Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05.12.08, 03:19   #36 (permalink)
Kullanıcı Profili
SERDEM
S.Moderators
 
SERDEM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:SERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon1c 10) Alıntı Sözlerin Dolaylı Anlatıma Çevrilmesi – Quoted Speech

10) Alıntı Sözlerin Dolaylı Anlatıma Çevrilmesi – Quoted Speech
Quoted Speech kişinin sözlerini aynen aktarmada kullanılır. Reported Speech’in tersidir. Quoted Speech’te kişinin söyledikleri iki tırnak arasında (“..”) gösterilir. İngilizce’de bu işaretlere “Quotation Marks” denir. Aynen alıntı sözlerde kip ve kişi değişimi olmaz. Cümle orijinal haliyle kalır ama iki tırnak (quotation marks) arasında gösterilir. Alıntı sözlere hikayelerde, haberlerde ve akademik çalışmalarda da sıkça rastlarız.

Örnek:
“You must work harder” = “Daha sıkı çalışmalısın”

The teacher warned me (that) I had to work harder.

“Watch the enemy” = “Düşmanı izle”

The commander ordered the soldiers to watch the enemy = Komutan askerlerine düşmanı izlemelerini emretti.

“Close the window, please” = “Camı kapatır mısın lütfen” .

My wife asked me to close the window. = Eşim camı kapatmamı istedi.

“ I go to the bank every Monday.” = Her Pazartesi bankaya giderim.

The businessman said (that) he went to the bank every Monday. = İşadamı her Pazartesi bankaya gittiğini söyledi.

“ I am going to the circus ” = Sirke gidiyorum.

My girlfriend said (that) she was going to the circus. = Kız arkadaşım sirke gittiğini söyledi.

“We have been to a supermarket.” = Süpermarkete gittik

They said (that) they had been to a supermarket. = Süpermarkete gittiklerini söylediler.

“ I went to my home town.” = Memleketime gittim.

The solder said (that) he had gone to his home town. = Asker memleketine gittiğini söyledi.

“ I will visit my sick uncle. ” = Dayımı ziyaret edeceğim.


The nephew said (that) he would visit his sick uncle. = Yeğen amcasını ziyaret edeceğini söyledi.


“ I can swim in deep water. ” = Derin sularda yüzebilirim.


The swimmer said (that) he could swim in deep water. = Yüzücü derin sularda yüzebileceğini söyledi.


“ You may go into the patient’s room. ” = Hastanın odasına girebilirsin.

The doctor said (that) I might go into the patient’s froom. = Doktor, hastanın odasına girebileceğimi söyledi. Ya da The doctor allowed me to enter the patient’s room = Doktor, hastanın odasına girmeme izin verdi.

“ I might meet her somewhere” = Ona bir yerde tesadüf edebilirim.

He said (that) she might meet her somewhere. = O, ona bir yerde tesadüf edebileceğini söyledi.

“ I must see the director. ” = Müdürü görmem gerekir.

She said (that) she had to see the director. = O, müdürü görmesi gerektiğini söyledi.

“ I have to check everything” = Herşeyi kontrol etmem lazım.

The Auditor stated (that) he had to check everything. = Denetici herşeyi kontrol etmesi gerektiğini belirtti.

” I ought to be more carefull.” = Daha dikkatli olmam lazım.

She said (that) she ought to be more carefull. = O, daha dikkatli olması gerektiğini söyledi.

“Go to your own room.” = Kendi odana git.

My father told me (that) to go to my own room. = Babam kendi odama gitmem gerektiğini söyledi.

“ Do you like oranges?” = Portakal sever misin?


I asked him if (whether) he liked oranges = Ona portakal sevip sevmediğini sordum.

11- Say ve Tell
“Say” ve “tell” benzer anlamlara sahiptir. İkisi de kişilerle iletişimde bulunma anlamını vermektedir. Bu iki fiill, dolaylı ifadeleri başlatır. Ancak say ve tell farklı şekilde kullanılmalıdır.

Şöyle ki, “say” , dolaylı anlatımda hiçbir zaman infinitive (mastar) ile kullanılmaz. “tell” ise hiçbir zaman fiilen söylenen sözler ile kullanılmaz ve daima şahıs nesnesi ile birlikte kullanılır.

Dolaylı anlatımda emirler, mastar cümleleri olur ve tell, order, command, ask, wonder gibi fiillerden sonra kullanılır ve hitap edilen şahıs için bir zamir kullanılır.

Örnek:

Direct Speech : Bring me a pen = Bana bir kalem getir

Reported Speech: He asked me to bring him a pen. = Ona bir kalem getirmemi söyledi.


Direct Speech: Go away = Defol git!


Reported Speech : He told me to go away = Bana defolup gitmemi söyledi.

Direct Speech: Pay the bill at once! = Hesabı hemen öde.

Reported Speech : The waiter told us to pay the bill at once = Garson, bize hesabı hemen ödememizi söyledi.

Direct Speech: Pick up the flowers! = Çiçekleri topla !

Indirect Speech = He ordered her to pick up the flowers= Ona çiçekleri toplamasını söyledi.

Reported Speech ifadelerinde “tell” fiilinden sonra “me,him,her,it,us,you,them” ifadeleri kullanılır. Aynı şey “say” fiili için geçerli değildir. Araya “to” girmesi şarttır.

Örnek:

He told me that he went to Ankara = Bana Ankara’ya gittiğini söyledi.

He said to me that he went to Ankara = O, Ankara’ya gittiğini söyledi.

Dikkat : “Say”" fiilinde object den önce “to ” kullanılır.

Örnek:

She said to me that she passed the exam = Bana sınavdan geçtiğini söyledi.

Halbuki,

She told me that she passed the exam. = Bana sınavdan geçtiğini söyledi.

Arda said to Emre that he had done his job very well. = Arda Emre’ye işini çok iyi yaptığını söyledi.


Say ve Tell Fiillerinin Direct speech’te Kullanımı

“Say” fiilini direct speech ile kullanabiliriz. Bir bilgi veya talimatı direct speech ile aktarmak istediğimizde “tell” fiilini kullanırız.
Say fiili direct speech sorularında kullanılır ancak tell kullanılmaz.

He said: "Do you play piano?" = O , “Piyano Çalıyor musun?” dedi.

Ama, he told “ do you play the piano” yanlıştır.

Aşağıdaki ifadelerde, sadece “tell” kullanılır, “say” kullanılamaz.
tell (someone) a story = birisine hikaye anlatmak
tell (someone) a lie = birisine yalan söylemek
tell (someone) the truth = birisine gerçeği söylemek
tell the future (= to know what the future will bring) = geleceği okumak
tell the time (= know how to read a clock) = birisine saati söylemek

12- Beyanatlar = Statements
Beyanat; yazılı veya sözlü açıklama, ileri sürülen mütalaa ve görüş, demeç, rapor gibi hepsi birbirine benzer anlamlara sahiptir. Devlet adamları ve politikacıların ülke ve dünya meseleleri hakkında sık sık beyanat verdikleri malumdur.
Beyanatların reported speech’ e aktarımında yaygın olarak “say” ve “tell” fiilleri kullanılır.

Bunun dışında;

Agree = kabul etmek
Accuse (of) = suçlanmak
Add = eklemek
Argue = tartışmak
Answer = cevaplamak
Announce = İlan etmek
Assure = Temin etmek, güvence vermek
Admit= Kabul etmek, teslim etmek
Advice = Tavsiyede bulunmak,bildirmek,
Ask = sormak,
Apologize (for) = Özür dilemek
Boast = Övünmek, böbürlenmek
Declare = deklare etmek, ilan etmek
Grumble = Şikayet etmek, söylenmek
Murmur = Söylenmek
Claim = iddia etmek,
Deny = İnkar etmek
Insist on = Israr etmek
wonder = merak etmek, öğrenmek istemek ,
want to know = bilmek istemek ,
enquire = soruşturmak,
exclaim = haykırmak
offer = teklif etmek, önermek,
suggest = işaret etmek-, klif etmek, eri sürmek,
stress = vurgulamak,
underline = altını çizmek, önemle belirtmek,
suppose = varsaymak, farzetmek,
observe = gözlemlemek
guess = tahmin etmek,
complain = şikayet etmek,
confess = itiraf etmek,
conclude = karara varmak,sonucuna varmak,
predict = tahmin etmek,
point out = işaret etmek
Refuse = reddetmek
Remind = hatırlatmak
Reply = yanıt vermek
Promise = söz vermek
Threaten = tehdit etmek
İndicate : belirtmek, göstermek, işaret etmek

fiileri de kullanılır. Beyanatlarda zamir ve aidiyet sıfatları dolaylı anlatıma aktarılırken nasıl değiştiğine dikkat ediniz. Beyanatlar olumlu veya olumsuz olumsuz olabilir.
Örnek:
D.S. (direct speech) : I am going to town with my sister = Kızkardeşimle şehire gidiyorum.
R.S. (reported speech) : he said that he was going to town with his sister = O, kızkardeşiyle şehire gittiğini söyledi.
D.S. : You have bought yourself a new dress = Kendine yeni bir elbise almışsın.
R.S. : He said that I had bought myself a new dress = O, kendime yeni bir elbise aldığımı söyledi.
D.S. : We are very late = Çok geç kaldık
R.S. : They confessed that they were very late = Onlar, çok geç kalmış olduklarını itiraf ettiler.
D.S. : The weather is too hot today= Hava bugün çok sıcak
R.S. : He complained that the weather was too hot that day = O, havanın o gün çok sıcak olduğundan şikayet etti.
D.S. : The year 2006 was a successful one for the company = 2006 yılı şirket için başarılı bir yıldı.
R.S. = The chairman concluded that the year 2006 had been a successful one for the company = Yönetim Kurulu Başkan, 2006 yılının şirket için başarılı bir yıl olduğu sonucuna vardı.
D.S. : The world climate will change in the next decade = Dünya iklimi önümüzdeki 10 sene içinde değişiklik gösterecek .
R.S. : He predicted that the world climate would change in the following decade. = Dünya ikliminin önümüzdeki on yılda değişeceğini önmgördü.
D.S. : You may see the photographs if you want. = Eğer istersen fotoğrafları görebilirsin
R.S. : He said that I might see the photographs, if I wanted. = İstersem fotoğrafları görebileceğim söyledi.
D.S. : You play the piano very well = Çok iyi piyano çalıyorsun
R.S. : She said that I played the piano very well = Çok iyi piyano çaldığımı söyledi.
D.S: : She has given me a present = O, bana bir hediye verdi.
R.S. : He said that she had given him a present. = Ona bir hediye verdiğini söyledi.
D.S. : We always try to please you = Seni hep memnun etmeye çalışıyoruz
R.S. : They said that they always tried to please me.= Onlar, beni hep memnun etmeye çalıştıklarını söylediler.
D.S.: My neighbor stole my purse = Komşum, cüzdanımı çaldı.
R.S. : She claimed that her neighbor had stolen her purse = O, komşusunun onun cüzdanını çaldığını iddia etti.
D.S.: Globalization is transforming all the markets. = Küreselleşme tüm piyasaları dönüştürüyor.
R.S.: The lecturer said that globalization was transforming all the markets. = Konuşmacı küreselleşmenin tüm piyasaları dönüştürdüğünü söyledi.
SERDEM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla