Neyzen Tevfik Şiirleri Anladın mı? Hicran destanını kendinden oku, Mecnun'dan duyup da rivayet etme. Aşkın Leyla'sını gördünse söyle. Söz temsili bulup hikayet etme. Yüz bin Leyla dogar alemde her gün, Senin aradıgın zevk, sefa dügün. Tutacagın işi önceden düşün; Daha ilk adımda nedamet etme. Sevdanın oduna pek güvenilmez, Tutuşurşan eger kolay sönülmez. Bu yolun hükmüdür geri dönülmez, Canına kıymazsan seyahat etme. İyi bak kabına, olmasın delik, Boşuna taşırsın ,gider gündelik. Anında olmalı, ettigin iyilik, Alem duysun diye, inayet etme. Kabe'den maksadın varmaktır yara, Kör gibi tapınma, kara duvara, Hızır'ı ararsan kendinde ara, Bulamadım gibi rezalet etme. Muhabbet herkesin aklını çelmez, Gönül viranesi kolay düzelmez. Alemden çekinme bir zarar gelmez, Sen kendi kendine hiyanet etme. Şen şatır gönlüne hicran dolmasın, Gençligin gülşeni gamla solmasın. Neyzen gibi aklın yarda olmasın, Özründen çok büyük kabahat etme... Neyzen Tevfik |
Geçer Geçer Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer, Ömr-i fani gibidir; gün de geçer, dem de geçer, Ram karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer, Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer, Gece gündüz yok olur an-ı dem adem de geçer. Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi, Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa ki hicran seli mi? İnleyen saz-ı kazanın acaba bam teli mi ? Çevrilir dest-i kaderle bu şu'unun filimi, Ney susar, mey dökülür, gulgule-i Cem de geçer. İbret aldın okudunsa şu yaman dünyadan, Nefsini kurtara gör masyad-ı mafihadan, Niyyet-i hilkatı bu aşk-ı cihan aradan, Önü yokdan, sonu yokdan bu kuru da'vadadan, Utanır gayret-i gufranla cehennem de geçer. Ne şeriat, ne tariykat, ne hakiykat, ne türe, Süremez hükmünü bunlar yaşadıkça bu küre, Cahilin korku kokan defterini Tanrı düre! Ma'rifet mahkemesinde verilen hükme göre, Cennet iflas eder, efsane-i Adem de geçer. Serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne, Girmemiştir bu avalim, bu bedyi' gözüne. Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne . Pir olur sakiy-i gül çehre bakılmaz yüzüne, Hak olur pir-i mungan, sohbet-i hemdem de geçer... Sözlük : Ram : Boyun eğen,itaat eden Hande-i hurrem : Şen gülüşler Devr-i şadi : Memnunluk, sevinçlilik devri Gussa-i matem : Matemin kederi An-ı dem adem : İnsanın soluk alma anı Tecelli-i hayat : Hayatın talihi ( veya cilvesi) Saz-ı kaza : Mealen : kaderin sazı Dest-i kader : Kaderin eliyle (yardımıyla) Şu'un : Olaylar ( "olup biten " ) Gulgule-i Cem : "Cem" özel isim olarak yazıldığından Hz. Sülayman'ın lakabı olarak alınır (Aynı zamanda Büyük İskender'in de lakabıdır) ve çeviri "Hz. Süleyman'ın sesi" olarak yapılabilir. Niyyet-i hilkat : Yaradılışın amacı Aşk-ı cihan : Dünya aşkı Ara : Mıntıka bölge Gayret-i gufran : Affetme, merhamet etme niyeti Türe : Hak hukuk adalet Efsane-i Adem : Hz. Adem efsanesi Avalim : Dünyalar Bedyi' :Güzellikler Cehlinin : Cehaletinin Pir olmak : Yaşlanmak,ihtiyar olmak Sakiy-i gül çehre : Gül sunan çehre(yüz). Hak : Toprak Pir-i mugan : Meyhaneci Sohbet-i hemdem : Canciğer arkadaş sohbeti(Muhabbeti) İstanbul - 1943 Neyzen Tevfik |
Koşma Koşma Dudagında yangın varmış dediler, Ta ezelden yayan koşarak geldim. Alev yanaklara sarmış dediler, Sevda seli oldum taşarak geldim. Kapılmışım aşk oduna bir kere, Katlanırım her bir cefaya, cevre Ugraya ugraya devirden devre Bütün kainatı aşarak geldim. Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü, Ben gönlümü sana verdim götürü. Sana meftun oldugumdan ötürü Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim. Neyzen Tevfik |
Koşma Koşma Hicran kucagında tuttugun sırdaş, Çaglamış, bulanmış, durulmuş olsun, Sözüne, sazına güven de yanaş, Kulagı ezelden burulmuş olsun. Boş kafa gezdiren seyyahlar gibi Keşkülünün delik çıkmasın dibi, Arifden anlasın seçsin garibi, Hakikat yolunda yorulmuş olsun. Taban tepmiş olan gam kervanında, Dostunu konuklar tatlı canında, Koçlar gibi duran pir meydanında, Aslanlar yurdunda kurulmuş olsun. Gel dese de bakma nakes aşina, Bir firsat arar da kakar başına, Dostun namert dehrin mihenk taşına, Felaket pazarın da vurulmuş olsun. Duysun aşkın elindeki rebabı, Okusun alnında çille kitabı, Neyzen gibi günahının hesabı , Mezara girmeden sorulmuş olsun... Neyzen Tevfik |
Koşma Koşma Ruhuma sundugun mukaddes günah, Kanimda ateşten bir şarap oldu. Sevdanın şimşegi çakınca gönlüm, Nagmesi alevden bir rebap oldu. Gökyüzü yıkıldı, yıldızlar söndü, Güneş hiç dogmadı, ay geri döndü. Kainat gayb oldu hiçe büründü, Aşkından başkası hep harap oldu. O hırçın hayalin ey sarhoş melek, Serencam besteler bana bana gülerek, Son gece verdigin zehirli çiçek, Hicranlar şerheden bir kitap oldu. Vefasız, talihim bir kara kaya, Yalvardım, söylettim bu sırrı naya, Varlıgım yok oldu gün saya saya İçinden çıkılmaz bir hesap oldu... Neyzen Tevfik |
Mernuş Mernuş Bu engin ayrılık canıma yetti, Başımdan aşıyor kederim Mernuş, Bu yolda yazılmış fermanı kaza, Bunu da gösterdi kaderim Mernuş. Bağlanmıştım bütün kalbimle sana, Şu fani cihanı okuttun bana. Sen göçtükten sonra ben yana yana Hicranla gözyaşı dökerim Mernuş. Bu yolda cahilim, bildiğim kısa, Sen girdin toprağa ben düştüm yasa. Haklı haksız hatırını kırdımsa Affet günahımı beşerim Mernuş... Neyzen Tevfik |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:14 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2