Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27.06.10, 19:20   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Okyanus
Moderator

 
Okyanus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 9.373
Konular: 7149
Puan Grafiği
Rep Puanı:16317
Rep Gücü:20
RD:Okyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 54
889 Mesajına 1.404 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon Şeyh Sait Kimdir - Şeyh Sait Resimleri - Şeyh Sait Biyografisi - Şeyh Sait Hakkında

Şeyh Sait Kimdir - Şeyh Sait Resimleri - Şeyh Sait Biyografisi - Şeyh Sait Hakkında



Şeyh Said'in kökleri üç kuşak ötede, dedesi Şeyh Ali ile bölgede din konusunda söz sahibi oluyor.

Şeyh Ali, Mevlana Halid'in öğrencilerindendi. Bağdatlı lakabıyla da tanınan Mevlana Halid, 1776-1827 yılları arasında yaşadı. Nakşibendî şeyhi ve Nakşibendî tarikatını Kürtlere aşılayan kişiydi. Şam'da oturuyordu. Ama Kürtler arasında ve İstanbul'da etkin bir taraftarı vardı.

Mevlana Halid şairdi. Şiirlerinden derlenen Divanı, ölümünden sonra 1844 yılında İstanbul'da yayınlandı. Şeyh Ali, Mevlana Halid'in Şam'daki dergâhında eğitim gören öğrenciler arasında özel olarak ilgilendiği 118 gençten biriydi.

Bir öteki ise Seid Abdulkadir'in dedesi Seid Taha idi. Daha sonra mantık, felsefe, matematik ile din bilgisi konularında özel eğitime tabi tutulup, üst düzeyde bir programla yetiştirilen Nakşibendî halifesi oldular. Değişik bölgelerde görevlendiler.

Mevlana Halid, Şeyh Ali'yi Diyarbakır'ın Lice ilçesine gönderdi. Genç şeyh orada imamlığa başladı. Birkaç yıl sonra oradan ayrılıp kuzeye geçti. Palu'nun Kelhası ve Ekrak köylerinde imamlık yaptı. Şeyh Ali Kelhası'da evlendi ve aile hayatına karıştı.

Şeyh'in; Mahmut, Hasan, Hüseyin ve Mehmet adında dört oğlu dünyaya geldi. Şeyh Ali oğullarını da aile geleneğine göre dergâh ve medreselerde okuttu. Mezuniyetten sonra her biri imam olarak bir yana dağıldı.
Şeyh Mahmut Erzurum'un Hınıs ilçesine bağlı, zamanla büyüyüp kasabanın mahallesi haline gelen Kolhisar Köyüne yerleşip imamlığa başladı. Kolhisar'da evlendi ve burada yedi erkek evlat büyüttü. Şeyh Mehmet Said, Bahaddin, Gıyaeddin, Necmeddin, Tahir, Mehdi ve Abdürrahim.
Dini dergâh ve medreselerde eğitim gören yedi kardeş arasında Mehmet Said öne çıkacaktı.

Şeyh Said'in doğum tarihi
Kürtler'in, doğumları kayıtlara geçirme alışkanlıkları yoktu. Bu yüzden Şeyh Said'in doğum tarihide belirsizlik taşıyordu. Bazı kaynaklar 80 yaşındayken idam edildiğini belirtiyor. Buna Kürt yazar Musa ANTER'de katılıyor. Ve 80 yaşında idam edildiğini yazıyor. Ancak torunu Abdulmelik FIRAT bir röportajında 61 yaşında idam edildiğini yazıyor.

Şeyh Said'in şemali
Şeyh; uzun boylu, esmer tenli, narin yapılıydı. Temizlik ve şıklığa özen gösteriyor, gabardin şalvarın üstüne, önü ibrişim işlemeli “Halep işi kırk düğme” yelek ve onun üstüne de pelerin giymeyi seviyordu. Ağarmış, apak olmuş sakalını kınalıyor, kızıl parıltı veriyordu. İslamiyet'te kına ve erkeklerin gözaltına sürme çekmesi sünnetti. O da Kürt erkekleri arasında yaygın olan modaya uyarak, ağarmış sakalını kınalıyor, kirpiklerinin altına sürme çekiyordu.

Şeyh Said'in eğitimi
Şeyh Said Medreselerde eğitim görmüş, dönemin en iyi din tedrisinden geçmiş, Arap-İslam felsefesinin yanında eski Yunan felsefesi ile mantık derslerini okumuştu. Arapçayı Kürtçe kadar iyi konuşuyor, okuyor ve yazıyordu.

1925'te Diyarbakır'daki sorgusu sırasında eğitimi konusunda şöyle diyordu: Muş, Malazgirt ve Palu'da eğitim gördü. Palu'da amcam Şeyh Hasan yanında, Muş'ta Mehmet Efendi, Malazgirt'te Dev Abdülhalim ve Hınıs'ta Musa Efendi'nin yanında Medrese de okudu.
Şeyh, genç yaşta çevresinde sivrilmiş, tanınmış bir kişilik olmuş, olgunluk çağında ise bölgede tartışmasız kabul gören saygınlığına, Nakşibendîliğin “Postnişinliği” ni eklemişti.

Kürtlerde sahip olunan koyun sayısı, zenginlik ölçüsüydü. Bu açıdan bakıldığında Şeyh Said varlıklıydı. O sürüye değil sürülere sahipti. Koyun üreticiliğinin yanında “Peze ner” denilen “Kısır koyun” ticareti yapıyordu. Satın aldığı toklu koçları (hogeç), yaz ayları boyuncu Bingöl Yaylalarında otlatıyor; sonbaharda “Aşağı Memleket” diye bilinen Musul, Kerkük, Şam ve Halep pazarlarına götürüp satıyordu. Ticaret nedeniyle Güney Bölgelere yaptığı seyahatler bir bakıma kendisi için dostlukları pekiştirme vesilesi oluyordu. Sürünün ardından, Kürt önde gelenlerini ziyaret edip, konaklaya konaklaya pazar şehre gidiyordu. Dönüşte başka bir yol izleyerek; görüşmeler yapıyor, dostlarıyla buluşuyordu. İlerleyen yaşlarında ticareti büyük oğlu Şeyh Ali Rıza'ya bırakıyor, bu sayede okuma ve toplumsal olaylara daha çok zaman ayırma imkânı buluyordu.

--------------Tualimforum İmzam--------------
Okyanus isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla