DEYİŞME   Halk edebiyatında âşıkların karşılıklı şiir söylemesi. Atışma da denir. En az iki âşık kendi kendilerine ya da bilirkişiler ve dinleyiciler karşısında belli kurallar çerçevesinde şiir yarışı yaparlar. Birbirlerini denerler, ustalıklarıyla öne çıkmaya çalışırlar. Deyişme şu sırayla yapılır:   Merhabalaşma, giriş bölümüdür. Âşıklar, birbirlerini ve dinleyicileri "Hoşgeldiniz", "Sefa geldiniz", "Merhaba" gibi sözcüklerle rediflerine bağlanan kafiyelerle dörtlükler kurarak selamlar.   İkinci bölümde âşıklar kendi ustalarının şiirlerinden örnekler söyler.   Tekerleme bölümü denilen üçüncü bölüm asıl deyişme bölümüdür. Ev sahibi ya da yaşlı bir kişi düz ya da geniş ayakla deyişmeyi açar. Âşıklar konu ve bend sınırlaması olmaksızın verilen oyun üzerinden deyişmeye başlar. Âşıklar asıl ustalıklarını ve sanatçılıklarını burada göstermeye çalışır. İlk ayak bitince diğer âşık yeni bir ayak açar. Deyişme sürdükçe ayaklar darayak halini alır. Deyişme karşılıklı soru-yanıt şekline döner. Âşıklar böylece birbirlerinin bilgi ve sanatlarını ölçer. Bir şekilde karşısındakini söz söylemez haline getiren âşık deyişmeyi kazanır.   Söz söyleyememe durumuna "lebdeğmez" denir. Deyişmenin sonunda da âşıklar birbirlerini rahatlatmak, gönül almak için karşılıklı koşmalar söyler. Birbirlerini överek hoşgörü örneğiyle deyişmeyi bitirirler. Örneğin âşık Şenlik ile âşık Feryadî nin deyişmesi:   Şenlik:   Şöhretin vezir payında   Rütbesiyle şana layık   Oturuşun o duruşun   Hem sultana hana layık   Feryadî:   Sefa geldin gözüm üzre   Olsam mihmana layık   Şeyhülislam, sadrazam   Doğru Al'Osman'a layık   Şenlik:   Seninle oldum taaşşuk   Gözlerime geldi ışık   Duymadım sen kime aşık   Dillerin Kur'an'a layık   Feryadî:   Bu düşkün gönlüm açarsın   Selim Sırat'ı geçersin   Kevser ırmaktan içersin   Olasan cihana layık   Şenlik:   Kul şenliği eder hürmet   Rikabın kıldım ziyaret   Sana nasip olsun cennet   Huriye gılmana layık   Feryadî:   Sefil Feryadî göresen   Meram maksûda eresen   Sancak altında durusan   Habîb-i Rahman'a layık   DİBÂCE   Çoklukla mensur, bazen de mazmun eserlerin başında yer alan ve eserin yazılış nedeni ile içeriğini açıklayan başlangıç kısmı. Önsöz, mukaddime, medhal, sözbaşı, başlarken, birkaç söz gibi sözcükler de dibâce karşılığıdır.   DİPNOT   Yazarın yararlandığı kaynakları ve alıntıları metnin geçtiği yerlerde belirtmesi.   DİYALOG   İki kişinin karşılıklı konuşmasını tanımlayan Yunanca sözcük. Roman, hikaye, tiyatro gibi türlerde kahramanların karşılıklı konuşmalarının olduğu gibi yazılmasını ifade eder. En çok dram türünde görülür ve üsluba canlılık katar. Devrik cümleler kullanmaya elverişlidir. Örneğin Eflatun'un diyalogları ünlüdür.   DÖRTLEME   Halk edebiyatımızda dört dizelik kıtalardan meydana gelen nazım şekillerinin genel adı.   DÖŞEME   Türk halk hikayelerinin başında geçen seçili sözler. Ayaklı saya da denir. Arapça mukkaddime ve medhal, Farsça dibâce'nin karşılığıdır. Döşeme başlama adlı girişle başlar. Sonra duruma göre yalan veya tanrı, yaratılış üzerine bir destan, bir yurt veya savaş destanı söylenir. Ardından asıl esere ya da anlatıma geçilir.   DRAMATİK   Sahnede canlandırılmak üzere yazılmış eserlerin ortak adı.   DURAK   Hece vezniyle yazılmış şiirlerde dizelerin belli bölümlere ayrıldığı yerler. Durakta sözcükler bölünmez, kulağa uyumlu gelen söz öbekleri oluşturulur.   DÜBEYT   İki beyit anlamındadır. Divan edebiyatındaki rubai türünü belirtmek için kullanılır.   EDA   Söz ve yazıdaki ifade şekli, uslup tarzı, anlatış yolu. Belagatçılar bunun hakikat, mecaz, kinaye olmak üzere üç türlü olduğunu söylerler.                     |