Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28.06.12, 05:36   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
ASYA
Moderator
 
ASYA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 6.442
Konular: 5295
Puan Grafiği
Rep Puanı:9435
Rep Gücü:116
RD:ASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 118
480 Mesajına 828 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Parşömen Kağıdı Neden Elde Edilir - Parşömen ve Palimpsest Nedir

Parşömen Kağıdı Neden Elde Edilir - Parşömen ve Palimpsest Nedir - Nazan Bekiroğlu Sözleri

Papirüs bitkisinin gövdesinden elde edilen papirüs, doğanın Mısır'a armağanlarından biridir.


Bütün Antik dünyaya ihraç edilen bu kâğıdın zaman gelip de diğer coğrafyalardan esirgenmiş olması farklı kültürleri yeni kâğıt arayışlarına iter.

Varro'dan nakledilen bilgiye göre İskenderiye ve Bergama kütüphaneleri arasındaki rekabete bağlı olarak Mısır kralının Bergama'ya papirüs ihracatını yasaklamasının Bergama nezdinde neden olduğu arayışlar doğurur parşömeni. Gerçi tarih, daha evvel de deri üzerine yazı yazıldığına tanıktır ama zorlu rekabet bu kez deriyi bambaşka bir dokuya ve inceliğe dönüştürür. Parşömen budur işte. İskenderiye Kütüphanesi papirüs rulolarla genişlerken Bergama Kütüphanesi parşömen üzerinde zenginleşir.

Bu gün bir anlam genişlemesine uğrayarak her türlü iyi cins kâğıdı karşılayan parşömen kelimesi adını da Bergama'nın Antik dönemdeki ismi olan Pergamon'dan alır.

Hemen bütün dillerde benzer bir sözcükle ifade edilen parşömenin bilindik en iyi kâğıt türü olduğu uzmanlarca kabul edilmektedir. İki taraflılığı, dayanıklılığı, yanmaması, yırtılmaması, rutubet tutmaması, bozulmaması gibi sebeplerle onun, üzerine yazılan yazıyı neredeyse sonsuz sadakatle muhafaza ettiği söylenebilir. Oysa düşmanı çoktur kâğıdın; onu ateş yakar, su eritir, rüzgâr dağıtır; rutubet, güve, aşırı sıcak, güneş ışığı hırpalar, böcek yer bitirir. Parşömense bütün bu tehditlere aldırmaz bile. Bin yıl evvel yazılmış metinleri daha dün yazılmış gibi saklamış olması parşömenin kendisine duyulan güveni boşa çıkarmadığını gösterir.

Yazarçizer takımı bunun daha o zamandan farkındadır ki Hıristiyanî metinlerin papirüsten parşömene aktarılması onları "sonsuza kadar" saklamak için gerçekleştirilmiş bir eylemdir. Fakat güzelliğin pahalı olduğu gerçeğine bağlı olarak parşömen de pahalıya patlayan bir yazı malzemesidir. Zaten o da yazının, yazmanın, yazı gereçlerinin ayrıcalıklı sınıfın elinde tutulduğu ortaçağların ürünüdür.

O kadar pahalıdır ki parşömen, silinip yeniden yazılabilir. Böylesi silinip yeniden yazılmış parşömenler palimpsest olarak adlandırılır. Eski yazıyı silip üzerine yeni yazıyı yazmak kâğıt ve kalemden bu yana var ama palimpsest, parşömenle birleşen bir uygulamadır. Ortaçağ'da, Antik dönem parşömenlerinin üzerindeki yazıların silinerek yerine Hıristiyanî metinlerin yazıldığı vakidir. Üstelik ikinci bir silme daha gerçekleşebilir ve parşömen üzerine üçüncü kat yazı yazılabilir. Veya yazı katmanları kazınarak geriye, ilk metne dönülebilir, eski metin yeniden görünür kılınabilir.

Palimpsestlerin özellikle Ortaçağ'da Antik metin parşömenleri üzerinde gerçekleştirilmiş olması Antik döneme saplantılı bir ilgi duyan Rönesans aydınını palimpsestleri "kazımaya" meylettirmiştir meselâ. Fakat tehlikeli bir meyildir bu; yitip gidenin ne olduğunu bilmek merakı, çoğu kez bir başka şeyin de yitmesine sebebiyet vermiş, parşömenler de zarar gördüğü için çoğu kez yeni metin de yok olmuştur.

Palimpsest, teknik bir terimdir fakat yüklendiği katmerli anlam, bir yazılanı silmek bahasına parşömen üzerine ikinci yazının yazılması, üstelik çoğu kez ilk yazının izlerinin tümüyle aradan çekilmemesi, iki metnin iç içe geçmesi, hiç olmazsa ilk metnin varlığını daima hissettirmesi, ortalarda görünmesi, bir hayalet gibi satırlar arasında gezinmesi; bütün bunlar o kadar irkilticidir ki bu teknik terim zaman içinde geniş yüklerle ağırlaşarak bir deyime dönüşüverir.

Ne kadar silersen sil o eski metin, üzerine yazılan yeni metnin satırları arasından sırıtır; en olmayacak yerde yeni kelimenin arasına sızar; bir mana dağılmasına hiç olmazsa ağızda bir tat bozulmasına neden olur, anlamında güzel bir deyim. Tıpkı bellek gibi.
--------------Tualimforum İmzam--------------
<a href=http://img841.imageshack.us/i/ojug.gif/ target=_blank><img src=http://img841.imageshack.us/img841/3248/ojug.gif border=0 alt= /></a>
ASYA isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla