Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17.02.08, 20:15   #3 (permalink)
Kullanıcı Profili
Deniz
Administrator
 
Deniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433
Puan Grafiği
Rep Puanı:2786
Rep Gücü:20
RD:Deniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond reputeDeniz has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 48
121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow El-Farabi ( Devamı )

El-Farabi ( Devamı )

Ruh hakkındaki fikirlerinde El-Farabi, idealist ve materyalist bakış açısına, bilimsel ve dini olarak sorunların çözümüne tercih yaparak doğrudan karşıt fikirleri birleştirir. Gökyüzü ve dünya, El-Farabi’ye göre çeşitli ruhlara sahiptir. Yıldızlardan her biri, kendi ruhuna sahiptir. Ayrıca ruh; hayvanlara, bitkilere ve insana özgüdür.

İnsan ruhunu belirleyen El-Farabi şöyle yazar : “İnsan, bütün hayvanlardan farklı özellikleriyle ayrılır; çünkü onda gücü ortaya çıkaran, madde organları yoluyla hareket eden bir ruh ve bunun dışında madde organları olmadan hareket eden bir güç vardır; bu güç akıldır. Yukarıda belirtilen güçlere, onlardan her biri için görev gücü olan beslenme, büyüme ve çoğalma gücü dahildir. Kavrama güçlerine dış güçler ve iç duygu, özellikle hayâl gücü, tahmin gücü, hafıza gücü, düşünce gücü ve vücudu harekete geçiren hareket güçleri, ihtiras ve nefret dahildir. Saydığımız bu güçlerden her biri belli bir organ yardımıyla hareket eder, aksi takdirde iş olmaz. Bu güçlerden biri bile maddeden ayrı gerçekleşmez”.

Burada El-Farabi, ruhun kavrama ve gelişimini maddenin hareketiyle şartlandıran materyalist bir pozisyondadır. İlk olarak ruhu ve önceki bedeni ortaya koyduğunda, Platon’un da bu konuda yazdığını sanarak Platon’un ruh öğretisine karşı çıkar. El-Farabi şöyle yazar : “Ruh, Platon’un iddia ettiği gibi bedenden önce oluşmaz.” Platon’un öğretisine karşı eski düşünürlerden Stoy, Zenon, Hrizip’in bilindiği gibi ruhun bedeni sevmediğini ve öbür dünyada bir yerde doğana kadar haberi olmadığını, aynı zamanda bedenle doğduğunu saydıklarını ileri sürer. Bu nedenle El-Farabi, ruhun iki duruma sahip olamayacağını ve bir bedenden diğerine geçemeyeceğini düşünür. El-Farabi şöyle yazar : “Ruh, ruhun geçiş öğretisi taraftarlarının desteklediği gibi bir bedenden diğerine geçemez.”

El-Farabi’nin ruh öğretisinin belirli durumu, ölümden sonra ruhun kaderi sorunudur. Bu sorun, ortaçağ döneminde en keskin sorundu; onun çevresinde sert tartışmalar yürütülmüştür. Bu soruna felsefi yaklaşım ve İslâm’ın dogmatik hedefleri arasında manevra yapan El-Farabi, idealizm ve materyalizm arasında tereddüt etti. Ancak sonuçta bu konuda materyalist pozisyonda kaldı.

Bu konuda büyük Arap ortaçağ düşünürleri İbn-i Tufeyl ve İbn-i Rüşd’ün söyledikleri en değerlileri olmaktadır.

İbn-i Tufeyl “Hayy ibn-i Yekzan”ın önsözünde şöyle der : “Ebu Nasır’ın bize ulaşan yazıların büyük kısmı mantık hakkında; felsefeye değinen eserlerinde şüpheli yerleri çok. «Mükemmel Topluluk» eserinde kötülerin ruhunun daima ölümünden sonra sonsuz karanlıklarda olacağını iddia ediyor; sonra açıkça politikada onların kurulduğu ve var olmayan duruma geçtiğini, sadece iyi ve mükemmel ruhların ebedi olduğunu gösteriyor. Ahlâk yorumunda insan mutluluğunun bazı tasvirlerini verir, sadece bu hayatta ve bu yerleşimde gösterir; sonra bundan dolayı daha birkaç söz ve düşünceler ekler : «Bundan bahseden bütün diğerleri, eskilerin uydurmalarıdır». Daha sonra iğrenç fikirleri ve sözde kavrama gücüyle olan ve ona felsefeyi üstün tutan, maddeye erişen, bize gereksiz şeyler verenleri destekleyen egemenliği gösterir.”

İbn-i Rüşd “Materyalist Bilinç ve Gerçek Bilinçle Bağlantısı” adlı tezinde, El-Farabi’nin ruhun ölümsüzlüğü reddettiğini ve insanın azami mutluluğa teorik bilimi bilme ve anlama yardımıyla erişebileceğini yazar. Ancak insanın maddeden ayrı öz olmasını savunan her şey, masal tipinden daha fazla bir şey değildir.

Bu şekilde El-Farabi’ye göre ruh, vücudun önünde meydana gelmez, onunla aynı zamanda ortaya çıkar ve yok olur.

El-Farabi’nin öğretisinin önemli bir kısmı da, onun, ruhun maddenin gelişim düzeyine karşılıklı bağımlılığı düşüncesidir. Ona göre hayatın ilk aşamalarında madde, ruhun bitkisel ve hayvansal daha az mükemmel biçimlerinin taşıyıcısıdır. Sadece maddenin gelişiminin sonraki aşamalarında akıllı ruhun taşıyıcısı olur. El-Farabi’ye göre akıllı ruh, sadece insana özgüdür. İnsan, hayvanlardan ayrı olarak ayırıcı niteliklere sahiptir; onda ruh vardır, ondan da vücut organları yardımıyla hareketi oluşturan güç çıkar. Ama El-Farabi, insanda vücut organları yardımıyla hareket edenden daha fazla hiçbir şey olmadığını, bu gücün de akıl olduğunu söyler.

Aristo’dan sora El-Farabi, akıl gücünün iki kısmı olduğunu söyler : “İnsanın bilgiye hakim olabilmesi yoluyla teorik ve insanın meslek ve zanaatlara hakim olması yoluyla pratik akıl gücü.” Bu şekilde akıllı ruhun temel fonksiyonu, El-Farabi’ye göre dünya anlayışı olur. Ancak insanın aklı, organların duyguları göstermesinin temelinde maddeyi kavrar ve kendi içeriğini tamamlar.

El-Farabi, insanın bütün hareketlerinin akıl ve yapıcı aktif faaliyetle yönetildiğini söyler. Bu nedenle ne cenneti ne de cehennemi kabul eder. İnsanı hareketiyle bağlayan bilimadamı, inancın temel durumlarını şüphe altına koydu ve doğa bilimlerine, felsefeye hakettiği yeri verdi. El-Farabi, inancı bilgiden ayırmadan insan sürecinin mümkün olmadığını sezdi. Yalnız bu, onun bilimsel bilgileri ve insanın biçimlenmesinde felsefeyi önceden sezerek çağdaşlarından daha yüksekte olduğunu gösterir.

Diğer eski filozoflar gibi El-Farabi de, felsefeyi beşeri bilimlerin bütün taraflarını kuşatan tek bir bilim sanıyordu. Bu nedenle ahlâk ve politika kitaplarında mantık, psikoloji, metafizik ve fizik bölümlerine rastlanır. Ama bundan açıkça görülüyor ki politik öğreti hakim durumdadır. El-Farabi’nin temel eserleri “Namuslu Şehrin Yerlilerinin Görüşleri” adlı tezi, “Politikaya Dair”, “Devlet politikası”, “Mutluluğa Erişme” ve “Mutluluğa İnananlara Yol Gösteren” adlı tezidir.

El-Farabi, ahlâk alanında birçok eser yazdı; fakat bunların çoğu kayboldu. Onun dediğine göre, mantığın insan anlayış prensiplerini açıklamasına uygun olarak ahlâk, insan hareketinin temel kurallarına sahip olmalıdır. Teologlardan ayrı olarak El-Farabi, sadece insan aklının neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verdiğini iddia eder. Bilimadamı, insan aklının önemli yeteneklerinden biri olarak önseziden söz eder. Ama doğru bir şekilde önceden sezmek için, öncelikle bilimsel bilgilere sahip olmak gerektiğine, çünkü kehanetin doğuştan bir hediye ve mistik içgüdü olmadığına dikkat çeker.
--------------Tualimforum İmzam--------------
Deniz
Deniz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla