Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22.11.09, 15:42   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
ASYA
Moderator
 
ASYA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 6.442
Konular: 5295
Puan Grafiği
Rep Puanı:9435
Rep Gücü:116
RD:ASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond reputeASYA has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 118
480 Mesajına 828 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon Domuz gribi nedir?

Domuz gribi nedir?
Domuz gribi, A (H1N1) tipi virüsten kaynaklanan, insanlarda hastalığa yol açan viral bir hastalıktır. Hastalık ilk kez Meksika ve ABD’de görülmüş ve daha sonra birçok ülkeye yayılmıştır.
Bu yeni H1N1 virüsü neden” domuz gribi olarak adlandırılmaktadır?
Bu virüse “ domuz gribi” denmesinin sebebi, domuzlar arasında görülen grip virüslerine çok benzediğinin gösterilmiş olmasıdır. Bu yeni virüs insan, domuz ve kuş virüslerinin bir karışımıdır.
Domuz gribi (A/H1N1) virüsü bulaşıcı mıdır?
Domuz gribi A(H1N1) virüsü bulaşıcıdır ve insandan insana geçmektedir.
Domuz gribinin (A/H1N1) belirtileri nelerdir?
Domuz gribinin belirtileri, insanlarda görülen grip belirtilerine benzerdir. Bunlar:
Ateş,
Öksürük,
Boğaz ağrısı,
Yaygın vücut ağrısı,
Baş ağrısı,
Üşüme ve
Yorgunluk
gibi belirtileri içermektedir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülebilmektedir.
Domuz gribi (A/H1N1) nasıl bulaşmaktadır?
Domuz gribinin de yine mevsimsel griple aynı şekilde yayıldığı düşünülmektedir. Grip virüsleri insandan insana öksürük ve hapşırma yoluyla bulaşmaktadır. Grip virüsü bulaşan bir yere dokunulduktan sonra, eller ağız ya da buruna götürüldüğünde de hastalık bulaşabilir.
Sulardan domuz gribi (A/H1N1) virüsü bulaşabilir mi?
İçme, kullanma ve havuz sularıyla bulaşma gösterilmemiştir.
Domuz gribini tedavi eden ilaçlar var mıdır?
Evet. Domuz gribinin tedavisi veya bu hastalıktan korunmak için doktor kontrolünde kullanılabilecek ilaçlar mevcuttur. Bu ilaçlar doktor tarafından önerilmedikçe, reçetesiz olarak kesinlikle kullanılmamalıdır.
Hastalığa yakalanan kişiler ne kadar süreyle bulaştırıcıdır?
Kişiler, belirtilerin başlamasından bir gün öncesi ve 7 gün sonrasına kadar bulaştırıcıdırlar.
Daha çok hangi yüzeyler bulaşma kaynağıdır?
Öksürük ve hapşırma yoluyla, hasta kişinin tükürük zerrecikleri havaya yayılarak sandalye, masa gibi yüzeylere bulaşabilir. Kişi virüsün bulaştığı bir yere dokunduktan sonra ellerini ağzına, gözlerine veya burnuna sürerse virüs bulaşabilir. Bu yüzeylerde virüsün ne kadar süreyle canlı kalabileceğini etkileyen ısı, nem oranı, yüzey niteliği gibi pek çok faktör söz konusudur. Hasta kişinin temasının olduğu bu yüzeylere dokunulmamalı, herhangi bir sebeple dokunulduysa eller yıkanmalıdır.
Ev ve eşyaların temizliğinde nelere dikkat etmek gerekir?
Grip virüsünün yayılmasını önlemek için, yüzeylerin (masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak tezgahı, oyuncaklar vb) günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesi yeterlidir. Günlük kullandığımız temizlik maddeleri dışında klor, hidrojen peroksit, iyotlu antiseptikler ve alkol gibi bazı kimyasal maddeler de etkilidir.
Hastalara ait çarşaf, çamaşır, havlu ve kap kacağın ayrı olarak yıkanmasına gerek yoktur. Ancak, bu eşyalar yıkanmadan başkası tarafından kullanılmamalıdır. Bu çarşaflar mümkün olduğunca elle temas edilmeden taşınmalı ve yıkanmalıdır. Hastanın çarşafları, çamaşırları değiştirildikten sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır. Hastaya ait kap kacak ya bulaşık makinesinde ya da elde deterjan kullanılarak yıkanmalıdır.
Domuz gribinden kendimi nasıl koruyabilirim?
Domuz gribinden korunmak için aşı yaptırılmalıdır.


Aşağıdaki önlemleri alarak sadece gripten değil; grip gibi solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıklardan kendinizi koruyabilirsiniz:
  • Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatınız. Mendilinizi kullandıktan sonra çöp sepetine atınız.
  • Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla yıkayınız. Alkol içeren el yıkama antiseptikleri de etkilidir.
  • Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayınız.
  • Domuz gribine yakalanırsanız, belirtilerin başlamasından 7 gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat ediniz.
  • Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durunuz.
  • Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırınız.
Hastalıktan korunmak için ellerimi nasıl yıkamalıyım?
Ellerinizi 15-20 saniye süreyle su ve sabunla yıkamalısınız. Su ve sabuna ulaşamadığınız yerlerde alkol içeren el antiseptikleri kullanabilirsiniz. Şekillerle el yıkamayı görmek için tıklayınız.
Hastalanırsam ne yapmalıyım?
Domuz gribi şüpheli bir kişi ile temastan sonraki 7 gün içinde kendinizde yukarıda sıralanan hastalık belirtileri olduğunu hissederseniz hemen bir doktora başvurmalısınız. Doktorunuz herhangi bir teste ya da tedaviye ihtiyacınızın olup olmadığına karar verecektir.
Eğer hastalandıysanız veya hastalık belirtilerini gösteriyorsanız evde istirahat ediniz ve çevrenizdeki kişilerden de onlara bulaştırmamak için uzak durunuz.
Erişkinlerde acil müdahale gerektiren belirtiler nelerdir?
Zor nefes almak veya nefes darlığı
Bilinç bulanıklığı
Sık ve uzun süreli kusma
Çocuklardaki acil müdahale gerektiren belirtiler nelerdir?
Hızlı veya zor nefes alma
Vücutta solgunluk ya da morarma
Beslenememe
Uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil
Huzursuzluk
Ateşle beraber döküntü görülmesi
Pandemik 2009 Grip (Domuz gribi) ile mevsimsel grip ölüm oranları farklı mıdır?
Yapılan ilk değerlendirmeler, her iki gripte de ölüm hızlarının 1000’de 1’in altında olduğunu göstermektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bulunduğumuz aşamada pandemik 2009 gribin mevsimsel grip ya da diğer pandemilerle karşılaştırılmasının bilimsel açıdan doğru olmadığını belirtmektedir. Birincisi, 2009 pandemi süreci halen devam etmektedir. Hastalık etkeni virüs, geçirebileceği genetik değişim sonucunda daha öldürücü karakter kazanabilir. İkinci önemli nokta ise iki gribin etkilediği yaş gruplarının farklı olmasıdır.
Mevsimsel grip 65 yaş üzerindeki grubu daha fazla etkilerken, pandemik grip genellikle 50 yaş altındaki kişilerde görülmektedir. Ayrıca, iki hastalığa ait ölümlerin yaş gruplarına dağılımı da farklıdır. Mevsimsel grip kronik hastalığı olan yaşlılarda ağır hastalık ve ölüme yol açarken, pandemik gripte ise hastalananların yarısı ve ölümlerin yaklaşık beşte biri çocukluk yaş grubundadır.
Bu sebeplerden dolayı iki grip arasında yapılacak bir karşılaştırma yanlış yorumlara ve sonuçlara neden olabilir.
2009 Grip pandemisi ile mücadele için yoğun çaba sarf edilmektedir. Mevsimsel griple mücadele için ne yapılmaktadır?
2009 Grip pandemisivirüsü toplum için yeni bir virüstür ve tüm toplumu etkileme riski vardır. Bu sebeple özel bir program yürütülmesi gerekir. Mevsimsel grip ise her yıl toplumun %5-15’ini etkilemektedir. Mevsimsel gribe neden olan grip virüsleri, önceki yıllarda görülen grip virüslerine benzemektedir. Daha önce grip geçirenlerin kısmi bağışıklıklarının olması veya aşılananların bağışıklıkları dolayısıyla mevsimsel gribin toplumdaki etkisi pandemik gribe kıyasla sınırlı kalmaktadır. Bununla beraber mevsimsel grip özellikle yaşlı ve kronik hastalığı bulunan gruplar başta olmak üzere hassas gruplarda ağır seyredebilmekte, ölümler görülebilmektedir.
Bakanlığımız her yıl mevsimsel gribin takibini bir program dâhilinde sürdürmektedir.
Mevsimsel grip aşısı, 65 yaş üstündeki vatandaşlarımız ve kronik hastalığı bulunanlar için her yıl Genel Sağlık Sigortası kapsamında yapılabilmektedir. Sağlık personelini de her yıl mevsimsel gribe karşı ücretsiz aşılanmaktadır.

Ayrıca, Genel Sağlık Sigortası kapsamında 65 yaş üstündeki vatandaşlarımız ve kronik hastalığı bulunanlar için uygulanan pnömokok aşısı da, mevsimsel gribin olumsuz sonuçlarını azaltmaya yardımcı olmaktadır.
Bakanlığımız her iki aşının yaygın bir şekilde uygulanmasını teşvik etmektedir.
Pandemik H1N1 Gribi nasıl bir hastalıktır?
Yeni bir grip virüsüyle oluşan bir hastalıktır. İnsanlar bu virüsle daha önce karşılaşmadıkları için hastalığa karşı bağışık değildirler.
Belirtileri mevsimsel griple benzerdir. Bu iki grip ancak özel laboratuvar tetkikleri ile ayırt edilebilmektedir. Normal grip daha ziyade kronik hastalığı olan yaşlılarda ağır hastalık ve ölüme yol açarken, bu virüsle oluşan gripte ise hastalananların yarısı ve ölümlerin yaklaşık beşte biri çocukluk yaş grubundadır. Bununla birlikte hastalığın dünyada da, Türkiye’de de genellikle hafif ve orta şiddette geçirildiği görülmektedir.
Hastalık niçin önemlidir?
İnsanlar bu hastalığa karşı bağışık olmadıkları için hastalık hızla yayılmakta olup bütün dünyada bir salgına (pandemi) yol açmıştır.
Hastalığın sık rastlanan komplikasyonları; zatürre (pnömoni), sinüzit, orta kulak iltihabıdır. Ayrıca, hastalık beyin dokusu, kalp kası ve kas iltihabı ile Guillain-Barre Sendromu gibi diğer komplikasyonlara ve ölüme de yol açabilir. Süreç içinde virüsün değişime uğrayarak çok daha tehlikeli olma ihtimali de söz konusudur.
Çok sayıda insanın aynı dönemde hasta olması, temel kamu hizmetlerinde aksamalara, sosyal hayatın olumsuz etkilenmesine ve ekonomik kayıplara sebep olmaktadır.
Hastalık ne zaman sorun olmaktan çıkabilir?
Genellikle bu tür bulaşıcı hastalıklarda toplumun önemli bir bölümü hastalığa karşı bağışık hale gelince hastalığın yayılma hızında düşüş olmaktadır. Mevcut seyri ile kuzey yarımkürede 2010 yılının ilkbaharında bu noktaya gelinmesi beklenmektedir. Hastalığın ileriye taşınma riski de vardır.
Hastalığa karşı nasıl bağışık hale gelinebilir?
Hastalığı geçiren kişiler aynı virüs ile bir daha hastalanmayacak şekilde bağışık hale gelmektedirler. Aşı yaptıranların da yaklaşık %90’ı bu virüs ile hastalanmayacak şekilde bağışık duruma gelmektedirler. Ancak ortaya çıkabilen komplikasyon ve ölüm sebebiyle hastalığı geçirmek risklidir. Aşı sonrası oluşabilen yan etkilerle kıyaslandığında hastalığı geçirmek çok daha riskli olduğundan aşılanmak suretiyle bağışıklık kazanmak daha doğrudur. Aşılanan kişilerin artması ile hastalığın toplum içerisindeki yayılımı da engellenmekte ve hastalığın kontrolü de kolaylaşmaktadır.
El yıkama ve diğer koruyucu önlemler önemli midir?
El yıkama diğer birçok bulaşıcı hastalıkta olduğu gibi grip hastalığının da kendimize, çocuklarımıza ve yakınlarımıza bulaşmasını engellenmesinde önemlidir. Hasta kişilerle yakın temastan kaçınmak, öksürük ve hapşırma esnasında tek kullanımlık mendil kullanmak ve mendil ulaşamadığımız hallerde kolumuzun içine hapşırmak hastalığın toplumda yayılmasını geciktiren diğer önemli tedbirlerdir. Bu tür kişisel korunma tedbirleri, hastalığın yayılma hızını azaltarak aşılama için zaman kazandırmaktadır.
Ancak, en etkili korunma yolunun aşılanma olduğu unutulmamalıdır.
Ülkemizdeki laboratuvar kapasitesi teşhis için yeterli midir? Her şüpheli vakaya tetkik yapılmalı mıdır?
Evet, yeterlidir. Şüpheli vakalardan alınan numuneler İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Viroloji Laboratuvarı ile Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez ve Hıfzıssıhha’ya bağlı Adana, İstanbul ve İzmir’deki Bölge Laboratuvarlarında ileri yöntemlerle tetkik edilmektedir. Her iki kurum da grip açısından Dünya Sağlık Örgütü tarafından akredite edilmiş olan laboratuvarlara sahiptir.
Diğer ülkelerde olduğu gibi belirtileri birbirine benzeyen çok sayıda vakanın aynı dönemde ortaya çıktığı salgın döneminde her grip belirtisi olan kişiden numune alınarak tetkik yapılması gerekli değildir. Bu dönemde birkaç vakadan alınan numune incelenerek bu tabloya neyin neden olduğu belirlenebilir ve diğer vakalarda aynı şekilde değerlendirilerek vakit geçirmeksizin erken tedaviye başlanabilir.
Ülkemizde kullanılan pandemik grip aşıları nerede üretiliyor?
Ülkemizde kullanılan pandemik grip aşıları Glaxo-Smith Kline, Novartis ve Sanofi Pasteur firmalarından temin edilmiştir. Bu firmalar uluslar arası firmalar olup yönetim merkezleri firmalar için sırasıyla Belçika, İsviçre ve Fransa’dır.
Glaxo-Smith Kline Almanya ve Kanada’da, Novartis İtalya’da, Sanofi Pasteur ise Fransa’da üretim yapmaktadır.

Pandemik Grip aşısı niçin yapılıyor?
Aşı, özellikle risk gruplarında ağır hastalık belirtileri ile seyredebilen ve ölüme yol açabilen pandemik gripten korunmanın en geçerli yöntemidir.


Pandemik grip aşısı;
  • Gribin yayılmasını önlemek,
  • Pandemik gribin ağır seyretme ihtimali olan risk gruplarını hastalıktan korumak, hastalığın şiddetini ve ölümleri engellemek,
  • Toplumda verilmesi gereken zorunlu hizmetlerin kesintisiz sürdürülmesini sağlamak
amacıyla uygulanmaktadır.
Hastalık en çok kimleri etkilemektedir? Ölüm oranlarının yüksek olduğu gruplar var mıdır? Kimler öncelikle aşılanmalıdır?
Pandemik A(H1N1)gribi virüsü yeni bir virüstür. Bu nedenle, pek çok insanın bu gribe karşı bağışıklığı yoktur. 1957’den önce doğanların kısmen bağışıklığı bulunmaktadır.
Mevcut verilere göre; küçük çocuklar ve genç erişkinler daha çok hastalanmaktadır.
Ölümler; gebeler, bebekler, kronik hastalığı olanlar, 65 yaşından büyükler ve hastalık derecesinde aşırı kilolu olanlarda (vücut kitle indeksi >40) daha fazladır.
Sağlık çalışanları hastalandıklarında sağlık hizmetinin aksaması ve hastalığı diğer kişilere bulaştırmaları sebebiyle önemli bir risk grubudur.
Okullar da hastalığın topluma yayılmasında önemli bir role sahiptir.

Aşı içinde bulunan maddeler zararlı mıdır? Aşı yaptırmak zorunluluk mudur?
Aşı içindeki maddeler uzun süredir kullanılmakta olup güvenilir oldukları uluslar arası kuruluşlar tarafından onaylanmaktadır. Bununla birlikte hiçbir ilaç ve aşının insanlarda yan etkiye yol açmama garantisi yoktur. Aşıda ortaya çıkan istenmeyen yan etkiler genellikle hafif seyirli ve geçiçidir. Nadir olarak ciddi yan etkilere de yan açmaktadır. Ancak, aşının istenmeyen yan etkileri hastalığın yol açtığı olumsuz etkilerle karşılaştırıldığında aşının yararının çok fazla olduğu görülmektedir.
Ülkemizde kuduz aşısı dışında hiçbir aşının uygulamasında yasal zorunluluk bulunmamaktadır. Tüm aşılama uygulamaları gönüllülük esasına göre yapılmaktadır.
Bakanlığımız sürekli olarak aşıların yararları ve etkileri konusunda halkımızı bilgilendirmektedir. Ayrıca aşı yapılan merkezlere halkı davet etemkte, gerekirse halkın bulunduğu yerlere de hizmeti götürmektedir.
Pandemik H1N1 aşısının yan etkileri nelerdir? Bunlarla hastalığı geçirmenin riskini karşılaştırır mısınız?


Grip aşıları ve diğer aşılarda olduğu gibi istenmeyen bazı yan etkiler ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler ve görülme sıklıkları (prospektüs bilgilerine göre) şunlardır:
  1. Sık görülen yan etkiler (1/100-1/10): Aşı uygulanan bölgede kızarıklık, şişlik, sertlik, morarma, ağrı, vücut kırıklığı, yorgunluk, baş ağrısı, terleme, titreme, eklem ağrısı, kas ağrısı. Bu yan etkiler genellikle aşıdan sonraki birkaç günde içerisinde kendiliğinden düzelir.
  2. Yaygın olmayan yan etkiler (1/1.000-1/100): Yaygın cilt reaksiyonu (ürtiker/kurdeşen dahil).
  3. Nadir görülen yan etkiler(1/10.000-1/1.000): Tansiyonda düşme, şok, sinirlerin geçtiği yol boyunca ağrı, pıhtılaşma hücrelerinde azalma nedeniyle kanama.
  4. Çok nadir görülen yan etkiler (<1/10.000): Vaskülit (damar iltihabı), nörit (sinir iltihabı), ensefalomiyelit (beyin-omurilik dokusu iltihabı), Guillain-Barre Sendromu.
Ülkemizde bugüne kadar yapılan sağlık çalışanlarındaki yaygın aşılama sonrasındaki erken sonuçlara göre beklenmeyen önemli bir yan etki tespit edilmemiştir.
Aşı sonrası görülen bazı yan etkiler mevsimsel grip aşılarında görülen sıklıktadır.
Görülebilen bu yan etkilere rağmen, aşının yararı olumsuz etkileri ile kıyaslandığında çok daha yüksektir.

Dünyada kaç çeşit grip aşısı üretilmektedir? Bunların etkinlikleri ve birbirilerine karşı üstünlükleri var mıdır? Ülkemiz için aldığımız aşılar hangi aşılardır?


Dünyada halen muhtevasına göre üç tip pandemik grip aşısı üretilmektedir:
  • İnaktif adjuvanlı aşı
  • İnaktif adjuvansız aşı
  • Canlı attenue (hastalık yapıcı etkisi zayıflatılmış) sprey aşı
Adjuvansız aşı yaygın olarak sadece ABD’de kullanıma sunulmuştur. ABD’de antijen miktarı daha fazla olan adjuvansız aşı ve kısıtlı miktarda burun spreyi şeklinde uygulanan canlı attenue aşı kullanılmaktadır.
ABD geçmişten beri ülkesindeki aşılarda daha çok adjuvansız üretimi tercih ettiğinden, bazı üreticileri kendi tüketimi için adjuvansız aşı üretimine yönlendirmiş ancak kendisine yetecek kadar bile adjuvansız aşı üretimi mümkün olamamıştır.
DSÖ, pandemi sırasında aşının üretimini birkaç kat arttıracağı gerekçesiyle aşı üreticilerine adjuvanlı aşı üretmelerini tavsiye etmiştir. Ayrıca ABD de adjuvanlı aşı stoğu yapmıştır.
Kanada ve tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Ülkemizde de yaygın olarak kullanılan aşı adjuvanlı aşıdır.
İngiltere, Almanya ve Ülkemizin de için de yer aldığı bazı ülkeler sadece gebeler gibi özel önemi olan küçük gruplar için adjuvansız aşı planlaması ve bağlantıları yapmışlardır.
Ülkemize gelen aşılar araştırmaları tamamlanmış ruhsatlı aşılar mıdır?
Evet, bu aşılar; EMEA (Avrupa İlaç Ajansı) ve ülkemiz ruhsatlandırma komisyonu tarafından ruhsatlandırılmış aşılardır.
Her yıl mevsimsel grip aşısı üretimi, Dünya Sağlık Örgütü tarafından aşı içeriğinde yer alacak grip virüslerinin belirlenmesinden sonra ortalama 5-6 ay sürmektedir.
Pandemik grip aşısı yeni bir aşı değil, yeni bir grip virüsü aşısıdır. Diğer grip aşılarındaki süreç burada da tamamlanmıştır.
Aşıların ruhsatlandırılması için güvenlik ve etkinlik çalışmaları yapılmalıdır. Ülkemizde kullanılan pandemik grip aşılarının güvenlik ve etkinlik çalışmaları tamamlanmış ve diğer ülkelerle eş zamanlı olarak kullanıma sunulmuştur.
Pandemik grip aşısında bulunan cıva otizm dâhil nörolojik hastalıklara yol açmakta mıdır?
Bu aşıların içerisinde bulunan cıva oranı Dünya Sağlık Örgütü’nün izin verdiği sınırlar içerisindedir. Thiomersal 1930’lu yıllardan bu tarafa güvenle kullanılan bir koruyucudur. Aşının içerisinde bulunan cıvanın şimdiye kadar herhangi bir gelişimsel ya da nörolojik bozukluğa yol açtığına ilişkin bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır.
Thiomersal (etil cıva) diğer çok dozlu aşılarda da koruyucu olarak bulunmaktadır. Etil cıva, vücutta birikmeyen ve metabolize edilerek dışarı atılan bir maddedir.
ABD’de kullanılan aşıda cıva var mıdır?
ABD’de kullanılan enjektabl aşıda da oranı farklı olmakla birlikte thiomersal (etil cıva) mevcuttur.
Aşılara eklenen katkı maddeleri nelerdir?
Aşılarda asıl etken madde olan antijen yanında; adjuvan, stabilizatör ve koruyucu maddeler kullanılabilmektedir.
Stabilizatörler, aşılar uygulanıncaya kadar aşı stabilitesini korumak üzere aşı flakonlarına ilave edilen maddelerdir. En çok kullanılan stabilizatör Magnezyum Klorid’dir.
Adjuvanlar,aşıların etkinliğini artırmak amacıyla kullanılan maddelerdir. Skualen birçok adjuvanın yapısında yer alan bir madde olup, bitkiler, hayvanlar ve insanlarda doğal yolla oluşur. Her insanın karaciğerinde üretilir ve kan dolaşımında bulunur. İlaçlarda ve aşılarda bulunan skualen balık yağından elde edilir. 1997’den beri grip aşılarında 40 milyon dozda güvenli bir şekilde uygulanmış ve bu aşı ile ilişkili ciddi bir yan etki ortaya çıkmamıştır.
Koruyucular, mikrobiyolojik bulaşmayı engellemek üzere aşı flakonlarına eklenen maddelerdir. Koruyucu olarak en çok kullanılan maddeler Thiomersal ile Neomisin’dir. Thiomersal, Etil Cıva maddesinin organik bir bileşiği olup, 1930’lu yıllardan bu yana birçok aşı ve ilaçta koruyucu olarak kullanılmaktadır. Çoklu doz aşılardahalen yaygın olarak kullanılmaktadır. Etil cıvanın metil cıva gibi vücutta birikici özelliği yoktur ve güvenli olduğu bilinen bir maddedir.
Skualen katkı maddesinin 1991 Körfez Savaşı’nda askerlere uygulanan aşıda olduğu ve Körfez Sendromu diye adlandırılan hastalığa yol açtığı, bu nedenle ABD’de yasaklandığı doğru mudur?
Körfez savaşında görev yapan ABD askerlerinde görülen bazı rahatsızlıklar üzerine yapılan detaylı incelemelerde, skualen maddesine karşı vücutta gelişen antikor artışı da tespit edilmiştir. Bu durum, askerlere yapılan çeşitli aşılarda skualen olduğu ve bu yüzden hastalandıkları yorumlarına neden olmuştur. Ancak yapılan incelemelerde o dönemde askerlere uygulanan aşılarda skualen maddesinin olmadığı ispatlanmıştır. Dolayısıyla bu bilgi doğru değildir.
Aşı uygulanacak risk gruplarını kim belirlemiştir? Ülkemizdeki kadar çok fazla kişiye aşı uygulamayı planlayan başka ülkeler var mıdır?
Aşı uygulanacak öncelikli risk grupları, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ABD Hastalık Koruma ve Kontrol Merkezi (CDC) ve Avrupa Hastalık Koruma ve Kontrol Merkezi ECDC’nin önerileri doğrultusunda, Ülkemiz Pandemi Bilim Kurulunca belirlenmiştir.
Çoğunluğu gelişmiş ülkeler olmak üzere, 18 ülke nüfuslarının tamamını aşılayacak şekilde üreticilerle aşı alım sözleşmeleri imzalamıştır.
Birçok ülke de bizim gibi risk gruplarına göre aşılama programları oluşturmuştur.
Virüs şekil değiştirirse aşılar yine de etkili olacak mıdır?
Aynı virüsteki küçük çaplı genetik değişimlerin aşı etkinliğini pek etkilememesi beklenir. Büyük değişimler veya yeni bir pandemik virüsün ortaya çıkması durumunda mevcut aşının etkinliği değişik oranlarda azalabilir veya tamamen ortadan kalkabilir.
Mart 2009 tarihinden günümüze kadar virüste aşının etkinliğini etkileyecek şekilde bir genetik değişim gözlenmemiştir.
Yapılan aşı alım anlaşmalarında, virüsün mutasyona uğrayarak değişmesi ve aşının etkisiz hale gelmesi durumunda, yeni virüse göre üretilecek aşı ile değişim yapılması maddesi yer almaktadır.
Aşının koruyuculuğu yüksek midir? Tek doz aşı yeterli midir? Gelecek yıl mevsimsel grip aşısı dışında ayrıca pandemik H1N1 aşı olmak gerekecek mi?
Aşının koruyuculuğu yüksektir. 9 yaş üstünde tek dozun yeterli olabileceği kabul edilmektedir. DSÖ Güney Yarımküre için mevsimsel grip aşısı içine pandemik HıNı virüsünün konmasına karar vermiştir. Önümüzdeki grip sezonunda Kuzey Yarımküre için de benzer bir uygulama düşünülmektedir.
Hastalığı geçirenlere aşı yaptırmak zararlı mıdır?
Hastalığı geçirenlere aşıyı yaptırmanın herhangi bir zararı olmadığı gibi, ek bir yararı da bulunmamaktadır.
Aşı içeriğinde domuz kaynaklı herhangi bir katkı maddesi var mıdır?
Aşı içeriğinde domuz kaynaklı bir madde bulunmamaktadır.
Hamilelere hangi tür aşı yapılacaktır?
Dünya Sağlık Örgütü’nün aşı uzmanlar komitesi (SAGE) tarafından halen dünyadaki ruhsatlı pandemik H1N1 aşılarının gebelerde uygulanabileceğine ilişkin bir karar alınmıştır. Adjuvanlı aşının gebelerde kullanılması mümkündür. 20 haftalık gebelik süresini tamamlamış gebeler, adjuvanlı aşı ile aşılanabilirler. Ülkemizde adjuvansız aşı uygulamasına Aralık 2009 başında başlanacaktır.
Madem aşı güvenli, gebelere neden farklı aşı yapılacaktır?
Diğer aşı ve ilaçlarda olduğu gibi mevcut pandemik H1N1 aşısı için de gebelerde ön çalışma yapılmamıştır. DSÖ Aşı Uzmanlar Komitesi (SAGE) yaptığı açıklamada, canlı grip aşısı dâhil tüm grip aşılarının hamilelerde güvenle kullanılabileceğini açıklamıştır.
Pandemi Bilim Kurulumuz temin edilebildiği takdirde gebeler için adjuvansız aşı kullanılmasını tavsiye etmiştir. Bu karar gereğince gebeler için adjuvansız aşı bağlantısı yapılmıştır.
Hastalığın gebelerde çok ağır seyretme potansiyeli olduğundan, adjuvanlı aşılar gebelere de uygulanabilmektedir.

Pandemik H1N1 aşısının eczaneler yoluyla isteyene satılmamasının sebebi nedir?
Pandemik aşının eczaneler yoluyla isteyen kişilere satılmamasının sebebi, bu aşının Pandemi Bilim Kurulu tarafından belirlenen risk gruplarına öncelikli yapılacak olması ve aşı üreticilerince üretilen aşıların asgari 10 dozluk çoklu dozlar olmasıdır. İlerleyen süreçte aşı arzının artmasıyla eczanelerde satış mümkün olabilir.
Aşı kimlere, ne zaman yapılacak?
Aşı için herhangi bir zorunluluk bulunmayıp tamamen gönüllülük esasına göre uygulanmaktadır.
Aşı önce sağlık çalışanlarına yapıldı. Daha sonra 6 ay-5 yaş arası çocuklar ile kronik hastalığı olan tüm yaş gruplarına yapılmaktadır.
Aralık 2009 tarihinden itibaren okul çocukları ve diğer yaş gruplarında da aşılama başlayacaktır.
Nisan 2010 tarihine kadar aşılamalara devam edilmesi planlanmıştır.
Aşı için ücret ödenecek mi?
Hayır, ödenmeyecek. Devletimiz aşıyı temin etmiş olup ücretsiz olarak vatandaşlarımıza uygulanmaktadır.
Pandemik grip için yeterli ilaç stoğumuz var mı?
Yeterli ilaç stoğumuz mevcuttur.
Dünyanın başka bölgelerinde hastalık nedeniyle okul kapatmaları uygulanmış mıdır?
Evet. Hatta bazı ülkelerde tüm okullarda eğitim ve öğretime ara veren uygulamalar yapılmıştır.

Salgın alarmı için kriter nedir?
DSÖ pandemi ile ilgili 6 farklı alarm düzeyi tanımlamıştır. 6. evre kıtalararası salgının başladığını ifade etmektedir. Birden çok bölgede vakaların görülmesi ve aynı dönemde çok sayıda vakanın tespiti salgının yayılmaya başladığı anlamına gelmektedir.
Sağlık Bakanlığı ve Pandemi Bilim Kurulu nasıl çalışıyor? Kriz merkezi var mı?
Bakanlığımız bu konuyla ilgili hazırlıklarını, yaklaşık 5 yıl öncesinden başlatmış olup bu konudaki tüm çalışmalar risk yönetimi esasları çerçevesinde 40 akademisyenden oluşan Pandemi Bilim Kurulu ile birlikte yürütmektedir.
Bu konudaki çalışmaları koordine etmek üzere Salgın Kontrolü ve Pandemi Koordinasyon Dairesi kurulmuş olup, kriz merkezi tarzında 7 gün 24 saat şeklinde çalışılmaktadır.
Pandemi Bilim Kurulu kimlerden oluşmaktadır?
Pandemi Bilim Kurulu’nda çeşitli üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinden konusunda önde gelen akademisyenler yer almaktadır. Üyeler; Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Halk Sağlığı, Çocuk Hastalıkları, Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları, İç Hastalıkları, Epidemiyoloji, Klinik Mikrobiyoloji, Viroloji, Göğüs Hastalıkları, İmmünoloji, Yoğun Bakım, İletişim, Sosyoloji gibi farklı disiplinlerden akademisyenlerdir. Ayrıca bu kurulda yer alan 12 üyeden Pandemi Yürütme Kurulu oluşturulmuştur. Bu kurul haftada birkaç kez toplanarak durum değerlendirmesi yapmakta ve sürecin gelişimine göre kararlar almakta, tavsiyelerde bulunmaktadır.

Kaynak
--------------Tualimforum İmzam--------------
<a href=http://img841.imageshack.us/i/ojug.gif/ target=_blank><img src=http://img841.imageshack.us/img841/3248/ojug.gif border=0 alt= /></a>
ASYA isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla