tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > GÖRSEL SANATLAR > Sanat Tarihi ve Evreleri > Batı Sanatında Modern Akımlar
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Batı Sanatında Modern Akımlar Batı sanat akımları ve batı sanatında modern akımlar ile ilgili bilgiler,dökümanlar...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Kübizm..
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1788

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 18.11.08, 21:31   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Delta Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesajlar: 561
Konular: 497
Puan Grafiği
Rep Puanı:1952
Rep Gücü:0
RD:Renklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant futureRenklerin Dansı has a brilliant future
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 3
26 Mesajına 86 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Kübizm..


“Benim arayışlarımdan söz ediyorlar, ben aramam ki... Bulurum.”
Pablo Picasso


KÜBİZM




Çoğunlukla geometrik şekiller kullanan artistik stile verilen. Bütün şeklin dağıtılması, parçalanması.
1907-1914 yılları arasında Fransa'da İspanyol asıllı sanatçı Pablo Picasso (1881-1973) ile Fransız George Brague'in (1882-1963) önderliğinde gelişen sanat akımıdır. Resimlerde geometrik şekiller esas alındığı için kübik-izm diye anılmıştır.
Kübizme yön veren ilke, üçüncü boyutun tuvalin üstüne perspektifin göz yanıltıcı etkisine başvurmadan yalnız resim öğeleriyle getirebilmesidir. Öyleyse perspektif her zaman bir mekan yanıltması getirdiğinden, bundan böyle resimde ele alınmamalıdır. O nedenle resimler parçalanır, dışa katlanıp açılır, önden ve arkadan gösterilir. Biçim ise tümüyle ressamın egemenliğindedir. Artık yalnız görüldüğü ya da algılandığı gibi değil, düşünüldüğü gibi resme geçilir.

Kübizmin üzerindeki etkili olan unsurlar şu şekilde belirtilebilir.
a.Cezanne’in resimde kullanılan nesnelerin geometrik asıllarıyla ortaya konulaşabileceği hakkındaki uyarı ve uygulamaları
b. Geleneksel Afrika sanatı
c. Pozitif bilimlerdeki başarı ve sonuçlar
Kübizmin amacı, nesneleri “İzleyicinin bulunduğu yerden görebileceği biçimde” değil, değişik şartlardan ve başka açılardan görülebilecek özellikleriyle de olduğunu ortaya koymaktadır.Bir anlamda resme dördüncü boyutu (zamanı) katmanın çabası vardır.
Kübizmin babası ve yaratıcısı Cezanne dir. Kübist gelişmenin başlangıç noktasını Picasso’nun 1907’de tamamladığı Avignon lu Kızlar adlı tablosu temsil eder.
20. yüzyılın en önemli sanat akımlarından olan Kübizmde yansıtmacılığın Rönesans tan itibaren süre gelen kurallarını kökten sarsmış ve bütünüyle farklı bir biçimsel kurgu yaratmıştır. Picasso, Avignonlu Kızlarla insan figürünün klasik formu ve tek nokta perspektifi ile sağlanan derinlik temsilciliği prensibini tümden yıkmıştır. Üstelik bu yeni yaklaşım insan anatomisinin geometrik parçalara ve üçgene indirgenişinde ve normal anatomik oranların göz ardı edilişinde gözlemlenebilir. En önemli eseri Avignon lu Kızlar ve bu olayla kübizm başlamaktadır. 1911’den sonra doğada bir modelden çalışmayı artık tamamen bırakan kübistler temsiliyetçi uzaydan tamamen uzaklaştılar. Bunun yerine dış dünyayı tanımlayan işaretler ve biçimsel anahtarlar kullanmaya başladılar. Cezanne stili çakıştırmalı görüntüler yerine, her figürü en iyi tanımlayan görüntüleri işaret haline getirip kullandılar. 1912’den itibaren kübizmin ulaştığı çok noktalı perspektif ve birbirinin içine giren pekçok düzlem dış dünyanın tamamıyla temsiliyetçiliğinden uzak bir ifadesini vermiştir. 1925’e gelindiğinde kübizm artık stil olarak pek çok olasılığı gerçekleştirmiş bulunuyorlardı. Kübizmin ilerleyen yıllarında Picasso ve Brague’da kendilerinden önce gelen sanatçıların dış dünyanın gerçek görüntüleri üstünde yoğunlaşmış olan, daima gerçek hayatta da birbirleriyle ilgili objeleri (Örneğin bir gazete, hasır, koltuk ve bardak gibi) çizdikleri halde kübistler gitgide dış dünyadan kopuk görülen resimler yaptılar. Bu sonuçta resimlerin çok fazla düzleştiğini düşünen Georges Brague derinlik kavramı yaratabilmek için önce resme harf katmayı, sonrada (Collage)’ı keşfetti. Bu yeni üsluplarla kübizm daha çok derinlik hissi verebiliyor hale geldiği halde aynı zamanda dış dünyanın gerçekçiliğinden bir adım uzaklaşmış oluyordu.
Collage ise resme, resmin üst düzeyinin önünde yapılanan, somut bir derinlik öğesi kazandırmaktadır. Ayrıca, Collage, neyin sanat, neyin gerçek olduğu gibi modern sanatta çok önemli bir kavramlada ilgilidir. Özellikle kübistler modern insanların çevrelerine bakışına çok önemli yeni, parlak ışıklar tutmuşlardır. Onların getirdikleri yeni biçimsel akılcı formlar, yeni bir yüzyılın görsel ve estetik gelişimlerine de yeni kapılar, yeni ufuklar açmıştır.
Kübist gelişmenin başlangıç noktasını Picasso’nun 1907 de tamamladığı Avignonlu Kızlar adlı tablosu temsil eder.


KÜBİZM İKİ ÇEŞİTTİR




1: Analitik Kübizm: 1910-1912 yılları arasındaki kübizm nesneleri binlerce parçalara ayrıştıran çözümlemeci bir yolda gelişir. Soyut bir sanat değildir, sanatçı izleyenlere parçalamış olduğu nesneyi birleştirip bir bütün olarak algılayıp bir şeye benzetmelerini ve ortaya çıkartmalarını istiyor. Tabloya bakan insanlar parçaları birleştirerek bir bütün haline getirip bu eser şudur,şuna benziyor diyebilmelidir ve yorumları yani resimleri sadece ressam bilmeyecek,karşısındaki insanlarda bilecek.

2: Sentetik Kübizm: 1912 den sonra ise resme gazete kupürleri, kutu ve bezler yapıştırılır.
Çeşitli insan figürleri ve portreler yapan kübistler natürmortlarında ise en çok müzik aletleri, resim paleti ve sürahi gibi nesnelere yer vermişlerdir.
Birinci Dünya savaşı sıralarında uluslar arası bir sanat akımı olarak ilgi duyulan kübizm heykel, mimari grafik ve dekoratif sanatlarda da etkili olmuştur.
Pablo Picasso 1904’te Paris’e yerleşir. Burada göçebe yaşayanların, palyaçolarla ip cambazlarının dünyasına hayran kalır. Etkileyici çarpıtmalarla neredeyse tek renkli denebilecek mavi bir ton kullanarak onların resimlerini yapar. Onun bu dönemine “Mavi Dönem” denir. Pembe Dönemi’nde de yine aynı konular vardır. Ama renkler daha yalınlaşmıştır. 1907’de Avigno’lu Kızları (Modern Sanat Müzesi – New York) yapar. Bu resimde kısa süre önce tanımış olduğu zenci yontularının etkileri izlenir. Buradaki figürlerin yalın ve köşeli düzenlenişi Kübizm’in doğuşunun habercisidir. Kompozisyondan insanı kavrayan renk, lekelerinden ve biçim çarpılmalarında tedirgin edici, etkiyi, kuşkusuz resimde canlandırılan “Salon”da uygun düşmektedir. Ondan önce hiç kimse bu biçimde resim yapmış değildir. Aynı sıralarda Brague’da Fovizmden ayrılmakta, hiçbir havası olmayan, Streometrik çizimlerle oluşturduğu “Estague de evler” (Sanat müzesi, Bern) manzaralar yapmaktadır.
Matisse bu ismi görünce “Şuraya bakın küp" diye bağırır. Picasso kübizme gittikçe daha çok yönelir. Başka insanlar, başka ressamlarla birlikte Mont Martre da “Bateau ‘Lavoir” yeni çamaşır teknesi adını verdikleri bir atölyede çalışmaktadır. Burada onu aralarında Leo Stein’da bulunduğu eleştirmenler, ünlü yazarlar, sanatçılar ziyarete gelir. Juan Griss kübizmin biçimlerin çözülüp dağıtıldığı bu çalışmasını “Çözümleme dönemi” (Analitik) olarak nitelendirilir. Resim konuları oldukça sınırlıdır. Ev eşyaları ve müzik araçları ile yapılmış natürmortlar arada bir figür (Mandolinli Kız) ya da bir portre herhangi bir mekansal çevre yaratılmadan üçüncü boyut renk tonlarıyla yakalanır.
1912’ye doğru kübizmin “bireşimci” (sentetik) aşaması başlar. Artık biçimler parçalanmakta gazete kesikleri, cam, sigara yardımıyla yepyeni biçimler oluşturulmaktadır. Bu tür çalışmaya Collage adı verilir. Bu yeni yöntem cisimlerin resminin yapılması ile son bağları da koparır. Artık resmin bağımsızlığına erişilmiştir.
Birinci Dünya Savaşı’nda Brague askere gider ve Picasso’yla ilişkisi kopar. Savaştan sonra kendi kübist üslubunu olgunlaştırır. Üstün bir renk inceliğine ulaşır.
Brague ve Picasso’nun resimleri birbirlerine benzemektedir. Çünkü aynı akımı gerçekleştirmişlerdir. Aynı zamanda aynı atölyede çalışmışlardır. Birbirlerinden etkilenmeleri söz konusudur.


Joan Gris bireşimci kübizmi geliştirir. Collage (Kolaj) tekniğini boyalarıyla uygular. Leger kübizmden edindiği deneyimler üstüne kurduğu çok büyük boyutlu resimlerinde makinaları ve işçilerin dünyasını canlandırır.
27 Nisan 1937 yılında Almanlar’ın saldırısıyla Guernica kasabası bombalandı. Picasso bu olaydan çok etkilendi ve bunun üzerine Guernica adlı bir eser yaptı. Guernicada ağlayan insanlar felaket ve benzeri resmediliyordu. Bir gün Picasso atölyesinde resmi tamamlamak üzere olduğundan Alman komutan içeri girer ve resme uzun bir süre baktıktan sonra bu resmi sen mi yaptın diye sorar. Picasso’da hayır siz yaptınız cevabını verir.


1937 yılının Ekim ayında anne – çocuk çizimlerinden yola çıkarak, Guernica’nın bir tür dipnotu sayılabilecek ağlayan kadını yaptı. Çağın yaygın konusu olan çekilen acılar burada çok yakından bakılan bir kadın başına sığdırılıyordu. İlk bakışta resim salt sanatsal öğeleriyle dikkat çeker. Oysa bu resme nereden ve nasıl bakarsak bakalım orta yerinde genellikle bir acı olarak kullanılan mendilin çok köşeli biçimi gözümüzü alıyor. Kadın umutsuzlukla mendili ısırmış gözyaşları mendile doğru akıyor. Mendil kadının ağzını bir peçe gibi örterek acısının şiddetini vurguluyor ve renklerindeki mavi beyaz karşıtlığı Guernica’ıyı akla getiriyor. Picasso 92 yaşına kadar yaşadı ve bu süre zarfında birçok ödüller aldı ve birçok sanatsal eserler meydana getirdi. Bunların birkaçı aşağıdadır.
Picasso’dan Bir Yaşam Hatırası:
Bir ülkenin hükümdarı dönemin en ünlü ressamını huzuruna ister ve ondan bir horoz resmi çizmesini isteyecektir. Ve ülkenin en iyi ressamı Picasso gelir. Picasso hükümdardan bu resim için üç ay süre ister. Üç ay sonra Picasso elinde boş bir kağıt ve kalemle gelir hemen bir horoz resmi yapar. Hükümdar çok şaşırır. Madem bu resmi on saniyede bitirecektin benden niye 3 ay zaman istedin diye kızar. Picasso’da hükümdarı atölyesine gelmesini ister. Bunun üzerine hükümdar atölyeye gider ve Picasso dolabı açar, dolabın içinden en az üç yüz tane eskiz dökülür. Hükümdara dönerek bu resim 3 aylık çalışmamın ürünüdür der.

Kübizmin bir başka sanatçılarından biri de Salvador Dali dir.


Salvador Dali 6 yaşında aşçı olmak istiyordu 7 sine geldiğinde aklını Napolyon'la bozmuştu. Napolyon gibi olmak istiyordu. Gitgide daha hırslı oldu hırsı arttıkça kendine beğenmişliği de arttı. Şimdi artık sadece Salvador Dali olmak istiyordu. İlk resmini de bu erken yıllarda yapmıştı. 10 yaşında iken izlenimcileri, 14 yaşındayken 19.yy akademik ressamlarını keşfetti. 1927 yılında 24 yaşında geldiğinde artık Dali olmuştu.


Ona İspanyolca El Salvador : kurtarıcı adını takmışlardı.
Çünkü Dali ye göre resim sanatını “soyut resim, akademik,gerçek üstücülük, dadıcılık ve bütün öteki karmaşacı-lıkların yarattığı ölüm tehlikesinden –kurtarması alnında yazılıydı-
Salvador Dali gerçekten de zamanın tüm moda akımları çocuk oyuncağı gibi geliyordu. İzlenimciliği, noktacılığı, kübizmi, yeni kübizmi, gelecekçiliği incelemiş, resimlerinde kimi zaman Picasso ya kimi zaman Matisse’e şaşırtıcı bir ustalıkla göndermelerde bulunarak onlara saygısını göstermişti. Etkilendiği kaynakları saklama gereği duymuyordu. Hevesi ise pek çabuk geçiyor, birkaç hafta sonra yeni arayışlara giriyordu.
Salvador Dali çalışmalarını Paris'te sürdürmek yolundaki isteğini Babasına benimsetmesi zor olmamıştır. 1927 başlarında Halası ve kız kardeşiyle birlikte Paris'te bir hafta kaldı.Daliye göre bu sürede üç önemli iş yaptı. Versaillesi Gevin müzesini gezdi ve Picassoyla tanıştı. Picasso'nun çalışmalarını milimi milimine inceleyen kübist ressam Manuel Angeles Ortiz onu Picassoy’la tanıştırdı. Ortiz’i Lorca kanalıyla tanıyordu.

Bir sözünde “Picasso nun atölyesine girer girmez derinden etkilendim sanki onları huzurundaymışım gibi, saygı doluydum. Louru’e görmeden sizi görmeye geldim.” Dedi. Oda doğru olanı yapmışsın diye yanıtladı.

1910 dan sonra Picasso ve Brauque’a yaklaşan sanatçılar Gleizzez (1881-1953), Jean Metzinger (1883-1956), Fernand Leger (1881-1951) Delaunay (1885-1941), Villon (1875-1963), İspanyol Juan Gris (1887-1927), Hollandlı Piet Mondrian (1872-1944), Polonyalı Marcoussis (1883-1941), İsviçreli Jeanneret (Ünlü mimar Le Corbusier 1887-1969) dır.
Kübizm, birinci dünya savaşı sıralarında uluslararası bir akım olacak ilgiyi de kazanmıştı.



SaygiLarimLa..!
Renklerin Dansı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
kubizm


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Kübizm tualim Sanat Akımları 1 27.02.08 16:12


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:58 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2