Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10.01.09, 07:06   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
tualim
Administrator
 
tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.920
Konular: 3793
Puan Grafiği
Rep Puanı:22454
Rep Gücü:20
RD:tualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 125
207 Mesajına 2.102 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon Ergenekon Davası ve Gazze Dramı İlgisi

Ergenekon Davası ve Gazze Dramı İlgisi
10 Ocak 2009 Cumartesi

Artık iyiden iyiye anlaşıldı ki Ergenekon davası bir siyasi intikam davası değil.
Sonunun nereye varacağı ve nerde duracağı ise meçhul.
Bu bizim nasıl bir ülke olmaya karar vermemiz ile ilgili bir dava.
Öncelikle üzerine konuştuğumuz zihniyetin siluetini iyi tespit ederek ortaya koymak lazım.
Bu zihniyet temelde her ne kadar bu gün hukuk dese de (ama kesinlikle süreçte hukuk dışına çıkılmaması lazım) dün hukuku hiçe sayması ile ve kendini konumlandırdığı hukuk üzeri konumu ile tanınır.
Bu zihniyet en hayati kişi, kurum ve ilkeleri kendi hegemonyaları adına manipüle etme ve her şeye kendi rengini çalması ile bilinir.
Bu zihniyet ayrıca her türlü değer ve kutsalı “menfaatleri adına her şeyin mubah” kabul ederek içini boşaltması ile maruftur.
Halkın uzağında, hakkın karşısındaki duruşu ile devlet ile vatandaşın arasına inanılmaz mesafeler koyan bir zihniyettir bu zihniyet.
Bu yönü ile bu anlayışın bir adresi, mesleği, dini veya ırkı olması zordur.
Her yerde olması muhtemel bir aldanmışlığın resmidir bu zihniyet.
Alevi açılımı iftarında konuştuğum bir gazeteci dostum bana seçim sonrası,bu davanın aktif siyaset yapanlara da dayanabileceğini ima etti.
Hiç şaşırmadım desem yalan olmaz.
O yüzden bu iş, çok büyük bir iş.
Ve bir siyasi partinin altından kalkamayacağı kadar komplike.
Ergenekon örgütünün varlığı ile tehdit ettiği bütün kurumların ortak irade ve aklının ürünü.
Öyle olsa idi kolu kanadı kapatma davası ile budandığı farz edilen bir siyasi iktidarın zamanında bunların gerçekleşmesi çok zor olurdu.
O yüzden konuya Deniz Baykal gibi değil de Devlet Bahçeli gibi bakmak bir siyasetçi için daha dengeli ve akıllıca.
Bilmem kaçıncı dalga olarak nitelenen son göz altıların dalganın çok ötesinde anlamları var.
Bir kısım medya tarafından 28 Şubat ile bir hesaplaşma olarak sunulmaya çalışılsa da,çok daha derinlerde bir kurumsal nefis muhasebesi var.
Bu dava Türkiye’nin arınma, temizlenme davası adeta.
Gerçek anlamda hukuk devleti olma adına yapılan, her türlü hukuksuz ağırlıklardan kurtulmak ve tarihi mirasın dayattığı rolü oynamak için ayağına pranga olan ağırlıklardan kurtulma çabası.
Burnumuzun dibinde, tarihi, siyasi, sosyal ve kültürel hafızamızın bize “bu vahşete ilgisiz kalamazsın, kalmamalısın” diye zorladığı bir hengâmede gerçekleşen son operasyon çok anlamlı.
Zira bölgemiz ve dünyada oynamak istediğimiz rol ile ülkemizin bir takım evrensel göstergeleri birbirleri ile çok ama çok ilgili.
“Dünyaya nizamat verirken kendi hanemizin karışık olmaması” adına her şeyden önce olabildiğince az kusurlu bir demokrasi, üzerinde gölgeleri olmayan bir hukuk sistemi ve sağlam bir ekonomi çok önemli.
Peki, bizim ülkemizde genelde irtica balonu, laiklik hassasiyeti, memleket elden gidiyor teraneleri ile ve bu arada ülkenin başına bela edilen ve yine bu günlerde nasıl bir oyun olduğu iyiden iyiye ortaya çıkan terör belası ile ülkenin nasıl bir güçsüzlüğe mahkûm edildiğine bir bakalım.
Yapılan askeri darbe ve muhtıralar…
Sık sık yaşadığımız ekonomik krizler…
Bir türlü yaptırılmayan evrensel standartlarda Anayasa ve kanunlar..
Bunların yapılmaması adına bitmeyen ve bitmemesi gereken terör…
Terörün önlediği GAP ve teröre ayrılan kaynaklar…
Ve dahası…
Bunların hepsi bizi ülke olarak dünya da projesiz, içine kapanık, güçsüz, mecalsiz, tepkisiz, aciz kılan hususlar.
Son bir haftadır gerek devlet yetkililerinin ve gerekse halkın onca tepkisine rağmen burnumuzun dibinde olan biten vahşetin dinmesinde etkimizin az ya da çok olması Türkiye’nin güçlü bir ülke olması ile doğrudan alakalı.
Yıllarca bizim ayakta uyutulmamıza sebep, bize biçilen “stratejik öneme sahip ülke” rolünden daha ötede bir konum ihraz etmemiz gerekiyor.
Bununda yolu hanemizi ayrık otlarından temizlemeyi ve konumumuzu muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmamızdan geçiyor.

internethaber.com
--------------Tualimforum İmzam--------------
TUALİM



Tualimforum kurallarını okuyunuz Lütfen.
Forum kullanımı hakkında bilgi için TIKLAYINIZ%TIKLAYINIZ.
Soru ve sorunlarınızı BURADAN bize yazabilirsiniz.
Kurallara uymayan kişilerin tualimforum'a girişleri yasaklanacaktır.
Lütfen imzanıza site adı, link içeren resimler koymayınız sorgusuz silinecektir.
tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla