Konu: Miraç
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16.02.08, 21:34   #2 (permalink)
Kullanıcı Profili
tualim
Administrator
 
tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.920
Konular: 3793
Puan Grafiği
Rep Puanı:22454
Rep Gücü:20
RD:tualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 125
207 Mesajına 2.102 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow


“İkinci Temsil:

“Nasıl ki bir zât-ı zîfünûn, mu’ciznüma bir kitabı te’lif edip yazsa… öyle bir kitap ki, her sahifesinde yüz kitap kadar hakaik, her satırında yüz sahife kadar latif mânalar, her bir kelimesinde yüz satır kadar hakikatlar, her harfinde yüz kelime kadar mânâlar bulunsa; bütün o kitabın maânî ve hakaikları, o kâtib-i mu’ciznümânın kemalât-ı mâneviyyesine baksa, işaret etse, elbette öyle bitmez bir hazineyi kapalı bırakıp abes etmez… Her halde o kitabı, bâzılara ders verecek. Tâ o kıymettar kitap, mânasız kalıp, beyhude olmasın. Onun gizli kemalâtı zâhir olup, kemâlini bulsun ve cemâl-i mânevîsi görünsün. O da sevinsin ve sevdirsin. Hem o acîb kitabı bütün meânisiyle, hakaikıyle ders verecek birisini, en birinci sahifeden tâ nihayete kadar üstünde ders vere vere geçirecektir.

“Aynen öyle de: Nakkaş-ı Ezelî, şu kâinatı, kemalâtını ve cemâlini ve hakaik-ı esmâsını göstermek için, öyle bir tarzda yazmıştır ki; bütün mevcudat, hadsiz cihetlerle nihayetsiz kemalâtını ve esmâ ve sıfâtını bildirir; ifade eder. Elbette bir kitabın mânası bilinmezse hiçe sukut eder. Bâhusus böyle her bir harfi binler mânâyı tazammun eden bir kitap, sukut edemez ve ettirilmez. Öyle ise, o kitabı yazan, elbette onu bildirecektir, her tâifenin istidadına göre bir kısmını anlattıracaktır. Hem umumunu, en âmm nazarlı, en küllî şuurlu, en mümtaz istidatlı bir ferde ders verecektir. Öyle bir kitabın umumunu, ve küllî hakaikını ders vermek için, gayet yüksek bir seyrüsülûk ettirmek hikmeten lâzımdır. Yâni, birinci sahifesi olan tabakat-ı kesretin en nihayetinden tut, tâ münteha sahifesi olan daire-i Ehadiyyete kadar bir seyeran ettirmek lâzım geliyor… İşte şu temsil ile Mirâc’ın ulvî hikmetlerine bir derece bakabilirsin.”1

Peygamber Efendimizin mübârek lisanından İsrâ ve Miraç mu'cizesi

İsrâ ve Mirâc mûcizesi, zaman ve zemin kayıtlarının dışında mülk ve melekûta dâir sırlarla dolu Resûl-i Kibriyâ Efendimizin muâzzam bir mûcizesi olduğundan müteaddid tariklerle güzîde Sahabîler tarafından Peygamberimizden nakledilmiştir. Bu hâdise Sahabîlerin rivayetlerine göre şöyle olmuştur:

Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, bir gece Kâbe-i Muazzama’nın Hatîym kısmında yatarken, Hz. Cebrail (a.s.) gelip göğsünü yardı ve kalbini Zemzem suyu ile yıkadıktan sonra içine hikmet doldurup eski haline koydu. Sonra beyaz bir binek [Burak] getirildi. Habib-i Kibriyâ Efendimiz, ona bindirildi. Cibril’in (a.s.) refakatında yol aldılar.

Burak, adımını, gözün erişebileceği yerin ilerisine atıyordu.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, Cibrîl (a.s) ile birlikte Beyt-i Makdis’e vardı. Orada, bütün peygamberlerin toplanmış olduğunu gördü. Onlara imam oldu ve birlikte namaz kıldı.

Resûl-i Ekrem Efendimizin, Mescid-i Aksâ’da bütün peygamberlere imam olarak namaz kıldırması demek onların şeriatlarının asıllarına vâris-i mutlak olduğunu göstermesi demekti.1

Sunulan üç bardak

Peygamber Efendimize, orada birinde süt, birinde şerbet ve diğerinde ise su bulunan üç bardak takdim edildi. Takdim esnasında, “Eğer, suyu alırsa kendisi de, ümmeti de ihtiyaçsız ve kanâatkar olur. Şerbeti alırsa kendisi de, ümmeti de mahrumiyete düçar olur. Şayet sütü alırsa kendisi de, ümmeti de doğruyu bulur” diye bir ses işitti.

Resûl-i Ekrem, süt bardağını alıp içti. Bunun üzerine Cebrâil, “Yâ Muhammed” dedi. “Sen, fıtrî ve tabiî olanı seçtin. Sen de, ümmetin de doğru yola iletildiniz.”2

Semâvâta yükselme ve peygamberlerle görüşme

Beytü’l-Makdis’de yüksek makamlara çıkmak için Mir’ac merdiveni kuruldu. Peygamber Efendimiz, bu merdivene Cebrâil (a.s.) ile birlikte bindirildi ve birlikte yükseldiler… Nihâyet dünya semâsına vardılar. Hz. Cebrâil gök kapısını çaldı:

“Kim o?” denildi.

“Cibril’im!”

“Yanındaki kim?”

“Muhammed.”

“Ona gelsin diye haber gönderildi mi?”

“Evet, gönderildi.”

Bundan sonra gök kapısı açıldı ve dünya semâsının üstüne çıktılar.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, orada oturan bir zât gördü. Sağ ve sol yanında bir takım karaltılar vardı. Sağına bakınca gülüyor, soluna bakınca ağlıyordu. Resûl-i Ekrem Efendimize, “Hoş geldin, safâ geldin, salih peygamber, salih oğul!” dedi.

Peygamber Efendimiz, Cebrâil’e, “Bu kim?” diye sordu.

Hz. Cebrâil şu cevabı verdi:

“Bu senin baban Âdem’dir. Şu sağındaki, solundaki karaltılar da çocuklarının ruhlarıdır. Sağındakiler Cennetlik, solundakiler Cehennemlik olanlardır. Sağına bakınca güler, soluna bakınca ağlar.”1

Buradan ikinci semâya yükseldiler. Gök kapısı açıldı ve Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, orada Hz. Yahya ve Hz. İsâ (a.s.) ile karşılaştı.

Hz. Cebrâil, “Bu gördüklerin Yahya ve İsâ’dır. Onlara selâm ver” dedi.

Selâmlaştılar ve onlar Peygamber Efendimize, “Hoş geldin, safâ geldin sâlih peygamber, sâlih kardeş” dediler.

Bundan sonra Resûl-i Kibriyâ Efendimiz Cebrâil ile birlikte aynı minval üzere üçüncü katta Hz. Yusuf, dördüncü katta Hz. İdris, beşinci katta Hz. Hârun, altıncı katta Hz. Mûsa ve yedinci katta da Hz. İbrâhim (a.s.) ile görüştü. Onların hepsi de kendisine “hoş geldin”de bulundular ve mirâcını tebrik ettiler.
--------------Tualimforum İmzam--------------
TUALİM



Tualimforum kurallarını okuyunuz Lütfen.
Forum kullanımı hakkında bilgi için TIKLAYINIZ%TIKLAYINIZ.
Soru ve sorunlarınızı BURADAN bize yazabilirsiniz.
Kurallara uymayan kişilerin tualimforum'a girişleri yasaklanacaktır.
Lütfen imzanıza site adı, link içeren resimler koymayınız sorgusuz silinecektir.
tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla