Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17.02.08, 16:10   #3 (permalink)
Kullanıcı Profili
tualim
Administrator
 
tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.920
Konular: 3793
Puan Grafiği
Rep Puanı:22454
Rep Gücü:20
RD:tualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 125
207 Mesajına 2.102 Kere Teşekkür Edlidi
:
Wink

1930 yılında İtalya Doğu Akdeniz'de bir dostluk ve güvenlik sistemi kurma çabası içine girmişti. Mustafa Kemal Paşa ile Yunanistan Başkanı Elefteros Venizelos'un bu sistemin gelişmesinde olumlu tavırlar alması Türk-Yunan münasebetlerindeki huzursuzluğu ortadan kaldırmıştır. 10 Haziran 1930'da Ankara'da iki ülke arasında imzalanan dostluk anlaşmasıyla Lozan'dan arta kalan mübadele konusu halledilmiş, komşu ülkeler arasındaki dostane ilişkilerde önemli bir adım atılmıştır.


Venizelos'un, 27-31 Ekim 1930'da Ankara'yı ziyareti sırasında imzalanan üç vesikadan oluşan 30 Ekim 1930 tarihli dostluk, tarafsızlık, uzlaşma ve hakem anlaşması Türk-Yunan münasebetlerinin süratle gelişmesini sağlamış ve ileride yapılacak Balkan Antantı'nın imzalanmasına yol açmıştır.


1930 tarihli Türk-Yunan dostluk anlaşması 1830'da bağımsızlığını kazanan Yunanistan'ın bu tarihten itibaren ortaya çıkan Türkiye üzerindeki emperyalist macera hareketlerine son vermiş olması bakımından önemlidir.1930 anlaşması ile kurulan dostluk Kıbrıs Meselesi'nin çıkışına kadar devam edecektir.


c-Türk-Sovyet Münasebetleri :
Millî Mücadele döneminde, gerek Sovyet hükûmetinin, gerekse TBMM hükûmetinin batılı devletlere karşı savaş hâlinde olması 1921 Moskova Antlaşması'nın imzalanmasına sebep olmuştu. Moskova Antlaşması ile başlayan Türk-Sovyet İttifakı Lozan sonrası döneminde de batılı devletlerin Türkiye'ye karşı davranışlarının etkisinde gelişmiştir.


Birinci Dünya Savaşı'nın galipleri Almanya'yı saflarına alarak 1925'te Locarno sistemini kurmaları Sovyetler Birliği'ni rahatsız etmişti. Ayrıca Musul Meselesi'nde Milletler Cemiyeti'nin tutumu Sovyetler Birliği ile Türkiye'yi birbirine yaklaştırmış ve iki devlet 17 Aralık 1925'te Paris'te bir tarafsızlık ve saldırmazlık anlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma iki ülke arasındaki iktisadî münasebetlerden daha çok siyasî münasebetlerin gelişmesine sebep olmuştur. Yine iki ülke arasında 11 Mart 1927'de Ankara'da bir ticaret ve Seyr-i Sefain Antlaşması imza edilerek ticari iş birliğinin geliştirilmesine çalışılmıştır.


Amerika Birleşik Devletleri ile Fransa'nın girişimleriyle 28 Ağustos 1928'de Paris'te 9 batılı devlet tarafından Briand-Kellogg Paktı oluşturulmuştu. Türkiye tecavüzî savaşı yasaklayan bu belgeyi 19 Ocak 1929 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde onaylamıştır .Sovyetler Birliği Briand-Kellogg Paktı imzalayan ilk devlet olmakla birlikte bu antlaşmayı daha önce yürürlüğe koymak amacıyla Doğu Avrupa'daki komşuları ile 9 Şubat 1929'da Litvinof Protokolünü imzalamıştır. TBMM, Litvinof Protokolünü de 1 Nisan 1929'da onaylamıştır.


Türkiye'nin Sovyetler Birliği ile 1925 Antlaşmasını teyit eden ve iki yıl daha uzatan 17 Aralık 1928 tarihli bir dostluk antlaşmasını imzalaması Türkiye'nin batılı devletlere yaklaşmasındaki Sovyet endişesinden kaynaklanmıştır. Gerçekten de Türkiye, 1930 yılına doğru eski düşmanları İngiltere, Fransa, Yunanistan'la meselelerini hallederek normal münasebetler içine girmiştir. Dolayısıyla bu dönemde Sovyetler Birliği artık Türkiye'nin dayandığı tek büyük devlet olmaktan çıkacaktır.
d-Türk-İtalyan Münasebetleri


Millî Mücadele döneminde batılı devletler arasında Türkiye'yi işgal hareketinden ilk vazgeçen devlet İtalya olmuştur. Ancak 1922 yılında faşist Mussolini yönetimine giren İtalya saldırgan ve sömürgeci bir politika izlemeye başlamış. Türkiye üzerindeki emellerini de tekrar gündeme getirmiştir. İtalya'nın bu yayılma politikasındaki amacı "Roma İmparatorluğu"nu tekrar canlandırma hayalinden kaynaklanmaktaydı.
Türkiye'nin, Musul Meselesi'ni halletmesinden sonra batılı devletlerle olan ilişkilerinin düzelmeye başladığı görülür. Bu düzelmenin etkisiyle İtalya da Türkiye ile münasebetlerini yumuşatmıştır. İtalya'nın Arnavutluk üzerindeki emellerinden endişe duyan Yugoslavya'nın 1927 yılında Fransa,Çekoslovakya ve Romanya'nın oluşturduğu küçük antanta katılması İtalya ve Yugoslavya münasebetlerinin gerginleşmesine sebep olmuştur. Ayrıca Türk Devleti'nin gittikçe kuvvetlenmekte olan durumu karşısında yayılma politikasında başarılı olamayacağını anlayan Mussolini Ankara'ya karşı bir dostluk politikası takip etmek zorunda kalmıştır.


Gerek Türkiye'nin batılı devletlerle münasebetini geliştirme arzusu, gerekse İtalya'nın Doğu Akdeniz'de kuvvetli bir ittifak oluşturma çabaları iki devlet arasında 30 Mayıs 1928 tarihli tarafsızlık uzlaşma ve adli tasfiye antlaşmasının imzalanması ile sonuçlanmıştır.


1930 Türk-İtalya Antlaşması iki ülke arasında mevcut olan huzursuzluğu kaldırmış olmasına rağmen daha sonraki dönemlerde münasebetlerin dostane bir seyir takip ettiği söylenemez. Özellikle 1936'dan itibaren Türk-İngiliz yakınlaşması Türk-İtalyan münasebetlerinin zayıflamasına sebep olacaktır.



--------------Tualimforum İmzam--------------
TUALİM



Tualimforum kurallarını okuyunuz Lütfen.
Forum kullanımı hakkında bilgi için TIKLAYINIZ%TIKLAYINIZ.
Soru ve sorunlarınızı BURADAN bize yazabilirsiniz.
Kurallara uymayan kişilerin tualimforum'a girişleri yasaklanacaktır.
Lütfen imzanıza site adı, link içeren resimler koymayınız sorgusuz silinecektir.
tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla