Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30.06.08, 17:33   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Fenci
Gamma Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2008
Nerden: Adana
Mesajlar: 1.470
Konular: 1448
Puan Grafiği
Rep Puanı:9173
Rep Gücü:0
RD:Fenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond reputeFenci has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 51
215 Mesajına 807 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Boğmaca Hastalığı Genel Bilgi

Boğmaca Hastalığı Genel Bilgi

Eğer yaşamınız boyunca boğmacalı bir çocuk gördüyseniz, bunu asla unutamazsınız. Çocuk; akciğerlerindeki havayı boşaltıncaya kadar tekrar tekrar, şiddetle ve hızla öksürür; daha sonra da adeta ötercesine bir ses çıkararak soluk alır. Bunun ardından tekrar öksürük başlar. Bu şiddetli öksürük nöbetleri haftalarca devam edebilir ve her öksürük nöbetinden sonra hasta, oksijensiz kalmaktan ötürü morarabilir veya kusabilir. Boğmacalı bir çocuğun yemesi, içmesi, hatta soluk alıp vermesi zor olabilir.


Boğmaca, ileri derecede bulaşıcı ve günümüzde de oldukça sık karşımıza çıkan bir hastalıktır. Bordatella pertussis adındaki bir bakteri tarafından meydana getirilir.

Bu bakteri ağızda, burunda ve boğazda yaşayarak temasla, öksürükle ve hapşırmayla yayılır.


Boğmaca’nın belirtileri, bakterinin bulaşmasından 7-10 gün sonra ortaya çıkar. Boğmaca başlangıçta hapşırmayla burun akmasıyla, ateşle ve hafif öksürükle birlikte soğuk algınlığına benzer ama aradan 1-2 hafta geçince, şiddetli öksürük nöbetleri başlar, Bu dönem genellikle 1-6 hafta devam eder ama, daha uzun da sürebilir.


Öksürüğün hakim olduğu dönem sona erdikten sonra çocuk, genellikle 2-3 haftada iyileşir. Boğmacalı bir çocuk, bakteriyle temasından yaklaşık 1 hafta sonra başlamak ve şiddetli öksürüğün başlangıcından yaklaşık 3 hafta sonra sona ermek üzere bu hastalığı başka bir çocuğa bulaştırabilir.


Boğmaca en şiddetli olarak, 1 yaşından küçük bebeklerde görülür; bu bebeklerin yarıdan fazlasının hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir. Boğmaca, daha büyük çocuklarda ve erişkinlerde de görülebilir ama çok daha hafif seyreder; hastalığın boğmaca olduğu fark bile edilmeyebilir. Bebeklerin çoğu boğmacayı, daha büyük kardeşlerinden ya da anne-babalarından kapar.


Boğmaca, ciddi komplikasyonlara neden olabilir; boğmacalı her 10 çocuktan birinde zatürree (pnömoni), her 50 çocuktan yaklaşık 1’inde nöbetler (konvülsiyon) gelişir. Boğmacaya yakalanan her 250 kişiden birinin beyni, bu hastalıktan etkilenir (ensefalopati).

Boğmaca Aşısı

İlk boğmaca aşısı 1930’larda geliştirilmiş ve 1940’lı yıllarda yaygın olarak kullanılmıştır. 1990’ların başlarında, eski aşı kadar iyi sonuç veren, ancak yan etkileri daha az olan, asellüler (bakteri hücresinin tamamını içermeyen) bir boğmaca aşısı ruhsat almıştır.


Çocuklardaki boğmaca aşıları onları, 10 yaşına varıncaya kadar onları bu hastalıktan korur ve bağışıklık, bu yaştan sonra sona erebilir. Boğmaca aşısı büyük çocuklarda ruhsat almamış olduğundan, önceki korunmanın azalmasını önlemek amacıyla rapel dozları kullanılmaz. Ancak büyük çocuklarda ve erişkinlerde kullanılabilecek boğmaca aşıları da yakın gelecekte kullanılmaya başlanacaktır.


Boğmaca vakalarının sayısı, ruhsatlı Difteri, tetanoz ve boğmaca aşısının kullanılmaya başlanmasından bu yana %98 oranında azalmıştır.


DTaB AŞISI

Difteri, Tetanoz ve asellüler Boğmaca Aşısı


Çocuğunuza DTaP aşısı yaptırarak onu difteriden, tetanozdan ve boğmacadan koruyabilirsiniz. Aslında bu aşı, bir defada uygulanan Difteri, Tetanoz ve Pertussis (boğmaca) olmak üzere üç ayrı aşıyı bir arada içerir.


DTaP, DTP aşısının güncelleştirilmiş bir şeklidir. Bu aşının adındaki "a" harfi, dilimizde 'hücresiz' anlamını taşıyan 'asellüler' demektir ve aşıda boğmaca bakterisinin yalnızca bir bölümünün kullanıldığını ifade eder. Eski DTP aşısı, artık çok ender kullanılmaktadır.


Çocuğu en üst düzeyde koruma altına alabilmek için DTaP aşısının 5 defa yapılmasına ihtiyaç vardır. Bunların ilk üçü, çocuk 2, 4 ve 6 aylıkken uygulanmalıdır. Dördüncü aşı (rapel) çocuk 15-18 aylıkken, beşinci aşı (bir diğer rapel) 4-6 yaşındayken uygulanır. DTaP aşısı bu şekilde uygulandığı zaman hemen bütün çocukları her 3 hastalığa karşı da korur. Bu programa uygun şekilde aşılanmış bir çocuk hastalansa bile bu hastalık olasılıkla, aşılanmamış çocuklardakinden çok daha hafif olacaktır.


DTaB aşısının Yan Etkileri


DTaP aşısı olan çocukların üçte bire varan bölümünde aşı yerinde hassasiyet, ağrı, kızarıklık ve şişlik şeklinde lokal reaksiyonlar gelişir. Bu reaksiyonların görülme olasılığı ve şiddeti, ilk üç dozdan sonra değil de, dördüncü ve beşinci dozlardan sonra daha fazla olabilmektedir. Söz konusu reaksiyon gelişecekse, aşılanmayı izleyen ilk iki gün içerisinde ortaya çıkar. Bazı çocuklarda, dördüncü veya beşinci DTaP aşısının ardından, aşının yapıldığı kol ya da bacak tamamen şişebilir. Bu şişme, aşıyı izleyen ilk üç günde gelişir ve ardında herhangi bir etki bırakmaksızın, yaklaşık 4 gün devam eder.

Ateş,DTB veya DTaB aşısının ardından oldukça sık görülebilen bir diğer reaksiyondur. Aşılanan her 20 çocuktan 1’ine varabilen oranlarda görülen bu reaksiyonda çocuğun ateşi, 38ºC’yi aşabilir; söz konusu reaksiyonun görülme olasılığı da diğerleri gibi, dördüncü veya beşinci dozdan sonra daha fazladır. Bunun gibi her 5 çocuktan yaklaşık birinde, aşıdan sonra 1-2 gün devam eden huysuzluk veya iştah kaybı, yaklaşık yarısında uyuşukluk görülebilmektedir.

Bazı çocuklardaki yan etkiler, daha şiddetli olabilir. Her 3 000 çocuktan yaklaşık birinin ateşi, 40ºC'ye, hatta daha yükseğe çıkabilir. Ender olarak çocuk, aşılanmanın ardından 3 saat veya daha uzun bir süre devamlı ağlayabilir (bu çeşit sürekli ağlamanın sıklığı, çeşitli çalışmalarda her 900 çocukta 1 ile her 8 000 çocukta 1 arasında değişmektedir). Yaklaşık her 14 000 aşıda bir, kısa süreli nöbetler (konvülsiyonlar) gelişebilir ya da yine kısa süreli olmak üzere aksama/topallama veya renk solması görülebilir.

DTaP aşısını izleyebilen nöbetler genellikle aşının bizzat kendisine değil, yol açtığı ateş yükselmesine bağlıdır. Tıp dilinde "febril konvülsiyon" (ateş yükselmesinden kaynaklanan nöbet) adı verilen bu gibi nöbetler ortaya çıktıklarında telaşa neden olabilirlerse de kısa sürede sona erer ve çocuğa herhangi bir zarar vermez. Bazı uzmanlar aşıdan önce çocuğa, daha sonra ateşin yükselme (dolayısıyla febril konvülsiyon gelişme) olasılığını azaltmak için, aspirin dışında herhangi bir ağrı/ateş giderici (örneğin parasetamol içeren bir ilaç) verilmesini önermektedir. Söz konusu ilaç, aşıyla birlikte, daha sonra da her 4-6 saatte bir verilebilir.

Eski DTP aşısı, olasılıkla boğmaca (pertussis) komponenti nedeniyle, kimi zaman "güvenli olmayan bir aşı" olarak suçlanmıştır. Bu DTP aşısına çeşitli yan etkilerin eşlik etmesi, gerçi diğer aşılara kıyasla daha sık görülür ama aşının sağladığı faydalar, bu küçük riskin kolayca göze alınmasına neden olacak kadar fazladır. Bütün dünyadaki difteri, tetanoz ve boğmaca hastalıklarının kontrol altına alınmasını sağlayan, güvenli olmamakla suçlanabilen bu aşıdır. Söz konusu reaksiyonların DTaP aşısından sonra görülme olasılığı, çok daha azdır.

DTP veya DTaP aşısını izleyen ciddi reaksiyonlar, çok ender görülmüştür. Yıllar boyunca, DTP aşısının ardından kalıcı beyin hasarı gelişen birçok çocuk bildirilmiştir ama bu gibi vakaların sayısı çok az olduğundan, bu hasarın gerçek bir aşı reaksiyonu mu olduğunu, yoksa aşının ardından yalnızca rastlantı sonucu mu geliştiğini söylemek olanaksızdır. Bazı insanlar DTP veya DTaP aşılarının SIDS (ani bebek ölümü sendromu) nedeni olduğuna inanmaktadır ama yapılan çalışmalar, arada herhangi bir bağlantı bulunduğunu göstermemiştir. Hemen bütün uzmanlar ve bu arada bazı ülkelerdeki SIDS derneklerinde görev yapanlar söz konusu aşıların SIDS nedeni olmadığında hemfikirdir. DTP veya DTaP aşısından sonra bilinen herhangi bir ölüm yoktur.

Önlemler

Daha önce de nöbet geliştiği ya da diğer sinir sistemi sorunları olduğu bilinen çocuklarda DTaP sonrası ciddi reaksiyonların görülme olasılığı hafifçe daha yüksektir ama söz konusu risk, yine de çok düşüktür.


Doktorun bir çocukta DTaB aşısını geciktirmesine veya hiç uygulamamasına yol açabilecek çeşitli nedenler vardır:

· Bir doz DTaB aşısı sonrasında şiddetli (yaşamı tehlikeye sokan) allerjik reaksiyon gelişen bir çocukta, daha başka bir doz uygulanmamalıdır.

· Bir DTaB aşısı dozunu izleyen 7 gün içerisinde ensefalopati (bir çeşit beyin rahatsızlığı) gelişen bir çocukta daha sonra, boğmaca aşısı içeren hiçbir aşı yapılmamalıdır (DT aşısıyla ilgili aşağıdaki bilgiye bkz).

· Bir DTaB aşısı dozunu izleyen 48 saat içerisinde ateşi 40,5 ºC’nin üzerine çıkan bir çocukta, boğmaca aşısı içeren başka bir doz, zorunluluk yoksa kullanılmamalıdır.

· Bir DTaB aşısı dozunu izleyen 48 saat içerisinde şok tablosu ya da şoka benzer bir tablo gelişen bir çocukta, boğmaca aşısı içeren başka bir doz, zorunluluk yoksa kullanılmamalıdır.

· Bir DTaB aşısı dozunu izleyen 48 saat içerisinde 3 saat boyunca veya daha uzun süre devamlı ağlayan bir çocukta, boğmaca aşısı içeren başka bir doz, zorunluluk yoksa kullanılmamalıdır.

· Bir DTaB aşısı dozunu izleyen 3 gün içerisinde konvülsiyon (nöbet) gelişen bir çocukta, boğmaca aşısı içeren başka bir doz, zorunluluk yoksa kullanılmamalıdır.

· DTaB aşısının ya diğer herhangi bir aşının yapılması planlanan günde orta veya ileri derecede şiddetli herhangi bir hastalığı olan bir çocukta aşı uygulanması, iyileşinceye kadar olasılıkla ertelenmelidir.


NOT: Boğmaca aşısını da içerdiğini bildiğimiz DTaB aşısının uygulanmaması gereken çocuklarda, bunun yerine DT (difteri-tetanoz) aşısı yapılabilir – bkz aşağıdaki Benzer Aşılar. Bu konuda daha ayrıntılı bilgiyi, doktorunuzdan alabilirsiniz.


DTaP aşısından sonra . . .


Çocuğunuzda herhangi bir ciddi ya da alışılmadık reaksiyon gelişirse, hemen bir doktor çağırın veya çocuğunuzu doktora götürün.


Benzer Aşılar


DTaP aşısına benzeyen diğer 2 aşı hakkında da bilgi sahibi olmanız gerekir. Bunlardan birincisi, Td aşısıdır; en az 7 yaşında olan çocuklarda ve erişkinlerde kullanılan bu aşıda boğmaca aşısı yoktur, ayrıca aşıdaki difteri toksoidi miktarı, DTaB’ye kıyasla daha azdır. Difteri ve tetanoz karşısında kazanılan bağışıklık, zamanla azalır ve korunmanın devam edebilmesi için her 10 yılda bir defa tek doz aşı “rapel” uygulamanız gerekir. İlk Td dozunun 11-12 veya 14-16 yaşındayken yapılması önerilir; bu aşı, daha sonra her 10 yılda bir tekrarlanmalıdır.


Bilmeniz gereken ikinci aşının adı DT'dir ve boğmaca aşısı içermez, yalnızca difteri ve tetanoz toksoidlerini içerir. Boğmaca aşısının yapılmaması gereken, 7 yaşından küçük çocuklarda kullanılır; bunlar genellikle, daha önceki bir DTaB dozunun ardından belirli reaksiyonlar gelişmiş olan çocuklardır. DT veya Td aşılarının yan etkileri seyrek görülür ve görülse bile aşı yerinde acı hissedilmesi ve hafif bir ateş şeklindedir.

Fenci isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla