuzluğunda
Bana yol gösterecek
Evet, hiç tanımadığım
Fakat yabancısı olmadığım
Bir sevgiliyi arıyorum..
Yaklaşıyorum
Aradığım sevgiliye,
Gözlerimle kucaklıyorum;
O da aranıyor, o da istekli,
Anlatmak istiyor sevgimi,
Ama çözemiyor
İçindeki sevincimi.

Ankara - 1955
Kaynak: Eski Yalı

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:36

Özlem
 
Özlem

"Aşk gelince cümle eksikler biter"
Yunus Emre (XIII.yy.)

Aşk, bin kez değil, bir kez gelmeye görsün,
Ne eksiğimiz kalır, ne de yalnızlığımız.
İki iken bir olmazsan dökülürsün, ölürsün,
Kozasını örsün doyumsuz buluşmalarımız...

Aşk bir kez gelsin ölümsüz sevgimizi örsün,
Yalnızlığımızı yüreğimizden alsın götürsün.
Bu yaklaşmada bir de cânım İstanbul varsa,
Yaşantımız Cennet Boğaziçi'nde sürsün...

Aşk gelince tüm eksiklerimiz biter mi?
Yeni aşklar eskilerini siler mi?
Yeter ki aşksız ve sevgisiz yaşanmasın.
O güzelim gözlerin peşimi bırakmasın.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:37

Ruh ve Rüzgar
 
Ruh ve Rüzgar

Hafif rüzgârlarla avunan ruh!
Hatıraların sevgilerin kadar
Yalnızlığı sevseydi;
Belki şu an sen bir mutekit* olur,
Köşende dua ederdin..
Yahut ıssız bir bağın
Sessiz bir bahçıvan'ı
Ne bileyim belki bir hayal olur;
Hafif rüzgârlarla ruhlarda gezerdin.

* Dindar, inançlı

1955
Kaynak: Eski Yalı

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:37

Sabahın Düşündürdüğü
 
Sabahın Düşündürdüğü

Ilık sabahların ilk aydınlığı,
Penceremizde.
Işığın taze ve rüzgârlı kudreti,
Üstümüzde.
Puslu, gri bir âlem derinliğinde
Tepeler.
Tanrıya uzanan eller,
İstek içerisindeler.

Ankara - 1960
Kaynak: Duyabildiğine

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:38

Sabahın Düşündürdüğü II
 
Sabahın Düşündürdüğü II

Puslu gri bir sabahın
Ilık esintili serinliğinde,
Parça-parça bulutların dağların
Neftiye çalan sihirli eteklerinde;
Ve de göl'ün koyu maviliğinde
Yakaladım okşadım yaşantının
En doyumsuz sevincini gülücüklerini,
Göl'de yankılanan ışınların,
Rengârenk pırıltılarını
Sanki aynalardan taşan
Dilim-dilim kristallerden oluşan,
Renkli dünyalar demetinde okşadım...

Rüzgâr nemlendi tanelendi,
Yağmur olup serpildi
Tepelerin eteklerine;
Yedi renkli gökkuşağiyle
El-ele verdi göl'ün orta yerinde,
Düşlerimde yarım kalan sevinci
Yeniden yaşadım çocuklar gibi..
Gözlerimle-öpücüklerimle yakaladım
İsviçre'nin göller yöresi'nde,
Gri bir çerçeve içerisindeki
Cennet'in basamaklarını..

Bu sessiz tablonun derinliklerinde
Yalnız aşk vardı; sevgi vardı,
Martıların kanat sesleri sardı
Eski kucaklaşmaların renkli anılarını
Parça parça bulutlar okşamaktaydı.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:39

Sessiz Yolculuk
 
Sessiz Yolculuk

Alışkanlıklarımızı yılmadan-usanmadan sürdürürken,
Niçin geçmiş günlere içtenlikle özlem duyuyoruz;
Yarınları da bugün yeniden yaşamıyor muyuz?
Anımsadığımız güzel anılara tutsak oluyoruz...

Uykular da tümden yitirdi renkli düşlerini,
Bulutların, rüzgârların ve çiçeklerin seslerini
Duymasak da-koklamasak da yaşadık mı diyeceğiz?
Yaşantı boyu mavi'yle bir kez olsun öpüşmek,
Bu ölümlü dünya'ya gelmeye ve de çile çekmeye değmez mi ki?..

Unutulmuşsan-kaybolmuşsan sessizliklerde, bir yerlerde,
Neyi aramak, neyi yakalamak uğruna nam gülüşlerde?
Koyulursun ıssız, sisli, sarp çetin yollara;
Dilediğince sevdikten ve sevildikten sonra,
Doldurma gözlerini ve sevinçlerini acı rüzgârlarla...

Uzun ve dönüşü olmayan karanlık bir yolculuğa çıkarken,
Çıplak, yalnız ve solumayan toprağa doğru yaklaşırken,
Hiç görmediğin, bilmediğin, tanımadığın kimselerle çok yakından,
Kıyamete dek komşu olacağını, konuşmayacağını, ayrılmayacağını;
Hiç düşündün mü ve de geçirdin mi aklının kenarından?

Gerilerde kaldı tüm sevgiler, öpücükler, sevinçler-kederler,
Yaşantının güzellikleriyle beraber hırçınlıklar da, savaşlar da bitti.
Artık yalnızlığında mutlu olmalıdır ölüler, çimenler ve çiçekler;
Gözyaşları aldatan dünya'da kaldı, yağmurlar toprağı ıslattı,
Mavi'yle yeşil yaklaştı-kucaklaştı, göğe doğru uzanırken serviler.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:39

Sevgiliye
 
Sevgiliye

Sen olmasan da yapraklar
Rüzgârın peşi sıra gidecek.
Sen gülmesen de bahar
Sevincini, renkli bahçelere götürecek..
Rüzgâr esecek;
Deniz ve gök
Maviliğini sürdürecek;
Sen olmasan da kalbimdeki
Ses, gene uzaklara;
Hem de çok uzaklara gidecek.

1955
Kaynak: Eski Yalı

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:40

Sevmek
 
Sevmek

Sanıyor musun
O mutlu
O güzel
Günlerin;
Ve de özlem dolu
Yılların
Geri gelecek?

Zamanın böylesine
Hızlı geçip-gideceğini,
Ne bilirdin ki?
Yaşantının gülümsemesine
Gözyaşı'nın yanıt vereceğini
Düşleseydin hiç sever miydin ki?

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:41

Sıkıntı
 
Sıkıntı

Bir sessizlik
Döküldü bakışlarınızdan.
Bulut,
Yağmurunu bırakmadı boşluktan;
Sessizlik ve bulut,
Sıkıntıdan taştılar;
Damla oldular,
Gözlerden aktılar.

Ankara - 1960
Kaynak: Duyabildiğine

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:41

Sonbaharın Gözyaşı
 
Sonbaharın Gözyaşı

Yapraklar dökülünce
Niçin kederleniriz?
Oysa gelen Sonbahar'dır,
Mevsimlerin tacıdır;
Sevincini paylaşırız serinliğinde,
Yağmurun serpintisinde
Kuru yaprakların
Sararan gölgelerinde,
Mutluluklarla
Dolup-taşarız..

Belki de düşlerimizde
Ölümü anımsattığından
Duyarız ürperdiğimizi,
Yaşantıdan uzaklaştığımızı
Sıcak güzellikleri yitirdiğimizi
Çevremizden kopup ayrıldığımızı
Sanırız sanırız da;
Niçin doğa'nın hırçınlığında
Bu canım mevsimle yaşamayız?

Belki de Sonbahar'la
Birlikte oluruz toprakta,
Ama yüreğimizde aşk varsa
Çiçeklendiririz dikeni;
Yıllarımızın en güzelini
Bırakma hiç kimseye,
Boğaziçi'nin eski bahçelerini
Düşleriz dünleri anımsayarak;
Dertleniriz bugüne bakarak,
Anadolu Hisarı'nın çayırını,
Boğaziçi'nin iki yakasını
Betonla donatanlara
İçimizden haykırarak
Lanetler yağdırırız,
Arkasından oturup ağlarız.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:42

Uyanmamak Korkusu
 
Uyanmamak Korkusu

Bitmeyen-tükenmeyen
Acılara kederlere karşın
Tadı tuzu mu kaldı yaşantının?
Yeknesak bir uğultuda
Gömütlerle dolu bir dünya'da
Neyi beklemek ve imrenmek?
Yarınlarla oyalanıp gitmek...

Oysa bir uykuluk yoldayız,
Niçin yeniden uyanmaktayız?
Ve de uyanmamak korkusundayız?

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:43

Yalnız ve Yalnız
 
Yalnız ve Yalnız

Yalnızlıklar içerisinde
Bir bahar bekliyorum,
Sessiz, göz kırpan bakışlarla..

Yalnızlıklar içerisinde
Bir ömür sürüyorum,
Hatırası bitmeyen sevgilerle.

Ankara - 1960
Kaynak: Duyabildiğine

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:43

Yalnızlığa Övgü
 
Yalnızlığa Övgü

Ne güzeldir yalnızlık,
İnsan bir yerde
Kendini bulur,
Ve tek başına avunur.
Düşler işte
Bu anda kurulur;
Kaybedilen günlerle
Ve de sevgilerle
Birer birer buluşulur.

Boğaziçi'nin sisli sabahlarında,
Gönlümüzce yalnız kaldığımızda,
Yürürken-koşarken kıyılarda
Bile yakalayamıyoruz kendimizi;
Sesimizi de duyamıyoruz,
Böylesine gürültülü bir yaşantıda
Adımlarımızın arasında kayboluyoruz;
Bilerek-bilmeyerek kahr'oluyoruz.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:44

Yaşantı ve Ölüm
 
Yaşantı ve Ölüm

Yarınlar deyip geçmeyelim,
Üzüntülerimize-sevinçlerimize
Yenik düşmeyelim.
Yarın her şey değişirken;
Çocuklar doğarken,
Bebekler büyürken;
İnsanlar yaşlanırken,
Mezarlar çoğalırken
Değişmeyen nedir?
Yalnız aşk değil midir?

Yaşantımız sevmekten
Sevilmekten fazla
Gözyaşıyla dolsa da,
Arzular yeşermeyip solsa da,
Dallar çiçeklenmeden kırılsa da,
Yine bir gülücükle gelen bahardır;
Ölüm, servi ağaçlarının altındadır,
Bulutlarla-rüzgarlarla
Sonsuza dek arkadaştır.

Newyork - 1991
Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:14 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2