Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01.12.08, 18:25   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
LeyL-i LaL
Epsilon Üye
 
LeyL-i LaL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: Çorum
Mesajlar: 150
Konular: 46
Puan Grafiği
Rep Puanı:1216
Rep Gücü:0
RD:LeyL-i LaL has much to be proud ofLeyL-i LaL has much to be proud ofLeyL-i LaL has much to be proud ofLeyL-i LaL has much to be proud ofLeyL-i LaL has much to be proud ofLeyL-i LaL has much to be proud ofLeyL-i LaL has much to be proud ofLeyL-i LaL has much to be proud ofLeyL-i LaL has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 0
3 Mesajına 4 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Nazan Bekiroğlu, Lâ dedi ve yazdı!



Nazan Bekiroğlu, Lâ dedi ve yazdı!


Edebiyatımızın özgün kalemi Nazan Bekiroğlu, anlatım ustalığını bu kez sonsuzluk hecesi Lâ için kullandı. Adem ile Havva'yı bir de kadın gözüyle bakın:


Türk okurlarının çoğu onu "Mor Mürekkep" ile tanıdı ama öncesinde tanısa da o edebiyat severleri ilk olarak "Nun Masalları" ile selamlamıştı. Mor Mürekkep, Yusuf ile Züleyha ve Mavi Lale ile edebiyatta usta ve kalıcı bir yazar olduğunu ispatlayan Nazan Bekiroğlu, Cümle Kapısı ile 2003 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Deneme Ödülüne, 2006 yılında ise Cam Irmağı Taş Gemi ile Türkiye Yazarlar Birliği Hikaye ödülüne layık görülmüştü.

Bekiroğlu'nun doktora tezi olan Halide Edip Adıvar adlı araştırması 1999, Doçentlik tezi olan Şair Nigâr Hanım ise 1998 yılında kitaplaşmıştı.

Halen karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi'nde öğretim üyeliği yapan Prof. Nazan Bekiroğlu, pek çok edebiyatçının aksine doğup büyüdüğü kentten hiç ayrılmadan ünlü olmayı başarabilen ender edebiyatçılardan.

Nazan Bekiroğlu, son kitabında Sonsuzluk Hecesi Lâ'ya getirdiği yorumla adından söz ettirecek.

384 sayfalık hatırı sayılır bir kalınlığa sahip olan La / Sonsuzluk Hecesi, iyi edebiyatın lezzetini bilenlerin "bitti mi?" diye hayıflanalacağı bir anlatım şöleni. La Sahifesi ile başlıyor yazan kitabına ve diyor ki:

"Bir gün Sabâ Melikesi Belkıs'tan Havva'nın hikayesini anlamanın bütün bir insanlığın hikayesini anlamak anlamına geldiğini öğrendim. Çünkü Âdem cem makamındaydı, yani hayatları, hikayeleri kendinde toplayıcıydı. İnsanların bütün halleri Âdem'de gizliydi ve bütün macera onun hikâyesinde özetlenmişti.

Bu cümleyi yıllarca içimde gezdirdim de bir türlü kalemi elime alamadım, anlatmaya kalkışamadım. Oysa anlatmak, benim için anlamanın en yetkin biçimiydi.

Ne zaman ki, kalmak için değil uğrayıp geçmek için kadem bastığımız, kök attığımız değil kısa bir gölge saldığımız şu dünyada bir cennet sürgünüyle yazgılandığımı anladım Kelimeler Kitabı çift isimler sahifesinde, âdem'le Havva'nın yanına bir de Habil'le kabil ekledim. O zaman anladım anlatma zamanının geldiğini.

Hikayenin ismi düştü dilime bir gece: LÂ

İLLÂ, dedim.

Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LÂ olduğunu bildim..."

Ve Anlatıyor Nazan Bekiroğlu, o muhteşem kalemiyle dünyanın yaratıldığı günden bu yana dillerden düşmeyen Adem ve Havva'nın öyküsünü kendine has özgün yorumuyla...

Ağaç, Adem'i dünyaya nasıl çağırıyorsa, bu kitap okuru hayatı okuyaya öyle çağırıyor desek, işi abartmış olur muyuz bilinmez ama eserin cazibesi böyle söylettirmiş oldu bir kez...


LeyL-i LaL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla