tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > EĞİTİM ve ÖĞRETİM > Üniversiteler-Açıkögretim > Açıkögretim Ders Notları > Açıköğretim 1. Sınıf Ders Notları
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Açıköğretim 1. Sınıf Ders Notları Açıkögretim 1. sınıf ders notları,Açıkögretim üniversitesi 1. sınıf ders notları,Açıkögretim okulu 1. sınıf ders notları...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Genel İşletme Genel Ders Notları
Konudaki Cevap Sayısı
1
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
4860

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 03.05.09, 20:13   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
S.Moderators
 
SERDEM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:SERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon1c Genel İşletme Genel Ders Notları

İŞLETME GENEL NOTLAR-1

İşletme Bilimi: İşletmelerin kuruluşu, Finansman, üretim araçlarının sağlanması, üretilen mal ve hizmetlerin pazarlanması, örgütlenip, yönetil¬meleri ve parasal olayların İzlenmesi konulanın ele alıp inceleyen bilim dalıdır.

GEREKSİNME VE İSTEKLER
Ekonomik yaşamın ve ekonomik faaliyetlerin hareket noktasını insan gereksinimleri ve istekleri oluşturur.
Bazı gereksinme ve istekler yaşamsal önemdedir. Beslenme, barınma vb. Temel gereksinmelerin yanı sıra kişilerin mutluluğunu ve yaşama bağlılığını geliştiren pek çok gereksinme vardır. İnsan gereksinme ve istekleri uygarlığın gelişimine k9şut olarak gelişir.
Ülkenin ekonomik gelişme düzeyi, yeni teknoloji kullanımı, küresel¬leşme ve yeniliklerin uygulanma derecesi, gereksinmelerin karşılanma biçimini etkileyen unsurlardır.
Talep
İnsanların gereksinimlerini gidermek yönünde davranışta bulunması talebi doğ1ırur. Talep, satın alma gücü bulunan bireylerin ekonomik mal ve hizmetlere karşı gösterdikleri istekleridir.
Bir mala olan talepten söz edebilmek için şu koşulların bir arada olması gerekir:
a) Mala karşı duyulan gereksinme ya da istek
b) Malın karşılığını ödeme isteği
c) Karşılığı ödeyebilecek gelir düzeyi

Mal ve Hizmet
Mal: İnsan gereksinimlerini ve isteklerini gidermeye yarayan somut araçlara mal denir. Ekmek, peynir, kumaş, buzdolabı, torna tezgahı gibi.
Üretilmesi için çaba harcanıp harcanmaması açısından ele aldığımızda mallar ikiye ayrılır:
Ekonomik Olmayan Mallar (Serbest Mallar); Üretimi için hiçbir çaba ya da örgütlenme gerektirmeyen ve doğada hazır bulunan mallardır.
Soluduğumuz hava, gün ışığı, yağmur suyu v.b.
Ekonomik Mallar; Üretimi için emek harcanan mallardır.
Ekonomik malları iki ayrı ölçüte göre sınıflandırırız: Gereksinimleri giderme özellikleri yönünden ve malların dayanıklılığı ya da kullanım süreleri yönünden, Gereksinimleri giderme özellikleri yönünden ekonomik malları, tüketim malları ve üretim malları olarak ayırıyoruz.
Tüketim Malları: Son tüketicilerce kişisel ya da aile gereksinimlerini
karşılamak için istenirler. Ekmek, ayakkabı, çamaşır makinesi gibi.
Üretim Malları(Yatırım Malları): Başka bir malın üretilmesi için gerekli olan mallardır. İşletme binası, işletme donanımı, makineler, ham maddeler, işlenmiş maddeler bu sınıfa irer. Ekonomik malları, dayanıklılığı ya da kullanım süreleri yönünden,
dayanıksız mallar ve dayanıklı mallar olarak ayırıyoruz.
Dayanıksız Mallar Bir kez ya da kısa süreli kullanım sonucunda
tüketilip yok edilen mallardır.
Dayanıklı Mallar: Uzun süreli kullanımla y avaş yavaş yok edilen mal türleridir

Hizmet: İnsan gereksi nimlerini karşılayan, ancak somut olmayan çeşitli araçlara hizmet adı verilir. Toptancı ve perakendeci ticaret işlet¬ meleri, banka, banker, döviz büfesi, sigorta işletmeleri temel hizmet alanlarında çalışmaktadırlar.
Tüketim ve Tüketici
Tüketim: İnsan gereksinimlerini ve isteklerini karşılamak amacıyla üretilen mal ve hizmetlerin kullanımıdır. Gereksinme ve isteklerini karşı¬lamak amacıyla, mal ya da hizmetleri kullanan bireyler örgütler tüketicidir.
Tüketicileri de satın alma ve kullanma amaçları yönünden bölümlen¬direbiliriz.
Son Tüketici: Kişisel ya da aile gereksinimleri nedeniyle bir mal ya da hizmeti satın alan birey ya da kuruluştur.
Endüstriyel Tüketici; Üretim, yeniden satma ya da işletme kurma amacı ile satın almada bulunan bireyler ya da örgütlerdir.
Bireyin ekonomideki rolü iki yönlüdür. Tüketicilik ve üreticilik.
1. Öncelikle her birey tüketicidir ve herkes yaşamını sürdürebilmek için çeşitli düzeylerde mal ve hizmet tüketmek zorundadır.
2. Bireyin ikinci yönü üreticiliktir. Kişilerin mal ve hizmet tüketmeleri için, satın alma gücüne sahip olmaları gerekir.

Başarı Ölçütleri: Etkenlik ve İlgili Kavramlar
Etkenliği, teknik, ekonomik ve işletme biliminde olmak üzere başlıca üç anlamıyla ele alıyoruz.
Teknik Etkenlik, (1) İşletme faaliyetlerinin belirlenen niceliksel standartlara ulaşabilme derecesi, (2) belirli bir işi en ucuz yoldan yerine getirmek ya da belirli bir çıktıyı elden gelen en düşük girdi ile sağlayabil¬mektedir.
Ekonomik Etkenlik, işletmelerin ellerinde bulunan kıt kaynakların
en iyi biçimde kullanımına yöneliktir.
İşletme Biliminde Etkenlik, belirli birgirdi ile en yüksek çıktının
elde edilmesi, belirli bir çıktı düzeyinin en düşıik girdiyle sağlanabilmesidir.
Etkenlik İle İlgili Kavramlar
Verimlilik (Prodüktivite)
Verimlilik, üretimden elde edilen çıktıların fiziksel niceliklerinin üretimde harcanan girdilerin fiziksel niceliklerine oranıdır.
Verimlilik = Çıktı (Üretilen Mal veya Hizmetler) ! Girdi (İş gücü, Sermaye, Doğ. Kyn.)
Ekonomiklik (Rasyonellik) Üretimin satış tutarının, üretimin maliyet tutarına oranlamasıdır.
Karlılık (Rantabilite)
Belirli bir zaman kesiti içinde, işletme faaliyetleri tutarına oranlanmasıdır.

İşletme, insan gereksinimlerinin karşılanması için mal ve veya hizmet üretiminin gerçekleştirildiği hizmet birimidir. İşletmeleri kar amacı güden ve kar amacı gütmeyen olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Her türden küçük veya büyük özel işletmeler kar amacı güden işletmeye girerken bazı kamu sermayesiyle kurulmuş işletmeler (KİT’lerin bir bölümü, belediyenin kurduğu bazı işletmeler) kar amacı gütmezler.

Girişim ve Girişimci
Girişim: Başkalarının gereksinimlerini karşılamak Üzere, pazarı olan ve pazarda fiyatı oluşan ekonomik mal ve hizmetleri ortaya koymak ve sahibine kar sağlamak amacını güden bir işletmedir. Girişim işletmeye göre daha geniş anlamlı olarak ele alınmaktadır. Her girişim bir işletme olurken, her işletme bir girişim olarak nitelenemez. Bir birimin bir işletme sayılabilmesi için, insan gereksinimlerini karşılayıp ekonomik mal ve hizmetleri ortaya koymak amacıyla üretim araçlarının bir araya getirilip, sürekli didinmede bulunması, üretilen mal ve hizmetlerin başkalarının gereksinimlerini karşılaması, pazarının ve fiyatının bulunması gerekir. Girişimin temel amacı kar sağlamaktır.
Girişimci; Gereksinimleri karşılamak üzere iktisadi mal ve hizmet üretiminin gerçekleştirilmesi için Üretim faktörlerini bir araya getiren kişidir.


Girişimcinin temel özellikleri;
(1) Üretim araçlarını sağlayıp üretime yöneltme,
(2) ortaya çıkabilecek riskleri üstlenme olarak ele alınır. Giri¬şimci, düşünce, buluş ve yenilik alanlarında hareket sağlayan, itici bir güç taşıyan ve uygulayan kişidir. Girişimci, örgütünü yeni alanlara, yeni kuruluşlara, yeni fırsatlara yöneltir. Girişimcilerin işlevleri şöyle sıralanabilir, . Yeni ürünler ortaya çıkarmak ya da bilinen ürünlerin niteliklerini değiştirmek,
. Yeni üretim yöntemleri geliştirip, uygulamak,
. Endüstride yeni ve gelişmiş örgütlenmelere gitmek,
. Yeni pazarlara açılmak,
. Yeni girdi kaynakları bulmak,
. Yönetim ve çalışanlar arasındaki ilişkileri arttı_ak,
. İşletme ile kamu devleti arasındaki ilişkileri geliştirmek.
Yönetici
Yönetici, başkalarının gereksinimlerini karşılamak üzere mal ve hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirilmesini yöneten kişidir. Profesyonel yönetici bu işi ücret karşılığında yapar.
Yöneticinin girişimciden farkı kendi adına değil başka¬ları için yapması, kar etmemesidir.
Özel Girişim
Bireylerin, taşınır devlet müdahalesi olmak sızın kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda davrandığı bir sistemdir.
Özel girişim sistemlerinde 4 temel unsur vardır:

Özel mülkiyet hakkı, Bireylerin taşınır ve taşınmaz değerleri satın alma, sahip olma, kullanma ve satma hakkını belirler.
Seçme özgürlüğü, tüketici ve üreticilerin ekonomik kararlarındaki serbestliği ifade eder;
Kar elde etme, kaynaklarını riske. sokmak yatırıma girişenlerin, faaliyetler sonucunda oluşacak kar üzerinde hakkı olduğu anlamını taşır.
Serbest rekabet, iki veya daha fazla sayıda işletmenin aynı kaynaklara veya müşteri kitlesine yönelmesi durumunda ortaya çıkar.


İŞLETME GENEL NOTLAR-2

Amaçlar, işletmelerin ulaşmak istediği durumları ifade eder. Temel Amaçlar
İşletmelerde geleneksel olarak iki temel amaç ortaya çıkar. Kar elde etmek ve topluma hizmet.
Kar Elde Etmek;
Kar, bir işletmenin belirli bir dönem sonunda elde ettiği katıksız (net) gelirlerin toplamıdır. İşletmenin belli bir dönem sonunda elde ettiği toplam gelirler ile katlandığı toplam giderler arasındaki olumlu farktır. İşletmeler için gelişme ve büyüme göstergesidir. Üst yönetim için bir başarı değerlendirme ölçütü olan kar, çalışanlar içinde bir özendirme ve teşvik aracıdır.
Topluma Hizmet, İşletmeler yaşadıklar bulunur. .

Özel Amaçlar ¬
a) Uzun Dönemli Büyüme
b) Tüketicilere Nitelikli Mal Sunma
c) Çalışanlara Uygun ücret Verme
d) Toplumsal Sorumluluk: İşletmeler, karının bir bölümünü çeşitli toplumsal etkinliklere aktarmak zorundadır. İşletmelerin kültürel çalış¬malara öncülük etmesi, spor kuruluşları oluşturması sağlık ve güvenlik çalışmalarına girişmesi, eğitim-öğretim alanında etkinlik göstermesi toplumsal yönden olumlu bir izlenim ve katkı yaratma çabalarıdır. Günü¬müzde, doğal çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin en az düzeyde tutulması, toplumun ve işletmelerin büyük önem verdiği konudur.
İşletmelerin İşlevleri
İşletmelerde uygulanan işlevlere ilişkin ilk bilimsel yaklaşım, Yönetsel kuramın öncüsü Henry Fayol'un görüşlerini içerir. Fayol'un işletmelerde geçerli işlevleri: ..
• Yönetim Faaliyetleri
• Teknik ya da üretim faaliyetleri,
• Ticari faaliyetler (Satın alma, satış, pazarlama)
• Finansal işlemler (Gerekli fonların sağlanması ve yönetim)
• Muhasebe işlemleri (Envanter, gelir-gider hesapları)
• Güvenlik faaliyetleri olarak sıralanmıştır.

İşletmelerin işlevleri ile ilgili bir başka sıralamada şöyledir.

. Genel işlevler - Yönetim
. Türsel işlevler
. Temel işlevler - Üretim, Pazarlama
. Kolaylaştırıcı işlevler - Finansman, Personel
. Destekleyici işlevler - Muhasebe, Ar-Ge, Halkla ilişkiler, Ulaştırma,

Depolama

İşlevlerin hangilerinin uygulanacağı veya hangileri için ayrı bölümler açılacağı; üst yönetim yaklaşımı, üretim konusu, sektör özellikleri, işlet¬menin içinde bulunduğu özel koşullar, büyüklük gibi unsurların etkisi altında kararlaştırılır.
Üst yönetim yaklaşımı ve tercihleri, işlevlerin sayısı, öncelik sırası ve kapsamının belirlenmesinde temel bir etkendir. Bir mal üreten işletmede temel işlev üretimdir. Kalite kontrol, ar-ge ve değer destekleyici işlevlerde bulunur. Bir ticaret ya da pazarlama işletmesinde ise temel işlev, başka işletmelerce üretilmiş ürünlerin alınıp bu ürünlere gereksinme duyanlara ulaştırılması yani pazarlanmasıdır. Halkla ilişkiler, reklam, planlama, bunlara yardımcı işlevler de mevcuttur.


Üretilen Mal Ve Hizmet Çeşidi Yönünden
Endüstri işletmeleri, kullanılan girdileri fiziksel ya da kimyasal yönden eğişikliğe uğratarak yeni bir mala dönüştüren işletmelerdir.
Ticaret İşmeleri, malların toptancılığını, yarı toptancılığını ve
perakendeci_iğini yapan işletmelerdir.
Hizmet İşletmeleri, hizmet üreten ve pazarlayan her boyuttaki işlet¬melerdir.

Üretim Araçlarının Mülkiyetine Göre İşletmeler
Özel Kesim İşletmeleri, üretim araçlarının mülkiyeti özel kişilerin
elinde bulunan işletmelerdir.
Kamu Kesimi İşletmeleri, Sermayesinin tümü yada çoğunluğu devlete ya da kamu tüzel Yabancı Sermayeli İşletmeler, üretim araçlarının mülkiyeti başka ülke girişimcilerinin olan işletmelerdir.



İŞLETME GENEL NOTLAR-3

İşletme Kavramı

İşletme Bilimi, işletmeleri ilgilendiren iç ve dış olayların açıklanması, çözümlenmesi ve sistemleştirilmesinin yanında, işletmelerin toplum içindeki yerini belirleme işlevini görür. Ekonomik yaşamın ve ekonomik faaliyetlerin çıkış noktası insan gereksinme ve istekleridir. İşletmelerin temel işlevi değişik boyutlardaki insan gereksinme ve isteklerinin giderilmesidir. Gereksinmelerin değişimine ve gelişimine bağlı olarak işletmelerin ortaya koyduğu ürünler de yenilenir. İnsan gereksinmelerini giderme özelliğine sahip mal ve hizmetlere ekonomik mal ve hizmetler denir. Mal ve hizmetlerin üretimi için, emek, doğa, sermaye, teknoloji ve girişimci olarak sıraladığımız üretim faktörleri bir araya getirilir. İnsan gereksinme ve isteklerini gidermeye yarayan araba, kalem, televizyon gibi somut araçlara mal denir. Mallar değişik ölçülere göre sınıflandırılır. İnsan gereksinmelerini karşılamakla birlikte, somut olmayan araçlara hizmetler diyoruz. Oteller, bankalar ya da hastaneler hizmet üreten işletmelerdir. Mal ve hizmetlerin kullanımı ile tüketim ortaya çıkar.

Mal ya da hizmetleri bireysel gereksinmeleri için alanlara son tüketici, üretim, alıp satma ya da işletme kurmak amacıyla satın alanlara endüstriyel tüketici diyoruz. Satın alma gücü bulunan bireylerin ekonomik mal ve hizmetlere karşı gösterdiği satın alma işlevi talep olarak niteleriz. İşletme kavramının yaygın olarak kullanılan tanımı işletmeyi mal ve/veya hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirildiği ekonomik birim olarak açıklar. Özel girişim, bireylerin devlet müdahalesi olmaksızın; kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda davrandığı sistemdir. Temel unsurları, özel mülkiyet hakkı, seçme, özgürlüğü, kâr elde etme hakkı ve serbest rekabettir. Aşağıda kendimizi sınayalım bölümündeki soruları yardım almadan yanıtlamaya çalışınız. Bu sorulara yanıt verebiliyorsanız, bir sonraki Üniteye geçebilirsiniz. Ancak soruları yanıtlamakta zorlanıyorsanız, geriye dönerek bu bölümleri tekrar okuyun.


İşletmelerin Özellikleri

İşletmelerin amaçları, bir işletmenin ulaşmak istediklerini ifade eder.Amaçlar; ne, neden. ne zaman, nasıl,hangi kapsamda, nerede yapılacak sorularına verilecek yanıtları şekillendirir. İşletmelerin başarılı olmasında ve sağlıklı kararlar alınmasında temel koşul, ne yapılacağının bilinmesidir. İşletmelerin genel amaçları, kâr elde etmek, topluma hizmet etmek, işletmenin varlığını sürekli kılmaktadır. İşletmelerin özel amaçları, sosyal sorumluluk, çevrecilik,kaliteli ve nitelikli bir çalışma ortamı, çalışanlara daha iyi ücret, çevre koşullarına uyum,uluslar arası ilişkiler vb.olarak sıralanabilir. İşletmelerin işlevlerini genel veya özel amaçları şekillendirir.

Bu işlevler işletmenin belirli bölümlerinde gerçekleştirilir. Yönetim, üretim, pazarlama, finansman, personel, muhasebe, ar-ge, halkla ilişkiler, ulaştırma, depolama bunlardan başlıcalarıdır. Günümüzdeki gelişmeler, işletmecilik işlevleri ve uygulamalarında yenilikleri zorunlu kılmıştır. Klasik işlevlerin yanı sıra, çağdaş, global ve rekabetçi anlayışın gerektirdiği işlevler de büyük önem kazanmıştır. İnsan kaynakları, planlama, reklam ve promosyon, eğitim, kalite kontrol, uluslararası ilişkiler çağdaş işletmelerde sürdürülen işlevlerden bazılarıdır. İşletmelerde, yukarıda sözü edilen işlevlerden hangilerinin uygulanacağı ya da hangileri için ayrı bölümler açılacağı; üst yönetimin yaklaşımı, üretim konusu, sektör özellikleri, işletmenin içinde bulunduğu özel koşullar, büyüklük gibi unsurların etkisi altında kararlaştırılır. İşletmelerin çevresini oluşturan çıkar grupları ile ilişkisi, onların beklentilerini karşılama ve faaliyetleri yoluyla onları etkileme biçiminde ortaya çıkar. Her işletme, çevresindeki kişi veya kurumlara karşı sorumludur. Bu sorumluluğun gereği olarak bu kişi veya kurumların çeşitli beklentileri ve gereksinmelerini karşılamak zorundadır.İşletmelerin çevre ilişkileri ve sorumlulukları iç ve dış çevre olarak ayrılmıştır. İç çevre unsurları, işletmeyi doğrudan etkileyen ve karşılığında işletme faaliyetlerinden doğrudan etkilenen unsurlardır. İşletmelerin iç çevresinde yer alan temel unsurlar; sermaye sahipleri, yöneticiler ve yönetilenler yani çalışanlar ve onlardan kaynaklanan yönetim biçimi ya da örgüt kültürüdür. İşletmelerin dış çevresinde; devlet ve yasalar, tüketiciler, toplum yapısı ve kültürü, rakipler, tedarikçi işletmeler, diğer işletmeler ve tüm bu unsurların bir arada oluşturduğu piyasa koşulları yer alır.

İşletmeler birbirinden farklı yapı ve özelliklere sahiptir. İşletmelerin gruplandırılmasında geçerli olan ölçütler; mal ve hizmet türü, üretim araçlarının mülkiyeti, hukuki yapıları, ulusal kökeni, işletmeler arası anlaşmalar ve diğerleridir.


İşletmelerin Kuruluşu

İşletmelerin kuruluşunda alınacak kararlar, yatırımın kârlılığında önemli rol oynar. İşletmelerin kuruluşunda ilk olarak yatırım düşüncesi oluşur. Yatırımın yapılabilirliğini belirlemek üzere ekonomik, teknik, finansal, yasal ve örgütsel fizibilite çalışmaları yapılır. Bu çalışmalara dayalı olarak bir ön proje oluşturulur.

Ön proje, yatırıma ilişkin bütün bilgilerin ayrıntılarını kapsar ve yatırım kararı için temel bir göstergedir. Proje onaylandıktan sonra kesin projeye dönüştürülür ve sonraki aşamada yatırım gerçekleştirilir. Kesin üretim aşamasına geçilerek, yatırım süreci tamamlanır. İşletmelerin kuruluş yeri seçimi, üzerinde titizlikle durulması gereken bir diğer konudur. Kuruluş yeri seçiminde dikkate alınan etkenler; hammadde, ulaştırma, pazara yakınlık, işgücü, enerji ve yakıt, su, iklim koşulları, atıkların giderilmesi, özendirme önlemleri ve diğer etkenlerdir.



İşletmelerin Büyümesi

İşletmelerde bazı temel amaçlar vardır. Devamlılığı sağlama, kâr ve büyümedir. işletmeler çeşitli nedenlerle büyümeye zorlanırlar. Bazı işletmelerin büyümenin sağlayacağı yararlara karşın, getireceği sıkıntılar ve olumsuzluklar yüzünden büyümeye karşı isteksiz oldukları görülmektedir. Büyüme yaşayan her canlı varlık için doğal bir gelişmedir. işletmeler de canlı bir organizmaya benzediğine göre, kurulması ve büyüme sürecine girmesi doğaldır. işletmeler çeşitli nedenlerle büyümeye zorlanır. Büyüme bir işletmenin varlığı için son derece önemlidir.

Büyüme olmayan bir işletmede yaratıcı faaliyete yer verilemeyeceği için güçlü bir yönetim de olamaz. işletmelerde büyüme her yöneticinin temel düşüncesi olmakta ve her fırsatta büyüme olgusunu sağlamak için yollar aramasına neden olmaktadır. Büyümenin çevre , finansman , üretim ve pazarlama açısından incelenmesi söz konusudur. İşletmeler başlangıçta küçük bir işletme olarak kurulurlar. Çoğunlukla bir tek işletme olarak faaliyete başlanır ve bu işletmeler için işletme seviyesi ile şirket seviyesi aynı anlama gelir. Büyüme biçimlerinden birini seçmek için ele alınacak konulardan bazıları arasında işletmelerin mevcut durumu, işletmenin faaliyet gösterdiği endüstri alanı, üretilen mallara karşı olan talebin trendi, ekip işletmelerin büyüme modelleri ve ekonominin gidişi sayılabilir. İşletmelerde görülen en önemli büyüme çeşidi iç büyümedir. işletmenin kendi kaynaklarıyla büyümesi iç büyümedir. Dış büyüme, işletmenin iç kaynakları yeterli olmadığı durumda başvurduğu bir yoldur. Bazen işletmeler birleşme yoluyla büyürler. Tröstler, işletmelerin birleşmesinde en çok görülen örneklerinden biridir. Tröstte amaç, birleşerek pazarın daha geniş bir bölümüne sahip olmaktır. Tröstte birliğe giren işletmeler hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarını kaybederler.

Konsernler tipik bir tekelleşme örneğidir. Konsernde amaç maliyet düşürmedir. Karteller tröstlerden çok farklıdır. Birleşerek tüketicilerin aleyhine çalışan ve kâr arttırmak için faaliyet gösteren birleşme yoludur. Bu özelliği nedeniyle, çok liberal ülkelerde bile yasaklanmaktadır. Kartelin çeşitleri arasında en başta fiyat kartelleri gelir. Burada amaç belli bir fiyatla malların kartele bağlı işletmeler tarafından satılmasıdır. Diğer kartel çeşitleri arasında bölge karteli, miktar karteli sayılabilir. Holdinglerde tamamen bağımsızlık kaybedilmez. Bu birleşmede amaç oy çokluğu sağlayarak bazı işletmelerin yönetimini ele geçirmektir. Farklı bir büyüme biçimi ise satın alma yoluyla büyümedir. işletmelerin pazarını genişletmek veya yeni pazarlar kazanmak amacıyla, tesisleri ve kaynakları uygun olan fakat başarılı bir şekilde çalıştırılamayan işletmelerin satın alınmasını ifade eder. işletmelerde küçülme 1980’li yıllardan sonra gündeme gelmiştir. Küçülme ile ilgili olarak, yanlış düşünceler, küçülmenin iyi anlaşılmasını engellemektedir. Özellikle ülkemizde küçülme, işletmenin olumsuz koşullara itildiğini veya işletmenin iş asa doğru gittiğini anımsatıyordu.

Bu kanı, büyüme ile ilgili varsayımlardan geliyordu. Küçülme için karar verme riskli bir iştir. Küçülme birçok sorunu da beraberinde getirir. Küçülme ile işletmeler bazı beklentilerin içine girerler. Bunlar giderlerin azalması, bürokrasinin azalması, hızlı karar alma, iletişimde açıklık, girişimciliğin gelişimi ve verimlilikte artıştır.


İş Ahlâkı ve Toplumsal Sorumluluk (Etik-Törel Kurallar)

Etik, insanlar için neyin doğru ve iyi olduğunun ortaya konmasıdır. Geniş anlamda etik, herhangi bir eylemin kabul edilebilir biçimde gerçekleştirilmesini sağlayan temel kurallar ya da değişkenlerdir.Etik ve yasalar her zaman için örtüşmez. Kimi konularda etik ve yasalar arasında tam bir uyum vardır. Kimi konularda ise etik ve yasalar arasında farklılıklar ortaya çıkar. İşletme kararları, kimi zaman etik olmayan ama yasal bir yapıya; kimi zaman etik ama yasadışı bir yapıya; kimi zamanda hem etik olmayan hem de yasal olmayan bir yapı ya dönüşebilmektedir. İşletmelerde etik açısından sorgulanacak davranışları; denetim dışı, görevde hatalı davranma, görevi kötüye kullanma, görevi bilinçli olarak sürekli kötüye kullanma olarak sıralayabiliriz.

Bu davranışların her biri, işletme için olumlu veya olumsuz sonuçlara yol açar. Toplumsal sorumluluk, toplumla işletmeler arasındaki bir toplumsal anlaşmadır. Buna karşılık etik bireysel karar almayı ilgilendiren ahlâk kurallarıyla ilgilidir. İşletme etiği, bireysel kararların ahlâki kurallar ve ilkeler üzerindeki etkisiyle ilgiliyken; toplumsal sorumluluk, örgütsel kararları ve bu kararların toplum üzerindeki etkileriyle bağlantılıdır. İşletmelerde etik çatışmaların nedenlerinin başında, bireysel değer yargıları ile çalışılan işin ve yaşanılan toplumun değer yargıları arasındaki çatışma gelir. Ayrıca, işin özellikleri ile örgüt kültürü arasındaki çelişki etik sorunlar yaratabilir. İşletmelerde temel etik sorunları; çıkar çatışmaları, içtenlik ve doğruluk, iletişim örgütsel ilişkiler konularında ortaya çıkar. Kişiler kendi kişisel çıkarlarını, örgütlerin önünde tuttuğunda çıkar çatışması ve etik sorunlar doğar.

İşletmelerin yönetimde doğruluk ve konusunda sapma olduğunda etik sorunlar doğar. İletişim eksikliğinden ya da zamanında bilgilendirilmemekten dolayı etik sorunlar yaşanabilir.Örgüt üyelerinin tüketicilere,girdi sağlayanlara,astlara, üstlere ve çeşitli kişileri karşı davranışlarından dolayı etik sorunlar yaşanabilir. Etik davranışların denetlenmesinde çeşitle teknikler geliştirilebilir. Bu amaçla stratejiler geliştirilmesinde izlenecek aşamalar; örgütleme, eş güdümleme, güdüleme ve iletişim olarak sıralanabilir.

Yönetim Kavramı

Yönetim ve yönetici kavramları başkalarına iş gördürme, başkaları aracılı¤ı ile işi başarma ve amaçlara ulaşmanın söz konusu oldu¤u her durumda kullanılmaktadır. Ailesel yönetim, siyasal yönetim ve profesyonel olarak özetlediğimiz üç yönetim türü birbirinden kesin sınırlarla ayrılmış de¤ildir. Bunların üçü de bir arada bulunabilir; ama önemli olan ekonomik gelişmeye paralel olarak bu türlerin etkinlik ve yaygınlık derecelerinin değişmesidir. Başkaları vasıtasıyla iş görme tanımına yani yönetime daha yakından bakarsak, bunun teknik, beşeri ve kavramsal olmak üzere üç boyutu olan bir faaliyetler topluluğu olduğunu görürüz.

Yöneticilerin sahip olması gereken teknik yetenek; yöneticinin doğrudan yönetmekle sorumlu olduğu alan hakkında gerekli bilgiye sahip olmasını ifade eder. Beşeri ilişkiler yeteneği; insanlarla işbirliği yaparak onları çalışmaya yönlendirme yeteneğidir. Kavramsal yetenek; işletmenin bütününe yönelik, politika ve stratejiler geliştirmeyi ifade eder. Yönetimin incelenmesi ise geçen yüzyılda başlamıştır. Yönetim olayına farklı yaklaşımlar klasik, neo-klasik ve modern olarak gruplanabilir. Klasik yöntemin teorisini Bilimsel Yönetim, Yönetim Süreci Yaklaşımı ve Bürokrasi olmak üzere ayrı akımlar halinde inceliyoruz.

Bilimsel yönetimde, üretim süreçlerinin plânlanması ve kontrolü; yönetsel teoride, hiyerarşik yapılanma ve bürokrasi modelinde bürokratik iç etkinliğe ilişkin kurallar önerilmektedir. Neo klasik teori, ağırlıklı olarak insan unsuru üzerinde durur. Modern teorinin temel yaklaşımı ise, olayları sistem bakış açısı ile ve çevre etkileşimi ile birlikte değerlendirmesidir.


Yönetim İşlevleri

Yönetim bir süreç olarak ele alınır. Bu süreç, bir yöneticinin belirli fonksiyonlarını açıklamak suretiyle konunun anlaşılmasını kolaylaştırır. Bu ünitede ele alınan dört işlevler daha sonra kullanılan kavramlara bir temel oluşturmaktadır. Diğer bir deyişle, bu işlevler yönetimle ilgili kavramlara bir giriş olarak ele alınmaktadır. Yönetim işlevlerinin ayrı ayrı incelenmesi sadece analitik bir amaç taşımaktadır. Bu bölümleme işlevlerin birbirinden bağımsız oldukları anlamına gelmemelidir.Plânlama işlevi; amaçların ve politikaların oluşturulması ve açıklanması, programların saptanması, faaliyetler için yöntemlerin geliştirilmesi gibi ana başlıkları içerir. Örgütleme, işletmenin amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli faaliyetleri düzenlenmiş bir yapı içinde bütünleştirme; bu yapıyı nitelikli, yeterli iş görenlerle kadrolaştırma; ve bu iş görenlerin işlevlerini yerine getirmeleri için gerekli fiziksel ortamı sağlama sürecidir. Yöneltme, amaçlara ulaşmak için gerekli olan ayrıntılı faaliyetler konusunda, bireylere yol göstermeyi içerir. Denetim süreci, uygun olup olmadığını belirleme sürecidir. Amaçlara uygun olmayan sonuçlar için düzeltici önlemlere başvurulur.


İnsan Kaynakları Yönetimi

İnsan kaynakları yönetiminin ana konusu, üretim faktörlerinden biri olan emek, bir başka deyişle insandır. İnsan üretimin hem amacı hem de aracıdır. İnsan kaynakları terimi, bir işletmede en üst konumda bulunan yöneticiden en alt konumdaki vasıfsız işçiye kadar tüm çalışanları kapsar. Bu kapsama işletme dışında olan ve ilerde o işletmede çalışabilecek potansiyel işgücünü de dahil etmek mümkündür. İKY’yi işletmenin, insan kaynağının işletmeye ve bireyin kendisine yararlı olacak şekilde, yasal çerçeve içinde, etkin yönetilmesini sağlayan işlev ve çalışmaların tümü olarak tanımlayabiliriz. İKY, özde iki amacı gerçekleştirmeye çalışır. Bunlar:

• Çalışanların bilgi ve becerilerini en iyi biçimde kullanmalarını sağlayarak, onların işletmeye olan katkılarını en üst düzeye çıkarmak. Yani, çalışandan maksimum verim almak,

• İş yaşamının kalitesini yükselterek çalışanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda, yaptıkları işten zevk almalarını sağlamak. İKY terimi, son 10 yılda kabul görmüş bir terimdir. Başlangıç noktası personel yönetimidir. Personel yönetimi anlayışından İKY anlayışına geçişteki etkenler şöyle özetlenebilir: Ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden gelişmeleri, yetişkin insan gücünün artması, davranış bilimlerinde gözlenen gelişme, sendikacılığın gelişimi, çalışma koşullarını düzenleyen yasaların yürürlüğe girmesi, iş görenlerin eğitim ve kültür düzeylerinin yükselmesi, refah seviyelerinin artması, istek ve beklentilerin değişmesi, iletişim ve bilişim teknolojilerinin gelişimi. İKY, iş görenin verimliliğini artırmak ve çalışma yaşamının kalitesini yükseltmek çabası içindeyken iç ve dış çevrenin etkisi ve baskısı altında kalır. İç çevre faktörleri, işletmenin yapısından kaynaklanan, kontrol edilebilir faktörlerdir. Bunlar, bireysel nitelikler, iş nitelikleri,bireylerarası ilişkiler ve örgütsel özelliklerdir. Dış çevre faktörleri, işletmenin faaliyet gösterdiği çevreden kaynaklanan, kontrol edilemeyen faktörlerdir. Bunlar, dış kaynaklar, rakipler

ve yasalardır. İşletmelerde kurulacak olan insan kaynakları bölümlerinin amacı, İKY işlevlerini yürütmek ve diğer bölümlere bu konuda yardımcı olmaktır. İnsan kaynakları bölümü ve yöneticisinin günümüzde üstlenmesi gereken görevleri şöyle sıralayabiliriz.

• İşletmenin hedeflerine uygun insan kaynakları politikalarının saptanması için gerekli araştırmaları yapmak, bilgi ve önerileri üst yönetime sunmak,

• Belirlenen politikalara uygun program ve çalışmaları düzenlemek ve yürütmek,

•Bu program ve çalışmaları denetlemek ve değerlendirmek,

• İnsan kaynakları ile ilgili yenilikleri izlemek ve gerektiğinde uygulamak,

• İnsan kaynakları ile ilgili rutin işleri yürüterek diğer yöneticilerin işlerini hafif etmek

İnsan Kaynakları Yönetimi İşlevleri

İKY’nin iki temel amacı, çalışanlardan maksimum verim almak ve iş yaşamının kalitesini arttırarak çalışanların yaptıkları işten zevk almalarını sağlamaktır. Bu iki temel amacı gerçekleştirme yolunda İKY birtakım işlevleri yerine getirir. Çağdaş bir işletmede İKY Bölümünün üstlenmesi gereken bu işlevler:

Plânlama Kadrolama Değerleme ve ödüllendirme Yetiştirme ve geliştirme Endüstri ilişkileri Koruma ve geliştirme olarak sıralana bilir. İşletmenin bugün ve gelecekteki işgücü ihtiyacını sayı ve nitelik olarak belirlemeye çalışan kişi, bu işlevi yerine getirirken bazı araçlardan yararlanmak zorundadır. Bu araçlar; işgücü envanterleri ve personel dönüşüm oranıdır. İşgücü envanteri; İşletmenin personel arzını nitelik olarak irdeleyen bir çalışmadır, mevcut personeli birtakım kriterlere göre irdeleyerek insan kaynağının profilini ortaya çıkarır.

Plânlamacı, bu bilgilere bakarak gelecekteki insan gücü gereksinimini nitelik açısından ortaya koymaya çalışır. Personel dönüşüm oranı; belli bir dönemde çeşitli nedenlerle (ölüm, iş kazası, emeklilik, işten ayrılma vb.) işletmeden ayrılan personelin sayısını yüzde olarak gösterir. Genellikle bir yıllık dönemler için hesaplanır. Oran şöyle formüle edilir: İKY işlevlerinden biri olan iş analizlerinin en önemli özelliği, diğer İKY işlevlerinin yerine getirilmesinde önemli bir bilgi kaynağı oluşturmasıdır. İş analizleri; işletmede yapılan birbirinden farklı işlere yönelik bilgilerin tek tek toplanması, değerlenmesi ve yorumlanmasıdır. İş analizleriyle toplanan bu bilgiler daha sonra iş tanımları ve iş gerekleri haline getirilerek karar vericilerin kullanımına sunulur. İş analizleri işi yapan kişiyi değil, işi analiz eder.

Analiz bilgilerinden; İnsan kaynakları plânlamasında, İşi alınacak personelde aranması gereken niteliklerin belirlenmesinde, İşe yerleştirme, yükseltme ve atamalarda, Eğitime alınacak personelin belirlenmesinde, Personel değerleme ölçütlerinin saptanmasında, Adil bir ücret sisteminin oluşturulmasında yararlanılır. İşe alma işlevi işletmeler açısından büyük önem taşır. İşletmeler, yaşamlarını sürekli kılmak ve rekabette üstün duruma geçmek istiyorlarsa doğru işlerde doğru kişileri çalıştırmak zorundadırlar. Bu cümlenin anlamı şöyle formüle edilebilir:

İşin gerekleri = Personelin nitelikleri

Bu eşitliğin en az hata payı ile sağlanamaması, yanlış kişilerin işe alındığı anlamına gelir. Personel seçiminin başarı göstergesi, yeni alınan personelin en kısa sürede beklenen performans düzeyine gelmesidir. İşe alma iki aşamalı bir işlevdir. Bu aşamalar iş gören bulma ve seçmedir. İşletmelerde iki farklı eğitimden söz edilebilir. Birincisi, işletmeye yeni alınan personelin işe ve işletmeye alıştırılmasına yönelik çalışmalardır. Bu çalışmalar işe alıştırma (oryantasyon) kapsamında ele alınır.

Diğeri ise eski personelin daha üretken olmasını hedefleyen eğitim faaliyetleridir. Performans değerleme başka bir adla personel değerleme, personelin işinde gösterdiği başarı derecesinin, yaptığı işin gereklerine göre saptanmasıdır. Performans değerleme başarılı ve başarısız personeli biri birinden ayırmak amacıyla yapılır

Pazarlama İlkeleri

Günümüz iş hayatında pazarlama; kendine özgü prensipleri ve diğer bilimlerle de ilişkisi olan bir disiplin olarak bilinir.Gerçekte pazarlama işletmecilik konusudur ve işletmenin diğer faaliyet alanlarıyla doğrudan ilgilidir. Aynı zamanda tüketici davranışlarıyla yakından ilgilenir. Pazarlama rekabetçi bir ortamda müşteri istek ve ihtiyaçlarını karşılayan mal ve hizmetlerin sağlanmasında yapılması gereken faaliyetlerin yerine getirilmesiyle ilgili bir işletme felsefesidir. Pazarlamanın bir işletmecilik disiplini olarak yer alması yenidir. Başta işletmeler olmak üzere insanlar pazarlama uygulamaları içinde yer alırlar. İşletmelerde pazarlama yönetimine olan ihtiyacı kavrayabilmek için pazarlamanın gelişimini, toplumdaki rolünü, son yıllarda pazarlama düşüncesinde meydana gelen gelişmeleri, pazarlamayı ilgilendiren faaliyetleri ve bunların pazarlama yönetiminde nasıl uygulandığını bilmekte yarar vardır.

Bu ünitede, pazarlamanın belirli faaliyetleri kapsayan bir süreç olduğuna ve bugünkü konumuna gelinceye kadar hangi değişiklikleri geçirdiğine değinildi. Pazarlama faaliyetleri birçok değişkenin etkisi altında yürütülür. Bu değişkenlerden işletme yönetiminin denetimi altında bulunanlara "pazarlama karması-4P", yönetimin denetleyemediği değişkenler ise "pazarlamanın çevre koşulları" olarak adlandırılır. Pazarlama karması değişkenleri ile çevre faktörlerinin bir arada düşünülmesi işletmeyi pazarlama sistemi olarak ele almamızı gerektirir. İşletmeler faaliyette bulunacakları pazarlar hakkında bilgiye ihtiyaç duyarlar.

Bu tür bilgileri elde etmek için pazarlama bilgi sisteminden ve pazarlama araştırmasından yararlanırlar. Tüketicilerin satın alma davranışları, bireylerin bir ürünü satın almalarında ve kullanmaları sırasında düşündükleri üzerinde durur. Pazarlama faaliyetlerinin başarısı, tüketicilerin satın alma davranışlarının anlaşılmasına ve analiz edilmesine bağlıdır.

Ürün ve Fiyatlama

Ürün dokunulur ve dokunulmaz niteliklerin oluşturduğu bir bütündür. En genel anlamda belirlenen ihtiyaçları karşılayan işletme sunumları olarak tanımlanabilir. Ürün kavramını üç boyutta ele alabiliriz: Çekirdek ürün, tüketicinin bir ürünü satın alırken neyi satın aldığını ifade eder. Somut ürün, çekirdek ürünü tamamlayan şekil, marka ve ambalaj gibi niteliklerden oluşur. Zenginleştirilmiş ürün, mamulle birlikte sunulan veya işletmenin pazarlama sistemini sağladığı ek yarar ve hizmetler bütünüdür. Ürünleri değişik ölçülere göre gruplandırırız. Bunların başlıcaları dayanıklılık durumlarına göre ve hedef alınan kitleye göre yapılan gruplandırmalardır. Dayanıklılık durumuna göre mallar; dayanıksız, dayanıklı mallar hizmetler olarak ele alıyoruz. Hedef alınan kitle ya da Pazar bölümüne göre; tüketim malları ve endüstriyel mallar olarak gruplandırma yapılır. Birden fazla ürün üreten işletemeler de bir ürün karması mevcuttur. Ürün karması, üretici işletme tarafından satışa sunulan ürün dizilerinden oluşur.

Ürün karmasını oluşturan ürün dizisi ise, ürün karması oluşturan çeşitlerin ve işlevlerin aynı olması, aynı tüketici grubuna aynı tür aracı işletmelerce satılması ya da belirli bir fiyat ölçüsünde olması nedeniyle yakın ilişkisi olan bir grup maldır. Yeni mallar dört biçimde ortaya çıkar: Bir benzeri olmayan, gerçek anlamda mallar; pazar için yeni mallar; işletme için yeni mallar ve pazarda olan bir malın yerini alan mallar. Ürün yaşam eğrisi, ürün satış tarihçesini grafik olarak gösterir. Ürün yaşam eğrisi; giriş, gelişme, olgunluk ve gerileme olmak üzere dört aşamadan oluşur. Giriş aşaması,ürünün pazarda ilk kez yer aldığı, satışların çok az ve kârlılığın negatif olduğu aşamadır. Gelişme dönemi, satışların hızla arttığı, kârlılığın en üst düzeye ulaşarak ardından gerilemeye başladığı dönemdir. Olgunluk döneminde, satışlar azalma eğilimi gösterir ve pazarda rakiplerin sayısı artar. Ürün yaşam eğrisinin son aşamasında ise, satışlar ve kârlılık artan hızla azalmaya devam eder. Markalama ve ambalajlama ürüne ilişkin özelliklerdir. Marka, bir ürünü diğerlerinden ayırmak için kullanılan bir isim, sözcük, tasarım, sembol ya da bunların bileşimidir. Ambalajlama, üretilen malların pazarlanmasında önemli yeri olan ekonomik faaliyetlerdendir. Ambalajlamanın; motivasyon, kolaylık ve koruma olmak üzere üç temel işlevi vardır.

Ürünlerin fiyatlandırılmasında, işletme içi ve işletme dışı faktörler etkilidir. İşletmelerin uyguladığı başlıca fiyatlama yaklaşımları; maliyeti temel olan fiyatlama, pazarı temel alan fiyatlama ve rekabeti temel alan fiyatlamadır. Yeni ürünlerin fiyatlamasında uygulanan başlıca yöntemler ise, pazarın kaynağını alma ve pazara nüfuz etme yöntemleridir.

Pazarlama Kanalları ve Tutundurma

Ürünlerin üretilmesinden ve fiyatlandırılmasından sonra sıra dağıtımına gelir. Ürünün özellikleri ne kadar iyi olursa olsun, tüketiciye uygun yerde ve zamanda ulaştırılamayan ürün bu özelliklerini yitirecektir. Dağıtım bu anlamda zaman ve yer faydası yaratarak bu olumsuzluğu ortadan kaldırır. Dağıtım kanalları gazın ve suyun aktığı boru yollarına benzetilebilir. Ürün ve hizmetlerin üreticiden aracıya doğru iletilmesini olanaklı hale getirir. Dağıtım kanalları, ticari ilişkilerin, ürünlerin zilyetlik ve mülkiyetinin üreticiden nihai tüketiciye geçişinin olanaklı kılınmasında sistemin etkili birimlerinden oluşur. Üretimin ve tüketimin sınırlı olduğu, insan ihtiyaçlarının basit ürünlerle ve tekdüze karşılandığı dönemlerde alıcılar, ürün bilgilerini kolaylıkla elde edebiliyor, alıcı ile işletme arasında bir iletişim sorunu yaşanmıyordu.

Ancak ekonomik yaşamdaki gelişmelere bağlı olarak pazarın büyümesi, ihtiyaçların daha fazlalaşması ve bu ihtiyaçları karşılayacak ürün çeşitlerinin artmasıyla birlikte işletmeler ile alıcılar arasında bir iletişim sorunu ortaya çıktı. Bu iletişim sorunu ise işletmeler tarafından yerine getirilen tutundurma faaliyetleriyle giderilmektedir. Tutundurma, tüketicilerin satın alma kararlarını etkilemek amacı ile onları bilgilendirmeyi ve ikna etmeyi amaçlayan eylemlerdir. Tutundurma faaliyetlerini yerine getirmekle, işletme, doğru malın doğru biçimde fiyatlanarak doğru yerlerde satışa sunulduğunu, alıcılara bildirir.


Üretim Sistemleri ve Yönetimi

Üretim sistemi, makine, araç-gereç, malzeme, enerji, işgücü, zaman gibi girdileri, mal ve hizmet şeklindeki çıktılara dönüştüren ve sonuçları geribildirim kanalıyla görüntüleyen bir süreçtir. Üretim sistemi, işletmenin iç ve dış çevresiyle etkileşim içindedir. Üretim sistemini, ekonomi, devlet düzenlemeleri, rekabet, teknoloji ve di¤er dış çevre koşulları olumlu ve olumsuz biçimde etkiler. Üretim süreci, girdileri, dönüşüm sürecini, çevre etkilerini görüntüleyen, standartlarla karşılaştırıp girdiler üzerinde, dönüşüm süreci üzerinde ve çıktılar üzerinde düzeltici kararlar alınmasını sağlayan alt sistemlerden oluşur. Girdileri, işletmenin hedef pazarına uygun çıktılara dönüştürmekten sorumlu olan üretim yönetimi, bütün örgütlerin en temel işlevlerinden biridir. Üretim yönetimi kavramı; üretim stratejisi, dönüşüm sürecinin tasarımı, stok kontrolü, üretim planlaması ve programlaması gibi birçok alt konuyu içerir.

Üretim yönetiminin pazarlama, finans, muhasebe, personel, yönetim bilgi sistemi ve mühendislik gibi diğer işlevleriyle çok yakın ilişkileri ve etkileşimleri vardır. Ancak, üretim yönetimi, diğer işlevlerden farklı olarak, işletmenin aktif varlıklarının yaklaşık %80’inden ve insan kaynağının % 60-80’inden sorumludur. Üretim sisteminin temel öğesini, dönüşüm süreci oluşturur.

Dönüşüm sürecinde girdiler, şekil değişikliği, taşıma, depolama, denetleme gibi birçok faaliyet sonunda ilk durumlarından daha fazla bir değere (katma değer) dönüşür. Hizmetlerin üretim süreci, malların üretim sürecinden önemli ölçüde farklılıklar gösterir. Hizmetler, mallara oranla daha soyuttur, tüketicilerin yüksek oranda katılımını gerektirir, üretilirken tüketilir, depolanamaz, emek, yoğun nitelik ve kendine özgü kalite özellikleri taşır. Türkiye’de mal üretiminde ve malların kalitesinde tüketici sızlanmaları oldukça azalmıştır. Buna karşılık, hizmet üretiminden, hemen her alanda yakınmalar vardır. Türkiye, dünya standartlarında hizmet üretemediği için halkın tepkisi ve mutsuzluğu artmaktadır. Tek üretim, parti üretimi, akıcı üretim, sipariş üretimi, sürekli üretim, kitle üretimi, grup teknolojisi ve sıfır stoklu üretim, başlıca üretim sistemleridir.

JIT sisteminde, işletmeye malzeme satanlarla işletmenin proje takımlarının birlikte hareket etmeleri sağlanmalıdır. Satıcılar da sisteme dahil edilerek, girdi kalite kontrolünde ve JIT programlarının hazırlanmasında ortak hareket edebilmelidirler. JIT sistemi, planlamadan daha çok kontrole ağırlık verir. Planlama zaman israfına yol açar. Oysa, iyi bir kontrolle değişikliklere kolayca uyum sağlanmıştır. Basit gözle kontrol sistemleri, karmaşık bilgisayar destekli kontrol sistemlerine tercih edilir.

Üretim Sistemlerinin Tasarım Kuruluş ve İşleyişi

Üretim sistemi, makine, araç-gereç, malzeme, enerji, işgücü, zaman gibi girdileri, mal ve hizmet şeklindeki çıktılara dönüştüren ve sonuçları geribildirim kanalıyla görüntüleyen bir süreçtir. Üretim sistemi, işletmenin iç ve dış çevresiyle etkileşim içindedir. Üretim sistemini, ekonomi, devlet düzenlemeleri, rekabet, teknoloji ve di¤er dış çevre koşulları olumlu ve olumsuz biçimde etkiler. Üretim süreci, girdileri, dönüşüm sürecini, çevre etkilerini görüntüleyen, standartlarla karşılaştırıp girdiler üzerinde, dönüşüm süreci üzerinde ve çıktılar üzerinde düzeltici kararlar alınmasını sağlayan alt sistemlerden oluşur. Girdileri, işletmenin hedef pazarına uygun çıktılara dönüştürmekten sorumlu olan üretim yönetimi, bütün örgütlerin en temel işlevlerinden biridir. Üretim yönetimi kavramı; üretim stratejisi, dönüşüm sürecinin tasarımı, stok kontrolü, üretim planlaması ve programlaması gibi birçok alt konuyu içerir.

Üretim yönetiminin pazarlama, finans, muhasebe, personel, yönetim bilgi sistemi ve mühendislik gibi diğer işlevleriyle çok yakın ilişkileri ve etkileşimleri vardır. Ancak, üretim yönetimi, diğer işlevlerden farklı olarak, işletmenin aktif varlıklarının yaklaşık %80’inden ve insan kaynağının % 60-80’inden sorumludur. Üretim sisteminin temel öğesini, dönüşüm süreci oluşturur.

Dönüşüm sürecinde girdiler, şekil değişikliği, taşıma, depolama, denetleme gibi birçok faaliyet sonunda ilk durumlarından daha fazla bir değere (katma değer) dönüşür. Hizmetlerin üretim süreci, malların üretim sürecinden önemli ölçüde farklılıklar gösterir. Hizmetler, mallara oranla daha soyuttur, tüketicilerin yüksek oranda katılımını gerektirir, üretilirken tüketilir, depolanamaz, emek, yoğun nitelik ve kendine özgü kalite özellikleri taşır. Türkiye’de mal üretiminde ve malların kalitesinde tüketici sızlanmaları oldukça azalmıştır. Buna karşılık, hizmet üretiminden, hemen her alanda yakınmalar vardır. Türkiye, dünya standartlarında hizmet üretemediği için halkın tepkisi ve mutsuzluğu artmaktadır. Tek üretim, parti üretimi, akıcı üretim, sipariş üretimi, sürekli üretim, kitle üretimi, grup teknolojisi ve sıfır stoklu üretim, başlıca üretim sistemleridir.
JIT sisteminde, işletmeye malzeme satanlarla işletmenin proje takımlarının birlikte hareket etmeleri sağlanmalıdır. Satıcılar da sisteme dahil edilerek, girdi kalite kontrolünde ve JIT programlarının hazırlanmasında ortak hareket edebilmelidirler. JIT sistemi, planlamadan daha çok kontrole ağırlık verir. Planlama zaman israfına yol açar. Oysa, iyi bir kontrolle değişikliklere kolayca uyum sağlanmıştır. Basit gözle kontrol sistemleri, karmaşık bilgisayar destekli kontrol sistemlerine tercih edilir.

İşletme Bilgi Sistemi

Küresel işletmecilikte bilgisayar, bilgi işlem, bilgi ve iletişim, bir rekabet koşulu durumuna gelmiştir. Bilgi gereksinimini

hızlı bir şekilde karşılayamayan işletmeler, önemli ölçüde rekabet zayıflığına düşmektedir. İşletmenin iç ve dış çevresiyle olan her tülü etkileşimleri, çeşitli bilgi sistemleriyle denetim altına alınır. İşletim bilgi sistemleri, işletmenin çevresi, işletmenin girdileri, işletmenin süreçleri ve işletmenin çıktılarıyla, işletmenin yönetim birimleri arasında, her türlü iletişimi sağlar. Veri, bilgiye ulaşmak için yapılan gözlemlerdir. İşletme kararları alınırken, veriler değil, verilerin süreçlenmesi sonunda ortaya çıkan bilgiler kullanılır. Dolayısıyla, veriler bilgilerin hammaddesi olarak görülebilir. Verilerin derlenmesi ve bilgiye dönüştürülmesi, işletmelere, planlama, uygulama ve denetim yapma olanağı sağlar. İşletmeler, stratejik amaçlarla, işlem amacıyla ve denetim amacıyla bilgiye gereksinim duyarlar. Verilerin bilgi haline gelmesini sağlayan işlemler dizisine, bilgi işleme denir. Bir süreç olarak bilgi işleme, kaydetme, sınama, sınıflandırma, düzenleme, özetleme, matematiksel veya mantıksal hesaplama, saklama, erişme, çoğaltma ve iletme aşamalarından oluşur. Küresel işletmecilikte, bilgisayar destekli bilgi sistemleri yürürlüktedir. Bilgisayar destekli bilgi sistemi, bilgisayar olanaklarıyla işletmenin bilgi gereksinmesini karşılayan bütünleşik bir yapıdır. Donanım, yazılım, uzman bilgisayar

personeli ve veri tabanı, elektronik bilgi sisteminin başlıca öğelerdir.

İşletme yönetiminin bilgi gereksinimini karşılamak için, verilerin derlenmesi, sınıflandırılması, veri tabanlarının oluşturulması, verilerin bilgiye dönüştürülmesi ve ilgili birim

ve kişilere ulaştırılması işlevine, bütünleşik işletme bilgi sistemi denir. İşlem süreçleme bilgi sistemi, karar destek sistemi, yapay zeta, uzman sistemler, son kullanıcı bilgi sistemi, bütünleşik işletme bilgi sisteminin başlıca alt sistemleridir. İşletme işlevleri bilgi sistemi, pazarlama, üretim, insan kaynağı, finans, üst yönetim gibi işletme işlevlerini destekleyen çeşitli bilgi sistemlerini içerir. Günümüzde, bilgilerin girilmesi, işlenmesi, depolanması ve ulaştırılması teknolojileri, dünya ölçüsünde bütünleştirilmiş ve birbirine bağlanmıştır. Böylece, işletmeler, dünyanın her yerindeki bilgiye elektronik araçlarla erişebilmekte ve istediği bilgiyi aynı yöntemle istediği adrese ulaştırabilmektedir. İşletmeler, rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için, çağdaş iletişim olanaklarını kullanmak durumunda kalmışlardır. Bu olanakların en başında ofis otomasyonu, internet ve intranet gelmektedir.

Geleneksel ofislerde, bürolarda ya da iş yerlerinde yapılan işlerin, elektronik araçlarla yapılmasına ofis otomasyonu denir. Dünyadaki bilgisayarların birbirine bağlanmış durumuna, internet veya uluslararası ağ denir. İşletmeler internet olanaklarından yararlanarak, her türlü adrese elektronik bilgi aktarmaktadır. Ayrıca, internet sayesinde sanal işletmecilik ve sanal işletme yönetimi de gerçekleştirilmektedir. Dünyadaki sanal işletme pazarlarının sayısı, her geçen gün hızla artmaktadır. İnternet teknolojisinin işletme içinde kullanılmasına, intranet denir. İnternetle işletmeler, dışa kapalı olarak, işletme içinde, elektronik veri ve bilgi akışını kolayca gerçekleştirmektedir. Ayrıca çalışanlar, eskiden işletme içindeki ofislerde ya da odalarda yaptıkları işleri, hiç işletmeye gelmeden, intranet ile evlerinde, taşıt araçlarında ya da dünyanın herhangi bir yerinde yapabilmektedirler.


Muhasebe

Birer ekonomik birim olarak işletmelerin iyi yönetilebilmeleri, ortakların ve di¤er ilgililerin desteklerini kazanabilmeleri

kendileri hakkında onları devamlı bilgilendirmeleriyle olur. Bu görevi muhasebe üstlenmiştir. Bu amaçla işletme içinde, işletmeden dışarıya veya dışarıdan işletmeye doğru gerçekleşen kıymet hareketlerinin kaydedilmesi ve ilgililere raporlanması gerekir. Bu, muhasebenin birinci işlevidir.

Muhasebe bilgisinin işletme içine ve dışına raporlanması yeterli değildir. Bu bilginin analizi ve yorumlanması gerekir. Finansal analiz yoluyla, işletmenin mevcut finansal durumunu daha iyi yorumlayabilmek mümkün olur. Böylece, işletme ile ilgili taraflar, işletmeden beklentilerinin karşılanıp karşılanamayacağı konusunda karar verebilirler. Finansal analiz ve yorum, muhasebenin ikinci işlevidir.

Bilginin doğru ve güvenilir olarak üretilip raporlanması için işletmede iç kontrol sisteminin kurulması; bilgi kullanıcılarının bilgiye güven duymaları için de bağımsız denetimin gerçekleştirilmesi gerekir.


Finansal Yönetim

Finansal yönetim, işletme için gerekli fonların belirlenmesi, sağlanması ve yönetilmesini ifade eder. Finansal yönetimle ilgili temel fonksiyonlar iki ana grupta toplanmakla birlikte, gerçekte çok sayıda karar alanlarından oluşur. Yatırımlarla ilgili olarak; ne tür yatırımlar, ne zaman, ne miktarda, nasıl yapılmalıdır sorularına cevap aranır. Finansmanla ilgili olarak; yapılacak yatırımlar için en uygun fon nereden, ne miktarda, nasıl sağlanmalıdır gibi sorulara cevap aranır. Yine işletme faaliyetleri sonucunda elde ettiği kârların ne kadarını ortaklarına , ne kadarını işletmede bırakmalıdır gibi sorulara cevap aranır. Finansal yönetim muhasebe ve iktisatla doğrudan, pazarlama,üretim ve kantitatif yöntemlerle dolaylı ilişki içerisindedir. Yukarıda belirtilen finansal kararları vermek için gerekli veriler muhasebe departmanınca sağlanır. Bu verilerin sağlıklı ve doğru olması gerekliliği muhasebenin önemini arttırmaktadır. Bir finansman yöneticisi piyasalardaki gelişmelerle, iktisadi prensiplerle yakın ilişki içersindedir. Bu nedenle finans ve iktisat bilimleri arasında da önemli bir ilişki mevcuttur. Finans yöneticisi ayrıca karar verirken pazarlama ve üretim sürecindeki değişiklikleri de izlemelidirler.

Bu süreçlerdeki değişiklikler işletmenin nakit akışlarında değişikliğe yol açabilir. Ayrıca finansal yönetimde son yıllarda artan bir biçimde kantitatif yöntemler kullanılmakta olup, bu disiplinin finans için önemi gün geçtikçe artmaktadır. Finansal kararlar alınırken birinci amaç, işletmenin piyasa değerini ya da ortakların varlıklarını maksimum yapmaktır. Bir şirketin değeri, şirket anonim şirketse hisse senetlerinin değeri ile ölçülür. Bu amaç önceleri birinci amaç olarak belirlenen kârı maksimum yapma amacından farklıdır. Muhasebe kârı gerçek nakit akışlarını göstermeyebilir. İşletmenin piyasa değerini maksimize etme amacı nakit akışlarının zamanını ve bunların gerçekleşme

olasılıklarını, yani risklerini de göz önünde bulundurarak, kâr maksimizasyonu amacına göre öne çıkmaktadır. Finansal analiz, finansal tablolardaki çeşitli kalemler arasındaki ilişkilerin kurulmasını, ölçülmesini ve yorumlanmasını kapsayan bir faaliyettir. Bu şekilde iyi bir finansal planlama yapılması için işletmenin cari ve geçmiş dönemleri değerlendirilebilir. Finansal analizde en çok kullanılan tablolar; işletmenin belirli bir tarih itibariyle varlıklarını ve kaynaklarını gösteren bilanço ile faaliyet dönemiyle ilgili sonuçların gösterildiği gelir tablosudur. Finansal analizde yapılan analizin amacına göre farklı niteliklerdeki analizler yapılabilir ve farklı yöntemler uygulanabilir. Etkin bir planlama finansal başarı için önemlidir. Beklenmeyen problemlerle karşılaşmamak için iyi bir analiz ve uygun finansal planlar gereklidir. Finansal planlamanın üç önemli aktivitesinden ilki, finansal ihtiyaçların belirlenmesidir. Bu aşamada kısa ve uzun dönemli gelir ve giderler belirlenmeye çalışılır.

Bu da genellikle proforma finansal tablolar hazırlanarak yapılır. İkinci aktivite, bu ihtiyaçları karşılamak için bütçelerin geliştirilmesi ve üçüncü olarak da finansal kontrolün yapılmasıdır. Proforma finansal tablolar hazırlanırken en çok kullanılan yöntem satışların yüzdesi yöntemidir. Bu yönteme göre her kalemin geçmiş dönemlerde satışlar içindeki ağırlığı belirlenerek aynı yüzdelerle proforma tablolara yansıtılır. Oranlar ve regresyon yöntemleriyle de proforma tablolar hazırlanabilir. Finansal kontrol ise belirlenen politikaların uygulanmasını denetim altına almak ve piyasa koşullarındaki değişmelere bakarak gerekli düzeltmeleri hızla yapmak amacıyla yapılır. Finans yöneticisinin en önemli görevlerinden birisi fonların nereye yatırılacağını belirlemektir. Bir başka deyişle dönen varlıklara ve sabit varlıklara ne düzeyde yatırım yapılacağını belirlemektir. Sabit varlıklara yatırım yaparken olağanüstü finansal planlar hazırlanır ve buna sermaye bütçelemesi denir. Sabit varlıklar, ekonomik ömrü en az bir yıl olan değerlerdir. Dönen varlıklara yatırım ise çalışma sermayesi yönetimi başlığında incelenir. Dönen varlıklar çabuk paraya dönüşen likit varlıklardır. Riski sevmeyen bir finans yöneticisi çalışma sermayesine daha fazla yatırım yaptıkça işletmenin karlılığının azalmasına neden olacaktır. Çalışma sermayesinin düzeyini; işletmenin faaliyet konusu, büyüklüğü, satışlarındaki düzenlilik ile, satışlarındaki artış ve azalış oranı etkiler.

Finansal Sistem ve Kurumlar

Tüketim fazlası olan bireylerin tasarruflarının, tüketim açığı olan bireylerin kullanımına sunduğu piyasalara finansal

piyasalar denir. Bu piyasalarda fonların el değiştirmesi kıymetli evrak da denilen finansal varlıklarla olur. Bir ekonomide fon arz edenler, fon talep edenler, yatırım ve finansman araçları, yardımcı kuruluşlar ile hukuki ve idari

düzen finansal sistemi oluşturur. Finansal piyasalar; süreye göre, para ve sermaye piyasası; örgütlenme şekline göre, organize olmuş ve olmamış piyasalar; finansal varlıkların piyasaya çıkış durumuna göre de birincil ve ikincil piyasa şeklinde sınıflandırılabilir. Finansal piyasalarda fon arz ve talebinin buluşması genellikle finansal kurumlar aracılığıyla gerçekleşir. Finansal kurumlar fon maliyetini azaltmak, risk ayarlaması, vade ayarlaması ve miktar ayarlaması yapmak, danışmanlık yapmak gibi fonksiyonlar üstlenmişlerdir.

Finansal kurumlar, para yaratan ve para yaratmayan kurumlar olarak gruplandırılabilir. Para yaratan finansal kurumlar merkez bankası ve ticari bankalardır. Para yaratmayan finansal kurumlar ise yatırım ve kalkınma bankaları, sigorta kurumları, kollektif yatırım kurumları, factoring, forfaiting, leasing şirketleri, risk sermayesi şirketleridir. Finansal varlıklar, ortaklık veya alacaklılık hakkı veren, belli bir meblağı temsil eden hisse senetleri, tahviller, finansman bonoları ve hazine bonoları gibi varlıklardır. Finansal araçlar; paraya çevrilebilirlik, bölünebilirlik, geri dönülebilirlik, getiri, vade, risk gibi özellikleri açısından

farklılıklar gösterirler. Vadesi bir yıla kadar olan fon arz ve talebin karşılaştığı piyasaların başlıca finansal varlıkları, hazine bonoları, REPO, banka mevduatı,finansman bonosu, banka bonosu ve varlığa dayalı menkul kıymetlerdir. Sermaye piyasasının temel finansal varlıkları hisse senedi ve tahvillerdir.


Çokuluslu İşletmeler

Uluslararası işletmecilik ve çokuluslu işletmeler son yıllarda globalleşme ile işletmecilik konularının vazgeçilmez bir parçası olmaya başladı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde ekonomik ve sosyal gelişmelere paralel olarak işletmelerin ekonomik güçlerinin çok artması ve bazı ülkelerin GSMH’dan daha fazla satış hacmine ulaşmaları globalleşmenin başlangıcı olmuştur. Çokuluslu işletmeler bugün artık, çeşitli ülkelerin vatandaşları gibi görülmekte, ülkelerin yasal, politik koşullarına uymakta ve vergi vermektedirler. Çokuluslu işletmeleri etkileyen üç çevreden söz edebiliriz. Bunlar ülke içi çevre, yabancı çevre ve uluslararası çevredir.

Çokuluslu işletmenin tanımında bazı ölçütler vardır. Bunlar iki veya daha fazla ülkede faaliyet gösterme, ülke dışında mülkiyet, üst yönetimin milliyeti ve benzer ölçütlerdir. "Çokuluslu işletme ülke içi ve ülke dışındaki yatırımları işletme amaçlarına ve işletme sahiplerinin çıkarlarına uygun bir biçimde yöneten ticaret ve sanayi işletmesidir". Çokuluslu işletmelerin ülke dışında faaliyet göstermelerinde ilk adım ihracat yapmaktır. Bu aşamadan sonra lisans anlaşması, franchising, dış ticaret işletmelerini kullanma, ülke dışında şube açma ve joint venture ile diğerleri gelir.

Çokuluslu işletmeler yabancı ülkelere girişleri ve faaliyetleri sırasında değişik koşullarla karşılaşırlar. Toplumsal, kültürel, ekonomik, yasal veya siyasi farklılıklar işletmelerin yabancı ülkelere yatırım kararlarında etkili olur. Çokuluslu işletmelerin yönetiminde ilk adım planlamadır. Ulusal planlama ile uluslararası planlama arasında büyük farklar vardır.
SERDEM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03.05.09, 20:14   #2 (permalink)
Kullanıcı Profili
S.Moderators
 
SERDEM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:SERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Çokuluslu İşletmeler

Çokuluslu İşletmeler

Uluslararası işletmecilik ve çokuluslu işletmeler son yıllarda globalleşme ile işletmecilik konularının vazgeçilmez bir parçası olmaya başladı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde ekonomik ve sosyal gelişmelere paralel olarak işletmelerin ekonomik güçlerinin çok artması ve bazı ülkelerin GSMH’dan daha fazla satış hacmine ulaşmaları globalleşmenin başlangıcı olmuştur. Çokuluslu işletmeler bugün artık, çeşitli ülkelerin vatandaşları gibi görülmekte, ülkelerin yasal, politik koşullarına uymakta ve vergi vermektedirler. Çokuluslu işletmeleri etkileyen üç çevreden söz edebiliriz. Bunlar ülke içi çevre, yabancı çevre ve uluslararası çevredir.
Çokuluslu işletmenin tanımında bazı ölçütler vardır. Bunlar iki veya daha fazla ülkede faaliyet gösterme, ülke dışında mülkiyet, üst yönetimin milliyeti ve benzer ölçütlerdir. "Çokuluslu işletme ülke içi ve ülke dışındaki yatırımları işletme amaçlarına ve işletme sahiplerinin çıkarlarına uygun bir biçimde yöneten ticaret ve sanayi işletmesidir". Çokuluslu işletmelerin ülke dışında faaliyet göstermelerinde ilk adım ihracat yapmaktır. Bu aşamadan sonra lisans anlaşması, franchising, dış ticaret işletmelerini kullanma, ülke dışında şube açma ve joint venture ile diğerleri gelir.
Çokuluslu işletmeler yabancı ülkelere girişleri ve faaliyetleri sırasında değişik koşullarla karşılaşırlar. Toplumsal, kültürel, ekonomik, yasal veya siyasi farklılıklar işletmelerin yabancı ülkelere yatırım kararlarında etkili olur. Çokuluslu işletmelerin yönetiminde ilk adım planlamadır. Ulusal planlama ile uluslararası planlama arasında büyük farklar vardır.


Finansal Yönetim
Finansal yönetim, işletme için gerekli fonların belirlenmesi, sağlanması ve yönetilmesini ifade eder. Finansal yönetimle ilgili temel fonksiyonlar iki ana grupta toplanmakla birlikte, gerçekte çok sayıda karar alanlarından oluşur. Yatırımlarla ilgili olarak; ne tür yatırımlar, ne zaman, ne miktarda, nasıl yapılmalıdır sorularına cevap aranır. Finansmanla ilgili olarak; yapılacak yatırımlar için en uygun fon nereden, ne miktarda, nasıl sağlanmalıdır gibi sorulara cevap aranır. Yine işletme faaliyetleri sonucunda elde ettiği kârların ne kadarını ortaklarına , ne kadarını işletmede bırakmalıdır gibi sorulara cevap aranır. Finansal yönetim muhasebe ve iktisatla doğrudan, pazarlama,üretim ve kantitatif yöntemlerle dolaylı ilişki içerisindedir. Yukarıda belirtilen finansal kararları vermek için gerekli veriler muhasebe departmanınca sağlanır. Bu verilerin sağlıklı ve doğru olması gerekliliği muhasebenin önemini arttırmaktadır. Bir finansman yöneticisi piyasalardaki gelişmelerle, iktisadi prensiplerle yakın ilişki içersindedir. Bu nedenle finans ve iktisat bilimleri arasında da önemli bir ilişki mevcuttur. Finans yöneticisi ayrıca karar verirken pazarlama ve üretim sürecindeki değişiklikleri de izlemelidirler.
Bu süreçlerdeki değişiklikler işletmenin nakit akışlarında değişikliğe yol açabilir. Ayrıca finansal yönetimde son yıllarda artan bir biçimde kantitatif yöntemler kullanılmakta olup, bu disiplinin finans için önemi gün geçtikçe artmaktadır. Finansal kararlar alınırken birinci amaç, işletmenin piyasa değerini ya da ortakların varlıklarını maksimum yapmaktır. Bir şirketin değeri, şirket anonim şirketse hisse senetlerinin değeri ile ölçülür. Bu amaç önceleri birinci amaç olarak belirlenen kârı maksimum yapma amacından farklıdır. Muhasebe kârı gerçek nakit akışlarını göstermeyebilir. İşletmenin piyasa değerini maksimize etme amacı nakit akışlarının zamanını ve bunların gerçekleşme
olasılıklarını, yani risklerini de göz önünde bulundurarak, kâr maksimizasyonu amacına göre öne çıkmaktadır. Finansal analiz, finansal tablolardaki çeşitli kalemler arasındaki ilişkilerin kurulmasını, ölçülmesini ve yorumlanmasını kapsayan bir faaliyettir. Bu şekilde iyi bir finansal planlama yapılması için işletmenin cari ve geçmiş dönemleri değerlendirilebilir. Finansal analizde en çok kullanılan tablolar; işletmenin belirli bir tarih itibariyle varlıklarını ve kaynaklarını gösteren bilanço ile faaliyet dönemiyle ilgili sonuçların gösterildiği gelir tablosudur. Finansal analizde yapılan analizin amacına göre farklı niteliklerdeki analizler yapılabilir ve farklı yöntemler uygulanabilir. Etkin bir planlama finansal başarı için önemlidir. Beklenmeyen problemlerle karşılaşmamak için iyi bir analiz ve uygun finansal planlar gereklidir. Finansal planlamanın üç önemli aktivitesinden ilki, finansal ihtiyaçların belirlenmesidir. Bu aşamada kısa ve uzun dönemli gelir ve giderler belirlenmeye çalışılır.
Bu da genellikle proforma finansal tablolar hazırlanarak yapılır. İkinci aktivite, bu ihtiyaçları karşılamak için bütçelerin geliştirilmesi ve üçüncü olarak da finansal kontrolün yapılmasıdır. Proforma finansal tablolar hazırlanırken en çok kullanılan yöntem satışların yüzdesi yöntemidir. Bu yönteme göre her kalemin geçmiş dönemlerde satışlar içindeki ağırlığı belirlenerek aynı yüzdelerle proforma tablolara yansıtılır. Oranlar ve regresyon yöntemleriyle de proforma tablolar hazırlanabilir. Finansal kontrol ise belirlenen politikaların uygulanmasını denetim altına almak ve piyasa koşullarındaki değişmelere bakarak gerekli düzeltmeleri hızla yapmak amacıyla yapılır. Finans yöneticisinin en önemli görevlerinden birisi fonların nereye yatırılacağını belirlemektir. Bir başka deyişle dönen varlıklara ve sabit varlıklara ne düzeyde yatırım yapılacağını belirlemektir. Sabit varlıklara yatırım yaparken olağanüstü finansal planlar hazırlanır ve buna sermaye bütçelemesi denir. Sabit varlıklar, ekonomik ömrü en az bir yıl olan değerlerdir. Dönen varlıklara yatırım ise çalışma sermayesi yönetimi başlığında incelenir. Dönen varlıklar çabuk paraya dönüşen likit varlıklardır. Riski sevmeyen bir finans yöneticisi çalışma sermayesine daha fazla yatırım yaptıkça işletmenin karlılığının azalmasına neden olacaktır. Çalışma sermayesinin düzeyini; işletmenin faaliyet konusu, büyüklüğü, satışlarındaki düzenlilik ile, satışlarındaki artış ve azalış oranı etkiler.




Finansal Sistem ve Kurumlar
Tüketim fazlası olan bireylerin tasarruflarının, tüketim açığı olan bireylerin kullanımına sunduğu piyasalara finansal
piyasalar denir. Bu piyasalarda fonların el değiştirmesi kıymetli evrak da denilen finansal varlıklarla olur. Bir ekonomide fon arz edenler, fon talep edenler, yatırım ve finansman araçları, yardımcı kuruluşlar ile hukuki ve idari
düzen finansal sistemi oluşturur. Finansal piyasalar; süreye göre, para ve sermaye piyasası; örgütlenme şekline göre, organize olmuş ve olmamış piyasalar; finansal varlıkların piyasaya çıkış durumuna göre de birincil ve ikincil piyasa şeklinde sınıflandırılabilir. Finansal piyasalarda fon arz ve talebinin buluşması genellikle finansal kurumlar aracılığıyla gerçekleşir. Finansal kurumlar fon maliyetini azaltmak, risk ayarlaması, vade ayarlaması ve miktar ayarlaması yapmak, danışmanlık yapmak gibi fonksiyonlar üstlenmişlerdir.
Finansal kurumlar, para yaratan ve para yaratmayan kurumlar olarak gruplandırılabilir. Para yaratan finansal kurumlar merkez bankası ve ticari bankalardır. Para yaratmayan finansal kurumlar ise yatırım ve kalkınma bankaları, sigorta kurumları, kollektif yatırım kurumları, factoring, forfaiting, leasing şirketleri, risk sermayesi şirketleridir. Finansal varlıklar, ortaklık veya alacaklılık hakkı veren, belli bir meblağı temsil eden hisse senetleri, tahviller, finansman bonoları ve hazine bonoları gibi varlıklardır. Finansal araçlar; paraya çevrilebilirlik, bölünebilirlik, geri dönülebilirlik, getiri, vade, risk gibi özellikleri açısından
farklılıklar gösterirler. Vadesi bir yıla kadar olan fon arz ve talebin karşılaştığı piyasaların başlıca finansal varlıkları, hazine bonoları, REPO, banka mevduatı,finansman bonosu, banka bonosu ve varlığa dayalı menkul kıymetlerdir. Sermaye piyasasının temel finansal varlıkları hisse senedi ve tahvillerdir.


İnsan Kaynakları Yönetimi
İnsan kaynakları yönetiminin ana konusu, üretim faktörlerinden biri olan emek, bir başka deyişle insandır. İnsan üretimin hem amacı hem de aracıdır. İnsan kaynakları terimi, bir işletmede en üst konumda bulunan yöneticiden en alt konumdaki vasıfsız işçiye kadar tüm çalışanları kapsar. Bu kapsama işletme dışında olan ve ilerde o işletmede çalışabilecek potansiyel işgücünü de dahil etmek mümkündür. İKY’yi işletmenin, insan kaynağının işletmeye ve bireyin kendisine yararlı olacak şekilde, yasal çerçeve içinde, etkin yönetilmesini sağlayan işlev ve çalışmaların tümü olarak tanımlayabiliriz. İKY, özde iki amacı gerçekleştirmeye çalışır. Bunlar:
• Çalışanların bilgi ve becerilerini en iyi biçimde kullanmalarını sağlayarak, onların işletmeye olan katkılarını en üst düzeye çıkarmak. Yani, çalışandan maksimum verim almak,
• İş yaşamının kalitesini yükselterek çalışanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda, yaptıkları işten zevk almalarını sağlamak. İKY terimi, son 10 yılda kabul görmüş bir terimdir. Başlangıç noktası personel yönetimidir. Personel yönetimi anlayışından İKY anlayışına geçişteki etkenler şöyle özetlenebilir: Ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden gelişmeleri, yetişkin insan gücünün artması, davranış bilimlerinde gözlenen gelişme, sendikacılığın gelişimi, çalışma koşullarını düzenleyen yasaların yürürlüğe girmesi, iş görenlerin eğitim ve kültür düzeylerinin yükselmesi, refah seviyelerinin artması, istek ve beklentilerin değişmesi, iletişim ve bilişim teknolojilerinin gelişimi. İKY, iş görenin verimliliğini artırmak ve çalışma yaşamının kalitesini yükseltmek çabası içindeyken iç ve dış çevrenin etkisi ve baskısı altında kalır. İç çevre faktörleri, işletmenin yapısından kaynaklanan, kontrol edilebilir faktörlerdir. Bunlar, bireysel nitelikler, iş nitelikleri,bireylerarası ilişkiler ve örgütsel özelliklerdir. Dış çevre faktörleri, işletmenin faaliyet gösterdiği çevreden kaynaklanan, kontrol edilemeyen faktörlerdir. Bunlar, dış kaynaklar, rakipler
ve yasalardır. İşletmelerde kurulacak olan insan kaynakları bölümlerinin amacı, İKY işlevlerini yürütmek ve diğer bölümlere bu konuda yardımcı olmaktır. İnsan kaynakları bölümü ve yöneticisinin günümüzde üstlenmesi gereken görevleri şöyle sıralayabiliriz.
• İşletmenin hedeflerine uygun insan kaynakları politikalarının saptanması için gerekli araştırmaları yapmak, bilgi ve önerileri üst yönetime sunmak,
• Belirlenen politikalara uygun program ve çalışmaları düzenlemek ve yürütmek,
•Bu program ve çalışmaları denetlemek ve değerlendirmek,
• İnsan kaynakları ile ilgili yenilikleri izlemek ve gerektiğinde uygulamak,
• İnsan kaynakları ile ilgili rutin işleri yürüterek diğer yöneticilerin işlerini hafif etmek
İnsan Kaynakları Yönetimi İşlevleri
İKY’nin iki temel amacı, çalışanlardan maksimum verim almak ve iş yaşamının kalitesini arttırarak çalışanların yaptıkları işten zevk almalarını sağlamaktır. Bu iki temel amacı gerçekleştirme yolunda İKY birtakım işlevleri yerine getirir. Çağdaş bir işletmede İKY Bölümünün üstlenmesi gereken bu işlevler:
Plânlama Kadrolama Değerleme ve ödüllendirme Yetiştirme ve geliştirme Endüstri ilişkileri Koruma ve geliştirme olarak sıralana bilir. İşletmenin bugün ve gelecekteki işgücü ihtiyacını sayı ve nitelik olarak belirlemeye çalışan kişi, bu işlevi yerine getirirken bazı araçlardan yararlanmak zorundadır. Bu araçlar; işgücü envanterleri ve personel dönüşüm oranıdır. İşgücü envanteri; İşletmenin personel arzını nitelik olarak irdeleyen bir çalışmadır, mevcut personeli birtakım kriterlere göre irdeleyerek insan kaynağının profilini ortaya çıkarır.
Plânlamacı, bu bilgilere bakarak gelecekteki insan gücü gereksinimini nitelik açısından ortaya koymaya çalışır. Personel dönüşüm oranı; belli bir dönemde çeşitli nedenlerle (ölüm, iş kazası, emeklilik, işten ayrılma vb.) işletmeden ayrılan personelin sayısını yüzde olarak gösterir. Genellikle bir yıllık dönemler için hesaplanır. Oran şöyle formüle edilir: İKY işlevlerinden biri olan iş analizlerinin en önemli özelliği, diğer İKY işlevlerinin yerine getirilmesinde önemli bir bilgi kaynağı oluşturmasıdır. İş analizleri; işletmede yapılan birbirinden farklı işlere yönelik bilgilerin tek tek toplanması, değerlenmesi ve yorumlanmasıdır. İş analizleriyle toplanan bu bilgiler daha sonra iş tanımları ve iş gerekleri haline getirilerek karar vericilerin kullanımına sunulur. İş analizleri işi yapan kişiyi değil, işi analiz eder.
Analiz bilgilerinden; İnsan kaynakları plânlamasında, İşi alınacak personelde aranması gereken niteliklerin belirlenmesinde, İşe yerleştirme, yükseltme ve atamalarda, Eğitime alınacak personelin belirlenmesinde, Personel değerleme ölçütlerinin saptanmasında, Adil bir ücret sisteminin oluşturulmasında yararlanılır. İşe alma işlevi işletmeler açısından büyük önem taşır. İşletmeler, yaşamlarını sürekli kılmak ve rekabette üstün duruma geçmek istiyorlarsa doğru işlerde doğru kişileri çalıştırmak zorundadırlar. Bu cümlenin anlamı şöyle formüle edilebilir:
İşin gerekleri = Personelin nitelikleri
Bu eşitliğin en az hata payı ile sağlanamaması, yanlış kişilerin işe alındığı anlamına gelir. Personel seçiminin başarı göstergesi, yeni alınan personelin en kısa sürede beklenen performans düzeyine gelmesidir. İşe alma iki aşamalı bir işlevdir. Bu aşamalar iş gören bulma ve seçmedir. İşletmelerde iki farklı eğitimden söz edilebilir. Birincisi, işletmeye yeni alınan personelin işe ve işletmeye alıştırılmasına yönelik çalışmalardır. Bu çalışmalar işe alıştırma ( oryantasyon ) kapsamında ele alınır.
Diğeri ise eski personelin daha üretken olmasını hedefleyen eğitim faaliyetleridir. Performans değerleme başka bir adla personel değerleme, personelin işinde gösterdiği başarı derecesinin, yaptığı işin gereklerine göre saptanmasıdır. Performans değerleme başarılı ve başarısız personeli biri birinden ayırmak amacıyla yapılır.
İş Ahlâkı ve Toplumsal Sorumluluk ( Etik-Törel Kurallar )
Etik, insanlar için neyin doğru ve iyi olduğunun ortaya konmasıdır. Geniş anlamda etik, herhangi bir eylemin kabul edilebilir biçimde gerçekleştirilmesini sağlayan temel kurallar ya da değişkenlerdir.Etik ve yasalar her zaman için örtüşmez. Kimi konularda etik ve yasalar arasında tam bir uyum vardır. Kimi konularda ise etik ve yasalar arasında farklılıklar ortaya çıkar. İşletme kararları, kimi zaman etik olmayan ama yasal bir yapıya; kimi zaman etik ama yasadışı bir yapıya; kimi zamanda hem etik olmayan hem de yasal olmayan bir yapı ya dönüşebilmektedir. İşletmelerde etik açısından sorgulanacak davranışları; denetim dışı, görevde hatalı davranma, görevi kötüye kullanma, görevi bilinçli olarak sürekli kötüye kullanma olarak sıralayabiliriz.
Bu davranışların her biri, işletme için olumlu veya olumsuz sonuçlara yol açar. Toplumsal sorumluluk, toplumla işletmeler arasındaki bir toplumsal anlaşmadır. Buna karşılık etik bireysel karar almayı ilgilendiren ahlâk kurallarıyla ilgilidir. İşletme etiği, bireysel kararların ahlâki kurallar ve ilkeler üzerindeki etkisiyle ilgiliyken; toplumsal sorumluluk, örgütsel kararları ve bu kararların toplum üzerindeki etkileriyle bağlantılıdır. İşletmelerde etik çatışmaların nedenlerinin başında, bireysel değer yargıları ile çalışılan işin ve yaşanılan toplumun değer yargıları arasındaki çatışma gelir. Ayrıca, işin özellikleri ile örgüt kültürü arasındaki çelişki etik sorunlar yaratabilir. İşletmelerde temel etik sorunları; çıkar çatışmaları, içtenlik ve doğruluk, iletişim örgütsel ilişkiler konularında ortaya çıkar. Kişiler kendi kişisel çıkarlarını, örgütlerin önünde tuttuğunda çıkar çatışması ve etik sorunlar doğar.
İşletmelerin yönetimde doğruluk ve konusunda sapma olduğunda etik sorunlar doğar. İletişim eksikliğinden ya da zamanında bilgilendirilmemekten dolayı etik sorunlar yaşanabilir.Örgüt üyelerinin tüketicilere,girdi sağlayanlara,astlara, üstlere ve çeşitli kişileri karşı davranışlarından dolayı etik sorunlar yaşanabilir. Etik davranışların denetlenmesinde çeşitle teknikler geliştirilebilir. Bu amaçla stratejiler geliştirilmesinde izlenecek aşamalar; örgütleme, eş güdümleme, güdüleme ve iletişim olarak sıralanabilir.


İşletme Bilgi Sistemi
Küresel işletmecilikte bilgisayar, bilgi işlem, bilgi ve iletişim, bir rekabet koşulu durumuna gelmiştir. Bilgi gereksinimini
hızlı bir şekilde karşılayamayan işletmeler, önemli ölçüde rekabet zayıflığına düşmektedir. İşletmenin iç ve dış çevresiyle olan her tülü etkileşimleri, çeşitli bilgi sistemleriyle denetim altına alınır. İşletim bilgi sistemleri, işletmenin çevresi, işletmenin girdileri, işletmenin süreçleri ve işletmenin çıktılarıyla, işletmenin yönetim birimleri arasında, her türlü iletişimi sağlar. Veri, bilgiye ulaşmak için yapılan gözlemlerdir. İşletme kararları alınırken, veriler değil, verilerin süreçlenmesi sonunda ortaya çıkan bilgiler kullanılır. Dolayısıyla, veriler bilgilerin hammaddesi olarak görülebilir. Verilerin derlenmesi ve bilgiye dönüştürülmesi, işletmelere, planlama, uygulama ve denetim yapma olanağı sağlar. İşletmeler, stratejik amaçlarla, işlem amacıyla ve denetim amacıyla bilgiye gereksinim duyarlar. Verilerin bilgi haline gelmesini sağlayan işlemler dizisine, bilgi işleme denir. Bir süreç olarak bilgi işleme, kaydetme, sınama, sınıflandırma, düzenleme, özetleme, matematiksel veya mantıksal hesaplama, saklama, erişme, çoğaltma ve iletme aşamalarından oluşur. Küresel işletmecilikte, bilgisayar destekli bilgi sistemleri yürürlüktedir. Bilgisayar destekli bilgi sistemi, bilgisayar olanaklarıyla işletmenin bilgi gereksinmesini karşılayan bütünleşik bir yapıdır. Donanım, yazılım, uzman bilgisayar
personeli ve veri tabanı, elektronik bilgi sisteminin başlıca öğelerdir.
İşletme yönetiminin bilgi gereksinimini karşılamak için, verilerin derlenmesi, sınıflandırılması, veri tabanlarının oluşturulması, verilerin bilgiye dönüştürülmesi ve ilgili birim
ve kişilere ulaştırılması işlevine, bütünleşik işletme bilgi sistemi denir. İşlem süreçleme bilgi sistemi, karar destek sistemi, yapay zeta, uzman sistemler, son kullanıcı bilgi sistemi, bütünleşik işletme bilgi sisteminin başlıca alt sistemleridir. İşletme işlevleri bilgi sistemi, pazarlama, üretim, insan kaynağı, finans, üst yönetim gibi işletme işlevlerini destekleyen çeşitli bilgi sistemlerini içerir. Günümüzde, bilgilerin girilmesi, işlenmesi, depolanması ve ulaştırılması teknolojileri, dünya ölçüsünde bütünleştirilmiş ve birbirine bağlanmıştır. Böylece, işletmeler, dünyanın her yerindeki bilgiye elektronik araçlarla erişebilmekte ve istediği bilgiyi aynı yöntemle istediği adrese ulaştırabilmektedir. İşletmeler, rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için, çağdaş iletişim olanaklarını kullanmak durumunda kalmışlardır. Bu olanakların en başında ofis otomasyonu, internet ve intranet gelmektedir.
Geleneksel ofislerde, bürolarda ya da iş yerlerinde yapılan işlerin, elektronik araçlarla yapılmasına ofis otomasyonu denir. Dünyadaki bilgisayarların birbirine bağlanmış durumuna, internet veya uluslararası ağ denir. İşletmeler internet olanaklarından yararlanarak, her türlü adrese elektronik bilgi aktarmaktadır. Ayrıca, internet sayesinde sanal işletmecilik ve sanal işletme yönetimi de gerçekleştirilmektedir. Dünyadaki sanal işletme pazarlarının sayısı, her geçen gün hızla artmaktadır. İnternet teknolojisinin işletme içinde kullanılmasına, intranet denir. İnternetle işletmeler, dışa kapalı olarak, işletme içinde, elektronik veri ve bilgi akışını kolayca gerçekleştirmektedir. Ayrıca çalışanlar, eskiden işletme içindeki ofislerde ya da odalarda yaptıkları işleri, hiç işletmeye gelmeden, intranet ile evlerinde, taşıt araçlarında ya da dünyanın herhangi bir yerinde yapabilmektedirler.


1. Ekonomi (İktisat):İnsanların ve toplumun ihtiyaçlarını tatmin etmek için, toplam arz ve talep arasındaki dengenin sağlanmasına denir. Ekonomi, var olan ihtiyaçların giderilmesi için mal ve hizmetlerin ortaya konmasına yönelik tüm çabalardan oluşur.

Ekonomi, Para kullanarak veya kullanmayarak, inanalar arasında değiş tokuşa sebep olana faaliyetleri inceleri. İnsanların çeşitli mallar üretmek ve bunları tüketmek üzere toplumun çeşitli üyelerine dağıtmak için kıt ve sınırlı üretim kaynaklarının ne şekilde kullanıldığını inceler.

2. Nedret Kanunu: Kaynaklar sınırsız olsaydı hangi mal ve hizmetlerin, nasıl ve kimin için istihsal edileceği sorun olmayacaktı. Her mal sonsuz miktarda üretile bilseydi veya insana ihtiyaçları tamamen tatmin olsaydı, herhangi bir malın fazla üretilmesi veya emek ve maddenin uygun olmayan bir şekilde bileşimi bir sakınca oluşturmayacaktı. Herkes istediği şeylere , istediği kadar sahip olabilseydi, mal ve gelirlerin fertler ve aileler arasında ne şekilde dağıldı bir problem sayılmayacaktı.

3. İhtiyaç: İnsanları çalışmaya yönelten itici güçtür. Tatmin edilmediği, giderilmediği zaman sahibine hoşnutsuzluk, sıkıntı acı veren bir duygudur.

4. Talep: Herhangi bir anda, bir tüketicinin veya toplam tüketicilerin, belli bir maldan çeşitli fiyatlarda almak isledikleri miktarları gösteren bir çizelgedir. Talep, Fiyatın azalan bir fonksiyonudur.

Toplam Talep: Bireysel taleplerin toplamıdır. Teke tek tükenicilerin ve tüketim birimlerinin aile gibi, talebelerinin toplamından meydana gelir


5. Arz: Bir satıcının veya üreticinin arzı, belirli bi zaman süresi içinde, elinde bulundurduğu malın değişik fiyatları karşısında, piyasada bu maldan satmaya razı olduğu miktardır. Fiyatın artan fonksiyonudur.

Toplam Arz: Bir malın arzına etki yapan unsurların toplamı veya piyasa arzında gözlemlenir. Bireysel arzların toplamıdır


6. Mal: Belirli bir ihtiyacı ve isteği doyurma özelliği bulunana ve değişime konu olan, dokunulur ve dokunulmaz niteliklerin oluşturduğu bir bütündür.
Hizmet: Tüketicinin ihtiyacını karşılamak ve tatmin etmek amacıyla üretilen, maddi olmayan, herhangi bir sahiplenmeyle sonuçlanmayan, tüketiciye sunulan faaliyetlerdir.
Serbest Mal: İnsanın yaşamı için hayati önem taşımasına karşın doğada bol miktarlarda bulunduklarından parasal değer taşımayan hava, yağmur, su, güneş ışığı gibi mallara denir.
Ekonomik Mal: İnsan gereksinimlerinin karşılanmasına yarayan ve genellikle parayla ya da başka mal ve hizmetle değişimi yapılan araçlara denir.

7. Ekonomik Faaliyet: Talebin arzuladığı mal ve hizmetlerin ortaya konması, bir yandan da tükenmek bilmeyen yeni ihtiyaçları giderici mal ve hizmetlerin üretilmesi amacıyla o toplum bireylerinin kişisel veya toplu harcadıkları çabadır.

Fayda: Mal ve hizmet üreterek insanların ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Mal veya hizmetlerin ihtiyaçları giderme özelliğidir. Kullanma değeri olan birşeye faydalı, kullanma değeri olmayan bir şeye ise faydasız denilmektedir.

8. Değer:
Katma Değer :Bir malın üretiminin tüm aşamalarında satış fiyatından bir önceki aşamada yapılmamış ana tüketim harcamasının çıkarılmasından kalan miktardır.

9. Fiyat: Pazarlama karmasının dört karar değişkeninden biridir. Pazara dayalı ekonomilerde, arz ve talebi karşılaştırır. Mal veya hizmetin para karşılığındaki değeridir.

10. Üretim: Mal ve hizmet yaratmaktır . Beşeri ve maddi faktörlerin mal veya hizmete dönüşümüdür. Zaman, yer, mülkiyet ve toplumsal kaynaklar malın faydalarını artırır.

Yer Faydası: Üretilen mal ve hizmetlerin üretim yerinden tüketim yerine ulaştırma fonksiyonundan kaynaklanır
Zaman Faydası: Üretim ve tüketim zamanları aynı olmayan mal ve hizmetlerin üretim ve tüketim zamanlarını birleştirilmesidir.
Mülkiyet Faydası: Alım satım işlevleri aracılığıyla yaratılmaktadır.
Toplumsal Kaynakların Verimli Kullanılması Faydası: Ekonominin sahip olduğu kıt kaynakların en olumlu alanlarda kullanımını sağlamaktır.

11. Ekonomi Bilimi Açısından Üretim Faktörleri: Emek, doğal kaynaklar ve sermayedir. Daha sonra girişimci ve son olarak da teknoloji ilave edilmiştir.
Emek: işletme sahiplerinin ve işletme çalışanlarını amaca ulaşabilmek için gerek bedensel, gerekse zihinsel çabalarının tümü emek olarak adlandırılır.
Doğal Kaynaklar: arazi, konumluk yer veya bunlara ödenen bedeldir.
Sermaye: işletmen,çalışmalarını sürdürebilesi için gerekli tüm maddesel ve maddesel olmayan varlıkların toplamıdır.

12. İşletme Bilimi Açısından Üretim Faktörleri: İş gücü, işletme araçları ve hammaddelerdir. İyi işleyen, etkili ve verimli bir üretim sürecinin temel özellikleri de uzmanlaşma, çeşitlendirme, standartlaştırma, entegrasyon genişleme ve daralma önemli faktörlerdir.

13. İşletme: Her çeşit ekonomik fayda yaratama çalışmalarının yapıldığı yerdir.Mal veya hizmet üretmek için ve /veya pazarlamak için kurulan kuruluşlardır.

İşleme, amaçlarını gerçekleştirmek ve insan gereksinimlerini Pazar istekleri doğrultusunda karşılama için (ki bu amaçlar kar, topluma hizmet, istihdam sağlamak, global normları sağlamak...) üretim faktörleri ile teknoloji, finansman ve insan kaynaklarının mal ve hizmet üretimine belirli bir yönetim kültürü çerçevesinde yönlendirildiği yapılara ya da örgütlere kuruluşlara denir.

İşletme Yönetimi: Belirli bir amaca ulaşmak için, işletme çalışanların tüm uğraşlarını planlamak, örgütlemek, düzenlemek, yöneltmek, denetlemek ve bu arada insan dışı tüm diğer kaynaklarında en verimli olacak şekilde amaca uygun kullanılmasını sağlama sürecidir.

14. Teşebbüs ( Girişim ) : Başkalarının ihtiyacını sürekli olarak karşılamak üzere, pazarı olan ve pazarda fiyatı oluşan ekonomik mal ve hizmetleri ortaya koymak ve sahibine kar sağlamak amacını güden bir işletmedir.

Bir başka görüşte teşebbüsle işletmeyi birbirinden ayrı iki varlık olarak kabul etmektedir. Bu görüşe göre teşebbüs, işletmeden daha üst düzeyde yer alan ve bir veya birden çok sayıdaki işletmeyi bünyesinde toplayarak, örgütleyen, yöneten finanse eden ve bunlara sahip olan bir kuruluştur.

Bir başka görüşte işletme ve teşebbüsü birbiriden farklı iki varlık olarak görmeyip, aynı kuruluşun değişik işlevlerini üstlenmiş birimleri olarak kabule etmektedir.

Girişim bir işletmeyi kurma düşüncesine sahip olma, bunun için çaba sarf etme ve bir işletmeyi kurmadır. İşletme teknik konuyu, girişim ise yasal ve finansal konuları ifade etmektedir.

15. Girişimci: Belirli işletmecilik faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla sahip olduğu finansal kaynakları riske eden ve kar amacı güden kişilere denir.
Ekonomik mal ve/veya hizmet üretmek ve/veya pazarlamak için üretim faktörlerini ele geçirip, düzenli bir şekilde bir araya getiren, kar amacı güden ve girişimlerinin sonucu doğabilecek tüm risklere katlanan kişidir.

Bilgiyi temel alarak genel eğilimlere ve kendisine uygun alanı seçerek ve/veya bilgisini girişimciliğe konu ederek, herhangi bir finansman yöntemi kullanıp (öz kaynaklarıyla, tasarrufuyla krediyle, borçla parasız) tüm insanların yararı için mal ve hizmet yaratma üretmek amacıyla işletme açıp ekonomik gereksinimini ekonomik zenginliğin bağımsızlığını, sosyal prestijini, kendini kabul ettirmeyi ve kendisini aşmayı, açtığı işletmesinde sürdüren, sürdürme arzusunda didinmesinde olana kişidir.

Girişimci, öncelikle başkalarının baktığı ama göremediği fırsatları görüp, bunları birer iş fikrine dönüştürülebilmesini sağlayan ve risk alma yatkınlığı olan kişidir.

Girişimci,
 Mal veya hizmet üretmek ve/veya pazarlamak için ya kendi sahip olduğu, veya başka kaynaklardan sağladığı sermayeyi tehlikeye koyar.
 İşletmenin amaç veya amaçlarına ulaşması için toplumun ihtiyaç ve isteklerini ve bunlardaki gelişmeleri en iyi biçimde bilir ve sezer.
 İsterse, işletme yöneticiliği de yapabilir.
 Yönetim görevini bizzat yürütmek istemiyorsa bunu, bir başkasına devredebilir.

16. Fırsat Girişimciliği: Pazardaki fırsatları görerek ya da potansiyel fırsatları sezinleyerek mevcut olan bir mal veya hizmeti pazara sunmaktır. Bu fırsat mevcut bir mal veya hizmetin pazara yeterince sunulmaması veya pazarda hiç olmamsı yada pazarda ki mevcut işletmelerin istenilen kalitede ki mal veya hizmet pazara sunmamaları nedeniyle ortay çıkar. Bu tür girişimcilik pazardaki fırsatları değerlendirebilecek görüş açısını ve kar edecek biçimdeki kaynakları organize ederek, yönlendirme yeteneği gerektirir.

Yaratıcı Girişimcilik: Yeni bir fikir yada buluşun veya mevcut olan bir mal veya hizmetin, dizayn, fiyat kalite gibi yönlerden iyileştirilerek, kar edecek biçimde pazara sunulmasıdır.

17. Yönetici: Başkaları vasıtasıyla iş gören kişidir.
Yönetici, emrine verilmiş bir grup insanı belirli bir takım amaçlara ulaştırmak için ahenk ve işbirliği içinde çalıştıran kimsedir. Daha net bir tanımla yönetici, bir zaman dilimi içerisinde bir takım amaçlara ulaşmak için insan, para hammadde, malzeme, makine, demir baş v.b üretim amaçlarını bir araya getiren onlar arasında uygun bir bileşim, uyumlaşma ve ahenkleşme sağlayan kimsedir.

Yönetici kendisini işe alan işletme sahibine karşı sorumludur. Ve çalışmaları işletme sahibi tarafından denetlenir.

18. İş: Bir kişinin faaliyetlerin oluşturan görevlerin toplamıdır.
Görev: Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş yada iş görme yetisi. (fonksiyon)
Fonksiyon: Bağımsız değişkenin kat sayıları ile beraber bağımlı değişkenin değerini belirlemesinin kantitatifsel olarak yorumlanmasıdır. Y= f( x ) şeklinde ifade edilir. Burada y bağımlı, x bağımsız değişkeni simgeler.
İşlev: Bir nesne veya bir kimsenin gördüğü iş

19. Çalışan(eleman, personel, iş gören,işçi): Bir hizmet anlaşması ile fikri veya bedeni emeğini işverenin emrine arz eden ve işverene ait bir işte ücret karşılığı çalışan insanlardır.
Patron: Bir ticaret ve sanayi kurumunun başı, mal sahibi.
Müşteri: Kendisinin veya bir başkasının ihtiyaçlarını karşılamak için pazara çıkan kişidir.
Tüketici: kendisinin veya ailesinin istek ve ihtiyaçlarını tatmin etmek için satın alma satın alma faaliyetinde bulanan veya potansiyeli olan geçek kişilerdir.
Tüketici Hakları: tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu,aydınlatıcı,eğitici,zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin kavramlardır.

20. Ücret: Üretim faktörlerinde emeğin karşılığıdır. İşveren açısından, iş görene bedensel veya fikirsel olarak yaptığı iş ya da işler karşılığında ödenen bir giderdir.
Ücret, teşebbüsün kar veya zararına bağlı olmayan ve müteşebbis tarafından emek sahibine üretilen malın satışı beklenmeden ödenen miktarı belirlemiş bir gelirdir.

Kar: İşletmenin kazancı ile sermayesi arasındaki ilişkidir. Satış geliri ile maliyet arasındaki farktır. Bir başka deyişle bir işin riskine katlamanın bedelidir.

Faiz: Fon sahibi olan kişiler bunları şimdi tüketmek yerine ileride tüketmeye razı olmak için ve/veya bu çeşit fonları arttırmak yani tasarruf etmek için belirli bir getiridir. Ödünç alınan belirli bir fonun kullanma bedelidir.

Rant: Bir arazi parçası veya her türlü doğal kaynak ve servetler kiraya verilince, bunların sağladığı gelire denir.

21. Sermaye: Üretimde kullanılan ve kendileri de üretilmiş olan mallardır.
İşletmecililik Açısından Sermaye: işletmenin çalışmalarını sürdürebilmesi için gerek duyduğu tüm maddesel ve maddesel olmayan varlıkların toplamıdır.
Muhasebe Açısından Sermaye: Üretimde kullanılan, üretim araçlar ile üretime etken olan iktisadi değerlerdir.
Ekonomi Bilimi Açısında Sermaye: Faiz oranının ödünç verilip alınan paranın arz ve talebine göre oluşmasıdır.

22. Bilim: Evrenin ya da olayları bir kısmını konu edinip deney yolları ile ve gerçekliğe dayanılarak yasalara yükselmeye çalışan bilgidir.

İşletme Bilimi: İşletme yapılarının sürekli, gelişme gösteren, değişken ve değişken olduğu kadar dinamik bir yapıya sahip olmasıdır.

İşletme bilimi, işletme içi ve işletmeler arası olay ve faaliyetlerle ilgili sebep-sonuç ilişkilerini ele alarak bir işletmenin amaçlarına en etkin biçimde nasıl ulaşacağını inceler.

İşletme bilimi, iktisat, matematik, istatistik, hukuk ve davranış bilimleriyle ilgilidir.

23. Sanayii (Endüstri): Büyük işletmelerin makineler kullanarak mekanik ve kimyasal yöntemlerle çeşitli maddelerden üretim yaptıklarını ortaya koymalarıdır. Girdi olarak kullanılan ham maddeleri, yarı mamulleri veya mamulleri çeşitli işlemlerden geçirerek, insanlara belili yararlar sağlayan tüketim mallarına yada endüstriyel mamalar dönüşmesini sağlayan büyük ve küçük ölçekli işletmelere denir.

Sanayii Devrimi: kömürün ve ısı makinasının büyük çapta kullanımı ile genişleyip büyük insan topluluklarını egemenliği altına almasıdır. 1763'de James Watt'ın icat ettiği buhar makinasının teknolojik yeniliğe dönüşmesiyle başlamıştır. Önce buhar daha sonra elektrik enerjisi üretim sürecinin içine girmiştir. Bu dönem ,aynı zamanda fabrika üretiminin ortaya çıkışıyla yoğunlaşan işçi hareketinin dünyaya devrimler yaşattığı bir dönemdir.

24. Teknoloji: “teknoloji; bilimsel yöntemleri kullanarak gerçek hayat problemlerinin çözülmesinde bir köP rü oluşturmaktır”

Teknoloji, sermaye malı, proje, teknik özellikler, bilgi ve teknik yardım şeklinde olabileceği gibi (hard technology), yönetim, pazarlama, finansal organizasyon, idari teknikler ve bilgisayar programları şeklinde de (soft technology) olabilir
Teknoloji çeşitleri:
 Üretim Süreci Teknolojisi (Process Technology)
 Ürün Teknolojisi (Product Technology)
 Katı Teknoloji (Hard Technology)
 Yumuşak Teknoloji (Soft Technology)
 Sahip olunan Teknoloji (Proprietary Technology)
 Taklit Teknoloji (Nonproprietary Technology)
 Yenileme Teknolojisi (Innovation Technology)
 Üretim Teknolojisi (Production Technology)
 İnsan Teknolojisi- Malzeme Teknolojisi (Human Technology (Material Technology)
 Bilgi Teknolojisi (Knowledge Technology)
 Genel Teknoloji-Sisteme Özgün Tek. (General Technology) (System-Specific Technology)
 Firmaya Özgün Teknoloji (Company-specific)
 Yeni Teknoloji (Front-end Technology)
 Eski Teknoloji (Old Technology)
 Paket halinde Teknoloji (Bundled Technology)
 Bağımsız Teknoloji (Unbundled Technology)
 İçerilmiş Teknoloji (Embodied Technology)
 İçirilmemiş Teknoloji (Disembodied Technology)
25. Lisans: Lisans genel anlamda Yasal İzin olarak değerlendirilir.
Tescilli bir markanın kullanım hakkı (lisans) tescil edildiği mal veya hizmetlerin bir kısmı veya tamamı lisans yoluyla üçüncü kişilere verilebilir.

Patent: Yeni, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir olan buluşlara yetkili makamlar tarafından (Türk Patent Enstitüsü) verilen belgeye kısaca Patent diyebiliriz. Patent belgesi ile buluş sahibi, buluşunun başkaları tarafından kullanılmasını engelleme hakkına sahip olmaktadır.

Patent; buluş sahibinin buluş konusu ürünü belirli bir süre üretme, kullanma veya satma hakkıdır. Aynı zamanda, bu hakkı gösteren belgeye de patent denir.

Know-how: bir firma tarafından geliştirilen üretim, satış yönetimi gibi, o firmayı diğerlerinden ayıran teknik. Eğer bir yöntem başkaları tarafından biliniyorsa bu know-how olarak düşünülemez.

26. Küreselleşme : Küreselleşme, dünyadaki ekonomilerin, özellikle ticari ve finansal akımlar aracılığıyla giderek artan biçimde bütünleşmeleridir.

Küreselleşme; tüm konulara ulusal ve uluslar arası boyutların ötesinde en kapsamlı olarak yaklaşmadır. Planlama, uygulama, kontrol eylemlerinin tek ölçüye, en uç ölçüye göre yapılmasına denir.

27. Küresel işletmecilik: teknolojiye, finansmana, insan kaynaklarına, yönetim kültürüne en ekstrem dünya ölçeklerinde yaklaşılmasıdır.

28. İnternet: bir çok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağıdır. Aynı zamanda, insanların her geçen gün gittikçe artan "üretilen bilgiyi saklama / paylaşma ve ona kolayca ulaşma" istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknolojidir. Bu teknoloji yardımıyla pek çok alandaki bilgilere insanlar kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde erişebilmektedir."Bilgi Ağı" üzerindeki bilgi iletimi ve paylaşımı bazı kurallar dahilinde yapılmaktadır. Bu kurallara kısaca "internet protokolleri", ya da TCP/IP protokoller ailesi denir.

WWW (Word Wide Web): Dünya çapında ağ. Hypertext tabanlı, dağıtılmış Internet bilgi sistemi. Kullanıcılar hypertext dokümanları oluşturabilir, daha önce oluşturulan dokümanları düzenleyebilir, gözden geçirebilir. İstek birimi ve hizmet birimi programlarını ücretsiz olarak temin edebilir İsviçre parçacık araştırma merkezi tarafından yaratılmış olan hipertext tabanlı, dağıtılmış bilgi sistemi. Kullanıcılar hipertext dökümanları yaratabilir, düzeltebilir, yaratılmışları gözden geçirebilir. Kullanıcı (client) ve dağıtıcı (server) programalarını ücretsiz olarak temin etmek mümkündür.

29. Intranet: Intranet, firmadaki personelin ya da müşterilerin, hazırlanan dokümanlara, takvimlere, grup içindeki duyurulara, haberlere ve üye bilgilerine kolayca ulaşabileceği ve onları paylaşabileceği güvenli ve firmaya özel bir alandır. Intranet şifre ile korunur yani Intranete kimin erişip erişemeyeceğinin kontrolü tamamen firmaya aittir.
Intranet Internet'in lokal yani şirket içi dahili olanıdır. Kuruluş ve inşa tarzı olarak bir Internet sayfasından hiçbir farkı olmamasına rağmen Internet sayfalarında genel ağırlık görüntü ve bilgi vermeye yöneliktir. Oysa Intranet'de uygulama yönü ağır basan işlevsel sayfalar çoğunluktadır.
Intranet, sadece belirli bir kuruluş içindeki bilgisayarları, yerel ağları (LAN) ve geniş alan ağlarını (WAN) birbirine bağlayan, çoğunlukla TCP/IP tabanlı bir ağdır. Yani, küçük Internet!, Internet'in daha özel bir hali. Intranet'ler gateway'ler ile diğer networklere bağlanabilir. Temel oluşturulma amaçları, kuruluş bünyesinde bilgileri ve bilgi işlem kapasitesini paylaşmaktır. Intranet'ler, şirket(ler) içi tele-konferans uygulamalarında ve farklı birimlerdeki kişilerin biraraya gelebildiği iş gruplarının oluşturulmasında da kullanılırlar.
Elektronik İşletme: İşletme fonksiyonlarını elektronik faydaları ve sanal ortamı kullanarak karşılayan işletmelere denir.

30. Web Sitesi: Internet'in en çok kullanılan alanı. Elinizde yazı, resim, grafik, hatta müzik, video, animasyon gibi öğelerden oluşan bilgileri uygun bir şekilde bir araya getirip, başkalarıyla paylaşmak, bu malzemeleri dosyalayıp, çoğaltıp, adresini bilmediğiniz kişilere ulaştırmayı belli bir sitede toplamayı sağlar.

31. Elektronik Pazar: Pazar alanı kavramı ticarette yeni bir kavram değil. Binlerce yıldır insanlar birçok satıcının aynı fiziksel ortamda buluştuğu pazar alanlarında ticaret yaptılar. Pazar alanlarının en büyük yararı ticaret yapmaya gelen satıcı ile müşteriyi buluşturmak ve kısa bir zaman dilimi içerisinde pazardaki müşterinin birçok farklı ürüne tek noktadan hızlı ulaşmasını sağlamaktı. Bugün ticaretin amacı değişmeden kalmış ama yapılış biçimi internet teknolojisinin vaad ettikleri ile çok farklı bir şekle bürünmüştür.
Elektronik Ticaret: birçok alıcı ve satıcı firmanın elektronik ortamda biraraya gelip alım satım işlemlerini gerçekleştirdikleri yeni ticaret şeklini ifade etmektedir.

Elektronik Ticaret veya "E-Ticaret" anlam olarak genellikle internet üzerinde mal ve/vaya hizmet satın alma hareketi olarak tanımlanmaktadır.

32. Bilgi: İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek, ve ilkelerin bütününe verilen ad, malumat. Öğrenme araştırma veya gözlem yoluyla elde edilen gerçek.

Bilgi Kuramı: Bilginin temelini bilim alanında uygulanan yöntemleri sınır ve güvenilirlik bakımından inceleyip araştıran felsefe dalı yada epistemoloji.

Bilgi İşlem: Özellikle bilgisayar ve benzeri makinalarla yapılan işlemlerin düzenli biçimde yürütülmesi.

33. Veri: Bir araştırmanın bir tartışmanın ir muhakemenin temeli olan ana öğe, mut veya done. Bilişim de olgu, kavram veya komutların iletişim yorum ve işlem için elverişi biçimli gösterimi.
Data(Veri)

34. Amaç: Belli bir süre içinde gerçekleştirilmesi veya ulaşılmak istenen sonuçlardır.
Amaçlar, işletmenin erişmeye çalıştığı uzun dönemi genel sonuçlardır.

Hedef: Amaçlara erişmek için gerekli olan kısa dönemli şama durumlarını oluşturur. Daha açık ve ölçülebilirdir.
Hedef, belirlenmiş bulunana stratejik amaçların işletmenin bölümlerine göre ayrıntılı hale getirilmiş son durumudur.

35. İşletmelerin Genel Amaçlarırucker’a göre çalışılan pazarın belirlenmesi, yenilik, verimlilik, finansal ve fiziksel kaynaklar, karlılık yönetici yetiştirme ve geliştirme, işçi yetiştirme ve geliştirme halka karşı sorumluluk genel amaçların geliştirilebileceği alanlardır. Uzun süreli amaçlardır. İşletmenin ömrü boyunca devam edebilir.
İşletmelerin genel amaçları, uzun dönemde kar sağlamak, topluma hizmet etmek e iletmenin yaşamını sürekli kılmaktır.

36. İşletmelerin Özel Amaçları: sürekli olarak tüketicilere daha iyi ve kaliteli mal veya hizmet sunmak, işletmede çalışan personele iyi ücret ödemek, topluma veya devlete hizmet ve işletmede çalışmayı sürekli kılmaktır.

Ucuza mal edip ucuza satmak, büyümek gelişmek, topluma ve devlete yardımcı olmak hizmet etmek, bir düşünce veya varlığın işlenmesi için olanak sağlamak, ulusal yada uluslarası bir işletme olmak ve uluslararası ilişkileri güçlendirmek.

37. İşletmelerin;
Faaliyet Alanlarına Göre İşletmeler :
 Üretim işletmeleri
 Ticari işletmeler
 Her iki tür faaliyeti birlikte ürüten işletmeler.
Tüketici Türleri :
 En son, nihai, tüketiciler
 Ara tüketiciler
Üretilen Mal Ve Hizmetlere Göre İşletmeler :
 Dayanıklı mallar üreten işletmeler
 Dayanıksız mallar üreten işletmeler
Üretim Araçlarının Mülkiyeti Biçimlerine Göre İşletmeler :
 Özel İşletmeler
 Kamu işletmeleri
 Karma işletmeler
 Yabancı sermayeli işletmeler

Büyüklüklerine Göre İşletmeler:
 Büyük İşletmeler
 Orta ölçekli İşletmeler
 Küçük işletmeler

38. İşletme Kurma Aşamaları :
1. İşletme kurma fikri
2. Kuruluş çalışmalarının planlanması
2.1.1. Yatırım
2.1.2. Yatırım projesi
2.1.2.1.1. yatırım yapma fikri
2.1.2.1.2. Proje öncesi çalışmalar
2.1.2.1.3. Ön proje aşaması
2.1.2.1.4. Değerlendirme
2.1.2.1.5. Kesin proje hazırlanması
2.1.2.1.6. Kesin projenin uygulanması
2.1.2.1.7. Deneme üretimi aşaması
2.1.2.1.8. Açılış ve kapanış projesinin sona ermesi
3. Kuruluş araştırmaları
3.1.1. Ekonomik Araştırmalar
3.1.1.1.1. Piyasa etüdü ve talep tahmini
3.1.1.1.2. Kuruluş yeri ve konumluk yer seçim
3.1.1.1.3. Kapasite belirleme
3.1.2. İşletme büyüklüğünün saptanması
3.1.3. Teknik Araştırmalar:
3.1.4. Mali Araştırmalar:

39. Talep Tahmini: Yatırıma konu ürünün talebine ilişkin kestirimde bulunabilmek için ekonomide ki mevcut üretim kapasitesi, satışlar, stokla, ithalat, ve ihracata ilişkin verilerin n son yıllar itibariyle incelenip, pazar koşullarının bilinmesidir.

Talep tahmini, anketlerle, kilit personelin fikriyle, zaman dizinlerinin projeksiyonuyla, model karararak ve istatistiki yöntemleler belirlenir.

40. İşletmelerin Büyüklüğünü Belirleyen Ölçüler: Nicelik belirten ölçütler; personel sayısı, sermaye miktarı, satış miktarı ve tutarı, kullanılan makine ve tezgahlar ile enerjinin sayısı ve miktarı, işletmenin kuruluş alanı, tüketilen hammadde ve yardımcı madde miktarı,

Nitelik belirten ölçütler; işletmenin yönetim biçimi, sermaye koyanların sayısı ve nitelikleri, işletmenin faaliyet alanının bölgesel, ulusal veya uluslar arası olması, işletmenin ait olduğu iş kolu içinde durumu ve diğer iş kollarına göre yeri.

41. Kapasite: Bir işletmenin elindeki üretim faktörlerini en iyi şekilde kullanarak yapabileceği üretim faktörüdür.

Teorik, pratik,fiili, optimum ve çalışma derecesi olmak üzere beş çeşit kapasite vardır.
Teorik Kapasite( Maksimum Kapasite): İşletmenin veya sahip olduğu makine ve teçhizatın , hiç duraksama ve arıza olmadan, uzaman işçiler elinde yapabileceği en yüksek düzedeki üretim miktarıdır.
Pratik Kapasite (Gerçekleştirilebilir Kapasite): Olağan duraklamalar sonucu elde edilebilen ve teorik kapasitenin altında oluşan en yüksek üretim miktarına denir.
Fiili Kapasite (Uygulama Kapasitesi): İşletmenin belirli faaliyet döneminde gerçekleştirdiği üretim miktarına denir.
Çalışma Derecesi ( Kapasite Kullanım Oranı): İşletmenin o dönem elde ettiği fiili kapasitenin pratik kapasiteye bölünmesi sonucu, çalışa derecesi 8apaite kullanım oranı) elde edilir.
Optimum Kapasite (Kıvamlı Kapasite): Birim başına değişmez ve değişir giderler toplamının en az olduğu kapasitedir.

42. Kuruluş Yer Seçiminde Bölge Ve Yer Seçimini Etkileyen Faktörler: Ticari yarışma durumunda belirlenen üretim yöntemleri ve büyüklüğü altında olası öteki kuruluş yerlerine kıyasla en yüksek kazancı ve rantabiliteyi sağlayan yerdir. Ekonomik ve ekonomik olmayan faktörler şeklinde sınıflandırılabilir. Aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

 Pazara Yakınlık
 Hammadde, Enerji, İklim Ve Su
 İşgücü
 Taşıma
 Devletin Teşvik Ve Sınırlamaları İşletme Dışı Tasarruflar , Kültüre Sosyal Şartlar

Konuşlandırma Yeri: Toplam maliyeti minimum olan yerin seçilip spesifik olarak, şehrin hangi kısmı, hangi arsa veya arazinin en uygun olduğuna karar verildiği yerdir.

Organize Sanayii Bölgesi: İşletmelerin daha sağlıklı bir araya toplanmasına olanak vermek, toplanmanın doğuracağı bazı sakıncaları da ortadan kaldırarak toplanmanın, su, elektrik, kanalizasyon gibi alt yapı problemlerini ortadan kaldırarak yararları artırabilmek amacıyla bir bölgenin düzenlenerek girişimciye sunulmasıdır.
Elektrik, su, kanalizasyon,haberleşme, banka, postane,, ilk yardım istasyonu, eğitim ve araştırma merkezi gibi kolaylıkları olan ve girişimciye uygun bir konumda işyeri sağlayan yerdir.

Sanayi Sitesi: Organize sanayilerle aynı amaca sahiptir, küçük işletmelere hitap etmektedirler, küçük işletmelere alt yapı kolaylıklarına ilave olarak standart bina (atölye) sağlamaktadır.

Serbest Bölge: Ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla beraber, dış ticaret, vergi ve gümrük mevzuatının uygulanması bakımından gümrük hattı dışında sayıldığından ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin yasal düzenlemelerin uygulandığı, yapılan sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş muafiyet ve teşviklerin tanındığı ülkenin diğer kısımlarında fiziki olarak ayrılan ve ticari, endüstriyel ve hizmet faaliyetlerinin yapıldığı yerlerdir.

Serbest Bölgeler, ülkenin siyasi sınırları içinde ama gümrük sınırları dışında kalan; özel teşvikler sağlanarak yabancı sermaye ve teknoloji girişini hızlandırarak ihracat, yatırım ve üretimi geliştirme ve arttırma amacı ile, Bakanlar Kurulu Kararı ve buna bağlı 3218 sayılı Serbest Bölgeler mevzuatı uyarınca kurulmuş bölgelerdir.

43. Anayasamızdaki İşletmeyle İlgili Hükümler :

13/8/1999 – 4446/1 md.) Devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir.

165. madde Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Denetimi Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir.

166. Madde Planlama: Planda milli tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri, bu plana göre gerçekleştirilir.

167. madde II. Piyasaların Denetimi ve Dış Ticaretin Düzenlenmesi Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.
Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.

168. Madde Tabii Servetlerin Ve Kaynakların Aranması Ve İşletilmesi tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.

171. Madde Kooperatifçiliğin Geliştirilmesi Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.

172. Madde Tüketicilerin Korunması Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.

44. Tek Kişi İşletmesi: İşletmenin tek bir sahibi vardır. Bu kişiye tacir denir. İşletmenin her türlü faaliyetinden sorumludur. Kar bölüşümüne olanak sağlar, örgüt yapısı esnektir. Yetki tek elde toplanmıştı.

45. Kuruluş Yeri Seçiminde Kullanılan Etmenler: Geleneksel ve çağdaş kuruluş yeri seçimi yöntemleri vardır:

Geleneksel kuruluş yeri seçimi:
 Kuruluş yeri üçgeni
 Eş maliyet eğrileri yöntemi
Çağdaş kuruluş yeri seçimi:
 Karşılaştırmalı yöntemler
 Ulaştırma modeli
 Doğrusal programlama modeli
 Dinamik programlama modeli
 Karma tam sayılı programlama modeli
 Simülasyon yöntemleridir

46. Adi Ortalık: Şirketlerin özelliklerine sahip olmayan ve özel kanunlarla kurulan işletmelerin dışında kalan ortaklıklardır. Tüzel kişiliği yoktur. Ticaret unvanı olmak zorunda değildir,siciline şirket olarak kayıt olmaz, borçlar kanını hükümlerine tabidir.

47. Kolektif Ortaklık: Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvan altında çalıştırmak amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan, ortaklıkların her birinin şirket alacaklarına karşı sınırlı sorumlu olmaları alacaklıları karşı sınırsız sorumlu olduğu ortaklılara denir.

48. Adi Komandit Ortaklık: En az iki kişi tarafından kurulur, yazılı ve imzaları noterce imzalanmış bir sözleşmeyle kurulu. Sınırsız bir biçimde tüm malarından sorumlu olan ortaklara komandite, yalnızca koydukları sermayeden sorumlu olanlara ise komanditer ortak denir.

49. Anonim Ortaklık: Beş yada daha fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından kurulmuş ve paylara bölünmüş bir temel kapitali, ekonomik amaç ve konusu bulunup, borçlarından ötürü yalnızca şirketin varlığı kadarıyla sorumlu olduğu ortaklıklara denir.

50. Limited Ortaklık: Ekonomik amaç ve konuları için en az iki en çok elli gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulmuş olup, ortaklarının sorumluluğu şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve temel kapitali beli olan ortaklıklara denir.

51. Kooperatif: Tüzel kişiliğe haiz olmak üzer ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarını ve özellikle meslek ve ekonomik gereksinimlerini karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek e kamu tüzel kişileri ile özel iareler, belediyeler , köyle ve dernekler tarafından kurulan esnek sayıda ortaklık ve esnek sermayeli kuruluşlardır.

52. Dernek Ve Vakıf İşletmeleri: Kazanç paylaştırma dışında kurulan kişi ve mal topluluklarıdır. Temel amaçlarına ulaşmak için iktisadi amaçlı işletmeler kurabilirler.

53. Kamu Sektöründeki İşletme Sınıfları :
Genel Yönetim İçinde Faaliyet Gösteren İşletmeler: İdarenin içinde diğer kamu hizmetleri gibi yürütülürler. Bazılarının, ek nitelikte bir ticaret ya da üretim işini sürdürmek için bir bütçede ayrılan sermaye anlamında döner sermayeli oldukları görülür.
Katma Bütçeli Dairelere Bağlı İşletmeler: Bağlı bulundukları daireden döner sermaye olarak faaliyetlerini yürütürler.
Özel Yapılı (Statülü Kuruluşlar): Hizmetin niteliği ve günün koşulları gereği çeşitli düzenlemelerde kurulurlar.
Yerel Yönetim İşletmeleri: yönetim yapısı içinde yerel yönetim kurumları olarak görülen il özel idaresi, belediyeler ve köy idarelerine bağlı olarak kurulan işletmelerdir.
Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) Ve İktisadi Devlet Teşekkülleri(İDT): Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) 1984 yılında çıkarılan 233 sayılı kanun hükmünde kararnameye göre sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üremek ve pazarlamak üzere kurulan kamu hizmeti niteliği ağır basan kuruluşlardır.Sermayesinin tamamı devlete ait iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek için kanunla kurulan kuruluşlara İktisadi Devlet Teşekkülü(İDT) denilmektedir.

54. Çevre: işletmenin kendi dışındaki fakat kendisiyle doğrudan veya dolaylı olarak ilgili faktörleri ifade eder.

İşletme Çevresi :
 Toplumsal Çevre
 Ekonomik Çevre
 Hukuki Çevre
 Teknolojik
 Siyasal Çevre olmak üzere 5’e ayrılır.

55. İşletmenin İç Çevre Unsurları :
 Örgüt Yapısı
 Fonksiyonel Analiz
 Beşeri Kabiliyet

56. İşletmenin Dış Çevre Unsurları : İşletmeyi az veya çok dolayı veya doğrudan etkileyen ve kararlarını şekillendiren faktörler dizinine denir. Çevre faktörlerini üç grupta inceleye bilriz.
 İşletmeyi Doğrudan Doğruya Etkileyen İş Çevresi
 İşletmeyi Dolaylı Olarak Etkileyen Ulusal Çevre
 Hem Doğrudan Hem Dolaylı Yoldan Etkileye Küresel Çevre

57. Uluslararası Çevre: hem işletmenin içinde yaşadığı toplumu ve ulusal çevreyi dolaylı olarak etkileyen, hem de rekabet çevresini doğrudan etkileyen bir nitelik taşır.

Çok Uluslu İşleme: İki yada daha fazla ülkede iş yapan işletmelere denir. Birden çok ülkede yatırım yapı, bu ülkelerde pazarın ve kaynakların denetimde etkin olan işletmelerdir.

58. Ulusal İşletmecilik: Fonksiyonlarını işletme sınırları içersinde sürdüren işlemelere denir.
Uluslar Arası İşletmecilik: İki yada daha fazla ülke arasında işletmecilik faaliyetlerini gerçekleştiren kuruluşlardır.
Çok Uluslu İşletmecilik: İki yada daha fazla ülkede iş yapan işletmelere denir. Birden çok ülkede yatırım yapı, bu ülkelerde pazarın ve kaynakların denetimde etkin olan işletmelerdir.

Birden çok ülkede faaliyette bulunan, kendi ülkeleri dışında üretim faaliyetlerini sürdüren şirketlerdir. Çok uluslu şirketler genellikle dünya pazarları için üretim yaparlar ve gelişme stratejilerine bir ülkeye göre değil, dünya çapında yaparlar.

Uluslar Ötesi İşletmecilik: Ulusal sınırlarını şan çok uluslu bir işletme, kendisiyle birlikte teknolojisini, kültürünü, yönetsel uygulamalarını ve iş yaşamının felsefesini de ülkeye taşımasıdır.

59. Uluslar Arası Rekabet: . “Sermayenin fiyatının en ucuz olduğu yerde elde edilmesi ve en yüksek karı getireceği yerde kullanılmasıdır” felsefesiyle ekonomik faaliyetlerini yönlendiren çok uluslu şirketler, zaman zaman ekonomik boyutu aşan siyasi amaçlar gütmüşler, ekonomik açıdan zarar görme pahasına uzun vadeli stratejiler uygulamışlardır. Bir ülke ne kadar büyük, güçlü ve verimli olursa olsun, dünya pazarındaki konumu için başkalarıyla rekabet halindedir. Aslında tek başına hiçbir ülke teknolojide, yönetimde, yenileşmede, tasarımda, rekabet üstünlüğünü uzun süre korumayı bekleyemez; ama uluslarlaşırı bir şirket bütün ülkelerde iş yapar ve bütün ülkelerde kendini rahat hisseder .
Bölgesel Ticari Bloklar (Uluslararası Ticaret Blokları -International Trade Blocks) : Bazı ülkelerin, aralarındaki ticareti engelleyici nitelikteki koşuları kaldırmak, ekonomilerinin ve ticaretlerinin hacimlerini genişletmek, verimliliği artırmak amacıyla aralarında oluşturdukları ticari birliklerdir. Bu birlikler genellikle, ülkeler coğrafi ve tarihi ilişkilerinden kaynaklanmaktadır.

60. İşletme Bilgi Akışı: Bilginin doğru, zamanında, etkin iletilmesini sağlayan sistemdir.

61. Rasyonellik: İktisatçılara göre "rasyonellik" "kâr maksimizasyonu"dur
Rasyonellik:Bir verimlilik ölçütü olarak kullanılan rasyonellik, eldeki üretim faktörleri ve teknikleri ile mümkün olan en yüksek toplam üretimin yapılmasını ifade eder. Bu kavram en az maliyet bileşiminin gerçekleştirilmesini de kapsar. Bir işletmede belirlenmiş bir amaca en az maliyetle ulaşılması “minimizasyon ilkesi”nin gerçekleştirilmesine dayanır. İşte bu ilke işletmecilik biliminde “rasyonelleştirme” diye adlandırılır. Rasyonelliğin sağlanması, standartlaştırma, yalınlaştırma, makineleştirme, usta işçi kullanma, malzemeden, enerji ve zamandan tasarruf sağlayıcı önlemlere bağlıdır. Bu sayılan önlemler, işletmede verimliliğin, prodüktivitenin arttırılması ve bunun sonucu maliyetlerin düşürülmesine neden olur .

Verimlilik: verimlilikten işçiler başka, işverenler başka, hükümet de başka bir anlam çıkarma eğilimi sergilemektedir. İşçiler yönünden “ücret karşılığı olmaksızın daha çok çalışma” biçiminde anlamlandırıldığı için ürküntüyle karşılanan verimlilik işverenler yönünden “karlılıkta bir yükselme”, hükümet yönünden ise “vergilerdeki artış” diye anlaşılabilmektedir. Verimlilik tek bir anlam taşımakta ve kaynakların ürüne dönüşebilirlik düzeyini yansıtmaktadır.

İktisadilik: İktisadi faaliyetin veya çalışma amacının ihtiyaçlarının giderilmesidir.
Karlılık(Profitability) : işletmenin belli bir dönemde sağladığı karın aynı dönem işletmede kullanılan sermayeye oranıdır.Karlılık ayrıca üretim maliyetinin sermayeye bölünmesi şeklinde de formüle edilebilir.
Üretkenlik: Üretken olma durumu.
Etkenlik: etki yapan olma durumu-faktör.
Etkinlik (Effectiveness):, işletme/kurumun amaçlarını gerçekleştirebilmek için kaynaklarını, sinerjik güçlerini değerlendirerek, çevresi ile ilişkilerini de dikkate alıp, kurumun yapısını buna göre biçimlendirmesini ifade etmektedir.
Etkililik: Etkili olma durumu

62. Risk: Zararın veya hasarın ortaya çıkmasının muhtemel olduğu durumdur. Risk temel olarak yatırılan paranın kaybedilme tehlikesidir.
 Ticari ya da spekülatif riskler
 Mutlak ya da tesadüfi riskler

Ticari riskler,bir işin karlı olup olmaması,piyasanın beklenen cevabı verip vermemesi, fiyat ve maliyetlerin sonuçlara etkileri gibi; iş adamının kısmen kontrolünde, işin doğası gereği karşımıza çıkan risklerdir. Örneğin, puanlı ve kırmızı renkli kumaş ile yapılacak mayoların önümüzdeki yaz çok satacağını düşünen bir girişimcinin, bu yönde yatırım yapması, bir mutlak risktir. Bu tür riskleri, yatırımcıların kendileri ile o işe kredi ya da teminat veren bankalar taşımaktadır.

Mutlak riskler ise, işin doğal yapısı ve akışına bağlı olmaksızın meydana gelen, işadamının kontrolü dışındaki ani ve beklenmeyen olayların ortaya çıkardığı risklerdir. İnsan hataları ve kasıtları ile doğal afetler ve kazalar bu tür riskler arasındadır.

Risk Nedenleri: spekülatif, doğadan, teknolojiden, insandan, sosyal ve politik nedenlerden olabilir.

63. İşletmelerin Birleşme Nedenleri: iki yada daha fazla işlemenin kaynaklarını birleştirerek yeni bir işletme oluşturduklarında ortaya çıkan işletmelere denir.
Daha fazla kar sağlayabilmek başlıca amaçlarıdır.
64. Yasal Birleşme Türleri :
İşletmelerin Hukuksal Bağımsızlıklarını Etkilemeyen Birleşmeler:
 Centilmenlik anlaşmaları
 Konsorsiyumlar
 Karteller
 Konsernler
İşletmelerin Hukuksal Bağımsızlıklarını Etkileyen Birleşmeler:
 Tröstler
 Oy(Voting) Trösleri
 Kaynaşma (Füzyon –Merger) Tröstler
 Holdingler
65. Yasal Olmayan Birleşme :
66. Concern: şirket; teşebbüs, işletme , müessese, iki veya daha fazla işletmenin tasarruf amacıyla , hukuk ve ekonomi yönünden bağımsız kalmak şartıyla mali açıdan tek bir yönetim altında toplanmasıdır. Bu toplanma, hisse senetlerinin el değiştirmesi yoluyla kurulmuş bir ortaklık olur. Diğer ortaklıklardan ayıran en önemli konu budur. Böylece yönetim dolaylı da olsa tek elde toplanmış olmaktadır.
Corner: işletmelerin yönetimini ellerinde bulunduran iş adamlarının sözlü olarak anlaşmaları ile belirli kalitedeki bir veya birkaç malı fazla miktarda depo etmek konusunda kurdukları bir kuruluştur.

Spekülatör (Speculator): Gelecekteki fiyat değişikliklerini tahmin ederek kâr elde etme amacıyla spekülasyon yapan kişilere verilen addır. Spekülatörlerin faaliyetleri özellikle ekonomik ve siyasi bunalım dönemlerinde bu bunalımın niteliğini arttırıcı rol oynayabilir.
--------------Tualimforum İmzam--------------
Aksini Belirtmediğim Takdirde Yazdığım Konular ALINTIDIR



Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri

Anaokulu - İlköğretim

Sınav Soruları ve Ders Notları
SERDEM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
ders, genel, notlari, İsletme


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
İşletme fakültesi - Girişimcilik Ders Notları (UNİTE 6) SERDEM Açıköğretim 4. Sınıf Ders Notları 0 26.05.09 02:26
İşletme Fakültesi - Girişimcilik Ders Notları (Unite 5) SERDEM Açıköğretim 4. Sınıf Ders Notları 0 26.05.09 02:26
İşletme Fakültesi - Girişimcilik Ders Notları (Unite 3) SERDEM Açıköğretim 4. Sınıf Ders Notları 0 26.05.09 02:24
İşletme Fakültesi - Girişimcilik Ders Notları (Unite 2) SERDEM Açıköğretim 4. Sınıf Ders Notları 0 26.05.09 02:24
İşletme Fakültesi - Girişimcilik Ders Notları SERDEM Açıköğretim 4. Sınıf Ders Notları 0 26.05.09 02:23


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:01 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2