Konu
:
Aşık Mahzuni Şerif Hayatı ( Biyografisi )
Tekil Mesaj gösterimi
27.07.08, 02:17
#
1
(
permalink
)
Kullanıcı Profili
tualim
Administrator
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.920
Konular: 3793
Puan Grafiği
Rep Puanı:22464
Rep Gücü:20
RD:
Teşekkür
Ettiği Teşekkür: 125
207 Mesajına 2.103 Kere Teşekkür Edlidi
:
Aşık Mahzuni Şerif Hayatı ( Biyografisi )
Aşık Mahzuni Şerif
Ne dedimse halka hiç yaramadı
Ben gittikten sonra ararlar beni
Boşa cahillerin gözü karardı
Kuru çene ile yorarlar beni
Mahzuni Şerif'im gayri gam yemem
Ondan ötesini kimseye demem
Ufak vücuduma kefen istemem
Varsa insanlıkla sararlar beni
1938 yılının bir sonbahar günüydü, o günün yarısında Döndü ananın ağrısı bitecekti. Ama daha küçük yaşlarda o dünyaya getirdiği bebe; bağlamasını yoksul halkının dertleriyle, ağıtlarıyla ağlatacak, giderek daha duyarlı, daha toplumcu içerik kazandıracaktı dizelerine..
İlk yıllarda mezhepsel çelişkileri yergili bir dille betimlerken, daha sonra halk dertlerini dile getirmeye çalışacak, o nedenle de bazı politik baskılar görecekti. Hak ile halkı birleyerek emeği savunacak, emeğin savaşımını verecekti
Mahzuni Şerif tüm baskılara karşı haklıların simgesi olarak <<bizim suçumuz, şerefimiz>> dir diyecekti. Coşkulu yüreğiyle çağdaşlarına göre daha çok üretiyor, özgün söz ve müziğiyle Türk folklor üne kaynak oluşturuyordu. Ama ne yazık ki onun, şiirine kendi adı konulmuyor, başkaları onun sırtından çıkar sağlıyordu.
Mahzuni sazını eline aldığı günden bu yana her türlü sömürüye karşı savaşımın içinde birleştirici söz öğelerini kullanıyor, böylece kendine özgü bir yol çiziyordu
Aşık Mahzuni'yi anlatmak için bir noktayı, içtenlikle vurgulamak istiyorum. Ozanımız <<Neyzen>> gibi biraz demlidir, ama bu duyarlı olmanın bir gereğiydi; doğaçtan söyleyebilmesi için dem onda olumlu etki yapıyordu dem de olsa az almak zorundaydı, çünkü sağlığının ve sanatının koşulları böyle gerektiriyordu. O, aşıklık geleneğini yerine getirirken halkın gözü, kulağı olmaya özen göstermeliydi.
1960 ile 1980 yılları arasında yurt dışında bir kez Avustralya, çok kez de Avrupa'da konserler vererek, yine ulusuna, halkına sevgiler gönderiyor; <<dünya tembellerin, haksızların değil, çalışanların, haklıların olmalıdır>> diyerek sarı sazın tellerini inletiyordu..
Umarım ki ozanımız Mahzuni Şerif bundan böyle de, yaşadığı sürece birliği, erliği, güzelliği toplumsal ve evrensel içerikli dizelerde sevgili halkımıza duyurmanın kıvancını yaşar..
A. İhsan Aktaş
Merhaba diyorum Berçenekli Mahzuni'ye
Ben, O'nu ilk tanıdığım 1960 yılından bu yana
adım adım gözledim. Çünkü Mahzuni Şerif
"oğulluğum" olmuştu. Nasıl, neden izlemeyim
O'nun duygılu sesinin, ustaların ustası tezene
vuruşunun onbinlerce sevdalısından biri
olmuştum o günden bu yana..
Hicivlerini deyişlerini varsın başkaları
değerlendirsin. O'nu tanıdığım, aynı çağda
yaşadığım için kendimi mutlu hissediyorum...
Çünkü, bir Pir Sultan, bir Karacaoğlan, bir Nesimi
bir Kaygusuz Abdal, bir Ruhsati ve daha
benzer nicelerini deyişlerinden tanımıştım..
Fikret Otyam - Haziran 1990
Aşık Mahzuni'ye ait bazı türküler:
İşte gidiyorum çeşmi siyahım, Kanadım deydi sevdaya, Körpe iken kırdın felek dalımı, Dom dom kurşunu, Kirvem, Zevzek, Bugün ben şahımı gördüm, Ağlasam mı...
Ve Aşık Mahzuni Şerif 17.05.2002 tarihinde tedavi gördüğü Köln-porz hastanesinde, sabaha karşı aramızdan ayrılır..
--------------Tualimforum İmzam--------------
T
U
A
L
İ
M
Tualimforum kurallarını okuyunuz
Lütfen
.
Forum kullanımı hakkında bilgi için
TIKLAYINIZ
%
TIKLAYINIZ.
Soru ve sorunlarınızı
BURADAN
bize yazabilirsiniz.
Kurallara uymayan kişilerin tualimforum'a girişleri yasaklanacaktır.
Lütfen imzanıza site adı, link içeren resimler koymayınız sorgusuz silinecektir.
tualim
Açık Profil bilgileri
tualim - Özel Mesaj gönder
tualim´nin Web Sitesini ziyaret edin
tualim - Daha fazla Mesajını bul