Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17.02.08, 16:12   #3 (permalink)
Kullanıcı Profili
tualim
Administrator
 
tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.920
Konular: 3793
Puan Grafiği
Rep Puanı:22454
Rep Gücü:20
RD:tualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 125
207 Mesajına 2.102 Kere Teşekkür Edlidi
:
Red face

Teşkilatın 6 Temmuz 1932 tarihli genel kurulunda İspanya temsilcisinin teklifi ve Yunan temsilcisinin desteği ile daveti öngören bir tasarı kabul edilmiştir. TBMM, 9 Temmuz'da daveti kabul etmiş, 18 Temmuz 1932'de alınan genel kurul kararıyla Milletler Cemiyeti'ne giriş tamamlanmıştır.


b-Türkiye'nin Balkan Devletleri ile Münasebetleri Ve Balkan Antantı:
Türkiye, Balkan Antantı öncesinde Balkan Devletleri ile ikili dostluk antlaşmaları yapmıştı. Arnavutluk ile 15 Aralık 1923'de Ankara'da imzalanan dostluk antlaşması; Bulgaristan'la 18 Ekim 1925'te Ankara'da imzalanan dostluk antlaşması; Yugoslavya ile 28 Ekim 1925'te Ankara'da imzalanan barış ve dostluk antlaşmaları Balkan devletleriyle münasebetlerinin düzelmesini sağlamıştır. Fakat bu antlaşmalar arasında 1930 tarihli Türk-Yunan iş birliği, Balkan Antantı'nın anlaşmasındaki esas unsurdur. Türkiye, Yunanistan'la ayrıca 14 Eylül 1933'te Ankara'da ortak sınırları karşılıklı korumaya alan bir samimî antlaşma paktı imzalamıştır.


Diğer yandan Locarno Antlaşmaları, Kellog Paktı ve Litvinov Protokolü gibi barışçı teşebbüslerle küçük antant gibi statükocu ittifakların ortaya çıkması da Balkanlardaki iş birliğinde teşvik edici etkenler olmuştur. 1933'te Nazi Partisi'nin Almanya'da iktidara gelmesi ise iş birliği çalışmalarını hızlandırmıştır.


İlk Balkan Konferansı 1930'da Atina'da Arnavutluk ,Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Türkiye temsilcilerinin katılmalarıyla toplanmıştır. Bulgaristan'ın daha sonraki tarihlerde revizyonist bir dış politikaya yönelişi Balkan iş birliği çalışmalarından çekilmesine sebep olmuştur. Arnavutluk ise İtalya'nın etkisiyle çalışmalardan uzaklaşacaktır.


Türkiye'nin kurulmasında ve başarılı olmasında öncü rolü oynadığı Balkan Antantı Atina'da 9 Şubat 1934'te Yunanistan, Bulgaristan, Türkiye ve Romanya dış işleri bakanları tarafından imzalanmıştır.


Balkan Antantı, tarafların Balkanlardaki sınırlarının bölgedeki revizyonist devletlere karşı korumak için alınmış bir tedbir olduğu gibi Balkanlarda barışın kuvvetlendirilmesine yardımı öngörülmüştür. Antant tarafların birbirlerine danışmadan herhangi bir Balkan devletiyle beraber siyasî harekette bulunmamayı veya siyasî antlaşma yapmamayı şarta bağlamıştı.


Türkiye, İtalya'nın yayılma politikasının oluşturduğu tehlikeye karşı bir engel olarak gördüğü Balkan Antantı'nı yaşatmak için büyük çaba sarf etmiştir. Ancak İtalya'nın antantı bozmak amacıyla uyguladığı siyasî manevralar ve Almanya'nın Balkanlardaki ekonomik etkisi balkan devletlerini bu iki devlete yaklaştırmıştır. Ayrıca Yugoslavya'nın 1937'de Bulgaristan'la dostluk antlaşması yapması Balkan Antantı'nın 1940 yılında dağılmasına yol açan sebeplerdir.


c-Sa'dabat Paktı :
Türkiye, 1930'lardan sonra İslâm ülkeleri ile çok taraflı bir iş birliğine gitmiştir. İran'la 5 Kasım 1932'de dostluk, güvenlik, tarafsızlık ve ekonomik iş birliği antlaşması, 1937'de de iş birliğini sağlayan çeşitli antlaşmalar imzalamıştır. Irak'la Bağdat'ta 1936'da nota teatisi ile 5 Haziran 1926'daki sınır ve komşuluk antlaşmasının bazı bölümlerini uzatmışlardır.


Irak'la ayrıca 1932'de suçluların geri verilmesi ve ticaret antlaşması imzalanmıştır. Mısır ile 7 Nisan 1937'de Ankara'da dostluk antlaşması imzalanmıştır.


Ayrıca, Türkiye Orta Doğu'da bölgesel bir iş birliği faaliyeti başlatarak 2 Ekim 1935'te Cenevre'de İran ve Irak'la üçlü bir antlaşma parafe etmiştir. Bu gruba daha sonra Afganistan da katılmıştır. Türkiye, İran, Irak ve Afganistan bu iş birliğini daha da geliştirerek 8 Temmuz 1937'de Tahran'daki Sa'dabat Sarayı'nda ,Sa'dabat Paktı'nın imzalanmasını gerçekleştirmişlerdir. Sa'dabat Paktı tarafların dostluk ilişkilerini devam ettirmeyi ,ortak sınırlara saygı göstermeyi, birbirlerine karşı saldırmamayı ve iç işlerine karışmamayı taahüt altına almıştır.


Balkan Antantı'nda olduğu gibi Sa'dabat Paktı'nın oluşmasında Türkiye'nin önemli rolü vardır. Revizyonist devletlerden İtalya'nın Etopya'yı (Habeşistan) işgal etmesi paktın meydana gelmesindeki en önemli etkendir. Sa'dabat Paktı ,İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra önemini kaybetmiştir.
Türkiye, Balkan Antantı ve Sa'dabat Paktı ile batıda ve doğuda bir güvenlik sistemi kurarak kendisi için önemli olan bu iki bölgede barış politikasını kuvvetlendirmiş oluyordu.

d-Türk-Sovyet Münasebetleri:
1933 yılının sonuna kadar zaman zaman görüş ayrılıkları ortaya çıkmasına rağmen sıkılaşarak devam eden Türk-Rus ilişkileri 1934 yılından itibaren erişilen doruk noktasından aşağıya inmeye başlayacaktır.


Türkiye, batılı devletlerle iş birliğine gittikçe Sovyetler Birliği'nden belirli bir ölçüde uzaklaşmaya başlamıştır. Bu uzaklaşma özellikle Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesi'nden sonra artarak devam edecektir.


Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girmesinden sonra Sovyetler Birliği'nin de 1934'te cemiyete üye olması iki ülke arasındaki doğabilecek muhtemel çatışmayı da önlemiştir. 1934 Balkan Antantı konusunda birtakım endişelere sahip olan Sovyetler Birliği'ne Türkiye'nin güvence vermesi ile iki ülke arasındaki münasebetlerin tamamen koparılmamasına özen gösterilmiştir.


Türkiye'nin Sovyetler Birliği ile münasebetlerinin dostane bir şekilde devam etmesi yönündeki çabalarına rağmen,Sovyetler Biriliği'nin tutumu Montreux Boğazlar Sözleşmesi'nden sonra 1939 yılına gelindiğinde değişmiştir. Sovyetler Birliği, can düşmanı kabul ettikleri Hitler Almanya'sı ile antlaşma yaparak dış politikasında önemli bir değişikliğe gitmiştir. Daha sonra Sovyetler Birliği kuzeyde Finlandiya'ya saldırdı. Arkasından Baltık devletlerini ilhak etti. Sovyet politikasında meydana gelen bu değişiklik 1945'te Türk-Sovyet dostluk münasebetlerinin iflas etmesine neden olacaktır. Bu tarihte Sovyetler Birliği, Boğazlar ve doğudaki üç ilimiz üzerinde hak iddia etme cesaretini göstermiştir.

--------------Tualimforum İmzam--------------
TUALİM



Tualimforum kurallarını okuyunuz Lütfen.
Forum kullanımı hakkında bilgi için TIKLAYINIZ%TIKLAYINIZ.
Soru ve sorunlarınızı BURADAN bize yazabilirsiniz.
Kurallara uymayan kişilerin tualimforum'a girişleri yasaklanacaktır.
Lütfen imzanıza site adı, link içeren resimler koymayınız sorgusuz silinecektir.
tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla