Aşka Sabah Serenadı Aşka Sabah Serenadı Seni, yatağında yakalamalıyım bir sabah erkenden Yüzün saçlarınla saklı olmalı Duymazsan adımlarımın sesini Nefesim uyandırsın seni Ya da Omuzbaşına indirdiğim bir öpücükle uyandığında Usulca açtığın gözlerin şaşırmalı gözlerimde Ve o kısık Özlem kokan sesinle Hoş geldin demelisin Ellerin beş kez uzansın boynumu avuçlamaya Her defasında, beklemek yılgınlığıyla Küskün çekilsin geriye Dudakların da, gelen her güzel sözcüğü tutsak etsin isterse Yeter ki bak gözlerime Bak güneş gibi Bakarsan sana denizimden kucaklayıp getirdiğim mavilerden veririm Bakarsan avuçlarında yıldız kuşu olur, yanıbaşında sevinçli insanlar Sonra martı gülüşleri Bir de her sabah yeniden yaratılan Bir yaşamın penceresi Ardından haydi derim, ürkekliğine aldırmadan Haydi gidelim seninle düşlerime Boş bir film şeridinden düşeriz, belki Bir tek ikimizin bildiği baharına Sen, nazlı bir bebeksin ya Alıp kucağıma anadenize götürürdüm avutmak için Ama tam mavilerden geçerken Yani denizden yani gökyüzünden gözlerinden yani Yeniden yaratırken yaşamı işte Sakın susma, ansızın gülümse olur mu? Alnından bulutlar kalkıp gitsin böylece Seni, yatağında yakalamalıyım bir sabah erkenden Yüzün saçlarınla saklı olmalı. Sen açık unutmuşsun da kapını Duymamışsın gelişimi Girip, saçlarında saklı yüzünü bin kez daha çizmeliyim beynime Alnıma koymalıyım kirpiklerinin öldüren yanını Ama sen uyandığında herşeyden habersiz Dudaklarında bir bahar bulmalısın, kulaklarında martı sesleri Ve avuçlarında, Yeniden yaratılmış bir yaşamın penceresini... Zübeyir Kındıra |