Konu: Kök Hücre
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04.11.09, 02:01   #2 (permalink)
Kullanıcı Profili
SERDEM
S.Moderators
 
SERDEM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:SERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon1c --->: Kök Hücre

Kök Hücre Nedir - Kök Hücre - Kök Hücre Hakkında



Kök hücreler, insan vücudunda bulunan ve her türlü vücut hücresine dönüşebilen ana hücrelerdir. Nerede bir zedelenme veya onarım ihtiyacı varsa, oraya giderek gereken hücre tipine dönüşür ve hasarı onarırlar. Kalp krizi geçirende kalbe, karaciğer harabiyeti olanda karaciğere, kemiği kırılanda kırık hattına giderek gerekli tamiratı yaparlar. Hangi tip hücre ve dokuya ihtiyaç varsa ona dönüşürler. Vücutta en fazla olduğu zaman anne karnındaki bebeklik çağıdır. Daha sonra alınan yaşlarla beraber sayısı azalır. Nitekim, yaşlanmayla beraber doku, organ iyileşmelerinin daha yavaş ve güç olduğu da bilinen bir gerçektir.


Kök hücre nerelerde bulunur?

Kök hücreler, tüm vücut doku ve organlarında, kan dolaşımında bulunur. Fakat özellikle üç yerde daha fazladır. Bebeklerin göbek kordonu, kemik iliği ve damarlarımızda dolasan kan.
Tarihte ilk olarak kemik iliğinden ameliyatla alınan kök hücreler lösemi tedavisinde kullanılmıştır. Bu yöntem hala uygulanmakta ve cerrahi koşullar altında ameliyathanede yapılmaktadır. O nedenle bazı özel şartlara ve yetişmiş personele ihtiyaç vardır.
İlerleyen yıllarda vücutta dolaşan kandaki kök hücrelerin kullanilabileceği anlaşılmıştşr. Bunun için önce hastaya hormon verilerek kemik iliğindeki kök hücrelerin hızla çoğalıp kana geçmesi sağlanır. Daha sonra, filtre (aferez) yardımıyla kandan toplanır ve kalan kan vücuda geri verilir. Bu yöntem de hala uygulanmaktadır. Fakat bu yolla elde edilen kök hücre sayısı diğer yöntemlere göre daha azdır.
Son olarak, 80'li yılların başında, yeni doğan bebeklerin kordon kanında da kök hücrelerin bol miktarda bulunduğu ve bu hücrelerin tedavide kullanılabileceği fikri ortaya atılmıştır. Elde edilen kordon kanı belirli koşullar altında toplanıp dondurularak saklanabilmekte, daha sonra gerek duyulduğunda çözülerek kullanılmaktadır. İlk olarak Dr. David Harris, 1992 yılında oğlunun kordon kanını kendi laboratuvarında dondurarak sakladı. Daha sonra bu uygulamanın halka açması ile 1994 yılında dünyadaki ilk Kordon Kanı Bankası Amerika Birleşik Devletleri'nde kuruldu. Takip eden yıllar içinde dünya üzerinde birçok kordon kanı bankası kuruldu ve binlerce bebeğin kordon kanı bu bankalarda koruma altına alındı. Bahsi geçen yöntem kök hücre sağlama ve depolama açısından en kolay ve ucuz yöntemdir.


Kök Hücre ve Kordon Kanı Bankacılığı
Yirmi yılı aşkın bir zamandan beri yapılan kök hücre araştırmaları, bu hücrelerin tedavide kullanılabilirliğini ve başarısını göstermektedir. Kök hücreler vücudumuzda kemik iliği ve kanda da mevcuttur. Ancak kemik iliğinden kök hücrelerin elde edilmesi zahmetli, acı veren, hastanede uzun süre yatmayı gerektiren bir işlem olmasının yanında kök hücre naklinde vazgeçilmez kural olan doku uyumu olasılığı da milyonda birdir. Kanda bulunan kök hücreler ise sayıca çok yetersizdir. Göbek kordon kanı kök hücreleri en kolay ve hızlı elde edilebilen, çoğalma potansiyeli yüksek bir kaynaktır. Bebeğin kendi kanı olduğundan doku uyumu sorunu yoktur, ayrıca aile bireylerine de doku uyumu olasılığı yüksektir. Bilim adamları kordon kanının geleceğin nakilleri için çok kıymetli bir kaynak olacağı konusunda hemfikir. İlerleyen günlerde kök hücre olgusu insan ömrünün uzamasına çok büyük oranda katkıda bulunacaktır. Bu durumu görmek için tıp bilgini olmaya gerek yoktur. Tıbbın dışında olan kişilerin de bu bilgilere ulaşması artık çok kolaydır. Kök hücre tedavisi yıllardır kan kanserleri ve diğer kan hastalıklarının tedavisinde uygulanmakta olan tek gerçek tedavi yoludur. Son yıllarda yapılan klinik çalışmalar kök hücre tedavisinin insanda görülen kanser hastalıklarında, sinir sistemi hastalıklarında (yaralanmalar ve dejenerasyonlar), kalp hastalıklarında ortopedik hastalıklarda, pankreas hastalıklarında (diabet) ve diş hastalıklarında gözle görülür kesin başarılar elde ettiğini göstermektedir. Bu başarılar dışında deneysel olarak başka pekçok hastalık grubuna karşı savaşta da çalışmalar sürmektedir.

Kök hücre nakli ile hangi hastalıklar tedavi edilir ?
Lenfomalar (Lenf Bezi kanseri)
Lösemiler:
- Akut Lenfositik Lösemi
- Akut Myelositer Lösemi
- Akut Non-lenfositik lösemi
- Kronik Myelisiter Lösemi
- Miyelodisplazi
Multipl myeloma
Solid tümörler
- Göğüs Kanseri
- Beyin tümörleri
- Ewings sarkoma
- Over kanseri
- Neuroblastoma
Anemiler
- Aplastik anemi
- Fanconi anemisi
İmmün yetersizlikler
- Ağır Kombine immün yetersizlik (Severe Combined Immunodeficiency Disease) (SCID)
- Kombine değişken immün yetersizlik (Combined Variable Immune Deficiency) (CVID)
- Wiscott-Aldrich Sendromu (WAS)
- Hemofagositik lenfohistiyositoz
Kalıtsal metabolik bozukluklar
- Hurler sendromu
- Lökodistrofiler
- Osteopetrosis
Birçok hastalık üzerinde ise çalışmalar devam etmektedir. Çalışmaların yakın zamanda sonuçlanacağı bazı hastalıklar:
- İnme
- Bazı otoimmün hastalıklar( diyabet, lupus, multipl skleroz)
- Kalp hastalıları
- Musküler distrofi
- Neurolojik bozukluklar (ALS, Parkinson)
- Kemik/kıkırdak hastalıkları


Kök Hücre Araştırmaları

Kök hücre araştırmaları biyoloji ve tıp alanında yeni bir gelişme ve çok sayıda tedavisi henüz mümkün olmayan hastalığa cevap verebilme umudunu beraberinde getiriyor. Ancak, bir çok ülkede kök hücreler üzerinde araştırmaların yapılabilmesi için yeni yasal düzenlemeler gerekiyor.

İnsan embriyosundan elde edilen yaklaşık 200 kök hücre, bu aşamada, hangi hücre tipine dönüşeceği doğrultusunda kararsız durumda bulunuyor. Belli bir dokuya ait kök hücrelerinin; bir diğer dokunun kök hücrelerine dönüştürülmesi mümkün. Örneğin sinir kök hücreleri, kan, kalp kasları gibi kök hücrelerine çevrilebiliyor. Bu da şeker, kalp enfarktüsü, felç ya da Parkinson gibi çaresiz hastalıkların tedavi edilebilmesi yönündeki araştırmalar açısından oldukça önemli bir bilimsel gelişme.

Etik sorunlar

Henüz çözümlenmemiş etik sorunlar bilim dünyasının bu gelişme karşısında duyduğu heyecanın hızını kesiyor. Bir çok ülke hükümeti ve parlamentosu bu etik sorunları ciddiye aldıklarını ve yasanın bu etik değerleri göz ardı etmediğini önemle vurguluyor. Çoğu ülkede yasaya göre, araştırma amaçlı olarak embriyonlar üretilmesi ya da klonlanması sert bir şekilde yasaklanmış durumda.

Genellikle ülkeler sadece tüp bebekler için üretilenlerden arta kalan embriyonal kök hücrelerin araştırma amaçlı kullanılabileceğinin altını çiziyor. Arta kalan embriyonların şimdiye kadar geçerli olan yasalar doğrultusunda yaşamlarına son verilmesi gerekmekteydi.

Kök Hücreler Nasıl Elde Ediliyor?

Çocuğu olmayan çiftler için uygulanan yöntemde, sperm ve yumurta tüpte döllenerek çok sayıda embriyon yaratılıyor. Embriyonlardan biri anne adayına nakledildikten sonra bağışlanan fazladan embriyonlar, kök hücre yetiştirilmesinde kullanılıyor.

Kök hücreler, bedenimizdeki tüm hücrelerin kaynağı. Kendilerini bölünme yoluyla yenileyebildikleri gibi herhangi bir başka hücreye dönüşebilme yeteneğine de sahipler. Bunlar, yaşamımızın en başında, sperm hücresiyle yumurtanın birleşmesinden hemen sonra var olabiliyorlar, daha sonra bedenimizin öteki hücrelerini ve dokularını oluşturmak üzere farklılaşmaya başlıyorlar.

Geçtiğimiz yıllarda araştırmacıların bu hücreleri farklılaşmadan üretme yöntemini keşfetmeleri, tıp ve doku mühendisliği alanında neredeyse sınırsız olanaklar yarattı. Kök hücrelerin istenen başka bir hücreye dönüştürülmesi tekniğinin mükemmelleştirilmesiyle, yalnızca hasta ya da eskimiş dokular onarılmakla kalmayacak, eskisinden de daha güçlü belleklere, kaslara, daha sağlam kemiklere kavuşabileceğiz. Kök hücrelerin, 20. yüzyılın en önemli buluşları arasında sayılması boşuna değil.
--------------Tualimforum İmzam--------------
Aksini Belirtmediğim Takdirde Yazdığım Konular ALINTIDIR



Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri

Anaokulu - İlköğretim

Sınav Soruları ve Ders Notları
SERDEM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla