tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Yabancı Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/yabanci-sairlerin-siirleri/)
-   -   Charles Baudelaire Şiirleri (http://www.tualimforum.com/yabanci-sairlerin-siirleri/12923-charles-baudelaire-siirleri.html)

Josephine 23.08.08 07:50

Charles Baudelaire Şiirleri
 
Albatros

Sık sık, eğlenmek için, acımasız tayfalar
Yakalar kanadından bu deniz kuşlarını,
Ürkütücü sularda gemileri izleyen
Yolcuların yıllardır dost arkadaşlarını.

Gökten inen tasasız, bu utangaç krallar
Güvertelerin üstüne kondukları zaman
Geniş kanatlarını sofuca bırakırlar,
Yorgun kürekler gibi, sular üstünde kayan.

Sen ey kanatlı yolcu, bir zaman ne güzeldin !
Bak gaganı dürtüyor hoyrat tayfanın biri,
Ya öteki, bilir mi bu hale nasıl geldin,
Topallayıp öykünüyor uçtuğun günleri.

Ozan, ey bulutlardan toprağa sürgün ece,
Oklara göğüs geren, dostu fırtınaların,
Yuhlarlar yeryüzünde, seni de, gündüz gece
Uçmana engel olur, ağır dev kanatların...

Charles Baudelaire

Josephine 23.08.08 07:51

Alıp Götüren Koku
 
Alıp Götüren Koku

Gözlerim kapalı, bir sonbahar akşamında
Sıcak göğsünün kokusunu içime çeker
Dalarım, gözlerimden mesut kıyılar geçer
Hep aynı günün ateşi vurur sularına

Sonra birden görünür, baygın, tembel bir ada
Garip ağaçlar, hoş meyveler verir tabiat
Erkeklerin biçimli vücutlarında sıhhat
Ve bir safiyet kadınların bakışlarında

O güzel iklimlere sürükler beni kokun
Bir liman görürüm, yelkenle, direkle dolu
Tekneler, son seferin meşakkatiyle yorgun

Burnuma kadar gelen hava kokular taşır
Yemyeşil demirhidilerden gelen bu koku
İçimde gemici şarkılarına karışır...

Çeviri: Orhan Veli Kanık

Charles Baudelaire

Josephine 23.08.08 07:51

Aşıkların Ölümü
 
Aşıkların Ölümü

Yatağımız olacak ,hafif kokuyla dolu,
Divanımız olacak ,bir mezar gibi derin;
Bizim için açılmış, en güzel iklimlerin
O garip çiçekleri süsleyecek konsolu.

Son sıcaklıklarını sarfederek hovarda,
Birer ulu meşale olacak kalplerimiz;
Çifte ışıklarından gidip gelecek bir iz
İkimizin ruhunda, o ikiz aynalarda.

Pembe, lahuti mavi bir akşam saatinde,
Veda'la dolu, uzun bir hıçkırık halinde
Yanacak aramızda bir tek şimşeğin feri;
Nihayet kapıları biraz aralayarak,
Sadık ve şen bir melek gelip uyandıracak
Buğulu aynaları ve ölmüş alevleri...

Charles Baudelaire

Josephine 23.08.08 07:52

Balkon
 
Balkon

Hatıralar annesi,
sevgililer sultanı,

Ey beni şadeden yar,
ey tapındığım kadın.

Ocak başında seviştiğimiz
o zamanı,

O canım akşamları
elbette hatırlarsın.

Hatıralar annesi,
sevgililer sultanı.

O akşamlar
kömür aleviyle aydınlanan!

Ya pembe buğulu akşamlar,
balkonda geçen

Başım göğsünde,
ne severdin beni o zaman!

Ne güzeldir güneşler
sıcak yaz akşamları!

Kainat ne derindir,
kalp ne kudretle çarpar!

Üstüne eğilirken
ey aşkımın pınarı,

Sanırdım ciğerimde
kanının kokusu var.

Ne güzeldir güneşler
sıcak yaz akşamları!

Kalınlaşan bir duvardı
aramızda gece.

Seçerdim o karanlıkta
göz bebeklerini

Mestolur,
mahfolurdum nefesini içtikçe.

Bulmuştu ayakların
ellerimde yerini.

Kalınlaşan bir duvardı
aramızda gece.

Bana vergi
o tatlı demleri hatırlamak;

Yeniden yaşadığım,
dizlerinin dibinde

O 'mestinaz' güzelliğini
boştur aramak,

Sevgili vücudundan,
kalbinden başka yerde,

Bana vergi
o tatlı demleri hatırlamak;

O yeminler, kokular
sonu gelmez öpüşler,

Dipsiz bir uçurumdan
tekrar doğacak mıdır?

Nasıl yükselirse göğe
taptaze güneşler.

Güneşler ki
en derin denizlerde yıkanır.

O yeminler, kokular,
sonu gelmez öpüşler!

Charles Baudelaire

Josephine 23.08.08 07:52

Çoklukta Birlik
 
Çoklukta Birlik

Bir tapınaktır doğa, sütunları canlı
Anlaşılmaz sözler duyulur zaman zaman
Sembol ormanları içinden geçer insan
Tanıdık bakışlar süzer gibidir sizi

Bir derin, bir karanlık birlik içinde
Aydınlık kadar sonsuz, gece kadar geniş
Uzaktan söyleşen uzun yankılar gibi
Renkler, sesler, kokular karışır birbirine

Kokular vardır çocuk tenlerinden taze
Obua sesinden tatlı, çayır gibi yeşil
Kokular da vardır azgın, zengin, gürül gürül

İnsana sonsuz şeylerin tadını veren
Misk, amber, aselbent, buhur gibi kokular
Duyuları, düşünceyi alıp götüren...

Çeviri: Sabahattin Eyuboğlu

Charles Baudelaire

Josephine 23.08.08 07:53

Dev Kadın
 
Dev Kadın

Doğa'nın o güçlü ve yaratıcı özünden
Her gün azman çocuklar boy gösteren çağında,
Dev bir kadın yayında yaşamak isterdim ben,
Kösnük bir kedi gibi bir sultan ayağında.
İsterdim o canla tenin açtığını görmek,
Geliştiğini ürkünç oyunlarla başıboş;

Gözlerinde yüzen ıslak sislerde o yürek
Bilmek isterdim içten bir alev saklar mı, loş;
Görkemli bedeninde dolaşmak döne döne,
dev gibi dizlerinin tırmanmak eğilimine,
Ve dokunan güneşler yazır, sıcak mı sıcak,
Serdiği zaman onu kırlara yorgun argın,
atıp göğüslerinin gölgesinde uyumak
Erinçli bir köy gibi eteğinde bir dağın.

Tek isteğim şimdi, bir gece
ulaştık mı zevk saatına,
Vücudunun saltanatına
Doğru tırmanmak sinsice,
Bir yara açıp geniş, derin
O şaşırakalmış böğrüne,
Acı vermek için göğsüne,
Şen tenini incitmek için,
Ve, ne estiren tat, değil mi,
Yavrum! o en güzel, en parlak
Yeni dudaklardan akıtmak,
Aşılamak sana zehrimi!

Charles Baudelaire

Josephine 23.08.08 07:54

Düşman
 
Düşman

Tükendi gençliğim karanlıklarda,
Çılgın fırtınalarda ve yağmurlarda;
Güneş bazan açtı, kapandı derhal
Bahtımın yazgısı karanlıklarda;
Öyle harap ettiler ki gönül bahçemi
Dallar hep kırıldı, yapraklar yerde
Kuytularda birkaç meyvesi kaldı...

İşte ulaştım güz aylarına
Fikirler sararmış yapraklar gibi;
Kullanmalı artık her bir aleti
Küreği, tırmığı ve ötekileri,
Düzeltip onarmak için yeniden
Bahçemdeki bütün harap yerleri
Suların basıp da oyup açtığı
Kocaman çukurları mezarlar gibi...

Hayal ettiğim yeni çiçekler,
Acaba bulurlar mı kimbilir,
Ardıç kuşlarının bulduğu gibi
Güç alabilecekleri her bir gıdayı,
Gizemli gıdayı, özlü gıdayı
Bu sulak topraklarda. Bu hoş havada.

Ey acı! Ey acı! Yiyip bitiriyor hayatı zaman,
Ve yüreğimizi kemiren düşman
Bu anlaşılmaz, bu garip düşman
Büyüyüp güçleniyor kanlarımızla
Durmadan kaybettiğimiz kanlarımızla...

(Fransızca`dan Çeviri : Şevket Seydialioğlu)

Charles Baudelaire

Josephine 23.08.08 07:54

Hiçliğin Tadı
 
Hiçliğin Tadı

Ey hüzünlü ruhum.
İhtiyar budala.
Kanının kanatlarında hırçın bir kıvılcım yanardı,
Umudun mahmuzu yavaşça dokunsa şaha kalkardın.
Ey şimdi her adımda derin derin soluyan hasta
İşe yaramaz beygir
Uzan olduğun yere dayanmasını bil.
Sönmeyen yanı var mı dünyanın...

Ruhum,acılarını örtün.
Ağır mermer tabutlarda uyanacak zamandır.
Yenilmiş yaralar içindesin kocamış bunak
Artık ne kavganın tadı
ne de aşkın dinmeyen fırtınası ulaşmaz sularına.
Elveda kavalın türküsü
Flütün iççekici elveda
Somurtkan ve karanlık kapılarımı çalmayın artık
Ey hazların derinliği duyumların ateşi elveda..

Ruhum sevgili baharının bitti.
O çılgın kokuların tükendiği zamandır..
Ayaklarımın altında yusyuvarlak dönüyor dünya
Issız dağların karlı ağzında donmuş bir yolcu derinlere kayıyor
Geçmişin titreyen eli sazdan örülmüş rüzgarlı kulübesi
Gerek yok sığınmaya
Ey her solukta gövdemi yutan zamanın muazzam ürperişi
Ruhum dünyanın çığlarını çağır.
Seni sarıp döne döne götürecektir zaman...

Charles Baudelaire

Josephine 23.08.08 07:55

Hüzün ve Serseri
 
Hüzün ve Serseri

Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra,
Büyülü, mavi, derin ve ışıl ışıl yanan
Bambaşka denizlere, bambaşka semalara,
Şu kahrolası şehrin simsiyah havasından?
Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra?

Hey trenler, vapurlar beni burdan götürün!
Ne var gözyaşlarından çamurlar yuğuracak?
Arasıra der mi ki Agathe'ın ruhu, üzgün,
"Nedametten, azaptan ve ıstıraptan uzak
Hey trenler, vapurlar, beni burdan götürün."

Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet,
Ey, sadece sevincin, aşkın ürperdiği yer,
Ey, her ruhun içinde bulunduğu saf şehvet,
Ey bir ömür boyunca gönül verilen şeyler!
Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet!

Ah o yeşil cenneti, çocuksu sevdaların,
O koşuşlar, şarkılar, o demetler, buseler,
İnildeyen kemanlar arkasında sırtların,
Akşam, korkuluklarda şarap dolu kaseler,
- Ah o yeşil cenneti çocuksu sevdaların!

O bilinmez zevklerin yüzdüğü masum belde
Çok daha uzakta mı yoksa Çin'den, Maçin'den?
Beyhude bir arzumu inildeyen dillerde,
Canlanan bir hayal mi billur sesler içinden,
O bilinmez zevklerin yüzdüğü masum belde...

Charles Baudelaire

Josephine 23.08.08 07:56

Hüzünlü Madrigal
 
Hüzünlü Madrigal

Bana ne sendeki dirlik düzenlik?
Hem güzel ol, hem de acı duy! Ekler
Gözyaşı yüzüne başka güzellik,
Yeşillikte bir su gibi üstelik;
Borayla canlanır çünkü çiçekler.

Seni ben anlından sevinç büsbütün
Dağılıp gidince daha severim;
Yüreğin yılgıdan daraldığı gün;
Korkunç bulutuyla baştan başa dün
Toplanıp yığılsın üstüne derim.

İri gözlerinden kan gibi ılık,
Bir su boşanırken severim seni;
Okşayıp seven elime karşılık,
Can çekişme gibi sararken sık sık
Duyduğun iç sıkıntısı gövdeni.

Çekerim içime,ey tanrısal haz!
Bütün hıçkırıklarını göğsünün,
Ey derin ezgi,tadına doyulmaz!
Sanırım ışıldar yüreğin, biraz
Gözlerinden hele inciler düşsün!

Charles Baudelaire


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:30 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2