Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14.01.09, 01:36   #3 (permalink)
Kullanıcı Profili
ÇisiL
Delta Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 581
Konular: 477
Puan Grafiği
Rep Puanı:4934
Rep Gücü:0
RD:ÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 1
58 Mesajına 390 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow GÖklerle Yerİn Bİrbİrİnden Ayrilmasi

GÖKLERLE YERİN BİRBİRİNDEN AYRILMASI

Göklerin yaratılışı konusundan bahseden bir başka ayet ise şöyledir:
“O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer,
birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi
sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?„
(Enbiya Suresi, 30)
Ayetin "birbiriyle bitişik" olarak tercüme edilen "ratk" kelimesi, Arapça sözlüklerde "birbiriyle içiçe, ayrılmaz durumda, kaynaşmış" anlamlarına gelir. Yani tam bir bütün oluşturan iki maddeyi tanımlamak için bu kelime kullanılır. Ayette geçen "ayırdık" ifadesi ise Arapça "fatk" fiilidir ki, bu fiil "ratk" halindeki bir nesneyi yarıp, parçalayıp dışarı çıkması anlamına gelir. Örneğin tohumun filizlenerek topraktan dışarı çıkması Arapça'da bu fiille ifade edilir.
Şimdi ayete tekrar bakalım. Ayette göklerle yerin birbiriyle bitişik yani "ratk" durumunda olduğu bir durumdan bahsediliyor. Ardından bu ikisi "fatk" fiili ile ayrılıyorlar. Yani biri diğerini yararak dışarı çıkıyor. Gerçekten de Big Bang'in ilk anını hatırladığımızda, tek bir noktanın evrenin tüm maddesini içerdiğini görüyoruz. Yani herşey, hatta henüz yaratılmamış olan "gökler ve yer" bile bu noktanın içinde, "ratk" halindeler. Ardından bu nokta şiddetle patlıyor ve bu yolla maddeler "fatk" oluyorlar… Ayette geçen ifadeleri bilimsel bulgularla karşılaştırdığımızda tam bir uyum içinde olduklarını görüyoruz. 14 asır önce haber verilmiş olan bu bulguların bilimsel olarak ortaya konması ise ancak 20. yüzyılda mümkün olmuştur.
ÇisiL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla