Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12.01.09, 16:16   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Okyanus
Moderator

 
Okyanus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 9.373
Konular: 7149
Puan Grafiği
Rep Puanı:16317
Rep Gücü:20
RD:Okyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 54
889 Mesajına 1.404 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon1c Orhun Abideleri Ve Bilge Kağan/Türk Tarihinden Hikayeler

Orhun Abideleri Ve Bilge Kağan

Göktürkler'in "Kutluk Devri" denen üçüncü ve son
devirlerinden kalma abide niteliğindeki taş kitabeler Türk
dili ve edebiyatının ilk yazılı metinleri ve Türk tarihinin en
eski Türkçe belgeleridir.

Bugünkü Moğolistan'da; Hangan Dağları'nın kuzeyindeki Koşu
Çaydam bölgesinde, eski Türk başkenti Ötüken'e yakın, Orhun
ırmağının eski yatağı kenarına dikilmiş oldukları için ırmağın
adı bu abidelere de isim olmuştur.

Vezir Tonyukuk, Kül Tigin ve Bilge Kağan adına dikilen
abidelere adeta eski Türk tarihi yazılmış ve ölümsüz bir belge
olarak günümüze kadar gelmiştir.

Bilge Kağan, 716 - 734 yılları arasında 18 yıl Türk
Devleti'ni idare etmiş olan devlet adamıdır. İlteriş Kağan'ın
oğlu, Kapgan Kağan'ın yeğeni, Kül Tigin'in ağabeyi ve
Tonyukuk'un damadıdır.

Ölümünden sonra Bilge Kağan adına dikilen abidede
Göktürklerin Bumin ve İstemi Kağan zamanlarındaki güçlü
devirleri, sonra Çin'e nasıl esir oldukları, sonra Çin'e nasıl
esir oldukları, Çin esaretinden kurtuluşları ve savaşları
anlatılmakta, Bilge Kağan adeta karşımıza geçip konuşmaktadır.
İşte O'nun konuşmasından bir bölüm:

"- Ben Türk Bilge Kağan!..
Bilhassa küçük kardeşim, yeğenim, oğlum ve bütün soylu
milletim!
Güneydaki Şadapıt Beyleri, kuzeydeki Tarkanlar, Buyruk
Beyleri!
Otuz Tatar, Dokuz Oğuz Beyleri, halkım... Bu sözleri iyice
işit, sağlamca dinle!..

Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün
batısına,
Kuzeyde gece ortasına kadar hep milletler bana bağlıdır.
Bunca milleti hep düzene soktum, ilerlettim.
Doğuda Şantung Ovası'na kadar ordu sevkettim, denize
ulaşmama az kaldı.

Güneyde Dokuz Ersin'e kadar sefer ettim,
Tibet'e erişmeme az kaldı.
Batıda inci Nehri'ni geçerek Demirkapı'ya,
Kuzeyde Yir Bayurku Yeri'ne kadar ordu sevkettim.

Bunca yerlere kadar gittim.
İl tutacak yer yalnızca Ötüken Yaylası imiş.
Ötüken'de oturup Çin milleti ile anlaştım.
Çin Kağanı altını, gümüşü, ipeği sıkıntısız, öylece
gönderiyor.

Yalnız şunu anladım ki, Çin milletinin sözü tatlı, ipek
kumaşı yumuşak imiş!
Tatlı sözle, yumuşak ipekle aldatıp uzak milleti öylece
taklaştırır.
Yaklaştırdıktan sonra da ona kötülükler eder;
Bilgili, cesur insanları ilerletmez; yanılan insanı
yaşatmazmış!

Çinlinin tatlı sözüne, yumuşak ipeğine aldanıp, Türk
Milleti, çok çok öldün!
Böyle giderse, daha da öleceksin! Sonra, güneyde Çogay
Ormanı'na,
Töğültün Ovası'na kadar konayım dersen;
Türk Milleti, öleceksin!..

Türk Milleti! Acıkırsan tokluğu, bir doyarsan da açlığı
düşünmezsin.
Böyle olduğun için, seni doyuran Kağanının sözünü
dinlemedin, gittin.
Gittiğin yerlerde hep mahvoldun, yok edildin.
Orada, geri kalanınla her yere zayıflayarak, ölerek
yürüyordun.

Tanrı buyurduğu için, devletli olduğum için size Kağan
oldum.
Kağan olunca aç - fakir milleti hep topladım.
Fakir milleti zengin, az milleti çok kıldım.
Yoksa bu sözümde yalan var mı?

Kağan olduktan sonra Tanrı yardım ettiği için dört yöndeki
milleti derleyip toparladım.
Türgiş Kağanı'nın kızını büyük bir törenle oğluma
alıverdim.

Başlıya baş eğdirdim, dizliye diz çöktürdüm.
Tanrı yardım ettiği için; gözle görülmeyen,
Kulakla işitilmeyen yerleri milletime kazandırdım.
Gittiğim yerlerin sarı altınını, beyaz gümüşünü, işlenmiş
ipeğini hep aldım.

Darının ekimli olanını, binek atını, aygırını, kara
samurunu, mavi sincabını Türk Milleti'ne kazanıverdim.
Benim Türk Beylerim, Milletim!

Kağanından, beylerinden ayrılmazsan iyilik görecek,
dertsiz olacaksın.
İşte, taş yontturup gönül sözümü vurdurdum.
Bunu görüp bilin ki, sonsuza kadar kalacak ölümsüz taş
yontturdum.

Ey Türk - Oğuz Beyleri, Milleti, işitin:

Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe ilini-töreni kim bozabilir?

Ey Türk Milleti! Titre ve kendine dön!..


Kaynak: Dr. Bahattin ERGEZEN
--------------Tualimforum İmzam--------------
Okyanus isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla