Keder Vakti Keder Vakti Dolu silâhı şimdi Daya bomboş yüreğine * sağ elini kalbinin üstüne koy sol elini havaya kaldır sivas pîr’ler ve âşık’lar aşkına söyle senin bu yaptığına sivas mı denir söyle suya ateş çiye kül dediğin günden beri mutlu musun allasen! sana seni şikâyetimin bin sayfalı defteri var âh’a şuramda bir elimde kızımlar bir elimde yedi yeri yama(n gökyüzü içim ki kızılay bir ankara kır kır geçmişi kırmak düello tadında sırasıdır şimdi bin sitem gelip sana döküleceğim madımak’ta- sırasıdır ya, keder vakti bir şiiri sustum da geldim bak behçet aşk-ı güzergâh kendimi deplasmanlara salmam senden hatıradır her elini tuttuğuma ekmeğim sevgilim deniz fenerim demem her dem yanında taşıdığın üç şeyin kanamasıyım sivas’tan bu yana biri çakıl taneleri: hece hece bordo bir ömre ithaf kurşun sözler biri çatlamış çatlayacak güz narı: eylül’üm, yazmadan edemem bir öpüşün bıraktığı harlı leke öbürü: hardan öte sine-i har hâlâ! ince bir tığla örsem içimi bir daha keder bu ya hep sana çıkarım sesler ve küller tanığıyım ses ve kül imgesinde sınarım kendimi ne denli sınasam da bir yanım bozlaktır bir yanım yaralı koşma ayrılığın hem konmuş hem göçebe hâline ne denir ki sahi ak örtü üstüne mor mendil söyle orda ağlamak mıdır behçet! âh, sen ki tüm türkülerini siyah süvari gecesinde söyledindi kentten taşraya tentürdiyot sürülen her yara hep seni hatırlatır çok gittin çok kaldın sanki, daha gitme! çünkü beyaz bir gemidir ölüm ** *) Attila József **) Behçet Aysan Maslak - 10.06.2008 Hüseyin Alemdar |