Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23.10.08, 10:48   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
blue
Moderator
 
blue - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 1.068
Konular: 940
Puan Grafiği
Rep Puanı:3673
Rep Gücü:54
RD:blue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond reputeblue has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 79
105 Mesajına 214 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Mimar Sinan ve Sırları

Mimar Sinanın Dehası...

(1)
Mimar Sinan'in mektubu:

Birkaç yil once, Suleymaniye Camii'nin yikilma tehlikesiyle karsi karsiya kaldigi anlasilmis.
Eğer cozum bulunamazsa, koca cami kisa bir zaman içinde yikilacakmis.
Caminin tum tasiyici yuku kemerlerindeymis. Bu kemerlerin ortalarında bulunan kilit taslari zamanla asinmis. Ama elde yazili bir proje olmadigi için nasil degistirileceği bilinmiyormus.
Hemen Turkiye'nin en yetkin muhendis ve mimarlarindan olusan bir heyet olusturulmus. Ortaya bir sürü fikir atilmis.
Her kafadan bir ses çikmis ama sonuç alinamamis. Tartismalar surerken caminin içinde büyük bir karmasa suruyormus. Ulkenin çesitli bilim kuruluslarindan bir sürü
mimar, muhendis kemerleri inceliyormus. Bu adamlardan biri ortalarda dolanirken, kazara, gizli bir bolme bulmus.
Bolmede, uzerinde eski yazi olan bir not varmis.
Uzmanlara inceletilen kagidin orijinal olduğu belgelenmis.
Bu kagit parcasi bizzat Mimar Sinan'in imzasini tasiyan bir mektupmus. Mektupta yazilanlar günümüz Türkçesine tercüme ettirilince ortaya söyle bir metin cikmis.

" Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit tasi asindi ve nasil degistirilecegini bilmiyorsunuz."

Koca Sinan, kademe kademe, kilit tasinin nasil degistirileceğini anlatiyormus. Bu oyuk içinde yer alan bir sise ve sise içindeki notta soyle bir sey yaziyormus:

" Her kim bu tas eskidiğinde yenisiyle degistirmek isterse eski tasin yerine takilacak yeni kilit tasinin iki tarafindan yagli iple tasi bir taraftan sokup oteki taraftan ceksin ve sonra ipin disarida kalan kisimlarini kessin".

Heyet Sinan'in söylediklerini aynen yapmis. Suleymaniye camisi boylelikle kurtarilmis.

Bu mektup su an Topkapi Sarayi'nda saklaniyormus.



( 2 )

1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar ve jeofizikçilerden olusan bir Japon heyeti Turkiye'ye gelmis.

Heyet Imar ve Iskan Bakanligi'ndan izin alarak ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis. Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan gezdikten sonra sira Sinan' in kalfalik eseri Suleymaniye Camisi'yle Sinan'in ogrencisi Mimar Davut Aga'nin eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmis.
Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme yapmislar.
Her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus. Cunkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin gevsek bir zemin uzerine insa edildiğini anlamislar. Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi olmamasina akil sir erdirememisler.



Bunun uzerine Türkiye programinin gerisini tamamen iptal edip, bu iki cami üzerine yogunlasmislar.

Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti sirasinda bu iki caminin sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildiği ortaya çikmis. Minareleri incelediklerinde ise dumurlari ikiye katlanmis.

Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem mekanizmasi uzerine oturtulduğunu ve her yone yaklasik 5 derece yatabildiğini gormusler.

Daha derin arastirma yapmak için Edirne'ye, Sinan'in ustalik eseri Selimiye Camisi'ne gitmisler. Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur olmuslar.

Selimiye'nin tüm sirlarini aylarini harcayarak cozmüsler.
Japonya'ya donduklerinde ise Sinan'in sirlarini uygulamaya sokarak sehirlerini Sinan'in kullandigi sistemlerle kurup muazzam gokdelenler dikmisler.

Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda kullanildiklari cogu sistem, yuzyillar önce Sinan'in gelistirdigi
mekanizmalarmis.


( 3 )

Bir gun Selimiye Camii'ne girenler, kubbenin altiında bir Japon'un ayaklarini kibleye doğru uzatmis sirtustu yattigini gormusler Tabii hemenJapon'u, "Burasi kutsal bir yer. Bu
sekilde yatmak bizim inanclarimiza gore saygisizliktir.

Lutfen oturun veya ayakta durun" diyerek uyarmislar.
Ancak, Japon trans vaziyetteymis, gozlerini kubbeden ayirmadan soyle sayikliyormus:

"Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Hayal goruyorum. Bu kubbenin orada o sekilde durmasi fizik ve matematik kurallarina aykiri.

Bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada hicbir sey yok..."




( 4 )



Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis.

Bu nedenle minarelerinin yakin zamanda yikilacagi farkedilimis. Uluslararasi bir grup bilimadami toplanmislar.
Nasil kurtaririz bu tarihi minareleri diye kafa kafaya vermisler.

Sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi cozum olduğuna karar vermişler. Minarelerin temellerini acinca, koymayi dusundukleri kelepcelerin aynisiyla karsilasmislar.

Mimar Sinan bilmem kaç yüzyil once ayni seyi dusunmus megerse....?

( 5 )

Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o genisliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana isleminden farkli besinci. bir islem yaratarak
cozdugu soylenir.

Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin urunudur.

Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev kurede kullanmislar. Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki minarelere yuzyillar once monte edebilecek bir dehadir.

Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal yiginina Selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir..
--------------Tualimforum İmzam--------------
.

.

.

.



blue isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla