Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06.11.08, 01:46   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
smtyksl
Delta Üye
 
smtyksl - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: SaMSuN
Mesajlar: 776
Konular: 146
Puan Grafiği
Rep Puanı:1997
Rep Gücü:0
RD:smtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant futuresmtyksl has a brilliant future
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 0
17 Mesajına 80 Kere Teşekkür Edlidi
:
Lightbulb Voleybolcu Kız

Kahramanımız olan üniversiteli delikanlı,kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.
Okulun salonundaydı maç,seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece, o kadar yakındılar.
Delikanlı, bu tatlı ,bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda,fena halde hoşlandığını hissetti,az sonra bir şey daha hissetti
Uzun zamandan beri maçı değil o güzel kızı izliyordu.
Kız servis atarker hemen önünden geçti,gözgöze geldiler.kız gülümsedi,delikanlı çok popülerdi o yıllar.
Kız onu tanımış olmalıydı,kimbilir belki kız da ondan hoşlanmıştı,belki de delikanlı öyle olmasını istediği için ona öyle gelimişti.
Set değişip takım karşıya geçince,delikabalı yerini değiştirdi, o da karşıya gitti. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü.
Kızda bu gidiş gelişleri fark etmişti galiba,bir defa daha gülümsedi delikanlıya. Manidar,anladım der gibi bi gülümseyişti bu.
Delikanlı o hafta boyu hep bu d,nyalar şirini kızı düşündü,Pazar günü sabahın köründe kalktı, erkenden oynanacak maçı,ne maçı canım o dünyalar güzeli kızı görmek için.delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu,dahası Ankara kolejinin her dağılış saatinde okul civarında oluyordu.
Onu bir kez daha görmek için
Karşılaştıklarında çok hafif bi gülümseme ve minik bi baş eğmesiyle selamlaşıyorlardı. Bi derfasında delikanlı yaptığına,sonra kendisi günlerce güldü.
Yine bi gün okul dağıldığında delikanlı, kızın karşısına gülümseyerek çıkmış,selamını vermiş ve arka sokaklara dalıp yıldırım gibi koşarak bi blok ötede tekrar kızın karşısına çıkmıştı. Kız bu defa iyice gülmüştü.karşısında sözümona ağır ağır yürüyen ama nefes nefese kalmış,delikanlıyı görünce.
Delikanlı voleybol takımının kaptanını iyi tanıyorlardı, arkadaştılar.sonunda bütün cesaretini toplayıp kaptan a açıldı. Bi yerde bi şekilde tanışmalıydılar , o zamanlar bu işler böyle oluyordu. Kaptan tabii dedi,bu haftasonu güzel bi konser var bizde onunla gitmeye karar vermiştik zaten. Sende gel hem konseri birlikte izleriz hemde tanışırsınız. Mutluluk işte bu olmalı diye düşündü delikanlı, mutluluk işte bu ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı.
Konserin verildiği salonun kapısında tanıştılar. Kaptan salona girdiklerinde ustaca bi manevra daha yaptı ve delikanlıyla bu dünyalar güzeli kız yan yana düştüler.
İnanamıyordu delikanlı, onunla nihayet yan yana olduğuna. Konserden çıkarken kız şakalaştı.
- sizi her maçımızda görüyoruz, alıştık. Yarın adana da maçımız var, gözlerimiz sizi arayacak.

Delikanlı o an kararını vermişti. Cebinde onu adana ya götürüp getirecek hatta öğle yemeğinde bir de nefis adana kebap yedirecek kadar para vardı. Geceyarısı kalkıp otobüse bindi delikanlı,sabah da adanaya indi.
Maç saatine kadar başı boş dolaştı.
Salona erkenden girdi ve servis köşesine en yakın yere oturdu. Takımlar sahaya çıkarken salondaki en heyecenlı seyirci o idi.maç falan değildi sebep tabiî ki.maç başladı ve ilk sette kız onun farkında bile değildi. Nerden olsun ki? İkinci sette diğer tarafa gittiler.kız delikanlıyı üçüncü sette fark edebilmişti ancak.yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade,biraz mutluluk ve biraz da gurur vardı sanki.maç bittiğinde kız soyunma odasına delikanlı da garajlara gitmişti,maç boyunca tek kelime konuşmadılar. Delikanlı da konuşmaya gitmemişti ki! Kız keşke orada olsaydın demişti, o da olmuştu işte hepsi o, halbu ki o na o kadar çok şey söylemek istiyordu ki…
Delikanlı bi gün üniversite kantininde gazete okurken ilk sayfalarda bir şiire rastladı.daha doğrusu bi şiirden alınmış bi dörtlüğe.sölemek istediği herşey bu dörtlükte vardı sanki.bembeyaz bi satıra yazdı o dört satırı ve öğleden sonra yı zor etti kolejin önüne gitmek için.kızın karşıdan geldiğini gördü,koşarak yanına gitti ve
- hey bu sana…
deyip hızla uzaklaştı oradan, kız Necip Fazıl ın dizelerini okurken. Şöyle yazıyordu kağıtta.

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Nede şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar…

Ertesi gün öğleden sonra delikanlı tarif edilemez bir heyecenla kolejin önündeydi yine.Kız karşıdan geliyordu ve bu defa yanında arkadaşları yoktu. Delikanlıya yaklaştığında işaret etti,gözlerine inanamadı genç adam. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa?? Evet evet çağırıyordu işte.kalbinin duracağını sandı yaklaşırken.
Kız dedi ki
-sana bir şeyler söylemek istiyorum
O da heyecenlıylı belli

- bak iyi dinle. Dünkü satırlar için teşekkürler. Herhalde hissettin bende senden hoşlanıyorum ama senden evvel tanıdığım biri var ve ben henüz karar veremiyorum.
Delikanlı dedi ki;
- ozaman karar verdiğinde ara beni.seçtiği ben olursam
dedi ve ikiletmeden ayrıldı delikanlı kızın yanından.bir daha voleybol maçına gitmedi,bir daha okul yolunda önüne çıkmadı,bir daha onu hiç görmedi. Günlece,haftalarca,aylarca bekledi. Tıpkı kıza verdiği o dörtlükteki gibi.
Delikanlı bir gün bi şiir atölyecisinde şiirin tamamını buldu.şiir iki dörtlükmüş,ilki kıza verdiği,bir ikinci dörtlük daha var o kadar.o dörtlüğü de bi kartın arkasına dikkatlice yazdı ve cebine koydu.bekleyiş sürüyordu. Okullar kapandı ,açıldı.aylar ayları geçti
Birgün hiç beklemediği bi anda delikanlı kızı aniden karşısında gördü.
-günlerdir seni arıyorum
dedi kız
-günlerdir seni arıyorum işte sana haber,artık hayatımda kimse yok
-yaaa… dedi delikanlı “yaaa”dedi sadece
Kalbi heyecandan ölesiye çarparken,aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken ağzından sadece bu ses çıkmıştı “yaaa”.
Cebinde artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza, dedi ki;
-sana bi şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bi gün,bak bu da sonuncusu.
Sonra yürüdü gitti arkasına bile bakmadan,kız ikinci dörtlüğü oracıkta okurken. Şunlar yazıyordu;

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar.

Aradan çok ama çok uzun yıllar geçti,delikanlı bu gün halen düşünüyor. O çok uzun bekleyiş mi öldürmüştü aşkı,yani bu yüzden mi reddetmişti kızı. Yada öylesine beklerken hayalinde öyle bi sevgili buluştu ki artık yaşayan hiç kimse onun yerini dolduramazmıydı?o sevgilinin kendisi bile
Yani hayalindekini canlı tutmak için canlısını silmişmiydi defterinden. Yada bi şiirin romantizmine kapılıp, delikanlılık jesti uğruna mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp gitmişmiydi acaba? Delikanlı bu soruların cevabını bu gün halen bilmiyor…


(alıntı)

Konu smtyksl tarafından (20.11.08 Saat 09:45 ) değiştirilmiştir..
smtyksl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla