tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Sabahattin Kudret Aksal Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/13519-sabahattin-kudret-aksal-siirleri.html)

Josephine 30.08.08 10:31

Sabahattin Kudret Aksal Şiirleri
 
Aile

Saatin on biri çalmasından sonraydı
Gördüm ev halkının dağıldığını birer birer
Bilmem soyunmaya mı gittiler
Bir zaman sonra hepsi uykudaydı

Baba yaşamadaydı geçmiş zamanı
Bir pencere açık dururdu düşüncesinde
Bir kadın eşsiz elbiselerinin içinde
Ne uzun zaman sevmişti onu

Çocukların derdindeydi anne
Biricik umudu çocuklarının
Çekirdeği değil mi onlar dünyanın
Dalmıştı bir derin uykuya öylesine

Yaşanacak bir anın sevincinde genç kız
Balkandon uzanır gibi sarktı yatağından
Gülümsedi durdu karanlık dünyasından
Başına gelecek cümle aşktan habersiz

Evin erkek oğluna gelince
Bir çemberin peşinde buldum onu
Gelmez zannederek bu koşmanın sonu
Yaşadı bu oyunu kaderince

Hepsi iyiydi, iyi ve rahat
Bir aileydiler koynunda gecenin
Kalplerinde asılı duran bir bilmecenin
Anahtarını almış götürüyordu bir at...

Sabahattin Kudret Aksal

Josephine 30.08.08 10:33

Aşk Şiiri
 
Aşk Şiiri

Bu şiirin ilk mısrası
Senin için yazıldı
Bilinmez kimi düşünecegim
Gel de inan şimdi sen
Aşk şiirine...

Sabahattin Kudret Aksal

Josephine 30.08.08 10:37

Aşka Benzer
 
Aşka Benzer

Aşka benzer bir duygu uyanmaya görsün içimde
Dagılır gider kaygılarımın bulutu
Gözümde aranır tazelenir mavi
Kulaklarımda eski yolculuklardan bir ugultu
Dönüverir şöyle bir dünya, kayar yerinden agaç
Sudaki çagrı ne havada bu ne koku böyle
Görünce alışkanlıkların tükendigi dostlukların da
Çıkıverdigini çevremin ortaya bir başka kılıkla
Bir karıncalanmadır duyarım ayaklarımda
Elden geçirilmiş direkleri, yelkeni yeni
Yosunu alınmış tekneler de böyle olur olursa
Çaresiz, artık kimse tutamaz beni
Evimmiş,işimmiş kentimmiş anlamam
Eşyasını dagıtıp yola düşen kişi örnegi
Basar giderim bir bilinmedik yere dogru
Budur derim ne de olsa bu işin geregi
Bundan sonra bana artık yol görünsün
İster bir yeşil agaçlık arasında
Bir toprak, ister susuzluktan çatlamış kıraç
Yüregi ışımışsa bir kez ne der görüntü adama
Yoldayım ya gene de gelmez aklıma
Bu deli tutku düşüme tez ulaşmak için mi
Belki de eregim başka, bir güzel kaçmak
Neyin nesi bu olan biten bilmem ki
Gözümde arınır tazelenir mavi
Kulaklarımda eski yolculuklardan bir ugultu
Aşka benzer bir duygu uyanmaya görsün içimde
Dagılır gider tüm törelerin bulutu...

Sabahattin Kudret Aksal

Josephine 30.08.08 10:39

Bir Gün İstanbul'da
 
Bir Gün İstanbul'da

Günlerden bir gün İstanbul'da
Sabah oldu eşya ışıdı
Bahçedeki horoz öttü
Horozun öttüğünü duyunca
Türkü tutturdu
Bir çiçek keyfine göre...

İşler bu yola döküldü mü,
İnsanoğlu durmaz
Yatağımdan kalktım
Kahvaltı ettim
Geceden kalma ne varsa
Ceketimi giydiğim gibi
Sokağa çıktım

Bir rüzgar esti hafiften
Sonra durdu
Yağmur çiseliyecek gibi oldu
Bir tramvaya atladım
Doğru parka gittim
Sıranın birinin üstüne
Uzandım
Gökyüzünü seyrettim

Gökyüzü de bir türkü söyledi
Gökyüzünün türküsü de
Horozunkine, çiçeğinkine uygundu
Öylesine maviydi gökyüzü
Öylesine derin
Öylesine sonsuz

Ama bıkılıyordu gökyüzünden
Kalktım kahveye uğradım
Bir çift söz ederim dedim
Ahbap aradım
Bulamadım
Bulamayınca
Elim şakağımda
Düşünmeye vardım

Derken öğle oldu
İş yerleri boşaldı
Cümle halkın karnı acıktı
Ben de acıktım
Bir köfteci dükkanına girdim
Köfteler kızardıkça
Ortalığı bir duman sardı
Bir soğan kokusu

Öğleden sonra da geçti aynı minval üzre
Yalnız bir aralık
Bir sevda yaşadım düşümde
Büyük bir caddeden geçerken
Bir kadın görünce balkonda
Saçları alabildiğine sarıydı
Bugüne dek
Görmediğim acaip kuşlar havalanıyordu
Sabahlığında

Sevdalandım düşümde
O benden habersiz
Akşam gelecek aşığına
Hazırlandı durdu aynasında

Gönlü sevdayla dolanların
Son uğradıkları meyhane
Bir yudum aldım da
Kendimi buldum kocaman bir denizde
Nelerin unutulup gittiği nelerin
İzi bile görünmeyen gemilerin

Akşamları sokakları dolduran serinlik
Bir kahvecinin
Kahvesinin bahçesini suladığı
Anı hatırlattı bana
Bütün gün taban teptim
İçimde bitkinlik
Akşamı ettim...

Sabahattin Kudret Aksal

Josephine 30.08.08 10:41

Denize Karşı
 
Denize Karşı

Adam oturmuş denize karşı
Elinde oltası yıldız tutar
Çeker çıkarır bir bir geceden
Çeker çıkarır tadına bakar
Ardında ışık içinde çarşı

Bir kız geçer arkadaki yoldan
Bir eda bir çalım akça pakça
Agzı yüzü bir delice türkü
Vurur kokusu uzaklaştıkça
Öyle bir dişi ki beter gerçekten

Dalmış gitmiş işine beriki
Vız gelir çarşı türkü vız gelir
Çocuksu bir bakış gözlerinde
Bir başına rıhtımda oturur
Ne geçer içinden bilinmez ki...

Sabahattin Kudret Aksal

Josephine 30.08.08 10:42

Elinle
 
Elinle

Seninle sabahların aydınlığı otların ışıyışı seninle
Sonsuzlukla arınmış ovada çığlıkları koşup giden atların
Kirimi pasımı suyu sabunu bol bir teknede yudun yıkadın
Aldın kaba doğayı düzenledin yeni baştan bir güzel elinle

Su kuşlarıyla allı pullu donanma fenerleriyle ardıçlarla
Bezedin düşsel gelinler örneği bir boydan öbür boya evreni
Adım atmak yeniydi seninle uyumak uyanmak solumak yeni
Mutlulukların çiçek açan denizi göz gördüğünce giden tarla

Kanat vurur başının üstünde döner durmadan bir mavi güvercin
Aydınlığında gecemin boy atan yabanıl bitkilerime azık
Yaşantımı sürdürme gücüm benim günüme geceme düşen ışık
Özgürlük dileğim kara ağaçlar değin köklü ölüm isteğim...

Sabahattin Kudret Aksal

Josephine 30.08.08 10:43

Eşik
 
Eşik

Bir yaz günüydü bırakmıştım arkamda
Yürüyordum sokaklar tozdu, yapılar
Boz bulanık bir su gibi akıyordu
Bir kadın çamaşırını asıyordu
Penceresinde yitirilmiş anılar
Burnumda çürümüş yemiş kokuları
Sokaklar yeniden yeniden sokaklar
Yer bitirir en güzel aydınlıkları
Geceyle gündüzün kavşak noktasında
Havada kanat vuran bir kuştu, çirkin
Ve şaşkın baktım birdenbire karşımda
Olağanüstü eşiği güzelliğin...

Sabahattin Kudret Aksal

Josephine 30.08.08 10:45

Gece, Çocuk, Ayna
 
Gece, Çocuk, Ayna

Mavi bakışan gece
Bir dal konmuş eğrice

Dama, sallanır durur!
Ve uykusunu uyur

Çocuk sarmaşığında
Yerin göğün dışında!

Devler görür, cüceler
Şirkin alayı, ziller

Koku sürünmüş ayna!
İsin yuvarlağına

Sığınan gözler maske
Usta kıpırdar gökse!

Kaba boşalan kapta
Hep bir su sesi dipte

Öteye giden yaya!
Oda yarı yarıya

Mumlar tüten nisadır
Gizem ki oradadır!

Yumrukla kapıyı, aç,
Saklı duran saklambaç

Çamuru döven yağmur!
Bakılır ve korkulur

Sarkmışlar taraçadan
Ölü kargalar ve tan!

Boşlukta, ara yerde
Bırakılmıs ard arda

Yaşlı bacalar siyah!
Bir kez daha bakış, ah

Esrimek hep esrimek
Nesneyle kalakalmak!

Sabahattin Kudret Aksal

Josephine 30.08.08 10:46

Haziran
 
Haziran

Bakar gülümserdin bana balkonundan
Ah o yaz akşamları sen ne iyiydin
Rüyan, kokun ve sesin
Rüzgar gibi esiyor günler arkasından

Her an bir başka hatıran
Çiçek açıyor karşıki dalda
Kendimi kaybederek rüyada
Yaşadığım o sonsuz zaman

Bir yarı sarhoşluk içinde
Geçerdim sevdalı evinizin önünden
Görünürdü aralık pencereden
Odan akşam serinliğinde

İşte boydan boya divan
Üstünde akşamı ettiğin
İşte şapkan, bembeyaz entarin
Böyle vakitlerde anlaşılmaz duran

Ufukta görününce yağmur bulutları
Şaşırırdın yapacağını telaştan
Yerleştirirdin her şeyi yeni baştan
Taşırdın içeriye masaları koltukları

O her zaman hatırladığım karanfil saksısı
Suladım o güzel mevsimi keyfimce
Ben haziran gecesi âşığı...

Sabahattin Kudret Aksal

Josephine 30.08.08 10:47

Tomurcuk
 
Tomurcuk

Vazgeçmededir aşkın güzelliği
Boy atarken alabildiğine gür
Düzlerde ırmaklar örneği yürür
Yeşerirken ak bademin çiçeği

Güzelliği vazgeçmededir aşkın
Dur kapısında bu masal ülkenin
Suyun ışığı kokusu yeşilin
Bırak bir deli tomurcukta kalsın

Aşkın güzelliği vazgeçmededir
Bilmediğin suların yaman dibi
Başında ilk yazın ağaçlar gibi
Bir gün daha beter büyür güçlenir...

Sabahattin Kudret Aksal


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:23 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2