Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29.11.11, 22:51   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Serap
Moderator
 
Serap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: Denizli
Mesajlar: 4.745
Konular: 1880
Puan Grafiği
Rep Puanı:5102
Rep Gücü:72
RD:Serap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 682
226 Mesajına 380 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Çanakkale Efsaneleri - Çanakkale Yöresi Efsaneleri - Çanakkale İline Ait Efsaneler

Çanakkale Efsaneleri - Çanakkale Yöresi Efsaneleri - Çanakkale İline Ait Efsaneler

SAKA HÜSEYİN

"İkinci Anafartalar taarruzundan sonra, Türk birlikleri Anafarta Ovası'na ve tepelere yerleşmişti 35. Piyade Alayı 2. Bölük erlerinden Hayrabolu'lu Hüseyin alayın su ihtiyacını gidermekle görevli idi sabahın alaca karanlığında katırı ile yola çıktı. Bigalı Köyüne gidip, kuyulardan tahta, damacanalara su doldurup geriye dönüşünü akşamın karanlığına denk getirmeye çalışırdı.

Katır önde, bizim Saka Hüseyin arkada ama, yola çıkmadan evvel katırının kulağına eğilir, her defasında söylediği sözleri tekrarlardı: "Haydi, Büyük Anafarta Köyünün üstünden 35. Piyade alayının bulunduğu siperlere" katır gide-gele bu yollara alışmıştır.
Fakat yolda, Hüseyi'nin çenesi durur mu? Savaş var imiş! Yığınla yaralı taşırlar imiş,umurunda mı? O bir türkü tutturmuş gidiyordu:
"Pınar baştan bulanır
İner dağı dolanır
Al başımdan sevdayı
Buna can mı dayanır.
Rinna, rinna yarim
Rinna, rinna."
Saka Hüseyin damacanlarına suyu doldurarak "deh" deyip akşam karanlığında yola koyulur. Siperlerde 2. Bölük su bekliyor.Yaralılar daha da çok su bekliyorlar. Birden bire, yanı başında iki karaltı beliriyor. Gavurca haykırıyorlar!
"Dur! kımıldama!"
Hayrabolulu Hüseyin'in yapacak hiç birşeyi yok akıl almaz, gene de eşi görülmemiş büyük bir zeka kıvraklığı ile; düşman erlerine gevrek gevrek gülümsemeye başlar ve eliyle, koluyla katırının sırtında sallanan su damacanalarınıgösterir, "Kumandan, kumandan?..." diye geveleniyor ve büyük bir saygı ile anzak kumandanını selamlayarak "Emret gavur kumandan!" der. Derhal bir tercüman bulunur. Saka Hüseyin anlatmaya devam eder.

"Bu su damacanalarını kendi kumandanım gönderdi. Sizin yaralılarınıza hediyemizdir. Düşmanımız susamıştır, susuz kalmasınlar dedi Mülazım Efendi!" ve arkasından ilave etti. Bu sudan verinde bir bardak ben içeyim der!"
Anzak Teğmeni kıpkırmızı kesilir... Gözleri dolar. İlk iş Hüseyin'i kucaklayıp iki yanağından öpmek. İkinci iş, Hüseyin'i tartaklayan devriyeleri bir güzel fırçalamak, üçüncü iş, Hüseyin'i siperin dibine oturtup soluklandırmak, o " comed bell" kutularından, Oxo et suyu özündeni sarma tütünden, cigara kağıtlarından, Topler çikolata paketlerinden bol bolyağdırmak... Bu aldıkları hediyeleri katırın sırtına vurur, kurnaz bir tilki gibi, siperden sipere zıplayıp kapağı ikinci bölük hattına atınca, bu sefer gözleri fal taşı gibi açılma sırası Mehmetçik' tedir."

Baki Vandemir Paşa
Çanakkale Savaşları Komutanlarından.

Çanakkale Türküsünün Efsanesi

Çanakkale, I. Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti'nin savaştığı cephelerden sadece bir tanesiydi. Ancak Çanakkale Savaşı'nın taşıdığı önem bunun çok ötesindedir.
Çanakkale Savaşı, tarihi bir dönüm noktası, Dünya tarihini etkileyen önemli gelişmelerden birisidir. Bütün olumsuz şartlara rağmen burada kazanılan zafer, bir savunma savaşının kapsamını aşan, sadece savunulan bölge ve ülke itibariyle değil, dünya dengelerini sarsan ve değiştiren bir çerçeveye ulaşmıştır.

Çanakkale zaferi, bundan tam 88 yıl önce 18 Mart 1915'te, Gelibolu Yarımadası üzerinde kazanıldı. İngiltere ve Fransa, Gelibolu Yarımadasını ele geçirerek Çanakkale Boğazı'nı açmak ve devamında da İstanbul'u işgal etmek niyetiile bu harekâta başladılar. Böylece Türkler'in Avrupa ile olan bağlantılarını da tamamen kesmiş olacaklardı.

Dönemin İngiliz Deniz Bakanı Winston Churchill Çanakkale Harekâtı'nın kendileri açısından çok farklı anlam taşıdığını ifade etmektedir. O'na göre Çanakkale Harekâtı ile dünya tarihi değiştirilecek, Türk imparatorluğu ikiye bölünecek,başkenti felce uğratılacak, düşmanlarına karşı Balkan devletleri birleştirilecek, Sırbistan kurtarılacak, Rusya'ya savaşta yardım edilecek ve savaşın süresi kısaltılarak sonsuz insan hayatı kurtarılacaktı.

Bu beklentilerle 1915 Şubatından itibaren harekâta başlayan İtilaf Kuvvetlerinin donanması, 18 Mart 1915'te denizden gerçekleştirdiği büyük saldırıda başarısız olup geri çekildi. Daha sonra kara harekâtı ile Boğaz kıyısındaki mevzileri düşürüp İstanbul'a ulaşmak istediler ve yine başarısız oldular. Nihayet 1915 yılı sonunda tamamen çekilmek zorunda kaldılar.

Gelibolu Yarımadası'nın bilindiği üzere Türk tarihinde ayrıcalıklı bir yeri vardır. Türkler'in Avrupa'ya geçiş yaptığı ilk bölgedir. Avrupa kıtasında sahip olunan ilk topraktır. Avrupa'ya atılan ilk adımdır.

Bu zaferin belkide bizim için en önemli yanı, Milli Mücadele ruhunun ilk meşalelerinin burada yakılmışve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk temel taşlarını atan Türk Milleti'ne Mustafa Kemal Atatürk'ü kazandırmış olmasıdır.

Çanakkale'de kazanılan bu Türk zaferi ile; Baltık'ta ve Avrupa'dan Almanlar tarafından ablukaya alınan Rus Çarlığı, Boğazlar ve Karadeniz'den de Türkler tarafından kuşatılınca yıkılmıştır.

Çanakkale zaferi, emperyalist güçlerin mağlup edilebileceğinin işaretini daha o zaman vermişti. Çanakkale Destanı, Milli Kurtuluş savaşımızın verildiği 1919-1922 yılları arasında Türk Milleti'ne yol göstermiş, büyük moral kaynağı olmuştur.

Bunun yanı sıra Çanakkale zaferi, hastalanmış, hatta ölmüş gözü ile bakılan Türk Milleti'ne şan,şeref ve güven kazandırmış, özbenliğini yeniden kazanmasına yardımcı olmuştur. Ayrıca, Türk Milleti'nin askerlik kabiliyetini, fedakârlık ruhunu, vatan ve millet sevgisini, manevi gücünü bir defa daha dünyaya göstermiştir.

Bu türkü de Çanakkale savaşlarında şehit olan askerlerimiz için yakılmıştır.

Çanakkale Efsanesi

Kahramanlıkların tarih kitaplarına yazıldığı, ardında binlerce dramatik hikayelerin anlatıldığı Çanakkale Savaşları, yıllar sonra bile bazı bilinmeyenleriyle anılıyor.

Çanakkale Boğazı'nı geçip, İstanbul'a ulaşmak isteyen İtilaf Devletleri, binlerce askerle Gelibolu Yarımadası'na ayak atmış, vatan topraklarını işgal etmişti.

Her karış toprağında kanlı savaşların yaşandığı, anaların oğullarının başına kına yakarak savaşa gönderdiği bölgede, İngiltere'den gelen 4. Norfolk Taburu'nun AnzakKoyu'nda, bir bulut kütlesinin içinde kaybolduğu söylentileri, yıllardır hala konuşuluyor.

Çeşitli kaynaklardan derlenen bilgilere göre, Gelibolu Yarımadası'ndaki savaşa katılan İngiliz Kraliyet Ordusu'na ait 4. Norfolk Taburu'nun, 12 Ağustos 1915 tarihinde Anzak Koyu mevkiindeki 60. Tepede büyük bir bulut kütlesinin içinde kaybolduğu iddia edilmiş, bu olay savaştan sonra çeşitli tarih kitaplarında yerini almıştı.

Yeni Zelanda Kıtası'nın 1. Sahra Birliği'ne bağlı 3. Bölükte savaşa katılan F. Reichardt, R.Nevnes ve J.L. Newman adlı üç asker, bu olaydan 50 yıl sonra olayın görgü tanığı olduklarını iddia etmiş, güneyden esen 70 kilometre hızındaki rüzgara rağmen, yaklaşık 250 metre uzunluğunda, 65 metreyüksekliğinde ve 60 metre genişliğindeki bulut kültesinin yer değiştirmeden 60. Tepe üzerinde durduğunu ve İngiliz askerlerinin bu kütlenin içinde kaybolduğunu anlatmışlardı.

Bu olay, kimilerine göre gerçek, kimilerine göre rivayetten başka bir şey değildi. Ancak, bu tür olaylar, tek bir gerçeği değiştirememişti; o da, ''Türk'ün vatan ve millet sevgisi uğruna verdiği binlerce candı.''
--------------Tualimforum İmzam--------------
Serap
Serap isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla