Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20.11.09, 16:36   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Mavi Lord
Gamma Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 1.027
Konular: 856
Puan Grafiği
Rep Puanı:2266
Rep Gücü:0
RD:Mavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 39
51 Mesajına 124 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Rise of Nations Rise of Legends

Rise of Nations Rise of Legends

Adı gibi büyük bir firma Big Huge Games. Strateji türündeki çoğu oyunu bir kenara iten başyapıtları Rise of Nations ile tüm dikkatleri üzerlerine çekmiş, tüm oyuncular tarafından ayakta alkışlanmış, hatta strateji erbapları tarafından omuzlara alınmışlardı. Daha önce görülmemiş bir "çağ" anlayışı ile ilerleyen bu oyunun bu kadar tutulması büyük bir sürpriz değildi; nitekim bunu hak ettiğini herkes biliyordu. Taş ve sopayla başlayan savaşların mızrakla, ardından silahla devam etmesi ve nihayetinde nükleer bir hâl almasını bir oyunun konusu olarak görmek, her oyuncuya nasip olmazdı. Hiçbir oyuncu da böyle bir oyunu kaçırmaz, bitirince de devamını beklerdi. Thrones and Patriots isimli paket ile biraz daha doyar, bir köşeye pusarak yeni oyunu beklemeye koyulurlardı.


Çoğu harika oyunun ardından, oyuncular tarafından yapılan hareketler bunlar. Bu hareketlenmeye verilen tepki ise her zaman aynı olmuyor; yapımcı firmaları kastediyorum. Kimisi "hadi, bu kadar eğlence yeter size; herkes evine" diyerek hayal kırıklığına yol açsa da, bazılarının "bekleyin; yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Açın önümüzü, durduramazsınız!" sözleri her oyuncunun yüreğine su serpiyor. Eh, her insanın 'ektiğini biçmesi', firmalar için de geçerli tabii. Kimse yaptığının üzerine yatan bir firmayı gönlündeki 'hatırı sayılır firmalar' köşesine koymaz herhalde. BHG gibi bir firmanın bu dengesiz gruba dahil olmaması çok güzel. Ayrıca bu pusuya yatan grubu da biliyorlar olsa gerek ki, Rise of Legends gibi bir devam oyunu yaptılar. Peki bir GZS(RTS-Gerçek Zamanlı Strateji) oyunu olarak türünün nâdide örneklerinden olabilecek mi? Beklediğimize değdi mi? RoL, akıllardaki bu tip soru işaretlerini, "al, oyna, gör" diyerek gidermemizi öneriyor gibi...

HAYATININ HATASIYDI BU DOGE ALESSADRI

Senaryo, bir strateji oyunu ile birlikte sık geçmeyen bir kavram. Elbette, detaylı olmasa da her oyunun bir senaryosu oluyor ama, film bile yapılabilecek bir senaryo ile karşılaşmak insanın afallamasına sebep olabiliyor. Bu sık karşılaşılmayan 'senaryo dolu GZS' olayına en güzel istisna RoL olabilir. Miana'nın saygın yöneticilerinden olan Petruzzo ve şehrin askeri birimlerinin başında bulunan General Carlini ile Petruzzo'nun kardeşi Mucit Giacomo'nun içinde bulunduğu bir grup askerî topluluğun, Doge Alessadri ve ordusunun bulunduğu yerleşim alanının yakınından geçerken uğradıkları saldırıyı konu alıyor oyun, daha doğrusu bu saldırı sonrası ağabeyini kaybeden Giacomo'nun intikam yemini etmesinin ardından olacakları... Bu noktadan sonra, tam gaza gelmişken elimizin altındaki klavyeyi fark ediyoruz. Hemen olaya müdahale etmek üzere işe koyuluyoruz. Birkaç manga ve iki hero (kahraman) ile önümüze gelen düşmanları öldürerek verilen hedefler doğrultusunda ilerlemeye başlıyoruz, intikam için. Bir süre ilerledikten sonra kahramanlarımız dışında birkaç asker kalıyor yanımızda. Umudu kestiğimiz dakikada, büyük, metal varlıkların yardımımıza geldiklerini görüyoruz, Clockwork Man isimli bu dostlarımız, emrimize girerek korkusuzca ilerlememize olanak sağlıyorlar. Yeri gelmişken söylemekte fayda var: Giacomo, Miana'nın en büyük mucidi. Clockwork Man ise en önemli buluşlarından biri...

TİTRETME ELİNİ EY CARLINI

Önceki oyunda olmayıp bu oyunda boy gösteren ve birçok strateji oyununun en önemli unsurları olan hero'lar, RoL'u daha bir ön plâna çıkarıyor. Zaten bu tip senaryoların en büyük getirisi de bu hero kavramı olmuştur. Bu kavramın ne olduğunu az çok hepimiz biliyoruz. Diğer askerlerin ya da yaratıkların bir üst sınıfını temsil eden ve genelde 'sürü'süne önderlik yapan tiplerdir. Çoğunlukla yapılması imkânsız işlerin başını çekerler. Bu oyunda ise hero kavramı biraz daha hoş. Nasıl hoş? Şöyle ki, her ırk için sabit herolar var. Bu her hero içerikli oyunda böyle; fakat bu hero'lar sabit kalmıyor. Fethettiğiniz bölgelerde, hero bölmesinde eklenmeler olabiliyor. Ve bu eklenen hero'lar, sadece o harita ve o anki savaş için kullanılmıyor. Oyun boyunca yanınızda kalıyor. Hero'ların üstün özellikli tipler olduğunu söyledim. Bu üstün özelliklere birkaç örnek verelim: Mesela, Miana'nın generâli Carlini, tek mermi ile işini hallediyor. Sniper olarak nitelendirebileceğimiz bir silah türü ("tamam lan işte, Sniper bu!" diyeceğim ama, bu dünya gerçek değil. Nerden bileyim o aletin de farklı bir şey olmadığını, değil mi?) ile yapıyor bu işi. Giacomo ise "on metre çapı olan daire şeklinde bir yer seçin, gerisini bana bırakın" diyor. Ayrıca hero'ların gittikçe daha korunaklı bir şekilde yol aldıklarını da söylemekte fayda var. Diğer hero'lar gibi at veya eşek kullanmıyorlar sürekli. Özellikle Vinci (Vengeance) ırkının mensupları mekanik bir gövdenin kontrolünü ele almış şekilde hareket ediyorlar.

METAL, BÜYÜ, DEV VE DAHASI

Oyunda hero'ların dışındaki bir başka dikkat çekici yenilik ise ırklar. Bildiğiniz gibi, ilk oyunda çoğu strateji oyununda olduğu gibi milletler vardı. Bu sefer üç farklı ırkın, Vinci, Co içerisinde buluyoruz kendimizi. Bu ırklar, mensupları açısından büyük farklılıklar gösteriyorlar. Yani her ırkı oluşturan canlılar farklı sayılır. Ama genel yaşam aynı. Her ırk, geçim kaynağı olarak kristal bir yapısı olan Timonium'u kullanıyor. Çoğu askerî birim farklı olmasına rağmen, bazı birimler farklı bedenler altında aynı işi yapıyorlar. Ayrıca bu ırk farkının en büyük getirisi farklı dünyalar olmuş. Bir ırk gücünü teknolojiden ve mekanizmden alırken, diğer bir ırk büyü ile korku saçıyor. Bir ırk yaşamını çöl benzeri yerlerde geçirirken, diğeri ormanlık bir alanı yaşamı için uygun görüyor. Hâl böyle olunca ve biz sadece bir ırk ile oyunu bitirmeye mecbur bırakılmayınca üç farklı dünyada üç farklı oyun zevkine erişebiliyoruz.

Oyunun genel yapısı, tüm bu değişiklikleri duyunca çok farklı bir beklentiye sokuyor insanı. Ama boşuna ve gereksiz bir beklenti bu. Yani Rise of Nations'taki yerleşim düzeni aynı. Yine bir ana bina, laboratuarlar, asker ocakları, tank ve tüfek çıkarmayı sağlayan yapılar... RoN'daki bu geliştirilebilir yerleşme düzeni, RoL'da da devam ediyor. Laboratuarlarda teknik gelişmeleri takip etme şansınız var. Ayrıca RoN'daki haricî kütüphane tarih olmuş. Bina yapımındaki gibi, çağ atlama olayı da sadece size bırakılmış. Yani çağ atlamak ve yeni bilgiler ışığında milleti ileri götürmek için bir bina yapmanız gerekmiyor. Ayrıca ana binalar bütünleşik yapılar sayesinde daha bir göz alıcı duruyorlar. Bunun yanında işçi kavramında da farklılıklar var. Tek geçim kaynağı olan Timonium'u işlemek üzere kurduğunuz yapı için çıkıyor işçiler. Eskisi gibi her bir işi halletmek için paso işçi çıkarmak zorunda değiliz artık. Bu güzel ayrıntı da oyunun işleyişinde ufak bir etki yapıyor. Ama dediğim gibi, genel işleyiş aynı: Geliştirilebilir yerleşik düzen.

Son olarak birkaç noktayı ekliyorum. Oyunda yine büyük bir ana harita var ve bizim topraklarımız da belirli yerler; tıpkı RoN'daki gibi yani. Sınır komşularımızdan bizi tehdit edenleri seçerek savaşıyoruz. Evet, alın size oyunun genel yapısının değişmediğine dair bir örnek daha. Neyse, yaptığımız bu savaşların ardından sadece saygınlığımız artmıyor, sadece toprak kazanmakla da kalmıyoruz; bir takım puanlar alıyoruz. Bu puanlar iki ana kategoriye yerleşiyor. Bunlardan ilki hero'lar. Sahip olduğumuz hero'ların bir takım özel güçleri vardı, söylemiştim. Bu özel güçler, bu puanlar aracılığı ile gelişime uğruyor. "Etki seviyesi yüksek bir güç için yüksek bir puan" kavramı ile sürüp gidiyor. İkinci kategoride ise askerler var. Bu askerler kullanılabilir olanlar elbette. Bu yardımcı unsurlara da puan veriliyor ve savaş güçleri arttırılıyor.

Bir GZS için iyi bir grafik düzeyi yakalamış RoL. Atmosfer her yönden harika. Gördüğünüz gibi, grafik,ses, oynanabilirlik gibi sabit değerleri uzatmak istemiyorum, buna pek gerek yok. Oynanabilirlik bir GZS sever için gayet uygun. Ama bazı kesimlerin bu oyun hakkında pek iyi şeyler düşünmediğini de söylemek gerekir. Nedenini onlara sormak lâzım tabii. Şahsî düşüncemdir; çok strateji oynayan biri değilimdir ama Rise of Nations: Rise of Legends ilk oyunu itibâri ile benim gönlümde taht kurmuş bir oyundur, böyle kalacaktır...
Mavi Lord isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla