Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20.07.08, 12:14   #8 (permalink)
Kullanıcı Profili
SERDEM
S.Moderators
 
SERDEM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:SERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart DÂSTÂN-I LEYLÎ vü MECNÛN

241. Beyit :
Ref’ oldı sana hicâb-ı mâbeyn
Nüzhetgehün oldı kâbe kavseyn

Açıklama : Aradaki perde senin için kaldırıldı; Kabe kavseyn senin seyrangâhın oldu.

242. Beyit :
Getdün oraya ki getmek olmaz
Yetdün oraya ki yetmek olmaz

Açıklama : Öyle bir yere gittin ki, gidilmesi mümkün değil; öyle bir yere ulaştın k,, ulaşılması mümkün değil.

243. Beyit :
Bizden Hak’a arzlar yetürdün
Hak’dan bize müjdeler getürdün

Açıklama : Bizden Hakk’a dilekler ulaştırdın; Hak’dan ise bize müjdeler getirdin.

244. Beyit :
Lutf etti sana inayet-i Hak
Tevfîk-i nefâz-ı emr-i mutlak

Açıklama : Hakk’ın inayeti, sana görevini tam olarak yerine getirme gücünü lutfetti.

245. Beyit :
Hem mahzen-i ma’rifet kilîdi
Hem ni’met-i merhamet ümîdi

Açıklama : Hem, marifet mahzeninin kilidini, hem merhamet nimeti ümidini (bahşetti).

246. Beyit :
Deryâda olup ganî güherden
Zevk ile dönende ol seferden

247. Beyit :
Germ idi henüz hâbgâhun
Cünbişde gubâr-ı hâk-i râhun

Açıklama 246-247 : Deryada (eteğini) inci ile doldurup, zevk ile o seferden döndüğünde, yatağın henüz sıcaktı ve, yolunun tozu toprağı daha uçuşmakta idi.

248. Beyit :
İnsâf hemin ola siyâhat
Beyle sefer ile istirâhat

Açıklama : Doğrusu, seyahat işte böyle, yolculukta neş’e ve ihsana nail olmak bu şekilde olur.

249. Beyit :
Oldı sana munca feyz hâsıl
Bu vâkıadan zemâne gâfil

Açıklama : Sen bunca feyz ve bereketler elde ettin; fakat insanlar bu vakıadan habersizdirler.

250. Beyit :
Gâfilleri eyledün haberdâr
Esrâr-ı nihânı etdün ızhâr

Açıklama : Gafilleri haberdar eyledin ve gizli sırları açığa vurdun.

251. Beyit :
Açdun der-i iltifât u in’âm
Verdün gereğince her kime kâm

Açıklama : İltifat ve nimetler kapısını açtın ve herkese gereğince saadetler dağıttın.

252. Beyit :
Çün şefkat-i âmun oldı maksûm
Lutf eyle meni hem etme mahrûm

Açıklama : Herkesi kuşatan şefkatin taksim edildiğinde, lutfet de beni mahrum etme!

253. Beyit :
Bîçâre Fuzûliyem ki zârem
Züll-i güneh ile hâksârem

Açıklama : Biçare Fuzuli’yim; ağlayıp inliyorum; günah zilleti yüzünden perişanım.

254. Beyit :
Tedbîrde süstem ü sebük-rây
Sen bir meded etmesen mana vay

Açıklama : Tedbirde gevşek ve iradesizim; sen yardım etmezsen, vay halime!..

255. Beyit :
Ey meş’ale-i tarîk-ı târîk
V’ey râh-nümâ-yı râh-ı bârîk

Açıklama : Ey karanlık yolların meş’alesi ve ey dar geçitlerin kılavuzu!..

256. Beyit :
İhsânunı hâdi-i tarîk et
Bir feyz-i nazar mana refîk et

257. Beyit :
K’âlâyiş-i ihtilâfdan pâk
Pey-revligün eyleyem tarabnâk

258. Beyit :
Gülzâr-ı vücûdum ede sîr-âb
Bârân-ı rızâ-yı âl ü ashâb

Açıklama 256-258 : İhsanını yol gösterici eyle; lutufkâar bakışını bana yoldaş kıl; ki, ihtilaf bulağından kurtulmuş olarak, coşkun bir sevinçle izinden gideyim; (böylelikle) âl ve ashâbının rızasının yağmuru, varlığımın gülbahçesini suya kandırsın.

9. KONU



Bu Kasîde Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm ŞânındadırAçıklama : Hz. Muhammed Aleyhisselâm’ın Şânında Kaside
259. Beyit :
Yâ menba’a’l-mekârim u yâ ma’dine’l-vefâ
Yâ mecma’a’l-mahâsin u yâ mazhara’l-atâ

Açıklama : Ey cömertlikler kaynağı ve ey vefa madeni! Ey güzellikler kavşağı ve ey bağışlar aynası!

260. Beyit :
Entellezî buiste ileynâ mubeşşiran
V’ahtâreke’l-ilâhu ani’l-halki v’astafâ

Açıklama : Sen bize bir müjdeci olarak gönderildin. Allah seni halkın içinden seçti ve üsütn kıldı.

261. Beyit :
Entellezî tafaddalahu’l-kurbu ve’l-kabûl
V’ahtâreke’l-ilâhu ani’l-halki v’astafâ

Açıklama : Sen, Allah’a yakınlık ve kabul ile üstün kılındın; ululuk ve yücelikte de teksin.

262. Beyit :
Men irtecâ bilutfike mâhâbe v’entefa’
Men iktedâ bişer’ike mâdâa v’ehtedâ

Açıklama : Senin lutfunu dileyen, ümitsizliğe düşmedi ve kazançlı çıktı; şeriatına uyan, yokluğa yuvarlanmadı ve doğru yolu buldu.

263. Beyit :
Yâ avne men tefakkadehû inde şiddetin
Yâ kehfe men tehassane fi’d-darri v’eltecâ

Açıklama : Ey şiddet zamanında yardım arayanların yardımcısı! Ey sıkıntı anında sığınak arayanların barınağı!

264. Beyit :
İsî nemîresed be tu der kadr u menzilet
Ber çerh eger nihed zi ser-i iktidâr pâ

Açıklama : İsa, kudretle çarha ayak bassa da, değer ve rütbece sana erişemez.

265. Beyit :
Mi’râc yâftî tu vu ber Tûr şud Kelîm
Fark ez tu tâ Kelîm zi arzest tâ semâ

Açıklama : Sen mirac yaptın; Musa (Kelim) Tûr’a çıktı… Seninle Musa arasındaki fark, yerle gök kadardır.

266. Beyit :
Âb-ı tu bûd k’âteş-i Nemrûdrâ nişand
Rûzî ki kerde bûd der âteş Halîl câ

Açıklama : İbrahim Halilullah’ın ateşe düştüğü gün, o ateşi söndüren senin suyundu.

267. Beyit :
İkrâr-ı kâfirîst zi şer-‘i tu inhirâf
Burhân-ı gum-rehîst be gayr-i tu iktidâ

Açıklama : Senin şeriatından (yolundan) sapmak, kâfirliğin kabulüdür ve senden gayrısına uymak, yoldan çıkmanın delilidir.





268. Beyit :

Tâ munkatı’ negerded ez âsîb-i ihtilâf
Şud beste ber tu silsile-i silk-i enbiyâ

Açıklama : İhtilaf belâsı yüzünden kopmasın diye, peygamberler kuşağı zinciri sana bağlanmıştır.

269. Beyit :
Bâ enbiyâsat nisbet-i zât-ı tu çun elif
Hem ibtidâ tuî be hakîkat hem intihâ

Açıklama : Senin zâtının peygamberlere göre durumu, elif harfi gibidir; çünkü, gerçekte sen hem baş, hem sonsun.

270. Beyit :
Takdîr cuz rizâ-yı tu kârî nemîkuned
Peyveste tâat-i tu edâ mîkuned kazâ

Açıklama : Kader senin hoşnutluğunu kazanmaktan başka bir iş yapmıyor; kaza ise daima sana eğmeğe devam ediyor.

271. Beyit :
Ey âftâb-ı zâtuna her zerre bir nebî
Min şer’ ü din diyârına her zerreden ziyâ

Açıklama : Ey, zatının güneşine her zerre bir haberci olan ( ve ey ) bin şeriat ve din ülkesine her zerreden düşen ışık!

272. Beyit :
Sen gâyet-i vücûdsen ü özgeler tufeyl
Sen pâdişâh-ı mülksen ü özgeler gedâ

Açıklama : Sen, varlığın gayesinin ve senden başkaları sana muhtaç. Sen mülkün padişahısın ve senden gayrılar ise dilencidir.

273. Beyit :
Cârûb-i gerd-i reh-güzerün bâl-i Cebreîl
Tâk-ı revâk-ı dergehün eyvân-ı Kibriyâ

Açıklama : Yolunun tozunun süpürgesi, Cebrail’in kanadıdır. Dergahımın çardağının kubbesi, Allah’ın yüce arşıdır.

274. Beyit :
Dârü’ş-şifâ-yı haşrde bîmâr-ı ma’siyet
Şehd-i şefâatünden umar şerbet-i şifâ

Açıklama : Günah hastaları, mahşer hastanesinde senin şefaatinin balından şifa şerbeti umarlar.

275. Beyit :
Ey çâr-yâr-ı kâmilün a’yân-ı mülk-i dîn
Erbâb-ı sıdk u ma’dilet ü re’fet ü hayâ

Açıklama : Ey doğruluk, adalet, merhamet ve haya sahibi dört olsun dostun, din ülkesinin gözdeleri olan!

276. Beyit :
Devrün bu dört fasıl ile bir mu’tedil zamân
Şer’ün bu dört rükün ile bir mu’teber binâ

Açıklama : Zamanın, bu dört mevsim ile ılıman bir zamandır ve şeriatın, bu dört direk ile sağlam bir binadır.

277. Beyit :
Yâ Mustafâ Fuzûli-i muhtâca rahm edüp
İzhâr-ı iltifât ile kıl hâcetin revâ

Açıklama : Ey Muhammed Mustafa! Bu muhtaç Fuzuli’ye merhamet buyur da, iltifat gösterip, hacetini gider!..
SERDEM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla