Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20.07.08, 12:45   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
SERDEM
S.Moderators
 
SERDEM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:SERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Edebiyatta Garipçi Akımı Garipçiler Kimdir?

Edebiyatta Garipçi Akımı Garipçiler Kimdir?
Türk Edebiyatında 1940'lara gelindiğinde, biçim açısından serbest şiirin tutkusu
tamdır. Heceyi, hemen hemen yalnızca Behçet Kemal Çağlar sürdürmekte; Ahmet
Kutsi Tecer, Ülkü dergisi çevresinde halk şiiri geleneğinin yaygınlaşmasına
çalışmaktadır. Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı, Cahit Külebi gibi
değişik çizgilerdeki ozanlar da serbest şiirler yazmaktadırlar. Sonradan Birinci
Yeni olarak adlandırılacak Garip akımı bu ortamda doğar.
Eski şiire tepki olan Garip akımı üç ozanın adına bağlanır: Orhan Veli Kanık,
Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday. Üç arkadaş Varlık dergisinde ölçüsüz, uyaksız,
şairanelikten uzak yeni bir şiir akımı başlatır (1936), Bu yoldaki şiirlerini
Garip adlı bir kitapta toplarlar (1911). Garipçiler adıyla anılmalarının nedeni
de budur. Yeni akımı özellikle Nurullah Ataç destekler. Garip akımı birçok genç
izleyici bulduğu gibi, dönemin ünlü ozanlarını da etkiler. Orhan Veli’nin
yazdığı “Garip” önsözü bir bakıma bu yeni şiir deviniminin bildirisidir. Ama üç
ozanın birlikteliği uzun sürmez. Kitabın ikinci basımı yalnız Orhan Veli’nin
şiirleriyle yayımlanır (1945). Ayrıca Orhan Veli, kitabına “Garip İçin” başlıklı
ikinci bir önsöz eklemek gereğini duyar. Nitekim Garip devinimi sonraları, gerek
bu nedenle, ama asıl Melih Cevdet ve Oktay Rifat’ı şiiri ayrı bir çizgide
sürdürmeleri sonucu Orhan veli’nin adına bağlanmıştır.

Garip Akımı;
1-Vezin ve kafiyeye karşı çıkmışlardır
2-Günlük konuşma dilini şiire uygulamaya çalışmışlardır
3-Mecaza,süse ve suniliğe karşı çıkıp;yalnızlığa önem verdiler
4-Halk şiirinin anlatım ve deneyimlerinden faydalandılar
5-O güne kadar şiirimizde kullanılmayan bir takım sözcükleri kullandılar
6-Sıradan insanlar şiire konu olmuştur.
7-Yaşama sevinçlerini fazlasıyla şiire yansıtmışlardır
8-Kaynağını batı şiirinden alan Garip akımı eskiye ait olan her şeyin karşısında
olup özellikle şairane söyleyişin karşısında olmuşlardır.
9-Şiirde söz ve anlam oyunları bırakılmıştır.
Ama Orhan Veli’nin kendisi de kitabının ikinci basımında Sanat anlayışını gözden
geçirmek gereğini duyacaktır. Özellikle şiirsel gelenek, biçim konularında daha
esnek bir tutuma girmiştir. Nitekim ikinci kitabı Vazgeçemediğim’den (1945)
başlayarak şiirini değiştirdiği görülür. “Kimi şiirlerde akıl çizgisinden duygu
çizgisine kayılır, mizah ve şaşırtma bırakılır, yer yer uyağa ve sıfata
başvurulur, sözcük tekrarlarından, müzikten yararlanılır. Hepsinden önemlisi,
halk şiirinin dil ve deyişine özenilir” (Asım Bezirci). En ilginç gelişme ise
özdedir: Toplumcu şiire yaklaşır Orhan Veli de.
Garip akımı, gerek ilk yıllarında, gerekse sonraları, değişik sanat
anlayışlarına bağlı olanlarca değişik biçimlerde değerlendirilmiştir. Geleneğe
bağlı olanlar, Orhan Veli ve arkadaşlarını şiiri ayağa düşürmekle suçlarken;
toplumcular, Garipçileri, toplumcu şiiri engelleyen, yozlaştırmayı amaçlayan ve
küçük burjuva duyarlığını geliştirmeye çalışan bir devinimin başlatıcısı olarak
gördüler. Yazın tarihçileri ise, Garip akımını genellikle yeni şiirin başlangıcı
saydılar.
Bugün de bu tutumların pek değiştiği söylenemez. Ama nesnel bir
değerlendirmeyle, Garip deviniminin Türk şiirinin gelişim sürecinde önemlice bir
yeri olduğunu söylemek gerekmektedir. Orhan Veli ve arkadaşlarının “serbest
nazım” anlayışıyla şiirler yazmaları, bu alanda en çok Nurullah Ataç’tan destek
görmeleri sanatın siyasal dışı tutulması eğiliminin iktidarca da desteklenmesi
sonucudur. Türk şiiri yeni biçim ve söyleyiş olanaklarıyla zenginleştirilmiş,
sokaktaki insanın duyarlılığına açılmıştır.
--------------Tualimforum İmzam--------------
Aksini Belirtmediğim Takdirde Yazdığım Konular ALINTIDIR



Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri

Anaokulu - İlköğretim

Sınav Soruları ve Ders Notları
SERDEM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla